Geçmişin Peşinde

#1
En başından beri hep merak etmişti geçmişini, aklı basmaya başladığından beri. Ailesinde, aile geçmişine dair bolca ve bir o kadar da az bilgi vardı ki. Ailesinin nereden geldiğini pek umursamıyordu. Merak ettiği, buraya geldiğinde neler yaptığıydı. En azından soy isminin, ya da isminin bir anlamı olmalıydı. Lakin bunları bile bilmiyordu. Bu sebeple boş bir gününde çıkıp geçmişini aramaya karar vermişti. Bunun için ise öncelikle ailesinin yanına gidip, bu durum hakkında bir kaç soru sormayı düşündü. Aile evine çok uzak değildi. Gerektiğinde hızlıca yardıma gidebileceği, aynı zamanda da rahatça yaşayabileceği, ailesinin baskısı olamayacak kadar da uzaktaydı. Tam konumunda, çok güzel bir evi bulmasının ise büyük bir şans olduğunu düşünüyordu.

Evin kapısından içeriye girdiği gibi önce kız kardeşi ile karşılaşmıştı. Hisoto kendisinden yaşça çok küçük olmasa da, yine de onu her gördüğünde gözünün önünde Hisoto'nun çocukluğu canlanırdı. O çocuk Hisoto'yu gördüğünde de içindeki koruma içgüdüsü ortaya çıkıyordu istemsizce. Hisoto ise Hiro'yu her görüşünde koşa koşa boynuna sarılırdı. Araları her zaman bu kadar iyi olmamıştı tabi ki. Hironen ailesi ile birlikte yaşarken sürekli bir çatışma vardı aralarında. Ne zaman ki Horinen aile evinden ayrılıp kendi ayakları üzerinde durmaya başladı, işte o zaman araları yavaş yavaş iyileşmeye başlamıştı.

"Güzelim, nasılsın? Görüşemiyoruz uzun zamandır hiç gelmiyorsun ziyaretime." Kardeşine sarılırken ağzından dökülen sorunun cevabını az çok bilse de, sormadan edememişti. "Cevabını zaten biliyorsun. Annem seninle görüşmemi istemiyor. Hem, sen niye geldin ki buraya?" Hisoto'nun sorduğu soru karşısında yüzü biraz düşmüştü. Ailesinden ayrılmaya, polis memuru olmaya karar verdiği anda annesi aralarındaki bağı komple kopartmıştı. Hironen her ne kadar bu bağın kopmasını istemese de, annesinin verdiği ültimatoma verdiği karşılık, onları bu noktaya getirmişti. O ültimatomdan sonra da zaten bağın kopmasını umursamamıştı. Ya bu ailenin başına geçersin, ya da...

Ya da kısmını duyduğu anda çıkmıştı o zaman bu kapıdan. O zamandan beri ikinci gelişiydi bu. İlk gelişinin nedenini düşünmek bile başında ağrılara neden oluyordu. Başındaki ağrıların geçmesi için de konuşmaya başladı. "Annem nerede?" Duyduğu soru karşında önce şaşırmıştı Hisoto. Şaşkınlıkla bakan suratındaki ifadeyi gizlemeden karşılık vermişti. "Odasında, yanına mı gideceksin? Ben önden gidip hab..." Hironen kardeşinin lafını bitirmesini beklemeden araya girmişti. "Yok onun için gelmedim. Aile kütüphanesinde bir kaç şeye bakmam gerek." Cevabı duyan Hisoto'nun yüzüne önce bir hüzün, ardından bir boş vermişlik çökmüştü. Anne kızın arasının asla eskisi gibi olmayacağını düşündüğü belliydi. Bunu herkes biliyordu zaten. Bu sebeple kimsenin bu bağı onarmaya çalıştığı da yoktu. Hironen, aile evini istediği gibi kullanabiliyordu. Ne var ki bu evde kardeşi hariç hiç kimse tarafından hoş karşılanmıyordu. Hironen için ise tek istediği kardeşinin mutlu bir şekilde istediği hayatı yaşamasıydı.

Aile kütüphanesine girdiklerinde kardeşi Hironen'e sarıldı. "Şimdi eğitimim var, ona gitmem gerekiyor. Sen de buralarda çok fazla durma istersen. Biliyorsun, annem seni her gördüğünde kıyameti kopartıyor. Senin gelip gitmende her ne kadar söz sahibi ben olsam da, o da benim üstümde söz sahibi. Yaniii, işler biraz karışık." Sözlerini bitirdiğinde hafifçe gülümsemişti. Sonrasında ise çok fazla oyalanmadan bahçeye doğru gitmişti. Hironen ise koca kütüphanede bir başına kalmıştı. Aile tarihinin bulunduğu kitapta baştan sona kadar herkesin ne yaşadığı, neler yaptığı yazılıydı. Yazılı olmayan tek bir kişi vardı. Ve bilin bakalım bu kişi kimdi? Tabi ki Hironen'in merak ettiği tek kişi. Atalarının atası. Birinci Hironen. Gerçi kendisi de ikinci Hironen'di. Ailede Hironen'in şanına yakışır kimse olamayacağı düşüncesi ile kimseye o isim verilmemişti. Kendisinin de o şanı yerle bir ettiği düşünülüyordu. Yine de yaptığı şeyden memnundu. Birinci Hironen'in de böyle yapacağını düşünüyordu. Nedensiz bir şekilde.

Kitabın içeriğine bakarken eskiden fark etmediği bir şey fark edeceğini umuyordu. Bu kitaba defalarca bakmış olsa da. Her sayfayı tek tek incelemişti. Ama hiçbir şey bulamamıştı. Yine aynı şey olacağını düşünürken, Hironen'in hayatının yazılı olması gereken sayfanın yırtılmış olduğunu görmüştü. Bunu daha önce fark etmediği için kendi kendine bir küfür ettikten sonra sayfaları karıştırmaya başlamıştı. Kitabın en son sayfasında, en alt kısımda yazan ibare sonrası gitmesi gerektiği yeri bulmuştu.
► Show Spoiler

Return to “Konutlar”

cron