Re: [Vaka] Er Meydanı

#51
Saldırım sayesinde kısa süreliğine bir açıklık oluşturmayı başarabildim. Baş polis memurumuz ondan beklediğim şekilde hızlı bir şekilde yarattığım bu açıklığı kullanarak patrona sağlam bir darbe indirdi. Rakibimizi havaya fırlatacak kadar güçlü olan bu darbe ne yazık ki dövüşü bitirmek için yeterli olmadı. Ancak verdiğimiz hasar sayesinde adamın demir zırhında çatlak oluşturmayı başardık. Artık zor kısım geride kaldı. Demir kubbeye yaptığımız gibi bu çatlağın üzerine oynayarak dövüşü hızlı ve bir o kadar da ani bir şekilde bitirebiliriz. Tabi bunu yapabilmemiz için öncelikle önümüzdeki küçük engeli aşmamız gerekiyor.

Aldığı darbelerden sonra demirden zırhında çatlak oluşan yeni arkadaşımız olayın şokunu atlamadan attığım uranyumlu oklar yüzünden adamların ilerleyişinin engellendiğini gördü. Ardından da ondan beklemediğim bir şekilde duygusal bir reaksiyon göstererek önce Sai'ye ardından da bana saldırdı. Açıkçası yakın dövüşü sevmediğim için yay ve ok kullanmaya başladım. Yani şu anki durumumdan hiç memnun değilim. Yine de şikayet etmenin bir şeyi değiştirmeyeceğini biliyorum. Bir an önce kendimi toparlayarak rakibimi etkisiz hale getirmem gerekiyor. Bu yüzden adamdan aldığım darbeden sonra hızlıca neler yapabileceğimi düşünmeye başlayacağım. Yakın dövüşü uzatmanın bana bir faydası olacağını düşünmüyorum. Aldığım darbeden sonra kendimi toparlamaya çalışıp hızlıca elimde Uraninit özelliğimi kullanarak radyasyon minerali oluşturmaya çalışacağım. Eğer yeni tanıştığım arkadaşım bana saldırmaya devam ederse yanıma geldiği zaman oluşturduğum bu küçük uraninit mineralini az önce oluşturduğum çatlaktan adamın direk derisine temas edecek şekilde fırlatmayı deneyeceğim. Planım başarılı olursa adamın derisinde yanıklar oluşacağı için yine gardını düşüreceğini düşünüyorum. Sai de ona yarattığım bu ikinci şansı kullanarak dövüşü bitirecek hamleyi yapabilir.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Er Meydanı

#52
Tegin’in isabet ettirdiği okun da yardımıyla adamın çenesine yumruğumu yapıştırabilmiştim hedeflediğim gibi. Fakat adam hem tahmin ettiğimden daha hızlıydı hem de sersemlemek yerine birkaç adım geri hareket etmişti yalnızca. Demirden dolayı dayanıklıydı. Buna rağmen birer çatlak oluşturabilmiştik zırhında. Yine de geri durmayarak üzerime hamle yapmaktan geri kalmıyordu. Tam radyasyondan etkilenen adamlara bakarken hızlıca üzerime gelen adama karşı kollarımla savunabilmiştim sadece. Bana savurduğu tekmenin ardından ise Tegin’e dönmüştü. Benimle uğraşırsa Tegin’in onu uzaktan rahatsız edeceğinin farkındaydı. Şanslıyız ki adamları şu an etkisiz durumdaydı ve ikimiz de onunla ilgilenebilirdik. Demir zırhı bize zorluk çıkarıyordu. Ne kadar daha atom enerjisi kalmıştı? Ne kadar daha dayanabilirdi?

Onun ne kadar daha enerjisi olduğunu bilmiyordum fakat benim enerjim giderek tükeniyordu. Yumruk yumruğa dövüşmek ise mümkün değildi. Eğer Tegin’in yakınında kalırsa onun verimliliğini de en aza indirgeyecekti. Bu yüzden hızlıca bir şey yapıp ikisi arasındaki mesafeyi korumaya çalışmalıydım. Hızlıca sezyum – örümcek ağı yeteneğimi kullanarak o hazır Tegin ile uğraşırken onu durdurmak için bir ağ fırlatacaktım. Tegin’in onu radyasyonla etkileyebileceği kadar tutabilsem yeterli olurdu. Vücudu demirle kaplı bir adama karşı kaba kuvvetle kazanamaya çalışmak zaman kaybı olacaktı.

He şeye rağmen atom enerjimi kritik seviyeye de düşürmek istemiyordum. Adama ağı fırlattıktan sonra bir adet takviye tüpü daha basarak, adama yaklaşmadan, Tegin’e doğru hareketlenecektim. Radyasyondan da etkilenmek istemiyordum fakat adamın hamlemden kurtularak Tegin’e saldırma ihtimali hala vardı. Bense adamın odağını üzerime çekerek Tegin’in mesafesini korumasını istiyordum.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Er Meydanı

#53
Tegin’in isabet ettirdiği okun da yardımıyla adamın çenesine yumruğumu yapıştırabilmiştim hedeflediğim gibi. Fakat adam hem tahmin ettiğimden daha hızlıydı hem de sersemlemek yerine birkaç adım geri hareket etmişti yalnızca. Demirden dolayı dayanıklıydı. Buna rağmen birer çatlak oluşturabilmiştik zırhında. Yine de geri durmayarak üzerime hamle yapmaktan geri kalmıyordu. Tam radyasyondan etkilenen adamlara bakarken hızlıca üzerime gelen adama karşı kollarımla savunabilmiştim sadece. Bana savurduğu tekmenin ardından ise Tegin’e dönmüştü. Benimle uğraşırsa Tegin’in onu uzaktan rahatsız edeceğinin farkındaydı. Şanslıyız ki adamları şu an etkisiz durumdaydı ve ikimiz de onunla ilgilenebilirdik. Demir zırhı bize zorluk çıkarıyordu. Ne kadar daha atom enerjisi kalmıştı? Ne kadar daha dayanabilirdi?

Onun ne kadar daha enerjisi olduğunu bilmiyordum fakat benim enerjim giderek tükeniyordu. Yumruk yumruğa dövüşmek ise mümkün değildi. Eğer Tegin’in yakınında kalırsa onun verimliliğini de en aza indirgeyecekti. Bu yüzden hızlıca bir şey yapıp ikisi arasındaki mesafeyi korumaya çalışmalıydım. Hızlıca sezyum – örümcek ağı yeteneğimi kullanarak o hazır Tegin ile uğraşırken onu durdurmak için bir ağ fırlatacaktım. Tegin’in onu radyasyonla etkileyebileceği kadar tutabilsem yeterli olurdu. Vücudu demirle kaplı bir adama karşı kaba kuvvetle kazanamaya çalışmak zaman kaybı olacaktı.

He şeye rağmen atom enerjimi kritik seviyeye de düşürmek istemiyordum. Adama ağı fırlattıktan sonra bir adet takviye tüpü daha basarak, adama yaklaşmadan, Tegin’e doğru hareketlenecektim. Radyasyondan da etkilenmek istemiyordum fakat adamın hamlemden kurtularak Tegin’e saldırma ihtimali hala vardı. Bense adamın odağını üzerime çekerek Tegin’in mesafesini korumasını istiyordum.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Er Meydanı

#54
Santin'in verdiği yanıta karşılık gecikmiyor. "Anlaşıldı, tamam. Kısa sürede oradayız." Yakın zamanda gelecek olan destek kuvvet yüreklere su serpiyor. Bu sırada Tegin ve Sai ikilisinden bir takım saldırısı daha geliyor! Patron, Tegin'in diyaframına başarılı şekilde dizini geçiriyor. Tegin'in ciğerlerindeki bütün nefes dışarı çıkıyor ve Tegin kısa süreliğine tıkanıyor. Patron sonraki saldırısına geçemeden Sai, Sezyum - Örümcek Ağı yeteneği ile patronu yakalıyor. Patron kafasına yana çevirerek Sai'ye sesleniyor. "Kiminle karşı karşıya olduğunuza dair en ufak bir fikriniz bile yok. Patron bütün kaslarını zorlamaya ve bir yandan da haykırmaya başlıyor. Bağları teker teker koparıyor. "Önce arkadaşını kurtarmayı beceremeyeceksin. Sonra kendini kurtarmayı beceremeyeceksin. Daha da sonra ben hepinizi becereceğim!" Patron bağları koparmaya devam ederken Tegin, Uranyum - Uraninit yeteneği ile oluşturduğu maddeyi onun alnının ortasına yapıştırıyor. Patron paniğe kapılıp bağırmaya başlıyor. Tegin'in bileği kırabilecekken veya onu ittirebilecekken son kez asılarak bağların tamamını koparıp yan yöne doğru koşarak uzaklaşmaya başlıyor. Çok uzaklaşamadan önünü üç polis arabası kesiyor. Destek kuvvet geldi! Arabadan inenlerin çoğu hazırda bekliyor ve öne iki eleman çıkıyor. Birinin üzerinde geleneksel bir kıyafet varken, diğerinin üzerinde deri zırh mevcut. İkisi de aynı anda yürümeye başlayınca önce birbirlerine bakıyorlar. Sonra da tartışmaya başlıyorlar. Uzakta sayıldıkları için ne dedikleri doğru düzgün anlaşılmasa da hangisinin olaya müdahale edeceğine dair olduğu az çok anlaşılıyor. Patronun panik havası yerini şaşkınlığa bırakıyor. Önünde polis kuvvetleri var. Arkasında sizler varsınız. Adamları radyasyon yüzünden iptal olmuş durumda. Kendi de etkilenmiş vaziyette. Beyninde bin bir türlü hamle dönerken ikili taş kağıt makas oynamaya karar veriyorlar. Sonuç olarak, geleneksel kıyafet giyen kazanıyor. Ardından patronun karşısına çıkıp pozisyon alıyor. Patron "Dalga mı geçiyorsunuz lan benimle?!" diye gürledikten sonra karşısındakinin kafasına denk gelecek bir yumruk savuruyor. Karşısındaki polis memuru ise dizlerini kırarak yumruktan kaçınıyor ve patronun gövdesine hızlı bir yumruk atıyor. Attığı yumrukla beraber gövdeyi kaplayan demirin tamamı çatlaklarla doluyor. Polis memuru hız kesmeden etrafında dönerek kalkıyor ve zıplayarak patronun çenesine diz atıyor. Çenedeki çatlamış demir parçalanarak yok oluyor. Bundan sonrası ise tek taraflı bir üstünlük gösterisine dönüşüyor. Surata sağ yumruk, çeneye sol yumruk, bele sol tekme, belin diğer tarafına aynı bacakla dönen tekme, ayak bileğine sağ tekme ile yere düşürme, son olarak da patronun üzerine çıkıp suratına onlarca yumruk ve dirsek darbesi. Patronun kafasını kaplayan demir kısa sürede çatlayıp parçalanıyor ve kesintisiz saldırı yüzünden suratı darmadağın oluyor. Morluktan ve kandan suratı tanınmayacak duruma gelince polis memuru ayağı kalkıyor ve meslektaşına suçluyu arabaya atmasını söylüyor. Diğer herkese de sizinle ilgilenmelerini söylüyor. Bir grup polis yanınıza gelip sağlık durumunuzu soruyorlar. Sai'nin eline ilk yardım uygulanıyor. Santin ile Tegin'e ilk müdahale yapılıyor. Bir grup polis de çete üyelerini kelepçeye vurup daha çok araba çağırıyorlar. Diğer arabalar da gelince suçlular araçlara bindirilip götürülüyor. Sizi de Başkent Polis Teşkilatı'na bırakıyorlar. Aksiyon dolu maceranız burada son buluyor. Tebrikler!
Off Topic
Konu sonlanmıştır.
Ödüller

Sai Nopaodan
- 75 IP
- 400 PBF

Tegin Hentanodan
- 75 IP
- 400 PBF

Santin Gidinodan
- 50 IP
- 300 PBF
Locked

Return to “Şehir Merkezi”

cron