…..3 Yıl Öncesi…..
“Doktor hanım, son durum nedir? İyileşecek mi? İyi bir haberiniz var değil mi?” diye sordu doktora bütün umuduyla. Doktorun yüz ifadesinden iyi bir şey olmadığını anlayabiliyordu, genede içindeki umudu bitirmek istemiyordu. Son bir kırıntı haline gelmiş umuduyla canlanıyordu yüz ifadesi. Doktorun tekrardan rapora gözlerini dikmesiyle birlikte yavaş yavaş yüzü düşmeye başlıyordu. “Maalesef daha kötüye gidecek. İyileşmesi artık söz konusu değil. En azından öyle gözüküyor.” Diyerek bitirdi cümlelerini doktor. Hae yere bakarken gözleri doluyordu, dışarıda kendisini bekleyen annesinin durumunun iyileşmeyeceğini öğrenmek, onun için en ağır şeylerden biriydi. Elinin tersiyle dolmuş gözlerinden gözyaşlarının akmasına izin vermeden silerek toparlandı. “Tamam, teşşekürler doktor hanım.” Dedikten sonra dışarı çıktı. Annesi ona bakarken, ağır adımlarla yanına gitti. Dizlerini yere doğru kırıp eğildi elini annesinin dizine koyarak.
Annesi ne olduğunu sorduğunda, “Rutin kontrollerinmiş. Normal yani.” Dedi. Annesine bu konuda doğruyu söyleyemiyordu. Yavaş yavaş hafızasını oldukça kaybetmeye başlayan annesine karşı dürüst olamıyordu. Aslında daha kötüsü, kendisine bile dürüst olamıyordu. İyileşmeyeceğini bile bile her gün iyileşeceğine inandırıyordu kendini. Annesinin koluna girip dışarı çıkana kadar sesini bile çıkartmıyordu. Hala doktordan duyduğu, “İyileşmesi artık söz konusu değil.” Cümlesi kafasının içinde yankılanıyordu. Kendisine sürekli, “Nasıl mümkün olamaz? Annem iyileşecek. İyileşmeli.” Diyordu. Dakikalar önce duyduğu gerçeğe rağmen kendisini kandırmaya çalışması, yaşadığı son çaresizlik ve kabullenişin son evresiydi.
Eve geçtiklerinde, annesine güzel bir yemek yaptı. Hala hafızasının her gün tazelenmediği günlerde, iyice sohbet ediyorlardı. Her anın tadını çıkarmaya çalışıyordu Hae, hafızası daha kötüye gittiğinde pişmanlık yaşamak istemiyordu. “Gugo ne yapıyor? Görüşüyor musunuz?” diye sordu annesi gülümseyerek. Hae, hafif bir şekilde gülümsedi. İçinde kötü bir his vardı kısmen. “İyi gidiyor görüşüyoruz. Yine de içimde bazı kötü hisler var Gugo hakkında.” Derken, annesi tekrardan söze girdi. “Nasıl kötü hisler? Devam etmeyeceğini mi düşünüyorsun?” Hae, derin bir nefes alıp suyunu yudumladı, ardından annesinin gözlerine baktı. “Devam etmeyeceğini değilde, ettiremeyeceğimi düşünüyorum aslında. Bir süre sonrasında etmeyecek.” Cümlesi bittiğinde, bardağındaki tüm suyu boğazından aşağı indirdi. Annesi, ne diyeceğini düşünüyor gibiydi. “Önemli değil bir cevap vermene gerek yok anne. Benim kendi içimde çözmem daha iyi olur zaten. Tecrübe en azından.” Diyerek güldü Hae. Annesinin gülmesiyle beraber toparlandı içindeki duygular. Yemeklerini bitirip, oturup sohbet etmeye devam ettiler saatlerce…