Re: [Vaka] Gizli Koru

#11
Her şey planına uygun olarak ilerliyordu. Örümcek ağı attığı kurdu yakalayıp etkisiz hale getirmeyi başarmıştı. Hemen ardından patlama oluşturup diğer kurda ciddi bir hasar verememiş olsa da kurdun uzaklaşmasını sağlamıştı. Takviye tüpünü hemen kendisine enjekte etmesi sayesinde bayılmaktan kurtulmuştu ancak atom enerjisinin dengesi ile oynadığı için başı dönmeye başlamıştı. Kurtlar birbirleriyle iletişim kurar gibi uluyorlardı. Uluma sesleri iki ile başlayıp dörde, dört ile başlayıp altıya, on ikiye çıkıyor ve genç kızın sayamayacağı kadar artıyordu. Birbirlerine haber verip kalabalık bir şekilde geleceklerdi belli ki. Kurtların pes etmeye veya çekilmeye niyeti yoktu. Ne kadar garip davranıyorlardı böyle. Normal şartlarda kurtların korkup kaçması gerekmez miydi? Muhtemelen sürü lideri buralardaydı ve ondan güç alıyorlardı. Livei etrafı kolaçan edip sağ taraftan veya sol taraftan yaklaşan bir kurt olup olmadığına bakarken az evvel örümcek ağına hapsettiği kurt dişleriyle ağı yırtmış ve kaçmıştı.

Tüm bunlar yaşanırken Meinsu'nun adama okunu çektiğini duymuştu. İkili arasındaki muhabbeti net olarak duyabilecek uzaklıktaydı. Adam adeta polis memurları ile dalga geçiyor ve onları hafife alıyordu. Djurat Cumhuriyeti arması taşıyor olmalarına rağmen hükümetle alakaları olmadığını belirtmişti sarışın adam. "Siz kimsiniz de Gedhilfe polislerini tehdit edecek cürete sahip olabiliyorsunuz?! Sizin 50 adamınız varsa bizim de koskoca Gedhilfe polis teşkilatımız var! Komiserimiz buraya yakın ve az önceki patlama sesini çoktan duymuştur. Takviye ekiplerle buraya geldikleri zaman da bu rahat tavırlarla konuşabilecek misin acaba?" Öfkeyle burnundan soluyarak cümleleri sarf ettikten sonra soluk soluğa kalmış bir şekilde durdu. "Ayrıca madem 50 adamınız var şu kurtlara bir el atın. Başka bir ülkeden bilgi çalmaya eliniz armut toplayarak mı geldiniz? Silahınız yok mu sizin?" Livei fena gaza gelmişti ve epey cüretkar bir şekilde konuşmaya başlamıştı. Adamın tavırlarından ve yakın arkadaşına "gerizekalı" demesinden dolayı öyle sinirlenmişti ki onu bir kaşık suda boğabilirdi. O kendini bilmiş tavırları, aşağılayıcı ses tonu, tepeden bakan bakışları, dağları ben yarattım havaları... Livei'yi öfkeden çıldırtacak her şey tek bir insanda toplanmış gibiydi.

Dinlenecek ve kendine gelecek vakti olmamıştı ki az evvelki kurt üzerine doğru koşmaya başlamıştı. Fazla zamanı yoktu. Atom enerjisini yeniden dengesizleştirmek pahasına kendini savunmak zorundaydı. Patlama stilini ikinci kez gerçekleştirmek üzere kurdun üzerine doğru patlayıcı tozlarını serpip matarasındaki sudan boşalttı. Belki bu patlama onları korkutur ve geri çekilmelerine sebep olurdu. Belki bu patlama birilerinin kulağına giderdi ve komiserleri buraya gelirdi. Belki bu patlama bir işe yarardı. Patlamanın ardından yeniden takviye tüpünü kullanacaktı. Görevin ortasında bayılıp kalmaktan korkuyordu.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Gizli Koru

#12
"Hayat önerisi, biri sana karşın keskin bir ok tutarken terbiyeni takın. Herkes benim gibi değildir.
Biraz daha dediklerini devam ettirdikten sonra adama cevap verdi.
"Belki o bahsettiğin kızıllardan sandığından daha farklıyımdır.
Livei'nin kendi ülkesinin polislerine güven dolu konuşmasını dinledi, kendine gelmiş bir halle konuştuğundan dolayı kurtları hallettiğini düşünmüştü. Ancak bu fikri daha fazla kurt uluduktan sonra yok oldu.
"Arkadaşım haklı, bu kadar fazla kişisiniz ve daha birkaç kurdu bile halledemiyorsunuz demek, ne büyük palavra."
Çok konuşmaya başladığını fark etmişti, hızlıca dilini tutup sustu. Yüzü yine bir kirazdan farksız olmuştu. Adamdan daha fazla bilgi almak istiyordu ama bunu nasıl başarabilirdi pek bilmiyordu.
"Bize diğerleri gelene kadar neden burada olduğunu ve amacını hızlıca anlatmanı istiyorum, tahmin edeceğin gibi bu bir rica değil."
Oku kafasına kaldırmıştı, tehditkâr olmayı beceremediğini düşünmeden edemedi. Şu an bu konuşmada konuşması gereken kişinin kendisi olmadığına inanıyordu oysaki.
Livei'nin ne durumda olduğunu kontrol etti, o kurtla başa çıkamayacak olduğunu anladığı gibi arkasını dönecek ve kurt Livei'ye yaklaştığı an kurtu vuracaktı. Arkadaşlığı görevin bir adım önündeydi.
Image
"Artık kendimi geride tutmayacağım."
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Gizli Koru

#13
Sarışın adam, sözlerinizi dinledikten sonra sırıttı ve Meinsu'ya dönüp konuşmaya başladı. "Öncelikle, o oku atmayacaksın. Boş konuşacağına hiç konuşma derim." Gözlerini kurtlara dikiyor ve nereden geldiklerini iyice inceledikten sonra ortaya konuşmaya devam ediyor. "Böyle sorular sorarak ne kadar acemi olduğunuzu belli etmek yerine kurtlara odaklansanız belki de her şey daha hızlı çözülebilirdi. Kendi ülkesi hakkında zerre bilgiye sahip olmayan iki haşereyi neden buraya koymuşlar anlamıyorum. Ama size sizin ülkeniz hakkında biraz bilgi vereyim, siz de aklınızda tutun ki bir daha rezil olmayın. Buraya adam sokmak zordur, çünkü olabildiğince uçuk bir yerde. Tam olarak nerede derseniz, Gedhilfe Krallığı'nın en batısında bulunan deniz kıyısına oldukça yakın olduğunu söyleyebilirim. Yakınlarda hiçbir yerleşim yeri yok, burası ise tamamen kontrol altına alınmış durumda. Anlayacağınız şu an bir şehrin içinde değiliz. Bu bilgiyi sizden daha iyi biliyor olmam ülkenizin sizden çok fazla şey sakladığını apaçık göstermiyor mu? Biraz aklınızı kullanırsanız bu adamların ne kadar ahmak olduğunu kavrayabilirsiniz." Kurtların ulumasını bir süre daha dinledikten sonra tekrar konuşmaya başladı. "Kendi memurlarına 'hükümet sırrı' deyip de bu kadar sır saklayan hiçbir hükümet görmedim ben. Buraya memur getirme prosedürlerini biliyoruz, araştırıp öğrendik. Bir ülkeye de bağlı olmadan yaptık bunu. Burada amacım size ayak bağı olmak veya size hakaret etmek değil. Sizin ülkeniz size nasıl davranıyor ve sizden neleri saklıyor bunu göstermek istiyorum." Kurtların olduğu noktaya gözlerini çeviriyor ve "Oh, geliyorlar. Hadi uğraşın şimdi." deyip yere oturuyor. Bağdaş kurup sizi beklemeye başlıyor.

Livei: Tekrardan Patlama stilini aktive ediyor ve üzerine doğru koşmakta olan kurda doğru suyu savuruyor ve başarılı bir şekilde patlamayı gerçekleştiriyorsun. Patlamanın etkisiyle afallayan kurt hızlıca ters yöne doğru koşmaya başlıyor ve yavaş yavaş kurtların sesleri de azalmaya başlıyor. Kendine ikinci bir takviye tüpü uyguluyorsun ve uyguladıktan kısa bir süre sonra baş dönmen artıyor. Biraz daha bekledikten sonra başın hafifçe ağrımaya başlıyor. Baş ağrısından odağını almaya çalışırken etrafa bakıyorsun ve kurtların tamamen uzaklaştığını anlıyorsun.

Adam, üniformasını silkeliyor ve ayağa kalkıyor. "Kurtlar gidiyor gibi görünüyor." Etrafı iyice kolaçan ettikten sonra geçidi incelemeye başlıyor. Bir süre inceledikten sonra tekrar size dönüyor ve "Neyse, geliyor musunuz? Eğer gelmeyecekseniz baştan söyleyin, ben her türlü gideceğim." diyor.

Re: [Vaka] Gizli Koru

#14
İkinci patlaması neyse ki işe yaramıştı. Afallayan kurdun ardına bakmadan kaçması ile birlikte kurt sesleri azalmaya başlamıştı. Livei ikinci takviye tüpünü de kullandıktan sonra o kadar başı dönmüştü ki bir süre ayağa kalkamayıp yere çökmüştü. Alnından yanaklarına doğru süzülen ter damlacıklarını hissedebiliyordu. Nefes nefese kalmıştı. Başı şiddetli bir şekilde ağrıyordu. Daha önce atom enerjisi ile hiç bu kadar oynamamıştı.

Adamın biraz evvel söylediklerinden sonra derin düşüncelere daldı. Kendinden o kadar emin konuşuyordu ki yalan söylediğini zannetmiyordu genç kız. Kendisine "haşere" denmesi onurunu zedelemiş olsa da söylediklerinde haklılık payı vardı. Bu ülkenin memurları, bu görev için seçilmiş polisler olmalarına rağmen nerede olduklarını bile bilmiyorlardı. Uyutularak buraya kadar getirilmişlerdi. Onlara konuşmaları ve soru sormaları yasaklanmıştı. Emirlere sorgusuz sualsiz uymaları isteniyordu. Bu Livei'nin karakterine son derece ters bir durumdu. Sebebini bilmediği işler yapmaktan hoşlanmıyordu. Her hükümette olduğu gibi Gedhilfe hükümetinin de gizli kapaklı işler çevirdiği kuşku götürmez bir gerçekti ancak kritik konumlarda görevlendirdiği polislerine dahi bir şey söylenmemesi oldukça tuhaf bir durumdu. Az evvel diğer adamın peşinden giden güvenliklerden ses seda yoktu. Kesinlikle başlarına bir şey gelmişti. İki şiddetli patlamaya rağmen Komiser Yots'tan da herhangi bir haber yoktu. Telsizi olmadığı için kendisini çaresiz hissediyordu. Onları böylece hiçliğin ve bilinmezliğin içerisine bırakması bir komisere yakışık alan bir davranış mıydı gerçekten?

Livei omuz silkti. Hafifçe doğrularak kendine geldi ve iki ayağının üstünde durmayı başararak dengesini sağladı. "Bekle." dedi soluk soluğa adama doğru koşarken. Adamı öldüremeyecekleri ya da etkisiz hale getiremeyecekleri aşikardı. Arkası olmayan birisinden çıkan sözler değildi bunlar. Ses tonundaki netlikten belli oluyordu ki kuvvetli adamları vardı. Onun öylece gizli bölgeye gidişini arkasından izleyecek değildi Livei. Salak gibi burada birilerinin yardıma gelmesini bekleyip sonra da hüngür hüngür ağlayarak adamı üstlerine şikayet etmeyecekti. Bunu onuruna yediremezdi. Zaten adam polis memurlarının onunla gelmesini istiyor gibiydi. Yoksa onlar kurtlarla mücadele ederken çoktan çekip giderdi. "Geliyorum." dedi oldukça soğuk ve duygusuz bir tonda. Sonra da sarışın adamın peşine düştü.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Gizli Koru

#15
Adamın gülmesine karşılık dişini sıkmıştı, cidden kendine güveni onu sinir ediyordu. Meinsu'ya cevap verince maalesef okunu indirdi. Adamın dediklerini düşünmek için kendi kendine bir süre durdu. Acemi olduklarını söylemişti, doğruydu. Kendilerine hakaret edince her ne kadar geri yayı çekme isteği gelse bile işe yaramayacağını biliyordu. Meraklı olması yüzünden sonuna kadar görmek istemesi ona engel oluyordu. Cidden Gedhilfe sandığı kadar iyi bir yer miydi? Varlığını ve yokluğunu bilmedikleri bir noktada durmuş şekidle bekliyorlardı. Görev hakkında hiç fikirleri yoktu, sorulunca ise cevap alacaklarını düşünmüyordu. Üstelik adam bu yerin konumunu oldukça iyi şekilde tahmin edince güveni bir kez daha sarsıldı. Dönüp Livei'ye baktı, düşünüyor gibiydi. Kendisinin yediği anlık fikir darbelerini onun yediğini fark etmişti. İçinden kendi kendine konuştu.

"Umarım başına bir şey gelmez."

Kurtların ulumasından sonra adam konuşmaya devam etmişti. Meinsu artık ciddi ciddi adamı haklı buluyor, tavrını beğenmese bile daha fazlasını dinlemek istiyordu.
Herhangi bir devlete bağlı olmadıklarını söylediği kısım ilgisini çekmişti. Belki cidden onları olanlardan haberdar etmek isteyen birisiydi, ülkelerinin ne haltlar yediğini yani. Ona güvenmeyi seçti. Bu hatası olsa bile artık yapacak bir şey yoktu, burada durup komiserlerden ya da başka birinden duyabileceği yalanlar silsilesini dinlemektense bu olasılığı kaldırmak için bir şeyler deneyebilirdi.

Livei kurtlarla uğraşırken ona bir şey yapmadığı için biraz üzülse bile Meinsu onun başa çıkabileceğini biliyordu, kurtlar korkup kaçınca ona son kez baktı ve derin bir "oh" çekti. Adam ise o sırada tek bir soru sormuştu."
"...Geliyor musunuz? Eğer gelmiyorsanız baştan söyleyin, ben her türlü gideceğim."
Meinsu yeterince düşündüğünü düşünüyordu.
"Geliyorum." dedi, ardından giderken eline not defterini aldı ve detayları not almaya başladı.

Bir değişim olacaksa, katkı sağlamanın tam sırasıydı.
Image
"Artık kendimi geride tutmayacağım."
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Gizli Koru

#16
İki farklı insan ve iki farklı bakış açısı bir araya geliyor ve bir şekilde karanlığın içinde bulunan sırlara doğru yol gösteren sarışın ve gizemli bir adam aracılığıyla ilerliyor. Bu iki farklı insanın bugüne kadar tattıkları, bugüne kadar süren yaşamları ve yaşantıları onları buraya getiriyor ve kendi ülkelerini ilk kez bir konuda sorguluyorlar. İkisi de farklı yollarla aynı sonuca varıyorlar. Bu iki farklı yolun birleştirici unsuru ise kendi ülkesiyle de, geldiği ülkeyle de bağı olmayan, daha güçlü ve avantajlı olduğunu iddia eden gizemli bir adam. Sadece tek bir problem var gibi görünüyor.

Şapkalı, oyunbozanları ve oyunu bozanları sevmez.

"Sonunda doğru bir karar verebildiniz. Gidelim."

Sarışın adam güvenlik kapısının yönünde yürümeye başlıyor ve siz de peşinden ilerliyorsunuz. Yaklaşık iki dakika boyunca zifiri karanlığın içinde yürüyor ve birbirinizi göremiyorsunuz. Bir süre sonra ağaçların arasından yansıyan ve hala görüyor olduğunuzu size hatırlatan ay ışığı da tamamen yokluğa karışıyor. Bir süre sonra etrafınızda hiçbir ağaç olmadığını hissediyorsunuz ancak hala zifiri karanlığın içinde yürüyor olduğunuz için kafanız karışmaya başlıyor. Adam ise hiçbir şey söylemiyor ve yoluna devam ediyor. Adamı bile göremediğiniz için tamamen ayak seslerini dinleyerek hareket ediyorsunuz. Bir süre sonra ayak sesleri dışında hiçbir ses duymamaya başlıyorsunuz. Dışarıda olduğunuzu biliyor olsanız bile ne rüzgarın sesini, ne rüzgardan dalgalanan ağaçların sesini ne de sizin dışınızda herhangi bir canlının sesini duyuyorsunuz. Bir süre sonra sarışın adamın ayak seslerinin yön değiştirdiğini fark ediyor ve adamla birlikte sağa dönüyorsunuz. O sırada adamın "Dikkatli olun." dediğini duyabiliyorsunuz. Neye nasıl dikkatli olmanız gerektiğini düşünürken sağınızda bulunan katı bir cisme çarpıyorsunuz. Hafifçe çarptığınız bu cismi yürümeye devam ederken kavramaya çalışıyorsunuz ancak kavranabilir olmadığını, fazla büyük olduğunu ve hatta sağ tarafınızın büyük bir kısmını kapladığını fark ediyorsunuz. Deneme amacıyla aranızdan biri bu katı cisme eliyle hızlıca vuruyor ve bir anda yüksek sesli, metalik bir yankı oluşuyor. Yavaş yavaş zifiri karanlığın ve anormal sessizliğin sebebini anlamaya başlıyorsunuz. Bölgeye girmeyi hala bekliyor olsanız bile çoktan gizli girişine adım attığınızı anlıyor ve yavaş yavaş ileride bir ışık görmeye başlıyorsunuz. Bu hükümetin bu kadar ağır şartlar altında sakladığı ve kendi polis memurlarının bile görmesine izin vermediği şey ne? Gördüğünüz ışığın ardına sessizce çıkıyor ve yolculuğunuz boyunca görmeyi beklediğiniz şeyi sonunda kendi gözlerinizle görüyorsunuz.

Gri, on katlı, tipik Gedhilfe mimarisi ile inşa edilmiş bir bina ile karşı karşıya kalıyorsunuz.

Sarışın adam, size doğru eğiliyor ve fısıldamaya başlıyor. "Size iki seçenek sunuyorum. Ya buradan üç kişiyi öldürür ve onların kıyafetleriyle ana binaya sızarız, ya da olabildiğince sessiz olursunuz, bana kesinlikle yakalanmayacağınız konusunda ikna edici bir argüman sunarsınız ve hiç kimseyi öldürmeden bu işi hallederiz. Seçiminizi belirtmeniz için fazla vaktiniz yok, şu an bulunduğumuz bölge bile yüksek güvenlik görevlisi sayısına sahip." Adamın verdiği iki seçeneği düşünüyor ve hangisinin daha kolay olacağını, hangisinin sizin etik anlayışınıza daha uygun olduğunu kafanızda tartıyor ve cevaplarınızı veriyorsunuz.

Re: [Vaka] Gizli Koru

#17
Meinsu yavaş yavaş verdiği kararları sorgularken ellerinde bulunan bu durumdan geri dönmeyeceğini düşünüyordu. Zifiri karanlıkta attığı her adımda yankılanan sesler düşüncelerini doldurmaya başlarken kafasına takılan bir şey onu boğuyordu. O bir polis memuruydu, ülkesine bağlı bir polis memuru üstelik. Ellerini ilerlerken yüzüne kapayıp sağa ve sola salladı. Burada olmamalıydı, yanlış bir şey yapıyordu. Ne olduğunu not almak istedi ancak karanlık buna engel oluyordu. Kendi içinden konuştu.
"Sakin ol, yapabileceğini biliyorsun Meinsu. Hâlâ karar vermek için geç de-"
Karar vermek için geçti. Ancak bu dönüşler olmadığı anlamına gelmiyordu.
Livei'ye yakın olduğunu (?) düşünür şekilde ilerlerken ona bir şey olmamasını sürekli içinden diliyordu. Onun düşünceleri neydi öğrenmeyi çok isterdi, belki ne yapacağına karar vermesine yardımcı olurdu. Ses çıkarmayan adamın peşinden konuşmadan ilerlemeleri uzun süre sessizce yürümelerine sebebiyet vermiş olduğundan yavaştan korkmaya başlamıştı.
Dikkatli olunması gerektiği söylendiğinde anlaması bir jetonun köşeli halde düşmesi ile eş değer hızdaydı. Kafasını vurduktan sonra metalik bir cisim olduğunun ne olduğunu düşündü ancak bir yere zihnen varamamıştı.
Yavaş yavaş kafasında bir şeyler oturmaya başlamışken ışık bir anda karşılarında çıkmıştı. İlerlediklerinde karşılarında bulunan şey normal bir binadan çok Meinsu için bir şaheser gibi duruyordu ancak buna odaklanmak yerine elindeki not defterine hızlıca adamın tüm detaylarını en incesine kadar not aldı, anlattıklarının konusundan yüzünün ufak bir çizimine kadar her şeyi yazmıştı. Başlık olarak ise tek bir şey yazıyordu.
"Şüpheli"
Yazdıklarını bitirmişken adamın dediklerini duyunca ona "Bunu teklif bile etmemen gerekirdi." bakışı attı.
Zar zor olsa bile sesi titreyerek konuştu. Şimdi güvenini toplayamazsa birilerinin canı ellerinden kayabilirdi.
"B-bize ne sunduğunu sanıyorsun sen? Kabul dâhi edilemez, birisini öldürmüyoruz."
Kararı kesindi ancak sesinden dolayı öyle çıkmamıştı, çekingenliği yine başına vuruyordu
Image
"Artık kendimi geride tutmayacağım."
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Gizli Koru

#18
İçine derin bir soluk çekti. Başına gelebilecekler konusunda kendisini epey gergin hissediyordu ancak bu kadarıyla başa çıkabilirdi. Rüzgarın yüzüne getirdiği saçlarını elleriyle geriye doğru attı.

Zifiri karanlığın içinde, belki birkaç dakika yürümüşlerdi ancak bir saattir yürüyor gibi hissediyordu kendisini. Ne Meinsu'yu ne de sarışın adamı seçebiliyordu gözleri. Kendisini tamamen işitme duyusunun kollarına teslim etmişti. Meinsu'nun nefes seslerini seçebildiği için yakınlarında olduğunu hissedebiliyordu. Uzanıp ona dokunmak istedi ancak başaramadı. Kendinden emin ve sert adımlarla ilerleyen diğer ayak sesleri ise sarışın adama ait olmalıydı. Her yer o kadar sessizdi ki kendi soluk alışveriş sesinden bile rahatsızlık duyuyordu. Artık rüzgarı da teninde hissedemiyordu. Adeta farklı bir boyuta geçiş yapmış gibiydiler.

Adamın ayak seslerinin yön değiştirmesi ile birlikte sağa yöneldi Livei. Kısa bir süre sonra da metal bir cisme çarptı. Bu cismin büyüklüğü ve sertliği düşünüldüğünde metalden bir yapının duvarı olduğunu izlenimi vermişti genç kıza. Eliyle bu yapıyı sertçe yumrukladıktan sonra çıkan metalik yankı, tahmininde doğru olduğunu söylüyordu Livei'ye. Işığın yavaş yavaş gözlerini şenlendirmesi ile birlikte karşı karşıya kaldıkları cismin ne olduğunu görebilmişlerdi. Gri ve oldukça yüksek bir binaydı. Tipik Gedhilfe mimarisine sahipti.

Adamın onlara sunduğu iki seçeneğin ardından Meinsu polisleri öldürme fikrine şiddetle karşı çıkmıştı. Livei de onunla aynı hisleri paylaşıyordu. Sessiz olabileceklerine dair adamı nasıl ikna edebileceğinden emin değildi ancak polis memurlarını öldürüp resmen bir suçlu olmaya niyeti yoktu. Fısıldayarak Meinsu'nun fikrini onayladı. "Bizden buradaki masum polisleri öldürmemizi bekleyemezsin. Senin ne veya kim olduğunu bile bilmiyoruz. Sessizce halledelim bu işi. Biz de polisiz sonuçta. Bunlar uzmanlık alanımız." Yeterince ikna edici bir dille konuşabilmiş olmayı umuyordu.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Gizli Koru

#19
Sarışın adam, dediklerinizi dinledikten sonra aşağılayıcı ve küçümseyici bir tavırla gözlerinizin içine bakıyor ve sizi fısıldayarak eleştirmeye başlıyor. "Bu ülkede hiçbir şey başaramayacaksınız ve bunun tek bir sebebi var. Bir satranç maçındasınız ve piyonlara fazla önem veriyorsunuz. Piyonlara bu kadar önem verirseniz bir süre sonra siz de piyon olursunuz ve hep piyon kalırsınız. Siz piyon olarak kaldığınız sürece de düzeni değiştiremeyeceksiniz. 'Sen kimsin' gibi bir düşünceye girmenizi anlıyorum fakat beni herhangi biri olarak görme gibi bir gereğiniz yok. Beni yaptığım yorumlar üzerinden eleştirme gibi bir gereğiniz de yok. Dediklerimi düşünün ve saçma buluyorsanız bunu kendinize saklayın. Ama sorun değil, madem bunu istemiyorsunuz, o zaman uzun yoldan gideceğiz. Şimdi diyeceklerimi dikkatle dinleyin." Gözlerini Livei'ye çeviriyor ve "Polis olduğunuza veya herhangi bir konuda uzman olduğunuza dair tek bir harekete bile göstermediniz şuraya geldiğimden beridir. Eğer gerçekten polis olduğunuzu kanıtlamak gibi bir amacınız varsa benim size herhangi bir plan söylememi beklemeden siz beni yönlendirmeliydiniz. Kısacası-" Adamın konuşması kulağınızı acıtacak kadar yüksek bir sesi işitmenizle birlikte kesiliyor. Metal geçit tünelinin ardına bakıyorsunuz ve etrafı gözlüyorsunuz. Sarışın adam gülümsüyor ve "Herhangi bir plana gerek kalmadı, yukarı bakın, sonra döneriz." diyor.

Öncelikle bir süre boyunca sesi dinliyorsunuz. Dinlediğiniz ses kulaklarınızı tırmalamaya devam ediyor. Sesi öncelikle araba motoru sesine benzetiyorsunuz ancak kulağınıza araba motorundan bin kat daha kuvvetli gibi geliyor. Yukarı bakmadan önce heybetli bir hava akımına maruz kalıyorsunuz ve rüzgardan havalanacak gibi hissediyorsunuz. Son olarak yukarı bakıyorsunuz ve tam olarak nasıl tanımlayacağınıza emin olamadığınız devasa bir cismin havada süzüldüğünü görüyorsunuz. Gözünüze kuş gibi görünüyor ancak kanatları hareket etmiyor. Etmemesi bir yana bu cismin çıkardığı ses kulağınıza fazla mekanik geliyor. Bunun ne olduğunu anlamlandırmaya çalışıyorsunuz ancak hayatınızda daha önce böyle bir nesne görmediğiniz için aklınıza ne bir sözcük, ne de bir açıklama, bir tanım geliyor. Bu cismin insan yapımı olup olmadığını anlamakta zorlanıyorsunuz ancak kesinlikle bir kuşa göre katlarca daha büyük olduğunu anlayabiliyorsunuz. Aklınızı en çok kurcalayan şey ise bu şeyin nasıl havada rahatlıkla süzülebildiği oluyor.

Bir süre büyülenmiş bir şekilde havada süzülen cisme bakakalıyorsunuz ve nerede olduğunuzu kendinize birkaç dakika içinde hatırlatıp sarışın adama dönüyorsunuz. Adam da size dönüyor ve "Burada gördüklerinizi asla ama asla unutmayın. Bu sizden ve halktan sakladıkları bir şey, ama kesinlikle sakladıkları tek şey değil. Buradan çıkalım ve size aslen kim olduğumuzu anlatayım." diyor. Geldiğiniz yoldan kimseye yakalanmadan çıkıyorsunuz ve önceki bölgeye geldiğinizde hala diğer görevlilerin gelmemiş olduğunu fark ediyorsunuz. O sırada sarışın adam tekrar konuşmaya başlıyor. "Biz herhangi bir ülkeye bağlı olmayan, hükümetlerin sırlarını açığa çıkarmaya çalışan bir kuruluşuz. Amacımız Pakt Birliği'nin 50. yılında topladığımız tüm bilgileri kıta halklarına delillerle birlikte yaymak. Tahmin edebileceğinizden çok daha fazla üyeye sahibiz ve sizi de aramıza katmak isteriz. Bir örgüt gibi hareket etmiyoruz, mektuplar yoluyla birbirimizle sürekli irtibatta kalıyor ve bilgi topluyoruz. Bu, piyon olarak kalmamak için önemli bir şans diye düşünüyorum ve size bununla ilgili bir teklif yapacağım. Bize katılmak ister misiniz?" Etrafınıza bakıyorsunuz ve görünürde kimsenin olmadığını gözlemliyorsunuz. Sarışın adam ise sizden bir cevap bekliyor gibi görünüyor.

Re: [Vaka] Gizli Koru

#20
Kart oyunları birden fazla kişiyle oynanır ve oyuncuları aldatmanız gerekir. Hayat ise kart oyunlarına çok benzer...
~
"Piyonlar yeterince ilerlerseler, bazen bir vezirden önemli olabilirler."

Kendi kendine içinden konuşması adama olan güvenini kesmekte iyi adımlar atmasına sebep olmuştu. Elinde bulunan kalem ve defterle yazısına devam edip adamın dediklerinden neden burada olduğunu ve bakış açısını az çok anlamıştı. Bunları not defterine yazmayı ihmal etmedi. Livei'ye dönmesinden sonra işlerine laf dönünce adamı duvara çalmak için hareketlenecekti ancak Livei'nin adamın dediklerine ilgisini yüzünden fark etmişti. Meinsu'ya karşı çıkacağına emin gibiydi, bu yüzden sessiz kalmayı tercih etti.

Adamın sözünün kesilmesi ile yukarı bakmıştı, kulakları tırmalanıyor gibi hissediyordu. Çok şiddetli motor sesleri altında gördüğü şeye şaşkınlıkla bakakaldı. Adam onlardan sakladıkları bir şeyler olduğunu söylediğinde şaşırmamıştı ama kendisi de Meinsu ve Livei'den çok şey saklıyordu. "Hala açıklanmamış çok şey varken saf güveni hak edecek ne yaptı ki ona güvenelim" düşüncesinden sıyrılamıyordu.
Beraber geri döndüklerinde aldığı açıklamaları dinledi, bir kenardan not almaya devam ediyordu. En ufak detayı bile kaçırmaya göz yumamazdı. Kendilerinden başka onlara katılmayan ya da onların görüşlerine ters olan herkesi piyon olarak gören bir kuruluş, çok güven verici gelmiyordu ancak aklında planlar olan sadece onlar değildi.
Katılma teklifini duyunca Meinsu başta çekinir gibi yaptı, Livei'nin hevesinden cevabını tahmin edebiliyordu. Ardından ise titrek bir seste konuştu.
"E-evet."
Ekstra bir şey demeden not defterini cebine geri koydu. Neler olacağını izlemeye devam etti.

...Hile yapmaksa kazanmak için kısa bir yoldur.
Kart oyunlarının özelliği buradan gelir ya, bazen kartlar yerine rakibi oynamazsanız kaybedersiniz.
Image
"Artık kendimi geride tutmayacağım."
► Show Spoiler
Locked

Return to “Gedhilfe Krallığı”

cron