Babamın hafiften gülümseyerek söylediği cümleler içimi rahatlatmıştı. Üstelik Ika konusuna geçmeden önce söylediği cümlenin sonundakilere tüm kalbimle katıldığım için çayımı masaya koyup “Aynen.” dedim. Temize çıkmıştım babam gibi ve eskisi gibi ülkeme hizmet edebilecektim. Ika konusunda ise, Chieoükütgo ailesi ya da başka bir ailenin onun kariyerini bitiremeyeceğini söylediğinde kafamı salladım. Bundan önce farketmemiştim ama aslında benim kariyerimin önemli bir parçasını babamın doldurduğu gibi, onunkini de ben dolduruyordum. Onun yaptıkları beni etkilediği gibi, benim de onu etkilediğimi bilmek daha da sorumluluk bindirmişti omzuma. Evet, bundan önce iki kere babamın alehine karar verip uygulamıştım ama ülkemizin ve prensiplerimin getirisiydi bunlar. Aynısını bana yapsa hiç sorun etmezdim. Babamın sigarasını içmesini beklerken çayımı bitirdim. Kıtayı gezme ayağına ülke ülke gezdiğim ve Dusha partilerinde ölüp ölüp dirildiğim için sosyal içicilik ile yetiniyorum sigara, ot ve alkol üçlüsünde. Babamın karşısında bir fırt isteyemeyeceğim için de çayımla yetinmeliyim. Üstelik babam kıtada önemli yerleri gezmemi istemişken ben gidip üniversite partilerinde sürtmüştüm ve bunu asla kendisine söylememiştim. Duysa kızardı herhalde. Dusha’lılar iyi partiliyor ne yapayım?
Sigarasını söndürdükten sonra konuşmaya başladı. Ben de o sırada çayımı bitirmiş, bir tane daha getirmesi için Ruch’u arıyordum gözlerimle. Cumhurbaşkanının babama kariyeri ile ilgili haber verdiğini duyunca çay olayı tamamen yok oldu aklımdan. “Ne haberi?” diye sordum. Soruma aldığım cevap ise mutluluğuma mutluluk kattı. Babamın dediğine göre, cumhurbaşkanı babama teşkilat lideri olması için aday olmasını söylemiş. “Ve?” dedim heyecanla. Babam da kabul ettiğini söyledi. Oturduğum yerde iyice hareketlendim ben de. "Bu mükemmel bir haber!" Üç aday olduğunu, seçim gününe kadar bir başka aday da çıkabileceğini söylediğinde kafamdan çoktan babama yardım etmek konusunda planlar kurulmaya başlamıştı bile. O ise ben bu planlara kurulmuşken hiç beklemediğim bir şey söyleyip, beni de aday olarak önermeyi düşündüğünü söyledi. “Ne?” dedim anlamamış bir şekilde. “Neden?” Benim genç olduğum için daha genç bir bakış açısıyla ilerleyebileceğimi düşündüğünü söyledi. Ülkemizi gençlerin temsil etmesi evet gerçekten iyi olabilir ama teşkilat lideri olmak deneyim gerektirmez mi? Yanlış mı düşünüyorum ki? Dusha’nın kralını düşündüm bir an. O benim yaşlarımdaydı ama sorunsuz mu yönetiyordu ki ülkesini? Hem o çocukluğundan beri kral olmak için yetiştirilmişti. Ben teşkilat lideri olmak istediğime liseden sonra karar vermiştim. Daha öğreneyeceğim çok şey vardı. Şuan o rütbeye gelmem birinin kuklası olmama neden olabilirdi. Babam sözlerini bitirdiği gibi kafamı iki yana sallamaya başladım.
“Ne demek sağlığını koruyabilecek misin?” dedim dişlerimi sıkarak. “Kendini ve sağlığını düşündüğün için ülkeyi senin gibi bir adamın teşkilat lideri olmasından mahrum mu bırakacaksın yani? Deminden beri konuştuklarımıza ters bu! Ben rozetimi, hatta hayatımı ortaya koydum Djurat için! Bu söylediklerini kabul etmiyorum!”
Sesimi azalttım. Ruch yakınlarda mı diye bakıp onun duyamayacağına emin olduğum bir şekilde babama doğru eğilip konuşmaya başladım. “Buraya gelmeden önce Elungi’nin yanındaydım.” dedikten sonra elimi cebime atıp rozetimi çıkartıp gösterdim babama. “Polisliğimi geri verdi ve...” Daha da kıstım sesimi, “Beni sağ kolu olarak görmek istediğini söyledi. Başkan yardımcısı gibi bir şey söyledi. Kabul ettim denebilir.” Rozetimi tekrar koydum cebime. “Bu akşam bir toplantıya katılacağım.” Arkama yaslandım. “Teşkilat lideri sen olmalısın baba, bunun için elimden gelen yardımı yaparım. Birbirimize karşı değil, birlikte çalışmamız gerekiyor. Hem, teşkilat lideri olmak için deneyim gerek. Ika olayından sonra çok toy olduğumu fark ettim. Çabuk tuzağa düşebiliyorum. Ben Elungi'nin yanındayken, teşkilat liderimiz sen olursan beni bu tuzaklardan da korursun. Ben de seni..." Djurat'ın kuralları nedeniyle ulaşamadığı kişilerden diyecektim ama cümlelere dökmenin ne kadar kötü olduğunu farkedip sadece "Korurum.” dedim.
Çenemin altını kaşıyarak, “Seçimler bir-iki hafta sonra dedi Elungi. O zamana kadar başka adaylar çıkabilir diyorsun... Diğer adayları incelemem, kimler olduğunu öğrenmem gerekli. Bu sırada sen de konuşmalarını, vaatlerini halledersin. Başarabileceğini biliyorum. Hatta başaracağına eminim baba.” dedim.
Sigarasını söndürdükten sonra konuşmaya başladı. Ben de o sırada çayımı bitirmiş, bir tane daha getirmesi için Ruch’u arıyordum gözlerimle. Cumhurbaşkanının babama kariyeri ile ilgili haber verdiğini duyunca çay olayı tamamen yok oldu aklımdan. “Ne haberi?” diye sordum. Soruma aldığım cevap ise mutluluğuma mutluluk kattı. Babamın dediğine göre, cumhurbaşkanı babama teşkilat lideri olması için aday olmasını söylemiş. “Ve?” dedim heyecanla. Babam da kabul ettiğini söyledi. Oturduğum yerde iyice hareketlendim ben de. "Bu mükemmel bir haber!" Üç aday olduğunu, seçim gününe kadar bir başka aday da çıkabileceğini söylediğinde kafamdan çoktan babama yardım etmek konusunda planlar kurulmaya başlamıştı bile. O ise ben bu planlara kurulmuşken hiç beklemediğim bir şey söyleyip, beni de aday olarak önermeyi düşündüğünü söyledi. “Ne?” dedim anlamamış bir şekilde. “Neden?” Benim genç olduğum için daha genç bir bakış açısıyla ilerleyebileceğimi düşündüğünü söyledi. Ülkemizi gençlerin temsil etmesi evet gerçekten iyi olabilir ama teşkilat lideri olmak deneyim gerektirmez mi? Yanlış mı düşünüyorum ki? Dusha’nın kralını düşündüm bir an. O benim yaşlarımdaydı ama sorunsuz mu yönetiyordu ki ülkesini? Hem o çocukluğundan beri kral olmak için yetiştirilmişti. Ben teşkilat lideri olmak istediğime liseden sonra karar vermiştim. Daha öğreneyeceğim çok şey vardı. Şuan o rütbeye gelmem birinin kuklası olmama neden olabilirdi. Babam sözlerini bitirdiği gibi kafamı iki yana sallamaya başladım.
“Ne demek sağlığını koruyabilecek misin?” dedim dişlerimi sıkarak. “Kendini ve sağlığını düşündüğün için ülkeyi senin gibi bir adamın teşkilat lideri olmasından mahrum mu bırakacaksın yani? Deminden beri konuştuklarımıza ters bu! Ben rozetimi, hatta hayatımı ortaya koydum Djurat için! Bu söylediklerini kabul etmiyorum!”
Sesimi azalttım. Ruch yakınlarda mı diye bakıp onun duyamayacağına emin olduğum bir şekilde babama doğru eğilip konuşmaya başladım. “Buraya gelmeden önce Elungi’nin yanındaydım.” dedikten sonra elimi cebime atıp rozetimi çıkartıp gösterdim babama. “Polisliğimi geri verdi ve...” Daha da kıstım sesimi, “Beni sağ kolu olarak görmek istediğini söyledi. Başkan yardımcısı gibi bir şey söyledi. Kabul ettim denebilir.” Rozetimi tekrar koydum cebime. “Bu akşam bir toplantıya katılacağım.” Arkama yaslandım. “Teşkilat lideri sen olmalısın baba, bunun için elimden gelen yardımı yaparım. Birbirimize karşı değil, birlikte çalışmamız gerekiyor. Hem, teşkilat lideri olmak için deneyim gerek. Ika olayından sonra çok toy olduğumu fark ettim. Çabuk tuzağa düşebiliyorum. Ben Elungi'nin yanındayken, teşkilat liderimiz sen olursan beni bu tuzaklardan da korursun. Ben de seni..." Djurat'ın kuralları nedeniyle ulaşamadığı kişilerden diyecektim ama cümlelere dökmenin ne kadar kötü olduğunu farkedip sadece "Korurum.” dedim.
Çenemin altını kaşıyarak, “Seçimler bir-iki hafta sonra dedi Elungi. O zamana kadar başka adaylar çıkabilir diyorsun... Diğer adayları incelemem, kimler olduğunu öğrenmem gerekli. Bu sırada sen de konuşmalarını, vaatlerini halledersin. Başarabileceğini biliyorum. Hatta başaracağına eminim baba.” dedim.