#9
by Mabi Chüimimuta
Kudretli Ayı, bir anda kaslarına yapışan adamı dinlemeye başladı. Sinirini anlayabiliyordu. "Biliyorum, bir hata yaptı. Lütfen sinirinize hakim olun." diyebilmişti hızlıca. Zaten sonrasında halktan birisi sinirli adamın sırtını okşamıştı. Mabi yarım ağızla gülümsemişti. Qardakh'lı bir kadın, ellerini tutup teşekkür ettiğinde sıkıca ellerini kavramış, belki de kadının ve halkın bekleyeceği güveni vermeye çalışmıştı. "Ben halkım için buradayım hanımefendi. Kudretli Ayı sizleri seviyor." diyerek gülümsemişti samimi bir şekilde. Halkı, her şeyden önemliydi Mabi Mabi için. Olayların hızlı bir şekilde yatışmasına sevinmişti. Ae birlikte geriye doğru dönmeleri yerine, yeni arkadaşı polisi alıp komutanın yanına götürmüştü. Ae oldukça ciddi bir insan olmalıydı. Aslında, zaten yapılması gerekeni yapmıştı. Az uzakta bir yerde beklemeye başladı yeni arkadaşını ve polis memurunu izlemeye başlamıştı. Birkaç geçen sohbetten sonra, polis memurunun Ae ile birlikte gelmesine biraz şaşırmıştı açıkçası. Ancak ağzını açmayı tercih etmeyi, zaten yeni arkadaşı isteksiz bir tonla yanına atandıklarını söylemişti. "Anladım. Merhaba. Ben Mabi Mabi." dedi kısa ve öz bir şekilde. Yeni polis memuruna kanı ısınmamıştı.
Her şey yerli yerine oturmuştu. "Akşam gidiyoruz değil mi yemeğe? Sen değil ha, Ae ile ben..." derken yüksek bir çığlıkla bir anda gözleri faltaşı gibi açılmıştı ayının. Ae'nin sesini duyduğu gibi, tüm kalabalığı yararcasına koşturmaya başladı. İçinden, "Gene ne oldu?" diye düşünüyordu. Öyle hiddetle ve heyecanla koşturdu ki, gözü neredeyse kimseyi görmüyordu. Arkadaşları içinde yolu açıyordu bir yandan. Herkes çember oluşturmuşken, "Çekilin lan." diyerek açmıştı çemberi kendisi, arkadaşı ve tanımadığı polis memuru için. Göğsünden vurulmuş Qardakh'lıyı gördüğünde, beyninden vurulmuşa döndü. Ne yapacağını bir anlığına şaşırmış, iradesi kırılmış olsa da hızlıca toparlandı. Her şeyi unuttu o anda, aptal gibi konuşan polis memurunu bile. Normalde, böyle bir durumda olmasaydı kendi polisliğini unutup onu vuran memura saldırırdı. Ancak önceliği kesinlikle o adamı kurtarmak olmalıydı.
Polisin hala konuşuyor olduğunu duyduğunda "KES LAN SESİNİ!" diye kükredi polise bir anda. Ardından hızlıca adamın üstüne doğru atıldı. Dizlerini yere koyup, adamın yanına geldiğinde ceketini çıkarttı önce. Jüyak diye bağıran kadına hızlıca bir şekilde komut verdi. "Hanımefendi elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağım. Lütfen, arkasına geçin ve sırtından kaldırın. Yarı oturur bir pozisyonda kalsın. Ceketimi üzerine giydirin. Üşümemesini sağlayalım. Vücudunu olabildiğince sıcak tutmaya çalışacağız." demesinin ardından, üstündeki kıyafeti de çıkarttı. Tampon yapabileceği bir şekilde elinde sıkıştırdıktan sonra, adamın yarasına bastırmaya başladı. Acı çekeceğini biliyordu. "İçinde kurşun varsa, bunu çıkartmamamız en doğrusu hanımefendi. Bu yüzden yarasına tampon yapmaya çalışıyorum. Üzgünüm, canı yanacak ama onun için bunu yapmam gerekiyor. Bilincini elimizden geldiğince açık tutmaya çalışalım." dedikten sonra gözlerinden yaş süzülmeye başladı. İnsanların ne kadar acımasız olduğunu düşünüyordu bir yandan. Bir yandan ise, kulaklarına Ae'nin sesi ilişti. "Yaşamaz o adam." Sağ eliyle tampon yaparken, sol eliyle gözündeki yaşları sildi. "Yaşayacak bu adam." diye mırıldandı. "Jüyak, gözlerini kapatma. Güçlü bir adam olduğunu hissedebiliyorum. Jüyak, bak o da burada." Kaşıyla gözüyle karşısındaki hanımefendiye işaret etti konuşması için. Şimdilik tek şansı, sağlık ekiplerini beklemekti. Sağlık ekipleri gelene kadar adamı elinden geldiğince konuşturmalıydı. Konuşmasa bile, bilincini açık tutmak için Kudretli Ayı konuşmak zorundaydı.
"Jüyak, bana ne derler biliyor musun? Kudretli Ayı. Benim kudretimin nereden geldiğini merak ediyorsun değil mi? Sizlerden geliyor Jüyak. Halkımın gücüyle kudretleniyorum ben. Buradan çıkalım, hastahanede yanına uğrayacağım bir sürü yemekle. Beraber yemek yiyeceğiz, güleceğiz. Sakın gözlerini kapatma Jüyak. Benim Tuplo olduğumu biliyor muydun? Jechi'de bizim bir köy var. Küçük bir köy, orada yaşarız az bir kesimle. Orada hep deriz birbirimize, kan bağımız olmasa da ruh bağımız vardır bizim. Aileyiz hepimiz. İki tane kardeşim var hatta, ama dediğim gibi kan bağı yok aramızda. Onları eğitirim sürekli, vakit geçiririz beraber. Detgo Dede var bide. Çok huysuz bir adam. Tanıştırmamı ister misin seni onunla? İstersin bence. Bağırır durur ama, üstüne alınmazsın. Biz alıştık gerçi, ilk kez gören biri alışamayabilir. Iyur Nine var bide, hep annem gibi olmuştur. Böyle biz gideriz yanına mesela, yaşın kaç senin nene deriz. YİRMİ YAŞINDAYIM BEN YİRMİ! Der bir anda. Bak aramızda kalsın, Iyur Nene 66 yaşındaymış aslında. Bildiğimizi söylemiyoruz hiçbirimiz tabii. Eli de çok iyidir bu arada, süper yemek yapar. Yer miyiz bir gün beraber? Yeriz yeriz. Ben seni evimde misafir ederim. Ama tek bir şartla, gözlerini kapatmayacaksın Jüyak. Aslan gibi adamsın koçum benim. Bak kardeşlerimi de diyim sana. Ae var, Ae benim eskiden çok aşık olduğum kızın kız kardeşi. Benim saçlarım kısayken, o da kısa kestiriyordu. Hayatında en sevdiği şey benim şapkamı çalmak heralde. Şapkamı almak için her şeyi yapar. Birde Ag var. Ag var ya, çok ateşli bir çocuk. Enerjisi hiç bitmiyor adamın. Durmadan durmadan hareket edebiliyor. Kum torbasının karşısına bir geçiyor, bir daha durmak bilmiyor..."
Mabi, gözyaşları iki yanağını da hafif hafif ıslatmaya başlarken, Jüyak'ın bilinci kapanmaması için durmadan konuşmaya devam ediyordu. Sağlık ekipleri gelene kadar da hayatında geçen her şeyi anlatmaya kararlıydı. Yediği yemekleri anlatacaktı, lisede nasıl biri olduğunu, annesini anlatacaktı. Bu adamı kurtarmacak için elinden ne geliyorsa yapacaktı Kudretli Ayı...
► Show Spoiler
İsim: Mabi Chüimimuta
Yaş: 22
Cinsiyet: Kudretli Ayı
Ülke: Djurat
Element: Kalsiyum
Rütbe: Polis Memuru
Para: 23000 PBF
IP: 0
Statlar:
Kuvvet: 14
Kıvraklık: 14
Kavrama: 5
Stiller:
Takviye 2
Kas 2
Eşyalar: 2x Mabi Muştası
GERIR BIREJ