Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#21
Ve işte bu! Tati'min beni öpmesi için bir sebep verdim ona. O kadar seksi, o kadar güzel bir hareket yaptım ki inanamazsınız! Bir anda eğildim, bakın bıçaktan kaçtığımı söylemiyorum bile, bir anda eğildim ve öyle bir atıldım ki ileriye doğru, çocuk bir anda bağırmaya başladı. Onun acı naraları arasında kendimi savaşta asıl rakibini bekleyen bir barbar gibi hissediyordum. Önüme çıkan engellerden birini yere sermiştim sadece. Savaş hala devam ediyordu, büyük ihtimal uzun bir süre devam edecek gibiydi. Yumruğumu sıktım zafere biraz daha yaklaşmış gibi. Henüz hiçbir şey belli değildi ancak içimde bir sevinç vardı. Tati'min bunu görmüş olmasının sevinci. Kudretli Ayı, tüm kudretini sergiliyordu sevdiği kadın karşısında. Şuanda bir yıldız gibi parlıyor olmalıydım. Tati bana daha çok aşık oluyor olmalıydı. Tabi benim sevgili karım, sinirini çocuğun yüzüne tükürerek atmış, üstüne dojoya gelmesini yasaklamıştı. Tabi ben böyle bir şeyin olmasını istiyor muydum? Hayır. Bu yola çıkarken tek amacım bir savaşı kazanmaktı, insanların bir yere girmesini engellemek değil.

"Tati, bebeğim böyle bir şeye gerek yok. Dojoya girsinler, sadece baş kaldıramayanların hakkını savunuyorum. Başkalarının haklarına karışmak için burada değilim." Diyerek araya dalmak istedim. Ancak böyle bir şeyi ne kadar erken yaptığımı bilseniz şaşardınız. Üstelik, yerde yatan çocuğu savunmuş olmam, bana büyük bir şekilde patladı. Yanından geçerken, ayağıma yapışmıştı bir anda. Dojodan atılmak istemediğini söylerken, kendimi hala savaşta hissediyordum. Sanki, son nefesini verecek olan bir savaşçı benden merhamet dileniyor gibiydi. İyice havaya girmiştim. Ancak, asıl düşmanımın sesini duyduğumda her şey kesildi. Gerçek savaş şimdi başlıyordu. Aşkım bana bakılıp çekildiğinde, gözümde bir prensese dönüşmüştü. Ben, gerçek bir barbar savaşçıydım ve karım yanımdaydı. Ancak teke tek olan, erkek erkeğe bir dövüşe karışmıyordu. Aşkla dolmuştum, savaşın öfkesiyle dolup taşıyordum.

Düşmanım, bana doğru koşarken işte size dediğim o patlama yaşandı. Yerde yatan çocuk, beni bir anda yere doğru çekti. Kendi safına ihanet etmedi. Yere kapaklandım, yüzüme gelen tekmeler canımı yakmaya başladı o anda. Bir şeyler yapmam gerekiyordu, bu saldırıdan kurtulmalı ve karşılık vermeliydim. İyi düşünülmeliydi, benim gibi bir barbarın neler yapabileceğini düşünmem gerekiyordu. Ben, Kudretli Ayı, gerçek bir savaşta ne yapabilirdim? Yerde kafam tekmeleniyorken, nasıl saldırabilirdim? Bütün gücümü kullanıp, Kütgi'yi sakat bırakabilir miydim? Belki de yapmalıyım. Diğer çocuklara bulaşmaması için onu sakat bırakmalıyım. Burası gerçek bir arena olmalı, birimiz ayakta kalamayana dek dövüşülmeli. Kudretli Ayı kararını verdi. Buradan sadece birimiz çıkmalı. Eğer ben çıkacaksam, Kütgi sakat kalmalı. Eğer Kütgi çıkacaksa, ben nefes almıyor olmalıyım.

Attığı tekmeler onun dezavantajı olmalı. Ancak benim yerde olmam başlı başına bir dezavantaj. Benim yerden kalkmam gerek. Onu yere düşürebilirsem, belki çok daha rahat bir dövüş ortaya çıkabilir. Bunu deneyeceğim. Gelen tekmeye kolumla sarılacak ve ayaklarımla sabit duran ayağının bileğine sağlam bir tekme atacağım. Ardından onu yere çekeceğim. Yere düştüğü anda, gerekirse son bir defa Kas stilimi kullanacağım ve kolumla sarıldığım ayağının bileğini kıracağım. Bunu yapmak zor olmayacak, eklemi ters bir şekilde zorlamam gerekiyor sadece. Kollarımı bacağına uzatmadan önce, bir müzik takıldı dilime. Gerçek bir barbarın müziği, Kudretli Ayı'nın kudretli müziği. Bir gün tavernalarda dinlenecek olan o müzik. Öfkeyle, aşkla karışık bir şekilde dökülmeye başladı dudaklarımdan saldırıya geçmeden önce...

"Küp katyuk e
’üng atged rümim job ib
Küklur moj ju iyde ib ’uk
’üng atged rümim job ib

Mo küklur bepim mo er ke
Rujech mo dup ke
Mo küklur bepim mo er ke
Rujech mo dup ke

Mo er muchem, ma te
Müp küklur ültim ke ’uk
Mo er muchem, ma te
Müp küklur ültim ke ’uk

Bole ke mo chüg gül ed
Jüp müp bü ju müp
Mo kükluraj mo küt küdim
Jüp müp bü ju müp

Küp katyuk e
Jok ga tad ke rujech
Müp küklur moj ju iyde
Mo ’uk garim kiyra, mo küklur ityüm ga"
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#22
Kafana art arda gelen tekmelerden birini yakalama şansına sahip oluyorsun ve ayaklarınla Kütgi'nin bileğine tekmeyi yapıştırıyorsun. Yere düştüğü anda Kas stilini aktifleştiriyorsun ve ayağını kilide alıyorsun. Kütgi bir anda acı içinde haykırmaya başlıyor ve gözlerini Tati'ye çeviriyor. Acıdan gözlerinden yaş gelen Kütgi son anda Tati'nin ismini haykırıyor ve o anda bileğini kırıyorsun. Kütgi birkaç saniye daha bağırdıktan sonra yere yığılıyor. Arkadaşı ise hızlıca geriye doğru sürünüp ayağa kalkıyor ve yanınızdan koşarak uzaklaşıyor. Tati, savaşı kazanmanın hemen ardından sana doğru koşmaya başlıyor ancak sen de yere yığılıyorsun. Gördüğün son şey yerde yatan Kütgi'nin yüzü ve duyduğun son şey Tati'nin haykırışları oluyor.

Uyandığında kendini bir hastane odasında buluyorsun. Odada kimsenin olmadığını fark ediyor ve etrafı incelemeye başlıyorsun. İlk olarak sağ kolunda bir şey olduğunu hissediyorsun ve koluna bir serum bağlandığını görüyorsun. Serum poşetinin üstünde "Takviye" yazdığını görüyorsun. Bir süre bekledikten sonra içeri bir hemşire giriyor. Uyandığını gören hemşire gülümsüyor ve "Merhaba canım, daha iyi misin?" diye soruyor. Hemen ardından ise yanına gelip serumunu kontrol ediyor ve omzuna dokunup "Atom enerjini nasıl böyle harcarsın yahu? İnsaf! Ya başına ciddi bir şey gelseydi?" diyor. Odanın dışında bir konuşma döndüğünü fark ediyorsun ve aralarında Tati'nin olduğunu ses tonundan seçebiliyorsun. Hemşire, tekrar gülümsüyor, el sallıyor ve dışarı çıkıyor. Onun çıkmasıyla birlikte Tati odaya giriyor. Kendisi sinirli gibi görünüyor. Yanına oturuyor ve hafifçe yanağını okşuyor. "Kütgi iyi olacak, dojoya girmelerini yasaklamıştım ama senin isteğin üzerine bundan vazgeçtim. Yine de 1 ay boyunca giremeyecekler. Bir ders çıkarmaları lazım ve fiziksel bir ders yeterli değil." Yanağını okşarken başparmağını dudaklarında gezdiriyor. "Bir daha kendini böyle tehlikeye atarsan dojodan atılırsın." Ayağa kalkıyor ve duvara yumruk atıyor. "Bundan sonraki dersin fiziksel olmayacak. Fiziksellikten önce öğrenmen gereken çok şey olduğunu anladım." Biraz sessiz kaldıktan sonra tekrar yanına oturuyor. "Bir iki saate taburcu olabilirmişsin. Bir planın yoksa bana geçelim mi?"
Off Topic
Mabi Chümimuta
Atom Enerjisi: %100

Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#23
Gerçek bir savaşı kazanmayı başardım. Yakaladığım gibi acı içinde çığlık atan rakibimin ayağını kırdım. Bunu istiyordum. Bu arenadan onu cansız değil ama sakat olarak çıkartacaktım. Tati, yani benim prensesim beni öpecekti bunun sonunda biliyordum. Ancak güzel olmayan şeyler yaşandı. Prensesim bana doğru koştu, koştu koşmasına ancak gözlerime perde inmeye başladı yavaş yavaş. Prensesimin haykırışları ve az önce yere yıktığım, yendiğim rakibimin yüzü eşliğinde yavaşça düşmeye başladım vücudumu kontrol edemeden. Gözlerim karardı önce, sonra vücudumu hissetmemeye başladım, bir soğuk dalgası kapladı tüm bedenimi. Sonrasını hatırlamıyorum. Gözlerimi açtığımda bir hastahane odasındaydım.

Ağır ağır gözlerimi açtıktan sonra, sağ koluma baktım. Bir serum takılmıştı. Serumda takviye yazıyordu. Derin bir nefes alıp, boştaki elimi yüzüme götürdüm ovuşturmak adına. Bu sırada içeriye bir hemşire girdi. Bana gülümseyip daha iyi olup olmadığımı sorduğunda, "Daha önce bu kadar iyi olmamıştım." diye cevap verdim alaycı bir tavırla. Serumumu kontrol ettikten sonra bana, atom enerjimi böyle kullanmamın hata olduğunu belirtti. Demek bu yüzden bayılmıştım. Atom enerjim bitmeye yakınken tamemen vücudumun kontrolünü kaybetmiştim. En azından gözlerimi açabildiğime seviniyorum. Atom enerjisinden dolayı ölen insanların olduğunu da duymuştum. "Bir savaşçı her şeyini ortaya koymalı..." Derken Tati'min sesini aldım. Dışarıda bir şeyler konuşuyordu.

Prensesim, savaştan çıkmış prensinin yanına gelmiş ve yanağını okşamaya başlamıştı. O anda huzurla doldum. Kütgi'nin iyi olacağını, dojoya sadece bir ay girmelerinin yasak olduğunu söylemişti. Umarım bu savaştan sonra birilerine bulaşmayı göze almazlar. En azından akıllanmışlardır diye düşünüyorum. Başparmağı dudaklarımda gezerken onu öpmek istedim. Prensesimi öpmek istiyordum artık. Savaşı bile kazanmıştım, beni neden öpmüyordu ki? Ayağa kalkıp duvara yumruk attı, ardından fiziksellikten önce öğrenmem gereken bir şeyler olduğunu söyledi. Bir iki saate taburcu olacağımı söyledi. Hatta ona geçecekmişiz. "Olur Tati'm. Sana geçelim..." Dedim gözlerinin içine aşkla bakarken. Beni kesin evinde öpecek.
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#24
Tati, cevabına karşılık olarak gülümsüyor ve seni bir süre daha dinlenmeye bırakıyor. Taburcu olma saatin geldiğinde tekrar odana gelip seni alıyor ve hastaneden dışarı çıktığında bir arabanın seni beklediğini fark ediyorsun. Tati, sırtına hafifçe vuruyor ve "Seni bu haldeyken evime kadar yürütecek halim yoktu." diyor. Arabanın ön koltuğuna biniyorsun ve Tati ile birlikte evine doğru yolculuk ediyorsunuz. Evinin önüne geldiğinizde Tati arabayı park ediyor ve senin tarafına geliyor. Koluna giriyor ve eve girmene yardımcı oluyor. Eve girdiğiniz anda "Oğlum evde değil." diyor. Paltosunu askılığa asıyor ve "Zaten yorgunsun, biraz dinlenmek iyi gelir diye düşünüyorum." dedikten sonra seni üst kata yönlendiriyor. Merdivenlerden çıkmana yardım ediyor ve üst kata çıktığınızda üç farklı odayla karşılaşıyorsun. İki solda, bir sağda olan odalardan sağdakine giriyor ve bu odanın Tati'nin yatak odası olduğunu fark ediyorsun. Yanına geliyor ve önce ceketini, sonra tişörtünü çıkarıyor. Üstsüz kaldığında yatağa uzanmanı istiyor. "Dur, sana içecek bir şeyler getireyim." diyor ve odadan çıkıyor. Odayı incelemeye başlıyorsun ve yatağın solunda bulunan komodinin üstünde duran küçük bir kağıt dikkatini çekiyor. Katlanmış kağıdı alıyor, açıyor ve üstünde "Pantolonunu çıkar!" yazdığını görüyorsun. Kağıtta yazanı uyguluyorsun ve o sırada kapı açılıyor.

Tati, sadece iç çamaşırı ile karşında duruyor. 360 derece dönmesiyle kırmızı ve dantelli iç çamaşırını her açıdan inceleme şansına sahip oluyorsun. "Nasıl? Yeni aldım." diyor. O sırada elinde bir şarap şişesi olduğunu fark ediyorsun. Tati, şarap şişesini yere bırakıyor ve yavaşça yatağa çıkıyor. "Bir süredir kendime karşı koymaya çalışıyorum." diyor ve vücutlarınızı birleştiriyor. Her şeyden önce boynunu ısırıyor ve "Bunun tadını çıkar, çünkü bir daha olmayacak." diyor. Senden bir hamle yapmanı bekliyor gibi görünüyor.

Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#25
Bugün, gerçek bir savaş sonrasında ganimetlerimi topladığım gün olmalı. Ancak bu ganimet kesinlikle maddi bir şey değil emin olun. Bu öyle bir kazanç ki, elde etmek için bazen yıllarınızı harcarsınız. Bazen gençliğiniz biter, bazense gerçekten ölmek zorunda kalırsınız. Belki de benim gibi ölümden dönmek... Bu şeyin adı aşk, bu hazinenin adı aşk. Ben bu aşkı elde etmek için dayak yedim, bıçaklanma riskini göze aldım. Aslında bunları sadece aşk için yapmadım tabii ki, kişiliğimin ve karakterimin getirdiği yoldan ilerledim. Tati'min böyle bir erkeği seveceğine inancım tamdı. Ona olan aşkımı görecekti, mükemmel bir baba adayı olacağımı görecekti ve böylelikle onun aşkını kazanacaktım. Taburcu olacağım vakite kadar bunları düşündüm durdum. Sonrasında aşkım geldi... Hemde bir arabayla... İlk kez bir sevgilim beni arabasıyla alıyor. Daha doğrusu sevgilim olacak kişi. Sahi, bir kez daha çıkma teklifi etmem gerekiyor mu acaba?

Tati, benim koluma girip eve girmeme yardımcı olduktan sonra oğlunun evde olmadığını söyledi. Tabi ben başka tarafımla düşünmemek için hemen gülümsedim. Hemen konuyu oraya çekmek istemiyordum. Sonuçta o kadar şeyden sonra, "Senin düşündüğün tek şey seksti değil mi? Pis herif." derse ne diyebilirim ki? O yüzden pipimle düşünmemem gerek. Oğlu evde yoksa yok Mabi, bu bir şeylere işaret değil salak adam. Ama tam o sırada, üst katta sağ odaya girdiğimde birisi benimle konuşmaya başladı. Bu konuşan, Küçük Kudretli Mabi'ydi! Ben az önce onu susturmuştum, bunları düşünme demiştim ama Tati'min yatak odasına girdiğimde hınzır bir şekilde güldü, hatta sana kapak olsun der gibi gülerek benimle konuşmaya başladı asaletli pipim!

"Sana dedik değil mi Mabi? Ben ve diğer iki Mabi'ler, söylemiştik. Oğlu evde yoksa bu bizim vücudu devralacağımızın simgesidir!"

Küçük Kudretli Mabi konuşurken, Tati önce ceketimi, ardından tişörtümü çıkarak beni yarı çıplak bir konuma bırakmıştı. Yatağa uzanmamı istediğimde Küçük Kudretli Mabi'nin işe geçmeden önce ellerini sıvazladığını hissedebiliyordum. Komodinin üzerinde bulunan kağıt dikkatimi çektiğimde elime alıp açtım, pantolonunu çıkar yazıyordu. Yoksa, yoksa ben Tati'nin aşkı olmak yerine fahişesi mi olmuştum? Hayır bunu kaldıramazdım, bunu Küçük Kudretli Mabi'de kaldıramazdı! Biz, Tati'nin fahişesi değil, kocası olmalıydık! "Abi bizim için problem yok, hehehe." Dedi o anda Küçük Kudretli Mabi. Sus Küçük Kudretli Mabi, sus! Ben onun kocası olmak istiyorum!

Pantolonumu çıkarttım biraz istemeye istemeye. Fahişe olduğumu düşündüğümden istemiyordum yani, yoksa Tati'yi arzuluyorum. Aşkım da tam bu sırada iç çamaşırlarıyla içeri girdi. Kendi etrafında bir tur attığında ne kadar mükemmel bir vücuda sahip olduğunu görmüş oldum. Muhteşemdi. Aşık olduğum kadının vücudu gerçekten muhteşemdi. "Ç-çok güzel. Muhteşem olmuşsun." dedim biraz kekeleyerek. Bu sırada aşkım ise şarap şişesini bir kenara bıraktı, vücutlarımız birleştiğinde mükemmel bir his hissettim içimde. Bunun tadını çıkarmamı, bir daha olmayacağını söyledi. Ne yapmalıyım? Ona sormalıyım? Yoksa iş bitince mi sormalıyım? Ne yapmalıyım Küçük Kudretli Mabi? Bana şuanda yardım etmelisin!

"Elini kalçasına at aga, sık sonra. Öpüşmeye başla, biz zaten o ara iletişime geçicez onun vücuduyla. Devamında da elle işte aga, neyini öğreticez sana kaç yıldır seninleyiz. Devam et işte, akışına bırak."

Tamam Küçük Kudretli Mabi! Dediklerini yapacağım! Hepsini uygulayacağım ve iş bitince evlenme teklifi edeceğim!
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#26
İş başlıyor.

Küçük Kudretli Mabi, en büyük kozunu ortaya koyuyor, iki arkadaşını. Bu iki arkadaş, Tati'yi inletecek seviyede bir darbe indiriyor ve o da ne?! Küçük Kudretli Mabi'nin sürpriz bir saldırısı var. İnanamıyorum buna, hayır, bekle. Buna bir anlatıcı yetmez.

Merhaba! Ben yardımcı anlatıcı, ne oluyor ulan burada?

Yardımcı, gel buraya seni çılgın piç, adam resmen kafayı yedi! Sayın seyirciler, bu adamı durduramıyoruz! Ah, hayır, olamaz, şimdi ise Küçük Kudretli Mabi "Yer değiştirme" atağını kullanıyor! Bu nasıl olabilir?! Tati'nin hiçbir şansı kalmadı!

Hayır anlatıcı, hayır! Tati'ye iyi bak! Bacaklarını Küçük Kudretli Mabi'nin etrafına kilitledi, elbet ki bir şeyler düşünüyor. Böyle bitemez, lanet olsun bu maç böyle bitemez!

Öyle bir biter ki, hadi ama Küçük Kudretli Mabi, hadi seni çılgın domuz, yürü be oğlum! Evet, gördüğünüz gibi göğüslere saldırdı! Göğüs-HAYIR! HAYIR! Tati Küçük Kudretli Mabi'yi ayaklarının arasına aldı! Bu sonun başlangıcı olabilir yardımcı!

Evet anlatıcı, demiştim sana. Ama hayır, ne oluyor? Küçük Kudretli Mabi büyüyor! Nasıl yani? Bu hareket onu güçlendiriyor! Demiştim sana anlatıcı, demiştim!

Ah, yardımcı, seni vasıfsız orospu çocuğu, ben demiştim asıl! Küçük Kudretli Mabi tekrar atağa geçti ve Tati'yi yatağa yapıştı-GİRDİ! GİRDİ! GİRDİ! GİRDİ!

İNANAMIYORUM BUNA ANLATICI, KÜÇÜK KUDRETLİ MABİ RESMEN TATİ'YE GİRDİ!

AAAH!



Uyanıyorsun ve saatin gece olduğunu fark ediyorsun. Tati'nin ise yanında uyuduğunu görüyorsun. İkiniz de çıplaksınız ve Tati horluyor. Kendisini uyandırdığın anda sıçrıyor ve seni görünce rahatlıyor. Sonradan gece olduğunun farkına varınca "OĞLUMU ALMADIM! ONU OKULDAN ALMADIM!" diye çığlık atıyor. Hızlıca giyiniyor ve telaş içinde evden çıkıyorsunuz. Tati, sana dönüyor ve "Yaşananları yakın bir zamanda konuşacağız. Dojoya gel, olur mu?" diyor, dudağına bir öpücük konduruyor ve hızlıca oğlunun okuluna doğru koşuyor. Böylece Kudretli Ayı için bir gün daha sonlanmış oluyor.
Off Topic
Konu sonlanmıştır.

Ödüller:

Mabi Chüimimuta
• 75 IP

Bir sonraki konuyu açmak sizin elinizdedir! İstediğiniz zaman dojoya gittiğiniz bir konuyu açabilir ve kurguyu devam ettirebilirsiniz.
Locked

Return to “Gide Meydanı”

cron