[Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#1
Sabahın köründe, hava henüz aydınlanmamışken uyanıyorsun ve hızlıca kendine gelip hazırlanıyor, evden çıkıyorsun. Çıktığında hala havanın lacivert olduğunu görüyorsun ve tüm sokağı kaplayan bir sessizlik mevcut. Genellikle çok soğuk olmayan şehir normale göre biraz daha serin olsa da çıkmayı seçtiğin saat ile alakalı olabileceğini göz önünde bulunduruyorsun. Bir gün önce adresini aldığın dojonun yolunu tutuyorsun. Aldığın adrese göre dojonun Gide Meydanı'nın dükkanlardan en uzak kısmı olan son bölümünde olduğunu hatırlıyorsun. Gitmek istediğin dojonun adını bile bilmiyorsun ancak aldığın duyumlara göre Bolcheb içerisinde bulunan en büyük dojo olduğu için diğerlerinden ayırt etmek oldukça kolay. Hava yavaş yavaş aydınlanmaya başladığında sen de dojonun kapısına kadar gelmiş oluyorsun. Dojonun devasa tabelasını okuyor ve isminin 'Gaji Gati Dojo' olduğunu görüyorsun.

Dojonun kapısını tıklatıyorsun ve karşına ilk çıkan baya yaşlı gözüken bir adam oluyor. Kel, kirli sakallı ve kambur adam seni görünce "Genç adam, sen yeni öğrencisin değil mi?" diyor ve seni içeri davet ediyor. Dojonun genel yapısına baktığın zaman duvarların ahşaptan olduğunu ancak griye boyanmış olduğunu görüyorsun. Ana salondan daha küçük iki farklı oda olduğunu ve bu odaların da genellikle yeşil aksesuarlarla süslenmiş olduğunu görüyorsun. Dojonun duvarında kocaman harflerle 'Jep Kedi Michi' yazıyor. Uzun süre sonra ilk defa resmi bir kurumda Pakt dili yerine Djuratça kullanıldığını görüyorsun. Çok geçmeden birbirinden farklı öğrenciler dojoya giriş yapıyor ve kıyafet değiştirme odasına yöneliyorlar. Önceden gördüğün iki odadan girdiğinde sağda duran odanın kıyafet değiştirme odası olduğunu da bu şekilde anlıyorsun. Öğrencilerden biri seni gördüğü anda hızlıca yanına geliyor ve "Abi sen yeni öğrencisin galiba, hoş geldin. Geçen gün Tati hocam alacağın dojo kıyafetlerini bana emanet etmişti de, buyur. Bu arada ben Dejülig, çok memnun oldum." Sarı saçlı, yeşil gözlü ve pek yapılı olmayan genç sana bir çeşit kıyafet uzatıyor. Kendisiyle tanıştıktan sonra üstünü değiştirmeye gidiyorsun ve bu sırada kıyafeti inceleme şansın oluyor. Kıyafet baştan sona siyah ve kol ayak kısımları oldukça geniş. Üstüne giydiğin kıyafet önden iki düğme ile kapatılıyor ve altına giydiğin kıyafet fermuarsız olduğu için hızlıca giyilebiliyor.

Ana salona dönüyorsun ve herkesin tek sıra halinde dizildiğini fark ediyorsun. Tanımadığın bir öğrenci sana dönüyor ve gülümseyerek "Buyurun gelin, hocamız iki dakika içinde burada olur." diyor. Tek sıraya katılıyorsun ve henüz hoca gelmeden bir başka öğrenci sana soru yöneltiyor. "Abi bu kasları nasıl yaptın ya? Biz yıllardır buradayız bir bize bak bir sana bak." Kısa bir taşak muhabbetinin ardından kapı açılıyor ve sert adımlarla Tati içeri giriyor. İçeri girdiği gibi kimseye selam vermeden öğrencilerden birini yanına çağırıyor ve kendisine bekleme şansı vermeden arkasına geçiyor, belinden tutuyor ve geriye doğru havaya kaldırıp yere yapıştırıyor. Öğrenci hemen ayağa kalkıyor ve selam verdikten sonra yerine dönüyor. Sen olayı idrak etmeye çalışırken Tati konuşmaya başlıyor. "Bugün aramızda yeni biri var, kendini tanıt lütfen." diyor ve sana bakıyor.
Off Topic
Esenlikler dilerim, bu konuda GM olarak ben, yani Barisu ile ilerleyeceksiniz. Pasiflik süresi 48 saattir. (2 gün)

Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#4
Her zaman, ama her zaman erken uyanırdım ancak bu sefer bir tık daha erken uyandım. 100 şınav, 100 mekik, ardından güzel ama ağırmolmayan bir ağırlık antrenmanıyla güne hazır bir hale geldim. Bu rutinim sayesinde bu kadar diri kalabiliyorum. Artık rutinime yeni bir şey eklendi diyebilirim. Sanırım dojo saatleri hep böyle olacak. Aslındanen güzeli böyle zaten, hazır zihnim açılmışken her şeyi çok daha iyi kavrarım. Acaba benim gibi kocaman adamlar var mıdır? Gerçi sanmıyorum, bu Djurat'ta bir ben birde benim karım. İkimiz dışında bu kadar kaslı birisine rastlamadım. Sokaklar sessizliğe bürünmüşken, aklımda olan tek bir şey vardı. Aslında bildiğim tek bilgi. Benim gideceğim dojo diğerlerinden çok daha büyük bir dojo. İsmini bilmiyorum, sormak aklıma gelmemiş olsa gerek. Zaten Tati'min yanında her şeyi unutuyorum, bunu da unutmam normal. Onun gözlerinde kayboluyorum her seferinde. Kalbimde kelebekler uçuşuyor. O da beni istiyor ama bunu kabul etmiyor. Eski eşi yüzünden bana güvenmiyor olsa gerek. Ona güveni vereceğim, yeni eşi ben olacağım.

Dojonun önüne geldiğimde, ismi çok güzel geldi. Ruh mücevheri. Sanki ruhumuzu inşa ediyorlar gibi bir his yarattı içimde. Burası, benim kendimi ait hissedebileceğim bir mekan. Baya yaşlı gözüken bir adam beni karşıladığında, bunun akıl ustam olacağını düşünüyordum. Hep böyle olur ya, ak sakallı bir dede akıl ustası olur. Bende tam seçkin öğrenci gibiyim. Kaslı ve yakışıklı. Heyecanlandım baya. Beni içeri davet ederken, "Evet ustam, ben yeni öğrenciyim." diyerek karşılık verdim. Böyle resmi bir kurumda Pakt dili yerine Djurat dilinin kullanılması garip gelmişti aslında. Ancak bu benim için bir problem değildi. İçeri girip odaları incelemeye başladım, gerçekten burası benim kendimi üst düzeyde geliştirebileceğim bir yer. Hem, evimden bile büyük bir dojom var artık! Öğrencilerden biri gelip, bana Dojo kıyafetlerimi getirdiğinde önce gülümsedim. "Çok teşekkür ederim, Mabi Mabi ben." diyerek karşılık verdim ardından. Dejülig, buradaki ilk arkadaşım. Zaten yaşımdan küçük arkadaşlarımın olması beni mutlu ediyor. Onlara yol gösterebilecek bir polis olabilirim. Kardeşlerime yol gösterdiğim gibi.

Simsiyah kıyafetler, bana sanki karanlık taraf gibi hissettiriyordu. Beyaz bir şey bekliyorken simsiyah kıyafetlerle karşılaşmak hem beni heyecanlandırmış hemde mutlu etmişti. Tamam karanlık tarafta olmayı sevmiyorum genelde ama burada sanki farklı bir kişilikteymişim gibi hissediyordum. İçimdeki gerçek dövüşçüyü çıkarabilirim gibi. Üstelik, o dövüşçüyle bu siyah kıyafetler gerçekten uyuşuyor. Hızlıca giyinip havaya girdikten sonra ana salona ilerledim diğerleri gibi. Tanımadığım bir öğrenci bana yardımcı olup tek sıraya girdik. Sırayla selam vereceğiz sanırım hocalarımıza. Başka bir öğrenci, bana nasıl kas yaptığımı sorduğunda, elimi yumruk yapıp baş parmağımı havaya kaldırdım. "Kanka, önce çok yemek yemen lazım. Büyümeni desteklemek gerek. Sonra ağırlık kaldıracaksın ve her sabah 100 mekik 100 şınav çekeceksin. İstersen ben sana böyle kas yapmanda yardımcı olurum. Kızlar da çok seviyor he, hehe." diye cevap verdim. Tati'm, sert adımlarla içeri girdiğinde tekrardan hayran hayran bakmaya başladım aşkıma. Kimseye selam vermeden öğrencilerden birini tutup yere vurduğunda, başta şaşırdım. Bu kadar sert olmak zorunda mıydı diye düşünüyordum o anda. Öğrenci dayağını yiyip, düzgün bir şekilde selam verdikten sonra Tati bana seslendi. Kendimi tanıtmamı istiyordu yeni arkadaşlarıma. Bende hepsinin önüne geçtim, yüzümü döndüm ve otuz iki diş sırıtarak konuşmaya başladım.

"Selam arkadaşlar, ben Mabi Mabi. Bir kere söyleyince hoş, iki kere söyleyince daha hoş. Djurat polis memuruyum. Beni bir polis olarak, Kudretli Ayı diye bilirler. Çünkü ben Kudretli Ayı'yım. Yemek yemeyi severim, aslında ben her şeyi severim. Kötü duygulardan oldukça uzak durmaya çalışırım. Sizlerle tanıştığım için çok memnunum. Burada bulunmak benim için bir zevk ve umarım iyi anlaşırız. Eğitimimizde hepimize başarılar dilerim arkadaşlar."

Diyerek konuşmamı kısa kestim ve herkese bir polis selamı verdim. Konuşmamı bununla tamamlamanın daha saygılı olduğunu düşünüyordum.
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#5
Tati, tanıtımını duyunca gülümsüyor ve "Aramıza hoş geldin Mabi, sana söylemem gerekiyor ki disiplin burada her şeyden önce gelir ve öğrencilerim bunun farkındadır. Sen de zamanla buna alışacaksın." Yanındaki çocuklardan biri seni dürtüyor ve "Abi, dikkatli ol." diye fısıldıyor. O sırada bir grubun da uzaktan fısıldadığını ve polis olduğun gerçeğini övdüklerini duyabiliyorsun. Tati, ayağını yere çarpıyor ve bir anda herkes susuyor. "Sizce derse neden size bir hareket göstererek başladım?" diye soruyor ve sınıf hep bir ağızdan "Bugün bu hareketi öğreneceğiz!" diye bağırıyor. Tati, başıyla öğrencileri onaylıyor ve "Mabi, gel." diyerek seni çağırıyor. Tati'nin yanına gidiyorsun ve arkana dönmeni istiyor. Kendisine arkanı döndüğün anda belinden kavrıyor ve öğrencileriyle konuşmaya başlıyor. "Öncelikle rakibinizi arkadan yakalayabileceğiniz bir pozisyona gelirsiniz. Hemen ardından ise-" Bir anda belini kuvvetle sıkıyor ve anlatımına devam ediyor. "Rakibinizi belinden kavrar ve onu kaldırabilecek kadar güç vererek belini sıkarsınız." Yavaş yavaş ayaklarının yerden kesildiğini hissedebiliyorsun. "Sonrasında da rakibinize düşünme vakti vermeden-" Tati, seni kaldırıyor ve geriye doğru yere yapıştırıyor ancak düşüşünü yavaşlattığı için herhangi ağır bir darbe almış olmuyorsun. "Rakibinizi sert bir şekilde arkaya doğru yere yapıştırırsınız. Şimdi bunu çalışmaya başlayın."

Tati, elini uzatıyor ve seni yerden kaldırıyor. "Şu çocuklara bak." diyor ve gözlerini öğrencilere doğrultuyor. Sen de öğrencileri inceliyorsun. "Kuşaklarını görüyorsun değil mi?" diyor. Öğrencilerin kuşaklarını fark ediyorsun. Çoğunluğu beyaz, bazıları ise sarı olan kuşaklara bakıyorsun ve Tati'ye dönüyorsun. "Bu hareketi hiçbir hata olmadan günün sonuna kadar uygulayabilirsen beyaz kuşağı atlayacak ve sarı kuşağa geçeceksin. Göreyim seni." Motive edici laflarının hemen ardından omzuna birkaç kere vuruyor ve tekrar öğrencileri gösteriyor. Öğrencilerin ikişerli gruplara ayrıldığını ve hareketi çoktan çalışmaya başladıklarını görüyorsun. "Bak, Dejülig diye bir çocuk var şurada, şu an yalnız. Git onunla çalış hadi." diyor. Dejülig ise ona baktığını görünce masum bir yüz ifadesiyle gülümsüyor ve seni yanına çağırıyor. Mutlu mesut bir şekilde ilk arkadaşına doğru ilerlerken Tati'nin sesini duyuyorsun. "Dejülig, sana bu hareketi yapmaya çalışacak. Yapmasına kesinlikle izin verme!" Çalışmaya başlama vakti.

Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#6
"Bende disiplinli olacağım." Diye bağırdım heyecanla elimi yumruk yapıp, baş parmağımı havaya kaldırırken. Bende disiplinli bir dövüşçü olarak burada barınacağım. Hem bir sürü arkadaşım olacak ve Mabi arkadaş edinmeyi çok sever! Yanımdakilerden birisi beni dikkatli olmam için uyarırken, bir grubun polis olmamı övdüklerini duyabiliyordum. Halkın kahramanı Kudretli Ayı yine halkın içinde. Olması gerektiği gibi yaşıyor. Usta Karım ayağını yere çarptığı gibi herkes susmuştu. Onların sustuğunu gördüğüm gibi disiplin aklıma geldi ve bende sessizleştim. Ciddi bir şekilde karıma bakmaya başladım. Ona aşığım evet ama buraya aşkı karıştırmamalıyım. Disiplinli biri olarak, buraya adım attığım anda onun öğrencisiyim, kocası değil. Bu yüzden ciddiyetimi korumalıyım.

Başta gösterdiği hareket, öğreneceğimiz hareketmiş. Karım beni çağırdığında, "Tabi ustam." diyerek ilerledim yanına. Sanırım beni güzelce pataklayacak. Arkamı dönmemi istedi ve döndüğüm gibi belimden kavradı. Yani daha az önce söylemiştim işle aşkı karıştırmayacağım diye, ama karım neden belimi tutuyor? Benim onun belini bu şekilde tutmam gerekmez miydi? Bir yandan anlatım yaparken, bir yandan belimi daha sıkı bir şekilde kavramaya başlamıştı. Ayaklarım yerden kesildiğinde hem şaşırmış, hemde biraz daha aşık olmuştum karıma. Kilom normal bir insandan fazla olduğu için, beni kaldırabilmek gerçek bir güç ister. Aşkım beni kaldırıp bir anda yere vurduğunda, canımın çok acıyacağını düşünmüştüm ancak o da bana sevgili şefkatiyle yaklaşmıştı. Beni yavaşça düşürmüştü yere.

Tabi bizim daha farklı bir şekilde yapmamız lazım, yani sertçe vurmak gerek. Bir polis olarak oldukça işime yarayacak bir hareket aslında. Bir suçluya arkadan yaklaşırım, sonra bir sürü memur beni izler. Ben bir anda yakalarım ve öyle bir koyarım ki onu yere, herkes ağzı açık şekilde beni izler. Sonrasında, muhteşemsin Kudretli Ayı, süpersin Mabi diye bağırmaya başlarlar. Tabi bende halkın kahramanı ilan edilirim ve herkes tarafından tanınmaya başlarım! Karıcığım beni çekip, öğrencilere ve onların kuşaklarına bakmamı istemişti. Çoğunluğu beyaz iken, sarı kuşak olanlar da vardı. Gün sonunda bu hareketi hatasız bir şekilde yapabilirsem, bende sarı kuşak olabilecekmişim. Bence ben bu hareketi yapabilecek çevikliğe ve güce sahibim diye düşünüyorum ancak hareketin zorluğu dolayısıyla bol bol çalışmam gerekebilir.

Dejülig kankamı gösterip, onun yanına gitmemi istemişti. Benimde eşim yoktu zaten ve ilk arkadaşımla çalışmak eğlenceli olacaktı. "Tamam ustam." diyerek karıcığımı onaylamış ve kankamın yanına ilerlemeye başlamıştım. İlk öncelik kankamdaydı. O hareketi deneyecek, bende ona karşı savunma yapacaktım. Bu hareketin en iyi savunması, muhtemelen ileriye doğru tüm ağırlığı bırakmak olur. Eğer saldırmıyorsak, birisi belimizden kaptığında bizi geriye doğru itmeye çalışıyor. Bizde ileriye doğru yönelip, ağırlığımızı ileriye doğru bıraktıkça arkamızdaki kişi bu hareketi yapmakta zorlanacaktır. Hatta işi biraz daha ileri taşıyıp, bunu kendi avantajımıza çevirebiliriz sanki. O belimden yakaladığında, bende onun kollarını sıkıca yakalar ve tüm vücudumun ağırlığını bir anda öne doğru fırlatırsam, onu arkamdan ileriye doğru fırlatabilirim. Yani kısmen takla atıyor gibi olacağım ama tüm gücümü belimden alacağım. İlginç bir savunma geliştirdim ancak bunu denemeden önce kankama sormam gerek. İzin verirse yapabilirim. "Kanka selam, usta izin verme dediği için elimden geldiğince kendimi savunmaya çalışacağım. Bu yüzden bir şeyler deneyeceğim ancak sonrasında seninde harekette ustalaşman için tüm vücudumu salacağım. Sorun yok değil mi? Sadece aklımda olan bir savunmayı denemek istiyorum, ardından istediğin kadar hareketi üzerimde deneyebilirsin." dedim otuz iki dişimle gülümseyerek. Eğer bana izin verirse, aynen dediğimi yapacağım. Kankam beni belimden kaptığı gibi, bir kıskaç gibi tutacağım kollarını. Ardından onu sırtımdan ileriye fırlatmak için, tüm ağırlığımı bir anda öne verecek ve takla atıyor gibi yapacağım. Ancak atmayacağım, böylelikle onu ileriye fırlatma şansım olacak. Aynı zamanda kıskaç gibi tuttuğum ellerimle tüm ağırlığı öne verdiğimde kollarımı açabilirim! Hadi deneyelim.
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#7
Dejülig teklifini kabul ediyor ve hemen ardından hareketi üzerinde uygulamaya başlıyor. Aklındaki savunma yöntemini uyguluyorsun ve tahmin ettiğin gibi işe yarıyor. Dejülig, öne doğru kapaklanıyor ve yerdeyken gülümseyip "Oha, başardın!" diyor. Elini uzatıyor ve sen de ona elini uzatıp kalkmasına yardım ediyorsun. Tati yanınıza geliyor ve "Bunu beklemiyordum. Bizim dojodan biriyle tanışıklığın falan mı var?" diyor. Dejülig ise şaşırıyor ve Tati'nin yüzüne anlamsız bir ifadeyle bakıyor. Tati ise sana dönüp "Bu yaptığın savunma aslında bu hareketin resmi savunmasıdır. Bunu akıl edebilmiş olman gerçekten ilgi çekici. Bakalım hareketin kendisini olduğu kadar etkili uygulayabiliyor musun?" diyor ve sıranın sana geldiğini belli ediyor. Dejülig olayı anladıktan sonra sana hayran olmuş bir şekilde bakıyor ve hareketi uygulayabileceğin pozisyona geçiyor. Hareketi uygulamaya kalkışıyorsun ve Dejülig aynı savunmayı deniyor ancak başarılı olamıyor ve hareketi mükemmel bir şekilde uygulayabiliyorsun. Tati, hemen müdahale ediyor ve Dejülig'i kaldırıp kendisine durumu açıklıyor. "Savunma tekniğin mükemmeldi ancak cüsse farkı bu savunma tekniğinde büyük önem taşıyor. Mabi daha cüsseli olduğu için işe yaramadı." Dejülig, Tati'nin sözlerini duyunca rahatlıyor ve "Neyse ki tekniğim doğruymuş. Mabi gerçekten çok yetenekli ya, ilk denemede bu kadar iyi olması çok etkileyiciydi!" diyor.

O sırada arkanızdan bir öğrenci geliyor ve arkanı döndüğünde öğrencinin cüssesinin senin iki katın olduğunu fark ediyorsun. Uzun, sarı saçlı ve yeşil gözlü öğrenci kaslarını engelleyen kemerini çıkarıyor, bir kenara atıyor ve yanına gelip sıradışı bir istekte bulunuyor. "Benimle bilek güreşi yapacaksın." İsteğini direkt olarak emir cümlesiyle belirttikten sonra gözlerinin içine bir kere bile göz kırpmadan cevabını alana dek bakıyor. Tati ise karışmayarak kararı sana bırakıyor gibi görünüyor.

Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#8
Vay be! Düşündüğüm şey işe yaradı. Kankam teklifi kabul ettikten sonra bir anda denedim, aslında cüsse farkı da var. Dejülig'ten güçlü olmam dolayısıyla hareketi çok daha rahat bir şekilde yaptım. Kankamın yerden kalkmasına yardım ettikten sonra, aşkım birini tanıyıp tanımadığımı sordu. "Hayır tanımıyorum." diye cevap verdikten sonra, gerçekten bu hareketin savunmasının bu şekilde olduğunu söyledi. Yani düşündüğüm şey, gerçek bir savunmaymış. Benim uydurmam değilmiş! Sıra bu hareketi benim yapmama geldiğinde, Dejülig'te aynı şekilde savunmayı denemiş ancak başaramamıştı. Gerçekten güç farkı önemli bir faktördü. Dejülig'in savunma tekniğinin mükemmel olduğunu öğrendiğimde gülümsedim kocaman.

"Kanka sende muhteşemdin ama cüsse farkı işte! Aynı cüssede olsak kesinlikle savunmuştun. Bu faktör etkiliyor biraz ama güzel, tekniğinin güzel olmasına çok sevindim!" diyerek sevincimi paylaştım onunla. Ancak arkamı döndüğüm anda tüm mutluluğum kesildi. Benim iki katım, iri yarı bir adam onunla bilek güreşi yapmamı istemişti. Şimdi sırası mıydı? Daha Dejülig kankamın bu hareketi üzerimde denemesine izin vermemiş ve savunmaya geçmiştim. Ardından zaten savunmada o vardı. Kankam bu harekette ustalaşmadan, ben iyi yaptım diye onu bırakamazdım. Sinirlenmiştim. Tüm ciddiyetimle adamın suratına bakıyordum. Arkamda duran Dejülig'i baş parmağımla gösterek konuşmaya başladım sert bir şekilde.

"Daha arkadaşım bu harekette ustalaşmadı. Önce o hareketi deneyecek, yapana kadar üzerimde deneyecek. Ardından Dejülig "Oldu." derse seninle bilek güreşi yaparım. Onun dışında onun süresini sana yedirtmem. Hak yiyen ve saygısız adamlardan hoşlanmam. Sıranı bekleyeceksin, ben arkadaşımla çalışmaya devam edeceğim. Bittiği zaman ne istiyorsan onu yaparız."

Dedim. Ardından Dejülig'e döndüm sanki hiç gelmemiş gibi davranarak. "Hadi üzerimde dene, beni kaldırmakta zorluk yaşarsan ben kendimi biraz yukarı doğru fırlatırım, önemli olan hareketi düzgün yapman. İyice öğrenelim şunu!" dedim gülümseyerek. Gerçekten beni kaldıramazsa, onun tekniğini bozmadan kendimi havaya kaldırmasına yardımcı olacağım. Dejülig'te bu harekette ustalaşana kadar devam etmek istiyorum. Sonrasında bilek güreşi yapabilirim.
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#9
Tati, cevabına karşılık olarak gülümsüyor ve halletmesi gereken birkaç iş olduğunu söyleyip dojodan çıkıyor. Dejülig, verdiğin komut üzerine seninle çalışmaya hazırlanıyor ve hareketi yapmak için gerekli pozisyonu alıyor. Dejülig'i kontrol etmek için başını arkaya çeviriyorsun ve bir anda seninle bilek güreşi yapmak isteyen adamın Dejülig'i tutup kenara fırlattığını fark ediyorsun. Sen herhangi bir tepki veremeden adam önceden Dejülig'in almaya çalıştığı pozisyonu alıyor ve seni belinden tutup havaya fırlatıyor. Geriye doğru düşüyorsun ve her şey ani yaşandığı için boynunun üstüne düşüyorsun. Ciddi bir hasar almamış olsan bile boynunun acısı seni dellendiriyor. Adam, sana doğru eğiliyor ve "Dejülig'in yerine ben yaptım. Şimdi güreşe gel." diyor. Hemen ardından ise kolundan tutuyor ve seni ayağa kaldırıyor. "Tabii korkmuyorsan. Çünkü korkuyorsun gibi görünüyor." diyor. Dejülig'e bakıyorsun ve yerden kalkmaya çalıştığını görüyorsun. Yerden kalkarken sağ omzunu tutuyor, omzu düşüş sırasında incinmiş gibi görünüyor. Adam ise senden bir cevap beklerken pis pis gülüyor.

Re: [Mabi Chüimimuta] Dojo Günü

#10
Akşamüstü yazmış olacağım, özürler.
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image
Locked

Return to “Gide Meydanı”

cron