Aman Frum ve Ser'im, inanabiliyor musun? Bir anda etrafında önce Thomas, sonra da Djurat'ın güzel sokaklarında, meydanda bulunan insanlar dans etmeye başlıyorlar. Adeta Djurat toplumunun yıldızı oluyorsun. Sen şu anda sadece bir baş belası, bir kudretli ayı, kaplan maskeli pezevenk değil, aynı zamanda dağları bile delebilecek kadar güçlü bir... kişiliğe sahip olan bir adamsın. Sen adamın dibisin. Dans etmeye devam et, şarkı söylemeyi asla bırakma. Mükemmel bir insana ve kusursuz bir şarkıya da asla güvenme. Göster kendini Mabi Mabi!
Thomas, saatini kullanarak Elion'un son kayıtlarını kontrol ediyor ve onun Gedhilfe'de olduğunu belirliyor. Bu bilgiyle, hızla harekete geçiyorsunuz. Djurat'tan Gedhilfe'ye yapacağınız yolculuk için, iki ülke arasında bulunan özel ışınlanma noktalarını kullanmaya karar veriyorsunuz. Bu noktalar, şehirlerin dışında belirli bölgelerde yer alıyor ve güvenli bir ışınlanma sağlıyor. Yürüyerek bu noktalara ulaşmak için, hızlı ama dikkatli adımlar atarak, şehrin sokaklarını ve ara yollarını kullanıyorsunuz. Her adımda etrafınıza dikkatlice bakarak, olası tehlikelere karşı tetikte oluyorsunuz. Varış noktasına ulaştığınızda, Thomas'ın saatini kullanarak, Gedhilfe'deki belirlediğiniz bir ışınlanma noktasına geçiş yapıyorsunuz. Gedhilfe'de daha önce adını duymadığın bir şehre geliyorsunuz ve bomboş bir sokağın köşesinde bulunan içi kırık dökük, dışındaki camlar bile kırılmış bir dükkanın önünde duruyorsunuz. Thomas sana dönüyor ve "Monsieur, burası olması lazım. Ama içeride Elion ile birlikte bir sürü Mavi Yıldız üyesi de olmalı. Eğer hala Observer olsaydım sunuculara ulaşabilir ve kimin nerede olduğunu tespit edebilirdim. Şimdi ise sadece saatimde kayıtlı olan kişileri tespit edebiliyorum." diyor. Siz kendi kendinize konuşurken arkanızdan bir tıkırtı duyuyorsunuz.
Arkana döndüğünde karşında tanıdığın bir adam duruyor, Jüme Ulchig. Jüme, seni ve Thomas'ı karşılarında görünce, bir karışık duygu yumağı içinde konuşmaya başlıyor. "Ah, Mabi, uzun zaman oldu. Djurat'taki günlerimizden beri çok şey değişti. Senin gibi eski bir polis memurunu burada görmek şaşırtıcı demek isterdim ama yaptığın her şeyi öğrendim." Jüme'nin sesinde alaycı bir ton var. "Ve sen, Thomas, hala o saati kullanıyor musun? Ah, Dünya'nın teknolojisi sana ne kadar da iyi hizmet ediyor. Ama unutmayın, burası Gedhilfe. Burada benim kurallarım geçerli." Jüme, hızlıca yaklaşarak mor sezyum alevlerini havaya savuruyor. "Pes edin. Sizden daha güçlüyüm." Jüme'nin yüzünde bir zafer ifadesi beliriyor. Thomas ve sana saldırmaya hazırlanıyor, elleri mor alevlerle doluyor. "Artık Mavi Yıldız'ın bir üyesiyim ve sizin gibi engelleri ortadan kaldırmaktan çekinmeyeceğim." Jüme'nin bu tehditkar sözleri, gerçek bir mücadelenin başlamak üzere olduğunu işaret ediyor. Thomas senin önüne geçiyor ve "Monsieur, siz içeri girin!" diyor. Cümlesini bitirdiği anda bir silah sesi duyuyorsun ve refleks ile gözlerini kapatıyorsun. Bir anda, bir kurşun Thomas'ın göğsüne isabet ediyor. Thomas yere yığılıyor, yüzünde şaşkınlık ve acı ifadesiyle sana bakıyor. Ağzından kan süzülüyor. Thomas'ın yere düşüşüyle senin kalbin sıkışıyor, öfke ve çaresizlik içinde Jüme'ye dönüyorsun. Thomas'ın durumu ciddi, müdahale etmek için hızla ona doğru yöneliyorsun, ama Jüme hala tehlike arz ediyor. Bu durum, sadece bir mücadele değil, hayatta kalma mücadelesi haline geliyor.
Thomas, saatini kullanarak Elion'un son kayıtlarını kontrol ediyor ve onun Gedhilfe'de olduğunu belirliyor. Bu bilgiyle, hızla harekete geçiyorsunuz. Djurat'tan Gedhilfe'ye yapacağınız yolculuk için, iki ülke arasında bulunan özel ışınlanma noktalarını kullanmaya karar veriyorsunuz. Bu noktalar, şehirlerin dışında belirli bölgelerde yer alıyor ve güvenli bir ışınlanma sağlıyor. Yürüyerek bu noktalara ulaşmak için, hızlı ama dikkatli adımlar atarak, şehrin sokaklarını ve ara yollarını kullanıyorsunuz. Her adımda etrafınıza dikkatlice bakarak, olası tehlikelere karşı tetikte oluyorsunuz. Varış noktasına ulaştığınızda, Thomas'ın saatini kullanarak, Gedhilfe'deki belirlediğiniz bir ışınlanma noktasına geçiş yapıyorsunuz. Gedhilfe'de daha önce adını duymadığın bir şehre geliyorsunuz ve bomboş bir sokağın köşesinde bulunan içi kırık dökük, dışındaki camlar bile kırılmış bir dükkanın önünde duruyorsunuz. Thomas sana dönüyor ve "Monsieur, burası olması lazım. Ama içeride Elion ile birlikte bir sürü Mavi Yıldız üyesi de olmalı. Eğer hala Observer olsaydım sunuculara ulaşabilir ve kimin nerede olduğunu tespit edebilirdim. Şimdi ise sadece saatimde kayıtlı olan kişileri tespit edebiliyorum." diyor. Siz kendi kendinize konuşurken arkanızdan bir tıkırtı duyuyorsunuz.
Arkana döndüğünde karşında tanıdığın bir adam duruyor, Jüme Ulchig. Jüme, seni ve Thomas'ı karşılarında görünce, bir karışık duygu yumağı içinde konuşmaya başlıyor. "Ah, Mabi, uzun zaman oldu. Djurat'taki günlerimizden beri çok şey değişti. Senin gibi eski bir polis memurunu burada görmek şaşırtıcı demek isterdim ama yaptığın her şeyi öğrendim." Jüme'nin sesinde alaycı bir ton var. "Ve sen, Thomas, hala o saati kullanıyor musun? Ah, Dünya'nın teknolojisi sana ne kadar da iyi hizmet ediyor. Ama unutmayın, burası Gedhilfe. Burada benim kurallarım geçerli." Jüme, hızlıca yaklaşarak mor sezyum alevlerini havaya savuruyor. "Pes edin. Sizden daha güçlüyüm." Jüme'nin yüzünde bir zafer ifadesi beliriyor. Thomas ve sana saldırmaya hazırlanıyor, elleri mor alevlerle doluyor. "Artık Mavi Yıldız'ın bir üyesiyim ve sizin gibi engelleri ortadan kaldırmaktan çekinmeyeceğim." Jüme'nin bu tehditkar sözleri, gerçek bir mücadelenin başlamak üzere olduğunu işaret ediyor. Thomas senin önüne geçiyor ve "Monsieur, siz içeri girin!" diyor. Cümlesini bitirdiği anda bir silah sesi duyuyorsun ve refleks ile gözlerini kapatıyorsun. Bir anda, bir kurşun Thomas'ın göğsüne isabet ediyor. Thomas yere yığılıyor, yüzünde şaşkınlık ve acı ifadesiyle sana bakıyor. Ağzından kan süzülüyor. Thomas'ın yere düşüşüyle senin kalbin sıkışıyor, öfke ve çaresizlik içinde Jüme'ye dönüyorsun. Thomas'ın durumu ciddi, müdahale etmek için hızla ona doğru yöneliyorsun, ama Jüme hala tehlike arz ediyor. Bu durum, sadece bir mücadele değil, hayatta kalma mücadelesi haline geliyor.