Re: [Mabi Chüimimuta] Yeni Tatlar Denemek

#11
Tam buradan çıkıp gidiyordum, hayallerim yıkılmış bir şekilde evime dönecektim ki Frip beni durdurdu. Amcasının çocukluk arkadaşı olduğunu söyledi. Şükür ki artık barzo bir adam değilim Frip, lisedeki halimle tanışmış olsaydın şimdiye o adam benden dört beş posta dayak yemişti. "Bizde iki insan yanaktan öpüşür ancak biraz daha farklıdır. Yanaklar birbirine değer direkt." diyerek cevapladım sorusunu. Gerçekten de öyleydi, herhangi bir hatun beni yanaktan öpmüyor ki böyle. Tamam, bu örnek yanlış oldu çünkü her hatun beni yanaktan dudaktan ve vücudumdan öpmek istiyor ve öpüyor da. Ancak mesela Ae'yi durduk yere yanağından öpmüyorlar. Hoşlandıkları zaman öpüyorlar bu şekilde. Ama bende durum farklı, çünkü her kadın böyle kaslı bir vücudu çok beğeniyor. Ancak bu vücut Frip'e ait. Bu da bu vücudu sadece o öpebilir demek.

"Adım, Mabi Chüimimuta, memnun oldum tekrardan. İsminin çok güzel olduğunu bilmeni isterim. Ayrıca neden mektup yazayım ki? Bence çok samimiyetsiz. Ben seninle yüz yüze tanışmak istedim, konuşmak istedim. Gönül eğlendirmiyorum çünkü, senden hoşlandım ve aşık oldum sanırım. Sende aynı duyguları hissedersen seninle birlikte bir şeyler yaşamak istiyorum. Ancak dediğin gibi, bugün senin yanında olacağım. Sonrasında istersen yemek yiyebiliriz, kısacası birbirimizi tanımaya çalışabiliriz. Yani soruna gelirsem, evet sana çıkma teklifi ediyorum ve bugün koruman olacağım."

Diyerek sonlandırdım cümlelerimi. Frip'in bana aşık olduğu kesinleşiyor bu soruyla birlikte. Neden biliyor musunuz? Her kadın sevdiği erkek tarafından korunmak ister. Frip'te korunmak istiyor ve bunun için beni tercih etti. Benden daha mükemmel bir koruma bulabilir miydi? Sevdiği erkekten, bu kaslı erkekten başka birisini? Bulamazdı tabii ki. Frip'le birlikte binadan çıkarken yanında vücudumu kabartmış bir şekilde yürüyordum. Onun korumasıysam, herkesi ondan uzak tutmalıyım değil mi? Korkutucu bir görünümüm olmalı diye düşünüyorum. Yine de insanları çok fazla tırstırmamalıyım.

Frip'le binadan ayrılırken yanında ama biraz gerisinde yürüyordum. Vücudumu olabildiğince kabarttım dışarıdan gelebilecek her şeye karşı. Sonuçta bir korumayım değil mi? Göz korkutucu bir görünümüm olmalı. Aşkımla beraber limuzinlerden birine yürürken, bana şoförlerden birini çağırmamı söyledi. Koruma olarak iş yapıyordum tamam ama uşakta değildim. Neyse ki hayır diyemem, onu kaybetmek istemiyorum. O yüzden şimdilik sineye çekeceğim bu durumu. Smokinli elemanlardan birisini çağırdım, geldiğinde Frip'in önünde eğildi adam. Frip buna gerek olmadığını söylese de adam işini yapıyordu. Sanırım bu hareketi yapmasaydı sıkıntı çıkabilirdi. Bu Gedhilfe ne değişik bir yer. Bizim orada herkesi dövüyoruz, bazılarımız cumhurbaşkanının kafasını dağıtıyor, tavernalara gitsek stres atmak için onlarca kişiyi dövebiliriz. Djurat gerçekten çok farklı bir yer. Daha samimi.

Frip, Himota Heyeti ile görüşmeye gideceğimizi söylediğinde heyecanlandım. Ben böyle ciddi görüşmeler yapan birisi değilim. Frip, bir prens ve iki devlet adamıyla görüşeceğini, görüşme yapılırken istersem gezebileceğimi söyledi. Sıkıcı bir ortam olduğunu da ekledi. Önce samimi bir şekilde gülümsedim, elimi Frip'in elinin üstüne attım. "Senin için ortamı eğlenceli bir hale getirmeye çalışabilirim. Ciddiyim. Önemli olan eğlenmek." Dedim. "Bir şey daha eklemek istiyorum, hem senin içinde kalmaması hem de benim yanlış anlaşılmamam için. Senin kralın yeğeni olup olmaman beni ilgilendirmiyor. Bulunduğun konum, kimin neyi olduğun benim umurumda değil. Ben sadece Frip Ozæf ile ilgileniyorum. Umurumda olan tek şey sensin kısacası." Diyerek gözlerinin içine baktım gülümseyerek. Eminim bu cümleler onu etkileyecektir. "Seni eğlendireceğim demiştim değil mi?" Dedikten sonra hiç durmadan konuyu dağıtmak için söze girmeden önce göğüslerimi oynatmaya başladım. "Kaslara bak! Hih, hah, hoh! Vay be, süperim!" Diye bağırdım arabanın içinde.



Out : Yapılan Hareket Saniye 0.10 ile 0.14 arası

"Hayatımda hiç böyle ciddi bir görüşmeye katılmadım. Katılsam da gerekmediği sürece fazla ciddi olmuyorum ben. Yani nasıl diyeyim, söz konusu olan birkaç konu var beni ciddileştiren. O yüzden böyle sıkıcı ortamlarda ne yapılır bilmiyorum ama bence anı yaşamalısın. En azından ben öyle yapıyorum. Mesela, hadi gidene kadar sana müzik yapayım. Bunun adı Djurat Rap Ayısı. Eğlenmek için uydurduğum bir şey. Dünyanın en saçma sözlerini güzel bir şarkı üzerine okuyorsun.

Yeah, yıldızlar, yeah, vuh, skuirt
Skuirt skuirt, uh, uh, yeay, yeay
Neyi ateşlediğini bilmiyorsun skuirt
Kudretli Ayıyı kızdırıyorsun uh uh
Silahını yıldızlara doğru hedef aldırıyorsun
Senden çok yüksekteyim bunu görmüyorsun uh uh
Gitmek istiyorum en pahalı mağazalara yeay
En kıyak ayakkabılar ayağımdalar skuirt
Her parmağımda çok kıyak altın yüzükler ah ha
Şimdi seni satın alıyorum skuirt skuirt
Dizi izliyorum, her gün uçuyorum
Kafam bir milyon geziyorum
Ama alkol kullanmıyorum
Şimdi ise popona ufak bir şaplak atıyorum
Sahillerde kokteyl içiyorum
Bardağın içinde meyveler bile geziyor
O meyveleri yemeden atıyorum
Yeah yeah, skuirt skuirt, uh uh
"


Umarım bu Djurat Rap Ayısıyla eğlenir Frip. Onun moralini yükseltmek benim için önemli. Kalbine çok daha rahat bir şekilde girebilirim...
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Mabi Chüimimuta] Yeni Tatlar Denemek

#12
Frip, göğüs kaslarınla oynamaya başladığın anda kahkaha atıyor ve dakikalar boyunca gülüşüyorsunuz. Hemen ardından da şarkını söylemeye başlıyorsun ve Frip tekrar kahkaha atmaya başlıyor. Yolculuğun geri kalanı olabilecek en eğlenceli şekilde geçiyor. Frip kendine geldiğinde Gedhilfe prensi Thrao Ozæf'i yoldan geçerken alacağınızı söylüyor. Büyük bir otelin yakınında duruyorsunuz ve Thrao sizi görüp arabaya biniyor. Bindiği gibi Frip ile el sıkışıyor ve sana dönüp selam veriyor. "Merhabalar, ben Thrao. Çok memnun oldum." Sen de ona kendi adını bahşediyorsun. Ön koltuğa oturduğu için şoföre bakıyor ve omzuna vurup "Grikst, nabıyon?" diyor. Grikst ise "Prensim, Frum ve Ser'e şükürler olsun ki iyiyim." diyor. Thrao, Grikst'e yakınlaşıp "Kız işleri n'oldu lan?" diyor ve Grikst bir anda gergin bir ses tonuyla "Prensim, uluorta konuşulacak konular değil bunlar!" diyor. Thrao ise "Prense sesini yükselttin, hemen hapse attırıyorum seni." diyor. Grikst ise gülüyor ve "Babanız alnınızı karışlar ben diyeyim." diyor. Thrao ise gülüyor ve "Hassiktir lan oradan!" diyor. Frip'e dönüyor ve "Eee kuzi, ne yaptın görüşmeyeli?" diye soruyor. Frip ise "Polisliği bıraktım, sigaraya başladım ve Mabi ile tanıştım. Anlayacağın hayatım mükemmel gidiyor." diyor. Thrao şaşırıyor ve "Sigaraya mı başladın? Çok tehlikeli." diyor. Frip ise "Buna mı şaşırdın yahu?" diye cevap veriyor. Thrao sana dönüyor ve "Mabi, seninle tanışması da büyük olay, kusuruma bakma lütfen." deyip gülüyor. Frip oflayıp puflayınca Thrao hemen devreye giriyor ve "Polislik senlik değildi zaten oğlum. Biliyordum ben eninde sonunda bırakacağını. Ha nedir, bu kadar erken bırakacağını tahmin edemezdim yani. Ama önemli değil, zaten girme sebebin de garipti." diyor. Frip, yere bakıyor ve "Haklısın." demekle yetiniyor.

Dhærom Bulvarı'na varıyorsunuz ve hep birlikte arabadan iniyorsunuz. İndiğiniz anda paparaziler etrafınıza doluşuyor. Thrao hemen "Himota heyetinden iki devlet adamıyla görüşeceğiz, siyasi meseleler, magazinlik bir şey yok, yemin ederiiiiz!" diyor. Paparaziler gülmeye başlıyor ve içlerinden biri prense halini hatrını soruyor. Thrao soruyu soran paparaziye dönüyor, elini sıkıyor ve "Çok gerginim. Sayende biraz daha rahatladım." diyor. Dhærom Bulvarı'nın hemen başında olan bir hükümet binasına giriyorsunuz. Binaya girdiğiniz gibi toplantı odasına geçiyorsunuz. Thrao sana dönüyor ve "Sen de geliyorsun değil mi Mabi?" diye soruyor. Frip ise senin kolundan tutup "Geliyor tabii." diyor. İçeri girdiğinizde Himota heyetini odada buluyorsunuz. İçlerinden biri hemen Thrao ve Frip ile tokalaşıyor, ardından da seninle tokalaşıyor. Diğeri de onun arkasından aynı sırayla tokalaşıyor. Himota heyeti bir tarafa, siz bir tarafa karşı karşıya olacak şekilde oturuyorsunuz. Himotalılardan biri "Öncelikle iki ulus arasındaki siyasal ilişkileri konuşalım derim, size de uygun mudur?" diye soruyor. Prens Thrao bir anda ciddi bir yüz ifadesi takınıyor ve "Elbette, uygundur. Hatta eğlenceli bir fikrim var. Yanımızda Djurat kökenli bir arkadaşımız var. İki ulusla da alakalı olmayan birisinin Gedhilfe ve Himota ilişkisini dışarıdan nasıl yorumlayacağını duymak isterim. Önce kendisine, Mabi Chüimimuta'ya söz verelim derim. Fikirlerini alabilir miyiz Mabi?" diyor. Himotalılar da şaşırıyor ve gözlerini sana çeviriyorlar.

Re: [Mabi Chüimimuta] Yeni Tatlar Denemek

#13
Frip güldüğünde çok mutlu oldum. Neden biliyor musunuz? Kadınlar kendilerini güldüren erkeklerden çok hoşlanırlar. Ayrıca bir anda espri üretebilen erkeklerden de. Bakın, yaptığım Djurat Rap Ayısına çok güldü, çünkü çok güzel bir espriydi. Tüm yolculuğu onun için eğlenceli olmasına adadım. Tüm hareketlerim, her şeyim bunun içindi. Benim ideal bir eş olduğumu öğrenmesini istiyordum. Öğrenmekten ziyade inanmasını istiyordum buna. İçten içe inanmalıydı. Bu zamanla olabilecek bir iş biliyorum ancak en azından temellerini atıyorum. Neyse, bu temellerden sonra yolun oradan Thrao'yu aldık. Büyük bir otelin oradan aldık bu adamı, hiçte kasıntı bir tipe benzemiyor. Thrao bana selam verdiğinde gülümseyerek elini sıktım, "Mabi Romeo Chüimimuta. Memnun oldum." diyerek selamladım. Frip'in akrabasını her zaman anlayışla ve sevgiyle karşılarım.

Sonrasında şoförle olan sohbetlerine tanık oldum. Anlayışlı ve esprili bir adam, şoföre daha sert davranabilirlerdi. Sonuçta kraliyet üyesi deyince insanın aklına çok garip tipler geliyor. Mesela böyle hep yukarıdan bakan, aşırı sert adamlar. En azından Frip ile Thrao öyle değiller. Hatta bana bile daha kötü davranma şansları vardı. Boktan bir teşkilat merkezinde bile ajan olmakla suçlandım düşünün. Bunlar istese bana neler yapardı. Sonrasında Thrao Frip'e doğru konuşmaya başladı ve sigaraya başladığını öğrendim! Ne kadar kötü bir şey, ben hiç sigara içmedim mesela. Sigara içersem kaslarım solar, bunu biliyorum.

"Sigara içmesi dediğin gibi kötü bir şey. Ben kaslarım solar diye hiç içmedim. Ama Frip'le tanışmak benim içinde oldukça büyük oldu."

Dedim gülerek. Sonra polisliğe girme sebebinin garip bir şey olduğunu söyledi. Neyse ki bu Frip'i üzüyor gibi. Bu yüzden sorgulamayacağım bu durumu. Tek diyebileceğim şey, "Yine de eminim iyi bir deneyim olmuştur bu da." dedim göz kırparak. Kızlar başka neyi sever biliyor musunuz? Onların arkasında duran erkekleri. Ben Frip'in her zaman arkasındayım ve bunu hissedecek biliyorum.

Adını çok bilmediğim bir bulvara geldikten sonra arabadan indik ve paparaziler etrafımıza doluştu. Tam üstümü çıkarıp şov yapacaktım ki Thrao söze girdi. Tabi bende hemen kendimi kabarttım. Sesimi kalınlaştırdım, sonuçta bir korumanın yapması gereken şeyi yapmalıyım. Elimi ileriye doğru yönelttim, Frip'in sırtına attım diğer elimi. "Arkadaşlar, Frip Hanım geçsin lütfen." dedim sert bir ses tonuyla. Sonrasında Frip'e dönüp göz kırptım, rol yaptığımı anlasın diye. Thrao benim gelip gelmeyeceğimi sorduğu gibi Frip geleceğimi söyledi. Bende cevap vermeden gülümsedim, onun için bu ortamı eğlenceli bir hale getireceğimi söylemiştim. Himota heyeti odada beklerken herkesle el sıkıştılar, bende kendimi çok önemli birisi gibi hissettim o anda.

Himota heyeti direk söze daldığında ciddi bir ifadeyle bekliyordum. Bende ciddileşmeliyim diye düşündüm. Sonra Thrao ortaya çok garip bir şey attı. Benim siyasal ilişkiyi yorumlamamı istedi. Tabi, işin şu kısmı var, ben ne anlarım lan siyasetten? Hiçbir şey bilmiyorum ki. Takip bile etmiyorum, sonuçta ne midemi doyuruyor, ne de kaslarımı büyütüyor. Bir iki kez öksürdükten sonra önce Frip'e bakıp göz kırptım, ardından tekrardan ciddi bir şekilde konuşmaya başladım.

"Şimdi şöyle, ben siyasal şeylerden pek anlamıyorum. Hatta hiç anlamıyorum. Ama bence aranızdaki ilişkiyi bozmayın derim yani çok hoş bir şey değil bence. Açıkçası siyasete de hiç ilgi duymadım, benim için fazla sıkıcı işler. Djurat'ta geçen sene ülkemi kurtaran iki polisten biriydim sadece. Siyasetle alakam bu kadar yani. Yine de ilişkinizi bozmayın bence. Keşke gelmeden önce siyasetle alakalı bir şeyler okusaydım etkilemek istediğim birisi var ama işte bilgim yok. Kitap okurum aslında ama siyasetle alakalı şeyler okumuyorum yani. Birde Himota'da dövüş eğitimi almak istiyorum bir ara namınızı duydum. Ama üç gün yetmez yani ona da. Bende dövüş sanatçısıyım bu arada. Kendi stilim var. Neyse ben çok lafa girmeyeyim, sonuç olarak bence ilişkinizi bozmayın sevgi iyidir her zaman. Düşmanlık çok kötü bir şey."

Umarım ciddiyetimi hiç bozmadığım bu konuşma Frip'i etkiler...
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Mabi Chüimimuta] Yeni Tatlar Denemek

#14
Sözlerini bitirdikten sonra odada bir süre garip bir sessizlik oluyor. Himotalılar gülümsüyorlar ancak gülümsemelerini incelediğin zaman daha çok kahkaha atmamak için kendilerini zor tutuyorlar gibi görünüyor. Sessizliği Thrao "Evet, şimdi..." diyerek bozuyor ve Frip'e dönüyor. "Kendisi benim kuzenim olur, polis memurluğu süresince Tihami savaşına gitti ve Himotalılarla birlikte savaştı. Orada bir sürü arkadaş edindi, bağ kurdu ve bize önemli bir şeyi hatırlattı. Birlikten doğan kuvvet her zaman üstündür. Himota ile politikamızın bu şekilde olmasını istiyoruz. Bakınız, tarihte birçok savaşta birbirimize karşı olduk ve ilginçtir, şu kıtada en az kayıp Gedhilfe - Himota savaşlarında oldu. Bu bana bir şey anlatıyor." Himota heyeti bu sefer gerçekten gülümsüyor ve başlarıyla Thrao'nun dediklerini onaylıyorlar. İçlerinden biri "Evet, size sonuna kadar hak veriyorum. Dinimiz de dilimiz de artık bir. Geçmişi geçmişte bırakmanın ve yeni bir barış dönemine adım atmanın vakti geldi de geçti bile. 47 yıldır aynı barış dönemini iki ülke arasında sürdürebilmemiz ve bunun getirdiği hem siyasal, hem ekonomik hem de sosyal avantajlar bizi mutlu ediyor." diyor.

Yaklaşık bir saat boyunca olabildiğince sıkıcı bir görüşme yapıyorsunuz ve bittikten sonra Himota heyeti her birinize selam veriyor ve gidiyorlar. Aralarından yaşlı olanı sana selam verirken kendini tutamıyor ve kahkaha atıyor. Odadan çıkmalarını bekliyorsunuz ve çıktıkları anda Thrao da Frip de kahkahaya boğuluyor. Thrao sana dönüyor ve "Mabi, sen mükemmel bir adamsın." diyor gülerek. Frip ise "Mabi, tak yüzüğü evlenelim şimdiden." diye şaka yapıyor. Hep birlikte dışarı çıkıyorsunuz ve arabaya doğru ilerliyorsunuz. Thrao Frip'e dönüyor ve "Kuzi, ben eve döneyim. Bekleyenim var." diyor. Frip ise "Siz gidin, biz biraz daha gezece- Bir dakika, kim bekliyor seni?" diyor. Thrao göz kırpıyor ve sana dönüp "Mabi, tanıştığıma çok memnun oldum. Djurat'a dönmeden bana da bir uğra, bir şeyler yiyelim." diyor. Thrao arabaya biniyor ve eve dönüyor. Sen de Frip ile baş başa kalıyorsun. Frip sana dönüyor ve "Eee, koca oğlan, ne yapmak istiyorsun? Madem bu bir randevu, yani ben şu an öyle olmasına karar verdim, o zaman beni bir yerlere götür. Planı sen yap." diyor. Hemen ardından da "Ama planın 1 saati geçmesin, sonra yine görüşmem gereken birileri olacak." diye ekliyor.

Re: [Mabi Chüimimuta] Yeni Tatlar Denemek

#15
Ulan tam çok havalı oldum sanmıştım, masada önemli bir rolüm vardı ama adamların suratına baktığımda kahkaha atmaya hazır olduklarını fark ettim. Ya kardeşim, ben ne anlarım siyasetten? Böyle soru mu sorulur Thrao? Bana ne sorman gerek biliyor musun? Mesela diyeceksin ki, arka kol nasıl çalışırım ben abi, sol göğsüm sağ göğsümden küçük kaldı usta bunu nasıl halledebiliriz, sırtımı nasıl genişletebilirim, steroidlerin zararı var mı, abi benim genetiğim de seninki gibi iyi midir - ben aşırı doğal bir vücuda sahibim, babamdan almışım genetiğimi - gibi sorular sorman gerek. Şimdi ben nasıl cevaplıyayım Gedhilfe Himota ilişkisini? Kavga etmeyin işte, savaşmayın arkadaşım. Her zaman iyi olmanız gerek. Sessizliği Thrao bozmasa muhtemelen kızarırdım. Ama bu adamlar gülecek diye değil, Frip hakkımda ne düşünecek diye kızarırdım. Şimdi eminim cahil biri olduğumu falan düşünüyordur, ama kesinlikle öyle bir şey yok. Mükemmel bir kas bilgim var, yemekler hakkında bilgim var, kitapta okurum. Genelde fantastik romanlar okuyorum ama yine de olsun, okuyorum. Ayrıca dövüş eğitimi alıyorum ve küçük çocukları eğitiyorum.

Thrao çenesini bir açtı, bir anda bir göz kapağım otomatik kapanmaya başladı. Kollarımı göğsümde kavuşturdum dinliyorum ama bir kulağımdan girip birinden çıkıyor. Tek duyabildiğim ve ilgimi çeken kısım Frip'in Tihami savaşında savaşmış olması. Vay be, belki bu savaştan sonra bırakmıştır polisliği. En son Himotalı dayı konuştuktan sonra ben gitmişim usta. Bir kapamışım gözlerimi direkt sızmışım. O kadar sıkıcıydı ki, konuşmanın sonuna doğru uyanmayı başardım. Bence bu bile büyük bir başarı. Umarım horlayıp ortamı bozmamışımdır. Himota heyeti selam vermek için ayağa kalktığında elimi uzattım hepsine teker teker. Ama ne oldu, sondaki herif kahkahayı bir patlattı, bende anırarak güldüm bir anda. Birisi gülünce bende gülüyorum sanırım. Aslında pozitif ortam hoşuma gidiyor. O gülünce güldüm, ama sonra Thrao ve Frip'te gülmeye başladı. Sanırım konuşmam etkili oldu.

Thrao mükemmel bir adam olduğumu söylediğinde 32 dişimle gülümsedim. Frip ise bana evlenelim dediğinde, ah kalbim eridi sanırsam. Öyle bir eridi ki hem de anlatamam. "Aslında bende bunun için geldim hehe." dedim ona karşı. Thrao eve gideceğini söyledikten sonra biriyle buluşacağını söyledi, sanırım bir kızla buluşacak. Frip'te merak etti ama cevap vermedi Thrao. Beline kuvvet aslanım. "Tabi uğrarım, imkanlar olursa Gedhilfe'de kalabilirim ve bol bol görüşebiliriz. Görüşürüz." dedim samimi bir şekilde. Thrao döndükten sonra Frip artık bu buluşmanın randevu olduğunu söyledi. Kudretli Ayı, kudretini saçmayı başardı. Onu bir yerlere götüreyim de, ben buraları hiç bilmiyorum ki. Plan bir saati geçmesin dedi, o zaman etrafımda bir yerler bakmam gerek.

"Ne demek bir saati geçmesin, gelecekteki kocanla böyle mi ilgileniyorsun? Çok ayıp."

Dedim şakasına kızarak. Etrafımda gördüğüm kahvecilere baktıktan sonra gördüğüm ilk kahveciye odaklandım. Sonrasında Frip'e döndüm, "Madem öyle, biraz eğlenelim." dedim. Bir anda Frip'i bacaklarından tutup kucağıma aldım. Kalsiyum Kas stilimi bacaklarımda kullanarak tüm gücümle ve hızımla koşturmaya başladım kahveciye. Kahveciye geçtiğimizde Frip'i bıraktım, güzel bir filtre kahve söyledim. Ardından konuşmaya başladım.

"Madem bu bir randevu, sana biraz kendimden bahsedeyim. Djurat'ta Tuplo köyünde yaşıyorum. Bizim orada kan bağım olan birisi kalmadı, ama ruh bağı kurduğum insanlar var. Dövüş sanatıyla ilgileniyorum ve iki küçük çocuğu eğitiyorum. Çok heyecanlı ve ateşliler. Özellikle birinde bir element olduğunu düşünüyorum. Henüz emin değilim ama. Varsa onu eğitmem gerekecek. Neyse, orada yaşıyorum işte, küçük bir evim var annemden kaldı. Buraya daha önce hiç gelmedim biliyor musun? Ama Kızılağaç Soslu Biftek getiriyor arkadaşım, kaslarıma çok iyi geliyor. Baya büyütüyor, proteini sağlam. Neyse bunlardan bahsetmek istemiyorum çok, sıkıcı konular aslında. Seninle tanıştıktan sonra uyandığım anda aklıma ilk sen geldin. Beni bir bankta bırakmışlar biliyor musun? Bildiğin, çöp gibi bırakmışlar bankın tekine." Anırarak kahkaha attım. "Sonra uyandım, aklıma geldiğin gibi geldim buraya. Biraz da seni tanımak istiyorum, ha dur yanlış oldu bekle kraliyet diliyle söylemem gerek galiba. Lütfen bana kendinizi bahşeder misiniz leydim?"
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Mabi Chüimimuta] Yeni Tatlar Denemek

#16
Frip, onu kucağına aldığın anda çığlık atıyor ve stilini aktifleştirip hızlıca kahveci dükkanına doğru koşuyorsun ancak kısacık bir mesafeyi o kadar hızlı koştuğun için oluşturduğun rüzgar ile bir masadaki kahve fincanları yere düşüyor. Kahve içen çiftin sinirlenmesini bekliyorsun ancak şaşkınlık ve hayranlık arasında bir yüz ifadesiyle sana bakıyorlar. İki filtre kahve söyledikten sonra Frip'e kendini anlatıyorsun ve o da sonuna kadar dinledikten sonra gülüyor ve cevap veriyor. "Kraliyet dili böyle miymiş? Ben de doğma büyüme başkentliyim, yani Æfgrenst. Kraliyet ailesine doğdum ama kraliyet ailesinin yapısından en uzak insan olduğum söylenebilir. Aynı zamanda beni çok sevdikleri de söylenemez. Thrao'ya bakma, o kuzenim ama abim gibidir ve beni çok sever. Amcam, yani kral Deith Ozæf de bana çok değer verir ama aynı dili konuşmayız. O başarılı bir polis memuru olacağımı düşünse de ben kendimi o işe layık görmüyorum. Ya aslında layık görmemek de değil de, hiç benlik bir iş değil. Yine de yapanlara saygı duyuyorum. Neyse, kraliyet içerisinde yetiştim ama annem kraliyetten ayrı yaşamak istediği için aynı zamanda daha sakin bir mahallede de yetiştim. O yüzden biraz kültür karmaşası içinde kaldım gibi hissediyorum. Bir ülkede kraliyet ile halk arasında bu kadar kültür farkı olması da hoş değil tabii ama... Bir şey diyemiyorsun işte. Amcana kalkıp bunu değiştir mi diyeceksin? Ben de olabildiğince ayak uydurmaya çalışıyorum." Kahvesini yudumluyor ve sana bakıp o önemli soruyu soruyor. "O gece sadece gönül eğlendirmek istediğini düşünmüştüm. Benim de ilk başta amacım oydu, ne yalan söyleyeyim. Ama sonrasında bunun doğru olmadığını düşündüm ve seninle cidden ilgilenmeye başladım. Peki soruyorum, o gece amacın neydi? O gece bende ne gördün de buraya kadar geldin?"
Off Topic
Mabi Chüimimuta;
Atom Enerjisi: %75

Re: [Mabi Chüimimuta] Yeni Tatlar Denemek

#17
Rüzgarımdan kahve fincanları yere düştüğünde kendime yeni bir isim buldum. "Speedy Djurat Ayısı". Bu farklı bir dil, kendi uydurduğum İngituploca. Henüz bunu konuşan çok kişi yok, aslında bir tek ben varım. Bir de karım Frip'e öğreteceğim bu dili. Frip konuşmaya başladığında hayran hayran onu seyrettim. Evlilik muhteşem bir şeydir eminim. Özellikle benim gibi kaslı biriyle evleniyorsanız. Benim gibi bir erkeği bulmak pek mümkün değil çünkü. Frip, kraliyet ailesinde doğmasına rağmen kraliyetten uzak büyümüş. Belki de daha burnu havada olabilirdi. Düşününce hep aklıma öyle insanlar geliyor. Kraliyet kelimesi çok büyük sonuçta, bir de kraliyete mensup isen kesinlikle egoist insanlar gibi düşünüyorum. Ama Frip öyle değil, belki bunun etkisinde büyüme şekli vardır. Ama Thrao'da öyle birisi değildi, belki de kraliyet denildiğinde aklımıza yanlış düşünceler geliyor. Ayrıca kral da egoist birisi değildi. Önyargı çok kötü bir şey.

Frip, pek sevilmediğini söyledi. Amcası ona çok değer verse de pek anlaşamıyorlarmış sanırım. Bunun sebebinde polislik yatıyor gibi görünüyor. Frip'in farklı bir insan olması hoşuna gitmiyor olabilir. Kültür karmaşası içinde kalmış bir kadın. Amcasına karşı bazı konularda ters düşüyor. Oldukça ilginç geliyor. Bunun etkisinde kesinlikle sakin bir mahallede yetişmiş olması yatıyor olmalı. Ama yine de çok yetenekli bir polis olmalı. Sonuçta basit bir polis memurundan bahsetmiyoruz benim gibi. Başpolis memurundan bahsediyoruz. Herhangi bir torpil almış olamaz, Frip'in böyle bir şeyi kabul edeceğini düşünmüyorum. İzlenimlerim böyle düşünmemi sağlıyor. Eğer o rütbeye ulaştıysa emeğiyle hak etmiş olmalı.

Gelecekteki eşim, bana o gece sadece gönül eğlendirmek istediğimi düşündüğünü söyledi. Kendisinin de başta amacı buymuş, ama sonradan gerçekten ilgilenmeye başlamış benimle. O gece amacım ne miydi, ne mi planlıyordum? Aslına bakarsan kafam o kadar güzeldi ki hiçbir şey planlamıyordum. Ama bunu direkt söylemek pek hoş kaçmayabilir. Gerçi, ben Dürüst bir Djurat Ayısıyım. Özellikle eşime karşı oldukça dürüstüm.

"O gece, kendimi tamamen sana bırakmıştım. Senin akışındaydım yani. Sonrasında basit bir kadın olmadığını anladım. İçinde oldukça güçlü bir kadın olduğunu gördüm. Beni dış görünüşünden önce etkileyen şey bu oldu. O gece o kadar içmeseydim emin ol sadece dans edip eğlenmek yerine seninle bir yerlerde yemek yerdik, daha fazla kaynaşmak için çabalardım. Ama şu işe bak, öyle içmişim ki sabah bile bir bankta uyandım." Bir anda iki kolumu kaldırıp kaslarımı sıktım hayvani bir şekilde. Djurat Ayısına yakışır şekilde. "Tabi böyle büyük bir adamı taşıyacak kuvvet henüz yok, ehehe. Neyse, sonrasında bana bir cümle ettin hatırlıyor musun? Şu yıldızların güzelliğine bak. İçinde oldukça eşsiz ve mükemmel biri yattığına kanaat getirdim. Özetlemem gerekirse, o gece seninle gönül eğlendirmek niyetim yoktu ama senin akışına kapıldığımda aşık olmamakta mümkün olmadı. Sabah uyandığımda baş ağrısı çekerken aklıma gelen ilk şey olmana sebep oldu. Bu yüzden seninle tanışmak istedim, bir şeyler içmemişken. Belki... Bilmiyorum bence benim yaşım geldi sen ne düşünüyorsun bilmiyorum ama ciddi bir şeyler düşünmek istiyorum. Bir aile kurmak istiyorum ben. Belki Djurat'ta, belki burada yaşayabiliriz beraber. Ama muhtemelen burada yaşarız, senin burada oldukça önemli işlerin var. Ama Djurat'ta da yaşayabiliriz. Hehe, iç güveysi olup seninle burada da yaşayabilirim. Basit bir apartman dairesi olabilir mesela, maaşım ona yeter herhalde. Senle olduktan sonra çok önemi yok bence. Neyse çok uzattım, kısacası o gece gönül eğlendirmedim ama sana aşık oldum birden. Yıldırım gibi çarptı beni. Eğer beni kabul edersen, ilişki yaşayabiliriz diye düşünüyorum. Sen ne düşünürsün?"

Of, çok ani mi sordum? Yok yok bence tam yerinde sordum. Ama sonuna bir şeyler eklemem gerekir mi? Bence gerekir. Hemen düşüneyim, kraliyet diline tekrardan geri dönmem gerekecek galiba. Düşün Romeo, düşün... Ne diyebilirsin? Tamam buldum, hemen şimdi boğazımı temizlemeliyim nazikçe... Öhö... Öhö...

"Şimdi bir daha kraliyet diliyle konuşayım.

Aşk yardım etti, aramamı fısıldayarak;
O bana akıl verdi, ona göz oldum ben de.
Denizci değilim, ama uzak denizlerde yıkanan
Uçsuz bucaksız kıyılar kadar uzak olsan da sen
Sana ulaşmak için açılırdım denizlere."


Sandalyemi geriye çektim, kraliyet selamını yapıştırdım hemen. Sonrasında gülümsedim 32 dişimle. Bence kraliyetten uzak olan birisi böyle şeyleri beceremeyen birisinin eğlencesine ortak olacaktır. Amaç onun eğlenmesi sonuçta, ciddilik değil...
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Mabi Chüimimuta] Yeni Tatlar Denemek

#18
Frip öncelikle yeniden Kraliyet dili konuşmayı denediğinde gülmeye başlıyor ve hemen ardından kahvesinden bir yudum alıp fikirlerini söylemeye başlıyor. "Öncelikle gururum okşandı Mabi'ciğim. Tek sorun şu ki ben böyle bir kararı yeni tanıştığım bir insan için verebileceğimi düşünmüyorum. Tatlı bir çocuksun, komiksin, güçlüsün ama seni sadece iki gündür tanıyorum. Seni tanımam için uzun vadeli görüşmemiz gerekiyor. Ama bunu nasıl yapabiliriz ki? İki gün içinde ülkene dönmek zorundasın, benim ise seninle gelmem imkansız gibi bir şey. Yapabileceğimiz tek şey bir süre mektuplaşmak ve zamanla ne olacağını görmek olabilir. En azından ben böyle düşünüyorum." Tekrar kahvesini yudumluyor ve masada duran ellerini tutup "Seni kırmak gibi bir amacım yok kesinlikle, aynı zamanda reddetmiyorum da. Ama bunu uzun vadede nasıl yapabiliriz bilmiyorum." diyor. Gülümsüyor ve kahvesini bitirmeye yelteniyor. Bitirdikten sonra hesabı ödemek için elinden geleni yapıyor ama izin vermiyorsun. Bunun üstüne garsonu çağırıyor ve sen bir şey diyemeden kendi hesabına yazılmasını istiyor. Frip'i tanıyan garson ise "Elbette Ozæf hanımefendi." diyor ve gidiyor. Kalkıyorsunuz ve şatoya geri dönüyorsunuz. Frip, kaldığı evin şatonun yakınında olduğunu söylüyor. Şatonun girişinde Gedhilfe kralı Deith Ozæf ve oğlu Thrao ile karşılaşıyorsunuz. Thrao, sizi görünce selam veriyor ve Kral Deith de gülümseyip "Aa, sizinle karşılaşmıştık, hoş geldiniz." diyor. Frip, amcasının yanına koşuyor ve "Bu Mabi, Djurat'tan geldi." diyor. Thrao ise "Mabi Chüimimuta. Bizim Frip'in yavuklusu olur kendisi." diyor. Deith gülüyor ve Thrao'ya dönüp "Oğlum, niye çocukları utandırıyorsun?" diyor. Frip krala dönüyor ve "Neden Pakt yasaları sadece üç gün yurtdışına çıkılmasına izin veriyor ya?" diye soruyor. Deith cevap veremeden Thrao "Halledersin ki onu? Kraliyetin resmi misafiri olarak gösteririz, bir hafta falan kalır." diyor. Deith, Thrao'ya bakıyor ve "Bu sence de yasaları suistimal etmek olmaz mı?" diyor. Thrao ise "Yoo?" diye cevap veriyor ve gülümsüyor. Deith de gülümsüyor ve "Kafanıza göre takılın." diyor. Sana doğru elini uzatıyor ve "Tanıştığıma memnun oldum genç adam, Djuratlı bir genç olarak bize de bir ara çörek ve kejo getirirsin." diyor. Frip ise sana dönüyor ve parlayan gözlerle "Evimde bir hafta kalmak ister misin?" diye soruyor.

Re: [Mabi Chüimimuta] Yeni Tatlar Denemek

#19
Frip konuştukça gülümsemem bir parça düştü ama kendimi hızlıca toparladım. Çünkü o haklıydı, bu işler aceleye gelmemeliydi. Ben ne kadar hızlı davransam da kadınlar biraz daha düşünüyor. Doğru söylüyor, beni iki gündür tanıyor ve ben de onu iki gündür tanıyorum. Birbirimize uymayacağımızı kesinlikle düşünmüyorum çünkü ben her kadına uyum sağlayabilecek kadar seksi bir erkeğim. Bu kaslar herkese uyum sağlayabilir. Tabi, uzun vadede beni tanımak istiyor ve ben de onu tanımak istiyorum ama gerçekten bunu nasıl yapabiliriz? Bunun tek yolu mektuplaşmak. Ellerimi tuttuktan sonra beni kırmak istemediğini, ama uzun vadede bu işin nasıl olacağını bilmediğini söyledi. Bunu ben de bilmiyorum. Nasıl olabilir ki gerçekten? Aslında bir yolu var ancak çok riskli. Ben burada kaçak bir birey olarak yaşayabilirim. Ama ben polisliği çok seviyorum. Bunu yaparsam polisliğe nasıl devam edeceğim? O zaman gecelerin adamı olmak zorunda kalacağım. Bu sefer ne olacak biliyor musunuz? Djurat'ın Kudretli Ayısı olamayacağım. Gedhilfe'nin Yarasası olmak zorunda kalacağım. Aslında güzel bir isim olurdu, Yarasa Adam. Gölgelerden çıkan, suçluları avlayan bir adalet avcısı. Tam benim gibi kaslı bir adama yakışacak bir isim. Ancak benim tamamen yok olmam gerekiyor bu durumda. Yakalandığım an hapse gönderilirim çünkü.

Bitirdikten sonra hesabı ödemek istedi ama bir prens olarak buna izin veremezdim. "Yahu ben kaslı bir erkeğim, bırak ben ödeyeyim." diye direttim ancak kabul etmedi. Üstüne bir de gitti hesabına yazdırdı. Ya şimdi karizmam nasıl çizildi biliyor musun? Ben Ae'ye desem hesabı kız ödedi, benle nasıl dalga geçer şimdi biliyor musun? Ya of ya, Ae'ye de dayanamam anlatırım ki sorsa. Nasıl geçti dese her şeyi dökerim bir anda. Of ya. Neyse ki ona buna bozulduğumu çaktırmadım, kalkıp şatosuna geçtik. Ulan ne güzel şatosu var diyecektim, şatonun yanındaki evde kalıyormuş. Hıh, benim kaslarım bu şatoya anca sığar ama neyse. Ben Frip'in evinde de yaşarım. Gerçi ben buradan ev tutarım. Param yeter mi ki? Yeter yahu, niye yetmesin. En kötü kral amcam olmayacak mı, biraz borç alırım. Ödeyemezsem de çok dert etmez bence kral sonuçta adam.

Şatonun girişinde kralla karşılaştığım anda üstümü başımı düzeltmeye yeltendim. Adamın karşısına da hıyar gibi çıkmayalım. Frip amcasının yanına koşarken biraz seviyeli ve çekingen bir şekilde yaklaştım. Kraliyetin başındaki adama böyle yaklaşmak gerekir diye düşünüyorum. Thrao bir anda bu Frip'in yavuklusu deyince şoka uğradım. "Ya ben çekiniyorum kraldan biraz niye öyle söylüyorsun ki? Merhaba kralım." dedim utanarak. Ulan Thrao, nasıl patlattın öyle şerefsiz adam. Kral halimden anlamış olacak ki niye utandırdığını sordu. Aynen öyle seni şerefsiz bok parçası, niye utandırıyorsun beni? Ben başka bir şey demeden Frip söze atladı, neden pakt yasalarının üç güne izin verdiğini sordu. Ya, aşkım benim ya. Onunla daha fazla kalmamı istiyor görüyor musunuz? Ulan harbiden Kudretli Ayı olmayı bırakıp Kudretli Yarasa Adam mı olsam? Ama olmaz ki ya. Gerçi olur ama, çok zahmetli iş. Kaçak olmadan bu işi yapmanın tek yolu da beni ölü göstermek. Ama o zaman Ae çok üzülür, kesin ağlamaz ama bence üzülür.

O zaman Ae'ye mektup yollarım. Ben ölmedim canım arkadaşım diye. O zaman da ne der ki acaba? Beni kafamdan vurmaya falan gelir mi? Bence gelmez, niye gelsin ki? Beni çok seviyor sonuçta. Tamam onu anlıyorum çok gösteremiyor duygularını ama biliyorum beni çok seviyor. Çünkü o benim en yakın arkadaşım! Burada kalırsam da nasıl her zaman onun yanında olabilirim ki? Sanırım seçim yapmam gerekiyor. Ya evleneceğim kadını seçeceğim, ya da en yakın arkadaşımı. Ben düşünmeye devam ederken Thrao atlayıp kraliyetin resmi misafiri olarak bir hafta kalabileceğimi söyledi. Kral bu yasaları suistimal etmek olmaz mı derken Thrao olmayacağını söyledi. Ardından kral kafamıza göre takılabileceğimi söyledi. Ulan ne kıyak adammış bu. Ben hiç böyle beklemiyordum kralı. Birde elini uzattı. Adam damadı olarak görüyor beni kesin! Amcacım mı desem, direkt babacım diye mi patlatsam hiç bilemedim. Neyse şimdilik kralım diyeyim.

"Getiririm kralım, istemeniz yeterli. Çok iyi birisiymişsiniz, ben biraz daha böyle sert biri bekliyordum açıkçası. Böyle nasıl biliyor musunuz?" Elini sıktıktan sonra bıraktım ve biraz geriye çekildim. Bir kral gibi gerilerek yürümeye çalıştım, en azından kafamdaki kral yargısıyla. Böyle gerilerek yürüyen, üstlerden bakan. Sonra Deith'in yanına ulaştım. Elimi uzattım tekrardan, "Merhaba Mabi Romeo Mabi. Ben Kral." Sonrasında samimi bir kahkaha attım. "Teşekkür ederim her şey için efendim." diyerek sonlandırdım cümlelerimi.

Frip bir hafta onda kalmak isteyip istemediğimi sorunca gülümsedim. "Kalmak isterim, birbirimizi tanımak için iyi bir fırsat olur bence." diyerek onayladım bu durumu. Sonrasında tekrardan krala döndüm. "Kralım, ben Djurat Polis Memuruyum. Polisliği seviyorum, insanlara yardım etmek benim için güzel bir şey. Bir hafta burada kalacaksam Frip'in illaki işleri olacaktır, eğer yasalara aykırı değilse herhangi bir polislik işinde yardımcı olabilirim. Ancak bu durum aykırıysa o zaman Frip'in özel korumalığını yapmayı düşünüyorum. Siz ne derseniz, verebileceğiniz bir görev varsa alabilirim." dedim. Cevabımı aldıktan sonra Frip'le eve gideceğiz sanırım. Orada ona planımdan bahsedeceğim.

Ona diyeceğim ki, "Frip, bir hafta aslında uzun bir zaman. Düşünmeni istiyorum, seninle kalmamı istersen aklımda bir plan var. Kendimi ölü gösterip burada kalarak geceleri kaçak bir şekilde polisliğime devam edebilirim. O zaman Gedhilfe'nin Yarasa Adamı olurum. Ama eğer istemezsen, o zaman geri dönmek zorundayım ve mektuplaşarak hayatımıza devam etmek zorunda kalırız. Yani bu bir haftada senden düşünmeni istiyorum. Son günümüzde kararımızı verelim." Tam bu cümleleri kuracağım ona. Müthiş dahi planımı beğenecektir eminim.
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Mabi Chüimimuta] Yeni Tatlar Denemek

#20
Kral Deith, sorduğun soruya karşılık olarak "Aslında yeterli elemanımız var, o yüzden keyfinize bakın demek isterim ama illa bir görev istiyorsan Frip'in koruması olmak fena fikir değil." diyor. Thrao ise bu etkileşimin absürtlüğüne kahkaha atıyor ve sizinle vedalaşıyor. Frip ise tek kaldığınız anda çok yorulduğunu söylüyor ve eve gitmeden önce birkaç hazırlık yapması gerektiğini söylüyor. Şatoya giriyor ve sen de onu dışarıda bekliyorsun. Dışarıda beklerken bir grup şoför ile karşılaşıyorsun. Şoförler sana selam veriyorlar ve yollarına devam ediyorlar. Konuşmalarına kulak misafiri oluyorsun. İçlerinden biri "Yahu abi, tekrardan bir patlayıcı muhabbeti olduğuna dair söylentiler çıkmış, çıkalı bir hafta olmuş adamlar bize yeni söylüyor ya. Böyle bir şey olabilir mi? Başımıza bir şey gelse kimse canımızı umursamıyor ya!" diyor. Yanındaki ise adamın ağzını kapatıyor ve "Alçalt ulan sesini! Şatonun bahçesinde neye atarlanıyorsun sen? Arabalar çoktan aranmış patlayıcı saptanmamıştır oğlum. Saptansa bize söylemeyecek değiller, Frum ve Ser aşkına." diyor. Öfkeli adam arkadaşının elini ağzından çekiyor ve "Nereden biliyorsun birader? Kanıtın var mı? Kralla konuşmak istesem tatsızlık çıkacak. Eiduf abi beni azarlayacak. Uğraş dur anasını satayım. O yüzden anca seninle konuşuyorum işte." diyor. Diğer ise "Hadi abi hadi, yola çıkacağız." diyor ve sinirli şoförün yanından uzaklaşıyor.

Frip, kocaman bir çanta ile yanına dönüyor ve hazır olduğunu söylüyor. Çantada neler olduğunu soruyorsun ve "Eve götürmem gereken ama uzun süredir götürmeyi unuttuğum kıyafetlerim." diye cevap verip gülüyor. Eve yürüyerek gitmeye karar veren Frip'in çantayı taşımakta zorlandığını görüyorsun ve çantayı elinden alıyorsun. Frip ise buna karşılık olarak "Çok teşekkür ederim, bugün çok yoruldum." diyor. Kendisinin koşturmaktan ter içinde kaldığını rahatlıkla görebiliyorsun. Eve vardığınızda ilk iş koltuğa yayılıyorsunuz ve Frip'e planını anlatıyorsun. Frip planını dikkatle dinliyor ama gülmeden edemiyor ve "Tamam, bir hafta sonra üstüne konuşalım." diyor. Frip ayağa kalkıyor ve "Neyse, ben duş alacağım. Bana katılmak ister misin?" diyor. Birkaç saniyelik sessizliğin ardından "Şakaydı, şaka yaptım. Ben bir duş alıp geleceğim. Sen de biraz takıl bakalım." diyor. Gülerek üst kata çıkıyor. Merdivendeyken "Evi istediğin gibi kullanabilirsin." dediğini duyabiliyorsun. Evi incelemeye başlıyorsun. Salon ile mutfak birleşik, mutfak ise buna rağmen oldukça geniş. Salonda daha önce Djurat'ta hiç görmediğin kaliteye sahip bir televizyon var. Mutfağa gidiyor ve buzdolabını açıyorsun. Buzdolabının dopdolu olduğunu görüyorsun. Neredeyse her şey yeni alınmış gibi görünüyor. Üst kata çıkıyorsun ve Frip ile karşılaşıyorsun. Duştan sonra giyeceği kıyafetleri ve bornozunu aldığını görüyorsun. Gülümsüyor ve banyoya girip kapıyı kapatıyor. Üst katta banyo dışında iki farklı oda var. Koridorun solundaki oda Frip'in odası gibi görünüyor. Oldukça düzenli görünen odaya giriyor ve yatağı inceliyorsun. Çift kişilik yatağa dokunuyorsun ve kendi yatağınla karşılaştırınca oldukça yumuşak geliyor. Çalışma masasına dönüyorsun ve masanın üstünde bir defter olduğunu fark ediyorsun. Defterin boş kapağını açıyorsun ve "Frip'in Günlüğü" yazdığını görüyorsun. Refleks olarak hemen kapatıyorsun ancak ilgini çekiyor. Odadan çıkıyor ve koridorun sağında bulunan odaya gidiyorsun. Sadece yatak, ışık ve bir dolap bulunan odanın misafir odası olduğunu düşünüyorsun. Koridorun ortasında ise banyo var. Banyonun kapısını incelediğinde kapının kilitli olmadığını fark ediyorsun.
Locked

Return to “Teşkilat Merkezi”

cron