Kudretli Ayı uyanıyor ve evinden çıkıyor. Ama çıkana kadar neler olduğunu kendisi anlatıyor. Çünkü bu anlatıcıyı alakadar etmez. Kudretli Ayı evinde dönenleri anlatıcıya yazdıracak değil ya? Kendisine verilmiş olan adresi kısa bir uğraş sonucu buluyor ve Usta Karısının kapısını çalıyor. Bir süre bekliyor ve kapı açıldığında karşısında güzeller güzeli ustasıyla karşılaşıyor. Beklemediği tek şey ise karşısındaki kadının bornozlu olması. "Sabah dedim ama bu kadar erken gelmeni beklemiyordum. Geç içeri, giyinmem lazım."

Usta Karın başka bir odaya geçiyor ve o sırada içeri giriyorsun. Kadının evine biraz göz atıyorsun ve iki katlı olması seni şaşırtıyor. Etrafa biraz bakındığında süs eşyaların sayısının ne kadar fazla olduğunu fark ediyorsun. Fazla ses çıkarmadan odalara göz atıyorsun ve odalardan birinin tamamen spor aletlerine ayrılmış olduğunu fark ediyorsun. Biraz bekledikten sonra seni oldukça cezbedici bir kıyafetle karşılıyor. Beli açık kırmızı bir tişört ve kısacık siyah bir şortu var. Seni salona geçiriyor ve koltuğa oturttuktan sonra karşına oturup başından beri beklediğin soruyu soruyor. "Eee, senin gibi bir mankafa benden ne istiyor?"

Mabi, o kadar heyecanlıydı ki bu sabah güneşi o selamlamıştı. Adrenaline yenik düşen Ayı, bugün yüz şınav değil, iki yüz şınav ve iki yüz mekik çekmişti. Kasları hala yorulmamıştı, güneş henüz yeni doğarken tüm köyü koşturmaya başlamıştı. Deli gibi etrafta sadece donla koşturuyordu. Aslında köy için bu yabancı bir şey değildi. Mabi'nin giyindiğini görmek asıl yabancı olandı. Köyün alışmadığı tek şey, Mabi'nin üzerine bir şey giymesiydi ancak bu sefer eşofmanını dahi giymemişti. Etrafında kırmızı kalpler ve dudaklar bulunan donuyla köyü dört dönüyordu. Iyur Nine uyandığıında, Mabi henüz yeni koşusunu bitirmişti. Heyecandan, bir anda annesi gibi gördüğü kadına sarıldı koşturup. "GÜNAYDIN IYUR ANNE! ÇOK HEYECANLIYIM! BUGÜN USTA KARIMLA BULUŞACAĞIM!" diye bağırmıştı sıkıca sarılarak. Iyur Nine, sırtını sıvazladıktan sonra Mabi heyecandan tekrar koşturmaya başlıyordu. Iyur Nine ise, derin bir iç çekmiş ve arkasından bağırmıştı. "BARİ EŞOFMANINI GİY BE! GÖTÜN GÖRÜNÜYOR GÖTÜN! Ah ah, bu yaşında bile ne enerjik çocuk bu. Usta karım ne acaba? Kafayı yedi iyice. Beyni bile kasa dönüştü çocuğun." Iyur Nine kendi kendine gülmeye başlayıp evinin küçük verandasını temizlemeye başlarken, Mabi çoktan Detgo Dede'nin kapısını yumruklamaya başlamıştı bile.

Detgo Dede, sinirli bir adamdı. Bu kadar kapısının yumruklanması ise, kapısını açtığı gibi bağırmasına sebep olmuştu. "NE VAR LAN? NE VAR? LAN!" Detgo Dede'nin gözleri, Mabi'nin donlarına kitlenmişken, ayı hızlıca söze girmişti. "Detgo Dede, bana yardımın gerek. Usta karımla buluşacağım ancak ne yapacağım bilmiyorum. Ona çok aşık oldum ve bugün buluşacağım. Nasıl evlenebilirim? Beni sevmesi için ne yapmalıyım? Detgo Dede, sen bu işlerden anlarsın yakışıklı adamsın. Bana yardımcı ol." Ellerini sanki yalvarır gibi önünde birleştiren Mabi'ye baktı bir süre Detgo. Sonrasında yarım ağızla gülümsedi gençliğinde yaşadığı aşkı hatırlarcasına. "Geç lan içeri. Sen var ya kendini aştın ha, yakında donsuz da gezmeye başlarsın. Geç geç. Ahlaksız kas." Detgo Dede'nin içeri geçmesinin ardından Mabi'de hızlı adımlarla geçmişti.

Detgo Dede, karşısına geçip sakalını okşamaya başlarken "Bizim zamanımızda çiçek alırdık kadınlara. Sonra da gerçek bir erkek gibi onu sevdiğimizi ve evleneceğimizi söylerdik. Tabi, sende bende yakışıklı adamlarız. Benim gençliğim senden biraz daha yakışıklıydı tabi o ayrı. Ancak ne yapacaksın biliyor musun evladım? Gideceksin, seni istiyorum diyeceksin gözlerine bakarak. Sonra gerekirse öpeceksin onu. Bana babam zamanında bir söz söylemişti Mabi. Bende sana bu sözü söyleyeceğim. Biliyorsun, babamdan bana geçti ve benden başkasına geçecek senden başka oğlum yok. Bu yüzden sözlerimi iyi dinle. Bir erkek utanamaz Mabi, o erkek utanırsa başka erkek utanmaz. Anladın mı? Git ve elde et aslanım." Mabi'nin gözleri, sanki çok nadir bir şey öğrenmişçesine parlamaya başlamıştı. Detgo Dede'nin söylediği söz beyninin köşesine kazınmıştı. Bugün, usta karısını elde edecekti. Onu isteyecek ve alacaktı. "Teşekkür ederim Dede, onu alacağım. Evlendiğimde dans edeceğiz seninle düğünümde." diyerek evden çıkmaya hazırlanırken, Detgo Dede sakalını kaşırken hafifçe gülümsemişti. "Ah şu gençlik."


Kudretli Ayı, evinde janti bir şekilde giyinmiş ve şapkasını takarak çıkmıştı evden. Kararlıydı, bugün ustasını elde edecekti. Adresi bir süre aradıktan sonra buldu, ancak adreste bulduğu şey çok daha iyiydi. Aşık olduğu kadın bornozla karşısına dikilince, dili tutulmuştu Ayı'nın. Gözleriyle tüm vücudunu süzerken, kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Usta karısı, içeri geçip giyineceğini söylediğinde, ayakları sanki kendiliğinden ilerlemişti. Bütün vücudu kasılmıştı Kudretli Ayı'nın Usta Karısı yüzünden. Öyle bir şeydi ki, karnında büyük bir ağrı vardı. Usta Karısının iki katlı evine göz gezdirdi. "Ben evlendiğimde iç güveysi mi olacağım? Benim evim bu kadar büyük değil ve köyde. Ama ailemden de kopamam ki. Nasıl yaparız acaba. Haftasonları bizde kalsak haftaiçleri onda kalsak olur mu? Usta Karım kabul eder mi acaba? Bilmiyorum. Biraz da odalarına bakayım." Kudretli Ayı, gizli bir şekilde odaları gezerken sadece bir odanın spor salonuna ayrıldığını görmüştü. "Usta Karımın evi çok güzel. Keşke benim evimde de böyle aletler olsa. Anca şınav çekiyorum, kütük kaldırıyorum."

Biraz beklemişti Mabi. Ancak beklemesine değiyordu. Usta Karısı muhteşem bir güzellikle geri dönmüştü. Karısı, ondan ne istediğini sorunca kekelemeye başlamıştı Mabi. Biraz öksürüp, kendini tokatladıktan sonra düzgün bir şekilde girmişti konuya. "Usta Karım... İki önemli husus var. Birincisi, beni eğitmenizi istiyorum. Mabi Mabi Dövüşünü ileriye taşımak için ustamın bilgilerine ve deneyimlerine ihtiyacım var. İstediğin kadar dayak atabilir, beni kanlar içerisinde bırakabilirsin. Pes etmeyeceğimin garantisini veriyorum. Diğer husus ise..." Mabi, Detgo Dede'nin sözlerini hatırladı. Sesini biraz daha karizmatik hale getirmeye çalışıp, Usta Karısının gözlerinin içine baktı. "Sana aşık oldum Usta Karım... Güzelliğin, kalbimin yerinden çıkmasına sebep oluyor. Bana attığın o yumruk, her aklıma geldiğinde gülümsememe sebep oluyor. Seni gördüğüm ilk anda, sana vuruldum. Gözlerin, gözlerimle buluştuğunda kalbime bir ağrı saplanıyor. Kelimelerin ve konuşman, adeta beni bu dünyadan koparıyor. Usta karım, seni istiyorum. Seninle bir hayat kurmak istiyorum. Seninle minik Mabi Mabi ve Deja Deja'larımız olsun istiyorum. Etrafta koşuşturan, küçük tatlı bebişlerden. Benimle evlenir misin Usta Karım?" Mabi, aşık olduğu gözlerine bakıyordu Usta Karısının büyük bir heyecanla. Detgo Dede'nin taktiğinin işe yarayacağını düşünüyordu.

Usta Karının kıpkırmızı olduğunu görüyorsun. Gül gibi dudaklarını süzüyorsun ve dudaklarını ısırdığını, konuşmakta zorlandığını fark ediyorsun. Omuzlarını geriye atıp ellerini arkasında bağlıyor ve gözlerine inanılmaz bir şehvetle bakıyor. Yerinden kalkıyor, yanına geliyor ve kucağına çöküp dudaklarına yapışıyor. Deli gibi öpüştükten sonra boynuna iniyor ve boynunu ısırmaya başlıyor. Ellerini vücudunda gezdiriyor ve çok geçmeden elleriyle aşağıya inip pantolonunun fermuarını açıyor. O sırada kulağına fısıldıyor. "Sen..."

Ve o an bunların hiçbirinin gerçek olmadığını, hepsinin hayal ürünü olduğunu fark ediyorsun ve karşında duran kadın sana "Sen hayatımda gördüğüm en büyük andavalsın." diyor. "Sikinle düşünmeyi bırakırsan seni eğitirim. Daha adımı bile bilmiyorsun. Kodumun ayısı." Kadın, bir bacağını diğer bacağının üstüne atıp derin bir nefes alıyor. "Adım Tati Kümamod. Djurat Dövüş Sanatları Akademisi'nde eğitmenim. Akademinin kuruluşunda payım var ve on yedi yıldır eğitim veriyorum. Eğitim almak isteyen herkese kapımız açık ancak aldığımız öğrencilerin büyük çoğunluğu ilk haftada bırakıyor. Bana zorluğa boyun eğmeyeceğini kanıtlaman gerekiyor. Bahçeme gidelim." Usta Karın, yani Tati ayağa kalkıyor ve arka kapısından evinin bahçesine çıkıyor. Sen de onun arkasından ilerliyorsun ve Tati, bahçenin bir tarafına geçip karşısına, 5 metre ötesine geçmeni söylüyor. Pozisyonunu aldıktan sonra konuşuyor. "Mabi Mabi Dövüşü neymiş göster bakalım."

Belki de, hayatının en hızlı açılışını yapıyordu Kudretli Ayı. Sevdiği kadın, yerinden kalkıp üzerine geldiğinde elini kalbini atmıştı hızla. Kalp krizi geçirdiğini düşünüyordu. Mabi, karısının kollarında ölecekti. Bundan daha iyi bir ölüm şekli olamazdı. Karısı dudaklarına yapıştığında, hayvani bir içgüdüyle yapışmıştı karısına. Karısı boynunu ısırdığında, bedeni oradaydı ancak ruhu tanrının yanındaydı. Tanrıya, "Sence yakışıyor muyuz?" diye sordu. Tanrı kollarını göğsünde birleşti, "Siz en çok yakışansınız. Onu elde etmen büyük şans Mabi. Ancak, bir şeyler ters gidiyor sanki. İyi bak oraya Ayı." Mabi pantolonunun fermuarını açan usta karısına baktı. "Tanrım, pantolomun fermuarını açıyor. Bunu mu görmemi istiyorsun?" Tanrı, bir kahkaha patlattı. "Biraz daha iyi bak Ayı, kaçırdığın bir şeyler var." Kudretli Ayı, gözlerini iyice dikti, duyduğu bir kelimeyle gözlerini tekrardan açtı.

Ne usta karısının yaptıkları, ne yaşadıkları, ne de tanrıyla konuştukları gerçekti. Mabi, karmaşık bir hayalin içine dalmıştı bir anda. Usta karısı, ona andaval diyerek her zamanki gibi iltifat ederken, "Sikinle düşünmeyi bırak." demişti. Ama Mabi Mabi, sikiyle düşünmüyordu. Karısı, adını bu sefer doğrusuyla zikrettiğinde, "Özür dilerim hayatım." diyebilmişti sadece. Karısı, Djurat Dövüş Sanatları Akademisinde eğitmendi. On yedi yıldır eğitim verdiğini duyunca, karısının kendinden kaç yaş büyük olduğunu düşünmeye başladı. Eğitim alan herkesin bir hafta içerisinde bıraktığını duyunca, heyecanlanmıştı. Kendisi pes etmeyen bir yapıya sahipti ve bunu kanıtlamak için çok büyük bir fırsatı vardı. Usta Karısı ile birlikte bahçeye geçmişler ve aralarında beş metre kadar mesafe koymuşlardı.

"Bir şey soracağım, başlamadan önce. Kaç yaşındasın? Sonuçta evleneceğim kişinin yaşını bilmek istiyorum yanlış olmasın." Mabi, cevap aldıktan sonra zihnini temizledi, kendini saldırısına odakladı. "Her şey, küçük Mabi Mabi ve Tati Tati'lerimiz için!" diye bağırdıktan sonra, Kalsiyum kas stiliyle bacaklarını güçlendirip ileri doğru fırladı. Amacı, hızlandıktan sonra hafifçe eğilip, dirseğiyle sağlam bir aparkat çıkarmaktı.

Tati, sorunu duyduktan sonra laf söyleyecek gibi oluyor ancak kısa bir sessizliğin ardından "37." demekle yetiniyor. Kalsiyum - Kas stili ile bacaklarını güçlendiriyor ve ileri doğru atılıyorsun. Aparkat çakmaya hazırlanıyorsun ve çakacağın anda Tati kafasını hızlıca geriye çekiyor ve sağ eliyle bileğini tutup sol eliyle omzuna baskı yapıyor. Kolunu büküyor ve yere düşmeni sağlıyor. Kolunu daha fazla büküyor ve bunun etkisiyle ağır bir acı çekiyorsun. Kolunu bırakıyor ve "Yeterince hızlı değil. Bir de element mi kullandın? Element kullanarak bu kadar yavaşsan eğitime ihtiyacın olacak. Başka ne var?" diyor. Ayağa kalkıyorsun ve tekrar pozisyon alıyorsun.

Mabi karısıyla arasında on beş yaş fark olduğunu duyunca biraz şaşırsa da, üstelememişti. Sonuçta önemli olan karısıydı, ancak çocuk yapma yaşını da kaçırmamalıydılar. Yoksa nasıl küçük Mabi Mabi'ler ve Tati Tati'ler olabilirdi? Ayı, hızlı davranmak zorundaydı. Dövüş konusunda değil, evlenmek konusunda. Aynı zamanda dövüş konusunda da hızlı davranmalıydı ancak işler pek istediği gibi gitmemişti. Karısı, kolundan tuttuğu gibi Mabi'yi yere sermeyi başarmıştı. "Bence ben yavaş değilim, sen benden oldukça üstünsün karıcığım." dedikten sonra tekrar saldırıya geçti. Önce sağ kroşe, ardından sol kroşe atıp, suratına doğru dikey bir tekme çıkarmayı düşünüyordu.

Sağ ve sol kroşeyi başarılı bir şekilde uyguladıktan sonra suratına gelecek şekilde dikey bir tekme atmaya hazırlanıyorsun ancak Tati, oldukça hızlı bir şekilde tüm vücudunu sola kaydırıyor ve havaya kaldırdığın bacağını tutup büküyor ve seni tekrar yere düşürmeyi başarıyor. Büktüğü bacağını kavrıyor, ters döndürüyor ve yere çöküp kendi bacaklarıyla kilide alıyor. Vücudunu yay gibi yukarı kaldırıyor ve bacağının sıkışmasına sebep oluyor. Yüksek bir acı çekiyorsun.

Bu yaptığı hareketten nasıl kurtulacağıma dair bir fikrim yok. Ancak bir iki çırpınmayı deneyebilirim. Belki de, bir kilidin mantığında düşünmem gerekir. O, kilide almak için eklemleri ters yönde zorluyor. O zaman bende zorladığı yönün düz olmasını sağlarım. Bunu deneyebilirim, ancak işe yaramazsa yapılacak tek bir şey var. Ellerimi yere vuracağım, ardından "Bu hareketten nasıl kurtulacağımı bilmiyorum hayatım. Pes ediyorum. Hadi bir tur daha." diyecek ve karşısına geçmeye çalışacağım tekrardan.

Önce aklında belirlediğin yöntem ile kaçmayı deniyorsun ancak her ne kadar normal bir durumda işe yarayacak olsa bile Usta Karın bacaklarını fazla sıktığı ve kas yapısı fazla sağlam olduğu için başarılı olamıyorsun. Tati, pes ettiğini duyunca kilidi uygulamayı bırakıyor ve tekrar eski pozisyonunda yer alıyor ancak bu sefer sen de pozisyon aldığın anda "Bu sefer ilk ben saldıracağım." diyor ve sana doğru koşmaya başlıyor. Sol bacağını kaldırıp beline doğru bir tekme savuruyor. Tekme henüz isabet etmediği için hala kaçmak için vaktin var.