Re: [Ae Libjetütcha] Qardakh Kızı
Posted: Wed Feb 16, 2022 4:06 pm
Lavuk kahkaha attı. İlk izlenim her şeydir diyor şimdi de. Çevir kanka. Boş adamsın. Şoföre bardak sorup kendisi şişeden içmeye devam etti. Altın kaplama garip bardağı alıp herife tüm uyuz bakışlarımla içtim yine mükemmel şaraptan. Bu piç beni neden aldı? Neden kumarhaneye götürmek istiyor? Neden böyle giyindik? Bir sürü düşünceden sonra vardık kumarhaneye. İndi bu. Ben de inmek için yanımdaki kapının kolunu çektim ancak açılmadı. Bir daha denedim. Sonra bir daha... Limuzinin içine mi kitlendim? Burada bu şaraplarla günlerce yaşarım oğlum ben. Şoförü arkadan kurşunlayıp sürmesini de engellerim. Aç kalırsam da adamı yerim falan diye düşünürken Ika piçi gelip açtı kapıyı. Centilmenlik mi yapıyordu? Bu hiç hayra alamet değil. İndim arabadan. İnmemle birlikte yüzümde flaşların patlaması bir oldu. Gözlerimi kıstım istemsizce bu flaşlara karşı. Ika ise çok alıştık gibiydi duruma. Beni yanına çekip konuşmaya başladı. Önce beni tanıttı ancak ben kendimi Polis Memuru Ae Libjetütcha diye tanıtırdım. O ise babamın oğlu olarak tanıtıp beni aşağıladı. Sonra da Birliktelik Partisi ile bu malın ailesi Chiepükütgo'nun birlikte çalışacağını, yatırım yapacağını söyledi. Ne? Daha fazlasını da ben mi duyuracak mışım? Kardeşim Ae mi?
Sözleri bitince beni apar topar kumarhaneye soktu. "Sen neden bahsettin lan demin?" dedim şaşkın şaşkın. Bu da beni koltuklardan birine götürüp oturttu. Sanki bez bebeğiyim de evcilik oynuyormuşuz gibi hissediyordum artık. Karşımdaki koltuğa geçip bana yine Ae'ciğim diye hitap ederek konuşmaya başladı. Konuşmaya devam ettikçe de benim sinirlerim zıpladı. Neymiş? Paparazileri tanıyormuş, istediğini yapmazsam haberi yayınlatırmış, partisi adına anlaşma yaptığım için babam ağzıma sıçarmış, gerçeği anlatsam bile çok güçlülermiş vs vs. Gözüm seyirmeye başladı. "S-sen? B-beni? Tehdit?" gibi kelimeler çıktı ağzımdan. Kalktı başka bir şey demeden. 21 masasına oturduk bu sefer. İnsanları selamladı ama ben şok olmuşluk ve sinirden çevremi görmüyordum hiç. Önüme gelen kartları da siklemedim bu yüzden. Ailemin siyasete bağlı olduğunu söyledi. Belki öyle. Ancak ben siyasete değil, Djurat'a bağlıyım. Nasıl olur da benden yolsuzluk yapmamı isteyebilir? Bir de tehdit ediyor kafayı yiyeceğim. Aileden kişileri babamın partisine aldırmamı istiyormuş. Babama arkadaşım gibi tanıtmamı, siyaset konusunda iyi olduklarını söylememi ve babamın referans mektubu yazmasını söyledi. İkna etmezsem de haber çıkartıp emrivaki yaptıracak? Bu bana seçenek sunmak değil ki? Bana babasının özür dilemesini istediğini söylemişti. Bu muydu özür? Tehdit mi? Bu herifin çok büyük sorunları var. Sustum. Durdum. Bekledim.
Sonra bi anda elimde kurşun biriktirip Ika'nın burnunu sıyıracak şekilde ateşledim. "SAKIN!" diye hırladım hemen ardından. "Sakın bana yolsuzluk yaptırmaya çalışma! Ülkem söz konusu olduğunda babamın kariyeri de umrumda olmaz, bana olan sevgisi de. Çünkü babam bana böyle öğretti."
Kalktım ayağa sinirli bir şekilde. Bana giydirdiği bokun papyonunu tek hamlede söküp attım masaya. "Oyuncaklarınla oynuyorsun değil mi? Acıyorum sana." Sandalyemi ayağımla ittirerek arkaya düşürdüm. "Ne babamla konuşurum, ne istediğini yaparım. Paparazilere ne bok yaptırırsan yaptır. Bir iki azar işitmekle gururum kırılmaz benim." Sonra defolup gideceğim buradan. Ceketi meketi çıkarıp yere atacağım giderken de. Rüşvet gibi geliyor gözüme. Midemi bunaltıyor.
Sözleri bitince beni apar topar kumarhaneye soktu. "Sen neden bahsettin lan demin?" dedim şaşkın şaşkın. Bu da beni koltuklardan birine götürüp oturttu. Sanki bez bebeğiyim de evcilik oynuyormuşuz gibi hissediyordum artık. Karşımdaki koltuğa geçip bana yine Ae'ciğim diye hitap ederek konuşmaya başladı. Konuşmaya devam ettikçe de benim sinirlerim zıpladı. Neymiş? Paparazileri tanıyormuş, istediğini yapmazsam haberi yayınlatırmış, partisi adına anlaşma yaptığım için babam ağzıma sıçarmış, gerçeği anlatsam bile çok güçlülermiş vs vs. Gözüm seyirmeye başladı. "S-sen? B-beni? Tehdit?" gibi kelimeler çıktı ağzımdan. Kalktı başka bir şey demeden. 21 masasına oturduk bu sefer. İnsanları selamladı ama ben şok olmuşluk ve sinirden çevremi görmüyordum hiç. Önüme gelen kartları da siklemedim bu yüzden. Ailemin siyasete bağlı olduğunu söyledi. Belki öyle. Ancak ben siyasete değil, Djurat'a bağlıyım. Nasıl olur da benden yolsuzluk yapmamı isteyebilir? Bir de tehdit ediyor kafayı yiyeceğim. Aileden kişileri babamın partisine aldırmamı istiyormuş. Babama arkadaşım gibi tanıtmamı, siyaset konusunda iyi olduklarını söylememi ve babamın referans mektubu yazmasını söyledi. İkna etmezsem de haber çıkartıp emrivaki yaptıracak? Bu bana seçenek sunmak değil ki? Bana babasının özür dilemesini istediğini söylemişti. Bu muydu özür? Tehdit mi? Bu herifin çok büyük sorunları var. Sustum. Durdum. Bekledim.
Sonra bi anda elimde kurşun biriktirip Ika'nın burnunu sıyıracak şekilde ateşledim. "SAKIN!" diye hırladım hemen ardından. "Sakın bana yolsuzluk yaptırmaya çalışma! Ülkem söz konusu olduğunda babamın kariyeri de umrumda olmaz, bana olan sevgisi de. Çünkü babam bana böyle öğretti."
Kalktım ayağa sinirli bir şekilde. Bana giydirdiği bokun papyonunu tek hamlede söküp attım masaya. "Oyuncaklarınla oynuyorsun değil mi? Acıyorum sana." Sandalyemi ayağımla ittirerek arkaya düşürdüm. "Ne babamla konuşurum, ne istediğini yaparım. Paparazilere ne bok yaptırırsan yaptır. Bir iki azar işitmekle gururum kırılmaz benim." Sonra defolup gideceğim buradan. Ceketi meketi çıkarıp yere atacağım giderken de. Rüşvet gibi geliyor gözüme. Midemi bunaltıyor.