Nereden geldim? Nereye gidiyorum? Neden? Neden benim? Neden başka biri değilim de benim? Ben neyim? Ellerim? Ben ellerim değilim. Ellerimi kessem hala kendim olmaya devam ederim. Bacaklarımı da... Penisim? Onu da kessem, yine kendim olurum. Belim? Göğüslerim? Omuzlarım? Boynum? Ağzım? Gözüm? Hiç biri değilim. Yüzüm? Saçım? Hepsi gitse... Yine ben olurum ki. Beynim? Ben beynim miyim? Hayır. Ben beynimdeki enerjiyim. Bu düşünen, konuşan, fikirleri olan bir enerji. Ruh? Var olduğunu kanıtlayamadığım şey miyim ben? Boşlukta var olsam... Görünür müyüm? Vücudum olmasa, var olur muyum? Vücudum ölünce, herhangi bir yerde, bir şekilde, bulunur muyum? Farklı bir boyut muyum? Bu kadar değişik düşüncelerim varken, dışarıda sadece ten renkleri değişik diye birbirlerinden nefret eden insanları anlamıyorum. Öldüklerinde enerji olarak birlikte orgy yapacaklarını biliyorum. Hissediyorum. Bazen insanın içine doğar ya, der şu an şunu yapsam ne güzel olur. Evrendeki enerjiler yardım eder belki o an? Mutluluk içimizde dedikleri de belki daha önce ölen ve evrenle bir olmuş insanlardır belki? Atalarımdır. Ben evde oturup boş boş zaman geçirirken, masturbasyon yaparken bana bakıp hayal kırıklığına uğrayan atalarım...
Her şeyin bir nedeni var mıdır? Bu ırktan doğmuş olmam, bu elemente sahip olmuş olmam, ailemin umursamazlığı, yalnızlığım, bağlanamamam, yakınlaşamamam... Nedensiz olabilir mi? Rastgele yaşıyor olabilir miyim? Boşa harcanıyor olabilir miyim? Önemli biri miyim? Bir patlamada ölecek, gazetelerde "2 ölü, 15 yaralı"daki iki ölünün biri miyim? Ölsem üzülünür mü? Üzülmesini ister miyim? Umursanılmasam canım acır mı? Yoksa kaybolup gider miyim? Belki de mükemmel bir şeyin parçası olurum. Nefret nedir? Benden nefret edenlerin hisleri beni öldürür mü? Yoksa evrende sadece ben miyim yaşayan? Diğerleri gerçekten var mı? Yaşadığına emin olabileceğim kişi sadece benim. Hayatım belki de bir şaka. Bir oyun. Her şey bir bölüm, geçtikçe daha zoru gelecek. Peki ne kazanacağm? Ölümü mü? Bu oyunda iyi oynasan da sonuç ölüm, kötü oynasan da.
Elimi içeri gelen güneşin altına koyuyorum. Sıcaktan nefret ediyorum. Elimi çekince, daha demin elim oradaydı diye düşünüyorum. Saniyeler önce. Ancak şimdi burada. Neden hiç kimse garipsemiyor bunu? Evden çıkıyorsun. Dakikalar önce evdeydin. Şimdi dışarıdasın. Dışarıda var olmak düşüncesi bana garip geliyor. O an duruyorsun ve diyorsun ki, buradayım. İnsanlar yanından geçiyor. Çeşitli kişilikteki insanlar. Belki evlerinde korkunç hayatlar yaşayan insanlar. İleride korkunç şeyler yapacak insanlar yanından geçiyor ve sen onların yakınında duruyorsun. Belki bir daha yanına gelmeyecek enerjiler geçiyor. Belki daha çok karşılaşacağın ama hiç tanışmayacağın kişiler. Ölünce bir olacağın kişiler.
Midem bulanıyor. Vücudum sorunu olunca hayatta işlerimi yapmama, düzgün düşünmeme izin vermiyor. Vücudum diğer şeylerin çok üzerinde bir öneme sahip. Bazen ondan kurtulmak istiyorum. Daha önce denedim. İzin vermediler. Kabımdan çıkmak, bütünleşmek istedim. Bütünleşme yoksa dediler. Ya yoksa? Ya hiç bir şey yoksa? Bu önemli değil. Yaşama isteği vücudumun bana tembihlediği bir şey. Hiç bir şey yoksa bunu yine de bilemem. Yok olur giderim. Bir şey değişmez. Peki diyeceksiniz, neden tekrar denemiyorsun? Belki bir nedeni vardır diyorum. Ölmememin. Belki bir şey yapacağım. Zaten yaşamak acı vermiyor bana. Bana acı veren kendimim. Düşüncelerim. Korkuyorum. Düzgün düşüncelerim kaybolur ve sonunda sadece bu düşüncelere takılırım diye korkuyorum. Bu düşüncelerle, ölene kadar yaşamak çok korkutucu. Dünyaya dönememek... Başka bir yerde yaşamak... Deliririm diye korkuyorum.
Her şeyin bir nedeni var mıdır? Bu ırktan doğmuş olmam, bu elemente sahip olmuş olmam, ailemin umursamazlığı, yalnızlığım, bağlanamamam, yakınlaşamamam... Nedensiz olabilir mi? Rastgele yaşıyor olabilir miyim? Boşa harcanıyor olabilir miyim? Önemli biri miyim? Bir patlamada ölecek, gazetelerde "2 ölü, 15 yaralı"daki iki ölünün biri miyim? Ölsem üzülünür mü? Üzülmesini ister miyim? Umursanılmasam canım acır mı? Yoksa kaybolup gider miyim? Belki de mükemmel bir şeyin parçası olurum. Nefret nedir? Benden nefret edenlerin hisleri beni öldürür mü? Yoksa evrende sadece ben miyim yaşayan? Diğerleri gerçekten var mı? Yaşadığına emin olabileceğim kişi sadece benim. Hayatım belki de bir şaka. Bir oyun. Her şey bir bölüm, geçtikçe daha zoru gelecek. Peki ne kazanacağm? Ölümü mü? Bu oyunda iyi oynasan da sonuç ölüm, kötü oynasan da.
Elimi içeri gelen güneşin altına koyuyorum. Sıcaktan nefret ediyorum. Elimi çekince, daha demin elim oradaydı diye düşünüyorum. Saniyeler önce. Ancak şimdi burada. Neden hiç kimse garipsemiyor bunu? Evden çıkıyorsun. Dakikalar önce evdeydin. Şimdi dışarıdasın. Dışarıda var olmak düşüncesi bana garip geliyor. O an duruyorsun ve diyorsun ki, buradayım. İnsanlar yanından geçiyor. Çeşitli kişilikteki insanlar. Belki evlerinde korkunç hayatlar yaşayan insanlar. İleride korkunç şeyler yapacak insanlar yanından geçiyor ve sen onların yakınında duruyorsun. Belki bir daha yanına gelmeyecek enerjiler geçiyor. Belki daha çok karşılaşacağın ama hiç tanışmayacağın kişiler. Ölünce bir olacağın kişiler.
Midem bulanıyor. Vücudum sorunu olunca hayatta işlerimi yapmama, düzgün düşünmeme izin vermiyor. Vücudum diğer şeylerin çok üzerinde bir öneme sahip. Bazen ondan kurtulmak istiyorum. Daha önce denedim. İzin vermediler. Kabımdan çıkmak, bütünleşmek istedim. Bütünleşme yoksa dediler. Ya yoksa? Ya hiç bir şey yoksa? Bu önemli değil. Yaşama isteği vücudumun bana tembihlediği bir şey. Hiç bir şey yoksa bunu yine de bilemem. Yok olur giderim. Bir şey değişmez. Peki diyeceksiniz, neden tekrar denemiyorsun? Belki bir nedeni vardır diyorum. Ölmememin. Belki bir şey yapacağım. Zaten yaşamak acı vermiyor bana. Bana acı veren kendimim. Düşüncelerim. Korkuyorum. Düzgün düşüncelerim kaybolur ve sonunda sadece bu düşüncelere takılırım diye korkuyorum. Bu düşüncelerle, ölene kadar yaşamak çok korkutucu. Dünyaya dönememek... Başka bir yerde yaşamak... Deliririm diye korkuyorum.