Salgın mı burada mı? Fego djurat hükümetinin salgını başarıyla durdurmasını tebrik eden bir yazı görmüştü. Ama kendisi böyle bir şey olduğunu hatırlamıyordu. Salgın denilen şey kolayca yayıldığı için haberi daha hızlı yayılırdı aslında. Ama Fego duymamıştı garip bir şekilde. Neyse diyerek kağıdı yerine geri koyup manavı incelemeye devam etti. Kasanın hemen yanında bir not defteri vardı. Bir adamın karısının beş günde ölmesiyle alakalı bir günlüktü bu not defteri. Beş günde bir insanı öldürebilecek bir hastalık demek diye düşündü Fego. Ama kocasına bulaşmamıştı çünkü bulaşmış olsaydı notu yazan bunu da yazardı diye düşündü genç adam. O zaman bu kadar bulaşıcı olmayan bir hastalıksa nasıl salgın statüsünde olabiliyordu ve bu bölgeyi komple hayalet kente çevirebiliyordu. Burada garip bir şeyler dönüyordu.

Fego bu manavdan çıkıp fırına doğru yanaşmıştı. Onda da aynı simgeden vardı. Fakat bomboştu. Eh bir şey bulmayı beklemişti fego ama yapacak bir şey yoktu. Fırından çıktıktan sonra karşısına eski bir gece kulübü çıkmıştı. Beyefendiler kulübü. Az önceki örgütün kapısına benzeyen aşağıya inen bir kapısı da vardı. Kediyi merak öldürürdü ama Fego aşağıda ne olduğunu merak ediyordu. Az öncekiler gibi buraya yuvalanmış bir fare sürüsü mü bulacaktı yoksa eski zamanlardan kalma dandik djurat eşyaları mı? Yoksa keşler tarafından yuvaya dönüştürülmüş bir mekana mı rastlayacaktı, Fego görmek istiyordu. O yüzden sessizce gidip kapıyı açmaya çalışacaktı, ardından içeriye girmeden önce meşale olarak kullanabileceği çalı çırpı arayacaktı. Karanlıkta gitmenin anlamı olmazdı sonuçta.

Yavaş yavaş merdivenlerden iniyorsun. Etrafta ışık kaynağı olabilecek herhangi bir nesneyi ararken çoktan kapıya ulaşmış oluyorsun. Kulpa elini atıyor ve kapıyı açmaya çalışıyorsun ancak o anda kapının kilitli olduğunu anlıyorsun. Kapıyı inceliyorsun ve duvarlara bağlı olmadığını fark ediyorsun. Karanlık olduğu için göremesen de bir süre kapıya ellerinle dokunuyorsun ve ahşap veya cam olmadığını fark ediyorsun. Paslanmış metal hissi veren kapıdan uzaklaşıyor ve merdivenden geri çıkıyorsun. Geri kalan seçeneklerine göz gezdiriyorsun ve teker teker incelemeye karar veriyorsun. Sadece hırdavat dükkanının üstünde bir tabela olduğunu görüyorsun. Tabelada "Katil Cumhurbaşkanı" yazıyor. Havanın aydınlanmaya başladığını görüyorsun ve o sırada örgütün bulunduğu yerden bir adam yukarı çıkıyor. Adam bulunduğu yerden senin olduğun yöne doğru gidiyor ve seni gördüğünde hızlıca yanına geliyor. "Kayıp mı oldun kardeşim? Şu yolu takip edersen şehre çıkarsın." diyor ve Fera ile geldiğiniz yolu işaret ediyor. Adamla vedalaşıyor ve geri dönüyorsun.