Re: [Vaka] Eksik Malzeme

#11
Görev arkadaşlarının yanından ayrıldıktan sonra ona rehberlik edecek bir güvenlik görevlisini bulup limandan sorumlu güvenlik müdürü yada şefi yada her ne zıkkımıysa ona doğru yollanmaya başlaması pek uzun sürmemişti. Gemilere çıkan yoldaki bir kulübedeki genç bir güvenlik görevlisine kendini tanıtması ve rozetini göstermesi yeterli olmuştu, sorun çıkarmamaları rahatlatmıştı Abu'yu. Tabi güvenliğin rahat tavırları pek hoş değildi. Ortalığın ayağa kalkmış olması lazımdı, başları çoktan ağrımış olmalı, şefleri annelerinden emdikleri sütü burunlarından getirmeliydi. Abu bunu yapmazdı, daha yumuşak bir tavır sergilerdi kuşkusuz ama yapılması gerekenin bu olduğunu da az çok biliyordu. Belki de hırsızlar limanın bu gevşekliğini önceden bildikleri için burayı seçmişlerdi. Tamamen ihmal yüzünden de olabilirdi, içeriden birileri de bu işe bulaşmış olabilirdi. Henüz belli bir yöne doğru çeviremiyordu, belki güvenlik şefi olayları biraz daha aydınlatabilirdi.

Limanı arkalarına alarak gemilerden ziyade binaların olduğu yokuş başında bir yere gelmişlerdi. Muhtemelen liman buradan yönetiliyordu. Onu buraya kadar getiren güvenliğe başıyla teşekkür ettikten sonra koridorun sonundaki ofise doğru adımlamaya başladı. Güvenlik şefinin bağırışları koridoru dolduruyordu. İnsanları tehdit eden bir güvenlik şefi diye zihninin bir köşesine not etti. Niçin bu kadar sinirlenmişti, niçin hırsızlıkla ilgilenmek yerine insanlara tehditler savuruyordu, birazdan öğrenmeyi umuyordu.

Abu içeri girer girmez, güvenlik şefi telefonu kapatmıştı. Anında. Yüz ifadesi değişmişti. Kesinlikle iyi bir başlangıç yapmamıştı adam. ''Merhaba, Abu Aslad.'' dedi ve rozetini gösterdi ve elini uzattı. Duyduklarına ve gördüklerine rağmen dostane ifadesini bozmuyordu. ''Malum olayla ilgili bir kaç soru sormak istiyorum, lütfen dikkatle dinleyin ve hiç bir detayı atlamayın. " Not defterini çıkardı. "Öncelikle olayın yaşandığı gece mevzu bahis geminin güvenliğinden kimler sorumluydu, mümkünse isimlerini daha da mümkünse kendilerini buraya çağırmanızı rica ediyorum. İkinci olarak tam olarak ne, ne miktarda çalınmış ve son olarak güvenlik dışında olayın yaşandığı saatlerde içeride kimler vardı, o saatlerde limana ve gemiye kimlerin giriş izni vardı, kimler girdi çıktı. Tüm bunları kontrol ettiğinizi ve giren çıkanların isimlerini bir defter yada onun gibi bir şeyde tuttuğunuzu varsayıyorum, bunu da incelemeyi rica ediyorum." dedi ve gözlerini adama kitledi. Kelimeleri tonlayışından yüzündeki kasların hareketine kadar yapacağı her şey bu saatten sonra Abu'nun mavi gözleri tarafından gözetim altındaydı.
Image


怨み
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Eksik Malzeme

#12
Aklımdaki cümleleri süzgeçten geçirip karşımdaki insanlara sunmayı seven bir insan değilim. Genellikle sessizliğimi koruyor olsam dahi, konuşmaya başladığım zaman aklımda ne varsa onu karşımdaki kişiye aktarırım. Elbette nerede sessiz kalmam gerektiğini, nerede konuşmam gerektiğini biliyorum. Yine de konuştuğum zamanlarda istemeden de olsa insanları kırabiliyorum. Bunun en büyük nedeni, az önce de dediğim gibi, aklımdaki düşünceleri süzgeçten geçirmemem. Hal böyle olunca sorgulama işlerinde pekte iyi olamıyorum. Çünkü sorgulamanın anahtarı karşındaki insana öğrenmek istediğin asıl şeyin ne olduğunu belli etmemektir. Bunu yapmadığınız takdirde insanlar size kendilerini açmazlar. Dolambaçlı yolllarla, binbir çeşit kelime oyunlarıyla karşınızdaki insanın ağzından istediğiniz bilgileri almalısınız. Bende bu özelliklerden hiçbiri olmadığından ötürü sorgulama işini görev arkadaşlarıma bırakmanın daha doğru olacağını düşünerek olay yerine doğru harekete geçtim.

Kısa bir yürüyüşün ardından geminin mal çıkışının olduğu bölgeye vardım. Devasa konteynerler ve iri ufaklı tahta kasaların bulunduğu bu bölgede pek bir şey bulabileceğimi umut etmiyorum açıkçası. Yine de bir polis olarak işimi yapmalı, bölgeyi incelemeli ve bulabildiğim kadar kanıt bulmalıyım.

Bulutların gökyüzünü açmasıyla birlikte beliren Güneş, soğuktan hissizleşmeye başlayan tenimle temas etti. Işığın vurduğu her bölge yavaşça ısınıyor ve kaybettiği rengi geri kazanmaya başlıyordu. Vücudumun rahatlamaya başladığını hissettiğim anda derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım. Yaklaşık birkaç saniye boyunca anın tadını çıkardıktan sonra gözlerimi açtım. Açmamla birlikte yerde parıldayan bir nesne gözüme ilişti. Ortasında zümrüt bulunan altın bir kolye olduğunu fark ettiğim nesnenin yanına gittim ve daha iyi inceleyebilmek için eğildim. Birkaç saniye boyunca nesneyi inceledikten sonra başka kanıtların olup olmadığına bakmak için ayağa kalktım. Daha doğrusu ayağa kalkmaya çalıştım.

Ayağa kalkmak üzere iken yerde gördüğüm bir teker yanığı, bana Abu'nun toplantıda sarf ettiği sözcükleri hatırlattı. Birkaç saniye boyunca yanık izini inceledikten sonra ayağa kalktım ve olası senaryoları hayal etmeye başladım.

Arabanın mücevher kutusu olduğunu düşündüğüm mallara yaklaştığını, hızlıca arabaya yüklendiğini gözlerimin önüne getirdim. Oldukça kısa bir zamanları olduğu için yere düşen altın kolyenin farkına varamadılar ve hızlıca kaçtılar... Her ne kadar bunun ihtimal dışı olduğunu düşünsem dahi elimdeki kanıtlar beni buraya yönlendiriyor. Yani aklımın bir kenarında not olarak bu fikri tutmayı düşünüyorum.

Aklıma gelen ikinci senaryonun olabilitesinin daha yüksek olduğunu düşünüyorum... İçinde ne olduğunu bilmediğimiz konteyner, organize bir şekilde çalındıktan sonra polisleri aldatılması için bu kanıtlar yerleştiriliyor... Evet, bunun daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Lakin bu tezimin bir sıkıntısı var, o da limandaki hemen hemen bütün önemli kişilerin bu işe bulaşması. Yani böyle bir şey yapılması için geminin kaptanının, gemideki belli başlı çalışanların, liman şefinin ve güvenlik görevlilerinin ayartılması gerekiyor.

İkinci senaryonun daha yüksek bir ihtimalle gerçekleştiğini düşünmemin sebebi kaptanın verdiği bilgilerin eksikliği. Sanki bilerek, isteyerek eksik bilgi veriyor ve bizim soruşturmamızı geciktirmeye çalışıyor gibi... Neyse, bu konu hakkında daha fazla düşünmemin bir anlamı yok. Şimdilik olay yerini daha dikkatli bir şekilde incelemeliyim.

Ayağa kalktıktan sonra lastik izlerinin olduğu doğrultuda hareket edecek ve dışarıyı inceleyeceğim. Hangi güzergahtan kaçabileceklerini, kaçtıkları güzergahta neler olduğunu inceleyeceğim. Lakin bunu yaparken olay yerinden fazla uzaklaşmamaya özen göstereceğim.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Eksik Malzeme

#13
Dukne: Adam sorularına hiç kendisini bozmadan cevap veriyor. "Bu suç bana soracak olursanız gayet beklenmedik bir olaydı. En deneyimli çalışan ben değilim tabii fakat uzun zamandır burada çalışıyorum ve hiçbir soruna rastgelmedim. Burada herkes ekmeğinin derdinde. Çoğu insan işsizlikten yakınırken burayı buldu. İçimizden birilerinin şirkete ihanet etmiş olduğuu düşünmek güç. Kaptanımız işine dört elle sarılan birisi. Gerçek bir işkolik bence. Amirimizden söz ediyor olabilirsiniz. Onun sorumluluğu bizim işimizi düzgün yaptığımızdan ve aylaklık etmediğimizden emin olmak. Düzenli çetele tutup kaptana rapor vermesi de gerekiyor tabii. Gelin görün ki, hiç kimsenin kaytarmaya niyeti yok aksine herkes kaptanın gözüne girip mevki atlamak istiyor. Bundan dolayı amirimiz işini pek ciddiye almıyor. Bunun da çalışanlar arasında olumsuz görüşlere yol açması gayet sıradan. Bu arada adım Antilos. Tanıştığıma memnun oldum." Adamı dinledikten sonra ona teşşekkür edip en yakın lavabonun yolunu tutuyorsun ve telsizden önce Ganta'ya sonra ortak kanala sözlerini iletiyorsun.

Abu: Başgüvenlik seni dinlediğini ve işi ciddiye aldığı belirtmek için gereksiz surat ifadeleri takınıyor. Sözlerini bitirdikten sonra da biraz bekleyip kendisi söze giriyor. "Olayın yaşandığı gece görevli olan arkadaşlarımız maalesef hastalandığından evde yatıyorlar. Size de bulaşmasını istemeyiz, değil mi? Çalınan mallar Himota'ya gidecek olan takılardı. kolyeler, yüzükler, bilezikler ve değerli mücevherler. Üç büyük tahta koli mal gidecekti zaten. Maalesef hepsi çalınmış. Limanda çalışan herkesin limana girmek için göstediği bir yaka kartı var. Bu kartı girişteki görevlilere gösteriyorlar ve öyle giriyorlar. Eğer kartlarını unutmuşlarsa isimlerini yazdırıyorlar ve içeriden yetkili birisi onları alabiliyor. O güne ait isim defterini takdim edeyim sizlere." Baş güvenlik masasının yanındaki dolabını açıyor ve defteri alıp sana veriyor.

Bekwo: Olay yerinden fazla uzaklaşmadan incelemeye devam ediyorsun. İçeride buldukların dışında başka bir ipucuya rastlamadığından dışarı çıkıyorsun. Varsayımını gözünde canandırıyorsun. Eğer araba ile gelip malları kaçırdılarsa hem buraya gelene kadar hem de buradan gidene kadar hem liman güvenliklerinin hem de girişteki güvenliklerin yanından iki kez geçmeleri gerekiyor. Güvenlikler o sırada görev yerlerinde değil miydiler? Suça yataklık mı ettiler? Yoksa sadece rüşvet mi aldılar? Rakip şirketin parmağı olması olasılığı da duruyor. Etrafta kan izi arıyorsun fakat kan izine de rastlamıyorsun.

Hepiniz iş başındayken komiseriniz telsizden sizlere seleniyor. "Hepinizin Kaptan Odası'na gelmenizi istiyorum. Geminin malları tuttuğu bölüme girip dümdüz devam edin. Ardından sağa dönüp yolun sonundaki merdivenleri kullanın. Hepiniz en kısa süre içerisinde Kaptan Odası'na varıyorsunuz. Komiser hemen söze giriyor. "İşlenen suça dair bir ipucu bulduk. Kaptan, söz sizin. Kaptan önce hepinize uğraşlarınızdan dolayı teşekkür ediyor ve konuşmaya başlıyor. "Az önce karım evden beni aradı. Sesinde korku ve endişe vardı. Birileri bana bir tehdit mesajı yollamış. Karımın dediklerine göre, birileri bu şirketin Himota ile ticaret yapmamasını istiyor ve malları kaçıranların kendileri olduğunu iddia ediyorlar. Elimizdeki en büyük ticari antlaşma tehlikede olduğu gibi karımın canı bile tehlike altında. Sizden karımı korumanızı rica ediyorum. Bugün onun yanında olacağım fakat yarın şirket sahibi ile görüşmem gerekiyor. Daha fazla itibar kaybetmeyi göze alamam. Bu sözlerden sonra kaptan odayı terk ediyor. Komiser sizlere dönüp "Karakola gidiyoruz. Karakol telefonundan diğer birimleri arayıp kaptanın evini korumaları için talepte buluncağım. Bu gemiden önümüzdeki günlerde mal çalınmayacağı belli oldu. Şu saate kadar edindiğiniz bütün bilgileri toplantı odamızda bana anlatmanızı istiyorum. Başpolis memurunuz ile ben de size kaptanla konuştuklarımızı anlatacağız.

Re: [Vaka] Eksik Malzeme

#14
'Sonunda!' diye haykırmamak için kendini zapt etmekte çok zorlandı. Sonunda birisi çıkıp neyin çalındığını, ne kadar çalındığını söylemişti. Bu dava şu ana kadar bir diziye sezon finalinde başlamak gibiydi. Çalınan şeyler değerli takılardı hemde üç koli. Hırsızlar tam anlamıyla hedeflerini on ikiden vurmuştu. Üç koli ziynet eşyası demek büyük para demekti. Öğrenmek istediği bir şeyi öğrenebilirken bir başka bilgi onu tatmin etmemişti, bir şeylerin gizlendiği, paylaşılırken üstünün kapatılmaya çalıştığını düşünüyordu. Bir şeyler işte, bir şeyler rahatsız hissettiriyordu bu hasta güvenlik görevlisi hakkında. Adam, öyle bir hastalanıyor ki işe gelemiyor, ne tesadüf ki bir önceki gece sorumlu olduğu bölmeden yüklü miktarda ziynet eşyası çalınıyor. Üç koca koliyi sessiz sedasız çıkartmak zor iş. Üstüne üstlük koca limanın güvelik şefi olan şahsiyette bu 'tesadüfün' altında bir bit yeniği aramıyordu. Abu çok nadir hissettiği bir duygunun yavaş yavaş içini doldurduğunu hissediyordu. Öfkeleniyordu, derin bir nefes alıp burnundan soludu. Yeni yeni filizlenen sinirini böylece söndürebildi. Lakin güvenlik şefinin liman hakkında söyledikleri pek yardımcı olmuyordu. Limana giriş için bir yaka kartı yeterliydi. Sadece bir yaka kartı bularak koca limana giriş sağlanabiliyordu. Giren çıkan sadece kartın olmadığı durumlarda kontrol ediliyordu. Yani en azından adamın dediklerinden bunlar anlaşılıyordu. Yani bir hırsız olsaydı ve bu limana girmek isteseydi çok meşakatli işler yapmasına gerek yoktu. Bir çalışanı bir yerlerde kıstırıp yaka kartını alabilirdi yahut sahtesini yaptırabilirdi. Kartı olduğundan mütevellit kimsenin gözüne batmayacağı için elini kolunu sallaya sallaya ortalıkta dolaşabilirdi. Ülkenin önemli bir limanındaki güvenlik önlemleri gerçekten rezil durumdaydı. Abu adamı yanlış anlamış olmayı yada adamın zaten yarılmış olan güvenlik duvarının daha da zarar görmemesi için bilgi sakladığını umuyordu.

Adamın uzattığı defteri aldı incelemek için oturmaya yeltenmiştiki telsizi araya girdi. Komiserin onları acilen kaptanın odasına çağırmasını takriben güvenlik şefine teşekkür etti ve defterin davanın çözülmesinde yardımcı olabileceğini belirtip defteri alıp hızlıca kaptanın odasına hareketlendi. Kaptanın teşekkürüne başını eğip karşılık verdikten sonra adamın tedirgin ve bir o kadar korkutucu konuşmasını dinledi. Aynısı kendi eşinin başına gelse kim bilir ne hale gelirdi Abu. Lakin bu korkutucu mesaj sayesinde olayla ilgili birkaç şey daha öğrenmişlerdi. Bu şirketin Himota ile ticaret yapmamasını isteyen biri, kim olabilir ? Rakip bir şirket ? Tihami ve Himota arasındaki ilişkileri bozmak isteyen politik bir örgüt yada bir politikacı ? Kim hem böyle bir hırsızlık yapıp hem de bunu bu yüzden yaptık diyecek kadar cüretkar olabilir ? Abu'nun aklı sorularla dolup taşmıştı bir anda.

Karakola geldiklerinde onlara söylendiği gibi toplantı odasına girdi. Bir kaç saat önce oturduğu sandalyeye oturup konuşmaya başladı. Güvenlikle ilgili saçmalıkları bir an önce dökmek istiyordu. Baya baya dedikodu yapmak istiyordu aslında. ''Öncelikle çalınan malla başlıyorum, güvenlik şefinin dediğine göre limandan üç büyük koli ziynet eşyası çalınmış, yüzük, kolye küpe ne ararsanız. Limana giriş çok kolay, tek ihtiyacınız bir yaka kartı. Anladığım kadarıyla yaka kartıyla girince kimse sizi sorgulamıyor, şu kişi şu saatte girdi çıktı gibi bir denetleme yok kartla girenler için, güvenlik şefinin sözlerinden bunu anladım en azından. Eğer kartınız yoksa isminizi falan yazıyorlar ancak o zaman giriş çıkışı denetlemek akıllarına gelmiş. Bana güvenlik çok yetersiz geldi, hırsızlar için içeride dolaşmak çok kolay eğer kart temin edebildilerse ki ben edebildiklerini düşünüyorum, sadece bir önsezi, tehdit falan da işin içine girince bunun önceden planlanmış bir eylem olduğunu söylemek yanlış olmaz her şeyi planlayıp kartı atlayacaklarını düşünmüyorum, tabi içeriden yardım almış da olabilirler o zaman karta falan ihtiyaçları da kalmaz. " Güvenlik şefinden aldığı defteri gösterip "Bu defterde o gün kartsız girenlerin isimleri var ufak bir ihtimalde olsa bir şeyler çıkabilir. Belki buradaki isimlerden birinin yada birilerinin yakın zamanda kartı çalınmıştır, kaybolmuştur ve o kart kullanılarak içeri girilmiştir. İsimlerin sabıka kaydı var mı yok mu onunda kontrol edilmesi iyi olabilir. Gelelim işlerin en şüpheli olduğu yere. Güvenlik şefine göre, dün gece olayın yaşandığı bölgeden sorumlu görevli bugün yok, evde hasta yatıyormuş. Dün gece mallar çalınıyor ve bu adam bugün hasta, çok fazla tesadüf içeriyor bence. Ayrıca güvenlik şefi bu olayı çok normal karşılıyor, hiç şüphelenmemiş gibi bir hali vardı hatta zevzek zevzek size de bulaşmasını istemeyiz falan dedi. Adam muhtemelen hiç sorgulanmamış ve bana ismini de vermedi bu şef. Bana sorarsanız güvenlik şefini buraya getirelim ve kimmiş bu 'hasta' güvenlik görevlisi öğrenip ikisini çapraz sorguya sokalım. Güvenliklerle ilgili bir şeyler doğru hissettirmiyor, bu kadar sorumsuz olamazlar, bu kadar rahat bu kadar umursamaz olamazlar. " diyip motorunu soğuttu ve arkadaşlarının söyleyeceklerini dinlemeye başladı.
► Show Spoiler
Image


怨み
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Eksik Malzeme

#15
Hmm... Hıhım... Hmmmm... Evet, elimizdeki kanıtlar bu kadar gözüküyor... Açıkçası oldukça büyük bir suç şebekesini çökertmek üzere olduğumuzu düşünüyorum. Gerçi büyük demek aptallık olacakmış gibi hissediyorum, zira pekte akıllarını kullanıyora benzemiyorlar. Tahminlerimdeki gibi sahte deliller yerleştirmiş olsalar dahi o gece görevde olan güvenlikleri bulabildiğimiz ve konuşturabildiğimiz takdirde suçluları rahatlıkla bulabiliriz. Elbette bunun kolay olacağını düşünmüyorum fakat başaramayacağımız bir şey değil gibi gözüküyor.

Düşüncelere dalmış bir şekilde güneşin keyfini çıkartırken telsizimden bir ses geldiğini fark ettim. Belimdeki telsizi yavaşça yerinden çıkarttıktan sonra kulağıma doğru yaklaştırdım ve dinlemeye başladım, konuşan Komiser idi.

Komiserin tarif ettiği şekilde kaptan odasına doğru hareket etmeye başladım. Bu sırada cebimde şıngırdayan altın kolyeyi birazcık derinlere iterek olabildiğince az ses çıkartmasını sağladım.

Görev arkadaşlarım ile birlikte kaptan odasında toplandıktan sonra kısa bir konuşma dinledik. Malları çaldığını iddia eden bir grup insanın karısını aradığını ve ölümle tehdit edildiklerini söyledi. Bu sözlerin ardından ise Komiser, bulduklarımızı bir araya getirmek için karakola dönmemizi söyledi.

Açıkçası içinde bulunduğumuz durumda karakola gitmenin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Görgü tanıklarıyla ve sanıklarla daha fazla konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Yine de atandığım ilk vakada Komiser'in emirlerine itaatsizlik edecek değilim.

Komiser, Başpolis, Abu ve Dukne ile birlikte arabaya bindikten sonra uzun bir yolculuk yaptık ve karakola varmayı başardık. Hep beraber toplantı odasına girdiğimizde ise ilk konuşan kişi Abu oldu. Kısa bir süre söyledikleri üzerinde düşündükten sonra cebimdeki kolyeyi çıkartarak diğerlerine gösterdim ve konuşmaya başladım.

"Abu'nun söylediği gibi çalınan malların ziynet eşyası olduğuna dair bir kanıt buldum... Olay yerinde yaptığım incelemenin sonucunda soygunu yapan kişilerin limanda çalıştıklarından emin oldum. Çalınan malların yakınına kadar girmek için öncelikle girişteki görevlileri, sonrasında ise güvenlik görevlilerini geçmeleri gerekiyor. Malın nerede tutulduğunu bilmeleri gerektiğinden bahsetmiyorum bile. Elbette dışarıdan yardım almış olabilirler fakat ana şüphelimiz çalınacak malların yerini ve güvenlikleri nasıl atlatabileceklerini iyi bilen birisi olmalı... Olay yerinde bulduğum bir diğer şey ise aceleyle kalkış yapmış bir arabanın bıraktığı lastik izleriydi. Buraya kadar her şeyi dikkatli bir şekilde planlayan kişilerin arkasında böyle bariz iki delili bırakacaklarını isteyerek bırakacaklarını düşünmüyorum. Benim tahminim şu şekilde; suçlular malları arabaya yüklerken birileri tarafından görüldüler ve hızlıca olay yerinden kaçmak zorunda kaldılar. Elbette bunun pek mantıklı olduğunu düşünmüyordum, hatta ilk başta ihtimal dahi vermiyordum fakat Abu'nun söylediklerini dinledikten sonra fikrim değişti. Belki de o gece hırsızları gören kişi, bugün 'hastalanmış' olan güvenlik olabilir... Kısacası herhangi bir şeyi öğrenmek istiyorsak Güvenliği canlı veya cansız fark etmeksizin bulmamız gerekiyor."


Konuşmama kısa bir ara verdikten sonra aklımdaki ikinci senaryoyu anlatıp anlatmama arasında kaldım. Birkaç saniyelik bir düşünme sürecinin ardından ise derin bir nefes alarak tekrardan konuşmaya başladım.

"Olayla ilgili ikinci tahminim ise kanıtların belirli kişiler tarafından yerleştirilmiş olması ve çalınan malların aslında çok daha farklı bir şey olması. Bu tezimi destekleyebilecek somut bir kanıtım yok fakat aklımdakileri anlatmak istiyorum... İlk olarak olay yerinde bulduğum kanıtlar birisinin bulması için oraya bırakılmış gibiydi. Abu'nun söylediği gibi oldukça iyi bir şekilde planlanmış olan bu soygunun ardından böyle amatörce kanıtlar bırakması açıkçası aklıma pekte yatmıyor. Kaptan'ın bize çalınan malların tam olarak ne olduğunu söylememesi ve Güvenlik Şefi'nin Abu'ya söyledikleri şüphelerimin artmasına neden oluyor... Kaptan'ın eşine gelen telefonun zamanlaması gerçekten de korkutucu. Bunun bizi limandan uzaklaştırmak için gerçekleştirilmiş bir hamle olabileceğini düşünüyorum."

Tekrardan kısa bir ara verdikten sonra konuşmaya başladım. Bu kadar uzun konuşmalar yapmayı pek seven birisi olmamama rağmen bir polis olarak görevimi yapmam gerekiyor.

"İlk tezimde söylediğim gibi o geceki güvenlik, soygunu yapan kişilerle alakası olan birisi olmayabilir. Şayet öyle ise dün yaptıkları soygun kalkışı geciktirmek için yapılmış bir hamle olabilir. Bugün, kendi adamları limanın kontrolünde iken, düne kıyasla çok daha büyük bir soygun yapmayı planlıyor olabilirler. Gelen telefon ile birlikte bizi limandan uzaklaştırmayı dahi başardılar... Güpegündüz böyle büyük bir soygun yapmaları saçmalık gibi gözüküyor, bunun farkındayım fakat bu ihtimali aklımızın bir köşesine kazırsak bir şey kaybedeceğimizi düşünmüyorum."
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Eksik Malzeme

#16
Sonradan adının Antilos olduğunu öğrendiğim adam kaptandan memnun olduğunu ve diğerlerininde benzer bir düşünceye sahip olduğunu ifade etti. Amirine hafif bir geçirmiş olsa bile söylediklerinden anladığım kadarıyla her şey olduğu gibi işliyordu. Adamın konuşmasından yada konuşurken yaptıklarından olağandışı yada şüpheli bir şeyde hissetmemiştim. Yani boşa kürek çekiyordum.

Adamla nazik bir şekilde ayrıldıktan sonra tuvaletlerden birinin yolunu tutup Gantaya aklımdakileri söylemiştim. Antilostan şüphelenmesem bile bir polis olarak en uç ihtimalleri bile değerlendirmek zorundaydım. Eğer Ganta sağda solda bir kan lekesi ve belkide bunun civarında kırık ahşap yada kıymık parçası bulursa soruşturma açısından bir şüpheli bulmuş olabilirdik. Tabi kendimi yenilemekte fayda var, bir gemide bir çalışanın kıymık yarası olması oldukça olağan bir şeydi. Benim bu konunun üstüne düşmemin tek sebebi Antilos ve üstlerinden memnun olmayan adam dışında diğerlerinin arasından ayrılan kimseyle konuşmamış olmamdı.

Ganta ile konuşmam bittikten sonra ortak kanaldan bir duyuru yapmış ve işimin başına dönmüştüm. Ne kadar kişiyle konuşursam konuşayım herhangi bir bilgi edinemiyordum. Gemidekilerin bu konu hakkında bir şey bilmedikleri fikri kafamda iyice yer edinmeye başlamıştı ki komiserden kaptanın odasına çağrıldığımıza dair bir bildiri almıştık.

Hemen zaman kaybetmeden kaptanın odasına gittiğimde diğer iki arkadaşımda oradaydı. Geminin içinde fazla dolanmış olduğumdan en geç gelen bendim. Kaptanın odasında kaptan olayla ilgili yeni bir ipucu paylaşmıştı. Eşi tehdit edilmişti ve tehdit edenlerin söylediğine göre mal çalma olayı politik veya şirketin rakiplerinin yapacağı türden bir eylemdi. Yinede herkes çok hızlı sonuca atlıyormuş gibi geliyordu ama bu fikirlerimi şimdilik kendime saklamayı daha uygun görüyordum.

Komiserin emri üzerine karakola geçmiştik. Karakoldayken bu soruşturma sırasında bana eşlik eden arkadaşlarım bulduklarını açıklamıştı. Onlar konuşurken ben biraz utanmıştım çünkü onların bir çok yeni bilgiye ulaşırken ben hiçbir şey bulamamıştım. Soruşturmada hiçbir katkım yoktu ve göründüğü kadarıyla olmayacaktıda. Yükselmek bir yana arkadaşlarıma yük olmak hiç hoş değildi.

Herkes konuşmasını bitirdiğinde bakışların bir an bende toplandığını hissettim. Ikına sıkıla geçen donuk bir kaç saniyenin ardından " Şe-şey ben pek bir şey bulamadım. Çok sayıda gemi çalışanı ile konuştuysamda herkes halinden memnundu. Diğerlerinin arasından sıyrılan sadece iki kişiye rastladım. İlki kaptanın oturduğu yerden para kazandığını iddia eden biriydi. Diğeri ise konuşurken biraz fazla heyecanlı olan biriydi ama herhangi şüpheli bir hareketi yoktu. Adıda Antilostu. Adamın elinde kıymık yarası vardı. Aklıma mal taşınırken yani hırsızlık sırasında olmuş olması gelsede sonuçta gemide çalışan bir işçinin elinde kıymık yarasının olmasıda gayet doğal bir şeydi. Bu ikisi dışında herhangi bir olağandışı şeye rastlamadım. Açıkçası bu ikisininde çok olağandışı olduğunu düşünmüyorum ama konuştuğum onca insan arasından bir tek onlar sıyrılıyordu. " dedikten sonra komiserin cevabını bekleyecektim.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Eksik Malzeme

#17
Toplantı Odası'na vardığınızda sıra sıra söz alarak neler öğrendiğinizi ve yorumlarınızı anlattınız. Komiser ile başpolis sizleri dinledikten sonra hepinize tek nefeste cevap vermeye koyuldu. "Limanın güvenliği eskiden çok daha sıkıydı fakat zamanla şirket sayısı, gemi sayısı, insan sayısı artınca güvenlikler yük altında ezilmesinler diye yaka kartı sistemi getirildi. Neden böyle düşündüğünü anlıyorum fakat aslen liman güvenliği zayıf değil. Bahsi geçen yaka kartları kişiye özel. Belirli bir matbaaya gidip kimliğini verdiğin takdirde sana özel bir yaka kartı basılıyor. Yani, senin yaka kartınla ben limana girmeye kalkarsam hemen anlaşılır. İnsan sayısı çok olduğundan ve zaman zaman işler aceleye geldiğinden yaka kartını unutanlar oluyor. Limanda işler sayısız çarkın aynı anda çalışması ile yürüdüğünden bir çark bile gecikse kaos ortamı oluşabilir. Bu yüzden, kartı olmayan kişi kimliğini girişteki güvenliklere veriyor. Bu güvenlikler limandaki şirket yetkililerini arıyorlar ve emin oluyorlar. Ancak öyle kartsız kişi giriş yapabiliyor. İsimleri o deftere yazılıyor her türlü. Evet, olay günü hasta olmaları ve görev başında olamamaları biraz şüphe uyandırıcı. Onlara ulaşması ve sorgulaması için birilerini ayarlayabiliriz. Başgüvenliğin şüpheli hareketleri beni de kuşkulandırdı. Yakın zamanda kendisini ziyaret etmem gerekecek. Zümrüt işlemli altın kolye. Himota ile Tihami arasındaki ticaret genellikle takılar üzerine olur. Bir polis memuru olarak asla emin olmaman gerektiği gerçeğini sana hatırlatmak istiyorum. Liman kadar önemli bir yerde bu kadar çok değerli malın çalınabilmiş olması suçluları gözünüzde büyütmenize sebep olabilir ama bugüne kadar ne suçların arkasından veletler çıktı bir bilseniz. Yine de varsayımların belli bir dayanağa sahip. Kaptanın işin içinde olduğunu sanmıyorum. Yıllar yılı aynı şirket için yol alıyor. Çalışanların da işin içinde olma olasılığı yok denilecek kadar az. Sonuçta Himota ile Tihami ilişkilerinden memnun olmayan bir grup suçu üstlendi. Hatta istediklerinin olması adına tehdit mesajı bile gönderdiler. Seçeneklerimiz daralmış durumda ki bu bizim için iyi. Limanda bir daha hırsızlık olacağını pek sanmıyorum. Olay hırsızlıktan ziyade ideoloji çatışmasına benziyor. Şimdilik istediklerini gerçekleştirdiler. Astlık üstlük ilişkilerinde zaman zaman şikayetler olur. Bu doğal bir durum fakat kıymık yarası ilgimi çekti. Çalışanlar genellikle tahta koliler ile ilgilendiklerinden elleri yara olmasın diye eldiven takmak zorundalar. Hatta işe başlamadan önce herkesin eldiven taktığından emin oluyorlar."

Komiserin konuşması sırasında not alan başpolis memuru bir an duraksıyor ve gözleri büyüyor. ardından hızla defterini kapatıp lafa giriyor. "Efendim, yüksek olasılıkla neler döndüğünü bulduğuma inanıyorum. İşlenen suçu üzerine alan grup Himota ve Tihami ilişkilerine karşı. Bu da demek oluyor ki amaçları tamamen ideolojik. Bir dahaki Himotaya gidecek gemi seferi ise bildiğim kadarıyla aylar sonra. Yani, bağlam içerisinde başka bir suç olmayacak. Gemi yolundaki güvenlikten şüpheleniyoruz fakat bence asıl şüpheliler girişteki görevliler. Daha en başta bu grup nasıl içeri girdi? Başkasının yaka kartını kullanamazlar ve görevliler haliyle suçlulara nasıl aşık atacaklarına dair eğitim almışlardır. Almadılarsa bile onlara boyun eğip içeri aldıktan sonra kesinlikle diğerlerini ve başgüvenlik memurunu aramaları gerekiyordu. Ya girişteki görevliler rüşvet aldıysa? Antilos denen elemanın kıymık yarası vardı. Bu ilk başta sıradan duruyor fakat sizin de dediğiniz gibi, eldiven takmak zorundalar ve bunun kontrolü de yapılıyor. Ya grup hırsızlık yaparken onları gören ve hatta onlara yardım eden Antilos ise? Ya başgüvenlik memuruna da rüşvet verildiyse? Bunlar bir yana geminin kalkış saatleri ve kimlerle anlaşmalı olduğunu sadece gemide çalışanlar biliyor. Antilos ile bu grubun birbirini tanıma olasılığı var." Komiser heyecanla aklındakileri döken başpolis memurunu dinledi ve son kararını verdi."İşleri bir tık daha ciddiye alma vaktimiz gelmiş. Girişteki güvenlikleri, Antilos denilen elemanı ve başgüvenliği karakola getirip sorgulayacağız. Sizler acemi polissiniz. sorguyu başpolis memurunuz ile ben yapacağız. Sizler ise izleyip not alacaksınız."

Toplantınızın bitimi akşama denk geliyor. Limandaki işçilerin mesai bitimine az kala limana varıyorsunuz. Komiser, öncelikle başgüvenliğin bulunduğu odaya giriyor ve başgüvenlikle kısa bir süre konuştuktan sonra kendisiyle birlikte yanınıza dönüyor. Antilos'un gemiden çıkıp sokağa doğru ilerlediğini fark ediyorsunuz ve ilerlerken komiserinizin başgüvenlikle birlikte olduğunu görüyor. Antilos, komiserinizi görmesiyle birlikte hızlanıyor ve koşmaya başlıyor. Eliyle ıslık çalıyor ve bulunduğunuz sokağa bağlı olan bir ara sokaktan siyah, eski görünümlü bir araba çıkıp Antilos'un yanına park ediyor. Antilos arabaya atlıyor ve hızlıca uzaklaşıyor. Bunun üstüne komiseriniz hızlanıyor ve arabaya binmenizi emrediyor. Başgüvenliği de yanınıza alıp arabayla peşlerinden gitmeye başlıyorsunuz. Hızlı bir yakalamacanın ardından araba sizi şaşırtıp bir anda frenliyor ve eski püskü görünümlü bir deponun önüne park ediyor. Siz de neredeyse kaza yapacakken bu kazadan son anda kurtuluyor ve aynı yere birkaç dakika sonrasında park etmeyi başarıyorsunuz. Arabadan hızla çıkıyorsunuz ve komiser ile başpolis memuru size cop ve kelepçe veriyor. Komiser size "Depoya girdiğimiz zaman gruplar halinde dağılacağız. kaç kişi olduklarını ve bize ne kadar sorun çıkaracaklarını bilmiyoruz. Dikkatli olun ve akıllı davranın." dedikten sonra başgüvenliği arabaya kitlerken ona da şunları söylüyor. "Eğer bize bir sorun çıkartırsan ömrünü hapishanede işkence çekerek geçirirsin! Depoya girdiğiniz gibi komiser sizi yönlendiriyor. Abu ve Bekwo bir grup halinde zemin katı arayacaklar. Dukne ve Andum üst kata çıkacaklar. Komiser ise tek başına ek binaya gidecek. Komiser hızla ek binaya geçerken sizler de dağılıyorsunuz. Abu ve Bekwo zemin katta ilerlerken uzakta birini görüyorsunuz. Yirmili yaşlarında fötr şapkalı ve yelekli bir erkek. Abu ve Bekwo'yu görünce kaçmaya başlıyor. peşinden gittiğinizde sağa, sola ve ileriye ayrılan bir koridor ayrımına geliyorsunuz. Dukne ve Andum üst katta çıktıkları gibi kapı kapanma sesleri duyuyorlar. Koridor boyunca her iki tarafta aralarında 3-4 metre mesefa olan kapılar görüyorlar.

Re: [Vaka] Eksik Malzeme

#18
Fikirlerimi açıkça belirtmemin pek de hoş karşılanmadığını hissediyorum... Komiser'in dediği gibi, genelde bu tarz suçları işleyen kişiler bizim gibi karmaşık düşünen insanlar olmuyor. Yine de her ihtimale karşı tedbirli olmanın ne gibi bir zararı olabilir? Birkaç polis görevlisini her ihtimale karşı limanda bırakmamız mantıklı olmaz mıydı? Söylediklerimin gerçekleşme ihtimalinin oldukça düşük olduğunun farkındayım, hatta kulağa saçma geldiğinin de farkındayım. Fakat tedbirli olmaktan hiçbir zaman zarar gelmez.

Komiser, suçu üstlenen grubun Himota ile Tihami arasındaki ilişkilerden hoşlanmadığını söylediğinde kafamda kocaman bir soru işareti belirdi. Tihami topraklarında yaşayan hiçbir vatandaşın iki ülke arasındaki ilişkilere zarar vermek isteyeceğini düşünmezdim. Garip...

Komiser'den hemen sonra konuşmaya başlayan Başpolis, bizim yaptığımız çıkarımları toparlayarak olayları çözdüğünü iddia etti. Eeh~~ Söyledikleri ile bizim söylediklerimizin arasında pek fark yoktu fakat bizim bilmediğimiz bazı şeyleri bildiğinden ötürü daha isabetli bir tahmin yapmayı başardı.

Başpolis heyecanlı bir şekilde konuşmasını yaptıktan sonra Komiser tekrardan lafa girdi. Bazı insanları karakola getireceğimizi ve sorgulayacağımızı söylediği anda istemeden de olsa iç çektim fakat bizim sorguda bulunmayacağımızı, sadece izleyeceğimizi söylediğinde rahatladım.

Toplantıyı bitirmemiz akşamı buldu. Açıkçası bu kadar uzun bir toplantı yapacağımızı düşünmüyordum çünkü elimizde yeteri kadar kanıt olmadığını düşünüyordum. Tabii Başpolis ve Komiser konuşmaya başladıktan sonra bu düşüncelerim ortadan kayboldu. Ana adamları sorgulayan kişiler bu ikisi olduğundan ötürü ellerinde bizim topladığımızdan çok daha fazla bilgi vardı.

Arabaya atlamamızla birlikte limana doğru yola koyulduk. Yola çıkmamızın üzerinden yaklaşık beş dakika geçmişti ki kendimi yola dalmış bir şekilde buldum. Limana varana kadar manzaranın tadını çıkardım.

Limana vardıktan sonra Komiser doğruca başgüvenliğin ofisine gitti. Kısa bir beklemenin ardından ise başgüvenlik ile beraber yanımıza geldi. Tam bu sırada Antilos'un gemiden çıktığını, bir sokağa doğru yürümekte olduğunu gördük. Adam bizi gördüğü anda adımlarının hızını arttırdı, oldukça sesli bir ıslık çaldı ve ıslığın sesiyle birlikte yanına gelen arabaya binerek uzaklaşmaya başladı.

Antilos'u takip etmek için hep beraber arabaya bindik ve oldukça aksiyonlu geçen kovalamacanın ardından bir deponun önünde durduk. Başpolis ve Komiser bize cop ve kelepçelerimizi verdikten sonra iki gruba ayrılarak içeriye girdik.

Abu ile beraber zemin katta ilerlerken genç bir adamla karşılaştık. Genç adam, bizi görür görmez kaçmaya başladı ve görüşümüzü kısa bir süre sonra kaybettik. Peşinden gittiğimizde ise ikiye ayrılan bir yola denk geldik. Oldukça kısık bir ses tonuyla Abu'ya dönerek "Büyük ihtimalle bizi ayırmaya çalışıyorlar. İki tarafta da birilerinin bizi bekliyor olması olası, ne yapalım?" dedim. Abu'nun vereceği cevaba göre hareket etmeyi planlıyorum.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Eksik Malzeme

#19
pazartesi gününe kadar yokum. konunun ilerlemesi açısından sağdan yardırdığımı varsayabilirsiniz. varsaymayadabilirsiniz.
Image


怨み
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Eksik Malzeme

#20
Bekwo: Akıllıca davranıp düşmanın olası niyetini göz önüne alıyor ve takım arkadaşından ayrılmamayı seçiyorsun. Kendin karar almak yerine de takım arkadaşınla beraber hareket etmek istiyorsun fakat takım arkadaşın kararsız bir şekilde dikiliyor.
Off Topic
Abu Aslad, varsaymıyorum.

Dukne Batwo Dudshes, ilk pasiflik uyarını almış bulunmaktasın.

Tur genel olarak ilerlemediği için önümüzdeki tura Bekwo Ganta yazmak zorunda değildir, şu anki turu geçerli sayılacaktır.
Locked

Return to “Hefiksel Limanı”

cron