"Biz hep savaştık. Dün savaştık. Bugün savaşıyoruz. Yarın da savaşacağız. Annemizin karnındayken de savaştık. Yeni yetme çocukken de savaştık. Gençliğimizin doruğunda savaştık. Olgunluğa ermiş yetişkinlerken savaştık. Yaşlılıktan iki büklüm kalmışken savaştık. Yakın tarihte savaştık; uzak tarihte savaştığımız gibi. Zevk için savaştık. Hayatta kalmak için savaştık. Toprak bütünlüğü için savaştık. Başka seçenek bulamadığımız için savaştık. Kuzeyde savaştık. Güneyde savaştık. Doğuda savaştık. Batıda savaştık. Dışarıda da savaştık, içeride de savaştık. Savaş da bizi seçti; biz de savaşı seçtik. Eğer kader diye bir kavram varsa, eğer bu kader denilen kavram gerçek ise, bizlerin kaderi her zaman savaşmak olacak. Eğer Tanrı varsa, eğer yaratan bir varlık varsa, bizi savaşmak için yarattı. Eğer dostlarımız varsa, eğer bize dayananlar varsa, savaştığımız için varlar. Ana vatanımız olan bu topraklarda yaşayabiliyorsak, savaştığımız için yaşayabiliyoruz. Savaşın! Kanınızın son damlasına kadar savaşın! Geberene kadar savaşın! Gözünüzü açtığınız andan kapattığınız ana kadar savaşın! Kanınız akmadan yaşayamazsınız! Yüreğiniz göğüsünüzden çıkacakmışçasına atmadan yaşayamazsınız! Şan ve zafer elde etmeden yaşayamazsınız! Eliniz silah tutmadan bir kişinin yaşamı ne kadar ağır anlayamazsınız! Savaşın, kim olduğunuzu unutmamak için savaşın!"