Himotalıları Tanımak Üzerine - Himotalı Olmanın Tanımı (Kuruluş Destanı'nın Bir Yorumu) - Eiduf Jolthad (P.S 35 - 40)

#1
Himotalılar, hepimizin bildiği üzere, gelenekleri ve görenekleri ile örf ve adetlerine sıkı sıkıya bağlı bir ulusturlar. Bu alandan asla ödün vermezler. Her ne kadar bulunduğumuz çağda Shugridizm inancını benimsiyor olsalar da, kendi söylenceleri varlıklarını sürdürmektedir. Günümüzde bile söylenceler çağından kalma davranışlar ve eylemler gerçekleştirilmektedir. Bunun nedeni ise söylencelerin ulusal kimlik sıfatında olmasıdır. Bu yüzdendir ki, herhangi bir shugridistin inanca ters bulacağı birçok etmen Himota topraklarında söz konusudur. Örneğin, kişi öldüğünde Himotalılar "Karanlık yuttu." veya "Karanlığa gömüldü." gibi söylence çağında inanılan ölüm tanrısı Kara Yılan'a göndermede bulunulan sözler söylerler. Savaşa gidileceği sırada savaş tanrısı Kızıl Baykuş'a göndermede bulunulur. Kendini dövüş sanatlarına ve erdem ilkesine adayanlara aydınlık tanrısı Mavi Ejderha'nın kutsaması verilir. Son olarak uzun yola çıkıldığında, kişisel veya ulusal gelişme arttığında Ak At benzetmesi yapılır. Bunlar ön bilgilendirme niteliğindedir. Asıl konuya okuyucu hazırlama amacı güdülmüştür. Asıl konumuz, ağırlıklı olarak sözel çağda ortaya çıkmış söylencelerin Kurucu tarafından bir bütüne çevrilmesi ve Himota söylence bilimi ile Himota devletinin doğuşu sonucu toplumun kendisine olan bakış açısıdır.

Kurucu'nun başarısı ile kurulan ilk ve tek Himota devleti beraberinde bugün bile sarsılmayan bir görüşü getirmiştir. Himota eğitim sistemi dikkatli bir şekilde incelenirse, ulusal tarihin devletin kuruluşu ile başladığı görülebilir. Devlet öncesi o kadar değerli ve köken niteliğinde bilgi varken, neden öğretilen tarih devletin nasıl kurulduğuyla başlıyor? Yanıt aslında çok basit. Kurucu, Himota devletini kurmadan önce Himotalılar boylara ayrılmış şekilde yaşıyorlardı ve her boyun kendi adı ile kendi toprağı vardı. Bundan da önce beraber yaşıyorlardı ve bambaşka bir inanca bağlıydılar. Himota ve Himotalı kavramları Kurucu tarafından devleti ve ulusu adlandırmak için bulunmuş sözcüklerdir. Bu yüzdendir ki, ulusal tarih devletin kuruluşu ile başlar. Ancak üniversitenin Himota Dili ve Tarihi bölümünde devlet öncesi öğretilir. Himotalılar özellikle Kurucu denilen kişiliğe derin bir bağlılık gösterirler. Hatta, bazı Himotalıların Kurucu'yu bir çeşit tanrıymışcasına andığı gözlemlenmiştir. Himotalılar Himotalı olmayı devlet, ulus ve toprak bütünlüğü ile ilişkilendirirler. Onlara göre Himota devleti olmadan, kültür benimsenmeden, var olan topraklar savunulmadan Himotalı olunamaz. Eli silah tutmayan, bedeni yara görmemiş olan, zırh giymemiş veya zırhı hasar görmemiş olan Himotalı sayılmaz. Bu savaşçı kültüne giriyor tabii fakat ne demek istediğimi anlamışsınızdır.

Sonuç olarak olay şundan ibarettir. Himotalılar kendini özlerine bağlı olmakla tanımlar. Bu yüzden, özlerini yaşatanlara büyük ilgi gösterdikleri gibi onları kendilerinden görürler. Azınlık konusu hakkında sıkıntı yaşamayı bırakın, azınlık konusunun bile hiç açılmaması bunun getirisidir. Himotalılar kucak açmaktan çekinmeyen kimselerdir fakat sizi uyarıyorum, en küçük yanlışınızda o kucakta can verebilirsiniz. Adli ve idari suçların cezası ağırdır fakat değer suçlarının cezası ölümdür.
Locked

Return to “Himota”

cron