Gedhilfe'nin kötü bir ülke olmadığını söyledi Livei. İnsanları iyi durumdaymış. Turistik değilmiş ama başkent güzelmiş. Halkı ise Djurattakinin tam tersiymiş. Biliyor musunuz? Sanırım Gedhilfe'yi tercih ederdim halk konusunda. En azından her gördüğüm adam ile karı kız muhabbetine girmek zorunda kalmazdım. Çıkılan görevlerin içeriğini bilmemek biraz abartıymış ama. O konuda sorun çıkardı. Tabi doğduğundan beri sorgulamadan itaat etmen istenmişse sorun etmeyebilirsin. Livei öyle birine benzemiyor bence. Nasıl dayanıyor acaba? Kralın kötü birisi olmadığını söyledi. Kralla konuşmaya izin var mıdır? Bizim cumhurbaşkanıyla konuşabilirsin çünkü seçilmek için halkın içine girmesi gerekiyor. Kralın böyle bir şeye ihtiyacı yok. Livei farklı düşüncelere yer verilmesi gerektiğini ve düşünce özgürlüğünü savununca gülümsedim. Gedhilfe'de bunu yapamazdı sanırım. Eylem yapıldığı için hapse atılmak ne kadar korkunç! Bizde bunun boku çıktığı için terör oluyorken... Livei herkesin eşit olmasını ve azınlıkların konuşma özgürlüğünden bahsedince gülümsemem iyice yüzüme yayıldı. "Tam bir DDP'li gibi konuştun." dedim. Tabi bizim siyasi partilerini anlayacağını düşünmüyordum ama gerçekten savunduğu düşünce Djuratı yöneten partinin fikirlerinin aynısıydı. Gedhilfe'nin başındaki kişi darbe yaparak gelmiş başa. Diğer aileyi katledip öldürmüş ve yerine geçmişler. Oha. Bu kadar karanlık bir geçmişi olduğunu bilmiyordum Gedhilfe'nin. "Evet, üzücü." dedim düşünceli bir şekilde. Diğer aileyi indirerek kendi haklarını mı savunmuşlar? Yoksa sadece güç için mi yapmışlar? Bunları araştırmadan bilemezdim ama monarşi içinde yaşayan birinin hislerini dinlemek beni etkilemişti. Livei bu konuşmasından sonra çok rahatsız olmuş gibi görünüyordu. Bu yüzden yolun geri kalanını sessiz bir şekilde gittik.
Biliyor musunuz? Bu sessizlik beni Livei'ye daha da çekti. Evet bir insanla konuşmak ve anlaşmak gerçekten önemliydi benim için ama rahatsız olmadan sessizce durmak.. Bu 10 kat önemliydi. Sessizce o yolu yürümek ve düşüncelere dalmak çok iyi gelmişti. Djuratın aslında o kadar kötü bir yer olmadığını anlamamı sağlamıştı bu konuşma. İnsanların ırkları yüzünden birbirine sataşması o kadar da kötü değildi. En azından bunu kendi özgür iradeleri ile yapıyorlardı. Şu anda Livei'ye sarılmak gibi bir istek oluşmuştu içimde. Yapmamak için zor tuttum kendimi.
Eve geldiğimi, apartmanımın altındaki "Ti’edoku Rutcha Elükelach" yazısından anlıyordum. Caddedeki tüm binaların alt tarafı böyle dükkandı. Dükkanın yanındaki apartman kapısından girecektim ki dönüp baktığımda Livei'nin içeri girip girmemek konusunda tereddüt ettiğini gördüm. Belki de birinin evine girmek Gedhilfe geleneklerinde kötü bir şeydir. Yine de ben gerçekten rahat değilim o yüzden vücudumu yıkarım diye düşünüyorum. Dışarıda beklerse kötü olur. Eve girmeli. Sanırım kötü bir şey yaparım diye düşünüyor. Bu yüzden elimden geldikçe ciddi bir şekilde iki elini tuttum Livei'nin. Sonra da aynı ciddiyetle, "Merak etme. Ben konserdeki adamlar gibi değilim. Sana zarar vermem." dedim. "Hadi" kafamla gelmesini işaret ettim ve cebimdeki anahtarları çıkarıp kapıları açmaya başladım. Önce giriş kapısı, sonra da 2. kattaki evimin kapısı. Işıkları yakıp girdim 2 oda 1 salonluk evime. Buradaki evler büyüktü ve lükstü ama ben tek başıma yaşadığım için fazla dolu kullanmıyordum evimi. 1 oda uyuduğum, 1 oda da çalışma odamdı. Salonla mutfak büyük ve birleşikti. Neyse ki ebeveyn banyom vardı da kızın önünde çıplak olarak sağa sola koşmak zorunda kalmayacaktım.
Anahtarlarımı girişte hep bıraktığım yere atıp ayakkabılarımı çıkardım. Livei'ye "Evinde gibi takıl." dedikten sonra ışıkları açtım. "Balkondan caddeyi izleyebilirsin." Evim baya lükstü ve bunun nedeni iyi bir polis olmam değil, ailemin varlıklı olmasıydı. Odama gittim ve soyunmaya başladım. Üstümü ve pantalonumu tekrar yıkamam gerekiyordu. Onları kirli sepetine attıktan sonra iyice soyunup saçımı ıslatmadan duş almaya karar verdim. Vücudumu sabunlarken sıcak su beni baya sakinleştirdi. Fakat sonra bir anda bir şeyi hatırladım! Dün gece salondaki masanın üstüne salak salak resimler yapmıştım! Karalama defterim hala orada mıydı acaba? Onu bırak daha kötüsü sakinleştiricilerim ve antidepresanlarımı çekmecelerine koymuş muydum? Oha eğer çekmeceye koymadıysam Livei'nin dengesiz bir ruh hastası olduğumu düşünmesi düşüncesi gerçekten rahatsız edici. Bu düşünceden sonra buz kesti vücudum. Sanki bir ruhmuşum duş aldım ve giyindim. Çekmeceye koymadığıma ve Livei'nin salonu gezerken onları gördüğüne adım gibi emindim artık. Gidip üstüme sivil kıyafetler giydim. Siyah bir pantalon üstüne lacivert, kısa kollu bir gömlek. Odadan çıktığımda Livei'nin bana bakışlarını görmek istemiyordum açıkçası. Tahmin ettiğim gibi defter masanın üstünde değildi ancak psikolojim için aldığım ilaçlar baya baya oradalardı. Kendime olan güvenim tekrar sıfırlanmıştı. Bu yüzden "Ben hazırım. Gidebiliriz." derken sesim aşırı mutsuz çıkmıştı.
Re: Molchut Serthad - Aya Benzer
#11Yan Çar/Podosḧi Øfinuafeme
Buraya kısa saçlı bok imzası gelecek
► Show Spoiler