Zindan
Posted: Fri Dec 25, 2020 12:51 am
Şu konunun devamı niteliğinde yazıyorum
Himota'dan tam şu an, şimdi siktir olup gitmek istiyorum. Öfkemi içimde tutamıyor olmam gayet de sarhoşluğun ilk aşamalarında olduğumu gösteriyordu. Gururum var mıydı benim ya? Yıllardır leş bir yıkık olarak yaşadıktan sonra Livei'ye olan aşkıma laf gelince nasıl kafayı yedim böyle? Ne demek Livei'yi sevme sebebim sadece onu sikmek istemem ulan? Bir yandan da deliriyorum. Kız da bunu düşünmüş olabilir mi yani? Evet onu tanıdıktan sonra sadece bir kaç saat sonra öpmüştüm. Sonra da yatağa... HASSKTİR YA! Ellerimi kapattım yüzüme ve sokakta yanımdan geçen Himota'lıların bana bakmasını umursamadım. Bir ülkeden daha önce hiç bu kadar nefret etmemiştim. Djurat'tan bile! Düşünebiliyor musunuz? Şu an bilmediğim siksok bir ülkede Livei'nin yavşayan bir orospu çocuğu olduğumu düşündüğüne emin bir şekilde kendi kendimi yiyorum. Bolcheb'e giden ilk otobüsle buradan ayrılmak istesem de biraz baş dönmesi yaşadığım için sokağın tekinde yıkıldım kaldım bir süre. Kafamı yaslandığım binaya dayayıp gökyüzüne baktım.
Konserde Livei ile tanıştığımda o kadar kendime dönüktüm ki onun güzelliğinin tadını çıkaramamıştım. Zaten hayatım boyunca insanları tanıdıkça daha çok yakınlaşmışımdır. İlk başta Livei, konserde sorun çıkaran bir kızdı sadece gözümde. Sonrasında ise kanım ısınmıştı. Çok arkadaşlık kuran biri değilimdir ancak Livei o kadar sıcakkanlıydı ki duvarlarımı delip geçebilmişti. Peki ya sonra? Sonra neden ona karşı böyle şeyler hissetmiştim? Ben biliyorum ya. ÖYLE İYİ BİLİYORUM Kİ!
Kafamı öne doğru eğdim ve sertçe duvara vurdum.
Tamamen ilgisi yüzünden. Bana karşı o kadar iyi... O kadar sevecen... O kadar ilgiliydi ki! Mal gibi aşık olmuştum işte. Tamamen benim psikolojik olarak zayıflığımdan kaynaklanan bir şeydi bu. Livei onu taciz ettiğimi, tecavüz etmeye kalktığımı düşünüyordur şu an çok eminim. Djurat'taki sapık polis memurundan bahsediyordur herkese. Yok hayır! Livei... Benim Livei'm öyle bir şey yapmaz. Ne kadar tanıyorum ki onu ama? Belki de hayalimde kurduğum Livei'ye aşığım. Beni sevecek, olduğum gibi kabul edecek, kollarında cenneti bulacağım...
Tekrar vurdum kafamı.
Sarıldığımız... Elleri vücudumda gezdiği... Dudaklarını öptüğüm... Tüm anılar beynimde tek tek canlanıyor içimdeki duygu şelalesini daha da coşturuyordu. Hayır. Daha önceki kız arkadaşımda böyle hissetmemiştim. Livei farklıydı. Livei'yi gerçekten seviyordum. Rodi'nin de amına koyayım! Elag'ın da amına koyayım! Himota ve Djurat'ın da!
Oturduğum yerden kalktım. Hala başım dönüyordu. Himotaca konuşan bir kaç insan gördüm yolda. Yönümü değiştirdim yanlarına gitmemek için. Otobüslerin nerede olduğunu birine sordum. Yol tarifini doğru düzgün aldıktan sonra sallana sallana ilerledim. Sonunda otobüslerin olduğu yere gelince ise zaten sik gibi olan günüm daha da rezilleşti. Artık yolda giderken ne kadar zaman kaybettiysem Djurat'a giden otobüslerin sonuncusu da kalkmıştı.
"Ha siktir lan oradan!" diye atarı koydum bana bu haberi veren Himota'lıya. Artık kanımdaki alkol iyice etkilediği için hiçbir şekilde kontrolüm yoktu duygularım üstünde. "Ne demek otobüs yok ya! Ülkeme dönmek istiyorum! Bu sidik kokulu leşhanede 1 dakika daha kalmak istemiyorum!"
"Beyefendi yok diyorum! Sabah 8'de en yakın sefer."
"Ya ne demek yooookk!" Ellerimi kafama götürüp saçlarımı çektim. "İstemiyorum ya! İstemiyorum! Burada kalmak istemiyorum!"
"Daha fazla uzatırsanız güvenliği çağıracağım."
"Çağırmazsan ananı sikeyim!"
5 dakika sonra yaka paça gardan dışarı çıkarılıyordum. "Bırakın lan beni!" nidası attım bu gece ikinci kere. Sonra da tepinip adamların elinden kurtuldum. Kurtulmam ile elime elementimi biriktirmem bir oldu. Elimi silah gibi yapıp "Geri çekilin!" diye bağırdım. "Geri çekilin sıkarım. Anam avradım olsun ki dağıtırım kafanızı!" Parmağım açık mavi bir şekilde parladığı için karşımdakiler de görebiliyordu kurşunu. Geri çekildiler dediğim gibi. Biri telsizle Himota polisinden yardım istedi. Umursamadım. Neden kurşun biriktirdiğimi bile bilmiyordum elimde. Bildiğim tek şey Himota'dan nefret ettiğim, siktirip gitmek istediğim, aşırı alkollü, mutsuz ve sinirli olduğumdu.
"Yanıma yaklaşırsanız mermi yağdırırım buraya zehirlenip ölsem bile sikimde değil!"
Himota'dan tam şu an, şimdi siktir olup gitmek istiyorum. Öfkemi içimde tutamıyor olmam gayet de sarhoşluğun ilk aşamalarında olduğumu gösteriyordu. Gururum var mıydı benim ya? Yıllardır leş bir yıkık olarak yaşadıktan sonra Livei'ye olan aşkıma laf gelince nasıl kafayı yedim böyle? Ne demek Livei'yi sevme sebebim sadece onu sikmek istemem ulan? Bir yandan da deliriyorum. Kız da bunu düşünmüş olabilir mi yani? Evet onu tanıdıktan sonra sadece bir kaç saat sonra öpmüştüm. Sonra da yatağa... HASSKTİR YA! Ellerimi kapattım yüzüme ve sokakta yanımdan geçen Himota'lıların bana bakmasını umursamadım. Bir ülkeden daha önce hiç bu kadar nefret etmemiştim. Djurat'tan bile! Düşünebiliyor musunuz? Şu an bilmediğim siksok bir ülkede Livei'nin yavşayan bir orospu çocuğu olduğumu düşündüğüne emin bir şekilde kendi kendimi yiyorum. Bolcheb'e giden ilk otobüsle buradan ayrılmak istesem de biraz baş dönmesi yaşadığım için sokağın tekinde yıkıldım kaldım bir süre. Kafamı yaslandığım binaya dayayıp gökyüzüne baktım.
Konserde Livei ile tanıştığımda o kadar kendime dönüktüm ki onun güzelliğinin tadını çıkaramamıştım. Zaten hayatım boyunca insanları tanıdıkça daha çok yakınlaşmışımdır. İlk başta Livei, konserde sorun çıkaran bir kızdı sadece gözümde. Sonrasında ise kanım ısınmıştı. Çok arkadaşlık kuran biri değilimdir ancak Livei o kadar sıcakkanlıydı ki duvarlarımı delip geçebilmişti. Peki ya sonra? Sonra neden ona karşı böyle şeyler hissetmiştim? Ben biliyorum ya. ÖYLE İYİ BİLİYORUM Kİ!
Kafamı öne doğru eğdim ve sertçe duvara vurdum.
Tamamen ilgisi yüzünden. Bana karşı o kadar iyi... O kadar sevecen... O kadar ilgiliydi ki! Mal gibi aşık olmuştum işte. Tamamen benim psikolojik olarak zayıflığımdan kaynaklanan bir şeydi bu. Livei onu taciz ettiğimi, tecavüz etmeye kalktığımı düşünüyordur şu an çok eminim. Djurat'taki sapık polis memurundan bahsediyordur herkese. Yok hayır! Livei... Benim Livei'm öyle bir şey yapmaz. Ne kadar tanıyorum ki onu ama? Belki de hayalimde kurduğum Livei'ye aşığım. Beni sevecek, olduğum gibi kabul edecek, kollarında cenneti bulacağım...
Tekrar vurdum kafamı.
Sarıldığımız... Elleri vücudumda gezdiği... Dudaklarını öptüğüm... Tüm anılar beynimde tek tek canlanıyor içimdeki duygu şelalesini daha da coşturuyordu. Hayır. Daha önceki kız arkadaşımda böyle hissetmemiştim. Livei farklıydı. Livei'yi gerçekten seviyordum. Rodi'nin de amına koyayım! Elag'ın da amına koyayım! Himota ve Djurat'ın da!
Oturduğum yerden kalktım. Hala başım dönüyordu. Himotaca konuşan bir kaç insan gördüm yolda. Yönümü değiştirdim yanlarına gitmemek için. Otobüslerin nerede olduğunu birine sordum. Yol tarifini doğru düzgün aldıktan sonra sallana sallana ilerledim. Sonunda otobüslerin olduğu yere gelince ise zaten sik gibi olan günüm daha da rezilleşti. Artık yolda giderken ne kadar zaman kaybettiysem Djurat'a giden otobüslerin sonuncusu da kalkmıştı.
"Ha siktir lan oradan!" diye atarı koydum bana bu haberi veren Himota'lıya. Artık kanımdaki alkol iyice etkilediği için hiçbir şekilde kontrolüm yoktu duygularım üstünde. "Ne demek otobüs yok ya! Ülkeme dönmek istiyorum! Bu sidik kokulu leşhanede 1 dakika daha kalmak istemiyorum!"
"Beyefendi yok diyorum! Sabah 8'de en yakın sefer."
"Ya ne demek yooookk!" Ellerimi kafama götürüp saçlarımı çektim. "İstemiyorum ya! İstemiyorum! Burada kalmak istemiyorum!"
"Daha fazla uzatırsanız güvenliği çağıracağım."
"Çağırmazsan ananı sikeyim!"
5 dakika sonra yaka paça gardan dışarı çıkarılıyordum. "Bırakın lan beni!" nidası attım bu gece ikinci kere. Sonra da tepinip adamların elinden kurtuldum. Kurtulmam ile elime elementimi biriktirmem bir oldu. Elimi silah gibi yapıp "Geri çekilin!" diye bağırdım. "Geri çekilin sıkarım. Anam avradım olsun ki dağıtırım kafanızı!" Parmağım açık mavi bir şekilde parladığı için karşımdakiler de görebiliyordu kurşunu. Geri çekildiler dediğim gibi. Biri telsizle Himota polisinden yardım istedi. Umursamadım. Neden kurşun biriktirdiğimi bile bilmiyordum elimde. Bildiğim tek şey Himota'dan nefret ettiğim, siktirip gitmek istediğim, aşırı alkollü, mutsuz ve sinirli olduğumdu.
"Yanıma yaklaşırsanız mermi yağdırırım buraya zehirlenip ölsem bile sikimde değil!"