[Ana Kurgu] Festivalin Ötesi

#1
1. Pakt Görüşmesi

Image


"P.S. 47 yılının ilk Pakt Görüşmesini başlatıyorum!"

Konsey toplantısı için tüm ülke liderleri Pakt Bölgesi'nde bir araya geliyor. Bu sefer sadece dört koltuk olan görüşmede Gedhilfe Kralı Deith Ozæf, Himota İmparatoru Pisan Higenadon, Dusha Kralı Toshohe Hafuru ve Kuzey Tihami Cumhurbaşkanı Stefaw Dudshes bulunuyor. Görüşmede ilk söz sahibi kişi Pisan Higenadon oluyor. İlk konu ise yeni gerçekleşen festival oluyor.

"Himota Ulusal Kutlamaları'nın kıtada ses getirmesi beni içtenlikle mutlu etti. Bu yıl kıtadaki birlik ve beraberliği amaçladık ve amacımıza ulaştığımıza inanıyorum. Son olaylardan sonra insanlarımızın kötülük ve kargaşa karşısında iyiliğin ve düzenin galip geleceğini hem akıl hem de yürek yoluyla kavraması gerekiyor bence. Bu yüzden, her ulusun kutlamalarının kıtaya açık olması kararımızı desteklediğimi tekrardan belirtmek istiyorum. Ancak bütün olarak yeryüzünde huzura erebiliriz. Elbette Pakt'tan şüphe edenler ve büyük resmi görmekte zorlananlar var. Bu doğal. Nifak tohumu ekmek kolaydır. Nifak tohumunun kök salması ise daha kolaydır fakat kökünden sökmesini iyi biliriz. Her ne kadar iyi haberlerle devam etmek istesem de, dillendirilmesi gereken bir olay söz konusu. Daha doğrusu, bir suç." Pisan'ın son sözüyle liderlerin surat ifadesi değişiyor. Kaşları kalkıyor ve akıllarındaki soru işareti yüzlerine yansıyor. Pisan, gölgesi masayı kaplayacak şekilde duruşunu dikleştiriyor. Masaya koyduğu ellerini ise yumruk yapıyor. Bakışları demir kadar sert, kılıç kadar keskin bir hal alıyor. Diğer liderler bunun hayra alamet olmadığını çok iyi biliyor. Pisan ne zaman bunu yapsa bütün kıtayı ilgilendiren bir sorun ortaya çıkıyor ya da daha kötüsü, Himota'yı ilgilendiren büyük çaplı bir sorun oluyor. Gür sesiyle kendini açıklamaya başlıyor İmparator. "Üzerine bu kadar titreyip misafirlerimizi el üstünde tuttuğumuz bu kutlama sırasında sizlerin polis memurlarınızdan birkaçının asla kabul edilemez bir suçta bulunduğunu imparatorluğumun varisi, geleceğin imparatoru, oğlum Ten Higenadon'dan duydum. Amaçları veya kim oldukları bilinmeyen bir grubun hapishanemden suçlularımı kaçırdığını öğrendim. Sizi ilgilendiren kısmı ise polislerinizin iki varis bu grubu durdurmaya çalışırken onları terk etmeleri ve yetmezmiş gibi bu suçlularla işbirliği yapmaları!" Pisan'ın sesi aniden gök gürültüsüne dönüyor. Liderler ise duyduklarına inanamıyor. "Varolma amaçları insanları kurtarmak, korumak ve adaleti sağlamak olan savaşçılarınız savaş alanını terk etme onursuzluğunu gösterdiği gibi, düşman ile işbirliğine girme şerefsizliğini de göstermiş! bu kişilerin kim olduğunu da öğrendim fakat hem acıdığımdan hem de kanunlardan dolayı burada dillendirmeyeceğim. Pakt görüşmesi bittikten sonra bu kişileri cezalandırmak için ayriyeten görüşeceğiz."

Pisan'ın sözleri bittiği anda Dusha kralı hışımla söz hakkı istiyor.

"Sayın Higenadon, öncelikle festival çok keyifliydi, bu konuda sizi tebrik ederim fakat yaptığınız açıklamayı kabul edilebilir bulmuyorum. Oğlunuz tarafından böyle bir bilgi verildiğini söylediniz, konumuz ise festival. Bu olay festival sırasında yaşandıysa tüm detaylarını burada konuşmamız şart. Ve her şeyden önce bilmemiz gereken şey şu, oğlunuzun bir kanıtı var mı?"

Deith Ozæf söz hakkı istiyor ve aldığı gibi konuşmaya başlıyor.

"Pisan'ın dediklerine açıkçası ben de şaşırdım. Thrao'nun da olaya dahil olduğunu söylüyor kendisi fakat oğlum bana bu olaydan bir kere bile bahsetmedi. Üstelik toplantımızdan önce kaç kere görüştük. Pisan, Ten'e ne kadar değer verdiğini anlıyorum ama belli başlı insanların cezalandırılmasına yol açacak bir ithamda bulunduğu için kanıtlarla ve tanıklarla gelmesi şart."

Tihami cumhurbaşkanı sakince söz hakkı istiyor ve düşüncelerini konseye aktarıyor.

"Şahsen bu konuda Dusha ve Gedhilfe liderlerini desteklemek zorundayım. Her ne kadar Himota'nın konu dürüstlüğe gelince etikten beslenen katı bir anlayışa sahip olduğunu bilsek de bu uluslararası bir krize sebep olabilir ve Pakt'ımızın birlik ve beraberliğe özellikle daha çok önem vermesi gereken bu dönemde zedelenmesine sebep olabilir."

Pisan, kendisini dizginlemeye çalışırcasına derin bir nefes alıp veriyor ve çakmak çakmak yanan gözleriyle konuyu daha da detaylandırıyor.

"Ben oğlumu kutlamaları gözetlemesi, gelen liderlerle tanışması ve yabancı polis memurları ile ilgilenmesi için atadım. Hatta oğlum Dusha Kralı Toshohe Hafuru ve Dushalılar ile birlikte aynı masada yemek yedi. Bu sırada Gedhilfe varisi Thrao ile bir araya geldiler ve beraber hareket etmeye başladılar. Topraklarımda neler olduğunu bilmeyeceğimi mi sanıyorsunuz? Bir imparator her şeyi görür ve duyar. Hiçbir olay veya durum imparatordan kaçınamaz! Suçun gerçekleştiği hapishanedeki görevli olan memurlarımın hepsi tanık. Hatta, olaydan hemen sonra Himota Polis Teşkilatı ile iletişime geçmişler. Kayıt bile tutulmuş! Elimde olaya dair evraklar mevcut! Kutlama sırasında misafirlerin gezmesi için ayarlanan araçlardan biri günlerce kayıptı ve kutlamalar bittikten sonrasına kadar bulunamadı. Hapishanenin önünde bu taşıtın lastik izleri var. Taşıtın bulunduğu yer ise hapishanenin daha da ilerisindeki patika dışı bir bölge. Bütün kutlama boyunca ortadan kaybolmuş yabancı polis memurları var ki bu polis memurları en son Gözlemevi ve hapishane görevlilerinin tanımlarına uyuyor." Pisan ellerini masaya vurup ayağa kalkıyor ve öfke kusuyor. "Hangi lider topraklarında gerçekleşen bir suça duyarsız kalabilir? Bilin ki adalet, hepimizden üstündür! Bizim sorumluluğumuz da adaleti yerine getirmektir! Burada oturup beni sorgulayacağınıza, hepimizin işlenen suçu ve suçluları sorgulamamız gerekiyor. Sakın ola yapmanız gerekenlerden kaçmayın. Aksi takdirde aynada bile yüzünüze bakamazsınız." Pisan'ın baskıcı ve otoriter gürleyişi son buluyor ve yerine oturup mızrak gibi yaslanıyor koltuğunda. Bakışlarında yoksayılamaz bir kuvvet var. Her an her şeyi yakıp yıkacak bir doğa olayı gibi.

Kendisine bahsi geçtiği için söz hakkı verilen Dusha kralı ayağa kalkıyor ve konuşmaya başlıyor.

"Yemek sırasında yanımda sadece Ten vardı. Yemeğin bitişine yakın yanımıza Thrao ve birkaç arkadaşı geldiler. Gözlemevini gezmeye gideceklerini söylediler, ben de izin verdim. Dushalı polis memurlarını da eğlenmeleri adına onlarla birlikte yolladım. Her biri sağ salim geri döndü ve hiçbirinden tek bir şikayet duymadım. Madem durum bu, o zaman bu olayın araştırılması üzerine bir oylama yapalım."

İmparator Pisan'ın ve görüşme yöneticisinin onayı ile "Himota Varisi Tarafından Yapılan İddia Araştırılmalı Mı?" başlıklı olay konsey tarafından oylanıyor. Gedhilfe, Dusha ve Tihami tarafından ret gelmesiyle olay rafa kaldırılıyor ve bir sonraki konuya geçiliyor. Başka bir olay çıkmadan Pakt Görüşmesi sonlanıyor. Bölgeyi terk etme vakti geldiğinde Himota imparatorunun diğer ülke liderleri dahil karşısına çıkan kimseyle konuşmaması kameralara yansıyor.
2. Varisler

Image


Aynı otel odasında Pakt Görüşmesini seyreden Ten ve Thrao görüşmenin sonlanmasıyla televizyonu kapatıyorlar ve elinde kumandayı bulunduran Ten kumandayı yere fırlatıyor. Thrao, Ten'in omzundan tutup "Abi, sakin ol." derken Ten Thrao'nun elini itiyor ve "Thrao... Şu an değil rica ediyorum." diyor. Thrao birkaç adım geri çekiliyor ve "Yaşananların eninde sonunda kıtaya yarayacağını sen de biliyorsun." diyor. Ten bir anda kafasını Thrao'ya çeviriyor ve ona doğru hızla yürüyüp "Mesele bu mu gerçekten anasını satayım? Bu mu benim başından beri karşı çıktığım şey? Evet Thrao, ben cahil kalalım isteyen maymunun tekiyim zaten, bak gözlerimi kulaklarımı ağzımı da kapatayım tam olsun." diyor. Thrao dostuna garipser bir yüz ifadesiyle sessizce bakıyor ve Ten konuşmaya devam ediyor. "Adalet her şeyden önce gelir. Ben sadece adalet istedim, sen ise adaletin sağlanması için en önemli güvencemdin. Ama artık bir önemi kalmadı Thrao, babanla konuşmadın, babam da herkesin önünde rezil oldu, bitti gitti. Geri dönüşü yok." Thrao bu sefer üzgün bir yüz ifadesi takınıyor ancak çok geçmeden bu yerini sinirli bir ifadeye bırakıyor ve "Anlaşılan öyle, evet." deyip hışımla kapıya doğru yürüyor, kapıyı çarparak odadan çıkıyor. Ten ise odada tek başına kalıyor.

Bu olaydan birkaç saat sonra haber ajansları Pakt Bölgesi'nde bulunan beş yıldızlı otelin kapısına dayanıyor. Otelin lobisinde bir grup görevlinin bir televizyonun etrafında toplanmış olduğunu görüyorlar. Görevlilerden biri muhabirlerin ısrarı sonucu röportaj vermeyi kabul ediyor. Televizyondan tüm kıtaya sesleniyor. "Bir üst katta bir odadan çok yüksek ses geldi, biz de kontrol etmeye gittik. Bir baktık ki televizyon yerde, keşke sadece yere düşmüş olsa. Baba televizyon blldiğin tam ortadan ikiye ayrılmış. Şok olduk, dedik lobiye getirelim de belki tamircileri çağırır bir şey yapabiliyor muyuz bakarız. Ama hiç sanmıyorum, hale bak. Çöpe gitti güzelim televizyon."

3. Himota

Image


Kutlama sonrası büyük çaplı bir temizlik ve olağan düzene geçiş çalışması esnasında hapishanede yaşanan malum olay dillerden düşmüyor. İmparator'un tavrı göz önüne alındığında, herkes bir karar beklemekte. Himota olağan yaşamına geri döndükten sonra Himota Polis Teşkilatı Başkanı Kobin Rontodi ve teşkilatın önde gelen rütbelileri bir basın açıklaması yapacaklarını duyuruyorlar. Hemen bir sonraki gün basın toplanıyor ve bu açıklama bütün ülke çapında yankı getiriyor. "Kutlu Himota İmparatorluğu'nun şanlı halkına duyurulur. İmparatorumuz Pisan'ın, Frum ve Ser ömrünü uzatsın, saygıya değer ve güvenilir konseyimizin, son olarak da bendeniz Teşkilat Başkanı Kobin Rontodi'nin vardığı karar ile az sonra adlarını sayacağım hapis süresince iyi halden ödün vermemiş ve kışkırtmalara karşın adalete tekrardan boyun eğmiş kişiler affedilerek cezalarına son verilmiştir. Dekorin Hetaromodan, Teni Dobiodan, Rosa Gitaodan, Tegin Hentanodan, Bapeke Kabaodan, Nandan Saminodan. Kendilerine ve ailelerine uğurlu olması dileğiyle!" Teşkilat Başkanı'nın bu açıklaması ülke çapında büyük bir ses getiriyor. Herkes kulaklarını yokluyor ve birbirlerine duyduklarını doğrulatıyor. Himota tarihinde ilk defa suçlulara af çıkmış bulunuyor. Gazetecilerin biri akıllara gelmeyecek bir soru yöneltiyor. "Efendim, suçlular arasında eminim ki önceden polis memuru olanlar vardır. Bu kişiler mesleklerine devam edebilecek mi?" Sorunun yanıtı ise devrim niteliğinde oluyor. "Bu konuya da İmparatorumuz ve konseyimizle tartıştık ve tekrardan teşkilata katılmak isteyenler için bir sınav hazırladık. Buna Düşmüşlerin Yükselişi adını verdik. Yani, evet, eğer sınavı geçerlerse mesleklerine devam edebilecekler." Himota kendi içinde adeta yeni bir döneme girerken bir umut yeşeriyor onurunu ve şerefini geri almak isteyenler için.
4. İkinci Kıta

Image


Max günün sonunda bulunduğu kıtada kurdukları yerleşim merkezine dönüyor ve yol arkadaşlarıyla bir araya geliyor. İçlerinden biri Max'e durum raporu veriyor. "Ana kıtaya yollanan Observer sayısının yaptığın yolculuk sırasında üç katına çıkarıldığını tespit ettik. Kullandığın iz silici ile yanındaki insanların kimliklerini başarıyla gizleyebilmiş olsan da yanınızdan son anda ayrılan kişi uçağa bindikten sonra en son bulunduğun konumda göründüğü için tehlikede olabilir. Kendisine haber vermeli miyiz?" Max arkadaşına doğru ilerliyor ve elindeki analiz kağıdını alıp "Şimdilik dokunmasak daha iyi, kendisi bana güvenmiyor, güvenini daha da zedelemem iyi olmaz. Takip etmeye devam edelim ki Dünya'nın herhangi bir müdahalesi olursa kendisini koruyabilelim." diyor. Hemen ardından analiz kağıdını inceliyor ve haritada bulundukları noktaları gözlerken arkalarında bulunan alan dışı bir noktaya işaret edip "Şu kim peki? Tüm rota boyunca bizi takip etmiş." diye soruyor. Analizi yapan arkadaşı ise "Kim olduğunu bilmiyoruz, veritabanında ismi yazmıyor. Ama merak etme, o olmadığı kesin." diye cevap veriyor. Max içi rahatlamış bir yüz ifadesiyle arkadaşına gülümsüyor ve tüm ekibine dönüp "Tamam, şimdi beni dinleyin." diyerek söze başlıyor. "Dünya bu saatten sonra bizimle uğraşmaya çok daha yoğun bir şekilde devam edecek. Bulunduğumuz kıtaya saldırmaya bile başlayabilirler. Elimizde büyük bir koz var ama bunu henüz kullanamayız. Üçüncü kıtaya olanların başımıza gelmesini istemeyiz. O yüzden ana kıtadaki dostlarımıza güvenmemiz gerek. Onlarla işbirliği yapmalı ve Dünya'yı püskürtmeliyiz. Bulunduğumuz kıtadaki güçleri de ana kıtadaki müttefiklerimize hızlıca anlatmaya koyulmamız gerek. Durmak yok, yola devam!" Herkes Max'i alkışlıyor ve işlerine devam ediyorlar.

İşler Ingenium için artık umutsuz görünmüyor.
Locked

Return to “Kurgu”

cron