İsim: Abu Aslad
Yaş: 25
Cinsiyet: Kadın
Ülke: Tihami Cumhuriyeti
Element: Kalsiyum
Rütbe: Polis Memuru
Uzmanlık:
Boy:174
Kilo:61
Saç ve Göz Rengi: Siyah / Mavi
Genel Görünüm: Abu, rahat ancak şık giyinir. Açık renkte bir gömleğin altına bileklerine kadar uzanan sıkmayan ama dar kesim bir pantolon onun altına da rahat spor ayakkabılar giymiş bir şekilde görülebilir sivil ortamlarda. Şıklık ve rahatlığı bir araya getiren klasik ama eskimeyen kıyafetleri tercih eder. Eğer hava soğuksa gömleğinin üstüne pantolonunun renginde bir ceket geçirir. Sıcak havalarda ise gömleğin kolları dirseklere kadar özenle kıvrılır ve gömleğin bir düğmesi açılır. Üniforması ise her zaman jilet gibidir, ütülü temiz, yeni gibi. Beyaz, bej ve lacivert en sevdiği renklerdendir. Mecbur olmadıkça alyansını çıkarmaz. Yemek yaparken kullandığı bir sürü renkte farklı farklı çiçek desenleriyle bezeli 8 tane önlüğü bulunur. Fit bir vücudu vardır, hamilelikten sonra vücudunu çabucak toparlamayı başarmıştır. Saçları her zaman 'kısa katlı bob' diye adlandırılan stilde kesilir. En çok öne çıkan özelliği masmavi gözleridir. Göz makyajı her zaman gözlerinin rengini öne çıkaracak şekilde yapılır. Kırmızı ruj dudaklarına doğal renk verecek şekilde sürülür, aşırıya asla kaçılmaz çoğunlukla ruj olduğu anlaşılmaz bile. Dik durur dik yürür ve yüzüne bir gülümseme hakimdir. Hayattan keyif aldığı yaptığı her işte bellidir, yürürken, konuşurken mutluluk saçar adeta.
Kişilik: İyi polis tanımının abartısız vücut bulmuş halidir kendileri. Her zaman neşeli, her zaman her durumda gülebilen, etrafındakileri de güldürmeyi seven, mutsuzluktan pek hoşlanmayan, o yüzden herhangi bir can sıkıcı durumda hemen çözüm odaklı olabilen biridir Abu. Sevgi dolu bir ailede büyüdüğü ve tek çocuk olduğu için anne ve babasından sağlıklı oranda sevgi ve ilgi görmüş, bunun eksikliğini hiç bir zaman hissetmemiş etrafındakilere de hissettirmemiştir. Her canlıyı din dil ırk ayırtmaksızın sevebilir, sempati duyabilir. Suçlulara bile pozitif şekilde yaklaşmış, şiddete her zaman başka yol kalmayınca başvurmuştur. Hayvanları ve yemek yapmayı çok sever. Sıcakkanlıdır, insanlarla sosyalleşmeyi sever. Geniş bir arkadaş çevresi vardır ve her arkadaşlığına aynı özeni göstermeye çalışır. İşine gerektiği gayreti gösterir ama bir işkolik olarak asla tanımlanamaz. İnsanları kırmaktan hiç hoşlanmaz. Kalp kıracağına sessiz kalmayı tercih eder, tabi bu durum her insan için geçerli değildir. Bazen damarına basıldığına o anlık cadılaşma potansiyeli bulunur. Genel olarak sakin bir havası olduğu söylenebilir, etliye sütlüye, başkalarının işine pek karışmaz. Polislik baba mesleği olduğundan gençliğinden beri meslekle haşırneşirdir, bu yüzden ötürü polis olmadan çok önce bile kafası bir polis gibi çalışmaya başlamış denebilir. Öyleki yemek tarifi okurken bile neden o baharatı kattığını o baharatı katarken neden o baharatın şu bölgeden değilde öbür bölgeden geldiğini sorgular. Ama bu paranoyaktır anlamına gelmez sadece detaylara biraz özen gösterir, irdelemeyi sever. Açgözlü insanlardan pek haz etmez. Teşkilata sadece iyi maaş için giren insanları bu yüzden pek sevmez. Ama kimseyi kişilik özellikleri yada tercihleri yüzünden ayıplayacak bir insan değildir. Eğer şunu yapıyorsanız Abu sizden nefret eder diye kesin çizgileri asla yoktur. Zira her birey özeldir, farklıdır, kendi seçimlerini yapar ve bu seçimlere insanların saygı duyması gerektiğini kabul eder. Tabi o seçimlerle gelen sorumlulukları da göğüslemeleri gerektiğini. Kendisi hep bu şekilde yaşamıştır çünkü. Etrafındakilere danışmış, öğütler almış olsada, bir şeye karar verirse her zaman kendi seçtiği yoldan gider ve sonuçlarıyla da kendisi yüzleşir. Hataları yüzünden kimsenin zan altında kalmasını istemez çünkü. Hayatta en çok kızına ve kocasına zarar gelmesinden korkar. Her şeyi kaldırabilir ama o ikisine bir şey olması durumunda nasıl toparlanabilir, nasıl devam edebilir en ufak fikri yoktur. Her zaman etrafındakileri desteklemeye, onları bir sonraki seviyeye taşımaya çalışır. Şanda şöhrette gözü yoktur, hırslarından arınmıştır. Çünkü zaten hayat ona mükemmel bir aile, mükemmel bir eş ve mükemmel bir çocuk vermiştir. Daha fazlasına ne gerek ?
İlgi / Hobi: Yemek yapmaya bayılır, farklı farklı tarifler denemeyi ve bu sırada mutfağı batırmaya bayılır. Arkadaşlarıyla bir yerlerde buluşup yemek eşliğinde dedikodu, çifte randevu gibi klasik aktivitelerden hoşlanır. Sosyal bir kadındır. Nunto ile ev için alışveriş yapmak ise içini huzurla doldurur. Nuwam ile evde tek başınayken ise onu bir uçak gibi uçurmak gizli bir zevkidir.
Özgeçmiş: Abu, Yata doğumlu memur bir ailenin çocuğudur. Babası eski bir polistir ve Abu'nun teşkilata girmesindeki sebebidir. Annesi ise Abu doğana kadar hemşirelik yapmış ancak kızları 3 yaşındayken kızlarının bakıcıda büyümesini istememiş ve erken emekli olmuştur. Babasının polis maaşı onların rahat bir hayat sürmesine fazlasıyla yetmiş, çokta gözleri olmamıştır. Abu el bebek gül bebek büyümüş, mutlu ve sıradan bir çocukluk geçirmiştir. Mahallede koşmuş, oyunlar oynamış, okula gitmiş, annesiyle erken yatma kavgası yapmış, ödevlerini bazen yapıp bazen evde unutmuş, sokakta koşarken düşüp dizini acıtmış ama günün sonunda yatağa hep mutlu giren bir çocuk olmuştur. Biraz büyüyünce yavaş yavaş kızlarla takılmaya başlamış, erkeklerden, pembe dizilerden bahsetmeye başlamış, arkadaşlarına ideal erkeğini anlatıp durmuş, normal bir genç kız olarak büyümüştür. Hayatında, hiç bir zaman beklenmeyen yada bir anda tüm düzeni tepe taklak eden bir olay yaşanmamıştır. Zamanı gelince element güçleri ortaya çıkmış, babasıyla talimler yapmış liseye gitmiş, sevmiş sevdalanmış aldatılmış sonra tekrar sevmiş böyle böyle büyümüştür. Hayattan her zaman keyif almasını bilmiş gülmeyi unutmamıştır. Babasıyla talim yaptıkça babasına özenmiş ve polis olma fikri gün be gün aklına yatmaya başlamıştır. Bu sıralarda da şimdiki eşi Nunto ile tanışmıştır. Polislik sınavlarına hazırlanırken babası ve Nunto arasında gidip gelmiş, ara sıra talim yapacağı yerde Nunto ile küçük kaçamaklar yapmış derslerini asmıştır. Okulu kazanana kadar Nunto'yla ilişkisini ailesine açmamış okulu kazandığında ise ilk iş olarak Nunto'yu ebeveynleriyle tanıştırmıştır. Çocuk evden gittiğinde babasının küçük bir çocuk gibi ağladığını hatırlayıp hatırlayıp güler bugün bile. Akademiden zorlanmadan mezun olmuş ve babasının karakolunda çalışmaya başlamış ancak babası bir kaç yıl içinde dinlenmek için emekli olmuştur. Babasının emekliliğini kutladıkları bir partide Nunto Abu'ya evlenme teklif etmiş ve nişanlanmışlardır. Nişanlılık çok uzun sürmemiş 2-3 ay sonrasında küçük bir düğünle evlenmişlerdir. Tıpkı kendi ailesi gibi oda memur bir aile kurmuştur. Ailelerinin desteğiyle Yata'nın güzel bir muhitinde 2+1 daire alıp orayı sımsıcak bir yuvaya dönüştürmüşler ve hayatlarına başlamışlardır. Abu bu sırada büyük bir eksiği olduğunu fark etmiş ve hemen yemek yapmayı öğrenmeye başlamıştır. Zira yeni evlerinde bir kaç hafta boyunca ya yanık, ya pişmemiş yada kıvamsız yemekler pişmiştir. Abu yemek yapmayı öğrenene kadar annesi günde bir iki kere gelmiş, ya evden yemek getirmiş yada bir şeyler hazırlayıp gitmiştir kadıncağız. Kızımız yemek yapmayı öğrendikçe sevmiş sevdikçe de daha gayretle öğrenmeye başlamıştır. Karakolda ise genel olarak sevilen bir tip olmuş pek bir problem yaşamamıştır. Babasının polis olması nedeniyle zaten karakol tarafından az çok tanınan biri olduğundan pek yabancılık çekmemiştir. Sadece bir polis memuru, zamanında Abu'ya biraz yakınlık göstermiş ve bir akşam yemeğine davet etmiştir ancak Abu'nun evli olduğunu öğrenince şaşırmış, sonrada durum tatlıya bağlanmıştır. Şu ana kadar oldukça klasik bir kariyeri olmuştur. Kendinden bekleneni yapmış, ne fazlasını nede azını sunmuştur. Gözü çok yükseklerde değildir evine iyi bir para götürmek onu tatmin etmektedir fazlasıyla.
Hayat böyle böyle, monoton, stabil ve huzurlu huzurlu devam ederken 14 ay önce stresi iliklerine kadar hissetmesine sebep olan bir olayla baş başa kalmıştı Abu. Suratından ilk defa gülümsemesinin silindiği, hiç bir şeye odaklanamadığı bir kaç hafta. Durgunluk, stres, şaşkınlık ve kararsızlık. Hamile olduğunu öğrendiğinde onu bunlar karşılamıştı. Çocuk yapmayı, anne olmayı elbette istiyordu, vakti gelince. Lakin şu an pekte uygun bir vakit değildi. Kendisini bir anne olarak görmüyordu henüz. Hala olgunlaşamadığı çocuksu kalan yanları olduğunu biliyordu. Üstüne üstlük evleneli bir yılı az biraz geçmişti, tadını çıkarıyordu daha evliliğin. Her açıdan kendisini bu çocuğun gelişine hazır hissetmiyordu. Konuyu Nunto'ya açtı. Üç aşağı beş yukarı aynı şekilde düşünüyorlardı. Bir izin gecesi sadece bu konu hakkında istişare yaparak geçmişti ve aldırmak konusunda ikiside hemfikir olmuştu. Doktorlarla konuşuldu bir hafta sonrasına tarih alındı. Hamilelik herkesten gizlendi, kimseyi boş yere sevindirmek istemediler. Gün geçtikçe Abu daha fazla stres oluyordu. Ayrıca her gece kabuslar görüyor ter içinde yataktan kalkıyordu. Rüyalarında bir bebek tutuyordu kucağında. Ağlayan bu bebek sonra bir anda susuyor, yavrucağın yüzü bembeyaz kesiliyordu. Ellerinde bir ıslaklık hissediyor ve bebeği ellerinden düşürüyordu. Bebek elinden düşerken o tüm kollarını kaplamış kana bakakalıyor ne yapacağını bilemiyordu. Rüyalarında kendi bebeğini öldürdüğünü görüyordu her gece. Daha fazla dayanamadı. Gecenin üçünde balkonda otururken bir başına Nunto yanına geldi. Tekrar oturup konuştular. Tekrar istişare ettiler. Gün ağarmaya başladığında Abu eşinin kollarında uyuyakalmıştı. Lakin bu sefer kabus görmemişti. Bu sefer elleri kana bulanmamıştı. O sabah Nunto doktoru aradı ve randevuyu iptal ettirdi.
Sonrası çok beklendikti. Aileler ve arkadaşlar arandı, müjdeli haber verildi. Anne babalar sevinç gözyaşlarına boğuldu. Abu ve Nunto bebek odası için hazırlıklara başladılar, boş zamanlarında bebekler hakkında öğrenebilecekleri her şeyi öğrenmeye çalıştılar. Abu yediğine içtiğine dikkat etmeye başladı. Bakıcı adayları araştırılmaya başlandı. Karnı iyice şişince Abu doğum izinine ayrıldı ve tüm bu işlerle daha yakından ilgilenmeye başladı. İsim hakkında fikirler atıldı, elendi. Her geçen gün heyecanı artıyordu. Nunto karısını rahat ettirmek için elinden geleni ardına koymuyor, Abu'ya herkes kraliçe muamelesi yapıyordu adeta. Büyük gün geldi çattı, kasılmalar başlar başlamaz hastahanenin yolunu tutuyorlardı zaten son bir haftadır. Lakin bu sefer doğum başlamıştı. Abu için hayatının en zor 12 saatiydi bu. Bitmek bilmeyen ve gittikçe şiddetlenen sancılar, bebeğin sağlıklı olup olmadığı sorunsalı, bilinmezlik hepsi bir taraftan sıkıştırıyordu. Stres acı her şey birbirine karışmıştı. Nunto'nun bileklerini sıkmaktan morartmıştı. Ara sıra bilinçsizce elementinin gücünü salıyordu ve çocuğun bileğini kopartacak kadar sert sıkabiliyordu. Lakin tüm bu acı, tüm bu bekleyiş bir anda sona ermişti. Yavrusunu ilk kez gördüğünde, ilk kez ağlayışını duyduğunda ve ilk kez kucağına aldığında hayatında bir kere daha bu kadar mutlu hissedebileceğini düşünmüyordu. İçi tamamen huzurla kaplanmıştı. Tüm bu yolculuk musmutlu bir şekilde sona ermişti. Nefes nefese kalmış bir şekilde çocuğunun ismini fısıldadı. "Nuwam."
Abu altı ay kadar doğum izninde kaldı. Bu sırada Nuwam'a güvenilir bir bakıcı buldu, evi tamamen bebek için uygun hale getirdi. İş başı yapmadan tekrar eski gücüne kavuşmak için babasıyla birlikte spor yaptı. Körelmiş reflekslerini tekrar keskinleştirdi. Kalan zamanını bebeğiyle geçirmeye gayret etti. Sabahın köründe zır zır ağlayan bebeği yüzünden defalarca uykusuz kaldı. Lakin eninde sonunda iş başı yapacağı gün geldi. Üniformasını her zamankinden daha özenle ütüledi, en güzel parfümünü sıktı. Saçlarını güzelce taradı. Aylar sonra, bir hamilelik geçirip o kadar kilo aldıktan sonra tekrar aynı pantolona sorunsuzca girebilmek onu çok mutlu etmişti.
Karakter Görünümü: FlyingPigs isimli bir artistin konsept karakter dizaynı.
Statlar:
Kuvvet: 5
Kıvraklık: 2
Kavrama: 3
Yaş: 25
Cinsiyet: Kadın
Ülke: Tihami Cumhuriyeti
Element: Kalsiyum
Rütbe: Polis Memuru
Uzmanlık:
Boy:174
Kilo:61
Saç ve Göz Rengi: Siyah / Mavi
Genel Görünüm: Abu, rahat ancak şık giyinir. Açık renkte bir gömleğin altına bileklerine kadar uzanan sıkmayan ama dar kesim bir pantolon onun altına da rahat spor ayakkabılar giymiş bir şekilde görülebilir sivil ortamlarda. Şıklık ve rahatlığı bir araya getiren klasik ama eskimeyen kıyafetleri tercih eder. Eğer hava soğuksa gömleğinin üstüne pantolonunun renginde bir ceket geçirir. Sıcak havalarda ise gömleğin kolları dirseklere kadar özenle kıvrılır ve gömleğin bir düğmesi açılır. Üniforması ise her zaman jilet gibidir, ütülü temiz, yeni gibi. Beyaz, bej ve lacivert en sevdiği renklerdendir. Mecbur olmadıkça alyansını çıkarmaz. Yemek yaparken kullandığı bir sürü renkte farklı farklı çiçek desenleriyle bezeli 8 tane önlüğü bulunur. Fit bir vücudu vardır, hamilelikten sonra vücudunu çabucak toparlamayı başarmıştır. Saçları her zaman 'kısa katlı bob' diye adlandırılan stilde kesilir. En çok öne çıkan özelliği masmavi gözleridir. Göz makyajı her zaman gözlerinin rengini öne çıkaracak şekilde yapılır. Kırmızı ruj dudaklarına doğal renk verecek şekilde sürülür, aşırıya asla kaçılmaz çoğunlukla ruj olduğu anlaşılmaz bile. Dik durur dik yürür ve yüzüne bir gülümseme hakimdir. Hayattan keyif aldığı yaptığı her işte bellidir, yürürken, konuşurken mutluluk saçar adeta.
Kişilik: İyi polis tanımının abartısız vücut bulmuş halidir kendileri. Her zaman neşeli, her zaman her durumda gülebilen, etrafındakileri de güldürmeyi seven, mutsuzluktan pek hoşlanmayan, o yüzden herhangi bir can sıkıcı durumda hemen çözüm odaklı olabilen biridir Abu. Sevgi dolu bir ailede büyüdüğü ve tek çocuk olduğu için anne ve babasından sağlıklı oranda sevgi ve ilgi görmüş, bunun eksikliğini hiç bir zaman hissetmemiş etrafındakilere de hissettirmemiştir. Her canlıyı din dil ırk ayırtmaksızın sevebilir, sempati duyabilir. Suçlulara bile pozitif şekilde yaklaşmış, şiddete her zaman başka yol kalmayınca başvurmuştur. Hayvanları ve yemek yapmayı çok sever. Sıcakkanlıdır, insanlarla sosyalleşmeyi sever. Geniş bir arkadaş çevresi vardır ve her arkadaşlığına aynı özeni göstermeye çalışır. İşine gerektiği gayreti gösterir ama bir işkolik olarak asla tanımlanamaz. İnsanları kırmaktan hiç hoşlanmaz. Kalp kıracağına sessiz kalmayı tercih eder, tabi bu durum her insan için geçerli değildir. Bazen damarına basıldığına o anlık cadılaşma potansiyeli bulunur. Genel olarak sakin bir havası olduğu söylenebilir, etliye sütlüye, başkalarının işine pek karışmaz. Polislik baba mesleği olduğundan gençliğinden beri meslekle haşırneşirdir, bu yüzden ötürü polis olmadan çok önce bile kafası bir polis gibi çalışmaya başlamış denebilir. Öyleki yemek tarifi okurken bile neden o baharatı kattığını o baharatı katarken neden o baharatın şu bölgeden değilde öbür bölgeden geldiğini sorgular. Ama bu paranoyaktır anlamına gelmez sadece detaylara biraz özen gösterir, irdelemeyi sever. Açgözlü insanlardan pek haz etmez. Teşkilata sadece iyi maaş için giren insanları bu yüzden pek sevmez. Ama kimseyi kişilik özellikleri yada tercihleri yüzünden ayıplayacak bir insan değildir. Eğer şunu yapıyorsanız Abu sizden nefret eder diye kesin çizgileri asla yoktur. Zira her birey özeldir, farklıdır, kendi seçimlerini yapar ve bu seçimlere insanların saygı duyması gerektiğini kabul eder. Tabi o seçimlerle gelen sorumlulukları da göğüslemeleri gerektiğini. Kendisi hep bu şekilde yaşamıştır çünkü. Etrafındakilere danışmış, öğütler almış olsada, bir şeye karar verirse her zaman kendi seçtiği yoldan gider ve sonuçlarıyla da kendisi yüzleşir. Hataları yüzünden kimsenin zan altında kalmasını istemez çünkü. Hayatta en çok kızına ve kocasına zarar gelmesinden korkar. Her şeyi kaldırabilir ama o ikisine bir şey olması durumunda nasıl toparlanabilir, nasıl devam edebilir en ufak fikri yoktur. Her zaman etrafındakileri desteklemeye, onları bir sonraki seviyeye taşımaya çalışır. Şanda şöhrette gözü yoktur, hırslarından arınmıştır. Çünkü zaten hayat ona mükemmel bir aile, mükemmel bir eş ve mükemmel bir çocuk vermiştir. Daha fazlasına ne gerek ?
İlgi / Hobi: Yemek yapmaya bayılır, farklı farklı tarifler denemeyi ve bu sırada mutfağı batırmaya bayılır. Arkadaşlarıyla bir yerlerde buluşup yemek eşliğinde dedikodu, çifte randevu gibi klasik aktivitelerden hoşlanır. Sosyal bir kadındır. Nunto ile ev için alışveriş yapmak ise içini huzurla doldurur. Nuwam ile evde tek başınayken ise onu bir uçak gibi uçurmak gizli bir zevkidir.
Özgeçmiş: Abu, Yata doğumlu memur bir ailenin çocuğudur. Babası eski bir polistir ve Abu'nun teşkilata girmesindeki sebebidir. Annesi ise Abu doğana kadar hemşirelik yapmış ancak kızları 3 yaşındayken kızlarının bakıcıda büyümesini istememiş ve erken emekli olmuştur. Babasının polis maaşı onların rahat bir hayat sürmesine fazlasıyla yetmiş, çokta gözleri olmamıştır. Abu el bebek gül bebek büyümüş, mutlu ve sıradan bir çocukluk geçirmiştir. Mahallede koşmuş, oyunlar oynamış, okula gitmiş, annesiyle erken yatma kavgası yapmış, ödevlerini bazen yapıp bazen evde unutmuş, sokakta koşarken düşüp dizini acıtmış ama günün sonunda yatağa hep mutlu giren bir çocuk olmuştur. Biraz büyüyünce yavaş yavaş kızlarla takılmaya başlamış, erkeklerden, pembe dizilerden bahsetmeye başlamış, arkadaşlarına ideal erkeğini anlatıp durmuş, normal bir genç kız olarak büyümüştür. Hayatında, hiç bir zaman beklenmeyen yada bir anda tüm düzeni tepe taklak eden bir olay yaşanmamıştır. Zamanı gelince element güçleri ortaya çıkmış, babasıyla talimler yapmış liseye gitmiş, sevmiş sevdalanmış aldatılmış sonra tekrar sevmiş böyle böyle büyümüştür. Hayattan her zaman keyif almasını bilmiş gülmeyi unutmamıştır. Babasıyla talim yaptıkça babasına özenmiş ve polis olma fikri gün be gün aklına yatmaya başlamıştır. Bu sıralarda da şimdiki eşi Nunto ile tanışmıştır. Polislik sınavlarına hazırlanırken babası ve Nunto arasında gidip gelmiş, ara sıra talim yapacağı yerde Nunto ile küçük kaçamaklar yapmış derslerini asmıştır. Okulu kazanana kadar Nunto'yla ilişkisini ailesine açmamış okulu kazandığında ise ilk iş olarak Nunto'yu ebeveynleriyle tanıştırmıştır. Çocuk evden gittiğinde babasının küçük bir çocuk gibi ağladığını hatırlayıp hatırlayıp güler bugün bile. Akademiden zorlanmadan mezun olmuş ve babasının karakolunda çalışmaya başlamış ancak babası bir kaç yıl içinde dinlenmek için emekli olmuştur. Babasının emekliliğini kutladıkları bir partide Nunto Abu'ya evlenme teklif etmiş ve nişanlanmışlardır. Nişanlılık çok uzun sürmemiş 2-3 ay sonrasında küçük bir düğünle evlenmişlerdir. Tıpkı kendi ailesi gibi oda memur bir aile kurmuştur. Ailelerinin desteğiyle Yata'nın güzel bir muhitinde 2+1 daire alıp orayı sımsıcak bir yuvaya dönüştürmüşler ve hayatlarına başlamışlardır. Abu bu sırada büyük bir eksiği olduğunu fark etmiş ve hemen yemek yapmayı öğrenmeye başlamıştır. Zira yeni evlerinde bir kaç hafta boyunca ya yanık, ya pişmemiş yada kıvamsız yemekler pişmiştir. Abu yemek yapmayı öğrenene kadar annesi günde bir iki kere gelmiş, ya evden yemek getirmiş yada bir şeyler hazırlayıp gitmiştir kadıncağız. Kızımız yemek yapmayı öğrendikçe sevmiş sevdikçe de daha gayretle öğrenmeye başlamıştır. Karakolda ise genel olarak sevilen bir tip olmuş pek bir problem yaşamamıştır. Babasının polis olması nedeniyle zaten karakol tarafından az çok tanınan biri olduğundan pek yabancılık çekmemiştir. Sadece bir polis memuru, zamanında Abu'ya biraz yakınlık göstermiş ve bir akşam yemeğine davet etmiştir ancak Abu'nun evli olduğunu öğrenince şaşırmış, sonrada durum tatlıya bağlanmıştır. Şu ana kadar oldukça klasik bir kariyeri olmuştur. Kendinden bekleneni yapmış, ne fazlasını nede azını sunmuştur. Gözü çok yükseklerde değildir evine iyi bir para götürmek onu tatmin etmektedir fazlasıyla.
Hayat böyle böyle, monoton, stabil ve huzurlu huzurlu devam ederken 14 ay önce stresi iliklerine kadar hissetmesine sebep olan bir olayla baş başa kalmıştı Abu. Suratından ilk defa gülümsemesinin silindiği, hiç bir şeye odaklanamadığı bir kaç hafta. Durgunluk, stres, şaşkınlık ve kararsızlık. Hamile olduğunu öğrendiğinde onu bunlar karşılamıştı. Çocuk yapmayı, anne olmayı elbette istiyordu, vakti gelince. Lakin şu an pekte uygun bir vakit değildi. Kendisini bir anne olarak görmüyordu henüz. Hala olgunlaşamadığı çocuksu kalan yanları olduğunu biliyordu. Üstüne üstlük evleneli bir yılı az biraz geçmişti, tadını çıkarıyordu daha evliliğin. Her açıdan kendisini bu çocuğun gelişine hazır hissetmiyordu. Konuyu Nunto'ya açtı. Üç aşağı beş yukarı aynı şekilde düşünüyorlardı. Bir izin gecesi sadece bu konu hakkında istişare yaparak geçmişti ve aldırmak konusunda ikiside hemfikir olmuştu. Doktorlarla konuşuldu bir hafta sonrasına tarih alındı. Hamilelik herkesten gizlendi, kimseyi boş yere sevindirmek istemediler. Gün geçtikçe Abu daha fazla stres oluyordu. Ayrıca her gece kabuslar görüyor ter içinde yataktan kalkıyordu. Rüyalarında bir bebek tutuyordu kucağında. Ağlayan bu bebek sonra bir anda susuyor, yavrucağın yüzü bembeyaz kesiliyordu. Ellerinde bir ıslaklık hissediyor ve bebeği ellerinden düşürüyordu. Bebek elinden düşerken o tüm kollarını kaplamış kana bakakalıyor ne yapacağını bilemiyordu. Rüyalarında kendi bebeğini öldürdüğünü görüyordu her gece. Daha fazla dayanamadı. Gecenin üçünde balkonda otururken bir başına Nunto yanına geldi. Tekrar oturup konuştular. Tekrar istişare ettiler. Gün ağarmaya başladığında Abu eşinin kollarında uyuyakalmıştı. Lakin bu sefer kabus görmemişti. Bu sefer elleri kana bulanmamıştı. O sabah Nunto doktoru aradı ve randevuyu iptal ettirdi.
Sonrası çok beklendikti. Aileler ve arkadaşlar arandı, müjdeli haber verildi. Anne babalar sevinç gözyaşlarına boğuldu. Abu ve Nunto bebek odası için hazırlıklara başladılar, boş zamanlarında bebekler hakkında öğrenebilecekleri her şeyi öğrenmeye çalıştılar. Abu yediğine içtiğine dikkat etmeye başladı. Bakıcı adayları araştırılmaya başlandı. Karnı iyice şişince Abu doğum izinine ayrıldı ve tüm bu işlerle daha yakından ilgilenmeye başladı. İsim hakkında fikirler atıldı, elendi. Her geçen gün heyecanı artıyordu. Nunto karısını rahat ettirmek için elinden geleni ardına koymuyor, Abu'ya herkes kraliçe muamelesi yapıyordu adeta. Büyük gün geldi çattı, kasılmalar başlar başlamaz hastahanenin yolunu tutuyorlardı zaten son bir haftadır. Lakin bu sefer doğum başlamıştı. Abu için hayatının en zor 12 saatiydi bu. Bitmek bilmeyen ve gittikçe şiddetlenen sancılar, bebeğin sağlıklı olup olmadığı sorunsalı, bilinmezlik hepsi bir taraftan sıkıştırıyordu. Stres acı her şey birbirine karışmıştı. Nunto'nun bileklerini sıkmaktan morartmıştı. Ara sıra bilinçsizce elementinin gücünü salıyordu ve çocuğun bileğini kopartacak kadar sert sıkabiliyordu. Lakin tüm bu acı, tüm bu bekleyiş bir anda sona ermişti. Yavrusunu ilk kez gördüğünde, ilk kez ağlayışını duyduğunda ve ilk kez kucağına aldığında hayatında bir kere daha bu kadar mutlu hissedebileceğini düşünmüyordu. İçi tamamen huzurla kaplanmıştı. Tüm bu yolculuk musmutlu bir şekilde sona ermişti. Nefes nefese kalmış bir şekilde çocuğunun ismini fısıldadı. "Nuwam."
Abu altı ay kadar doğum izninde kaldı. Bu sırada Nuwam'a güvenilir bir bakıcı buldu, evi tamamen bebek için uygun hale getirdi. İş başı yapmadan tekrar eski gücüne kavuşmak için babasıyla birlikte spor yaptı. Körelmiş reflekslerini tekrar keskinleştirdi. Kalan zamanını bebeğiyle geçirmeye gayret etti. Sabahın köründe zır zır ağlayan bebeği yüzünden defalarca uykusuz kaldı. Lakin eninde sonunda iş başı yapacağı gün geldi. Üniformasını her zamankinden daha özenle ütüledi, en güzel parfümünü sıktı. Saçlarını güzelce taradı. Aylar sonra, bir hamilelik geçirip o kadar kilo aldıktan sonra tekrar aynı pantolona sorunsuzca girebilmek onu çok mutlu etmişti.
Karakter Görünümü: FlyingPigs isimli bir artistin konsept karakter dizaynı.
► Show Spoiler
Kuvvet: 5
Kıvraklık: 2
Kavrama: 3
