İsim: Haga Nomua
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Ülke: Dusha Krallığı
Uyruk: Dusha
Element: Neon
Rütbe: Polis Memuru
Uzmanlık: -
Boy: 180 cm.
Kilo: 75 kg.
Saç ve Göz Rengi: Gri saçlar ve maviye kaçan gri gözler
Genel Görünüm:
Boy kilo dengesinde zinde bir vücuda sahiptir. Boynuna kadar uzanan düz saçlarının dağınık bir hali vardır. Uyruğuna ters bir şekilde beyaz teni oldukça dikkat çekicidir. Bu yüzden, mümkün olduğunca yüzü dışında açıkta kalan bir uzvunun olmamasına dikkat eder. Bu nedenle de, genellikle uzun kollu kıyafetler (genellikle üzerine ceket giyer) giymeyi ve eldiven takmayı tercih eder. Kıyafetlerin vücuda tam oturmasından hoşlanır ve bu nedenle genellikle dar kıyafetler ve pantolonlar tercih eder. Ancak kıyafetlerinin hareket kabiliyetini kısıtlamamasına önem gösterir. Ancak kıyafetlerindeki en dikkat çeken özellik, üzerine giydiği ceketlerin sırtında yer alan Forøhata Beyliği’ne ait bayrağın bulunmasıdır.
Üniformasını yaz kış fark etmeksizin uzun kollu giyer. Ayaklarına da mümkün olduğu sürece botlarını giyer. Pantolonunu uzun botlarının içine sokmayı ihmal etmez.
Yüzü asık olarak bilinen bir tiptir. Genel hayata karşı duruşunun dışa yansıması olan bu ifadesinin yanında, konuşurken veya birilerini dinlerken mümkün olduğunca kollarını göğüs hizasında bağlı tutar. Fazlaca ve yersiz jest ve mimikler kullanmaktan kaçınır.
Kişilik:
Hera Adası’nın sessiz sakin halkına mensup biri olarak, tüm bu sessizliğin ve sakinliğin dışa vurumu, asık suratı olmuştur. Suratının asıklığı, her şeyden veya herkesten nefret etmesi değil, hayatın ta kendisidir. Bu nedenle de hayatta var olan her şeye temkinli yaklaşmaktadır. Geçmişinde yaşadıklarının ittiği bu kuyuda, gördüklerinin ardında başka bir şey olduğunu, inandıklarının ise aslında var olmadığını düşünen biridir. Ancak bu temkinli tutumu, kafasında doğru ve yanlışlar olmadığı anlamına gelmez. İnandıklarının değişebileceği gerçeğini göğüsleyebilecek olsa bile, inandıklarını savunmaktan asla vazgeçmez. Zaten esas sorunu da bu çelişkili kafa yapısıdır.
Dışarıdan bakıldığında, çok konuşmayı sevmeyen ve konuştuğunda da çoğu zaman sesi mırıltı gibi duyulan biridir. Aslında tek tercih ettiği, yerinde konuşmaktan ibarettir. Boş muhabbetleri, boş işleri sevmez ve bu tip davranışta bulunan kişilere de pek tahammül edemez.
Birilerine bağımlı olmak, her zaman kafasında dert edindiği bir durumdur. Özgür düşüncelerinin ve özgür yaşantısının önündeki en büyük engelin, her daim birilerin bağımlı olarak yaşamak zorunda olması olarak düşünmüştür. Çocukların ailelerine, ailelerin akrabalarına, akrabaların patronlarına, patronlarının hükümete, hükümetin ise krala bağlı olması, pek de çekilebilir değildir. Ancak bu, bir asilik göstergesi veya asiliğe gerekçe değil, sadece bir şeyleri değiştirme arzusudur. Ne var ki, bu arzusunun önündeki en büyük engelin gerçekçiliği olduğunun da bilincindedir.
Özgür düşünce yapısına rağmen, içinde bulunduğu bağımlılıklara da mümkün mertebe ayak uydurmaya çalışır. Bu doğrultuda okuldaki eğitmenlerinin ve teşkilattaki amirlerinin emir ve tavsiyelerini önemser, onları yerine getirmeye çalışır. Mantığına uymayan bir durum olması durumunda ise, kendi metodlarıyla olayları çözmeye çalışır, ancak yine de kendisine verilen görevlerin veya ödevlerin üstesinden gelmeyi amaçlar.
Dini açıdan bir inancı bulunmamaktadır, ancak bu konuda kimseye bir açıklama yapmamakta ve din konularını tartışmamaktadır. Ancak çok elzem ve makul bir ortam olursa, bu konular hakkında kısa ve öz yorumlar yapmaktadır.
Konuşurken "Sḧ" ve "Ch" seslerini “Sḧ” olarak kullanır. Bununla birlikte “ngø” ve “ngia” gibi kelimeleri “ıngö” ve “ıngia” yerine, “ingö” ve “ingia” şeklinde telaffuz eder. Yani “n” harfiyle başlayan kelimeleri “ın” değil, “in” olarak telaffuz eder. Bununla birlikte, adını ve soyadını söylerken, mümkün olduğunca ulama yapar.
İlgi / Hobi:
Tarih kitaplarını okumayı sever. Ancak bu okuduklarından hoşlandığı anlamına gelmez. Bir hobi veya ilgi alanı olarak nitelendirilmese biler, tek başına olmayı sevmesi dolayısıyla, bireysel aktivitelerde bulunmaktan hoşlanır.
Özgeçmiş:
Ailesinin kökeni Forøhata Beyliği’ne dayanmaktadır ve bu nedenle, diğer Dushalılara göre daha izole bir hayatın parçası olmak durumunda kalmıştır. Atalarının yıllar önce yerleştiği Hera Adası’nda sürgün hayatı yaşayan bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Ailesinin maddi durumu, sıradan sayılabilecek niteliktedir.
Babası Øhø 45 yaşındadır ve kesinlikle isminin hakkını vermeyen bir ayyaştır. Balıkçılıktan kazandığı parayı bitirene kadar alkole gömülen, Totedashası bitince tekrar para kazanmaya başlayan bir tiptir. Bu kısır döngü içerisinde yıllardır yaşamış biri olarak, ailesiyle ilgilenme gibi bir gayesi hiç olmamıştır. Ancak bu onun babacan biri olmadığı anlamına gelmemektedir. Hiçbir çocuğuna bir fiske atmamış, sesini dahi yükseltmemiştir. Bu açıdan ailenin pasifi, ancak dengeyi sağlayanıdır. Eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olsa da, bu onları sevmediği anlamına gelmemektedir.
Annesi Ahe 42 yaşında olup, babasının aksine isminin hakkını veren biridir. Kocasının yıllar süren ilgisizliğinin acısını çocuklarından çıkarmaktan geri durmamaktadır. Fakat bu acı çıkarma işlemi, genellikle komşuları bile korkutan bağırışlarından ibarettir. Ev hanımı olsa da, zaman zaman gündelik işlerde çalışarak aile ekonomisine ve babası Øhø’nun alkol giderine katkı sağlamaktadır.
Kendisinden 2 yaş büyük olan abisi Foge, babasının izinden gitmeyi tercih etmiş, işe yaramazın tekidir. Bu nedenle Haga ile araları pek iyi değildir. Ailenin en küçüğü olan ve 16 yaşında olan kız kardeşi Hata ise içine kapanık, kendi halinde takılan bir kız çocuğudur. Kız kardeşiyle, diğer aile bireylerine nazaran daha iyi anlaşabilen Haga, birlikte yaşadıkları birtakım olayların neticesinde, birbirlerine daha yakın olmuşlardır.
İçinde büyüdüğü aile nedeniyle, başına buyruk ve özgür denilebilecek bir çocukluk yaşamıştır. Zaten büyüdüğü topraklardaki halkın tavırları, Haga’nın her türlü haşarılıkları yapmasına da müsait bir durum yaratmıştır. Zaman zaman annesinden yediği azarlar nedeniyle günlük durgunluklar yaşasa da, bu durgunluklar bir sonraki haşarılıklarının zeminini hazırlamaktan öteye gitmemiştir. Bu haliyle zamanını geçiren ve gelecek açısından yaşından da beklenmeyeceği üzere pek bir beklentisi olmayan Haga’nın hayatı, 16 yaşına girdiğinde değişmiştir.
Henüz 12 yaşında olan kız kardeşi Hata’yı okula götürüp getirme görevini de üstlenmiş olan Haga, bir okul çıkışı günü Hata ile birlikte eve dönüş yolunda 6 kişilik bir grubun saldırısına uğramıştır. Ülkenin en yaygın suçlarıyla ilk kez o zaman karşılaşan Haga, kendilerine saldıran grubun şiddetine maruz kalmış ve kardeşinin tecavüze uğramasını izlemek zorunda bırakılmıştır. Bugün, yaşadığı o anlar sadece birkaç fotoğraf karesinden ibaret olsa bile, yaşananların kardeşi Hata üzerinde bıraktığı etkiler nedeniyle, yetersizlik ve suçluluk psikolojisi altında ezilmeye başlamıştır. Ayrıca, Haga ilk kez bu dönemde dinsel soruları da sormaya başlamış ve inandığı Dushuma Dini’nden uzaklaşmaya başlamıştır.
Yaşanan bu olaya karşı, suçluların hiçbir zaman yakalanamaması Haga’nın içindeki ateşi daha da körüklemiştir. Özellikle babasının umursamaz tutumları ve annesinin kabullenmiş halleri, Haga’nın ailesinden kopuşuna neden olmuştur. Bu topraklar altında, ne yaşamın mümkün olacağına ne de suçluların cezasını bulacağına dair inancı kalmayan Haga, kurtuluşu ders kitaplarında aramıştır. Sahip olduğu güçlerinden bihaber olduğu bu süreçte, üniversiteye giderek Adalet ve Hukuk okumayı ve böylece kardeşine olan borcunu ödeyebileceğini düşünmüştür. Üniversiteye giderek kız kardeşini de bu köhnelikten kurtarabileceğine inanan Haga’nın ders kitaplarına gömülü olarak geçirdiği zaman dilimleri de bu şekilde başlamıştır.
Bu dönemde tarihe olan ilgisini ilk kez fark eden Haga, köklerini bulma arzusuna ulaşmıştır. Çeşitlik kaynaklardan ve babasının ayık olduğu zamanlarda anlattıklarından kökeninin Forøhata Beyliği’ne dayandığını öğrenen Haga, atalarının yaşadığı dönemlere yoğunlaşmıştır. Yaşadığı ülkenin tüm sıkıntılarının aslında bu dönemde başladığını, tarih boyunca sürekli olarak bir şekilde ihanete uğradığını öğrenmesiyle, atalarına olan saygısı artmış, onların izinden gitme ve onları hak ettikleri konuma getirme arzusunu hissetmiştir. Yine bu dönemlerde, Haga dini inançlarını yitirmeye başlamıştır.
Bir yıllık bir ders çalışma süresi neticesinde, Dateremi’de bulunan üniversiteyi kazanarak Adalet ve Hukuk okumaya başlamıştır. Yaşadığı yerden ilk kez ayrılacak olmanın heyecanı ve korkusuyla, kardeşini de yanına alan Haga, kendince yeni bir hayata yelken açmıştır. Kardeşiyle birlikte, bir yandan gündelik işlerde çalışarak geçimlerini sağlayan, bir yandan da üniversitedeki derslerine odaklanan Haga, üniversite hayatında öğrendikleri karşısında, ülkesinin yozlaşmışlığına daha yakından şahit olmuştur.
Haga’nın güçlerinin varlığından bilinçli olarak haberdar olduğu ilk zaman da, üniversitedeki ikinci yılı olmuştur. Küçüklüğünden beri zaman zaman güçlerine dair dış dünyaya yansıyan bir şeyler olmuş olsa da, bunun üstünde hiç durmamış, çocuk eğlencesi olarak görmekle yetinmiştir. Ancak bu zaman diliminde, esasen güçlerinin kendisini daha kıymetli bir pozisyona getirdiğini anlamasıyla birlikte, hayatında yeni bir dönemi başlatmaya karar vermiştir.
Gerek yasal gerekse de bürokratik olarak ülkesinin düştüğü yozlaşmışlığı ve atalarının yalnızlığını gidermek adına teşkilata girmeye bu dönemde karar vermiştir. Ayrıca alacağı dolgun maaş nedeniyle, kardeşinin çalışmak yerine derslerine odaklanmasını sağlayabilmek de, teşkilata girme kararında ikinci bir etmen olmuştur. Bu açıdan, yıllarca maruz kaldığı fiziksel farklılığını, bu kez zihinsel anlamda da ortaya koyabilme ve atalarını onurlandırırken, kardeşine de daha iyi bir gelecek bırakma amacıyla bir polis memuru olmuştur.
Haga, şu anda üniversitenin 4. sınıfında okumaktadır. Alttan aldığı 2 dersi bulunmaktadır. Günümüzde, dini olarak hiçbir inanca sahip değildir.
Karakter Görünümü: Epsilon – Unlight
Statlar:
Kuvvet: 3
Kıvraklık: 3
Kavrama: 4
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Ülke: Dusha Krallığı
Uyruk: Dusha
Element: Neon
Rütbe: Polis Memuru
Uzmanlık: -
Boy: 180 cm.
Kilo: 75 kg.
Saç ve Göz Rengi: Gri saçlar ve maviye kaçan gri gözler
Genel Görünüm:
Boy kilo dengesinde zinde bir vücuda sahiptir. Boynuna kadar uzanan düz saçlarının dağınık bir hali vardır. Uyruğuna ters bir şekilde beyaz teni oldukça dikkat çekicidir. Bu yüzden, mümkün olduğunca yüzü dışında açıkta kalan bir uzvunun olmamasına dikkat eder. Bu nedenle de, genellikle uzun kollu kıyafetler (genellikle üzerine ceket giyer) giymeyi ve eldiven takmayı tercih eder. Kıyafetlerin vücuda tam oturmasından hoşlanır ve bu nedenle genellikle dar kıyafetler ve pantolonlar tercih eder. Ancak kıyafetlerinin hareket kabiliyetini kısıtlamamasına önem gösterir. Ancak kıyafetlerindeki en dikkat çeken özellik, üzerine giydiği ceketlerin sırtında yer alan Forøhata Beyliği’ne ait bayrağın bulunmasıdır.
Üniformasını yaz kış fark etmeksizin uzun kollu giyer. Ayaklarına da mümkün olduğu sürece botlarını giyer. Pantolonunu uzun botlarının içine sokmayı ihmal etmez.
Yüzü asık olarak bilinen bir tiptir. Genel hayata karşı duruşunun dışa yansıması olan bu ifadesinin yanında, konuşurken veya birilerini dinlerken mümkün olduğunca kollarını göğüs hizasında bağlı tutar. Fazlaca ve yersiz jest ve mimikler kullanmaktan kaçınır.
Kişilik:
Hera Adası’nın sessiz sakin halkına mensup biri olarak, tüm bu sessizliğin ve sakinliğin dışa vurumu, asık suratı olmuştur. Suratının asıklığı, her şeyden veya herkesten nefret etmesi değil, hayatın ta kendisidir. Bu nedenle de hayatta var olan her şeye temkinli yaklaşmaktadır. Geçmişinde yaşadıklarının ittiği bu kuyuda, gördüklerinin ardında başka bir şey olduğunu, inandıklarının ise aslında var olmadığını düşünen biridir. Ancak bu temkinli tutumu, kafasında doğru ve yanlışlar olmadığı anlamına gelmez. İnandıklarının değişebileceği gerçeğini göğüsleyebilecek olsa bile, inandıklarını savunmaktan asla vazgeçmez. Zaten esas sorunu da bu çelişkili kafa yapısıdır.
Dışarıdan bakıldığında, çok konuşmayı sevmeyen ve konuştuğunda da çoğu zaman sesi mırıltı gibi duyulan biridir. Aslında tek tercih ettiği, yerinde konuşmaktan ibarettir. Boş muhabbetleri, boş işleri sevmez ve bu tip davranışta bulunan kişilere de pek tahammül edemez.
Birilerine bağımlı olmak, her zaman kafasında dert edindiği bir durumdur. Özgür düşüncelerinin ve özgür yaşantısının önündeki en büyük engelin, her daim birilerin bağımlı olarak yaşamak zorunda olması olarak düşünmüştür. Çocukların ailelerine, ailelerin akrabalarına, akrabaların patronlarına, patronlarının hükümete, hükümetin ise krala bağlı olması, pek de çekilebilir değildir. Ancak bu, bir asilik göstergesi veya asiliğe gerekçe değil, sadece bir şeyleri değiştirme arzusudur. Ne var ki, bu arzusunun önündeki en büyük engelin gerçekçiliği olduğunun da bilincindedir.
Özgür düşünce yapısına rağmen, içinde bulunduğu bağımlılıklara da mümkün mertebe ayak uydurmaya çalışır. Bu doğrultuda okuldaki eğitmenlerinin ve teşkilattaki amirlerinin emir ve tavsiyelerini önemser, onları yerine getirmeye çalışır. Mantığına uymayan bir durum olması durumunda ise, kendi metodlarıyla olayları çözmeye çalışır, ancak yine de kendisine verilen görevlerin veya ödevlerin üstesinden gelmeyi amaçlar.
Dini açıdan bir inancı bulunmamaktadır, ancak bu konuda kimseye bir açıklama yapmamakta ve din konularını tartışmamaktadır. Ancak çok elzem ve makul bir ortam olursa, bu konular hakkında kısa ve öz yorumlar yapmaktadır.
Konuşurken "Sḧ" ve "Ch" seslerini “Sḧ” olarak kullanır. Bununla birlikte “ngø” ve “ngia” gibi kelimeleri “ıngö” ve “ıngia” yerine, “ingö” ve “ingia” şeklinde telaffuz eder. Yani “n” harfiyle başlayan kelimeleri “ın” değil, “in” olarak telaffuz eder. Bununla birlikte, adını ve soyadını söylerken, mümkün olduğunca ulama yapar.
İlgi / Hobi:
Tarih kitaplarını okumayı sever. Ancak bu okuduklarından hoşlandığı anlamına gelmez. Bir hobi veya ilgi alanı olarak nitelendirilmese biler, tek başına olmayı sevmesi dolayısıyla, bireysel aktivitelerde bulunmaktan hoşlanır.
Özgeçmiş:
Ailesinin kökeni Forøhata Beyliği’ne dayanmaktadır ve bu nedenle, diğer Dushalılara göre daha izole bir hayatın parçası olmak durumunda kalmıştır. Atalarının yıllar önce yerleştiği Hera Adası’nda sürgün hayatı yaşayan bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Ailesinin maddi durumu, sıradan sayılabilecek niteliktedir.
Babası Øhø 45 yaşındadır ve kesinlikle isminin hakkını vermeyen bir ayyaştır. Balıkçılıktan kazandığı parayı bitirene kadar alkole gömülen, Totedashası bitince tekrar para kazanmaya başlayan bir tiptir. Bu kısır döngü içerisinde yıllardır yaşamış biri olarak, ailesiyle ilgilenme gibi bir gayesi hiç olmamıştır. Ancak bu onun babacan biri olmadığı anlamına gelmemektedir. Hiçbir çocuğuna bir fiske atmamış, sesini dahi yükseltmemiştir. Bu açıdan ailenin pasifi, ancak dengeyi sağlayanıdır. Eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olsa da, bu onları sevmediği anlamına gelmemektedir.
Annesi Ahe 42 yaşında olup, babasının aksine isminin hakkını veren biridir. Kocasının yıllar süren ilgisizliğinin acısını çocuklarından çıkarmaktan geri durmamaktadır. Fakat bu acı çıkarma işlemi, genellikle komşuları bile korkutan bağırışlarından ibarettir. Ev hanımı olsa da, zaman zaman gündelik işlerde çalışarak aile ekonomisine ve babası Øhø’nun alkol giderine katkı sağlamaktadır.
Kendisinden 2 yaş büyük olan abisi Foge, babasının izinden gitmeyi tercih etmiş, işe yaramazın tekidir. Bu nedenle Haga ile araları pek iyi değildir. Ailenin en küçüğü olan ve 16 yaşında olan kız kardeşi Hata ise içine kapanık, kendi halinde takılan bir kız çocuğudur. Kız kardeşiyle, diğer aile bireylerine nazaran daha iyi anlaşabilen Haga, birlikte yaşadıkları birtakım olayların neticesinde, birbirlerine daha yakın olmuşlardır.
İçinde büyüdüğü aile nedeniyle, başına buyruk ve özgür denilebilecek bir çocukluk yaşamıştır. Zaten büyüdüğü topraklardaki halkın tavırları, Haga’nın her türlü haşarılıkları yapmasına da müsait bir durum yaratmıştır. Zaman zaman annesinden yediği azarlar nedeniyle günlük durgunluklar yaşasa da, bu durgunluklar bir sonraki haşarılıklarının zeminini hazırlamaktan öteye gitmemiştir. Bu haliyle zamanını geçiren ve gelecek açısından yaşından da beklenmeyeceği üzere pek bir beklentisi olmayan Haga’nın hayatı, 16 yaşına girdiğinde değişmiştir.
Henüz 12 yaşında olan kız kardeşi Hata’yı okula götürüp getirme görevini de üstlenmiş olan Haga, bir okul çıkışı günü Hata ile birlikte eve dönüş yolunda 6 kişilik bir grubun saldırısına uğramıştır. Ülkenin en yaygın suçlarıyla ilk kez o zaman karşılaşan Haga, kendilerine saldıran grubun şiddetine maruz kalmış ve kardeşinin tecavüze uğramasını izlemek zorunda bırakılmıştır. Bugün, yaşadığı o anlar sadece birkaç fotoğraf karesinden ibaret olsa bile, yaşananların kardeşi Hata üzerinde bıraktığı etkiler nedeniyle, yetersizlik ve suçluluk psikolojisi altında ezilmeye başlamıştır. Ayrıca, Haga ilk kez bu dönemde dinsel soruları da sormaya başlamış ve inandığı Dushuma Dini’nden uzaklaşmaya başlamıştır.
Yaşanan bu olaya karşı, suçluların hiçbir zaman yakalanamaması Haga’nın içindeki ateşi daha da körüklemiştir. Özellikle babasının umursamaz tutumları ve annesinin kabullenmiş halleri, Haga’nın ailesinden kopuşuna neden olmuştur. Bu topraklar altında, ne yaşamın mümkün olacağına ne de suçluların cezasını bulacağına dair inancı kalmayan Haga, kurtuluşu ders kitaplarında aramıştır. Sahip olduğu güçlerinden bihaber olduğu bu süreçte, üniversiteye giderek Adalet ve Hukuk okumayı ve böylece kardeşine olan borcunu ödeyebileceğini düşünmüştür. Üniversiteye giderek kız kardeşini de bu köhnelikten kurtarabileceğine inanan Haga’nın ders kitaplarına gömülü olarak geçirdiği zaman dilimleri de bu şekilde başlamıştır.
Bu dönemde tarihe olan ilgisini ilk kez fark eden Haga, köklerini bulma arzusuna ulaşmıştır. Çeşitlik kaynaklardan ve babasının ayık olduğu zamanlarda anlattıklarından kökeninin Forøhata Beyliği’ne dayandığını öğrenen Haga, atalarının yaşadığı dönemlere yoğunlaşmıştır. Yaşadığı ülkenin tüm sıkıntılarının aslında bu dönemde başladığını, tarih boyunca sürekli olarak bir şekilde ihanete uğradığını öğrenmesiyle, atalarına olan saygısı artmış, onların izinden gitme ve onları hak ettikleri konuma getirme arzusunu hissetmiştir. Yine bu dönemlerde, Haga dini inançlarını yitirmeye başlamıştır.
Bir yıllık bir ders çalışma süresi neticesinde, Dateremi’de bulunan üniversiteyi kazanarak Adalet ve Hukuk okumaya başlamıştır. Yaşadığı yerden ilk kez ayrılacak olmanın heyecanı ve korkusuyla, kardeşini de yanına alan Haga, kendince yeni bir hayata yelken açmıştır. Kardeşiyle birlikte, bir yandan gündelik işlerde çalışarak geçimlerini sağlayan, bir yandan da üniversitedeki derslerine odaklanan Haga, üniversite hayatında öğrendikleri karşısında, ülkesinin yozlaşmışlığına daha yakından şahit olmuştur.
Haga’nın güçlerinin varlığından bilinçli olarak haberdar olduğu ilk zaman da, üniversitedeki ikinci yılı olmuştur. Küçüklüğünden beri zaman zaman güçlerine dair dış dünyaya yansıyan bir şeyler olmuş olsa da, bunun üstünde hiç durmamış, çocuk eğlencesi olarak görmekle yetinmiştir. Ancak bu zaman diliminde, esasen güçlerinin kendisini daha kıymetli bir pozisyona getirdiğini anlamasıyla birlikte, hayatında yeni bir dönemi başlatmaya karar vermiştir.
Gerek yasal gerekse de bürokratik olarak ülkesinin düştüğü yozlaşmışlığı ve atalarının yalnızlığını gidermek adına teşkilata girmeye bu dönemde karar vermiştir. Ayrıca alacağı dolgun maaş nedeniyle, kardeşinin çalışmak yerine derslerine odaklanmasını sağlayabilmek de, teşkilata girme kararında ikinci bir etmen olmuştur. Bu açıdan, yıllarca maruz kaldığı fiziksel farklılığını, bu kez zihinsel anlamda da ortaya koyabilme ve atalarını onurlandırırken, kardeşine de daha iyi bir gelecek bırakma amacıyla bir polis memuru olmuştur.
Haga, şu anda üniversitenin 4. sınıfında okumaktadır. Alttan aldığı 2 dersi bulunmaktadır. Günümüzde, dini olarak hiçbir inanca sahip değildir.
Karakter Görünümü: Epsilon – Unlight
► Show Spoiler
Statlar:
Kuvvet: 3
Kıvraklık: 3
Kavrama: 4
