Çağdaş Mitoloji - 2

#1
Arkasında çocukları, önde baba figürleri Aşırı Işık Yılı hızında ilerlerken baba figürlerinin kafasını yana çevirip endişe ile baktığına tanıklık ediyorlar. O hiçbir zaman endişe göstermez. Tek bir durum hariç. Önce kendisini, sonra çocuklarını durduruyor. Elini onlara doğru uzatıp öyle tutmaya devam ediyor. Eğer bunu yapmaz ise çocukları bu uzay zaman akımı içinde asla duramazlar. Bu evren kurallarına aykırı. Ancak kendisi kuralları esnetebilir. Yine de hızlı olması gerek. Çabuk bir açıklama yapıyor akımdan çıkmadan önce. "Beni çağrıyorlar. Kyrinada Galaksisi'den. Çağrıya yanıt vermem gerek. Her zaman. İstisnasız. Devam edin! Ganaroka Galaksisi'ne varacaksınız. Düşman orada. Size güveniyorum!" Bu sözleriyle beraber akımdan çıkıyor. Çocukları ise akımda daha hızlı ilerlemeye başlıyorlar. Ganaroka Galaksisi'ne vardıklarında yüzlerce düşman uzay gemisinin çoktan bir gezegeni çevrelediğini görüyorlar. Daha doğrusu geriye kalmış son gezegeni.
Diğer gezegenlere bakıyorlar. Hepsi ele geçirilmiş, kirletilmiş, çarpıtılmış. Önce gezegenlerin acısını hissediyorlar. Sonra üzerindeki yerlilerin çığlıklarını duyuyorlar. Kız kardeş üzüntü dolu göz yaşları dökerken, erkek kardeş öfke ile ağlıyor. Var gücü ile haykırarak düşman gemilerine dalıyor. Onu sarmalayan turuncu, sarı ve kırmızı renkleri gittikçe artarak akışkan bir kıvam alıyorlar. İçinden geçtiği her bir gemi eriyerek patlıyor. Düşman ortaya çıkan yeni tehdide dönerek ateş gücünü ona harcıyor. Öfkeden çevresini umursamıyor ve kısa sürede etrafı sarılıyor. Ona yollanan radyoaktif dalgalar onu olduğu yere saplıyor. Ardından gönderilen ışınlar ise dengesizliğe sürüklüyor benliğini. En çok gerek duyduğu anda kız kardeşi bir kez daha ona yetişiyor. Safir parlayarak kendini güçlendiriyor. Gümüş parlayarak kardeşini arındırıyor. Altın parlayarak onu da güçlendiriyor. Son olarak yakut parlayarak o da savaşa katılıyor. Kızıl çift kılıcı ile acımasızca gemileri ikiye bölerken, kardeşi de yolladığı ışınlarla gemilerde delikler, hatta yarıklar açıyor. Işık yılı uzaklıkta ancak gök gürültüsüne benzetilebilecek bir ses yankılanıyor. Geriye kalan düşman güçleri bu sesi duydukları gibi geri çekilmeye başlıyorlar. Diğer gezegendeki birliklerini dahi geride bırakarak. Onların gidişinin ardından baba figürleri beliriyor. Çocukları sevinçle ona bakıyorlar. "Efendimiz, düşmanları defettik. Şanınızı yaydık!" "Evet, başaracağınızı biliyordum ama şanımı yaymadınız. Henüz değil." "Efendimiz, gezegenler, yerlileri, lütfen onları kurtarın!" Yakarışlarını duydu. Galaksiye şöyle bir göz attı. Onun da çocukları gibi yüreği kan ağladı. Gözlerini kapadı. Galaksinin ilk durumunu anımsadı. Sonrasında eksik parçaların yerine kendi tasarımını koydu. Var olanları da iyileştirdi. Derin bir nefes alarak kollarını açtı, başını geriye attı. Her şeyi kucaklayarak saran ışığı adım adım bütün galaksiyi kapladı.
Zaman büküldü, uzay büküldü, yaratıcılık salındı, varoluşun sayfaları yeniden yazıldı. Işık ona geri döndüğünde Ganaroka Galaksisi artık çok daha renkli, çok daha canlı, çok daha günceldi. Her bir gezegendeki yerlilerin hayranlık dolu bakışların gördü. Kıvanç dolu seslerini duydu. Bu onun sorumluluğu ve ödülüydü.

Return to “Serbest Kurgu”

cron