[Sai Nopaodan] Doğal Zekâ

#1
Güneşin ışıkları revir odasına vururken saatler sabah dokuzu beş geçeyi gösteriyor. Sen uyanalı fazla olmuyor. Yatakta oturur vaziyette dururken hemşire de senin değerlerini ölçüyor. Önceden alınmış ve elindeki çeteleye yazılmış değerlerle karşılaştırıyor ve yeni değerleri de çeteleye yazıyor. "Siz element kullanıcıları hayranlık uyandırıyorsunuz. Sıradan bir insan asla o olaydan sağ çıkamazdı. Çıksa bile ömür boyu sakat kalırdı. Sizler ise sanki talihsiz bir kazayı kıl payı atlatmış gibisiniz. Bu bizlere gelecek için umut veriyor. Verilere göre iyi durumdasın. Yaşamına devam edebilirsin." Hemşireden onay aldıktan sonra üzerindeki hasta kıyafetini çıkarıp asıl kıyafetini giyiyorsun ve yemekhanenin yolunu tutuyorsun. Yemekhanede yeni bir yemek sistemi ile tanışıyorsun. Sırasıyla, büyük bir tepsi alıyor, çatal, bıçak, kaşık ve peçete aldıktan sonra önünde yan yana dizilmiş, üzerinde etiketleri olan küçük kaplardan dilediğini seçebiliyorsun. Beyaz peynir, kaşar peyniri, siyah zeytin, yeşil zeytin, kaymak, bal, vişne reçeli, haşlanmış yumurta ve yumuşacık, yuvarlak, pofuduk ekmekler! Ambalaj içinde adet adetler. İstediklerini alıp istediğin bir masada oturuyor ve karnını doyuruyorsun. Ardından, tepsini herkesin bıraktığı masalardan birine bırakıyorsun. Yemekhanenin çıkışında seni Max karşılıyor. Selamlaştıktan sonra beraber yol alıyorsunuz. Seni bir güzel yürüttükten sonra büyük bir odaya alıyor. Oda dediğime de bakma he! Bu kadar büyük bir yer oda olamaz. Bir sürü sandalyede bir sürü insan oturuyor. Senin gelmenle herkes sana dönüyor. Max ise hemen açıklamaya başlıyor. "Sana önceden dediğim gibi, biz sana ve sen bize öğreteceksin. Öncelik sende. Bize önümüzdeki saatler boyunca kendi ulusunu ve kıtayı tanıtacaksın. Kültürünüzü öğrenmemiz şart!" Seni bir kürsüye çıkartıyor ve o da bir sandalyeye oturuyor. Kendini üniversitede ders ver bir öğretim elemanı gibi hissediyorsun. Bir bakıma da öyle oldun artık. Hocam, sınıf sizin! Buyrun, başlayın derse!

Return to “Direniş Üssü”

cron