Balo
Kayıt 21 "İlk görevim olacağını duyduğumda ayrı bir heyecan vardı üstümde, genelde birden fazla kişi ile aynı ortamda bulunmak benim için ayrı bir zorluk olurdu. İnsanlarla konuşmak hep geri planda kaldığım bir şey olmuştur. Karakola erken kalkmamın avantajı ile etrafa bakınarak gitmiştim, ne komiktir ki karakola girdiğimde az daha elim ayağım birbirine dolanıyordu. Komiser Yots'un
ne kadar güvenilecek biri olduğunu ilk görüşten anlayamamış olsam bile görevin sonunda ona güvenim biraz yükselmişti. Frip'in saçında bulunan mavi peltesi ve chot- pardon chopt sevmesi dışında başlangıçta onun hakkında diyebileceğim bir şey yok sanırım. Tabii sonra kral ile kan bağı olduğunu öğrendiğimde şok olmuştum.
Herkes kendini ilk tanıtmaya başladığında bana sıra gelmişken konuşmamı hâlâ hatırlıyorum. Utanç vericilik seviyesi hat safhadaydı ve herkesin bana nasıl baktığını vücudumda iğneler varmış gibi hissediyordum.
Kral ile ilk görüşmemizde bizimle bayağı yumuşak konuşması azda olsa rahatlatmış olsa bile sürekli diğer üçlünün gerisinde kalıyordum. Daha önce dediğim gibi, konuşmada pek iyi birisi değilim.
Korumakta görevlendirildiğim kişi garip birisiydi, ismini hatırlamıyorum ama küçüktü ve oraya istemeyerek gelmişti. Yanlarına zar zor gidip konuştuğumda beni davet etmelerinden dolayı itiraz edemeyip yanlarında gitmiştim. Dışarıda sakladıkları içkilerden çıkarınca reddetsemde babası tarafından yakalandığında ikisinin kavgası neredeyse tüm baloyu ayağa kaldırmıştı. Livei'nin ise daha sonradan benim koruduğum kişinin babasını koruduğunu öğrenmiştim. Ah evet, takım arkadaşlarımı az sonra anlatacağım.
Bunlar olurken bir yandan koruduğumuz kişilerin balodan kovulması ile işsiz kalmış olmayı düşünürken diğer yandan ise bir cinayet yaşanmıştı. Benim neredeyse algılamaya yetmeyecek olan aklım şaşkınlıkla olanlara bakarken takım arkadaşlarımdan birinin kafasının yanından bir mermi geçmişti. Frip'in konutlarına uyarak ilerlesekte ufak bir hata sonucu ikinci mermi Livei'nin kafasına doğru geliyordu. Bana o günden birkaç gün önce birini korumak için kendini feda eder miydin diye sorulmuş olsaydı, net bir cevap veremezdim. Ne olacağını bilmeden, neler yaşanacağını kavrayamadan Elmas stili kullanarak merminin önüne atlamış ve mermiyi durdurmuştum. Ama salak olduğumdan kaçınılmaz şekilde elmas stili açıkken elim Livei'ye sekmişti.
Onu kaldırmaya çalışırken bir anda bana göz yaşartıcı şekilde arkadaş olmayı teklif etmişti. O gün hayatımın en duygusal anlarından biri olabilirdi. Şimdi ise en yakın arkadaşım diye adlandırabileceğim tatlı biri.
Bu olayların sonunda kralın odasına geldiğimizde bize belli sorular yöneltmiş ve bunları cevaplamamızı istemişti. Kendi sorumu yanlış anladığında kendime yumruk atmak istemiş olsam bile, görevi olabildiğince iyi şekilde tamamlamıştım diye düşünüyordum. Bundan sonraki görevler elden ne getirir bilmiyordum, ancak bu tecrübeyi asla unutmayacağım.
Ah, ayrıca insanlarla hâlâ konuşmakta çekinsem bile araştırma duygumu yansıtarak daha rahat soru yöneltebileceğimi öğrendim. Bazen eksilerimi artıya çevirmek sandığımdan daha rahat oluyormuş."
