Uzak Çağ (P.Ö. ? - 1001)

Djurat Cumhuriyeti (Djuratça: Ledrid d'Jürat) 700 yıllık bir tarihe sahiptir. Ülke P.Ö. 604 yılında resmi olarak kurulmuştur. Djurat topraklarında, Djurat halkından önce kuzey bölgelerindeki buzullar ve çam ormanları arasında Qardakh halkı kabile hayatıyla yaşam sürmüştür. Djurat tarihi, hem Djurat hem de Qardakh halkının tarihinden oluşmaktadır.

Ülkenin Kuruluşu (P.Ö. 604)
P.Ö. 702 yılından itibaren bu sahipsiz topraklar, ileride buranın yerlisi olacak yabancılar tarafından göç almaya başlamıştır. Turistik havası ve güzel iklimi ile ilgi çeken bu topraklara yerleşen aileler uzunca bir süre konar-göçer kabile yaşamı sürdürmüştür. Nüfusun git gide artması ile birlikte bir devlet kurmaları gerektiğini düşünen bu halk, barışçıl ve sakin bir yaşam süren Qardakh halkı ile kültürlerinin ve dillerinin asimile edilmemesi şartıyla anlaşıp P.Ö. 604 yılında resmi olarak Djurat Cumhuriyeti'ni kurmuştur. Herkesin eşit haklara sahip olduğu, başa seçimle gelinen bu topluluk aynı zamanda kıtanın ilk demokratik rejimine sahip olan ülke olmuştur. Başbakan olarak seçimle Jülchaz ailesinden Lechütcho’ya görev verilmiştir ve yine seçimle Bolcheb şehri başkent ilan edilmiştir. Anadilleri Djuratça olarak kabul edilmiştir.

Değişim Çağı (P.Ö. 1000 - 401)

Shugridizm'in Djurat Üzerindeki Etkisi (P.Ö. 790 - 780)
P.Ö. 790 yılından itibaren kıtanın batısında yayılmaya başlayan Shugridizm dininin etkileri Djurat Cumhuriyeti'nde de görülmeye başlamıştır. Öncesinde herhangi bir dine sahip olmayan ailelerin bir kısmı bu dini benimsemeye karar vermiştir. Bu durum dönemin bakanlarından birinin de bu dini seçmesi ile ülkede çeşitli tartışmalara ve ayrışmalara sebep olmuştur. Bir kesim devlet başkanlarının dini konularda tarafsız olması gerektiğini düşünüyorken bir başka kesim de istediklerine inanmakta özgür olduklarını savunmuştur. Ülkede kutuplaşmaların başladığı bu dönemde ülkenin herhangi bir dini veya inancı, resmi din olarak benimsememesine karar verilmiştir.

Üç-Güç Birliği Savaşları (P.Ö. 740 - 735)
Ülke var olmadan önce toprakların çam ormanlarıyla kaplı kuzey ucunda Qardakh halkı yerlileri yaşam sürmekteydi. O dönem toprakları resmi sınırlarla korunmayan Qardakh halkı hiçbir savaşa katılmamıştır ve kendilerine dokunan birileri olmadığı sürece de savaşa girmeme kararı almıştır. P.Ö. 740 yılında, Himota İmparatorluğu saldırgan ve yayılmacı bir politika izlemeye başladığı için Gedhilfe ve Dusha Krallıklarının topraklarını ve Qardakh halkını koruması sözü üzerine onlara yardım için 780 kişiden oluşan bir askeri birlik yollamıştır. Himota İmparatorluğu ile ilk savaşları P.Ö. 740 yılının 68. günü yaşanmıştır. Birlik, Himota İmparatorluğu'na karşı ağır bir yenilgi yaşamıştır. 570 Qardakh askeri ölmüş, 50 Qardakh askeri de kalıcı şekilde yaralanmıştır. Sağ gelenler ise savaşın şiddeti yüzünden travma yaşamıştır. İkinci savaş P.Ö. 738 yılının 27. günü yaşanmıştır. Qardakh halkı birlik için bu sefer 230 asker yollamıştır ve birlik tekrar mağlup edilmiştir. Üçüncü ve Qardakh halkı için son savaş P.Ö. 736 yılının 55. günü yaşanmıştır. Yeniden mağlup olan Qardakh halkı Himota İmparatorluğu'nun onlara demir göndermesi teklifi üzerine birlikten ayrılmıştır. Qardakh'lılar, birliğin girdiği dördüncü savaşta Himota'nın tarafında yer almış ve onlara askeri destek yollayıp savaşı kazanmalarını sağlamışlardır.

Djurat Cumhuriyeti – Himota İmparatorluğu Savaşı (P.Ö. 575)
P.Ö. 575 yılında Djurat Cumhuriyeti topraklarını genişletmesi gerektiğini düşünmeye başlamıştır ve kıtanın doğusunda yer alan, Tihami kabilesinin yaşadığı topraklara gözünü dikmiştir. Bu bölgeyi ele geçirmek için 1500 kişilik bir askeri birlik kuran Djurat Cumhuriyeti, Tihami topraklarına saldırmak için Himota İmparatorluğunun doğu topraklarına ayak basmıştır. Djurat askerlerini kendine bir tehdit olarak gören Himota İmparatorluğu bir baskın düzenleyerek bu askeri birliği yenilgiye uğratmıştır. Djurat Cumhuriyeti gözünü diktiği topraklara saldıramadan geri çekilme kararı almıştır.

P.Ö. 550 yılından itibaren Djurat Cumhuriyeti turizmde, tarımda ve madencilikte kendini geliştirmeye başlamıştır. Özellikle çok zengin maden kaynaklarına sahip bu ülkede, neredeyse her ailede maden işçiliğinde çalışan biri bulunmuştur. Ülkenin batısı şehirleşirken doğusunda turunçgil yetiştiriciliği yapılmıştır. Bu dönemde Gedhilfe Krallığı ile ticari ilişkilerini güçlendiren Djurat Cumhuriyeti onlardan en fazla gül ihraç eden ülke olmuştur. Bu güllerle ülkenin tamamını süsleyen Djuratlılar sonraki yıllarda adeta bir turist akımına uğramıştır. Herkes bu olağanüstü güzellikteki ülkeyi görmek ve kültürlerini tanımak için gelmiştir. Buradan büyük gelir elde eden Djuratlılar turizm ve otelcilik alanında kendilerini oldukça geliştirmişlerdir. Aynı zamanda bu dönemde siyasi ve hukuksal reformlar yapan Djuratlılar, P.Ö. 520 yılında insan haklarının da yasal sınırlarla tanındığı bir anayasa geliştirmişlerdir. P.Ö. 512 yılında dönemin başbakanı Gide’nin haklarına sınırlama getirilerek bir cumhurbaşkanı seçilmesine karar verilmiştir. Yine seçimle bu göreve Kegmob ailesinden Pelig getirilmiştir. Büyümekte olan ülkelerinin ekonomisini düzene sokabilmek için bu iki isim başbaşa verip kendi kabinelerini oluşturmuştur ve bakanlıklar kurmuştur.

Kanlı Gece Olayı (P.Ö. 458)
Bu yeni benimsenen din ile birlikte kültürde ve dilde de değişmeler görülmeye başlanmıştır. Bu dini kabul eden aileler, dinin çıkış merkezi olan Gedhilfe Krallığı'ndan bazı gelenekleri dini inancın içine katıp benimsemeye ve dillerinden sözcükleri kendi dillerinin içine katarak konuşmaya başlamıştır. Özellikle Djurat’ın köklü ailelerinden olan Qardakh kabilesi bireyleri bu davranışı “özentilik” olarak nitelendirip başka bir ülkenin getirdiklerini kabullenmeyi katiyen reddetmiştir. P.Ö. 458 yılının 121. gününü 122. güne bağlayan gecesi Qardakh kabilesi ailelerinden Stunluv ailesi bireyleri, çam ormanlarının bir kısmını ateşe vererek bir iç savaş başlatmıştır. O gece çıkan isyan, tam 35 gün boyunca devam etmiştir ve Qardakh ailelerinden 358, Djuratlı ailelerden 127 kayıp verilmiştir. Bu olaylar durulduktan sonra bu geceye “Kanlı Gece” anlamına gelen Jejemijülaj adı verilmiştir. Her yılın 121. gününü 122. güne bağlayan gecesinde şehitler anılmaya başlanmıştır.

Makine Çağı (P.Ö. 400 - 1)

P.Ö. 400 yılından itibaren ülkede farklı kültürlerin etkileri artmaya başlamıştır. Konuşulan dile yeni kelimeler eklenmeye devam etmiştir. Gedhilfe Krallığı'nın etkileri güçlenmiştir. Bu dönemde Djurat Cumhuriyeti teknolojik açıdan oldukça gelişme imkanı bulmuştur. Yollar yapılmıştır, arabalar ithal edilmiştir, demiryolları yapılmıştır ve trenle ulaşıma başlanmıştır, deniz yolları aktif bir şekilde ticari amaçlarla kullanılmaya başlanmıştır. İç isyandan sonra ülkede asla hiçbir konuda fikir birliği olunmamıştır. Hükümet sürekli koyu sağcı, koyu solcu ve merkezi siyasi düşüncelere sahip kişiler arasında el değiştirip durmuştur. P.Ö. 64 yılına kadar ülke çalkantılı bir şekilde yönetilmeye devam etmiştir. Hükümet tarafından yapılan reformlar, getirilen haklar, her türlü yenilik tüm kesimlerce eleştirilmiştir. Kıtada buharlı makinelere geçiş konusunda Djurat Cumhuriyeti öncü olmuştur.

İkinci İç Savaş (P.Ö. 60 - 58)
P.Ö. 61 yılında Gedhilfe İmparatorluğu'nun element kullanıcılarını ortaya çıkartması ile birlikte ülkede iç savaş kaosu yelleri yeniden esmeye başlamıştır. P.Ö. 60 yılında ikinci bir iç savaş patlak vermiştir. Ülke genelinde olağanüstü hal ilan edilmiştir. Tam sayı bilinmese de 3000’e yakın kayıp verilen bu iç savaş 2 yıl boyunca sürmüştür. Dönemin koyu solcu cumhurbaşkanı Ülit, element kullanıcılarından oluşan büyük bir birlik kurarak bu isyanı bastırmıştır. Bu güce sahip kişileri birliğe dahil etmiş, isyan edenlere idam cezası vermiş ve halkın bu güce sahip olmasına yasak getirmiştir. Yasa dışı yollarla elde etmeye çalışan veya ülkeden kaçmaya çalışanlar için ise polise vur emri verilmiştir. Ülit’in getirdiği bu sıkıyönetim yasaları Barış Paktı’na kadar devam etmiştir.

Kıtasal Savaş (P.Ö. 50 - 5)
Djurat Cumhuriyeti, sıkıyönetim ile ülkede element kullanıma ve savaşlara bir kısıtlama getirmiş olsa da kıta bu yeni elde edilen gücün kullanımı ile bir savaşa sürüklenmiştir. Djurat da Dusha Krallığı'nın tarafında, Gedhilfe Krallığı ve Himota İmparatorluğu'na karşı bir cephede bulunmuştur. İç savaşın etkilerini henüz üzerinden atamamış olan Djurat Cumhuriyeti için bir kıta savaşının içine girmek fazlasıyla yıkıcı olmuştur. Tüm ekonomisini askeriyeye ve silahlara veren ülkede kıtlık baş göstermiştir. Kaynaklarını yettirmekte zorlanan ve elindeki tek güç olan turizmi de kaybeden Djurat Cumhuriyeti, P.Ö. 35 yılında diğer ülkelerle bir antlaşma imzalayarak savaştan çekilmiştir. Bu antlaşmaya göre diğer ülkelere yüklü miktarda savaş tazminatı ödemek durumunda kalmıştır. Birlik Paktı kurulana kadar ekonomik açıdan kendini toparlamaya çalışan Djurat Cumhuriyeti’nin günümüzde hala ödemesi gereken borçları bulunmaktadır.

Pakt Çağı (P.S. 0 - ?)

Birlik Paktı'nın kurulması ile birlikte element gücü ülkenin polis gücüne devredilmiştir. Pakt takvimi, tüm ülkelerce yeni takvim olarak kabul edilmiştir. Ülkedeki sıkıyönetim yasaları ve ohal kaldırılmıştır. Tüm ülkelerde tek dil sistemine geçilmesi için oluşturulmuş olan Pakt Dili, ana dil ilan edilmiştir. Ailelerdeki bireylerin seçildiği hukuk düzeni kaldırılmış ve bunun yerine çeşitli görüşleri simgeleyen siyasi partiler kurulmuştur. İnsanlar artık aday olan bireyler için değil, partiler ve bu partilerde yer alan politikacılar için oy vermeye başlamışlardır. Bu partilerin isimleri şöyledir: O dönem başta olan ve merkezi görüşe sahip Demokratik Dayanışma Partisi (DDP), yine merkezi görüşe sahip Birliktelik Partisi (BP), koyu sağcı Millet Partisi (MP), koyu sağcı Emekçilik ve Kültür Partisi (EKP), koyu solcu Paktçılık Partisi (PP), koyu solcu Djurat Milletleri Partisi (DMP). En sağcı Chüje'ich Kebe Gadop Partisi (Şan ve Tarih Partisi) kesinlikle yeni dili kabul etmemiştir ve partinin isminin bile eski dilde olmasına karar verilmiştir. Böylece ülke, günümüzdeki şeklini almıştır. Kıta barışının sağlanması ile ülkede turizm yeniden canlanmıştır ve ülke ekonomik anlamda belini doğrultmaya, savaşın yaralarını sarmaya başlamıştır.