Nuwam, Abu'nun altı aylık bebeği. Kendisi tam bir bok makinesi. İşin garibi bebek gerçekten zorla yemek yiyor. O kadar yemeğe o kadar bok gerçekten imkansız. Abu hamile olduğunu öğrendiğinde Nuwam'ı aldırmak istemişti. Hayır asla çocuk yapmam kafasında bir insan olmamıştı Abu ama bu bebek için biraz olduğunu düşünmüştü sadece. Tabi günün sonunda vicdanı ve ufak ufak baş vermeye başlamış anaç duyguları bunu yapmasına izin vermemişti. Bu kararından da oldukça memnundu Abu. Nuwam hayatına girdikten beri sorumlulukları iki hatta üç katına çıkmıştı. Yeni başladığı polislik kariyerine başlar başlamaz ara vermek zorunda kalmıştı. Lakin tüm bunlara değiyordu. Nuwam'ın kıkır kıkır gülüşleri eve anında huzur katıyor. Tabi zangır zangır ağlayıp gecenin bir yarısı tüm evi ayağa diktiği de az değil. Nuwam, Abu'nun şu dünyada en çok değer verdiği varlık. Onun saçının bir teli için her şeyi yıkabilir. Ufacık yapıncağı onun her şeyi.

Henüz liseli bir kızken Abu aldatılmak nedir öğrenmişti, tıpkı tüm akranları gibi. Bu yıkıcı ayrılık sonrasında tam bir enkaza dönmüştü. Tam bir yıl boyunca süren bir toparlanma sürecine girmişti. Bazı arkadaşlarıyla arası açılmış, ondan faydalanmak isteyen insanlardan uzaklaşmış, bir nevi büyümüştü. Daha sonra karşısına Nunto çıktı. Nunto ile ilişkileri pek tabi arkadaş olarak başladı. Tabi daha sonra bu arkadaşlık zamanla arkadaşlıktan çıktı. Bir gün Nunto'ya göz koyan başka bir kızın çocukla çok samimi olduğunda hissettiği kıskançlığı hiç bir zaman unutmadı. Çok vakit kaybetmeden çocuğu tavlamaya koyuldu ve pek zorlanmadı. Daha sonrası bir aşk hikayesi. Her şeyi birlikte yaptılar, her şeyin ilkini birlikte yaşadılar. Abu polis olmak için polis akademisine giderken Nunto öğretmen oldu. İşlerini ellerine aldıktan sonra çok geciktirmeden evlendiler. Güzel bir ev güzel bir aile kurdular. Nunto tam anlamıyla mükemmel bir eşti. Her şeyin ucundan tutan ve Abu'ya her zaman destek olan birisiydi. Bir kadının aradığı her şeyin vücut bulmuş haliydi Abu'ya göre Nunto.

Şimdilerde tüm kıtayı gezmiş bir yazar olan Sogmus, lisedeyken Abu'nun kalbini paramparça etmiş bıçkın bir delikanlıydı. Abu onları son sınıf bir kızla bastığında olayların görüldüğü gibi olmadığını o kıza dokunmadığını yüzlerce kez söylemişsede Abu'yu inandıramamıştı. Güveni kırılan Abu Sogmus'u oracıkta terketmişti. Kalbi kırılan Sogmus mezun olur olmaz Yatadan ayrılmıştı. Sogmus'un Abu'nun üzerindeki etkisi Nunto'ya göre çok farklıydı. Sogmus radikal düşünen bir insandı. Zengin ve köklü bir aileden gelmiş olmasına rağmen her zaman toplumdaki sorunlara odaklanan biriydi. Abu'yla sıklıkla eğitimin kalitesizliğinden, Tihami'nin nasıl süpergüç olacağından vesaire bahsedip dururlardı. Hatta o zamanlar Abu'nun hayali Başbakan olmaktı, Sogmus ise Cumhurbaşkanı olacaktı. Bir sürü okul yapacaklar, araştırma tesisleri açacaklar, turizmi şahlandırıp her yere yol yapacaklardı. Tabiki bu hayaller unutuldu. Abu Nunto ile tanıştıktan sonra tamamen farklı bir insan oldu. Sogmustanda asla haber almadı. Ara sıra aklına gelip nerede olduğunu merak etse de hiç bir zaman sorup soruşturmadı.