Ve, şimdi Bok'un çizimiyle!



Annem ve Babam
Igo ve Kümi Jemipech

Annem de babam da Tuplo'lu. Komşularmış daha önceden. Sonra evlenmişler. Jülchaj'da turizm rehberliği yaparak başladıkları iş hayatlarına şimdi seyahat acentası işleterek devam ediyorlar. Ne yalan söyleyeyim, az para da kazanmıyorlar yani. Babam element kullanıcısı. Bunun üstüne gitmemiş ama. Onun yerine turizmin kolay parası daha cazip gelmiş. Benim küçük amcam da element kullanıcısı. Anne tarafımda yok hiç öyle. Annem de babam da çok hırslı insanlar bu yüzden küçüklüğümde pek onlarla vakit geçiremedim. Daha çok işte, seyahattelerdi. Ben de ilk olarak dadılarla, sonra da kendi başıma yaşamayı öğrendim. Eskiden beri bir dediğim iki edilmedi. Ancak bu bir süre sonra psikolojime yansıdı. Çok fazla yalnız kaldığım için hayatımın ilerki zamanlarında da insanlara ihtiyaç duymamaya başladım. Ancak insanlar sosyal varlıklardır. Arada geçirdiğim duygu patlamalarımın bu yüzden olduğuna inanıyorum. Annem ve babama dönecek olursak ikisi de çok disiplinli, dediğim dedik insanlar. Kavga etmemelerine şaşırıyorum açıkçası. Sanırım artık tamamen mantıkları ile yaşıyorlar. Çünkü sohbetleri bile aşırı çıkarlarına yönelik olmuş. Onların yanında da yalnız hissediyorum kendimi.




Küçük Amcam
Deja Jemipech

Her zaman kendisine hayran olmuş ve onun gibi olmak istemiştim küçükken. Çok cesur, çok bilgili, çok karizmatikti. Görüldüğü üzere başarılı olamadım. Yıkığın teki oldum. Polisti. Küçükken bana polislikle ilgili hikayeler anlatırdı. Çok eğlenirdim onu dinlerken. Element kullanıcısı olduğum için polis olabilirdim zaten de... Amcam sayesinde çok heveslenmiştim buna. Bana hediyeler getirirdi. Dışarı çıkarıp dolaştırırdı. Hatta büyüdüğümde bile aileme anlatmadıklarımı ona anlatmışımdır. O da meşgul bir adamdı. Sürekli vakalar için dolaşırdı ülkeyi. Bu yüzden onla da çok kısıtlı zaman geçirmişimdir. Ne mi oldu? Bir görevde teröristlerle çatışma haline girmişler. Biz böyle ailecek kurşun elementi sahibi olduğumuz için o da arkadan savunuyormuş arkadaşlarını. Ancak sayılar çok olunca ve işler kötüye gidince... Amcam arkadaşlarının ölümüne şahit olmuş. Oradan canlı kurtuldu ama hiç bir zaman eskisi gibi olamadı. Şimdi bayadır görmüyorum onu. İzdivaya çekildi diyebiliriz.





İlk sevgilim
Yik Tilik

Tam bir Djurat'lı olan Yik, beni seçip elde eden bir kızdı. Lisedeydim. O zamanlar kendimi kendime saklamayı öğrenmiş, fazla konuşmadan öğrencilik yıllarımın geçmesini bekliyordum. Arkadaş da edinmemiştim. Yik fazla popüler olmasa da herkesle anlaşan oldukça eğlenceli bir kızdı. Benimle konuşması da girişkenliğinin göstergesidir sanırım. Sohbeti ise, insanlara göre değişiklik gösteriyordu sanırım. Çünkü ilk başlarda ilgi alanlarımı öğrenmek istemiş, bir kaç şey kapınca da bu konular hakkında konuşabilmek için araştırma yapmıştı. Zeki bir kızdı. Zekası beni tavlayan kısmıydı zaten. Bir süre konuştuktan sonra sürekli benimle vakit geçirmek istemişti. Sonra da sevgili olmak istediğini söyledi. Hiç bir zaman uzatan, trip atan, istediği şeyi anlamamı bekleyen bir kız olmadı. Beni sevmesi ile başladı ve bir süre sonra beni sevgisine bağımlı yaptı. Gözlerine bakmayı çok sevdiğimi, ellerini öptüğümü, saçlarını kokladığımı hatırlıyorum. 1 sene boyunca birlikte olduk. Karşı cinsim ile ilgili şeyleri ondan öğrendim ama cinsel bir şey yaşamadık. Şu zamana karşı kendimi en fazla açtığım kişi o olabilir. Ancak en gizli sırrım yüzünden ayrıldık. Onu terk etmem gerekti. Bunun iki nedeni vardı. İlki harika biri olmasıydı. Bu kadar harika bir insanın benimle vakit kaybettiğini düşünmüştüm. O zamanlar şu halimden 100 kat daha yıkıktım anlayacağınız. İkinci ve önemli nedeni ise bir sonra anlatacağım kişide öğrenebilirsiniz.





O
Magna Libjürat

Bu gördüğünüz Qardakh'lı, Magna. Benim lisemdeki ilk ve tek Qardakh'lıydı. Bu yüzden çok felaket bir ayrımcılığa maruz kalmıştı. Çocukken ona yapılanları gördükten sonra bu Djurat'lılar ve Qardakh'lar kardeştir lafı boş geliyor. O zamanlar kendimi kötü hissettiğimi hatırlıyorum. Nedeni, aslında benim de bir azınlık mensubu olmam ama kamuflaj olabilmemdi. Hiç bir zaman çıkıp onu savunmamıştım. Oysa ben bir element kullanıcısıydım. Eğer Magna'ın yanında olsam ona sataşamazlardı. Ancak onu korumamamın başka bir nedeni vardı. O geldiğinde ben Yik ile çıkıyordum. Ancak Magna aşırı dikkatimi çekiyordu. Zorbalığa karşı hiç bir zaman boyun eğmedi. Bir sürü zaman dayak yediğini hatırlıyorum üst sınıflardan. Kendimle karşılaştırıyordum onu. Bana olsa pes edeceğimi düşünüyordum. Bir gün dersimiz boştu. Ben de oturmuş bir şeyler yazıp karalıyordum. Amacım Yik sınıftakilerle konuşurken ben de en uzak yerde soyutlanıp kafamı dinleyimdi. Magna da aynısını düşünmüş olacaktı ki olduğum yere geldi beni görmeden. Sonra da çizdiğim sikko resimleri görüp benimle konuşmaya başladı. Orada aşırı eğlenceli bir sohbet ettik. Bana çizmemi istediği şeyleri söylüyordu ben de saçma sapan çiziyordum. Yik'le geçirdiğim zamanlardan çok daha eğlenceliydi. Magna sonra beni her yalnız bulduğunda -ki çoğu zaman yalnızdım- yanıma geldi. Her halde şu zamana kadar geçirdiğim en kaliteli zamanlardı onunla geçirdiğim zamanlar. Hatta o kadar yakındık ki, Yik kıskanıyor, onunla konuşmamamı istiyordu. Fakat bir sorun vardı. Yakın bir arkadaş edinmiş gibi hissetmiyordum. Hatta Magna'yla daha fazla vakit ayırmak için bu kadar sevdiğim Yik'i terk etme kararı almıştım. Bir ay sonra fark ettiğim şey, Magna'ya karşı arkadaşlıktan öte, Yik'e hissettiğime benzeyen bir his hissettiğimdi. Tabi ki bir erkeğe karşı hisler beslemeyi kabullenemedim. Hatta bana bunu hissettirdiği için Magna'yı suçladım. İlk olarak terslemeye başladım çocuğu. Sonra konuşmamaya... Oradan da... Ona zorbalık eden insanların yanında olmaya başladım. Şimdi aşırı pişmanlık hissediyorum çünkü o zamandan bu zamana kadar kendimi ve cinsel kimliğimi kabullendim. İki cinsiyete karşı da okeyim. Önemli olan zekaları ve bana verdikleri huzur. Magna ise okuldaki bu zorbalığı 2 sene anca çekti. Ben de onu dışladıktan bir kaç ay sonra gitti. Şu anda benim gibi polis memuru olduğunu duydum.