Elchub Chüimimuta
Babam. Ona baba demek bile içimdeki öfkeyi iliklerime kadar hissetmeme neden oluyor. Annemi öldüren, daha önce başkasının çocuğunu, kocasını öldüren adam. Babamla aramız iyi sayılırdı. Bana dövüş öğretirken oldukça eğlenirdik, ancak onun dışında hiçbir bağımız yoktu. Beni elimden tutup gezdirmedi, bana bir kez bile sarılmadı. Sohbet etmiyorduk, ancak beni eğitirken. Geçti gitti ancak insanın içinde bir yara olarak kalıyor. Bu konuda yaram tamamen kabuk tuttu, ona karşı olan öfkem bu yarayı hızlıca kapatmamı sağladı. Annemi elimden alan, hayatını sonlandıran boktan bir herif. Evde o an ben olsam beni de öldürebilirdi. Tek şükredebileceğim, buna şükretmekten utanç duysam dahi o an evde olmamaktır.

Gati Chüimimuta
En iyi arkadaşım, mükemmel bir anne, özlenen bir kadın. Annemle aramız hep çok iyiydi. Sürekli sohbet ederdik, beraber yerdik yemeklerimizi. Annem benimle sonuna kadar ilgilendi, benden hiçbir zaman umudunu kesmedi. Tek bir hata yaptı bu hayatta. Sadece bir tane. O da babama yardım etmek. Babamın hapse daha erken girmesini sağlamalıydı. Ona hiçbir zaman soramadım, neden bunu yapmadın diye. Keşke sorabilseydim, keşke tekrardan çaylarımızı doldurup sohbet edebilseydik. Sonrasında beraber yemek yapardık. Evet anne, yemek yapmayı öğrendim. Köydeki ailem bana yemek yapmayı öğretti, kendi kendime bakmam gerekiyor sonuçta. Seni kaybettikten sonra beni hiç yalnız bırakmadılar, çok güzel arkadaşlıklar edinmişsin. Gide Teyze, Ipe Abla, Iyur Nine, hepsi benimle çok iyi ilgilendiler. Keşke yanımda kalabilseydin. Iyur Nineyle bazen oturup sohbet ediyoruz, bana seni anlatıyor. Ona ne kadar yardım ettiğini, ona sürekli yemek götürdüğünü. Birisi hastalandığında onunla ilgilenirmişsin hemen. Şimdi merak etme, bunu ben yapıyorum. Iyur Nine'nin yemeğini bile yapıyorum bazen. Mükemmel bir anne olduğun gibi, iyi bir oğul yetiştirdin annem.

Kegu Püchügo
Kegu. İlk ve tek aşık olduğum kadın. 21 yaşında. Ondan sonra kimseye bir his beslemedim. Kegu ile ilk tanıştığımız an, ağladığımda elini omzuma koyduğu andır. O an ona sarılmak istemiştim ve başaramamıştım, birkaç gün sonrasında tekrar geldiğinde bu sefer ağlıyor numarası yaparak sarılmıştım. Kegu'ya çıkma teklifi edeceğim gün kendisini başka biriyle el ele gördüğümde, kendimi kaybedip sevgilisinin ağzını burnunu kırmış, Kegu'dan çok ağır bir laf yemiştim. Beni babama benzettiğini söylediğinde, aslında bende çok büyük bir aydınlanma yaşattı. Ben babam gibi olmamalıydım, olmadım da. Kegu'yla yaklaşık bir sene öncesinde konuştuk, bu olaydan da bahsettik. Unutulduğunu, geçip gittiğini söyledi. Bir kez daha küçük bir sarılma yaşayabildim. Kollarım tekrardan onun belini sardığında kendimi cennette gibi hissetsem dahi, buna kaptırmamak için hızlıca uzaklaştım. Ara sıra hala konuşuruz, ancak ayak üstü muhabbetten ileriye gitmiyor. En azından ben götürmüyorum.

Ae Püchügo
Kegu'nun kız kardeşi. Bana bazen Kegu'yu hatırlatıyor. Henüz daha 9 yaşında. Onunla ve en yakın arkadaşı Ag ile birlikte sürekli gelip benden eğitim alıyorlar. İkisiyle birlikte çok eğleniyorum ve onları eğitmek, onlara bir şeyler anlatmak çok zevkli. Meraklı ve araştırmacı bir kız. İleride çok iyi yerlere geleceğinden şüphem yok. Saçlarını ara sıra kısa kestiriyor. Özellikle 6 yaşındayken bana benzemek istediği için hep kısa saçla dolaşırdı. Son zamanlarda saçlarını uzattığına şahit oluyorum, sanırım sebebi benim de saçlarımı uzatıyor olmam. Şapkamı takmayı çok seviyor. Boş bulduğu anlarda şapkamı takıp gezmeye başlıyor. Hatta üç dört gün getirmediğini de hatırlıyorum. Umarım çok güzel bir geleceğin olacak Ae.

Ag Pechbug
Ag, Milik Teyze'nin sekiz yaşındaki oğlu. Ateşli ve hareketli bir oğlan. Onunla üç sene önce tanıştık. Ben kum torbasını yumruklarken beni izliyordu, ona döndüğümde bir anda kaçmıştı. Bunu yaklaşık iki ya da üç gün tekrarladı. En sonunda peşinden koşturup onu yakaladım. O yakalamaca esnasında oldukça eğlendik ikimizde, kötü bir niyetimin olmadığını da anladı. Üstelik yolda ayağım takılıp yuvarlandığımda gülme krizine giriyordu. O günden sonra kendisinin de kum torbasını yumruklamak istediğini söyledi. Bende Ae ile tanıştırdım, ikisini birlikte eğitmeye başladım. Ag, Ae'ye göre daha hareketli bir çocuk. Enerjisi neredeyse hiç bitmiyor, sürekli kum torbasını yumruklayabilir. Yorulunca biraz ara veriyor ve ardından tekrar kalkabiliyor. Ae öyle değil, yorulunca tam yoruluyor. İkisinin iyi arkadaşlar olmalarına seviniyorum. Ag'ın başından geçenlerini Ae'ye heyecanla anlatışını dinliyorum bazen. Hareketlerimi kopyalıyor, onları yapmaya çalışıyor. Ag, evime girerken utanma aşamasını kırdı. İstediği gibi evime girip çıkıyor. Ae hala utansa da, onunda kıracağına inanıyorum.

Jerat Detgo
Serseri bir arkadaş. Element kullanmasına rağmen polis olmayan birisi. 23 yaşında. Onunla okuldayken tanışmıştık, kişiliklerimiz oldukça farklı olmasına rağmen arkadaş kalmayı başardık. Polisliği emir köleliği olarak gördüğü için polis olmayı reddetti. Bende arkadaşı olarak onu şikayet etmek istemedim, kendi tercihine saygı duymak daha mantıklı geldi. Bildiğim kadarıyla Neon elementine sahip. Elementini kullanıyor mu, ne yapıyor hiçbir fikrim yok. Bu konuları konuşmamak ortak kararımız. Tek bildiğim şey sürekli serserilik peşinde olduğu. Okula gittiğimiz zamanlarda, durmadan kavga ederdi. İnsanlara sataşır, ona karşı gelen herkesi dövmek isterdi. Kaç kere kavga ayırdığımı sayamıyorum bile. Jerat bir kavgaya giriştiği zaman, öfkeden kuduruyor ve durdurulması zor bir hal alıyor. Onu durdurmanın yolunu sanırım yirmi ya da yirmi beş kavga sonrasında anladım. Onu boyun kilidine alıp bayılttığınız zaman kavgayı bırakabiliyor. Başka türlü size de saldırıyor, onu hızlı bir şekilde nefessiz bırakmak gerekiyor. Bir keresinde bana yumruk salladığında, karnına attığım Mükemmel Mabi Dizi'yle nefessiz bırakmış ve boyun kilidine alıp hızlıca bayıltmıştım. Uyandığında yatışmıştı. Bu aralar serseriliğin dozunu aştığına dair birkaç şey duydum ancak duymamazlıktan geliyorum. Umarım bir gün seni tutuklamak zorunda kalmam Jerat.

Detgo Chigarkib (Detgo Dede)
Detgo dede bizim köydeki en yaşlı ve bilge adamlardan birisi. 85 Yaşına girdi bu sene. Detgo Dede'nin anlattığı bir sürü hikaye var. Yalan mı söylüyor doğruyu mu söylüyor bilmiyoruz, ancak çocukların onu dinlemeyi sevdiği gibi bende çok seviyorum. Pakttan Önceki dönemde Kıtasal Savaşa dair bir sürü anısı var. Bize her zaman sizin gördüklerinizi biz görmezdik gençliğimizde der. O zamanlarda Djurat Cumhuriyeti henüz iç savaşın etkilerini atamamış üzerinden çünkü. Djurat savaştan çekildiğinde henüz 37 yaşındaymış. "Yemek bulamazdık, bizde kıtlık vardı kıtlık! Sizin gibi ekmek elden su gölden yaşamadık biz!" Diye bağırır aniden. Bazen abartıyor mu diye düşünüyorum, ancak üzerindeki huysuzluk ve sinirin bu dönemlerden geldiğini düşünüyorum. Evet Detgo Dede hepimiz tarafından sayılan sevilen bir insan ama çok huzursuz olduğu, agresif olduğu zamanlar var.

Iyur Egu (Iyur Nine)
Iyur Nine annemi kaybettikten sonra bana destek çıkmış, her zaman yanımda olmuş bir kadın. Yaşını inatla söylemiyor, her sorduğumda geçiştiriyor. "Daha 20 yaşındayım ben 20, genç bir kadınım!" diye bağırıyor. Ancak Gide Teyze bana onun 66 yaşında olduğunu söyledi. Bende bildiğimi söylemiyorum tabi. Iyur Nine'yle vakit buldukça oturur sohbet ederiz. Yaşlı biri gibi değil aslında, gayet genç gibi sohbet edebiliyor. En çok bu özelliğini seviyorum. Bana yemek yapmayı, kendime bakmayı öğretti. Sonuçta Iyur Nine olmadan da yaşamam gereken bir dönem olacak. İlk zamanlar, bana her gün yemek yapıyor, sürekli benimle ilgilenmeye çalışıyordu. Yemekleri de muhteşemdir bu arada. Yediğim en güzel yemekleri o yapıyor sanırım. Kocası yok, kocasını erken yaşlarda kaybetmiş. Oğlu ise genç yaşlarda vefat etmiş hastalıktan. Kan bağı olan kimse kalmamış bu hayatta. Yine de bu durum kendisini hiç hayattan koparmamış, bizim köydeki herkesin yaptığı gibi o da bizlere bağlanmış. Bana sürekli oğlum diye seslenir mesela. Kan bağı olan kimsesi kalmadı ama çok büyük bir ailesi var burada.