Evden çıkmadan önce son bir kez dönüp Kot'a bakıyorsun ve sırıttığını görüyorsun. Seni durdurmak için hiçbir şey yapmıyor ve oturup bir sigara daha yakıyor. Hızlıca evden çıkıyorsun ve kendi evinin yoluna düşüyorsun. Sinir harbi ile çıktığın evin ışıklarının sen çıktıktan hemen sonra söndüğünü fark ediyorsun. Hızlı adımlarla oradan uzaklaşıyorsun. Saat de geç olduğu için dükkanların bir bir kapanmakta olduğunu gözlemliyorsun. Dükkan sahiplerinden biri dükkanının kapısını kilitlerken bir diğeri ise tezgahta bulunan ürünleri paketliyor. Evine gitmek için ana sokağın en sonunda bulunan ara sokaklardan birine giriyorsun ve zifiri karanlık sokakta tek başına ilerliyorsun. Çok geçmeden evinin önüne varıyorsun. Sokağın sessizliğe bürünmüş olduğunu fark ediyorsun. Kapıyı açmaya yöneldiğin anda ayak sesleri duymaya başlıyorsun ve hemen arkana dönüyorsun. Karşında kızıl saçlı, uzun boylu bir adam olduğunu görüyorsun. Adam, mavi bir gömlek ve siyah kot pantolon giyiyor. Ağzındaki sigarayı yere atıyor ve ayağıyla eziyor.
"Sen şu yeni kızsın, değil mi?" diyor. Elini cebine atıyor ve sana doğru yürümeye başlıyor.
"Seni evine kadar takip ettim." dedikten sonra elini cebinden çıkarıyor ve elinde bir bıçak tuttuğunu fark ediyorsun. Adam hızlıca elini sana doğru getiriyor ve
"Elini uzat." diyor. Elini uzattığında bıçağı eline koyuyor ve
"Ben Huld. Bu da tanışma hediyem." dedikten sonra arkasına dönüyor ve birkaç adım uzaklaşıyor.
"Sen eve gir, ben etrafta biri olup olmadığını kontrol edip giderim."