Re: [Livei Nyawodz] Uzak

#21
Bok'u sözlerini söylerken inceleme fırsatın oluyor. Mimiklerinin ne anlama geldiği zar zor belli olan, bazen rastgele gülümseyen, bazen ise pozitif bir şey söylesen de somurtan Bok'un konuşman boyunca dişlerini sıktığını fark ediyorsun. "Yanımda olacağını bilmek güzel. Saçlarımı ise uzatmayı düşünmüyorum, bu kadar kavga dövüş dolu bir hayatın içinde bir de saç bakımı mı yapayım?" Bok hafif de olsa gülümsüyor ve bir yere yanaşıyor. "Isırmak isterdim ama bir sevgilin var, değil mi?" diyor ve arabadan iniyor. Sen de arabadan indiğinde tek katlı bir binanın karşısında olduğunu fark ediyorsun. Binanın etrafında ise neredeyse hiç bina yok. Hatta etrafına daha detaylı göz gezdirmek için arabanın arkasına geçiyorsun ve çok uzakta birkaç binayı silik bir şekilde görebiliyorsun. Tam karşı tarafta ise yeşillik bir alan var. Şehir içinden baya uzaklaştığınız belli oluyor. Bok'un yönlendirmesiyle içeri giriyorsun, Bok da arkandan giriyor. İçeri girdiğin gibi solda ve sağda kapalı kapılar, ortada ise bir resepsiyon masası ile karşılaşıyorsun. Masanın arkasında kimse yok, hatta o an binada kimse yokmuş gibi geliyor, o kadar sessiz. Bok önüne geçiyor ve "Odalarda ayrı ayrı tutuluyorlar. Önce kiminle konuşmak istersin? Hatta dur, cevabını biliyorum." diyor ve seni soldaki ilk odaya yönlendiriyor. Odaya doğru ilerliyorsun ve kapıyı açmaya çalışınca kilitli olduğunu görüyorsun. Bok hemen arkandan geliyor ve pantolonunun arka cebinden bir anahtar çıkarıp kapıyı açıyor. İçeride ışıkların kapalı olduğunu ve hiçbir cam olmadığını fark ediyorsun. Bok ışığın girdiğin gibi solda olduğunu söylüyor ve geri çekiliyor. Odaya tek başına gireceksin gibi görünüyor.


Image


Odaya giriyor ve ışığı açıyorsun. Kafasına çuval geçirilmiş, elleri arkadan bağlanmış yerde oturan bir adam ile karşılaşıyorsun ama kıyafetlerinden kendisinin Friks olduğunu hemen anlıyorsun. Kafasındaki çuvalı çıkarıyorsun ve uyanık olduğunu görüyorsun. Friks çuval çıktığı anda gözlerini yukarı çeviriyor ve seni gördüğü anda "Livei? Şu an hayal görmüyorum değil mi? Anasını sikeyim ya, buraya tek başına mı geldin? Ya başına bir şey gelseydi? Geldi mi yoksa? Her şey yolunda mı?" diye soru bombadırmanı yapıyor. "Ellerini niye bağlamadılar? Yoksa kendini bilerek mi buraya attırdın?" diye bir soru daha ekliyor. "Neyse, siktir et her şeyi. Çabuk ellerimi çöz, bizi buradan çıkaracağım." diyor. "Kel kafalı bir orospu çocuğu vardı, beni o buraya getirdi. Benden bilgi almaya çalıştılar, kendisini sikmesini söyledim. Sizi satacağıma ölürüm daha iyi."

Re: [Livei Nyawodz] Uzak

#22
"Seni mi bekleseydim..." diye mırıldandı hafifçe arabadan inerken. Şehirden oldukça uzakta, tek katlı bir binanın önüne gelmişlerdi. Bok'u takip ederek binadan içeri girdi. Daha önce de yaptığı gibi ona kapıyı açmış ve arkasından girmişti. Hep bunu yapıyor olması genç kızı sinir etmeye başlasa da sesini çıkartmadı. Ortadaki resepsiyon masasından ve etraftaki odalardan buranın eski bir motel olduğunu tahmin etmişti. Artık Mavi Yıldız'a ait olmalıydı ki etrafta in cin top atıyordu. Bok her birinin ayrı odalarda tutulduğunu söylemişti. Yani herkesle tek tek konuşması gerekecekti. Bir an önce Friks'i görmek ve iyi olduğundan emin olmak istiyordu. Bok, adeta onun düşüncelerini okumuş gibi kimi seçtiğini bilerek onu Friks'in tutulduğu odaya getirmişti. Demek ki hala Livei'nin bakışlarından ne demek istediğini anlayabilme yetisini koruyordu. Ya da bir tesadüften ibaretti.

Livei'nin odaya girmesi ile birlikte Bok odadan çıkmıştı. Onlara yalnız başlarına kalma izni verdiği için rahatlamıştı. Yanında Bok varken istediği gibi davranamazdı. Yine de temkinliydi çünkü muhtemelen bu odalar yedi yirmi dört izleniyor ve dinleniyordu. Yani yaptığı her şeyi görecek ve duyacaktı, buna şüphe yoktu. Sakince ışıkları yaktı. Odanın ortasında elleri bağlı, başına çuval geçirilmiş kişi sevgilisinden başkası değildi. Yavaşça yanına yaklaştı ve dizlerinin üzerine çöktü. Sevgilisinin karşısına geçerek başındaki çuvalı sakince çıkardı. Çimen yeşili gözleri, karşısında sevdiği kadını görünce ışıldamaya başlamıştı. Onun en çok bu yönünü seviyordu. Friks... O asla değişmiyordu. Asla değişmezdi.

Ona sorduğu soruları ardı ardına donuk bir yüz ifadesiyle dinledikten sonra bir elinin işaret parmağını sevdiği adamın dudaklarına götürerek onu susturdu. "Şşş." Elini çekerek yüzünü ona doğru yaklaştırdı ve dudaklarını sakin ama fazlasıyla tutkulu bir şekilde öpmeye başladı. Hayatındaki her şeyin büyük bir hızla değiştiği bu evrende, değişmeyen bir cevher bulmak ona kendini iyi hissettirmişti. Bok onu bir yerlerden izliyorsa ona kapak olsundu. Onunla çok tutkulu ve sevgi dolu bir çift olabilirlerdi. Bu anı yaşayan ikili, Bok ile Livei olabilirdi. Her şeyi o mahvetmişti. Ağlasa da sızlasa da Livei tekrar onu aynı şekilde sevmeyecekti. Evet! Kesinlikle kapılmayacaktı ona! Kendine bu konuda bir söz vermişti işte!

Dudaklarını yavaşça Friks'in dudaklarından çekti ve nefesini hafifçe onun yüzüne doğru verdi. Alnını sevdiği adamın alnına dayayarak bir süre sıcaklığını hissetti. "Senin için çok endişelendim." dedi titrek bir sesle. "Friks..." Alnını çekerek vücudunu dikleştirdi ve gözlerini onun gözlerine dikti. Bir eliyle sevdiği adamın yanağını okşamaya devam ederek temasını sürdürdü. "Fazla vaktimiz olmadığı için sana bir anda çok karışık şeyler söyleyeceğim. Lütfen tamamen dinlemeden bir tepki verme, olur mu?" Bir süre duraksadıktan ve ağlamayacağından emin olduktan sonra devam etti. "Kot'u kaybettikten sonra Himota'daki festival için görevlendirildiğimi hatırlıyor musun? Orada kıtamız hakkında bazı gerçekleri öğrendim. Hani kanatları olan ve havada gezebilen bir araç gördüğümü anlatmıştım sana, hatırlıyor musun? Sen de gördüğünü söylemiştin. Sonra... Dyoch'un kafasından vurulduğunu ancak zamanın geri sarıldığını anlatmıştım. Sen de aynısını yaşamıştın. Bunların hepsinin sebebini öğrendim. O cihazın ismi uçak. Onu bizzat kullanan kişilerden birisi, bize çok mühim bilgiler verdi. Kıta hakkında bildiğimiz her şey yalan. Bizler birer laboratuvar faresiyiz. Hepimiz. Burası bir kıta değil, bir gezegen. Yuvarlak, kocaman ve uzayda süzülen bir şey. Ona gezegen deniyor. Bu gezegende bizim içinde yaşadığımız kıta gibi başka kıtalar da var. Uçağı kullanan kişi bizi oraya götürdü, onlarla tanıştık. Ancak içinde bulunduğumuz bu gezegen doğal değil. Bir deney için yapay olarak oluşturulmuş. Dünya isminde bir başka gezegen var. Teknolojileri bizden çok ama çok daha üstün. O gezegende insanlar doğayı yok etmişler, gezegenlerini yaşanamaz hale getirmişler. Bir şirketin başkanı da bu deneyi yaratmaya karar vermiş. Bize atom güçlerini de vermiş ki bu güçlere rağmen yine aynı şeyi yapıp gezegenimizi yaşanamaz hale mi getiriyoruz buna bakıyorlar. Yaşadığımız zamanın geriye sarılmasının sebebi tamamen bu. Eğer deney başarılı olursa tüm dünya gezegenini buraya taşıyacaklar ve bizi öldürecekler. Hiçbir şeyden haberi olmayan onlarca masum insanı katledecekler. Kendi gezegenlerini mahvetmeleri sanki bizim suçumuzmuş gibi bizi buna maruz bırakıyorlar."

Gözüne dolan yaşları zorlukla tutmaya çalıştı. "Bunların kulağa çok absürt geldiğini biliyorum ama her şeyi gözlerimle gördüm. Uçağa bindik, başka bir kıtaya uçtuk. Her şey gerçek. Ve... Bunu durdurmalıyım Friks. Bu iş artık Gedhilfe-Deinzei hikayesini aştı. Sana yapılan şu deney ilacı var ya hani. Gedhilfe onu Dünya'ya yardım için yapıyor. Dünya ile çalışıyorlar. O gücü atom enerjisi kullanan birine verseler neler olur kim bilir demiştin, bunu yapacaklar. Hepimizi yok edecekler. Sonra da süper güçleri ile onlar için hazır hale getirdiğimiz düzenimizin içinde yaşayacaklar. Ben... Bu gerçekleri bildikten sonra öylece oturamam. Bu kıtanın insanlarını korumam gerekiyor. Onların bir suçu yok. Sizi de korumam gerekiyor. Bu yüzden Mavi Yıldız ile çalışacağım." Vereceği tepkiyi ölçmek için gözlerine baktı. "O kel kafalı kişinin ismi Bok. Mavi Yıldız'ın lideri. Kendisiyle... Bir geçmişimiz var. Aslında... Onu sana anlatmıştım. Biliyorsun..." Bir anlığına gözlerini Friks'ten kaçırdıktan sonra devam etti. "Mavi Yıldız örgütünün amacı Dünya'yı durdurmak. Bizi istila etmek için geldiklerinde onlara hadlerini bildirmek. Dünya'nın sahip olduğu bazı teknolojilere ve bilgilere sahipler. Güçlü bir örgüt. Djurat Başkan Yardımcısı bile onlarla çalışıyor. Hatta tüm Djurat'ın onlarla çalıştığını düşünüyorum. Ben de onlarla gitmeliyim."

Dramatik bir açıklama yapacakmış gibi derin bir iç çektikten sonra devam etti. "Sen de benimle gelmek ister misin? Gedhilfe'den ayrılacağız ve Mavi Yıldız ile çalışacağız. Deinzei Özgürlük Hareketi ile bağlantımız olmayacak ve onları bir daha ne zaman görürüz bilmiyorum. Bunu sadece sana teklif edeceğim, diğerlerine teklif etmemem konusunda Bok'tan emir aldım. Yine de seni kesinlikle hiçbir şeye zorlamak istemiyorum. Seni sevdiğin insanlardan ayırmak zalimlik olur. Sadece... Benim size sırtımı dönmediğimi bilmenizi istiyorum. Bunu Bok'a da söyledim, sana da söylemek istiyorum. Ben bu kıtanın insanları için canımı ortaya koydum artık. Eğer sizinle kalırsam öleceğiz. Güçsüzüz Friks. Bunu kabul etmemiz gerekiyor. Koca bir gezegen insan bize saldırırken oturup ölümünüzü izlemek istemiyorum. Zaten... Bu işin sonunda Gedhilfe'den de intikamımızı alacağız. İstediğimiz Gedhilfe düzenini koyma şansımız olacak. Çift taraflı bir kazanç olacak. Yani sizi terk etmiyorum, bunu sizin için yapıyorum. Tamam mı? Sana böyle zor bir seçim yaptırmak zorunda kaldığım için çok özür dilerim. Gerçekten... Çok ama çok üzgünüm." derken gözlerinden dökülen yaşlara engel olamadı. Bütün günü özür dilemekle geçmişti ve kendini berbat hissediyordu. "Bu kadar bencil bir kadın olduğum için özür dilerim ama benimle kalmanı istiyorum. Senden ayrılmak istemiyorum."
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Uzak

#23
Friks faltaşı gibi açılmış gözleriyle seni son cümlene kadar dinliyor ve "Livei..." deyip bir süre boyunca kafasını kapıya doğru çeviriyor. Tekrar sana dönüyor ve "Sen şaka mı yapıyorsun şu an amına koyayım?" diye soruyor. "Bana şu an denek olduğumuzu söylüyorsun. Sen olmasan delirdiğini düşünürdüm. Siksen inanmazdım. Hassiktir amına koyayım." Yere bakıyor ve yumruklarını sıkıyor. "Hiçbir anlamı yok o zaman. Birkaç yıl içinde yok edileceksek Deinzeilerin haklarının tanınmasının ne anlamı var amına koyayım? Abi şu an her şey karıştı benim için bir dakika." Bir anda sinirleniyor ve ayağa kalkıp "Mavi Yıldız'ın amacı Dünya'yı durdurmaksa bizi niye öldürmeye çalıştılar ulan? Biz ne yaptık?!" diye bağırıyor. O anda sana odaklanıyor ve gözlerini kısıp "Geçmişiniz var. Sana ulaşmaya çalışıyorlardı." diyor. Bir anda arkasındaki duvara kafa atıyor ve "Birkaç sorum var. Livei, lütfen hepsini cevapla." diyor. "Bir, madem bunun harekatımızla alakası yok o Bok denilen kel kafalı pezevenk neden onları görmemizi engelliyor? Ne alaka amına koyayım? İki, ne yapabiliriz ki? Bu durumda ne yapabiliriz? Dünya diye bir gezegen var diyorsun, bizim gibiler mi? Bizden daha mı güçlüler? Ulan deneksek bizden daha güçlü oldukları kesin zaten. Planları ne? Hatta bir dakika." diyor. Kafasını tekrar kapıya çeviriyor ve "Bok denilen elemana sormam gereken sorular bunlar. Livei, senden ayrılmak istemiyorum. Ailemden de ayrılmak istemiyorum. O yüzden iki şartım var. Hem bu sorularımı cevaplayacak hem de elemanları bizi öldürmeye çalıştığı için özür dileyecek. Git ve ona söyle." diyor.

Re: [Livei Nyawodz] Uzak

#24
Her şeyi duyduktan sonra Friks'in nasıl bir tepki vereceğinden korkmuş olsa da, beklediği gibi, Friks tam olarak Friks gibi bir tepki vermişti. Livei tebessümünü saklamak için kendini zorlamak durumunda kaldı. "Bok bana ulaşmanın en kolay yolu olarak sizi kaçırdığını söyledi. Zayıflığımdan yararlandı yani. Amaçları sizi öldürmek olsa bunu şimdiye yaparlardı. Açıkçası kaçırıldığınızı öğrenince neredeyse kafayı sıyırıyordum, başarılı oldular diyebilirim." Biraz durakladıktan sonra devam etti. "Neden onları görmemizi engellediğini bilmiyorum. Bunu ona ben de sordum ama söylemedi. Max bana... Ah sana o kısmı anlatmadım. Max adında birisi var, Dünya'dan gelen. Bize tüm gerçekleri festivalde o anlattı. Ona sizi korumak istediğimi söylediğimde bana bizim grubun benimle aynı fikirde olmayacağını söyledi. Aramızda davaya çok bağlı insanlar var. Bunlardan ilki de Mavi olsa gerek. Onu ikna edebileceğimi sanmıyorum. Bu kadar bilgi yüklemesi onlara bir anda ağır da gelebilir. Nasıl tepki vereceklerini kestiremiyorum. Onlar senin gibi değiller Friks. Sen bana güveniyorsun ve yaşanan saçmalıkları bizzat gördüğün için biliyorsun. Onlar delirdiğimi düşünebilir. Bilmiyorum. Belki onları korumak için, belki Mavi Yıldız'ı korumak içindir. İlla ki bir sebebi vardır. Örgütün sırlarını herkese deşifre etmemek için de olabilir. Dünya gerçeğini tüm kıtanın öğrendiğini düşünsene. Kaos olur. Sebebi bu da olabilir. Hatta... Benden intikam alıyor bile olabilir biliyor musun? Zamanında onunla Güney Tihami'ye kaçmayı reddettiğim ve Pakt'ı desteklediğim için bana hala kızgın olduğunu düşünüyorum. Sonra da öğrendi ki eski sevgilisinin şu anki sevgilisi örgütünün iki adamını öldürmüş. Hala umursuyorsa intikam alıyor olabilir. Paranoyak Livei iş başında." dedikten sonra hafifçe kıkırdadı.

Sonrasında diğer soruyu cevaplamaya girişti. "Max bir planı olduğunu söyledi. Denizi aştığımız zaman orada ayrı bir kıta var. O kıtada Max'in yerleşkesi bulunuyor. Max bana benimle iletişime geçeceğini söyledi. Şu anda büyük bir plan üzerine çalışıyorlar. Mavi Yıldız'da da Dünya'ya ait teknolojiler mevcut. Max'deki teknolojiyi de gördüm. Zamanı durduran hatta geriye sarabilen bir saati var. Bu teknoloji... Hatta belki de senin sahip olduğun tarzda bir güçle Dünya'yı alt edebiliriz. Mutlaka bir zayıflıkları vardır. Şirketin yöneticisinin ismi deneyde sansürlüymüş. Yani söyleyemiyoruz... Bak." Saçlarını yana itip ona kulak memesindeki cihazı gösterdi. "Bu bir çeviri cihazı. Tüm dilleri, o dili bilmesem bile anlayıp konuşabiliyorum. Max'de de bundan vardı ve bizimle o şekilde iletişim kurdu. Max bizi tekrar o kıtaya götüreceğini ve bazı çalışmalar yapacağımızı söyledi. Dünya'dan getirilen teknolojiler sayesinde onlarla boy ölçüşecek kadar ileri gittiklerini de söyledi. Max bu deneyi yapan şirketin batırılabileceğini düşünüyor. Bu işi savaşsız yapmayı planlıyorlar ama gerekirse de savaşılacak. Bizde onlarda olmayan, atomu manipüle edebilme yeteneği var. Artık bilincimiz de açıldığı için bunu onların aleyhine kullanabiliriz. Hatta Mavi Yıldız'ın daha agresif bir politika gütmeyi amaçladığını düşünüyorum. Yani... Bir plan değil, birden fazla plan var. Umut var. Bu işi yapabiliriz. Bana güven." Soluklandıktan sonra devam etti. "Bok ile sonra görüşürüz. Onunla şu an konuşsan bile sana benim bildiğimden fazlasını anlatacağını sanmıyorum. En azından şu anda. Özür dileyeceğini de sanmıyorum. O çok değişmiş. Bir zamanlar tanıdığım kişi değil artık. Ama bu işi yapmanın başka bir yolu olduğunu düşünmüyorum. Bütün bu bildiklerin ile öylece oturup Deinzei haklarını savunabilir misin? Deinzei isminin bile bir anlamı var mı ki? Belki de tamamen sanal anılarımız var, hiç yaşanmamış bir tarihi kovalıyoruz. Belki de en başından beridir uğruna çabaladığımız her şey boşunaydı. Mavi Yıldız'a katılarsak sadece kıtaya bir iyilik yapmış olmakla kalmayız, bizimkileri de sessizce koruyabiliriz. Ne diyorsun?" Bir cevap bekler gibi kan kırmızısı gözlerini onun zümrüt yeşili gözlerine dikti.
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Uzak

#25
Friks söylediklerini sonuna kadar tekrar dinliyor ve son olarak "Yani onunla konuşmamı istemiyorsun." diyor. "Dünya ile ilgili söylediklerini anlıyorum ama Livei, bu karar öyle çat diye verebileceğim bir karar değil. İzin ver de biraz düşüneyim. Sen de git diğerleriyle konuş. Zaten söylediğin şeylerin bir kısmı beni sinirlendirdi. Şu an bir cevap vermek istemiyorum." diye ekliyor. Friks yalnız kalmak istediğini belli ettiği için odadan çıkıyor ve Bok'un yanına dönüyorsun. Bok seni Friks ile ilgili herhangi bir soru sormadan bir sonraki odaya yönlendiriyor. Bu sefer ise karşında Patron Lujein'i buluyorsun. İşin garip yanı patronun kafasına çuval geçirilmemiş, kolları da bağlanmamış. Öylece yerde oturuyor. Patron seni gördüğü anda ayağa kalkıyor ve sana doğru koşup sımsıkı sarılıyor. "Kızım, her şey yolunda mı? Herkes iyi mi? Neler oluyor?" Yaşlı adamın gözlerinin dolduğunu fark edebiliyorsun. "Dışarıdaki genç adam bana zarar vermeyeceğini tembihledi ve beklememi söyledi. Kim bu adamlar?" Friks ile patrona gösterilen davranışın bu kadar farklı olmasını sorgularken karşındaki endişeli yaşlı adam ile göz göze gelmeye devam ediyorsun. "Tekomi de o genç adam ile birlikte olduğunu söyledi. Evimize saldırdıkları sırada daha güvenli olacağını söyleyip buraya getirdi beni."

Re: [Livei Nyawodz] Uzak

#26
Friks'i ikna edememiş olmanın verdiği ağırlık ile omuzları düşmüş bir şekilde çıktı odadan. Onu zorlamayacağına dair söz vermişti ancak yine de onu yanında istiyordu. Belki Gedhilfe'de kalması güvenliği için daha iyiydi ancak Livei bilinmezliğe doğru gidecekti ve bunu yalnız başına yapabileceğinden şüpheliydi. Friks'in yanında olması ona kendini güvende hissettirir ve güç verirdi. İç çekerek Bok'un yönlendirmesi ile birlikte bir diğer odaya doğru ilerledi. Mavi ile görüşeceğini umuyordu ancak karşısında patron Lujein'i bulmuştu. Adamcağıza daha nazik davranmış olacaklardı ki kafasına çuval geçirmemişler, ellerini de bağlamamışlardı. Livei patronu sapasağlam görür görmez ona doğru koştu ve birbirlerine sımsıkı sarıldılar. "Demek Tekomi de Mavi Yıldız'ın adamlarındandı. Vay be, Bok bu plana epey emek vermiş. Şaşırmamam gerekiyor aslında. O hep böyle bir insandı, demek ki o kadar da değişmemiş." dedikten sonra kendi kendine bir süre güldü. "Sana ona güvenmemeni söylemiştim patron. Fazla yumuşak kalplisin. Bize kim bir çıkarı olmadan yardım etsin ki?" Bir süre somurttuktan sonra söze girdi. "Evimize saldıranların icabına baktık. Ama orası artık güvenli değil, başka bir yere gitmeniz lazım. Ben..." Konuşmak için enerjisini topladıktan sonra devam etti. "Ben sizinle gelemeyeceğim. Mavi Yıldız ile gitmem gerekiyor. Tekomi'nin birlikte çalıştığı o genç adam benim tanıdığım birisi. Şu anda bana ihtiyacı var. Size anlatamayacağım, ileride anlayacağınız birtakım sebeplerden ötürü. Ama kesinlikle sizi terk etmiyorum. Tam tersi, bunu sizin için yapıyorum. Başarılı olursam hayallerini kurduğun Gedhilfe düzenini senin için kuracağım patron. O yüzden lütfen ben yokken güvende kalın, beladan uzak durun. Mavi Yıldız ile çalışırken elimden geldiğince sizi koruyacağım." dedikten sonra patrona son bir kez daha sımsıkı sarıldı.
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Uzak

#27
Patron beklenenin aksine laflarının ardından eliyle gözlerinden akmak üzere olan yaşları siliyor ve "Kızım, sana tek bir soru soracağım. Güvende olacak mısın?" diyor. Kendisine cevap vermenin ardından "Vereceğin karara güvenim tam. Bana yalan söylemeyeceğini de biliyorum. Seni uzun zamandır tanıyorum. Ben yaşlı bir adamım. Ne amaçladığınızı bilmiyorum ama muhtemelen sonucunu göremeyeceğim. Senden tek isteğim bizim çocuklara iyi bakman. Onlar çok fevri, kanları kaynıyor. Bu şekilde hep yanlış kararlar alıyorlar, hep kendilerini tehlikeye atıyorlar. Hikayeleri böyle bitsin istemiyorum. Sen öyle değilsin, sen düşünerek ve tartarak karar veriyorsun. Sana güvenim tam. Geleceğinde seni bekleyen şey başarı, buna eminim. Seni hepimiz çok seviyoruz, lütfen kendine iyi bak." diyor ve sana tekrar sımsıkı sarılıyor. "Friks ile konuşmak istiyorum, hadi çıkalım buradan." diyor ve böylece odadan çıkıyorsunuz. Odadan çıktığında ise çok hoşuna giden bir manzara ile karşılaşmıyorsun.

Friks Bok'un yakasından tutmuş ve bağırıyor. Bağlı olmasına rağmen nasıl odadan çıktığını anlamaya çalışırken Bok'a bir yumruk savuruyor, Bok ise yumruğu havada tutuyor ve gülümsüyor. Friks "Özür dile pezevenk, özür dile!" diye bağırıyor ve diğer eliyle yumruk atmaya yelteniyor. Bok senin ve patronun geldiğini görüyor ve geri çekilip "Dostum sakin ol, bir dakika beni dinlesen iş çözülecek ama dinlemiyorsun." diyor. "Özür dilerim. Ekibimden iki kişi seni öldürmeye çalışmış, bu bir gerçek. Ben onlara böyle bir emir vermedim ama onların hatasını sahipleneceğim. Üzgünüm. Özür ile halledilecek bir şey de değil zaten bu." Bok tekrar senin olduğun tarafa dönüyor ve Patron Lujein'in de odadan çıkmış olduğunu görüp "Neyse artık, saklanacak bir şey yok." diyor ve konuşmaya devam ediyor. "Ama Friks, sana özürden çok daha değerli bir teklif de sunmak istiyorum. Bize katıl. Bize dayattıkları kaderi yok sayacağız ve kendi yolumuzu çizeceğiz. Bu süreçte Bay Lujein'in istediği siyasi hedefleri de gerçekleştireceğiz." Friks daha sakin görünüyor. "Ayrıca sahip olduğun güç de işimize yaraya-" Friks'in kollarındaki damarlar bir anda belli oluyor ve Bok'u sağ eliyle boğazından sertçe tutup duvara yapıştırıyor. "Bu konuşmayı uluorta yapmasak mı?" diyor ve sana dönüyor. Kafasını tekrar Bok'a çeviriyor ve Bok'un gülümsediğini görüyor. Bok "Dostum, sakin ol demedim mi? Ben senin düşmanın değilim. Seninle birlikte çalışmak isteyen bir adamım sadece. Sevgilin buradayken de sana bir şey yapacak değilim." diyor. Friks ise "Yapamazsın zaten." diyor ve Bok'u bırakıyor. Sana doğru hızla yürümeye başlıyor ve geldiğinde patronun karşısına geçiyor. Eğiliyor ve "Patron, beni bağışla. Gitmeliyim." diyor. Patron ise "Sorun yok oğlum, gerekeni yap lütfen." diyor. Friks sana doğru geliyor, elinden tutuyor ve seni çekip Bok'a doğru yürümeye başlıyor. "Mavi Yıldız'a katılacağım. Katılacağız." Bok gülümsüyor ve "O zaman burada işimiz bitmiştir. Daha sakin bir yere geçip plan yapmamız lazım." diyor. Friks ise "Mavi nerede?" diye soruyor. Bok ise etrafa soru kendisine doğrultulduğunu anlamamışçasına bakıyor ve "Nereden bileyim ben? Onunla iletişime geçmedik." diyor. Patron ise bunu duyunca hızla yanınıza doğru koşuyor ve "O zaman Thrao Kızıl Kan'a gitmiş olmalı! Ne yapacağız?" diye soruyor. Bok ise bir süre boyunca yüzlerinize bakıyor ve "Livei, beni nerede bulacağını biliyorsun. Arkadaşınızı kurtarın, gerekirse destek çağırabilirim. Sonrasında işimize bakarız." diyor. Friks sana dönüyor ve "O halde nereye gideceğimiz belli." diyor.

Re: [Livei Nyawodz] Uzak

#28
Patronun söyledikleri genç kızın yeniden gözlerinin dolmasına sebep olmuştu. Bu yaşlı adamın kalbi, acımasız dünya için fazla merhametliydi. Ayrıca Gedhilfe'de arzuladığı düzenin kurulacağı günü göremeyeceğini söylemesi Livei'nin kalbinin binlerce parçaya ayrılmasına sebep oldu. Adamcağızı son günlerinde belki de göremeyecekti, yanında olamayacaktı. Ama gitmesi gerekiyordu. Başka seçeneği yoktu. Bu herkesin iyiliği içindi. Üstelik belki de Dünya gerçeğini öğrenmeden göçüp gitmesi daha iyi olurdu. Bu yaşına kadar bildiği her şeyin bir yalan olduğunu öğrenmeden, huzur içinde son günlerini sevdikleriyle geçirebilirdi. "Herkesi kollayacağım, söz veriyorum." Friks ile konuşmak istediğini duyunca birlikte odadan dışarı çıktılar.

Çıktığında gördüğü manzara onu şaşırtmamış olsa da pek iç açıcı değildi. Friks, nasıl becerdiği bilinmez, kendini serbest bırakmış ve Bok'un boğazına yapışmıştı. Livei içten içe Friks'in işini kendi bildiği yöntemiyle çözeceğini tahmin ediyordu ancak bu kadar çabuk olmasını beklemiyordu. Bu adama dil dökmemek lazımdı demek ki. Akışına bırakmak lazımdı. Testosteron sağ olsun, o bir şekilde yumruklarıyla hallediyordu. Bok da piçliğinden olsa gerek boyuna sırıtıyor ve gülüyordu. En azından özür dilemişti. Livei bu kadarını yapmasını beklememişti. Livei kollarını göğsünde birleştirip sinir olmuş bir şekilde ikilinin çocuksu kavgasının bitmesini bekledi. Erkekler gerçekten de hiç büyümüyorlardı. Hele ki patron yanlarındayken Bok'un, sırf Friks'i sinirlendirmek için, konuyu sahip olduğu güce getirmesi takdire şayan bir hareketti. Genç kız hayatındaki erkek seçimlerinin pek de akıllıca olmadığını düşündü. Yine de onların bu vahşiliğinin kendisine çekici gelen bir tarafı olduğunu itiraf etmeliydi. Friks, Bok'u serbest bıraktığında Livei de derin bir iç çekti. "Bitti mi gösteriniz?" dedi gözlerini devirerek. O esnada Friks patrondan özür dilemiş ve gideceğini söylemişti. Sonra da Livei'nin elini tutup onu Bok'a doğru çekmişti ve resmen Mavi Yıldız'a katılacağını açıklamıştı. Livei gülümsedi. Bir başına kalmayacaktı. Bir sevgilisini daha verdiği politik kararlar yüzünden kaybetmeyecekti.

Bok daha sakin bir yerde plan yapmaları gerektiğini söylediğinde aklı karışmış bir şekilde odadakilere baktı. Mavi burada değil miydi? Onunla da görüşeceğini düşünmüştü. Friks'in, aklındaki soruyu sorması üzerine de Bok'un Mavi ile iletişime geçmediğini öğrendi. Livei o anda betinin benzinin attığına, ruh gibi beyazladığına emindi. Bunca zamandır Mavi'nin burada, güvende olduğunu düşünmüştü. Ne kadar da saftı! Bunu Bok'a önceden sorması gerekiyordu. Mavi kim bilir neredeydi, başına ne gelmişti? Kızıl Kan'a gittiyse başı büyük belada olmalıydı. Yaşıyor muydu? Yaşıyor olsa iyi olurdu! Genç kız iyiden iyiye paniklemişken Bok onlara arkadaşlarını kurtarmalarını, gerekirse yardım göndereceğini söyledi. Livei, Friks'e ve patrona dönüp "Gidelim. Patron lütfen sen güvenli bir yerde kal, Friks ile biz Mavi'yi kurtaracağız." dedikten sonra başını Bok'a çevirdi. "Bok... Teşekkür ederim. Her şey için." Her şey kelimesinin altında birden fazla anlam yatıyor olduğu, vurgulama şeklinden belliydi.
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Uzak

#29
Bok ile son kez bakıştıktan sonra ailenle birlikte Mavi'yi kurtarmak için yola çıkıyorsun. Binadan çıktığınız anda Friks'in yüzüne bakıyor ve ailenle birlikte olabildiğin için ne kadar mutlu olduğunu kendine hatırlatıyorsun. Bir anda etrafındaki herkesin donduğunu fark ediyorsun. Sadece Friks ve Patron değil, aynı zamanda arabalar, yürüyen diğer insanlar ve aklına gelebilecek her şey donmuş bir şekilde duruyor. Ne olduğunu anlamaya çalışırken bastığın zeminin ortadan yarıldığını fark ediyorsun. İç katman ise zifiri karanlık. Bir süre sonra gökyüzü de yarılmaya başlıyor. Kendi vücudun dışında her yeri siyah beyaz görmeye başlıyorsun. Yarıklar bir süre sonra etrafını kaplıyor ve simsiyah bir ortamda tek başına kalıyorsun. Karşında ise bembeyaz bir adam duruyor.


LYHVIEVIH ZIV DZGXSRMT BLF
Image
LYHVIEVIH ZIV DZGXSRMT BLF


Adamın vücut ve yüz hatları rastgele zamanlarda rastgele yerlerde belli olup sonrasında yok oluyor. Adam ile aranda mesafe var ama tamamen karanlık bir ortamda olduğun için bunu ayırt etmen kolay olmuyor. Adamın bir maske taktığını hissediyorsun ama yüz hatları kesin bir kanıya varman için fazla belirsiz. Yavaş yavaş adamın nefes alış veriş sesini duymaya başlıyorsun. Vücudu sana yakın olsa da sesi sanki bir megafon ile çok daha uzaktan, hatta yukarıdan geliyormuş gibi hissettiriyor. "Mavi'nin ölmesini istemiyorsan peşinden gitme. Teklifi kabul edersen Mavi'nin kayıp olduğu gerçeğini etrafındaki herkes unutacak. Teklifi kabul etmezsen Mavi gerçek anına döndüğün saniyede ölecek. Karar senin." Adam buğulu, kalın bir ses ile konuşuyor. Daha fazla cümle kurmasını bekliyorsun ama sadece senden bir cevap bekliyormuş gibi duruyor. Arada bir adamın etrafında ışık hüzmeleri oluştuğunu görebiliyorsun. Adam dışında her şey çok karanlık. O kadar karanlık olmasına rağmen kendi vücudunu net bir şekilde görebiliyorsun.


Sen de bir şeylerin başladığını hissediyor musun? Aralık.
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Uzak

#30
Binadan çıktığında, her şey daha da kötüye gitmeden önce hatırladığı son şey Friks'in yüzüne baktığı ve ne kadar şanslı olduğunu düşündüğüydü. Yukarıdakiler bunu duymuş olacaklardı ki, tam tersini ispatlamak için ellerinden geleni yapmışlardı. Tüm dünyası donmuştu Livei'nin. Yine oluyordu. Ne olduğunu bilmediği o şey, yine yaşanıyordu. Tanıyordu bu hissi bir yerlerden. Kendisi dışında hiçbir şey hareket etmiyordu. Yaprak kımıldamıyordu. Kendi dünyasına girmişti yeniden. Ya da onun dünyasına girilmişti. Yavaş yavaş renkler de solmaya başlamış, tüm dünya siyahın ve beyazın ahengine kapılmıştı. Yine şapkalı figür mü geliyordu acaba? Livei tetikteydi.

Derken karşısında bembeyaz bir insan figürü belirdi. Şapkalı değildi. Max'in meslektaşlarından olabilirdi. Livei bu sefer kendini daha cesur hissediyordu. Adam ulaşabileceği bir mesafede miydi, orada gerçekten fiziksel olarak var mıydı, yakın mıydı yoksa uzak mıydı hiçbir şeyi kestiremiyordu. Bütün duyuları kapanmıştı. Bir ses duydu. Yukarıdan, üstten geliyor gibiydi. Başını istemsizce yukarıya doğru kaldırdı. Mavi'nin peşinden giderse Mavi'nin öldürüleceğini, gitmezse kayıp olduğunu çevresindekilerin unutacağını söylüyordu ses. Dişlerini sıktı. "Oradan acizliğimizi izlemek zevkli mi?" Havaya doğru yumruğunu salladı. "Kendi gezegeninizi yok etmeniz yetmezmiş gibi bizimkini de mi mahvedeceksiniz?" Adama döndü. "Bunu neden yapıyorsunuz? Biz size ne yaptık?" Birkaç adım atmaya çalıştı ancak nereye bastığından emin olamıyordu. "Mavi'ye zarar vermeyin, onun hiçbir suçu yok! Biz hepimiz masum insanlarız. Sizin deney fareniz değiliz! Sizler gibi insanız. Bizim de sevdiklerimiz, ailemiz, anılarımız var. Neden kendi türünüze zarar veriyorsunuz? Lütfen bırakın bu deneyi artık. Bırakın peşimizi. Tek isteğimiz hayatta kalmak, yaşamak. Sizin kadar bizim de yaşama hakkımız var! Artık savaş olmasın, daha fazla insan ölmesin. Bu işi başka yollardan çözebiliriz." Figürün gözlerini seçmeye çalıştı, maske takıyor gibi görünüyordu. "Siz... neydi adı... observersınız değil mi? Lütfen bir düşünün. Yaptığınız şeyi ve sonuçlarını düşünün. Bunca yıldır bizi gözlemliyorsunuz. Öylece ölmemize göz mü yumacaksınız? Ayrıca teklifinizi kabul ediyorum. Mavi'nin peşinden gitmeyeceğim. Ona zarar vermeyin. Hayatı boyunca acı çekti, bırakın biraz huzurlu yaşasın. Onu ailesine geri gönderin. Patron yaşlı, onu oğlu gibi seviyor. Son günlerini oğlu ile geçirsin. Bu kötülüğü onlara yapmazsınız, değil mi?" Figür ona cevap verecek miydi bilmiyordu ancak en azından şansını denemişti. Belki bu insanların kalbinde biraz olsun merhamet ve şefkat vardı.
Image
► Show Spoiler
Locked

Return to “Æfgrenst”

cron