Karanlık, seni sarmalayan yoğun bir sis gibi etrafını kuşatıyor. Her yönüne baktığında, sadece koyu bir siyahla karşılaşıyorsun. Bu karanlık, sadece gözlerini değil, ruhunu da esir alıyor. Etrafındaki sessizlik, kulaklarında çınlamaya başlıyor; bu çınlama, yalnızlığının sesi oluyor. Adımlarını attıkça, ayaklarının altında hissettiğin zemin bile belirsizleşiyor. Bu boşlukta, zamanın ve mekanın anlamını yitirdiğini hissediyorsun. Ancak, bu derin yalnızlık ve karanlık içerisinde, uzaktan gelen hafif bir rüzgarın sesini duyuyorsun. Bu ses, seni takip etmeye başlıyor ve adeta bir çağrı gibi kulaklarına doluyor. Rüzgarın sesi, seni ormanın derinliklerine doğru çekiyor. Adımlarını bu sesin peşinden sürüklerken, karanlığın yavaşça dağıldığını ve etrafında ağaçların siluetlerinin belirmeye başladığını fark ediyorsun. Bu orman, karanlığın içerisindeki tek sığınak gibi duruyor. Ormana adımını attığın ilk an, hafif bir titreme hissediyorsun. Ağaçların arasından süzülen ay ışığı, yüzünü aydınlatıyor ve gölgeler, etrafında dans ediyor. Her adımınla birlikte, yaprakların hışırtısı ve dalların çıtırtısı seni selamlıyor. Ancak bu doğal melodinin içerisinde, bir yandan da içsel bir huzursuzluk beliriyor. Zihninde, bir anda ortadan kaybolan arkadaşlarının yüzleri canlanıyor. Onların gülüşleri, konuşmaları, birlikte geçirdiğiniz anlar... Her biri, bu karanlık ormanın içerisinde seninle birlikte yürüyor gibi hissettiriyor. Gözlerini kapattığında, onların seslerini duyuyor, ellerini hissediyor gibi oluyorsun. Ancak gözlerini açtığında, yine yalnızlıkla yüzleşiyorsun.
Ormanın derinliklerine doğru ilerledikçe, bu hatıralar daha da canlanıyor. Arkadaşlarının kayboluşu, içinde bir boşluk, bir eksiklik yaratmış. Onları bulma umuduyla atıldığın bu yolculuk, seni bilinmezlikle dolu bir maceraya sürüklüyor. Her ne kadar içinde bir umutsuzluk barındırsa da, bir yandan da onları bulma ihtimali, seni ayakta tutuyor. Ormanın içerisinde, bu duygularla dolup taşarken, bir yandan da doğanın gizemli ve vahşi güzellikleriyle karşılaşıyorsun. Ağaçlar, sanki seninle birlikte hüzünleniyor, rüzgar, sanki seninle birlikte fısıldaşıyor gibi... Ve sen, bu bilinmeyen yolda, hem kendi içsel yolculuğunu yaşıyor, hem de fiziksel olarak ormanın gizemli yollarında kayboluyorsun. Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, birdenbire önünde beliren bir silüet seni durduruyor. Bu belirsiz figür, ağaçların arasından süzülen ay ışığında daha da gizemli bir hale bürünüyor. Silüet, hareketsiz bir şekilde seni izliyor ve ardından, derin bir sesle konuşmaya başlıyor. "Neden buradasın?" diye soruyor. Sen, şaşkınlıkla cevap vermeden önce bir an duraksıyorsun. Silüet, sabırla cevabını bekliyor.
Ormanın derinliklerine doğru ilerledikçe, bu hatıralar daha da canlanıyor. Arkadaşlarının kayboluşu, içinde bir boşluk, bir eksiklik yaratmış. Onları bulma umuduyla atıldığın bu yolculuk, seni bilinmezlikle dolu bir maceraya sürüklüyor. Her ne kadar içinde bir umutsuzluk barındırsa da, bir yandan da onları bulma ihtimali, seni ayakta tutuyor. Ormanın içerisinde, bu duygularla dolup taşarken, bir yandan da doğanın gizemli ve vahşi güzellikleriyle karşılaşıyorsun. Ağaçlar, sanki seninle birlikte hüzünleniyor, rüzgar, sanki seninle birlikte fısıldaşıyor gibi... Ve sen, bu bilinmeyen yolda, hem kendi içsel yolculuğunu yaşıyor, hem de fiziksel olarak ormanın gizemli yollarında kayboluyorsun. Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, birdenbire önünde beliren bir silüet seni durduruyor. Bu belirsiz figür, ağaçların arasından süzülen ay ışığında daha da gizemli bir hale bürünüyor. Silüet, hareketsiz bir şekilde seni izliyor ve ardından, derin bir sesle konuşmaya başlıyor. "Neden buradasın?" diye soruyor. Sen, şaşkınlıkla cevap vermeden önce bir an duraksıyorsun. Silüet, sabırla cevabını bekliyor.
Off Topic
Pasiflik süresi 3 gündür.