Adam soruna karşı cevap vermek yerine sadece gülmekle yetinince planına başlıyorsun. Kalsiyum - Kas stilini aktive ediyorsun ve adamın boğazını sıkarken sol dizine tekme atarak yere çökertmeyi başarıyorsun. Adamın arkasına geçip kollarını tutuyor ve çekmeye başlıyorsun. Adam şaşkınlık içerisinde ekip arkadaşlarına bakıyor ve "Çabuk içeri girin!" diye bağırıyor. Bir anda kas gücünle adamın omuzlarından birinin yerinden çıkmasına sebep oluyorsun. Adam acı içinde bağırıyor ve o sırada diğer çalışanlar bulunduğunuz duyusal yoksunluk tankının kapısını açmaya çalışıyor. Adamın kollarından birini yerinden tamamen çıkarıyorsun. Dengeni kaybediyorsun ve o sırada adam yere kapaklanıyor. Çalışanlar ise kapıyı sonunda açıyorlar. Bir anda omzuna bir şeyin isabet ettiğini fark ediyor ve inanılmaz bir acı hissediyorsun. Yavaşça gözlerin kararıyor ve yere düşüp bayılıyorsun. Zifiri karanlık bir boşlukta uyanıyorsun. Hiçbir şey göremiyorsun ama paniğin göğsünde yükseldiğini hissedebiliyorsun. Aniden yakınlarda bir varlık hissediyorsun. Hiçbir şey göremiyorsun ama ondan yayılan öfkeyi hissedebiliyorsun. Ne olduğundan ya da nereden geldiğinden emin değilsin ama öfke aşikar. Kendini yönlendirmeye çalışırken, birdenbire karanlık bir figür beliriyor. Doğrudan sana bakıyor ve ondan yayılan öfkeyi hissedebiliyorsun. Yüzünü ayırt edemiyorsun ama öfkeli olduğunu söyleyebilirsin. Ne yapacağını bilmiyorsun. Nerede olduğunu bile bilmiyorsun. Kayboldun, kafan karışık ve korkuyorsun. Figür sana doğru yürümeye başlıyor ve bu sırada etrafındaki her şey bozulmaya başlıyor. Boşluk çatlamaya başlıyor ve çatlakların ardında tanımadığın bir dünyadan farklı sahneler beliriyor. Figür sana doğru yürümeye devam ediyor ve sen bir adım geri çekiliyorsun. Neden olduğundan emin değilsin ama bu kızgın varlığa daha fazla yaklaşmak istemediğini biliyorsun. Boşluktaki çatlaklar açılmaya devam ediyor ve yüksek binaların, kendi kendine giden arabaların ve ellerinde tuttukları küçük cihazlar aracılığıyla birbirleriyle konuşan insanların görüntülerini görüyorsun. Her şeyi anlamlandırmaya çalışıyorsun, ama bu senin kavrayamayacağın kadar çok. Figür yaklaşıyor ve nefesini yüzünde hissedebiliyorsun. Gözlerini kapatıyorsun ve olacaklar için kendini hazırlıyorsun. Ama sonra her şey sessizleşiyor. Şekil gidiyor ve boşluktaki çatlaklar kayboluyor.
Gözlerini açtığında kendini aynı laboratuvarda buluyorsun. Etrafında kimse yok. Tamamen tek başınasın. Odada bir tek sen varsın ve çıkabileceğin tek bir alan bile yok. Umutsuzluk hat safhada. Yapabileceğin bir şey kalmadı. Pes etmeye hazırsın. Umutsuzluğun derin sularında yüzerken bir anda az önce gördüğün gazeteci odaya giriyor. Adamın her tarafı ıslak. Hatta daha yakından baktığında adamın üstünde yapışkan bir sıvı olduğunu görebiliyorsun. Adam "Çabuk gel!" diyor ve bulunduğun tankın kapısını açacak düğmeye basıyor. Başka bir şansın olmadığı için adamın peşinden gidiyorsun. Adam ile birlikte buraya geldiğin koridorlardan ilerliyor ve çıkmaya çalışıyorsun. O sırada etrafa bakınıyorsun ve şu ana kadar gördüğün herkesin ölmüş olduğunu görüyorsun. Yerde etkisiz hale getirilmiş cesetleri görüyor ve buradan acilen çıkman gerektiğini anlıyorsun. Gazeteci adam kendini dışarı atıyor ve sen de hemen arkasından geliyorsun. Gazeteci sana dönüyor ve "Bu adamlar-" diyor fakat Yangk bir anda binanın önüne geliyor ve işaret parmağını size doğrultup "Kurşun kullanıyorum. Ellerinizi kaldırın." diyor. Gazeteci korkuyla ellerini kaldırıyor.
Gözlerini açtığında kendini aynı laboratuvarda buluyorsun. Etrafında kimse yok. Tamamen tek başınasın. Odada bir tek sen varsın ve çıkabileceğin tek bir alan bile yok. Umutsuzluk hat safhada. Yapabileceğin bir şey kalmadı. Pes etmeye hazırsın. Umutsuzluğun derin sularında yüzerken bir anda az önce gördüğün gazeteci odaya giriyor. Adamın her tarafı ıslak. Hatta daha yakından baktığında adamın üstünde yapışkan bir sıvı olduğunu görebiliyorsun. Adam "Çabuk gel!" diyor ve bulunduğun tankın kapısını açacak düğmeye basıyor. Başka bir şansın olmadığı için adamın peşinden gidiyorsun. Adam ile birlikte buraya geldiğin koridorlardan ilerliyor ve çıkmaya çalışıyorsun. O sırada etrafa bakınıyorsun ve şu ana kadar gördüğün herkesin ölmüş olduğunu görüyorsun. Yerde etkisiz hale getirilmiş cesetleri görüyor ve buradan acilen çıkman gerektiğini anlıyorsun. Gazeteci adam kendini dışarı atıyor ve sen de hemen arkasından geliyorsun. Gazeteci sana dönüyor ve "Bu adamlar-" diyor fakat Yangk bir anda binanın önüne geliyor ve işaret parmağını size doğrultup "Kurşun kullanıyorum. Ellerinizi kaldırın." diyor. Gazeteci korkuyla ellerini kaldırıyor.