Karanlık ara geçitte, enerjik ve kararlı ses tonuyla verdiğin talimatın ardından, tüccar adam hızla oradan uzaklaşıyor. Sen, hızla etrafına bakınıp, eline geçirebileceğin bir taş arıyorsun. Nihayet, yerde irice bir taş bulup onu alıyorsun ve maskeli figürlerin geldiği yönün tam karşısında, onları göremeyeceğin bir köşeye saklanıyorsun. Kalbin hızla atıyor, nefesin kesiliyor ama aynı zamanda içinde bir kararlılık ve cesaret hissediyorsun. Yaklaşan adımların sesi giderek yükseliyor. Üç maskeli figür, ara geçidin girişine ulaşıyor. İlk figür, senin saklandığın köşeye doğru ilerlerken, diğer ikisi tüccar adamın kaçtığı yönü kontrol ediyorlar. Tam ilk figür, senin saklandığın köşeye yaklaşırken, elindeki taşı hızla onun kafasına fırlatıyorsun. Taş, figürün kafasına isabet ediyor ve o, yere yığılıyor. Diğer iki figür, bu ses üzerine hemen sana doğru dönüyorlar. Ancak, sen onlardan daha hızlı hareket ediyorsun. Kalsiyum: Sağlamlık stilini kullanarak, ikinci figüre doğru koşup onun suratına sert bir yumruk geçiriyorsun. Yumruğunun etkisiyle, figür geriye doğru savruluyor ve yere düşüyor. Üçüncü figür, senin bu hızlı hareketlerine şaşkınlıkla bakarken, sen ona doğru atılıyorsun. Ancak, bu figür diğerlerinden daha hazırlıklı. Elinde parlayan bir enerji kılıcı beliriyor ve senin üzerine saldırıyor. Kılıcı sana doğru hızla yaklaşırken, içindeki enerjiyi hissedebiliyorsun. Ancak, sen de ona karşı hazırlıklısın. Kalsiyum: Sağlamlık elementini tekrar kullanarak, kılıcın darbesini savuşturmayı başarıyorsun.

Bu sırada, figürün enerji kılıcıyla yaptığı bir saldırı, senin savunmanı aşarak omzuna isabet ediyor. Acı içinde bir çığlık atıyorsun, ancak pes etmiyorsun. Enerjini toplayarak, son bir hamleyle figüre saldırıyorsun. Bu hamlen, figürü şaşırtıyor ve onu yere seriyorsun. Ancak, omzundan akan kan ve çektiğin acı, seni zorluyor. Yere çömelirken, uzaktan gelen adımların sesi yaklaşıyor ve Greia'nın sesini duyuyorsun. "Wændz! Buradayız! Seni bulduk!" Greia ve arkadaşları, senin yanına koşarak geliyorlar. Greia, senin yaralı omzuna bakarak endişeyle "Hemen sana yardım etmeliyiz." diyor. Greia'nın sıcak ve rahatlatıcı sesi, kulağında yankılanıyor. Ancak, bir şeylerin doğru olmadığını hissediyorsun. Gözlerin bulanıklaşmaya başlıyor ve her şey sanki bir sis perdesinin ardından görünüyor. Atom enerjini bir anda hızlı harcamış olmalısın. Bu enerji dalgalanması, senin gibi atom enerjisiyle bağlantılı olanları etkiliyor olmalı. Bulanık gözlerinle etrafa bakmaya çalışırken, maskeli figürlerin yaklaştığını fark ediyorsun. Ancak, onların sayısını tam olarak belirleyemiyorsun. Belki üç, belki dört... Hızla hareket eden siluetler, senin bu zayıf anını fırsat bilerek üzerine doğru ilerliyorlar. Ancak, birkaçı da enerji dalgalanmasından etkilenmiş gibi görünüyor; adımları sarsak ve dengesiz. Kolundaki yara, bu enerji dalgalanmasıyla birlikte daha da acı vermeye başlıyor. Bir an için ne yapacağını düşünüyorsun. Eğer enerji dalgalanması devam ederse, bu durumda savaşmak zor olabilir. Ancak, kaçmak da bir seçenek. Etrafındaki yapıları ve sokakları kullanarak, belki de onları atlatmayı başarabilirsin. Ya da belki de bu enerji dalgalanmasını avantaja çevirip, onları şaşırtabilirsin. Ancak, hızla karar vermen gerekiyor. Greia ve arkadaşları da yanında, bir planın varsa onlarla da iletişim kurabilirsin.

Tüccarın güven içinde kalması umuduyla kısa süre ardından bakmamın ardından hızla etrafıma bakınıp elime geçirebileceğim bir taş aradım. Yeterli boyutta bir taş bulduktan sonra hemen köşeye sindikten sonra geriye kalan tek şey bir umut fark edilmeden önce benim harekete geçip onları gafil avlamamdı. Adım sesleri yaklaştıkta içimdeki tarifsiz heyecan hissi giderek artıyordu. İlk figürün bana yeterince yaklaşmasının ardından taşı hızla kafasına fırlatmamla yere yığılmıştı. Diğer ikisi ise hareketliliği fark edip döndüğünde çoktan harekete geçmiş oluyordum. Elementimi kullanıp bir tanesinin suratına sert bir yumruk geçirdiğimde adrenalimin tavan yaptığını hissediyordum. Ancak bu hissin, biraz sonra yaşayacaklarım karşısında meğerse bir hiç olduğunu anlayacaktım.

Sonraki hedefim her ne kadar şaşırmış olsa bile hareketlerime hazırlıklı davranmıştı. Elinde parlayan ışıltılı kılıç hayatımda ilk defa böyle bir şey görmeme karşı, zaten bundan kısa süre öncesine kadar olan hayatımdan koparıldığımın bilinciyle eskisi kadar şaşırtıcı gelmiyordu. Elementim ile kılıcın darbesini savuşturmayı başarmıştım. Ancak yapılan bir diğer hamle savunmamı aşmış ve omzuma saplanmıştı. Belki kılıç ile kıyaslanamayacak kadar fazla verdiği acı ile çığlığıma engel olamıyordum. Ancak dişimi sıkıp direniyor ve pes etmiyordum.

Ani gerçekleştirdiğim beklenmedik darbe ile bu figürü de yere seriyordum ancak acımın büyüklüğü ve kan kaybettiğimi görmek beni hayli zorluyordu. Yere doğru çömelirken Geria'nın sesini duymamla beraber belki de direnme gücü buluyordum. Omzumun durumunu fark eden Geria endişeyle yardıma ihtiyacım olduğunu söylüyordu. Sağ elimle kanı durdurmak üzere bastırmak istesem de fazla basıncın vereceği acı ile dövüşe devam edemeyeceğim endişesiyle canımı ikinci planda tutuyordum. Eğer etkisiz hale gelirsem zaten devam edebilecek bir hayatı bana bırakmayabilirlerdi çünkü.

Acıdan kısılan sol gözümü açmaya zorlarken görüşüm elementimi çok hızlı tüketmemle beraber bulanıklaşıyordu. Maskeli figürlerin geliyor olduğunu görmek kötü haberi veriyordu. "Burası cehenneme dönmüş, her yerden maskeli figürler çıkıyor!" diye içimden geçiriyordum. Kaçmaya çalışsam bana yardıma gelenleri feda etme anlamına gelebilirdi. Korumam gereken insanları kendim için asla feda edemezdim! Bu yüzden en önde savaşmayı seçiyordum. Kasılan dişlerimi aralamayı başarıp Geria'ya "Merak etme Geria. Dövüşte iyi olmayanların geride durmasını emreder misin? Kalanlarla savaşmalı ve birkaçını ele geçirmeliyiz" derken acı dolu yüzümde her şeye rağmen ufak bir tebessüm yerleştirmeye çalışıyordum. Yere serdiğim maskeli figürün enerji kılıcını alacaktım. İstemediğim şeyler yapmak zorundaydım. Sendeler gibi yaptığım adımlarla ilerlerken içlerinden en öndekilerine bir anda hızlanarak kılıcı karın boşluğuna saplayacak ve kılıcı figürün üzerinde bırakıp hızla geri atılıp hedef olmaktan çıkacak Geria ve diğerlerinin çıkardığı kargaşadan faydalanıp yeniden saldırıya geçecektim. Kılıcı bırakma niyetindeydim çünkü ölüm riskini arttırıyordu ve ben can almak istemiyordum ne kadar zor durumda kalsam bile.

Enerji kılıcını ele geçirdiğinde, onun parlayan ışığı ve titreşimini hissedebiliyorsun. Bu kılıç, sıradan bir silahtan çok daha fazlası. Ancak, şu an için onu kullanman gerekiyor. Greia'nın emirlerini duyan diğerleri, hemen pozisyon alıyorlar ve savaşa hazırlanıyorlar. Sen, enerji kılıcını sıkıca kavrayarak, maskeli figürlerin üzerine doğru ilerliyorsun. İlk hamleni, en öndeki figüre yaparak, kılıcı onun karın boşluğuna saplıyorsun. Figür, acı içinde bir çığlık atarak geriye doğru savruluyor. Ancak, kılıcı figürde bırakarak hızla geriye atılıyorsun. Bu ani hareketin, diğer maskeli figürleri şaşırtıyor. Greia ve diğerleri, bu fırsatı değerlendirerek, maskeli figürlere saldırıyorlar. Ancak, enerji dalgalanması nedeniyle, herkesin hareketleri biraz daha yavaş ve dengesiz. Bu durum, savaşın seyrini değiştiriyor. Bir yandan, Greia'nın enerji dalgalanmasından etkilenmemiş birkaç figürle mücadele ettiğini görüyorsun. Diğer yandan, enerji dalgalanmasından etkilenen figürler, dengesiz adımlarla etrafa saldırıyorlar. Bu kaos ortamında, bir plan yapman ve harekete geçmen gerekiyor. Enerji kılıcını bıraktığın için, şimdi elinde sadece elementin ve dövüş yeteneklerin var. Ancak, bu yeteneklerinle bile birçok figürü etkisiz hale getirebilirsin.

Bir figür, senin üzerine doğru hızla ilerliyor. Ancak, onun dengesiz adımlarını fark ederek, onun yanından sıyrılıp, arkasına geçiyorsun. Bu hareketinle, figürü şaşırtıyorsun ve ona sert bir darbe indiriyorsun. Figür, yere düşüyor. Ancak, diğer figürler de senin üzerine doğru ilerliyorlar. Etrafında dönerken, hangi figürün enerji dalgalanmasından etkilenip etkilenmediğini ayırt etmeye çalışıyorsun. Bu bilgi, savaşta avantaj sağlayabilir. Greia, enerji dalgalanmasından etkilenmemiş bir figürle mücadele ederken, diğer bir figür ona arkadan saldırmaya hazırlanıyor. Bu durumu fark ediyorsun ve hemen harekete geçiyorsun. Figüre doğru koşarak, onu yere seriyorsun. Ancak, bu hareketinle diğer figürlerin dikkatini de üzerine çekiyorsun. Şimdi, senin üzerine doğru birçok figür ilerliyor. Enerjinin azalmaya başladığını hissediyorsun, ancak pes etmek gibi bir niyetin yok. Etrafındaki arkadaşlarına bir göz atıyorsun ve onların da savaşta zorlandığını görüyorsun. Ancak, birlikte hareket ederek, bu savaşı kazanabileceğinize inanıyorsun. Bu inançla, enerjini toplayarak, maskeli figürlere karşı son bir hamle yapmaya hazırlanıyorsun. Bir anda yine gözlerinin karardığını hissediyorsun. Atom enerjinin dengesizliği hızlı hareket etmeni engelliyor. Atom enerjine takviye yapmazsan çok ama çok kötü sonuçlar doğurabilir.

Şiddet ve karmaşa her geçen saniye daha da artmasına karşı bu mücadelede gitgide zayıflayan ben oluyordum. Greia ve diğerlerinin buradaki mücadeleyi değer verdiklerini korumak için yaptıklarını biliyordum ancak onların bu uğurda burada kendilerini feda etmelerine izin veremezdim. Greia'ya yapılmaya hazırlanan o sinsi saldırıya karşı onu savunabilmiş olduğuma şükrediyordum ancak durumum geçen her saniye kötüleşiyordu. Fiziksel olarak sağlam kız olduğumu kendime kanıtlayabilmiş olmama rağmen atom enerjisindeki hızlı kaybımın oluşturacağı sonuca karşı bir şey yapmazsam sonumun çok kötü olacağını hissediyordum. Bu yüzden riskleri nedeniyle çekindiğim takviye tüpünü kullanmam gerekiyordu. Ancak kullanmazsam atom enerjisi eksikliği nedeniyle ve etraftaki figürler sonucunda çok daha kötü olabileceği için kullanmakta bir çekince görmüyordum.

Derhal takviye tüpünü kullanacak ve enerjimi dengeleyip acımasızca figürleri alt etmeye çabalayacaktım. Figürlerin bazıları da dengesizlik yaşadığı için bazılarını alt etmesi kolay olacak olsa da aradaki etkilenmemiş olanlara karşı da dikkatli olmam gerekiyordu. Saldır, gözlemle, çekil ve yeniden saldır taktiğini uygulayacaktım. Saldırıya geçmeden hemen önce diğerlerine moral vermek için sesim her ne kadar tatlılık içerse de içerik olarak ciddiytle "Kaçırılan her bir çocuk için, hepsini ele geçirin!" diye bağıracaktım.

Saldırıya geçmeden hemen önce verdiğin o moral yüklü komut, etraftaki herkesin dikkatini üzerine çekiyor. Greia ve diğerleri, sana hayranlıkla bakıyorlar. Ancak bu hayranlık, sadece birkaç saniye sürüyor. Çünkü, takviye tüpünü kullandığın anda, etrafında bir enerji patlaması meydana geliyor. Bu patlama, tüm maskeli figürleri geriye doğru savuruyor. Ancak, bu patlama sadece figürlere değil, Greia ve diğerlerine de zarar veriyor. Hızla onların yanına koşarak, durumlarını kontrol ediyorsun. Neyse ki, hepsi hayatta ve sadece hafif yaralar almışlar. Ancak, bu patlama sırasında bir şeyi fark ediyorsun. Maskeli figürlerin bir kısmı, enerji patlamasıyla birlikte yok olmuş. Geriye kalanlar ise, yavaşça ayağa kalkıyorlar. Ancak, bu sefer farklı bir şey var. Maskeleri düşmüş ve gerçek yüzleri ortaya çıkmış. Bu yüzler, sana oldukça tanıdık geliyor. Çünkü, bu figürler, Gedhilfe'nin sakinlerinden bazıları. Enerji patlamasının ardından, Gedhilfe'nin sakinlerinin gerçek yüzlerini gördüğünde, içinde büyük bir şaşkınlık ve üzüntü beliriyor. Ancak bu duygusal an, çok da uzun sürmüyor. Çünkü, bir anda etrafa yoğun bir sis yayılıyor. Bu sisin içinden, gaz maskesi takmış, uzun siyah bir paltolu adam beliriyor. Adamın etrafında, benzer kıyafetler giymiş birçok kişi daha var. Bu kişiler, hızla etrafa yayılarak, Gedhilfe'nin sakinlerini bayıltıyorlar. Greia ve diğerleri de bu saldırıdan nasibini alıyorlar. Ancak sen, enerji kılıcının verdiği güçle, bu saldırıya karşı koyabiliyorsun. Gaz maskeli adam, seni dikkatle süzüyor ve ardından elini kaldırarak, etrafındaki kişilere seni yakalamaları için işaret ediyor. Ancak, enerji kılıcını sallayarak, onları uzaklaştırıyorsun. Bu sırada, gaz maskeli adamın yanına yaklaşıyorsun ve ona doğru enerji kılıcını sallıyorsun. Ancak, adamın üzerindeki paltosunun altından çıkan bir kalkan, enerji kılıcının darbesini savuşturuyor.

Bu sırada, gaz maskeli adamın arkasından gelen bir ses duyuluyor: "Bırak onu! Onunla başka planlarımız var." Gaz maskeli adam, bu sesin sahibine dönerek başını sallıyor ve ardından seni bırakıp, diğer Gedhilfe sakinlerini alarak oradan ayrılıyorlar. Etrafta kalan tek kişi sensin. Greia, diğerleri ve Gedhilfe'nin sakinleri, bu saldırının ardından kaybolmuş durumdalar. Az önce tam olarak ne yaşandı? Kaybolmuş bir grup insanın arkasındaki gizemi çözeyim derken geldiğin nokta yalnızlık. Greia ve ekibi de artık yok. Peki nereye gittiler? Nasıl gittiler? Onları götürenler kimdi? Bildiğin tek bir şey var, o da yaşadığın olayın gerçekleştiğine dair tüm kanıtların ortadan kaybolduğu. Bir yandan da mesleğini icra etmen gerekiyor, vaktinin tamamını bu gizemi çözmeye ayıramazsın. Düşünceli bir şekilde, kendine enjekte ettiğin boş takviye tüpünü de yere bırakıp oradan uzaklaşıyorsun. Belki de tahmin edebileceğin en korkunç durumun içine düştün; belirsizlik.