Re: [Vaka] Kışkırtma

#11
Hiç zaman kaybetmeden adamın peşindeb koşmuştum ve arkadaşımın fırlattığı okla yere düşmesiyle beraber hemen üzerine çökmüştüm. Can havliyle bir şeyler mırıldanmıştı. ''Nereden çıktığı değil neeye girdiği önemli. Şİmdilik senin açından bir sorun yok gibi.'' diye cevap verecektim kelepçeleri taktıktan sonra. Adamı arabaya bindirirken komiiser de bizi tebrik etmişti. Yapamız gerekeni yapmış olsak da ilk görevimde ufak da olsa övgü almak beni mutlu ediyordu açıkçası. Bir yandan da fazla olay çıkarmadan suçluları almak beni rahatlatmıştı. Bundan sonrası adamların ifadelerine bağlıydı. Kentogon şikayetçi olmadığını söylediğinden adamların da çok fazla üzerlerine gidemeyektik belli ki.

Karakola geldiğimizde sorgu odasına biz de girmiştik. Böylece burada da bir şeyler öğrenme fırsatım olacaktı. İlk etapta arkama yaslanıp komiserin nasıl bir yol izlediğini izleyerecektim. Eğer bana söz hakkı gelirse bir iki soru sorabilirdim belki. Zaten öyle kilit sorularım yoktu. Daha çok adamların ne anlatacağını merak ediyordum. Kahvehanedeki agresif tavırlarına devam edip etmeyeceklerini düşünürken sorgu daha çok komiser ve başpolisin adamları aşağılaması şeklinde ilerliyor gibiydi. Haklıydılar da. Böylesi bir sorumlulukla hareket ederken bu kadar önyargılı olmak mantıklı değildi. En azından geldikleri yer hakkında bilgi edinmeleri gerekirdi.

Herkesin sözü bittikten sonra ben de bir soru sormak için adamlara yönelecektim. Komiser ve başpolise nazaran daha yumuşak ilerlemeyi düşünüyordum. ''Duyarlı davranışınızı anlıyorum fakat bana ilk verdiğiniz ifadede kıtadaki insanların azınlıklara iyi davranmadığını, onları ezdiğini söylemiştiniz. Peki Himota da böyle bir şeye hiç denk geldiniz mi? Böylesine bir olay çıkartarak kahvehanedeki yanısıra bizleri de töhmet altında bırakıyorsunuz çünkü. Bir ülkenin insanlarını itham etmek için elinizde somut bir delil ya da tanık olduğunuz bir olay var mı bilmek isterim açıkçası?'' diyecektim. Anlattıklarından yola çıkarak buna bir cevaplarının olacağını da çok düşünmüyordum ama yine de baştaki ısrarlı tavırlarının nedenini merak ediyordum.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Kışkırtma

#12
Attığım ok bir önceki görevde olduğu gibi sorunsuz bir şekilde amacına ulaşarak kaçan arkadaşımızı yere serdi. Kaçan arkadaş böyle bir hamle beklemediği için yere düşerek acı içinde kıvranmaya başladı. Tek bir okla yere serildiği ve herhangi bir element özelliği kullanmaya da çalışmadığı için kendi element gücümü kullanıp ikinci bir ok atmama gerek kalmadı. Zaten yeni partnerim Sai de hızlı bir şekilde yerdeki yaralı kaçağın üstüne çullanarak vakit kaybetmeden adamı kelepçeleyerek komiserimizin verdiği emri tamamlamamızı sağladı. Bu başarılı minik operasyonumuz sayesinde hem komiserimizin övgüsünü almayı başardık hem de Himota halkının huzurunu yeniden sağlayabildik. Suçluyu arabaya bindirirken Kentagon da yanımıza gelerek yaptıklarımız için hepimize teşekkür ettikten sonra suç mahallinden iki tutuklumuzla ayrılarak karakola gitmek için yola çıktık.

Karakola gittikten sonra yakaladığımız adamlar sorgulamak için sorgu odasına gittik. Geçen görevin aksine bu sefer bizim de sorguya katılmamıza izin verildi. Sorgu sayesinde adamların kim olduğunu ve amaçlarını öğrendik. Bağımsız bir örgütle birlikte olduklarını itiraf edip tek amaçlarının azınlıkların haklarını savunmak olduğunu söylediler. Hala kahvehanede ki hikayelerine devam ediyorlardı. Sadece şimdi biraz daha detaya girerek bir örgüte mensup olduklarını ilave ettiler. Bu örgüt hakkında ise çok fazla detay vermediler. Bu arkalarında ki örgüt ve neler yapabilecekleri hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. Bağımsız bir örgüt olmalarına rağmen diğer ülkelerin topraklarında kafalarına göre sorun çıkarmaktan çekinmediklerine göre onları biraz daha ciddiye almamız gerekebilir.

Adamların arkasında olan gücü iyice merak etmeye başladığım sırada Sai azınlık sorunu hakkında adamlara soru sorarak neler bildiklerini öğrenmeye çalıştı. Bize doğru bir cevap vereceklerini pek düşünmediğim için bu soru çok ilgimi çekmedi. Adamların kahvehanede olduğu zaman ki gibi yalan söyleyeceklerini düşünüyorum. Burada asıl sorun azınlıklar veya bizim tutukladığımı adamlar değil. Bir örgütün kafasına göre bizim topraklarımıza iki ajan gönderip istediklerini yapabilmeleri. Bu durum oldukça sınır bozucu. Böyle her kafasına esenin istediğini yapmasına izin verirsek bu işin içinden çıkamayız. Şimdilik kenarda gözlemlerime devam ederek neler olacağını bekleyeceğim. Umarım Sai’nin sorduğu soruya cevap verirken örgütleri hakkında da biraz da olsa bilgi edinebiliriz.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Kışkırtma

#13
Sai'nin nazik dille soru sormasına karşılık turistlerden biri kafasına ona çevirip cevap veriyor. "Önemli olan bizim görmemiz değil, önemli olan var olması. Djurat'ta azınlıklar herkesin gözü önünde aşağılanıyor, dışlanıyor ve hatta öldürülüyor fakat Gedhilfe'de işler daha saklı gerçekleştiğine ve kişi haklarının yoksayılmasına dair birçok söylenti dönüyor. Bazı çok garip suçüstü yaklamalar da bu söylentileri destekliyor. Peki, Himota'nın böyle olmadığı ne malûm? Belki de siz de ulu orta yerde onlara kötü davranıyorsunuz da biz denk gelmedik. Belki de Gedhilfe gibi gizli saklı işliyorsunuz suçlarınızı. Baksanıza, Kentogon'u baya baya asimile etmişsiniz! Kim bilir onun gibi niceleri kökenlerinden mahrum bıraktınız! Uluslararası Azınlık Hakları Örgütü olarak asla buna göz yummayacağız! Kanıtlanana kadar hepiniz potansiyel suçlusunuz!" Komiser telefon ile konuşmasını çoktan bitirmiş, sizleri seyretmekte. Turist sözünü bitirdikten sonra size vücud dili ile "Neden koz veriyorsunuz ki? Baş ağrısından farksızlar." derken başpolis içeriye giriyor. "Efendim, yetkililer geldi. İzninizi istiyorlar." Komiser başıyla onay verdikten sonra başpolis kapıdan çekilerek yetkililerek girmelerini söylüyor içeri dört tane yetkili giriyor ve komiser ile sizlere başlarıyla selam verdikten sonra bir turist başına iki kişi şeklinde kollarına girip dışarıda onları bekleyen arabaya götürüyorlar. Her ne kadar itişme kakışma olsa da nafile. Komiser cebinden çıkardığı paketten bir dal sigara alıp yakıyor ve yakınmaya başlıyor. [/color=#00BFFF]"Bunlar gibi avanaklar yüzünden toplum huzuru kaçtığı yetmiyor, bir de vatandaşların ve ziyâretçilerin aklına nifak tohumu ekiyorlar. Câhil cüheylâ insanlardan ne beklenir ki? Oturup araştırsalar Himota'nın milli bayramları arasında bile azınlıklara atfedilmiş kutlamalar olduğunu bilirlerdi. Kafalarına göre iş yapıyorlar."[/color] Komiser kendine söylendikten sonra sigarasını daha rahat içebilmek için ofisine gidiyor. O gittikten sonra başpolisin bir an elini suratını götürüp kafasını iki yana sallıyor. "Ah, dosyaları vermeyi unuttum! Rica etsem, yetkililere yetişip onlara dosyaları verebilir misiniz? Benim diğer dosyalarla ilgilenmem lâzım." diyerekten elinize dosyaları tutuşturup hızlı adımlarla ofisine gidiyor. Nasıl rica ama? Seçeneğiniz olmadığını anlayınca bir koşu dışarı çıkıyorsunuz. Yetkililer hâlâ gitmemişler. Güzel! Yanlarına varıp dosyaları takdim ediyorsunuz. İçlerinden biri dosyaları alırken diğeri size teşekkür ediyor. Hazır, yetkililerin yanındayken neden onlarla beraber gitmiyorsunuz? Bir polis memuru olarak adaletin baştan sona nasıl işlediğini bilmeniz gerek ve bu sizin için uygun bir fırsat!

Re: [Vaka] Kışkırtma

#14
Sorumun ardından adamın sözlerinin arasına girmeden sadece ufak ve umursamaz bir tebessümle dinlemiştim. Tam da sorduğum gibi varsayımlar üzerine konuşuyordu. Komiser onlara koz verdiğimi boş konuştuklarını ima etse de ben istediğimi almış sayılırdım aslında. Bu tip sosyal sorumluluk gönüllüleri ikiye ayrılır genelde. Olayların idealist bir şekilde üzerine giden ve doğruyu bulmaya çalışanlar ve araştımaktan yoksun yalnızca çevresinden duyduklarıyla hareket edenler. Bu turistlerin ufakta olsa ilk gruptan olabileceklerini düşünmüştüm açıkçası ama bu cevapla yalnızca ilgi çekmeye çalışan ve etrafındakilere hiçbir faydası olmayan insanlar olduklarına kanaat getirmiştim. En azından bundan sonraki adımlarımı çekinmeden atacaktım buna göre ilerleyecektim.

Adam sözlerini bitirdikten sonra ben bir şey söyleyemeden yetkililerin geldiği haberiyle başpolis içeri girmişti. Bundan sonrası hızlı gelişmeye başlamıştı zaten. Bana selam veren yetkilere ben de başımla selam verdikten sonra turistleri alıp götürüyorlardı. BUndan sonra sı bizden çıkmış gibi görünüyordu. Aslında sorgunun karşılıklı konuşma şeklinde biraz daha uzamasını isterdim. Ne kadar komiserin de benim çıkarımlarımı doğrular şekilde tespit ettiği gibi cahilce konuşsalar da onları yola getiremesek bile kendi adıma bir şeyler katabilirdim.

Ben bu düşünceler içindeyken başpolis elimize dosyaları tutuşturarak yetkililere yetiştirmemizi rica etmiş ve işinin başına gitmişti. En azından 'tamam' dememizi bekleseydi bari. Burada işler böyle yürüyor sanırsam. Başka seçeneğim olmadığını düşünerek hızlıca yetkilere yetişmek için dışarı çıkmıştım. Henüz gitmediklerini gördüğümde yanlarına gidip dosyaları verdim. Teşekkürüne başımla karşılık verdikten sonra "Sizine gelmemizde bir sakınca var mı? Davayı sonuna kadar takip etmek istiyorum da." diyecektim ve aslında hem adamdan hem de Tegin'den onay bekleyecektim. Bir yandan da onun adına konuşmuştum sonuçta.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Kışkırtma

#15
Yetkililer ricânı kırmıyorlar ve sen ile arkadaşını arabalarına alıyorlar. Yarım saat ila bir saat süren yolculuğun ardından üzerinde "Adaletin Sağ Eli" yazan bir binanın önünde duruyorsunuz. Suçlular ile beraber arabadan iniyorsunuz ve içeri giriyorsunuz. Girişin mimarisi daire şeklinde. Devamı ise uzun ve geniş bir koridordan ibaret. Giriş de yarım daire şeklinde büyük bir masa ve arkasında üç kişi var. Üçü de gerçekten hızlı bir şekilde yazmaktalar. Yazdıkları bittikten sonra ya kenara koyuyorlar ya da bekleyen memurlara uzatıyorlar. Yetkililer onları takip etmenize söyleyerek danışmaya doğru ilerliyorlar. Danışmaya vardıklarında meşgûliyetin ciddiyetini fark ediyorlar ve ses çıkarmadan bekliyorlar. Danışmanlar harıl harıl çalışırken bir yandan da birkaç dakika arayla laflaşıyorlar. Kulak misafiri olduğun kadarıyla danışmanlardan birinin randevusu iptal olmuş ve bu moralini bozmuş. Bekleme esnasında yoldan geçen birkaç kişi ile ayak üstü iki lafın belini kırıyorlar. On beş ila yirmi dakika sonra danışmanlardan biri önündeki işleri bitiriyor ve yetkililere dönüyor. "Hoş geldiniz, nasıl yardımcı olabilirim?" "Esenlikler diliyoruz, elimizde iki tane suçlu var. Toplum huzurunu kaçırmaktan yakalandılar. Azınlıklığa mensup birisinin, iyi niyetli gibi gözükse de, fazla üstüne gidip kahvehanede olay çıkarmışlar. Kendileri turist. Boşta yargı odası varsa beş dakika sürmez işimiz." "hmm, boşta bir yargı odası var fakat yakın zamanda dolu olacak." "Sizden ricâ ediyorum, bize orayı ayarlayın. Vakada neyin ne olduğu belli zaten. Hemen yargı kolundan ceza onayı alıp çıkarız." "Bu kural ihlâli olur açıkçası. Eğer çakışırsanız hem sizin hem de bizim başımız belaya girer." "Bakın ne diyeceğim, Siz bizlere o odayı ayarlayın ben de sizi başkentteki en itibarlı restorantlardan birinde randevuya çıkarayım. Emin olun ben sözümden dönmem." "Yıldız Işığı" "Efendim?" "Randevu diyorum, Yıldız Işığı'nda olmazsa kabûl etmem." Yetkili önce yutkunuyor. Ardından göz ucuyla cüzdanına bakıyor. Sonrasında iç çekerek ellerini havaya kaldırıyor. "Teslim oluyorum!" Danışman gözlerine can gelmişcesine gülümseyerek konuşuyor. "Dediklerinizi dinlerken not ettim. Sağdan ikinci odaya koşarak giderseniz yeterince vaktiniz olur. Bende resmi girişi yaparım." Yetkili teşekkür ediyor ve size işaret edip koşmaya başlıyor. Siz de peşinden hızlı adımlarla gidiyorsunuz. Bu sırada suçluları tutan yetkililer de suçluları sürüklermişcesine koşuyor. Yargı odasına giriyorsunuz ve önden giden yetkilinin yargıç durumu anlattığını görüyorsunuz. Görevli "hadi, bu seferlik böyle olsun ama bir daha olmasın." diye haykıran bir vücu dili kullanıyor. Ardından hepiniz yerinizi alıyorsunuz. Yargıç karşısında suçlular ve onları tutan yetkililer ve yan taraflarda sizler ile baş yetkili. Yargıç boğazını temizliyor ve konuşmaya başlıyor. "Yargının huzuruna hem Toplum Huzuru Kanunu'nu hem de Azınlık Kanunu'nu çiğnemiş suçlular olarak çıkmış bulunmaktasınız. Önce sizi yakalayan memurlar olayla ilgili bütün detayları anlatacak. Ardından savunmanızı yapacaksınız." Yargıç ikinize dönüyor ve soruyor. "Ağızınızdan çıkacaklar sadece ve sadece gerçekler olacağına ant içtikten sonra en ince detayına kadar her şeyi anlatın." Bu nokta çok önemli. Her şeyi olduğu şekilde anlatabileceğiniz gibi kendi yorumunuzu katarak da anlatabilirsiniz. Hatta birşeyleri saklayıp birşeyler bile ekleyebilirsiniz. Farklı isteklerde de bulunabilirsiniz. Bu elemanların ülkeden sürülmesi, kim olduklarının ve nereye bağlı olduklarının araştırılması gibi.
Off Topic
Tegin Hentanodan, ilk pasifliğini yapmış bulunmaktasın. Sai zamanında yazmış olduğundan ve ona haksızlık yapılmaması adına kurguya ona uyduğunu varsayarak devam ettim.

Re: [Vaka] Kışkırtma

#16
Baş polis memurumuzun ricası üzerine dosyaları yetkililere yetiştirmek için yola çıktık. Daha doğrusu Sai dosyaları götürürken bende ona eşlik ettim. Bu küçük görevimizi başarıyla yerine getirdikten sonra ben geri dönmek için hareketlenirken Sai yetkililerle konuşarak davanın sonuna görmek istediğini söyledi. Gelen yetkililerde bu isteği kırmayarak bize izin verdiler. Böylece onlar ve turistler ile birlikte arabaya binerek başka bir yolculuğa başladık. Bu seferki dosyaları teslim ettiğimiz zaman ki gibi kısada sürmeyecek gibi gözüküyor.

Yaklaşık yarım saatlik araba yolculuğundan sonra “Adaletin Sağ Eli” yazan bir binanın önünde durduk. Bina dışarıdan oldukça güzel gözüküyordu. Mimarisi değişik olsa da ilk başta benim ilgimi çeken mimariden ziyade isim tercihi oldu. Binaya verdikleri isim oldukça iddialıydı. Görevimizi başarılıyla bitirip adamı tutukladıktan sonra olayın sonunda neler olacağını açıkçası çok merak etmiyordum. Buraya sadece Sai’ye ayak uydurmak için gelmiştim ama şimdi bu binayı gördükten sonra neler olacağı konusunda bende heyecanlanmaya başladım. Bu binanın adının rastgele konulmadığını düşünüyorum. Bir Himotalı olarak adaletimizi sağlayan bir yere neden böyle bir isim verdiğimizi ve adalet sistemimizin nasıl işlediğini bende görmek istiyorum. Binanın önüne geldiğimiz zaman gaza gelmiş bir şekilde tutukluları arabadan indirip yetkili kişileri takip etmeye başladım. İçeride ki üç çalışanda yoğun bir şekilde işlerine gömülmüşlerdi. Bu yüzden olsa gerek hiçbir şey demeden işlerin sakinleşmesini beklemeye başladık.

On beş- yirmi dakika bekledikten sonra sonunda sıra bize geldi. Yetkili ve danışmadaki arkadaşın sıkı pazarlığı sonucunda kısa sürede imkânsızı başararak suçluları yargılayacak bir oda bulabildik. Yetkili için odayı almak hiçte kolay olmadı. Bu oda için hem pahalı bir yemek ısmarlamak zorunda kaldı hem de görev başındaki polis memurun gözü önünde başka bir memura rüşvet vermek zorunda kaldı. Şimdilik olayı büyütmek gibi bir niyetim yok ama ileride belki şahit olduğum bu minik rüşvet olayını kullanabilirim. Danışmadan ayrıldıktan sonra koşarak bize ayarlanan odaya gittik. Odaya girdiğimizde bize eşlik eden diğer yetkilinin yargıca durumu anlattığını görüyoruz. Yargıç halinden anladığım kadarıyla bu son dakika olayını pek sevmese de bizi odaya kabul edip bizden olayla ilgili tüm detayları anlatmamızı istiyor.

Konuşmayı sevmesem de koskoca yargıcın önünde de tüm işi Sai’nin yapmasına izin veremem. Bu yüzden sakince “Gerçeği söyleyeceğime ant içiyorum.” Dedikten sonra “İhbar üzerine kahvehaneye gittiğimizde ortalık biraz karışıktı. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu. İlk olarak komiserimizin emriyle herkesi sorgulamaya başladık. Sorgu bittikten sonra sorunun neyden kaynaklandığını anladık. Tutuklular kahvehanede bulunan bir Himotalıyı azınlık olduğunu iddia ederek sorun çıkartıyorlardı. Gerçek ortaya çıkınca komiserimiz ve baş polis memurumuza zorluk çıkartarak kaçma teşebbüsünde bulundular. Bu teşebbüslerinin sonunda birisini ne yazık ki kaçarken ayağından vurmak zorunda kaldık. Karakoldaki ilk sorgularında da bir çeşit örgüte üye olduklarını itiraf ettiler ama örgüt hakkında bilgi vermediler.“ diyecektim. Normalde başkalarıyla bu kadar uzun süre konuşmadığım için konuşmam bittikten sonra rahatlamış bir şekilde olacakları beklemeye başlayacaktım.
Off Topic
Kusura bakmayın işte birazcık yoğundum. Hafta sonu yazarım dedim ama ona da yetişemedim.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Kışkırtma

#17
Adamlar isteğimi kabu etmişti ve Tegin ile birlikte arabaya binip yola çıkmıştık. Belki bütün bir günüm bunun için gidecekti ama işleyişi sonuna kadar görebileceğim için şikayetçi değildim. Tegin, onu da peşimde sürüklediğim için kızgın olabilirdi belki ama onun da henüz nasıl bir kişilğe sahip olduğunu da bilmiyordum. görev boyunca hep öne atıldığım için midir bilmemiyorum ama sesini duyduğumu bile hatırlamıyordum açıkçası. Bu dosyayı kapattığımızda oturup güzel bir sohbet edebilirdik belki. Fakat önceliğimiz bu iki turist hakkında verilecek kararı öğrenmekti.

Tahmin ettiğimden daha uzun süren yolculuğun ardından nihayet binaya varmıştık. Tabi ki ilk dikkatimi çeken binanın üzerinde yazan yazı oldu. Halkı ve suçluları etkilemek adına yazılmış görkemli bir yazı. Benim için fazla iddialı. Gerçekten yazdıkları gibi adil bir yargı mı görecektik neticede. Gerçi bana kalırsa binanın daire şeklindeki girişinden çalışanlarına kadar herşeyi eleştirebilirdim. Örneğin danışmadaki memurlar bir yandan iş yapıp bir yanda kendi aralarında konuşuyorlardı. Baktığımız zaman işleri aşırı sıkıcı görünüyor ve robot gibi sürekli çalışmalarını bekleyemezdik tabi ama burada ben işlem yaptıracak taraftaydım ve olaya kendi açımdan bakıyordum doğal olarak. bu işi bir an önce halletmek istiyordum. Bu yüzden sıra bekleme biraz canımı sıkıyordu. Sanırım prosedürlere bir türlü alışamıyordum.

Sonunda sıra bize gelmiş ve yetkiklerden biri yargı odası ayarlamak için danışmadaki adamla konuşuyordu. Konuşma ilerledikçe üzümde bir tebessüm oluşmaya başlamıştı. İlginçtir ki Adaletin sağ eli'nin girişinde işler rüşvetle hallediliyordu. Normal şartlarda bu duruma müdahale etmem gerekirdi ama yetkililer istediklerini alır almaz hızlıca yargı ogasına hareketlenmişlerdi. Ben yine de burda konuşulanları aklımın bir yerine yazsam iyi olacaktı. rüşvet pazarlığını ve ''Yıldız ışığı''nı... Belki ileride ben de orada bir akşam yemeği yiyebilirm. Tabi kendi paramla.

Yargı odasına girdiğimizde yetkili yargıca durumu açıklamış ardından yargıç bizim ifademizi istemişti. Söze önce Tegin başlamıştı. Olayı olduğu gibi anlatmayı tercih etmişti. Tabi ki onu destekler şekilde konuşmam gerkiyordu. Yoksa hem onu hem de kendimi yalancı şüphesi altına sokardım. ''Sadece gerçekleri söyleyeğime ant içerim sayın yargıç.'' dedikten sonra derin bir nefes alıp ''Olay tamemen arkadaşımın anlattığı şekilde gerçekleşti. Kahvehaneye vardığımızda ortalık çoktan karışmıştı. Yalnızca ifadelerden yola çıkarak işlem yapmak zorunda kaldık. Müsadenizle bundan sonrasına turistlerin ifadesinden yola çıkarak kendi fikirlerimle ekleme yapmak isterim. Bu arkadaşların gittikleri ülke hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadıkları ifadelerinden de açıkça belli olmaktadır. Savundukları argümanların tamamen üye olduklarını söyledikleri örgüt tarafından kendilerine dayatılan fikirler olduğu kanaatindeyim. Örgütün ismine ve liderine ulaşmadığımız sürece b utür olaylara başka yerlerde de rastlayabiliriz. Bu arkadaşların da yalnızca okuyup araştırma yapmaya ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum.'' diyecektim. Zamanımız sınırlı olduğu için mümkün olduğunca hızlı açıklamaya çalışacaktım. Randevusu olanlarla çakışmak istemiyordum açıkçası.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Kışkırtma

#18
Yargıç ikinizi de dinledikten sonra suçlulara dönüyor. "Bahsedilen üyesi olduğunuz örgüt nedir?" "Bizler azınlık haklarını savunan uluslararası bir örgütten geliyoruz. Zaten hakları olan korumayı onlara sağlarken buraya getirmemiz sizin saman altından su yürüttüğünüzün kanıtıdır! Aklınızı toplayın ve derhal bizi serbest bırakın! Bu yaptığınız kişi haklarına aykırı!" Yargıç sinirleniyor ve önündeki kürsüye yumruğunu geçiriyor. Kürsü içine göçüp parçalanıyor ve yargıç gür bir sesle "Ne cüretle kutsal adalet makamına akıl vermeye kalkışıyorsunuz!? Suçlu olduğunuz gibi saygıdan da yoksunsunuz! Adalate makamına karşı gerçekleştirelen bu davranış bir suçtur! Uluslararası alanda sorun çıkmasın diye para cezası ile yetinecektim fakat bu acımaya lâyık değilsiniz! Para cezasının yanında hapishaneye atılacaksınız! Görevliler!" İçeriye iki tane görevli giriyor ve önce yargıca ardından sizlere başlarıyla selam verip suçlulara keleğçe takıyorlar ve götürüyorlar. Yargıç siniri yatıştıktan sonra bileğini avuşturuyor. Suratında biraz acı ile size dönüyor. "Himota adaletini sağlamakta aldığınız rolden gurur duyun. Dağılabilirsiniz." Yargıcın izni ile odadan çıkıyorsunuz. Beraber geldiğiniz elemanlar dağılırken biri sizin elinizi sıkıyor. "Desteğiniz için teşekkür ediyoruz. Sayenizde işler daha hızlı sonuçlandı. Davayı sonuna kadar takip etmek istediğinizi söylemiştiniz, değil mi? O zaman bilmeniz gerekenler var. Aslen, büyük suçlular veya ciddi suçlarda bulunanlar buraya getirilmiyor. Bizzat İmparatorumuz onları yargılıyor fakat kendisi ve ailesi Pakt Görüşmesi'ndeler. Bunun gibi durumlarda burası kullanılıyor. Girişte "Adaletin Sağ Eli" yazmasının sebebi de bu. Burası adaleti destekleyen yer. Adalet ise İmparatorumuzun kendisi oluyor. Kim bilir? Belki bir gün aynı atılganlık sayesinde onunla tanışabilirsiniz." Sizinle konuştuktan sonra o da kendi yoluna gidiyor. Bence geleceğiniz açısından bugün baya umut verici bir gün oldu. Meslektaşlarınızın takdirini kazandığınız gibi yargıcın da iltifatını aldınız. Tabii, yargıç genç olduğunuzdan şe dört elle sarılmaya devam etmeniz için bunları söylemiş olabilir fakat sonuç değişmiyor. Bugün başarılıydınız! Tebrikler!
Off Topic
Konu sonlanmıştır.
Ödüller

Sai Nopaodan
- 75 IP
- 400 PBF
- 10/10

Tegin Hentanodan
- 75 IP
- 400 PBF
- 6/10
Locked

Return to “Kotahisibirin”

cron