Sağa doğru kaçınırken rakibin yumruğunun suratına sürtünerek geçtiğini hissedebiliyorsun. Çelmeyi atıyorsun ama önünde kimse yok. O sırada suratına yandan bir tekme yiyip yerde yuvarlanıyorsun. Diz üstünde doğrulduğunda bütün görüşünü bir ayak tabanı kaplıyor. Düşünmeye ayıracak vaktin yok. Düşündüğün an bitersin.

Rakibimi yere düşürmek istesem de başarılı olamıyorum. Düşündüğümden çok daha hızlı hareket ettiği için hem benim saldırımdan kurtulup hem de bana tekme atarak pozisyonumu bozuyor. Tekmesinden sonra kendimi gelmek için bana fırsat vermeden ayağının tabanını suratımın önünde görüyorum. Bu durumda düşünmeye gerek yok bana bir daha vurup üstünlüğü iyice ele almasına izin veremem. Bu yüzden hemen sağ veya sol fark etmeksizin yan tarafa yuvarlanmayı deneyeceğim. Rakibimin tekmesinden kurtulabilirsem tekrardan pozisyon almak için aramızda mesafe koymaya çalışacağım. Dibime girmesine izin vermeden bir plan yapmam lazım.

"Refleks veya içgüdü. Hangisi bilmiyorum ama birisi olsa iyi olur."

Yerde üç kere yuvarlandıktan sonra duyduğun bu oluyor. Kafanı kaldırdığında ise, rakibini sonunda görebilmiş oluyorsun. Kısacık saçları olan bir kadın. Suratındaki katılık mı yoksa soğukluk mu? Düşmanlık mı yoksa umursamazlık mı? Gözlerini kapatıyor, derin bir nefes alıyor ve sağ bacağını aşağıdan yukarıya, önden arkaya doğru kaldırıp yere vuruyor. Boğazında sinirin hırıltısı gözlerinde dikkat ve otuz iki dişinde kasıntı ile açtığı bedenini damarları şişene kadar sıkıyor. Sol kolu önde, sağ kolu arkada gergin duruşu mantık almaz bir hız ile ayak dibine gelmesi ile son buluyor. Bedeni sanki uzayla birlikte bükülüyor, zaman kavramını merdiven çevirip tek seferde ikişer üçer basamak atlıyor. Tehlike çanları kulağını tıka basa doldururken rakibin bedeni yere yakın ve öne doğru uzanmış şekilde midene yumruğunu sokmaya geliyor. O kısacık anda, eğer yumruğu yer isen, Mideni kusup çıkaracağına yüzde yüz emin oluyorsun. Aklın çıkmaz sokakta paniğe kapılırsa yolunu nasıl bulabilir acaba?

Yerde birkaç kez yuvarlandıktan sonra sonunda rakibim ile aramızda belli bir mesafe koymayı başardım. Kendisi yaptığım bu hamleyi beğenmemiş olacak ki bana laf attı. Ardından da aramızdaki mesafeyi göz açıp kapayana kadar bir anda kapattı. Rakibim beklediğimden çok daha hızlı bir hanımefendi. Ancak şimdi onu net bir şekilde görebiliyorum. Hatta bir sonraki hamlesinin de ne olacağını biliyorum. Karnıma sağlam bir yumruk indirmek üzere. Bu avantajımı kullanmak istiyorum. Yumruğu karşılasam bile darbe aldıktan sonra adam akıllı bir hamle yapabileceğimi sanmıyorum. Bu yüzden karnıma gelen yumruğu sağ elimi hızlıca yukarıya kaldırarak engellemeye çalışacağım. Başarılı olursam rakibimin boşa çıkmış elini sıkıca tutarak onu kapana almaya çalışacağım. Hız konusunda benden daha iyi olduğu için bir şekilde onu sabitleyerek dövüşün gidişatını değiştirmeyi planlıyorum.

Gelen yumruğunu sağ elinle karşılayıp yönlendirdiğinde kuvvetten çok hız barındırdığını anlıyorsun. Şayet kuvvet olsaydı, istediğini yapamazdın. Senden böyle bir karşılık beklemediğinden kapanına düşüyor. Gel gör ki, rakibimi çevirip hapsetmek düşündüğünden daha zor oluyor. Yılan gibi sıyrılıyor kapanında ve sen yerde iken diyaframına denk gelecek şekilde çabuk bir yumruk atıyor.

Üzerime gelen yumruğu başarılı bir şekilde karşılayıp planımın ilk adımına geçebildim. Rakibim beklediğim gibi hızlı olmasına rağmen güç konusunda birazcık eksik olduğu için başarılı olduğumun farkındayım. Eğer bir sonraki saldırısında hızını azaltıp tam tersi gücünü arttırırsa işler beklediğim gibi gitmeyebilir. Bu yüzden tıpkı planladığım gibi onu kapana alarak hareketlerini kısıtlayarak olabildiğince erken bu dövüşü bitirmem lazım. Ancak planımın ikinci aşamasında işler istediğim gibi gitmedi. Karşımdaki arkadaş hem hızlı hem de esnek olduğu için kapanımdan kolay bir şekilde kurtulabildi. Hatta üstüne karşı saldırı yaparak diyaframıma bir darbe indirmeyi de başardı. Durum giderek dezavantajlı olduğum bir konuma dönüşmeye başladı. Böyle giderse büyük ihtimalle bir sonraki saldırıda kaybedeceğim. Bir tane daha kapan hamlesi deneyerek vaktimi heba etmek istemiyorum. Bunun yerine hızlı rakibime bir tane dengesini bozacak darbe indirmek istiyorum. Bu yüzden hafif doğrularak olabildiğimce yanıma gelmesini bekleyeceğim. Yanıma geldiği zaman ise olanca gücümle herhangi bir yerine bir yumruk atmaya deneyeceğim. Tek bir darbeden sonra kavganın üstünlüğünü ele geçireceğime inanıyorum.

Yerde diyaframına yediğin yumruk ile nefesin seni terk ediyor ve bedenin zayıf düşüyor. Darbenin etkisi ise yattığın yerde hafifçe doğrulmana neden oluyor. Senin zayıf düşmenden ve dolayısıyla bol bol açık vermenden özgüven kazanan rakibin doğrulmanla birlikte geriye doğru geriliyor. Önce kafasını sana iyice yaklaştırıyor, sonra suratının ortasına bir tane patlatmayı hedefliyor. Tabii, kafasını uzatınca senden çenesine bir aparkat yemiş oluyor. Bu onu kesinlikle sersemletiyor. Bir an beyni duruyor ve hata veriyor. Bir pencere aralanıyor senin için. Uzanabilecek misin?

Sonunda bir şekilde amacıma ulaşarak dövüşün başından beri rakibimde olan üstünlüğü ele geçirebilmeyi başardım. Rakibime beklemediği sırada vurduğum darbe ile onu şaşırtmayı başardım. Beklediğim gibi benden hızlı olmasına rağmen böyle bir iki darbe daha indirebilirsem dövüşü bitirebileceğime inanıyorum. Yarattığım bu açıklığın boşa gitmemesi için vakit kaybetmeden atağa geçeceğim. Öncelikle rakibimin benden uzaklaşmasını engellemek için hareket kabiliyetine azaltmak hatta şanslıysam tamamen durdurmak için çelme takmayı deneyeceğim. Eğer buna karşılık veremeyip yere düşürse üstüne çullanarak iyice onu sıkıştırmayı deneyeceğim.

Sersemlemiş olan rakibin geriye çekilirken aklına en basit ve işlevsel hamle geliyor. Rakibin dengesini bozmak. En zorlu rakiplerin bile eğer dengelerini kaybederlerse, ciddi bir acizliğe bürünürler. Çelme takıyor ve rakibini yere düşüyorsun. Yere kapaklanan rakibini bir de kilide alıyorsun. İyicene sıkıştırıyorsun. Rakibin bu sefer kaçamıyor. Bir sağa dönmeye çalışıyor, bir sola. Uzuvlarını kendisinden sökmeyi deniyor, olmuyor. O kaçmaya çalışırken sen yılan gibi dolanıp sıkıyorsun. Utanmasan, ciğerlerindeki bütün nefesi çıkartacaksın elemanın. Üstat az daha bekledikten sonra sesleniyor. "Tamam, bu kadarı yeterli." Bu sözlerin ardından dövüşün sonlandığını anlayıp rakibini bırakıyorsun. Rakibin üst üste öksürüyor ve derin derin nefes alıyor. Dönüp sana attığı bakış çok kötü. Öfke, sinir, tekrar saldırmasını bile bekliyorsun ondan ama üstadın bakışları buna izin vermiyor. Utanç içinde başını eğiyor rakibin ve kenara çekiliyor. Kendi kendine söyleniyor. "Elin acemisine nasıl yenildim ben?" Üstat dövüş sonrası seni süzüyor. Elini çenesine götürüyor. "Hmm, sende belirgin bir sükunet görüyorum. Bu gelecekteki çatışmalarında işine yarayacak. Duygu bir yakıttır ama sakın ona bağımlı olma." Öğrencilerinden birinden resmî belgeyi getirmesini istiyor. Gelen belgeyi damgalıyor. Sonra da mühürlüyor. "Son sınavını da verdiğine göre sanıyorum ki, mesleğe geri döneceksin. Kutlarım!" Bu son belgeyi de alıp dışarı çıkıyorsun. Dışarıda bir araba ve iki polis memuru seni almak için bekliyor. Onlarla beraber arabaya biniyor ve Merkez Binası'na gidiyorsun. Merkez Binası'na vardığında aynı iki memur senle beraber içeri giriyor ve seni bir ofise götürüyorlar. Kapıyı tıklatıyor. İçeriden izin gelince de içeri girmeni söylüyorlar. İçeri giriyorsun ve karşındaki masada oturanın Himota Polis Teşkilatı Başkanı Kobin Rontodi olduğunu görüyorsun. Hafif bir gülümseme ile sana oturmanı işaret ediyor. Sen oturduktan sonra da gerekli dosyaları ayarlamaya başlıyor. Bir yandan da konuşuyor.

"Buraya kadar gelebilmen beni mutlu etti. İmparator bu olanağı vermesi için çok dil döktüm. Banoge Hanım'ın da desteği olmasa hayatta kabul etmezdi İmparatorumuz. Himota kanunları ne kadar katı biliyorsun. Bunun karsında olması gereken sert ideolojiler var tabii ancak artık yeniliğe ve değişime izin vermemiz gerektiğini düşünüyorum. İmparatorumuz bu projenin başarılı olmayacağını düşünüyordu. O yüzden, senin bütün testlerden geçmen beni mutlu etti. Senin gibi birkaç kişi daha var. Başarılı olanların sayısı az ama başlangıç için umut verici. Evet, bütün kağıtların hazır sadece imza atacağım ve mühürleyeceğim ancak bir soru sormak istiyorum. Endişe etme, yanıtın ne olursa olsun, bu imaz atılacak ve bu mühür basılacak. Sadece, merak ediyorum. Senin için Himotalı bir polis memuru olmak ne anlama geliyor?"