Re: [Tegin Hentanodan] Düşmüşlerin Yükselişi

#31
Kadın dişlerini göstererek gülümsüyor. Bir dişi özellikle sivri. Özenle ilgilenilmiş. Sana Şahin İni'nden verilmiş kağıdı istiyor. Göz gezdiriyor ve kıvırıyor. Elini ağzına götürüp ıslık çalıyor. Herkes kalkıyor ve üstadın etrafında toplanıyor. "Şimdi, beni iyi dinleyin yavrularım! Aramıza katılan yeni kan, İmparatorumuzun acımasıyla özgürlüğüne tekrar kavuşmuş ve hatta saygın mesleğini geri alma fırsatı elde etmiş biri. Burada olma amacı ise onu küçük bir eğitimden sonra tabii tutacağım sınavı geçmek. Bugün sahne ışığı ona ait. Evet, ilk adım kılıç olacak. Tek elli olanından. Kılıç bütün pusatların atasıdır. Hepsi ondan türemiştir. Öncelik ona ait."" Sana eliyle işaret ettiği yere baktığında duvarda asılı pusatları görüyorsun. Kılıç, hançer, balta, topuz, büyük kılıç, savaş baltası, balyoz, küçük kalkan, büyük kalkan ve mızrak. Kılıçlardan biri söküp alıyorsun. Üstat seni ortaya getiriyor. "Önce senin gibi tek elli kılıç kullanan birisi ile karşılaşacaksın. Sonra kalkanlıya karşı ne yapabildiğini göreceğiz." Karşında senden daha küçük birisi bulunuyor. Belinden kılıcını çıkartıyor ve sana doğru yürüyor. Boştaki elini uzatıyor. "Fazla kasma ağabey, akışı yakala." Tokalaşacağınızı düşünerek elini uzatıyorsun ama genç elini geçip kolunu dirseğine yakın bir yerden tutuyor ve sıkıyor. Gülümseyerek aranıza 4 metre koyuyor ve ilk saldırıyı senin yapmanı işaret ediyor. Kılıcı ile senin kılıcını göstererek.

Re: [Tegin Hentanodan] Düşmüşlerin Yükselişi

#32
Kadın bana ürkütücü bir şekilde gülümsedikten sonra Şahin ininden aldığım kağıtları vermem istedi. Kağıtları ona verdikten sonra hemen incelemeye başladı. Kısa süre sonra inceleme işini bitirip ıslık çalarak etrafta oturan kişileri yanımıza topladı. Herkes etrafımıza toplandıktan sonra kısa bir konuşma yaparak benim kabaca kim olduğumu ve neden buraya geldiğimden bahsetti. Konuşması bittikten sonra eliyle duvardaki kılıçlardan birini almamı söyledi. Polis olmak için aldığım eğitimlerde çeşitli silahları nasıl kullanacağımı öğrenmiştim. Daha çok yay kullanmayı tercih etsem de diğer silahları da nasıl kullanabileceğimi biliyorum. Büyük kılıç ve savaş baltası gibi kaba ama bir o kadar güçlü silahları kullanmaktansa hızlı ve seri hamleler yapabileceğim silahları tercih ederim. Bu yüzden duvardaki silahlardan çevikliğim sayesinde daha rahat kullanabileceğimi düşündüğüm kılıçlardan birini aldım.

Silahımı aldıktan sonra üstat karşıma benden daha küçük birini çıkartarak onunla dövüşmemi istedi. Karşıma gelen arkadaşla selamlaştıktan sonra aramıza 4 metre mesafe bırakarak karşıma geçti. İlk hamleyi benim yapmama izin verdiği için pozisyonumu aldıktan sonra hızlıca aramızdaki mesafeyi kapatmaya çalışacağım. Karşımdaki düşmanım değil antrenman partnerim olduğu için mesafemizi kapattıktan sonra kılıcına doğru aşağıdan yukarıya doğru kaldırarak saldırmaya çalışacağım. Beni engellemeye çalışırsan ayağına alttan tekme atarak onun dengesini bozup yere düşürmeyi deneyeceğim.
Image
► Show Spoiler

Re: [Tegin Hentanodan] Düşmüşlerin Yükselişi

#33
Aradaki uzaklığı kapatırken, rakibin sana tepki vermiyor. Yüzündeki gülümsemesini koruyor. Duruş bile almış değil. Kılıcı tuttuğu eli yanında sallanıyor. Aşağıdan yukarıya kılıcını savuruyorsun. Rakibinin silah tutan eline doğru. Rakibin kendi etrafında dönerek kaçınıyor ve senin de etrafında dönmüş oluyor. Kör noktana geçiş yapan rakibine karşı aklından havaya kaldırdığın kılıcı dönerek ona doğru indirmek geçiyor. Düşünceni eyleme geçirme isteğin ile eş zamanlı olarak ensende soğuk demiri hissediyorsun. Hareketsizlik etrafı kaplıyor. "Rakibinin pusat tutan eline saldırmak akıllıcaydı. Pratik zekâ isteyen bir eylem. Bunu yapacak zekân var ama hedefin aşağıda iken yukarı doğru saldıracak kadar gerizekâlısın. Aşağıdan yukarıya doğru kılıç savurmak ağırlığın zıttına gitmektir. Daha fazla güç ister ve daha yavaş gerçekleşir. Bu yüzden kol kuvveti ve kesinlik olmadan kullanılmaz. Bu alman gereken ilk ders olsun." Üstat sözlerini bitirdikten sonra rakibin ensene bir kesik atarak kılıcını çekiyor. Keskin bir acı ve akan kanın sıcaklığı ensede iken bedeninde soğuk bir ürperme oluyor. "Aldığın yara sana bu dersi anımsatacak. Eğer öğrenmezsen, daha çok yara alacaksın." Rakibine doğru dönüyorsun ve duruş alıyorsun. Bu sefer rakibin de duruş alıyor. Sol kolu önde, kılıç tuttuğu sağ eli arkasında. Hızla sana doğru gelmeye başlıyor. Bedenini eğdiği ve solunu önde tuttuğundan, sağ kolunu göremiyorsun. Saldırısının nereden geleceğini gizliyor rakibin. Saldırın başarısız olmuş olabilir. Peki, savunman?

Re: [Tegin Hentanodan] Düşmüşlerin Yükselişi

#34
Planladığım gibi rakibimin eline hamle yapmak için harekete geçtim. Ancak tahmin ettiğimden daha yavaş hareket ettiğim için rakibime ulaşamadım. Etrafında dönerek hem benim saldırımı etkisiz hale getirdi hem de benim kör noktama geçti. Rakibimin aşağı yukarı nerede olduğunu bildiğim için biraz risk alıp doğaçlama yaparak saldırı planımı değiştirip havaya kaldırdığım kılıcımı hızlıca yere indirerek ona vurmayı düşünürken ensemde soğuk bir şey hissettim. Hissettiğim soğukluk rakibimin kılıcından başka bir şey değildi. Ben düşünüp uygulamaya geçmeden rakibim çoktan maçı bitirmişti. Bu noktadan sonra yapabileceğim bir hamlem olmadığı için sessiz bir şekilde üstadın yaptığı açıklamayı dinlemeye başladım. Başlangıçta beni övmesine rağmen konuşmasının sonlarına doğru yaptığım hatayı acımasızca suratıma vurdu. Dediklerinde haklı olduğu için ona itiraz etmeyi düşünmüyorum. Eğer gerçek bir savaş meydanında olsaydık övgülerin hiçbir anlamı olmayacaktı. Gerçi rakibimi incitmek istemediğim için biraz kendimi geri tutmaya çalıştım ama bu bahanenin arkasına sığınmakta istemiyorum.

Üstat konuşmasını bitirdikten sonra rakibim kılıcıyla enseme bir çizik attı. Yaptığı hareketi saçma bulsam da ses çıkarmadım. Her üstadın farklı tarzları olduğunu düşünüyorum. Demek ki karşımdaki yeni üstadımın tarzı da biraz vahşi. Aldığım yaradan sonra rakibim tekrardan pozisyon alarak bu sefer kendisinin saldıran tarafta olacağını belli ediyor. Pozisyonunu aldıktan sonra üzerime doğru gelmeye başlayan arkadaşa karşı bu sefer ağırdan almayı düşünmüyorum. Az önce gördüğüm kadarıyla kendisi baya çevik birisi. Elinde tuttuğu kılıcıda göremediğim için nasıl bir hamle yapacağını tahmin edemiyorum. Bu yüzden hız avantajını ortadan kaldırmayı planlıyorum. Bana iyice yaklaşana kadar bekleyip dibime girdikten sonra bacaklarına saldırmayı deneyeceğim. Eğer onu yaralayabilirsem bu dövüşü kolay bir şekilde kazanabileceğime inanıyorum.
Image
► Show Spoiler

Re: [Tegin Hentanodan] Düşmüşlerin Yükselişi

#35
Rakibin hızla sana doğru atılmış ok gibi gelirken, sabırla bekliyorsun. Ne zamanki menziline giriyor, o zamana bacaklarına doğru kılıcını savuruyorsun. Duramayacağının bilincinde olan rakibini kılıcını dikey şekilde alçaktan önüne getiriyor. Kılıç tokuşturuyorsunuz. Soğuk demirin sesi kafanızın içinde yankılanıyor. Rakibin yine etrafında dönüyor. Bu sefer saldırmak için. Kılıcını sağına doğru yatay şekilde getirerek onu yukarıdan aşağıya saldırısını engelliyorsun. Bir süre birbirinizi itmeye çalışır gibi dayanıyorsunuz kılıçlarınıza. Rakibin gözlerinin içine bakıyor. Bu bakışlarını senden almadan. Sana çelme takıyor. Düşmüyorsun ama geri yalpalamaya başlıyorsun. Sen yalpalarken de sana doğru zıplayarak yine dikey bir saldırıda bulunuyor. Dengesizliğinden yararlanmayı abartarak havadan sana doğru düşmekte.

Re: [Tegin Hentanodan] Düşmüşlerin Yükselişi

#36
Üzerime gelen rakibime bu sefer merhamet göstermeden saldırmayı denesem de yine istediğim sonucu elde edemedim. Bacağına hedef almama rağmen rakibim bir şekilde saldırımı engellemeyi başardı. Hatta sonrasında yaptığı hamleler sayesinde pozisyonumuz yeniden değişti. Bir anda saldıran taraftan tekrar savunan tarafa geçtim. Benden hızlı olması yüzünden yaptığım her hamleye karşılık verebilmesi giderek sinirlerimi bozmaya başladı. İşi güç savaşına dönüştürmeye çalışsam da rakibim tecrübeli bir savaşçı olduğu için başarılı olamıyorum. Element gücümü kullanıp haksızlık yapmak da istemediğim için zor bir durumdayım. Tek şansım rakibimin yaptığı son saldırıyı doğru bir şekilde karşılamam ve karşı saldırı yapıp bu turu bitirmem. Dengemi kaybetmiş olsam bile havada zıplayarak bana gelen rakibim karşısında avantajlı olduğumu düşünüyorum. Havada olduğu için var olan rotasını değiştiremeyecek. Kabaca nereye ineceğini de biliyorum. Bunları kullanmam lazım.

Üzerime gelen rakibimden yana doğru yuvarlanarak kaçmaya çalışacağım. Kaçma konusunda başarılı olursam rakibimin yere iner inmez bu sefer ona ben çelme takmaya çalışacağım. Hızına bu kadar güvenen birisinin dengesini kaybetmesini sağlayabilirsem bu turu kazanabileceğimi düşünüyorum.
Image
► Show Spoiler

Re: [Tegin Hentanodan] Düşmüşlerin Yükselişi

#37
Üzerine doğru inmekte olan rakibinden kendini yere bırakıp yuvarlanarak kurtuluyorsun. Rakibin kılıcını yere saplıyor. Senin ona doğru hamle yaptığını görüyor ve kılıcı ile karşılık vermek istiyor fakat kılıcını çıkaramıyor. Senden güzel bir çelme yiyip yere düşüyor. Üstadın yüzü düşüyor. "Benim öğrencim olan birisinin bu kadar açık veren ve bu kadar dezavantaja neden olan bir karar vermesi beni ancak hayal kırıklığına uğratır ve utandırır." Bunu sert bir şekilde söyledikten sonra sesini yükseltiyor. "Teke tek kapışmada havadan saldırmak ne demek, gerizekalı? Savaş alanında bile yapılabilecek en riskli ve gereksiz davranışlardan biri bu! Kılıcını kaybettin ve yerde yatıyorsun. Eğer rakibin akıl edip kılıcını boğazına dayayarak kesik atsaydı, kaybetmiştin. Şimdi, ayağa kalk, kılıcını al ve devam et!" Üstat konuşmayı bitirdikten sonra rakibin bacaklarını karnına doğru çekip zıplayarak ayağı kalkıyor. Üzerinde toz olma olasılığına karşı üzerine temizliyor. Gidip iki eliyle kılıcını sapladığı yerden çıkarıyor. Üstadına doğru başını eğip elini yüreğine götürüyor. Saniyelerce öyle duruyor. Bir an için hep öyle duracak sanıyorsun. Üstat gözlerini kapatıp iç çekiyor ve eliyle işaret ediyor. Ancak o zaman rakibin sana dönüyor ve sınavın kaldığı yerden devam ediyor.

Rakibin kılıcını geriye, boştaki elini öne alıyor. Boştaki eli göğüs hizasında, bacakları hafiften kırık ve kılıcı beline yakın konumda. Sana "Saldır." demekle yetiniyor. Üstat ise sana bir öğüt veriyor. "Bir Himotalı engellerden kaçınmaz, engelleri yıkar!"

Re: [Tegin Hentanodan] Düşmüşlerin Yükselişi

#38
Rakibimin havadan saldırmasıyla bu sefer işler benim planladığım gibi sonuçlandı. Hem onu istediğim pozisyona getirebildim hem de saldırısından sıyrıldığım için silahı yere saplandı. Tam rakibimi silahsız bıraktığım için bu turu kazandığımı düşünmeye başlamışken üstadın araya girmesiyle her şeye yeniden başlamak zorunda kaldım. Yaptığı hamleler yüzünden öğrencisini sert bir şekilde azarladıktan sonra sınava kaldığımız yerden devam etmemizi istedi. Şu ana kadar anladığım kadarıyla üstat sadece belli bir sayıda kişiye ders vermek istiyor. Bu yüzden eski öğrencilerinden biri eğitim zayiatı olana kadar aramızdaki bu minik dövüşü bitireceğini düşünmemeye başladım. Eski mesleğime dönmeyi istiyorum ama bunun için masum birini öldürebilir miyim emin değilim.

Üstat ve öğrenci kısa bir süre bakıştıktan sonra kaldığımız yerden dövüşümüze yeniden başladık. Rakibim bu sefer gerçekten savunma yapmak istediği için benim hamle yapmamı istedi. Üstat ise dövüşümüzün başlangıcından beri bana ilk defa tavsiye verdi. Gerektiği zamanlarda kaçmanın da kötü bir strateji olduğunu düşünmesem de üstadın ilk tavsiyesi olduğu için dediklerini uygulamaya karar verdim. Ayrıca karşımdaki rakibimin bana kıyasla daha sıska biri olması da beni birazcık etkiledi. Yukarıdan bir saldırı yaptığım zaman eğer rakibim sıyrılırsa ne olabileceğini az önce tecrübe ettiğim için yukarıdan herhangi bir saldırı girişiminde bulunmayı düşünmüyorum. Bunun yerine rakibim ile aramdaki mesafeyi hızlıca kapattıktan sonra tüm gücümle belindeki kılıca var gücümle vurmayı deneyeceğim. Eğer saldırım başarılı olursa rakibime fırsat tanımadan saldırmaya devam etmeyi planlıyorum.
Image
► Show Spoiler

Re: [Tegin Hentanodan] Düşmüşlerin Yükselişi

#39
Direkt silaha saldırı yapmak mı? İlginç; beklenmedik ve gelenek dışı. Savaşçı en kısa sürede düşmanı etkisiz duruma getirmeyi veya direkt öldürmeyi amaçlar fakat bu senin için şu an zor olsa gerek. Belki de silaha saldırarak rakibini silahsız bırakmak istiyorsun. Birbirinize attığınız bakışmanın ardından hızla fırlatıyorsun kendini. Rakibinin kaslarının kasıldığını ve hazırlandığını görebiliyorsun. Rakibin ona gelecek bir saldırıya karşı savunmayı beklerken, şiddetli bir ses ile onun önüne getirdiği kılıcını hedef alıyorsun. Süratin ve ilginç kararın rakibinin gözlerini idrak edememek ile dolduruyor. Çarpışma anında elinin nasıl zangır zangır titrediğine tanıklık ediyorsun. Kılıcını düşürmemek ve geriye savrulmamak için ne kadar fazla kas gücü kullandığına da. Amansız saldırına başlıyorsun sonrasında. Sana karşı zaten zayıf başlayan savunma hızla daha da zayıflıyor. Rakibinin suratında acıdan ve ağrıdan kaynaklı büzüşme gayet belirgin. En son dayanamıyor ve acısını sese vurarak kılıcını bırakıyor. Sen ise, önceden aldığın derse uygun olarak, rakibine iyice yaklaşıp kılıcını boğazına dayıyor ve kesik atıyorsun. İnce yara akan kan ile belli oluyor. Rakibinin gözleri kısılıyor ve eğiliyor. "Kramp, kramp, pes ediyorum!" Üstadın kafa işaretiyle iki kişi kaybedenin yanına geliyor ve onu kenara alıyorlar. Üstat dövüşün bitişini resmileştiriyor.

"Kesinlikle kılıç kullanmayı bilmiyorsun ama çözüm üretmekte üstüne yok gibi. Kılıç sanatı ile ilgili bilgisizliğini başka bilgilerle dolduruyorsun. Savaştan sağ çıkan birisinden daha azını beklemezdim zaten. Bu ana kadar bu şekilde hayatta kalıp başarılı oldun ama bilmeni istiyorum ki, bu böyle devam edemez. Eğer öğrenemezsen, eninde sonunda öleceksin. Kimliğimizin bir parçası olduğu için ok, kılıç ve dövüş sanatına değer veriyoruz, evet fakat hayatta kalmak için öğreniyoruz. Öğrenmek zorunda olduğumuz için öğreniyoruz. Sen bir element kullanıcısısın. Senin ana gücün elementin. Peki, ya diğerleri? Element kullanıcıları bir azınlık. Asıl nüfusa göre ne kadar az olduklarına şaşırırsın. Ne kadar tehlikeli bir güç olduğunun da tarihte örnekleri olduğu gibi o savaşta da deneyimledik. Elementine her zaman güvenemezsin. Bu yüzden kendini onla sınırlama ve ona bağımlı olma. Bağımlılık ve kısıtlama zayıflıktır, acizliktir. Bir savaşçının her daim birden fazla seçeneği olmalı. Kendini var olan her alanda geliştir. Sakın durma, olur mu?"

Önümüzdeki bir dönem boyunca kılıç sanatı dersleri alıyorsun. Kılıcı tutma şekilleri, savurma biçimleri, kaçınma ve düzenli hareket rotaları öğreniyorsun. Birkaç kere daha kılıç tokuşturuyorsun öğrencilerle. Uygulama üstüne uygulama senin düşünce biçimini etkiliyor ve üstadın sözlerinin etkisini arttırıyor. Gün geldiğinde ise üstat sana mühürlü kağıdı veriyor. "Sıradaki durağın Yükseliş İni. Kendini burada kanıtladın. Seninle gurur duyuyorum. Orada bol bol dayak yiyeceğinden eminim ama sen üstesinden gelirsin. Uğurlar olsun!" Böylelikle buradaki maceran da bitiyor ve son durağına bir sonraki gün varmış oluyorsun. Oraya vardığında ise dövüş sanatının öğretildiği yerin belki de en çok zorlanacağın sınavın olacağını anlıyorsun.

Kendini tanıttıktan ve amacını dillendirdikten sonra üstada mühürlü kağıdı uzatıyorsun. Sakalı ve bıyığı uzun yaşlı üstat kağıdı alıyor ve okumaya başlıyor. Ardından kenara narince koyup sana dönüyor. Sözleri kısa ve öz. "Önce şu an ne yapabildiğine bir bakalım." Sana hemen bir rakip ayarlanıyor. Üzerine değiştirmen söyleniyor. Sana giydirilen ise yarı çıplak olduğun geleneksel bir kıyafet. Üzerinde giysi olmasına karşın kendini tamamen çıplak hissediyorsun ve bedenin her bir noktası rüzgarı, soğuğu ve sıcağı alıyor. Kendini olduğundan daha zayıf, rahatsız ve savunmasız hissediyorsun. Karşılıklı selam verdikten sonra ilk hamle karşı taraftan geliyor. Rakibinin bulunduğu noktadan önüne gelme sürecini algılayamıyorsun. Sadece önce orada olduğunu, sonra burada olduğunu algılıyorsun. Burada olduğunu da bütün görüşünü kaplayan KOCAMAN BİR YUMRUKTAN ANLIYORSUN!

Re: [Tegin Hentanodan] Düşmüşlerin Yükselişi

#40
Adamın silahını hedef alarak sonunda istediğim sonucu elde ettim. Yüz ifadesinden fark ettiğim kadarıyla böyle bir hamle yapmamı beklediğini sanmıyorum. Rakibimi beklenmedik hamlem ile şaşırttıktan sonra kısa sürede kolayca galibiyeti elde ettim. Bu sefer öncekinin aksine merhamet göstermeyerek minik dövüşümüzün kesinlikle sonlandığından emin oldum. Galibiyetimin ardından üstadın yaptığı konuşmayı dinledim. Element gücümü çok fazla kullanmak istemesem de dediklerinde haklı olduğunu biliyorum. Aldığım temel eğitim artık bana yeterli gelmemeye başladığının farkındayım. İleride karşılaşacağım görevlerden sağ salim çıkabilmek için daha fazla güçlenmem gerekiyor.

Üstadın öğretilerini öğrenmeye çalışarak geçirdiğim günlerin ardından onun onayını alarak bir sonraki eğitim durağıma gitmek için yola çıktım. Eğer burada da başarılı olabilirsem sonunda tekrardan görevimin başına dönebilmeye bir adım daha yaklaşacağım. Yeni üstadımın yanına gittikten sonra kısaca kendimi tanıttım. Üstat kısa ve öz konuşarak ne yapabildiğimi görmek istediğini söyledi. Bende çok fazla konuşmayı sevmediğim için gereksiz diyalogları atladığımı için oldukça mutlu oldum. Bana verdikleri geleneksel garip giysiyi giydikten sonra dövüş için pozisyonumu aldım. Daha giydiğim için giysiye alışma aşamasındayken dövüş başlar başlamaz karşımda nereden geldiğini anlamadığım bir yumruk belirdi. Bu yumruğa karşı savunma yapmanın oldukça saçma olacağını düşünüyorum. Bu yüzden yumruktan sıyrılmak için sağ tarafa doğru hamle yapmayı deneyeceğim. Başarılı olabilirsem göremediğim rakibimi yere düşürmek için ona çelme takmayı deneyeceğim.
Image
► Show Spoiler
Locked

Return to “Gidinpese”

cron