Tegin: Hilal şeklinde oturmuş grubun yanına gidiyor ve oturarak onlara katılıyorsun. Tam karşınızda ise yaşlı bir kadın.
"Kabile lideri bundan dolayı ne yapması gerektiğini anladı ve karşı olduğu baltayı kavrayıp kendi elleriyle öldürdü. Ağaç kanamıyordu ama onun yüreği kan ağlıyordu. Yine baltalamaya devam etti. Yıkılan ağaçlar kesildi, oyuldu, parçalandı ve atalarımız ilk defa ellerine ok ve yay aldılar." Kadın anlatımını bitirdikten sonra gruptan biri el kaldırıyor. Kadının söz hakkı vermesiyle bir soru duyuluyor.
"Kabile lideri ağaç keserken neden bu kadar acı çekiyor. Hani, doğaya verilen önemi anladım ama bu verdiği tepki abartı değil mi?" Kadın gülümseyerek yanıt veriyor.
"Varoluş'un başlangıcında hiçbir şey yokken doğa vardı da ondan. Doğa Varoluş'un sonsuz kaynağıdır. Bütün canlılar ve cansızlar ondan gelir. Bu yüzden kutludur. Belki de en kutlu olan odur. Ağacı kesmek demek yaşam veren kutlu doğanın bir uzuvunu kesmek demektir fakat nasıl nice canlı kendi çıkarları doğrultusunda doğayı kullanıyorsa, biz de kendi çıkarlarımız için kullanıyoruz. Bunun doğamızda olduğunu söyleyebiliriz. Hammaddeyi şekillendirip ona bir amaç vermek. Bu yüzden, bu ve benzeri eylemlerimiz öz inancımıza ters değildir." Bir kişi daha parmak kaldırıyor ve söz hakkı alıyor.
"O zaman Kurucu bu düzenin neresinde kalıyor?" Kadın gülüyor. Çok hoşuna gitmiş bir ses tonu ile anlatmaya başlıyor.
"Çok güzel bir soru! Hatta sorulması gereken bir soru. Kurucu bu düzenin en tepesinde. Bizlerin potansiyelini görüp vahşi hayvanlardan çok daha farklı ve üstün ve özel olduğumuzu anlayarak onlar gibi doğaya karışmamızı uygun bulmadığından layık olanlar için cenneti; layık olmayanlar için cehennemi yarattı." Kadın devam etmek için ağzını açıyor ama zil çalıyor. Gardiyanlar dışarı çıkıp herkesi içeri çağırıyor.
Sai: Kendini amacına o kadar sabitliyorsun ki, tarikat liderinin duygu ve düşünceleri sana ulaşamadan defediliyorlar. Arabaya atlayıp hayırsever destekçinin yanına varıyorsun.
"Başardın mı?" diye heyecanla yaklaşıyor sana. Aleti masaya koyuyorsun ve onun yardımıyla aleti çalıştırıyorsunuz. Gerçekten de tarikat liderinin sesi duyuluyor aletten. Anlaşılır bir şekilde dediği her şeyi tekrardan dinleyebiliyorsunuz. Destekçin
"İdealistlikten gözü körmüş. Yazık lan! Acıdım adama ama suç işlediğinin kanıtı bu kayıt. Adalet yerini bulmalı. Hadi gidelim, bu iş bugün bitsin!" adamla beraber arabaya biniyorsunuz. Bu sefer o sürüyor. Yolda ona istediğini sorabilirsin. Senle konuşmaktan çekinmeyeceği belli zaten. Adalet Sarayı'na varıyorsunuz ve içeri giriyorsunuz. Karşınıza önce Danışma Masası çıkıyor. Kadın sizi karşılarken adam bir anda ses kayıt cihazını kaldırıp masaya koyuyor. Kadın bu anlık hareketten ötürü olduğu yerde hopluyor. Ayağı kalkıyor ve sinirle çıkışacakken adam aleti çalıştırıyor. Son seste. Danışman kadınla beraber herkes duraksıyor ve dinliyor. Bazıları şaşkınlıkla, bazıları inanmakta güçlük çeker, bazıları ise meraktan. Adam daha sonra sana dönüp göz kırpıyor ve her şeyi açıklıyor. Bunun üzerine danışman kadın size bir kayıt kağıdı uzatıyor. Kağıdı doldurmanızın ardından danışman bir telefon görüşmesi yapıyor. Sonrasında sizi içeride bir ofise yönlendiriyor. Ofise gidip oradaki yetkiliye ifadelerinizi veriyorsunuz. Yetkili suç tespitini resmileştiriyor ve ifadelerinizi kağıda döküyor. Ardından sizi bambaşka bir ofise yönlendiriyor. Orada da mahkeme seçip dava gününü ve saatini kararlaştırıyorsunuz. Bütün işlemler bittikten sonra binayı terk ederken tarikat liderini görüyorsunuz. Polisler ters kelepçeye almış onu içeriye sokuyorlar. Direniyor, suçlu olmadığını ve hata yaptıklarını bağırıyor. Bir anda bir polisin elinden kurtuluyor. Bunu gören Adalet Sarayı'nda görevli polislerden biri dışarı çıkıp onların yanına geliyor. Tarikat lideri ona dönüp ağzını açıyor ama açtığı gibi öyle bir tokat yiyor ki, arkasındaki polis sayesinde yere düşmekten kurtuluyor.
"Götürün bunu buradan!" diye komut veriyor sonrasında. Aradan birkaç gün geçiyor ve davaya çağırılıyorsunuz. Tarikat lideri mahkemede kendisini ne kadar savunsa da, nafile. Ses kaydı başlı başına yetiyor ve artıyor bile. Siz de prosedür gereği hakime görüşlerinizi bildirdikten sonra karar veriliyor.
"Sanığın kendisini Himota kanunlarından ve Himota devletinden üstün görmesi yoluyla adaletin gerçekleşmesini engelleme suçunu işlediğinden ve bu suçu Himota'nın kültürünü ve inancını öğreten bir kurumun başı unvanında iken gerçekleştirdiğinden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verilmiştir."
Off Topic
Konu sonlanmıştır.
Ödüller
Sai Nopaodan & Tegin Hentanodan
• 75 IP
Off Topic
Ana Kurguya katıldığınız için dağıtabileceğiniz 10 stat puanı bulunmaktadır.
Off Topic
Tegin Hentanodan'ın bireysel konusu 3 gün sonra açılacaktır. Sai Nopaodan isteğe bağlı olarak bu konuya katılabilir.