Re: [Vaka] Yakalamaca

#11
İlk hata. Eninde sonunda bir yerde hata yapacaktı. Hatasız bir şekilde bu operasyonu sonlandırması mümkün değildi ne de olsa. Mümkündü ger.i mümkün olmasına ama bu kadar hazırlıksız başlayan bir operasyon ancak böyle ilerlerdi. Küçük hatalar olacaktı. İlk hatası şüphe çekmek olmuştu. Niye sorardı ki asıl mekanın yerini cidden? Aceleci davranmamak gerekiyordu. Liderin şüpheci tavırları karşısında gerekmedikçe ağzını açmamaya karar verdi. Hem operasyonun hem de kendi güvenliği için en doğrusu buydu.

Cebindeki telsizde kalmıştı aklı. Şüpheci bir adamın küçük ayrıntıları atlamamasını bekliyordu. Acaba telsizin öbür tarafında dinleyenler var mıydı? Yoksa boş yere mi canını riske atıp telsizi açık tutuyordu? Oynanan masa oyunu izlerken bunlar geçiyordu aklından. Zaten kendi kültüründen oldukça uzak bu oyundan, aklını bulandıran düşünceler yüzünden hiçbir şey anlamamıştı. Sırtına dokunup kendisiyle konuşan adama gülümseyecek ve oynanan bu oyunun ne olduğunu soracaktı. Şüphe çekmeyen şeyleri konuşmaktan zarar gelmezdi. Hatta iyi sonuçlar doğurabilirdi. Ortamdaki gerginliği alırdı bir ihtimal.

Sorgulamadan liderin ya da lider imajı çizen bu adamın arabasına bindiğinde aklı bu sefer de arkadan kendilerini takip etmekte olan sivil polise kaymıştı. Tek başına mıydı? İki kişi mi yıkacaklardı 200 kişilik çeteyi? Bütün bu gerginlik moralini bozmuştu. Buradan çıkınca Ashe'nin bacakları arasına yüzünü gömecek ve ölene kadar kendini boğacaktı. Fazla stresli işler yapmayı sevmiyordu ama burnu da boktan çıkmak bilmemişti henüz. Bu sırada girip çıktıkları yolları, sokakları ve caddeleri aklına kazıdı. Aslında buradan kurulabilse büyük bir ekiple gelip burayı bulabileceğine inanıyordu. Yine de teröristlerin önlemi üst düzeydeydi. Arabadan indikten sonra bir süre de yürümüşlerdi. Bu esnada liderin kendisine uzak olduğu zamanlarda telsizine ulaşıp birkaç komut vermeyi deneyecekti. Eğer bunu güvenli bir şekilde yapamayacaksa denemeyecekti. Bu yüzden doğru anı kollamaya çalıştı.

Sonunda mekana varmışlardı. Araba yıkama kısımının arkası. Kapı arkasından kapandı ve artık içerideydi. Asıl mekan denen yerde. Tüm planlamaların gerçekleştiği yerde. Ayrıca sonunda beklenen de gerçekleşmişti. Lider telsizi istiyordu. Tek laf etmedi Shisha. Telsizi unutmuş gibi davranacaktı. Elini cebine atıp telsizi kapamayı denedi. Başaramazsa da olduğu gibi verecek ve sonrasında da kitaplığa yaslanıp onları dinlemeye, başka soruları cevaplamaya başlayacaktı.
"I know your anger, I know your dreams
I've been everything you want to be"
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Yakalamaca

#12
Telsizin boyutu nedeniyle saklayamayacak durumda kalıyor ve telsizi adama teslim ediyorsun. Telsizi elinden alıp bir süre boyunca inceleyen adam arkasında bulunanlardan kendisine en yakın olana doğru uzatıyor ve raflardan birine koymasını söylüyor. Adam bunu dillendirmese bile pasladığı kişinin telsizi kapatıp öyle rafa yerleştirdiğini görebiliyorsun. Adam önce kendi adamlarına dönüyor ve ağzını tam açacakken kafasını sana çeviriyor ve yanına gelip elini omzuna koyuyor. "Bize katıldığın için teşekkür ederiz. Yeni bir üye ile konuşamayacağımız bir planımız mevcut, o yüzden şimdilik buradan ayrılmanı isteyeceğim. Arkadaşlarımdan biri seni arabayla evine veya polis merkezinin yanına bırakacak. Sana güvenim tam, o yüzden ne seni kandırıyoruz, ne de senin bizi kandırdığını düşünüyoruz. Neyse, şimdilik git, biz seninle irtibata geçeriz." İster istemez gözlerini telsize çeviriyorsun ve karşındaki adam bunu görüyor. Gördüğü gibi sırtına iki kere babacan bir tavırla vurup sıvazlıyor ve "Telsiz bende kalsın, sonradan veririm." diyor. Arkadan başka bir adam yanına doğru geliyor ve sana tip tip bakarak yanından geçip kapıdan çıkıyor. Sen de onun arkasından çıkıyorsun. Odadan çıktığın anda arabaya doğru ilerlerken etrafını gözlüyor ve kafanda polis teşkilatının ne kadar uzakta olduğunu hesaplıyorsun.

Arabaya doğru ilerlerken önünden yürüyen adamı inceliyorsun. Adamın arka cebinde bir hançer, bir de kelepçe olduğunu görüyorsun. Kelepçelere nereden ulaştığını sorgularken aynı zamanda yanına neden bu eşyaları aldığını da merak ediyorsun. Bir süre sonra güvende olup olmayacağını düşünmeye başlıyorsun. Adam sana dönüyor ve "Yolu biliyor musun? Nereye bırakacaksam bana en kısa yoldan tarif et de dikkat çekmeyelim." diyor. Arabanın yanına ulaştığınızda şu an bulunduğun konumu ve seçeneklerini değerlendirmeye başlıyorsun.

Her şeyden önce seni bir şey açıklamayacaklarını bile bile oraya kadar getirmelerini ve seni oradan salacak kadar güvenmiş olmalarını sorguluyorsun. Telsizin az önce bulunduğun odada kaldığı için teşkilata gitme durumunda yaşanacakları düşünüyorsun. Teşkilata gitmeyi seçmen durumunda bunun hesabı sorulacağı için kafanda bu ihtimalin planını yapmaya odaklanıyorsun. Eve gitme durumunda teşkilat ile nasıl iletişime geçeceğini düşünüyorsun ve tekrardan odaya dönmeyi gözden geçiriyorsun. Bir yandan adamın arabada sana zarar verip vermeyeceği ihtimalini gözden geçiriyorsun ve ikna etme yeteneklerini kullanarak, konuşarak arabaya binmemenin bir yolu olup olmayacağını düşünüyorsun. O sırada adam sana "İstersen arabayı sen sür, daha rahat olur." diyor. Senden bir karar vermeni bekliyor gibi görünüyor.

Re: [Vaka] Yakalamaca

#13
Düşmanının güvenini kaybetmişti. En azından bana bu imajı vermişlerdi ona. Küçük bir ihtimal de olsa oldukça tedirgin ve dikkatli insanlar olduklarını, Shisha'nın ayağını denk alması gerektiğini göstermek için de bu imajı çiziyor olabilirlerdi. İçinde bulunduğu durumu düşündüğünde bu çok olası bir senaryo olarak gözükmüyordu. Shisha gözlerine batmıştı. Dikkatlerini çekmişti. Artık güven kazanmak için plan yapılacak evreyi de geçmişlerdi. Kendini dakikalar içinde bir adamın arkasında ölüme yürürken bulmuştu. Belki de öldürmek değildi teröristlerin planı ama Shisha bu durumda kalmayı sevmezdi. Hızlı bunalırdı. Sonunu kestiremediği işlere dahil olmak istemiyordu.

Arabayı Shisha'nın sürmesini istemişti adam. Shisha bu teklif üzerine duruşunu bozmadan, hızlı adımlarla arabanın etrafından dolandı ve ön koltuğa bindi. Adamın arka ceplerindeki ekipmana takılmıştı aklı. Artık geri dönüş yoktu. Bu adamı ya etkisiz hale getirecek ya da öldürecekti. Aynı davayı paylaşıyorlardı ama bu çetenin başarılı olması Shisha'nın ulaşmak istediği konumu sıkıntıya sokacaktı. Shisha'nın kendine isim yapması gerekiyordu. Bu örgütün çökertilmesi ise büyük bir adım olacaktı. Teşkilata gidecek ve koca bir ekibin beceremediğini tek başına başardığını dile getirecekti. Ödüllendirilmeyi de umuyordu.

Dusha sınırları içerisindeki en güçlü adam değildi Shisha. Orası kesin. Yine de bir polis olarak hareket hızı oldukça iyi, çevik bir gençti. Heyecanlanıp hata yapacak biri de değildi. Adamın yanına oturmasını bekledi. Oturup kapıyı çektiği saniye gerçekleşecekti her şey. Tüm planın 1 saniye içinde gerçekleşip biteceğini düşünerek biraz daha rahatladı. Adam arabaya binerken radyoyla oyalandı bir süre. Adam kapıyı çektiğinde hızlı bir hareketle kafasını tutup arabaya vuracaktı. Bayıltacak kadar darbeli yapması yeterliydi. Sonrasında adamın arka cebinden kelepçeyi alıp adamı tamamen etkisiz hale getirecekti. Sonrasında ceketini çıkarıp arka koltuğa atacak ve teşkilata sürecekti. Teşkilat bu adamı konuştururdu. Bir baskın yapılması için öğrendiği her şeyi de anlatacaktı Shisha.

Adamı bayıltmayı başaramazsa yapılacak şey açıktı. Elinde bir neon kılıcı oluşturup adamın boğazını kesecekti. Sonrasında yine teşkilatta gidecekti. Bunun yaşanmamasını umdu.
"I know your anger, I know your dreams
I've been everything you want to be"
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Yakalamaca

#14
Planladığın gibi arabaya biniyorsun ve adamın ön yolcu koltuğuna binmesini beklemeye başlıyorsun. Adam ise dışarıda bir sigara yakıyor ve içmeye başlıyor. Yaklaşık beş dakika boyunca sigara içmesini beklerken radyo ile uğraşıyorsun. Adam sigarasını yere atıp söndürdükten sonra kapıyı açıyor ve yanına oturuyor. Yanına oturduğu anda adamın kafasından tutuyor ve arabaya doğru vuruyorsun. Adamın bayılacak kadar ağır bir darbe almadığı için ikinci planını uygulamaya geçiyorsun ve Neon - Kılıç stilini kullanarak adamın boğazını kesiyorsun. Ön koltuğunda cansız bir bedenle birlikte arabayı çalıştırıyorsun. İlerlemeye başladığın anda odadan adamların çıktığını ve arabayı gördüğünü görüyorsun. İçlerinden lider olanla göz göze geliyorsun ancak onlar herhangi bir hamle yapamadan hızlıca ilerliyor ve uzaklaşıyorsun. Gelirken yolu iyi takip ettiğin için teşkilat binasını da rahatlıkla buluyorsun.

Teşkilat binasına vardığında kapıda bulunan ve boğazı kesilmiş olan elemanı gören yetkililer hızlıca arabaya doğru koşuyorlar ve seni arabadan çıkartıp adamın cansız bedenini incelemeye başlıyorlar. Kendi kendine teşkilat binasına doğru ilerliyorsun ve kapıdan içeri girdiğinde karşına ilk çıkan kişi Dusha Krallığı Teşkilat Başkanı Epuno Datefeme oluyor. Başkan Epuno, derin bir iç çekiyor ve binanın içine giriyor. Sen de içgüdüsel olarak kendisini takip ediyorsun. Geniş ve derli toplu ofisine giriyor ve sen de onun peşinden giriyorsun. Kendi koltuğuna geçtikten sonra senin de karşısına oturmanı işaret ediyor. Karşısında bulunan iki sandalyeden birine oturuyorsun ve başından sonuna kadar yaşadığın her şeyi anlatıyorsun. Başkan Epuno, gözlerini kırpmadan ve senin gözlerinden ayırmadan pür dikkat tüm dediklerini dinliyor ve sözünü bir kere bile kesmiyor. Her şeyi anlattıktan sonra tekrar bir iç çekiyor ve konuşmaya başlıyor.

"Çıktığın ilk vakada olanları duydum. Kendince kararlar almışsın ve kafana göre hareket etmişsin. O defalık başına bir şey gelmemiş. Bak evlat, düşünce yapım senden pek farklı değil. Anlaman gereken şey şu ki, düşünce yapının, bakış açının, ideolojinin hiçbir önemi yok. Sen bu işe girdiğinde düzenin bir parçası haline geldin ve tek amacın o düzeni korumak oldu. Eğer amacın bir şeyleri değiştirmek haline geldiyse seni burada tutamam. Sana iki seçenek sunacağım. Ya gider ve tüm bu olanları krala anlatırsın ve cezanı çekersin, ya da şimdi seni kovarım, çıkıp gidersin ve kimse bu olanları duymaz. Sen de hayatını kendi amacına göre yaşar, bir gün de bu amacın uğruna bir şeyler yapmaya karar verirsen düzen tarafından ezilip gidersin. Seçimi sana bırakıyorum."
Off Topic
Bir tur kaldı, let's fucking go Shisha bey.

Re: [Vaka] Yakalamaca

#15
Başarısızlıklar birbirini takip ediyordu. Şimdi de adamı öldürmesi gerekmişti. Artık bir suçluyu öldürmenin verdiği ekşi tada alışmaya başlamıştı. Bu işi seviyor ama sürekli de tekrarlamak istemiyordu doğal olarak. Yanındaki cesetle beraber teşkilata kadar sürdü arabayı. Park ettikten sonra öbür polislerin arabaya çullanmaya başladığını gördü. Yanında bekleyen cesedin ceplerine attı elini hızla. Arabadan aniden çekip çıkarılmadan önce birkaç dal sigarayı beleşe getirmeyi deneyecekti. Tüm gün olduğu gibi yine başarısızlığa uğramıştı. Paldır küldür arabadan indirildi ama duruşunu bozmadı. İçeri yürüdü.

Ceketini düzeltti ve içeri girip Epuno Datefeme ile yüzleşti. Boku yediğini anlayabiliyordu kısmen. Kimseye zarar vermemesi istenmişti. Shisha teşkilata cesetle geldi. Bir ceza alacaktı kesinlikle. Ofise girdi ve Epuno'nun karşısına oturdu. Uzun bir nutuk dinlemek için kendini hazırladı ama beklediği şey yaşanmadı. Teşkilat başkanı için Shiha'nın burada işi kalmamış gibi duruyordu. Bunun yaşanmasını istemiyordu Shisha. Teşkilatın içinde bulunmadan bir şeyleri değiştirmek oldukça zor olurdu. Kovulursa her şeyi kaybederdi. Henüz başlamamış bir savaşın sonu olurdu bu.

Kralın merhametine kalmak istemiyordu ama gurur yapacak değildi. Herhangi bir cezadan çekinecek bir korkak da değildi. Teşkilat başkanından sonra Dusha kralıyla yüzleşecekti. İyi yanından bakmak lazım. Ashe'yi de görmüş olacaktı.

"Benim gibi polislerin bu teşkilattan birer birer eksilmesini teşkilatın geleceği açısından sakıncalı görüyorum komiserim. Kralımızın karşısında hesap verip işimin başına dönmek istiyorum izniniz olursa."

Ayağa kalktı ve yola koyulmak için izin bekledi.
"I know your anger, I know your dreams
I've been everything you want to be"
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Yakalamaca

#16
Cevabının üstüne tekrardan iç çekip ayağa kalkan Başkan Epuno "Öyle elini kolunu sallayarak gidemezsin elbette. Seni kendi arabamla götüreceğim. Gel benimle." diyor ve odadan yavaş adımlarla çıkıyor. Sen de arkasından ilerliyor ve onu arabasına kadar takip ediyorsun. Üstünde Dusha bayrağı bulunan sarı-siyah bir arabaya ulaşıyorsunuz. Arabanın ön yolcu koltuğuna biniyorsun ve cesedin cebinden bulduğun sigaralardan birini yakıyorsun. Yaktığın sigarayı tüttürürken başkanın rahatsız olduğunu fark ediyor ve camı açıp o tarafa doğruluyorsun. Tamamen sessizlikle geçen uzun yolculuğun ardından Hafuruguhe şehrinde bulunan bir şatoya varıyorsun. Başkan Epuno, kralın durum sebebiyle bu şatoya geldiğini izah ediyor ve arabadan iniyor. Sen de onun arkasından arabadan iniyorsun ve sigaranı söndürüp Epuno ile birlikte şatoya giriyorsun. Şatoya girdiğinizde şatonun bir bakıma Poshotatumi Şatosu'nun küçüğü olduğunu fark ediyorsun. Başkentte bulunan şatonun neredeyse kopyası olan bu şato sana önceden yaşadığın şeyleri ve kralla olan sohbetini anımsatıyor. Krala anlattıklarını ve kralın cevabını hatırlayıp şu an krala söyleyeceğin şeyleri kafanda kuruyorsun. Birbirinden farklı düşüncelerle, dolu bir kafayla kralın bulunduğu odaya varıyorsun ve yüz yüze geliyorsunuz. Kral, yüzünü gördüğü anda isteksiz bir yüz ifadesi takınıyor ve samimiyetsiz bir havayla "Hoş geldiniz. Durum raporunu alabilir miyim?" diyor.

"Yüce kralım, asıl durumu zaten biliyorsunuz ancak Shisha kendisini bizzat uyarmamamı ve tekrar uygulamayacağını söylediğiniz şeyi tekrarladı. Yeniden bir teröristi izin almadan etkisiz hale getirdi. Bu kabul edilemez. Şahsi fikrimi sorarsanız söz dinlemeyen ve sistemimize uyum sağlamayan insanları teşkilatımızda bulundurmamamız gerekiyor. Teşkilatımız zedeleniyor ve yıpranıyor. En azından ben böyle düşünüyorum." Başkan Epuno'nun sözlerini dinleyen Kral Hafuru, oturduğu tahttan kalkıyor ve ellerini arkasında birleştirip konuşmaya başlıyor. O konuşurken sen de Kraliçe Ashe orada olmadığı için üzülüyorsun. "Seninle daha önce konuşmuştuk, Shisha, değil mi? Başkanımız çoktan fikrini söylemiş, ben de açıkçası onun fikrini değiştirmek gibi bir amaç gütmüyorum. Senin ideolojini de iyi biliyorum ve zamanında yanıtladım. Şimdi söyle bakalım, bu durumda kendini nasıl savunabilirsin? Geçen olduğu gibi seni dikkatle dinleyecek ve adil bir karar vereceğim."
Off Topic
Son tur değilmiş, bir tur daha varmış. Hata ettik, yanıldık.

Re: [Vaka] Yakalamaca

#17
Başkan Epuno'nun arabasında şatoya doğru ilerlerken bir şeyleri düşünmek için zaman bulmuştu. Başkanın karşısında iddialı laflar etmek bir yarar sağlamazdı. Agresif tavırlar ortaya koymak Shisha'nın sadece zararına olacaktı. Sesini alçaltarak konuşmalıydı. İçinden çıkılması zor bir durumdaydı ve karşısındaki isimler başkan Epuno ve Dusha kralıydı. Kralın karşısına çıkmak istemeyi tercih etmişti. Çünkü Ashe'nin de orada olma ihtimali vardı. Hafiften de olsa Ashe tarafından savunulabileceğine inanıyordu. Göze batmayacak bir savunma olmalıydı bu. Şatoya vardıklarında kralın karşısına çıkmıştı ve gözleri Ashe'yi görememişti. Biraz daha köşeye sıkışmış hissetti. Ne yapmıştı sanki? Tam olarak kendini savunmuştu. Evet, doğru bir şekilde aktaracaktı bunu. Bir suçu olduğunu düşünmüyordu.

Yine yargılayan bakışlarla süzdü Shisha'yı Dusha kralı. Bu bakışı unutmamıştı Shisha. İster istemez de gerilmeye başladığı için kralın boğazına yapışacak gibi hissediyordu. Adil bir karar vereceğini dile getirerek de adaletin temsilcisi olduğunu dile getiriyordu. Kralı öldürebileceğine inanıyordu Shisha. Ancak bunu yapmak istemiyordu. Henüz bunu hak edecek bir hareketi olmamıştı. Gerçi işlenen suçlara izin verdiğini göz önünde bulundurursak belki de şatonun bir kulesinden dışarı doğru asılıp sallandırılmalıydı. Ancak başkan Epuno da oradaydı. Bu adam karşısında bir vuruşluk canı vardı Shisha'nın. Bunu biliyordu. Bu yüzden sadece kendini savunacak ve ceza ne olursa olsun razı gelecekti.

"Kralım. Başkanım. Öncelikle şunu anlamalısınız ki içinde kaldığım durumun ideolijiyle zerre ilgisi yoktur. Önceki vakada da yoktu. Önceki vakada tecavüze uğramak üzere olan bir arkadaşımı kurtarmak için yapmam gerekeni yaptım. Bu vakada ise kendi hayatımı korumak için yapmam gerekeni yaptım. Adam beni arabaya bindirmeye çalıştı. Üzerinde kelepçe ve hançer vardı."

İç çekti. İstemeden sesini yükselteceğini hissetmeye başladı. Konuşmaya devam etti.

"Zaten 200 kişiye operasyon yapıp kimseyi öldürmemeyi nasıl beklersiniz ki? Hayır çünkü- çünkü siz cidden TÜM örgütün KİMSE ölmeden tutuklanmasını istiyordunuz. Kralım, siz bir polis olmadığınız için bu soruyu başkanımıza yöneltmek daha doğru olur. Bunu nasıl başaracaktınız? Teröristlerin bize sarılıp, özür diledikten sonra teslim olmasını mı bekliyordunuz? 1 terörist öldüğü için yargılanıyorum ama sizin planınızı uygulasaydık çok daha fazla ölüm olacaktı."

Krala dönerek devam etti.

"Yani ben yapılması gerekeni yaptım. Bunun ideolojiyle alakası yok... ama kafayı göstermelik bir adalet anlayışına o kadar sabitlemişsiniz ki yasalarınızın sözde "insancıl" durması adına ülkenin bu günlere sürüklenmesine sebep oldunuz. Adaletin olduğu bir ülkede bu kadar mağdur olmazdı. Suç oranları da bu düzeyde olmazdı...ama bu sadece benim fikrim, kralım."

Teşkilatta kalabileceğine inanmıyordu bu sözlerin üzerine. Bu yüzden şatoya girdiğinde yalandan yüzüne iliştirdiği mahcubiyeti silip attı. Yaptığı şeyden gurur duyuyordu.
"I know your anger, I know your dreams
I've been everything you want to be"
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Yakalamaca

#18
Kral, sözüne "Anlamadığın şey şu..." diyerek başlıyor ve iç çekerek ayağa kalkıyor. "Sen ve arkadaşların, siz bu işi yapıyorsanız ölümü kabullenmiş olmanız gerekiyor, anladın mı? Arkadaşın tecavüze uğrama tehlikesinde mi? Senin arkadaşın aylar boyunca eğitim aldı ve isteseydi bundan kendisi de kurtulabilirdi. Eğer kendi başına böyle bir tehditten kurtulamıyorsa o zaman tecavüze uğramayı hak ediyordur. O bir yana, sen yanındaki adamı öldürmeden etkisiz hale getirmek için eğitim aldın. Senin canın her zaman tehlikede olacak ancak başkalarının canını ne kadar kötü olurlarsa olsunlar tehlikeye atma lüksün yok. Belirtilmedikçe yok. Belirtilmemişti. Sen de bu lüksü kendinde varmış gibi saydın ve kullandın. Bu seni atmak için yeterli bir sebep, en azından bana göre öyle. Ancak başkanım Epuno'nun da konuşmasını ve fikrini söylemesini istiyorum."

Başkan Epuno, boğazını temizliyor ve "Kralım, kararınıza saygı duymakla birlikte arkadaşımıza üçüncü bir şans vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Arkadaşımız bildiğiniz gibi oldukça yeni ve zamanında siz de ilk krallık dönemlerinizde benzer hatalarla karşılaşmış ve tolere etmiştiniz. Aynı zamanda sizin de böyle hatalara düştüğünüz olmuştu. Güncel kararlarınızı geçmişinizi değerlendirerek vermenizin daha doğru olacağını düşünüyorum. İki aylık bir uzaklaştırma verip işine geri dönmesine izin verelim." Epuno'nun sözlerini dinleyen kral iyice düşünüyor ve "Haklısın, dediğini uygulayalım. O zaman..." Kral Hafuru, tahtına dönüyor ve oturup "Shisha Shøge, iki aylığına rütbeni elinden alıyoruz. İki ay sonra işine geri dönebilirsin. Bu iki aylık süreçte maaşın devlet tarafından karşılanmayacak ancak bugün içinde bulunduğun vakanın parası temin edilecektir. İki aylık süreçte parasal sıkıntı çekmemek adına bir işe girmek yasal hakkındır. Gitmekte özgürsün." Karar alındıktan sonra Başkan Epuno da kapıya doğru yol alıyor ve Kral Hafuru kendisini durdurup bir süre daha odada kalmasını istediğini belirtiyor. Sen ise odadan çıkıyor ve eve doğru ilerliyorsun. Artık işsizsin, en azından iki aylığına. Bu durum seni her ne kadar sinirlendirse de başka aktivitelere önem vermek için uzun zamanın olacak gibi görünüyor.
Off Topic
Konu sonlanmıştır.
Ödüller

Shisha Shøge
- 50 IP
- 400 PBF
- 2/10
Off Topic
İki aylık uzaklaştırma gereği tekrardan belirtilene kadar resmi vaka görevlerine katılamayacaksın. Bu süre içinde bireysel konularına devam etmekte özgürsün.
Locked

Return to “Hafuruguhe”

cron