Re: [Vaka] Vandallık

#11
"Sol vereyim, elbette. Sol verelim arkadaşa." Bo'ek, Oturduğunuz yerde bulunan masanın sol altında bulunan küçük bir dolaba uzanıyor ve dolabın içinden ortalama uzunlukta bir hançer çıkarıyor. Ayağa kalkıyor ve çıkardığı hançer ile bir anda adamın saçının büyük bir kısmını kesiyor. Adamın gözlerinin fal taşı gibi açıldığını görebiliyorsun. Adam, Bo'ek'in yüzüne aciz bir yüz ifadesiyle bakıyor ve Bo'ek, adama oldukça ciddi, kaskatı bir ifadeyle bakış atıyor. Konuşma devam ediyor.

"Kaç tel daha lazım kardeşim?"

"Kes gitsin, sikimde değil."

"Elbette."

Bo'ek, aniden adamın kulağında derin bir kesik açıyor. Adam, acıdan haykırırken Bo'ek adamın susmasını beklemeden kafasını masaya çarpıyor ve tekrar soru sormaya başlıyor. Adam, hala haykırmaya devam ediyor ve sorulara cevap vermiyor. Bunun üstüne Bo'ek, adamı tekrar sözlü olarak tehdit ediyor. "Tek kulak kalmak istemiyorsan sorumu cevaplayacaksın, haberin olsun." Adam, hızlıca sesini kesiyor ve Bo'ek'e tekrar bakıyor. Adam, beklemediğiniz bir cevap veriyor. "Demokratik Dayanışma Partisi'ne oy veriyorum. Mutlu musun amına koyayım?" Bo'ek, bu lafın üstüne kahkaha atıyor. Kahkahasını bitirdiği salisede ise elindeki hançeri adamın kulağına saplıyor ve adamın kulağını tamamen kesiyor. Adam tekrar haykırmaya başladığı için Bo'ek hızlıca kapıya yürüyor ve kapıya vuruyor. İçeriye iki tane polis giriyor ve Bo'ek adamı götürmelerini istediğini söylüyor. Adamı götürürlerken kapıya sesleniyor. "Diğer arkadaşlar da bu arkadaşımızın durumunu görsün ha, unutmayın onu." Odada Bo'ek ile yalnız kaldığınızda Bo'ek seninle konuşmaya başlıyor. "Bu adamdan bir bok olmaz, boşuna zamanımızı harcarız. Sana da yapacak pek bir şey bırakmadım ama gerek yok, gücünü bir sonrakine sakla." Senin cevap vermeni beklemeden tekrardan kapıya sesleniyor ve ikinci şüpheliyi çağırmalarını istiyor. İkinci şüpheli odaya getiriliyor ve görünümünün önceki adamdan pek farklı olmadığını fark ediyorsun. Bo'ek de yerine oturuyor ve masadaki kan izlerine bir süre göz gezdirip tebessüm ettikten sonra tekrar konuşmaya başlıyor.

"İsmin?"

"Do yagmot gak yopu kük lebdürip bud."

"...Ne?"

"Do yagmot gak, yopu chik lükut!"

"Sen... Lan?"

"Ig ongüta d'Jürati gak kük lü’og, chik jedreg!"

"... Ne... Alaka lan?"

Bo'ek, sülalesine küfür edilmiş gibi bir hal alıyor. Adamın ne dediklerini anlamasan da Djuratça konuştuğunu küçükken duyduğun kalıplardan ötürü anlayabiliyorsun. Bo'ek, duyduklarına inanamaz bir halde. Sana dönüyor ve gözünün seyirmeye başladığını fark ediyorsun. Sana sesi titrer bir şekilde sesleniyor. "Elag, şunun ağzını yüzünü sikip gerçek dilimizde konuşturmanı isteyeceğim senden." Bo'ek, arkasını dönüyor ve sinirle duvara yumruk atıyor. Senden bir şeyler yapmanı bekliyor gibi duruyor. Sen ise tam bir eyleme geçecekken adam gözlerini sana doğrultup yüzünün ortasına tükürüyor. Sana sinirli bir ifadeyle bakıp tekrar anlamadığın bir kelimeyi duymanı sağlıyor. "Jelet!"

Re: [Vaka] Vandallık

#12
Elag için bu tuhaf sorguyu izlemek giderek daha keyifli oluyordu. Artık Bo'ek'in kendisinden beklenmeyen hareketlerde bulunmasına alışmış, giderek kendi zihninde de bunları gerçekliğe eşleyerek normalize etmişti. Kulağını kestiğinde içinde ani bir refleks ile içinden "Oha yavaş amına koyayım" diye geçirmiş olsa da müdahale etmedi. Partnerini tanımıyordu.. belki de eski bir siyasi travması vardı. Ya da daha kötüsü, içi tamamen şiddetle doluydu ve bunu bastırmak zorunda hissetmediği tek mekan sorgu odasıydı. İşte bu ihtimalde Elag'ın başpolis'i sakinleştirmesi icap edebilirdi, fakat yapmayacaktı. Üzeri kirlenen kendisi olmayacaktı bu kez.

"Ya siktir, ne demek demokratik dayanışma partisi? Elü'ud Elüngi'nin kendisi senden daha fazla DDP'lidir."


Olayın mantıksızlığı bir yana, insan sarraflığı (özellikle suçlular konusunda) en övündüğü özelliği olmuştu hep. Gördüğü birinin hayat hikayesini bile on saniyede çıkarır, gözünün renginden aksanındaki s'lerin peltekliğine kadar doğduğu yeri, tuttuğu takımı, siyasi görüşünü, kavga etmeyi bilip bilmediğini anında masaya koyabilirdi. Düpedüz yalan söylüyor olmalıydı adam, en azından kendini buna inandırmak içindeki huzursuzluğu bastırmasına yetebilmişti Yadrop'un.

"Sonrakini bülbül gibi konuştururuz, bu kez bana bırak."

Kapıya seslenildi, ikinci şüpheli getirildi. Bu kez dikkatini bir öncekinden daha net odaklamaya çalışıyordu.. kaşlarının yapısından dudak kıvrımlarına kadar zihninde adamın resmini çekti. Sokakta her gün görebileceği, dümdüz bir herifti bu. Djurat'ça ettiği tiradlardan sonra Bo'ek'e biraz daha zaman tanıdı.. belki de gerek kalmazdı elini kirletmesine. Ya da yine yarım porsiyonluk bir kulak ile işi çözebilirlerdi. Partneri giderek daha fazla sinirleniyordu.. ayağa kalkıp sırtını adama, yüzünü Bo'ek'e döndü ve omzuna yavaşça dokunup "Tamam sen şey yapma ben halledeceğim" şeklinde yüzüne baktı. Ardından tekrar suçluya dönerek sakince konuşmaya başladı.

"Djuratça bilmiyorum dostum.. ortak dilde anlaşabileceğimizden eminim. Ortağımın kusuruna bakma, bugün biraz gergin. Şimdi.. senin için de sakıncası yoksa hangi siyasi part-"

Adamın bağırması ve Elag'ın yüzüne tükürmesi ile birkaç saniyelik kısa bir sessizlik oldu. Bu.. bu gerçekten yaşanmamalıydı. Elag'ı sinirlendirecek milyonlarca sebep vardı evet, fakat bu.. bu bambaşka bir seviyeydi. Kalp atışlarının hızlandığını hissederken etrafındaki sesler kısıldı. Kendi yutkunmasını bile duyabiliyordu.. gözlerinin önündeki nokta haricindeki bütün kenarlar kararıyor, yuvarlak bir kadraj halini alıyordu. Gözlerini bir anlığına kapatıp açtıktan sonra zebranın üzerine atılan bir aslan gibi adama saldırdı.

"JELET? SENİN ANANIN AMINI JELETLERİM OROSPU SIÇMIĞI! KENDİNDEN ÜST BİR IRKIN YÜZÜNE TÜKÜRMEK NEDİR LAN? ŞU SANİYEDEN SONRA SİKİMDE BİLE DEĞİLSİN, ARTIK MUHATTABIM SADECE AİLENDEKİ VAJİNA SAHİBİ İNSANLAR."

Adamın sağ el bileğini kavradı ve yer fıstığı kırar gibi serçe parmağından başlayarak bütün parmaklarını kırmaya başladı.

"ABLANI KÖLE PAZARINDA SATACAĞIM ANLADIN MI OROSPU ÇOCUĞU? RUJUNUN RENGİNİ HER GÜN DEĞİŞTİRECEĞİM, BÜTÜN DJURAT'IN SİKİ GÖKKUŞAĞINA DÖNECEK. KARINA ÖYLE ŞEYLER YAPACAĞIM Kİ EN SEVDİĞİ DİZİSİNİ BİLE AYAKTA İZLEMEK ZORUNDA KALACAK SENİ DEĞERSİZ AM POFUDUĞU"

Bo'ek veya herhangi biri onu durdurmaya çalışmadıkça on parmağın tamamını kıracaktı. Elag'ın sikmek istemediği hiç kimse herhangi bir vücut salgısını ona bulaştıramazdı. Kirlenmiş hissediyordu.. her bir çatırdı sesi ile biraz daha arındıracaktı ruhunu.



Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Vandallık

#13
► Show Spoiler

Bir, iki, üç, dört ve beş... Adamın acı haykırışlarını duyabiliyor, ama anlam veremiyorsun. "CHIM! POM CHIM, TI'ED!" Adam, bir süre sonra ağlamaya başlıyor. Sağ elindeki beş parmağı da kırdıktan sonra bir anda bulunduğunuz odanın kapısının açıldığı fark ediyorsun. Kapıyı açan kişi ise bulunduğunuz teşkilat binasının başkomiseri, Mado Chigleo. Önceden ismini duymuş olsan da kendisini hayatında ilk defa bizzat gözlerinle görmüş oluyorsun. Odaya girdiği gibi omzuna elini koyuyor ve seni geri çekiyor. "Bu kadar yeter genç adam, Djuratça konuşulduğunu duydum. Adam sana 'dur! lütfen dur, kardeşim!' diye bağırıyor ulan. Siz adam sikmek için mi polis oldunuz oğlum? Bu kadar da abartmayın." Seni geri çektikten hemen sonra Djuratça konuşan şüphelinin karşısına oturuyor ve onunla Djuratça konuşmaya başlıyor. Konuşmalara anlam veremesen de dinlemek zorunda kalıyorsun. Bo'ek ise istifini hiç bozmuyor ve döndüğü duvardan kafasını bile çevirmiyor.


Mado Chigleo
► Show Spoiler


"Kid chüje’ich ’a’op bum chik jügetchü ki?"

"Do ’ip jügetchü ga ida ki Chüje'ich Kebe Gadop."

"Lepotga. Chik yagmot jep ürorotga."

Başkomiserin kurduğu son cümleden sonra adamın tekrar sana haykırdığı kelimeleri haykırdığını duyabiliyorsun. O sırada Başkomiser Mado sana dönüyor ve konuştuklarını anlatmaya başlıyor. "Şan ve Tarih Partisi için çalışıyormuş bu gavatlar. Boşu boşuna Millet Partisi bakanlarını tehdit ettik amına koyayım. Bu olay böyle bitmez, sana söyleyeyim bak. Şan ve Tarih Partisi nah katılır oylamaya bir sonraki seçimde." Mado, oturduğu yerden kalkıyor ve hemen kapıdan çıkıyor. Bo'ek'in iç çektiğini duyabiliyorsun. Uzun süre sonrasında ilk defa arkasına dönüp konuşuyor. "Sorgulamaya gerek kalmadı. Eski milliyetçi pisliklerden nefret ediyorum. Babam bu Şan ve Tarih piçlerinin düzenlediği bir terör saldırısında öldü." Bo'ek, sandalyenin üstünden ceketini alıyor, ceketinin cebinden bir sigara alıyor ve sigarayı yakıp içmeye başlıyor. "Senden ricam, Komiser Chie'yi kontrole gitmem gerekiyor. Sen de gel ve durum bildir." Önce odadan, sonra da binadan dışarı çıkıyorsunuz. Bo'ek hızlıca sigarasını söndürüyor. "Rica dediğime bakma, kendisi emretti. Her türlü gidiyoruz yani." Teşkilat binasının hemen sağ tarafında bulunan hastaneye giriyorsunuz ve Komiser Chie'nin yattığı ikinci kata çıkıyorsunuz. İçeriye girdiğinde karşılaştığın manzara işin ciddiyetini gözünde azaltıyor. Komiser Chie, yatması gerekirken oturmuş ve televizyon izliyor. Sizi gördüğü anda gülümsüyor ve size selam veriyor. "İyi iş çıkardınız. Rapor bildirirseniz sevinirim." İkinizden de yaşadıklarınızı anlatmanızı bekliyor. "Ayrıca hediyelerim nerede? Boşuna mı yoğun bakımlık olduk?"

Re: [Vaka] Vandallık

#15
Çatırtı sesleri.. sert ve oldukça net. Çekirdek çitlemek gibiydi bir bakıma, veya bir ıstakozu ısırmak gibi. İlgilenmiyordu.. içinde bulunduğu andan memnundu Yadrop. Adamın parmaklarını eklemlerinden ayırırken üçüncüden sonra saymayı bırakıp hızlanmıştı. Bunu sonsuza kadar yapabilirdi belki de. Cips pakedinin sonuna geldiğindeki hissiyat ile aynı şeydi kafasındaki endişe. "Keşke bitmek zorunda olmasa.." fakat adamın parmaklarının sayısı sonsuz değildi. Kendini kaptırdığı bu mükemmel saniyeleri iyice içine çekmeye çalışacaktı ki, kapıdan apar topar giren adamın eşliğinde gerçek dünyaya döndü tekrar.

"Durmamı bu kadar isteyen biri yüzüme tükürmez."

Kemikler, doğru beslenme ve iyi bir dinlenme ile, uzun bir sürede de olsa bir şekilde yeniden kaynardı. Ancak hiç kesilmiş bir kulağın tekrar oluştuğuna şahit olmamıştı Elag, bu yüzden başkomiserin Bo'ek'e nasıl bir tepki vereceğini tahmin edemedi. Arkadaşını koruyabilirdi, ikisi de aynı amaçla yapmıştı belli ki. Hayır.. kendisini kandıramazdı. Bo'ek'inki geçmişten kalan ailevi bir travma iken, Elag sadece sikik bir çapulcu tarafından aşağılanmayı kendine yediremediği için delirmişti. Aynı şey değildi.

"Tamam o olabilir.. ama DDP'li değil bunlar. Demiştim ben. Görünce tanırım her türlü."

En azından tam anlamı ile haksız çıkmış sayılmazdı. İçinde bunun vermiş olduğu tuhaf bir tatmin duygusu ile Bo'ek'i takip etti. Chie ile olan iletişimini başından beri olabildiğince yüzeysel ve mesafeli tutmaya çalışıyordu, hiçbir şekilde çevresine sokmayacağı gibi aynı zamanda düşman olmak da işine gelmezdi. Oldukça profesyönel.. merhaba-merhaba. O kadar. Suratını ifadesiz bir hale sokarak kızın yanına doğru yürüdü.

"Öldüğünü düşündüm.. o yüzden hediye almak aklıma gelmedi. Seninle ayrıldıktan sonra posterlere yakın bir yerde beklemeye başladık, çok geç olmadan adamlar geldi. Bo'ek ile ayrıldıktan sonra biri element kullanıcısı biri çam yarması olmak üzere iki kişiyi dövdüm, ikincisini sorgu odasına kadar getirmeyi başardık. Pek çoğunu sorguladık aslında.. fakat sonuncusuna kadar pek bir şey çıkmadı.

DDP'li olduklarını söylediler, inanmadım. Haklı da çıktım. Şan ve Tarih Partisi'ndenlermiş. Ortak dilde konuşmayı reddetti bir tanesi hatta. Bir şekilde halletik. Şimdilik sorun kalmadı, dava dosyası da resmi olarak birkaç saate kapanır muhtemelen. Çabuk iyileşmen dileği ile, bana ihtiyacın olursa karakoldan aratırsın."


Partnerinin ekleyeceği ekstra bir şey olmaması durumunda izin isteyip ayrılacaktı. Uzun bir gün olmuştu.. fındık ve kuru üzüm eşliğinde gazozlu bira keyfini hakettiğini düşünüyordu.



Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Vandallık

#16
► Show Spoiler
Komiser Chie, dediklerini dinledikten sonra tebessüm ediyor ve sana kafasıyla teşekkür ettiğini belirtiyor. Ardından Bo'ek'e dönüyor ve ondan bir şeyler söylemesini bekliyor. Bo'ek'in bir şey söylemediğini görünce tam ağzını açacakken bulunduğunuz odanın kapısı çalıyor. Giren kişiyi gördüğünde gözlerine inanamıyorsun. Kendisi, Djurat Cumhuriyeti'nin günümüz cumhurbaşkanı, Lüke Jekot. Başkan Jekot, içeriye girdiği gibi ceketini askılığa bırakıyor ve Komiser Chie'ye hızlıca yaklaşıp elini öpüyor. "Genç hanım, hizmetiniz için teşekkürlerimi sunarım. Olanları duyduğum gibi ziyarete gelmem gerektiğini hissettim. Pek bir yardımım dokunmayacak olsa da hepinize geçmiş olsun diyorum." Laflarını bitirdikten sonra sana dönüyor ve konuşmaya başlıyor. "Ooo, koca adam! Vay pehlivan vay!" Gözlerini Bo'ek'e çeviriyor. "Aman dikkatli olun, paşa bu paşa! Yerle bir eder her yeri, canını sıkmayın bunun." Sözlerini bitirdiği anda babacan bir kahkaha atıyor ve tekrar gözlerini Komiser Chie'ye çeviriyor. "Şan ve Tarih Partisi'nin bir sonraki seçimlere girmemesi için parlamentoda elimden geleni yapacağımdan emin olabilirsiniz. Böyle partilerin güzel ülkemizde bir yeri olamaz. Katiyen reddediyor ve doğru bulmuyorum. Yaptıkları saldırıyı da şiddetle kınıyorum." Başkan Jekot, izninizi istiyor ve odadan ayrılıyor. Siz de Chie ile kısaca vedalaşıyor ve odadan ayrılıyorsunuz. Bo'ek, seninle vedalaşmak için elini uzatıyor ve el sıkışıyorsunuz. "Sen iyi bir adamsın, benim aksime. Başka görevlerde de görüşmek üzere dostum." Bo'ek de yanından ayrılıyor. Böylelikle günün sonuna gelmiş oluyorsun.

Bir Gün Sonra; Parlamento

"Parlamentomuz kapsamında aktaracağımız haberleri dikkatle dinlemenizi öneriyoruz. Bugün, Şan ve Tarih Partisi'nin bir sonraki seçime girmesi parlamentonun çoğunluk oyuyla resmi olarak yasaklanmıştır. Bunun üstüne kararı protesto eden Şan ve Tarih Partisi üyelerinin büyük bir kısmı kavgaya girişmiş ve tutuklanmıştır. Tutuklanan 26 ŞTP üyesi ise açıklama yapmamış ve sessiz kalma haklarını kullanmışlardır. Şan ve Tarih Partisi'nin başkanı, henüz açıklama yapmamıştır. En kısa zamanda cumhurbaşkanımız Lüke Jekot tarafından konu hakkında resmi bir açıklama yapılması beklenmektedir. Lütfen haberleri takip etmeye devam ediniz."
Off Topic
Konu sonlanmıştır.

Ödüller:

Ad - Soyad
• Ingenium Puanı
• Pakt bofu
• Değerlendirme Notu

Elag Yadrop
• 50 IP
• 400 PBF
• 8/10
Locked

Return to “Bolcheb”

cron