Ulan bu da işe yaramamıştı ya la. Müzenin ortasında rezil oldukları ile kalmışlardı. Yine de pişman değildi. Herkesin işini gücünü bırakıp şaşkın gözlerle onları izleyen bakışlarını üzerlerinde hissetmek tatlı bir adrenalin duygusu vermişti. Ölmeden önce yapılacak şeyler listesinden bir madde daha eksilmiş oluyordu. Zaferin tatlı sarhoşluğunun etkisindeyken Friks'in utançla onu öpmeyi bırakması üzerine hafifçe kıkırdadı ve yere indi. Saçlarını savurarak etrafındaki meraklı gözlere "Ne var?" bakışları attıktan sonra Fengoe'ye döndü. Kız da şoka girmişti tabi böyle olunca. Yine de bana mısın dememişti. Livei bu sefer her nasılsa kızmamıştı. Sanki tüm ihtiyacı olan şey buydu. Tüm sinirleri ve gerginliği üzerinden gitmişti. Demek ki sokak ortalarında yımış yımış öpüşen çiftler bunu bir ihtiyaca binaen yapıyorlardı. Oh nasıl da rahatlamıştı vallahi! Fengoe müzeden ayrılmamış olsa bile kendi özel alanlarına ihtiyaçları olduğunu fark etmiş bir şekilde başka tarafa doğru ilerlemişti. Onlara rahatsızlık vermeyecekti en azından. Bu da bir başarı sayılırdı. Gururlu ve hınzır bakışlarla Friks'e döndü. Formülü buydu demek ki. Friks'in bundan sonraki dönemde Livei'den çekeceği vardı.
Friks'in çok utandığı yüzünden belli oluyordu. İnanılmaz tatlıydı. O da biraz utanmıştı ama başka duygular buna üstün geliyordu. Müzeyi gezmeye devam ederek eski devlet başkanlarının kişisel eşyaların sergilendiği bir bölüme geçtiler. Djurat tarihi sadece devlet başkanlarından mı ibaretti yahu? Daha eski ve ilginç şeyler görmeyecekler miydi artık? Tam kendini el yazmalarına doğru kaptırmışken sarışın bir adamın seslenmesi ile irkildi. Onlara bugün rahat yoktu anlaşılan. İsminin Jüme olduğunu söyleyen adam komiser olduğunu da araya sıkıştırmıştı. Livei etkilenmemiş bakışlarla gözlerini devirdi. Müzeyi gezmeye çalışan genç bir çifti Frum ve Ser'in rızası için rahat bıraksalar olmaz mıydı? El sıkışma faslından sonra nereli olduklarını sormuştu. Şaka gibiydi. Kızıl saçlarla Dushalı olacak halleri yoktu herhalde. Livei rahatsız olmuş bakışlarla adamı süzerken adam onları dışarıya çağırmıştı. Pek fazla sorgulamadan onu takip ettiler. Mavi Yıldız üyesi olup olmadıklarını sordukları anda afalladı. Bu kadar ani bir değişim beklemiyordu. Sonrasında da devletin onlarla çalıştığını ancak mülteci getirme hakları olmadığından bahsetmişti. Livei kollarını göğsünde birleştirdi. "Pardon?" Gardını almış bir ses tonuyla başladı. "Djurat'ın en turistik mekanında ve en işlek caddesinin ortasında yer alan bir otelle ilgili probleminiz varsa bunu dışarıyı gezmek için otelden ayrılan turistleri takip edip tehdit ederek yapamazsınız Komiser Bey. Arama izninizi alır paşa paşa baskın düzenlersiniz, kanuna uymayan bir durum varsa davasını görürsünüz. Ben de polis memuruyum, saf vatandaş zannetmeyiniz." Dedikten sonra devam etti. "Ha ama bizimle kişisel bir probleminiz varsa Başkan Yardımcısı Ae Libjetütcha ile görüşün. Biz onun misafirleriyiz. Hatta kendisi de kısa bir süre önce oteldeydi. Gitmişken selamımı da söylersiniz. Şimdi izninizle, sevgilimle Djurat'ın keyfini çıkartmak istiyorum." Friks'in koluna girerek onunla birlikte müzeye doğru tekrar ilerlemeye başladı. Djuratlılar biraz faşist oluyorlardı, bu herif de öyleydi kesin. Yoksa niye durduk yerde durdurup tehdit etsindi ki? Kesin kızıl saçlılara garezi vardı. Irkçılıktı bu resmen!
Friks'in çok utandığı yüzünden belli oluyordu. İnanılmaz tatlıydı. O da biraz utanmıştı ama başka duygular buna üstün geliyordu. Müzeyi gezmeye devam ederek eski devlet başkanlarının kişisel eşyaların sergilendiği bir bölüme geçtiler. Djurat tarihi sadece devlet başkanlarından mı ibaretti yahu? Daha eski ve ilginç şeyler görmeyecekler miydi artık? Tam kendini el yazmalarına doğru kaptırmışken sarışın bir adamın seslenmesi ile irkildi. Onlara bugün rahat yoktu anlaşılan. İsminin Jüme olduğunu söyleyen adam komiser olduğunu da araya sıkıştırmıştı. Livei etkilenmemiş bakışlarla gözlerini devirdi. Müzeyi gezmeye çalışan genç bir çifti Frum ve Ser'in rızası için rahat bıraksalar olmaz mıydı? El sıkışma faslından sonra nereli olduklarını sormuştu. Şaka gibiydi. Kızıl saçlarla Dushalı olacak halleri yoktu herhalde. Livei rahatsız olmuş bakışlarla adamı süzerken adam onları dışarıya çağırmıştı. Pek fazla sorgulamadan onu takip ettiler. Mavi Yıldız üyesi olup olmadıklarını sordukları anda afalladı. Bu kadar ani bir değişim beklemiyordu. Sonrasında da devletin onlarla çalıştığını ancak mülteci getirme hakları olmadığından bahsetmişti. Livei kollarını göğsünde birleştirdi. "Pardon?" Gardını almış bir ses tonuyla başladı. "Djurat'ın en turistik mekanında ve en işlek caddesinin ortasında yer alan bir otelle ilgili probleminiz varsa bunu dışarıyı gezmek için otelden ayrılan turistleri takip edip tehdit ederek yapamazsınız Komiser Bey. Arama izninizi alır paşa paşa baskın düzenlersiniz, kanuna uymayan bir durum varsa davasını görürsünüz. Ben de polis memuruyum, saf vatandaş zannetmeyiniz." Dedikten sonra devam etti. "Ha ama bizimle kişisel bir probleminiz varsa Başkan Yardımcısı Ae Libjetütcha ile görüşün. Biz onun misafirleriyiz. Hatta kendisi de kısa bir süre önce oteldeydi. Gitmişken selamımı da söylersiniz. Şimdi izninizle, sevgilimle Djurat'ın keyfini çıkartmak istiyorum." Friks'in koluna girerek onunla birlikte müzeye doğru tekrar ilerlemeye başladı. Djuratlılar biraz faşist oluyorlardı, bu herif de öyleydi kesin. Yoksa niye durduk yerde durdurup tehdit etsindi ki? Kesin kızıl saçlılara garezi vardı. Irkçılıktı bu resmen!