Re: [Livei Nyawodz] Oryantasyon

#21
Ulan bu da işe yaramamıştı ya la. Müzenin ortasında rezil oldukları ile kalmışlardı. Yine de pişman değildi. Herkesin işini gücünü bırakıp şaşkın gözlerle onları izleyen bakışlarını üzerlerinde hissetmek tatlı bir adrenalin duygusu vermişti. Ölmeden önce yapılacak şeyler listesinden bir madde daha eksilmiş oluyordu. Zaferin tatlı sarhoşluğunun etkisindeyken Friks'in utançla onu öpmeyi bırakması üzerine hafifçe kıkırdadı ve yere indi. Saçlarını savurarak etrafındaki meraklı gözlere "Ne var?" bakışları attıktan sonra Fengoe'ye döndü. Kız da şoka girmişti tabi böyle olunca. Yine de bana mısın dememişti. Livei bu sefer her nasılsa kızmamıştı. Sanki tüm ihtiyacı olan şey buydu. Tüm sinirleri ve gerginliği üzerinden gitmişti. Demek ki sokak ortalarında yımış yımış öpüşen çiftler bunu bir ihtiyaca binaen yapıyorlardı. Oh nasıl da rahatlamıştı vallahi! Fengoe müzeden ayrılmamış olsa bile kendi özel alanlarına ihtiyaçları olduğunu fark etmiş bir şekilde başka tarafa doğru ilerlemişti. Onlara rahatsızlık vermeyecekti en azından. Bu da bir başarı sayılırdı. Gururlu ve hınzır bakışlarla Friks'e döndü. Formülü buydu demek ki. Friks'in bundan sonraki dönemde Livei'den çekeceği vardı.

Friks'in çok utandığı yüzünden belli oluyordu. İnanılmaz tatlıydı. O da biraz utanmıştı ama başka duygular buna üstün geliyordu. Müzeyi gezmeye devam ederek eski devlet başkanlarının kişisel eşyaların sergilendiği bir bölüme geçtiler. Djurat tarihi sadece devlet başkanlarından mı ibaretti yahu? Daha eski ve ilginç şeyler görmeyecekler miydi artık? Tam kendini el yazmalarına doğru kaptırmışken sarışın bir adamın seslenmesi ile irkildi. Onlara bugün rahat yoktu anlaşılan. İsminin Jüme olduğunu söyleyen adam komiser olduğunu da araya sıkıştırmıştı. Livei etkilenmemiş bakışlarla gözlerini devirdi. Müzeyi gezmeye çalışan genç bir çifti Frum ve Ser'in rızası için rahat bıraksalar olmaz mıydı? El sıkışma faslından sonra nereli olduklarını sormuştu. Şaka gibiydi. Kızıl saçlarla Dushalı olacak halleri yoktu herhalde. Livei rahatsız olmuş bakışlarla adamı süzerken adam onları dışarıya çağırmıştı. Pek fazla sorgulamadan onu takip ettiler. Mavi Yıldız üyesi olup olmadıklarını sordukları anda afalladı. Bu kadar ani bir değişim beklemiyordu. Sonrasında da devletin onlarla çalıştığını ancak mülteci getirme hakları olmadığından bahsetmişti. Livei kollarını göğsünde birleştirdi. "Pardon?" Gardını almış bir ses tonuyla başladı. "Djurat'ın en turistik mekanında ve en işlek caddesinin ortasında yer alan bir otelle ilgili probleminiz varsa bunu dışarıyı gezmek için otelden ayrılan turistleri takip edip tehdit ederek yapamazsınız Komiser Bey. Arama izninizi alır paşa paşa baskın düzenlersiniz, kanuna uymayan bir durum varsa davasını görürsünüz. Ben de polis memuruyum, saf vatandaş zannetmeyiniz." Dedikten sonra devam etti. "Ha ama bizimle kişisel bir probleminiz varsa Başkan Yardımcısı Ae Libjetütcha ile görüşün. Biz onun misafirleriyiz. Hatta kendisi de kısa bir süre önce oteldeydi. Gitmişken selamımı da söylersiniz. Şimdi izninizle, sevgilimle Djurat'ın keyfini çıkartmak istiyorum." Friks'in koluna girerek onunla birlikte müzeye doğru tekrar ilerlemeye başladı. Djuratlılar biraz faşist oluyorlardı, bu herif de öyleydi kesin. Yoksa niye durduk yerde durdurup tehdit etsindi ki? Kesin kızıl saçlılara garezi vardı. Irkçılıktı bu resmen!
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Oryantasyon

#22
Jüme sizin cevabınızı sonuna kadar dinliyor ve siz müzeye doğru ilerlemeye başladığınız anda "Kesinlikle haklısınız, kusuruma bakmayın. Profesyonellik dışı bir harekette bulundum, siz de polismişsiniz hem, bana bir ders vermiş oldunuz." diyor. Laflarıyla birlikte duraklıyorsunuz. "Yine de Pakt ülkelerinden herhangi birinin Djurat'ı herhangi bir sebeple ziyaret etmesi yasak şu an. Ae bey başkan yardımcısı olduğu için bir ayrıcalığa sahip değil. Sizden de kanıtını almış oldum, o getirdiyse gidip onunla konuşacağım ve Ae bey yargılanacak. Ama merak etmeyin, kabak size patlamaz. Sorun yok, değil mi?" diyor ve gülümsüyor. "Neyse, ben tutmayayım sizi. Zaten yeterince rezil ettim kendimi. Hem ülkenin başkan yardımcısı büyük bir suç işlemiş, gidip konuşmam lazım." diyor ve selam verip yanınızdan ayrılıyor. Siz de tekrar müzeye giriyor ve gezmeye devam ediyorsunuz. Müzeye girdiğiniz gibi Fengoe ne yazık ki tekrar yanınıza geliyor ve "Ay noldu ya? Kimdi o adam?" diye soruyor. Friks ise "Dangalak polisin teki. Gelmiş bizi tehdit ediyor amına koyayım." diyor. Fengoe ise işin detayını sorunca Friks "Yabancı giremezmişmiş, başımız belaya girebilirmişmiş. Salak salak konuştu, bir bok yapamaz." diyor. Fengoe ise "B-ben..." diyor ve titremeye başlıyor. "Çok tırstım şu an." İkinizin de elinden tutuyor ve "Otele götürür müsünüz beni? Lütfen!" diye bağırıyor. Friks sana dönüyor ve iç çekip "Bırakalım bari." diyor. Sen de peşlerinden gitmek zorunda kalıyorsun.

Otele geri dönüyorsunuz ve Fengoe kapıdan girdiği gibi "Oh beee! Rahatladım. Ay zaten vaktimiz de kalmamış pek. Birazdan toplanacağız yine. Görüşürüüüüz!" diyor ve otelin merdivenine doğru koşuyor. Friks ise sinirli bir ses tonuyla "Abi nasıl vaktimiz kalmamış ya. Bir saat var daha. Bu kız ile işimiz zor amına koyayım." diyor. Hemen ardından da "Neyse, en azından az da olsa gezebildik. Bari benim odama geçelim de bir saatimiz güzel geçsin." diyor ve seni odasına davet ediyor. Sen de Friks ile gitmeye karar veriyorsun. Friks'in odasına çıkıyorsunuz ve bir saati sen nasıl istiyorsan öyle geçiriyorsunuz. Buluşma vakti geldiğinde ise hazırlanıyor ve otelin alt katına iniyorsunuz. Fengoe'nin de bulunduğu grup ile buluşuyor ve yeni bir eğitmen ile karşılaşıyorsunuz. Pala bıyıklı, siyah saçlı ve kaslı eğitmen gür bir sesle "Mavi Yıldız'ın şanlı üyeleri! Bendeniz Kabokan! Gördüğünüz gibi hemen yanımızda bir podyum bulunuyor. Sizleri teker teker bu podyuma çağıracağım ve element gücünüz varsa element gücünüzü, yoksa aklınıza gelen tüm hünerlerinizi sergileyeceksiniz. Bu örgütün fiziksel gereksinimleri de bulunmaktadır. Bu gereksinimlere sahip olup olmadığınızı öğrenmemiz lazım!" diyor. Hemen ardından eliyle seni gösteriyor ve "Sen! Kızıl kafalı! Buraya gel!" diyor ve seni podyuma davet ediyor. Friks ise yeni geldiğiniz halde neden senden başladığını sorgularcasına adama bakıyor.

Re: [Livei Nyawodz] Oryantasyon

#23
Jüme denen herif aklı sıra altta kalmamak için boş boş konuşmaya devam etmişti. Livei yav he he edasıyla el sallayarak uğurladı komiseri. Hiçbir şey yapacağı yoktu herifin ama varsa da artık onu Ae düşünsündü. Müzeye geri girdikleri anda Fengoe yine yakalarına yapışmıştı. Friks olanları kıza kısaca özetledikten sonra Livei'nin düşüncelerini onaylar şekilde adamın bir şey yapamayacağını söylemişti. Livei başını sallamakla yetindi. Yine de Fengoe korkmuş görünüyordu. Kızın hayatı abartılı tepkiler vermek üzerine kuruluydu herhalde. Kendisini otele bırakmalarını istemişti. Genç kız derin bir iç çekerek peşlerine takıldı. Yeniden otele dönmüşlerdi. İçeri girdikleri gibi Fengoe fazla vakitleri kalmadığını söyleyerek ortadan kaybolmuştu. Ne oluyordu yahu? Livei saati kontrol etti. Yaklaşık kırk dakika daha vakitleri vardı. Sıkıntıyla iç çekti. Friks'in odaya gitmelerini teklif etmesi üzerine hınzırca gülümsedi. Bir anda nasıl da yerine gelmişti tüm keyfi! "Gidelim hayatım." dedi sevdiği adamın koluna girerek.

Friks ile baş başa vakit geçirmeyeli epey olmuştu. Bunu planladığı günün akşamı saldırıya uğrayıp kaçırılmışlardı ve sonra da başları beladan kurtulmadığı için asla yalnız kalamamışlardı. Livei'nin onunla konuşmak istediği önemli şeyler vardı. Odaya girdikleri anda ilk iş radyoyu ve hoparlörü kucaklayıp yatak odasına taşıdı. Hoparlörün kablosunu radyoya bağladıktan sonra odada bulunan kasetleri incelemeye başladı. Molchut Serthad'ın karışık şarkılarının olduğu bir kaset olduğunu görünce hemen radyonun içine yerleştirdi. Müzik dinleyip rahatlamak, ara sıra sözlerine takılıp ne anlama geldiklerini düşünürken zihninde kaybolmak gibi huzur verici aktiviteleri özlemişti. O esnada yanına gelen Friks'e yöneldi. "Aya Benzer şarkısında ne anlatmak istediğini merak ediyorum doğrusu. Epey romantik şarkı sözleri yazan bir adam ama bir türlü Aya Benzer'in nakaratını çözemedim." Omuzlarını silktikten sonra yatağa uzandı ve yanındaki boşluğa "yanıma gel" dercesine vurdu. Friks yanına uzandıktan sonra kollarını ona sararak gözlerini kapattı ve kokusunu derin derin ciğerlerine doldurdu. Friks ilk kez güzel kokuyordu, Djurat ona yaramıştı. "Bizimkileri özledim." dedi kedi gibi mırıldanarak. Bir yandan da Friks'in sırtını okşuyordu. "Seninle konuşmak istediğim bir şey var." dedi bir anda gözlerini açarak. Ciddi bir ifadeyle Friks'in zümrüt yeşili gözlerine kilitlendi. "Mavi'yi hatırlıyor musun?" Bir süre duraksadıktan sonra cevap vermesine imkan tanımadan devam etti. "En son birlikte yola çıkmıştınız. Sonra saldırıya uğradınız. Sen kaçırıldın. Mavi'yi ise Mavi Yıldız'dan Himotalı bir kadın kurtardı. Buluştuğumuzda ağlıyordu. Kızıl Kan'ın Mavi Yıldız ile iş birliği yaptığını öğrendiğimizde bir anda ortadan kayboldu. Kızıl Kan'a intikam almaya gittiğini düşündük. İki gruba ayrıldık. Bir kısmımız seni kurtarmaya gidecekti, diğerleri Mavi'yi. O esnada patronun evine baskın yapıldı. Baskını yapan muhtemelen hükümetin adamlarıydı. Ya da Kızıl Kan, emin değilim. Mavi'yi kurtaran kız patronu kaçırıp senin tutulduğun yere getirdi. Sonra Bok'un adamları beni buldu. Ben Bok'u buldum. Bok beni size getirdi. Mavi ise sizinle değildi, Bok onunla iletişime geçmediğini söyledi. Onu kurtarmaya gidecektik." Yatakta hafifçe doğrulup yatmakta olan Friks'in gözlerindeki ifadeyi incelemeye başladı. Ne tepki vereceğini merak ediyordu. "Muhtemelen son kısmı hatırlamıyorsun. Çünkü onu aramaya karar verdiğimiz anda Dünyalı observerlardan birisi tarafından tehdit edildim. Mavi'yi aramaya çıktığımız dakika onun öleceğini, yaşamasını istiyorsam aramaktan vazgeçmemi söyledi. Vazgeçersem hiç kimse onun kayıp olduğunu hatırlamayacaktı. Ve aynen onun dediği gibi oldu. Geri geldiğimde hiç kimse Mavi'yi hatırlamıyordu. Ama lütfen bana onu tamamen unuttuğunu söyleme. Unuttuysan da hatırlamanı istiyorum." Elini boynundaki kolyeye götürdü. "Bunları sana güvendiğim için anlatıyorum. Mavi'nin başı çok büyük ihtimalle dertte. Onu denek olarak bile kullanıyor olabilirler. Onu kurtaracağım. Nerede olduğunu bulacağım ve kurtaracağım. Bunu istedikleri kadar erteleyebilirler ama sonucu değiştiremezler. Sadece... Başıma bir şey gelirse diye bilmeni istiyorum. Mavi'yi... Thrao'yu kurtarmamız lazım. Onu sakın unutma. Ben olmasam bile... Onu bul ve kurtar. O senin en yakın arkadaşın. Bunu ona borçluyuz."

Buluşma vakti geldiğinde müziği kapatıp üstlerine başlarına çeki düzen verip otelin en alt katına indiler. Her tarafından Himotalı olduğu belli olan gür sesli yeni bir öğretmen vardı karşılarında bu sefer. Herkesi selamladıktan sonra direkt sadede gelmişti. Podyum vardı ve orada hünerlerini sergileyeceklerdi. Ne alakaydı ki şimdi? Hemen ardından kendisine dönüp "kırmızı saçlı" demişti. Kırmızı saçlı mı? Cidden mi? Açık açık ırkçılıktı ama bu yani. Ayrıca bu odada Gedhilfeli olan herkesin saçı kırmızının bir tonuydu. Livei birkaç adım öne çıktıktan sonra kollarını göğsünde birleştirerek gardını aldı. "Sirk maymunu muyuz biz? Bu ne saçmalık! Aptal podyumunuza çıkıp şaklabanlık yaparak sizi eğlendirmeyeceğim. Hünerlerimi görmek istiyorsanız bana onları göstermem için bir sebep vermelisiniz. Yoksa umurumda bile değil." dedi kendine oldukça güvenen bir ses tonuyla. E buraya kadar geldiğine göre elbette birtakım hünerleri vardı. Hiç tanımadıkları, sırtlarından bıçaklanıp bıçaklanmayacaklarını bilemedikleri bu insan topluluğu içerisinde onları göstermeye hiç ama hiç niyeti yoktu. Gerekirse gururla dayak yerdi ama o podyuma çıkmazdı.
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Oryantasyon

#24
Otel Odasında
Friks Aya Benzer şarkısı ile ilgili sorduğun şeye cevaben "Ay'ı takip etmekten bahsediyor sanırım, yüreğini aya benzetiyor, doğal olarak takipteyim diyor. Yani galiba." diyor. Uzandıktan sonra Friks'e sorular sormaya başlıyorsun. Friks ilk söylediklerine karşılık olarak kaşlarını çatmış bir şekilde seni dinliyor. Önce öfkelendiğini düşünüyorsun ama sonrasında sadece fazla dikkatli olduğunu anlayabiliyorsun. Sözlerin bittiğinde Friks de yatakta doğruluyor ve iyice şaşkına dönmüş bir halde "Livei... Thrao'yu unutmuş olabilir miyim sence?" diye soruyor. "Ama son dediklerin..." Bir süre duruyor ve "Anlamıyorum. Thrao güvende diye düşünmüştüm. Ama neden öyle düşündüm? Yolda olanları hatırlıyorum ama Djurat'a yolculuğumuz sırasında Mavi'yi bir kere bile düşünmedim. Neden?" diye devam ediyor. İyice gerildiğini fark ediyorsun. "Observer mı? Yani aktif iletişime geçebiliyorlar, öyle mi? Hassiktir amına koyayım ya." Duvara yumruk atıyor ve ayağa kalkıyor. "Başına bir şey gelmeyecek ama Bok denilen elemanın ne düşündüğü ve ne istediği sikimde değil. Gedhilfe'ye geri döneceğiz ve Thrao'yu kurtaracağız." Kapıya doğru yürüyor ve bir anda duraklayıp "Oraya görevlendirilirsek göreve gider gibi gidelim. Sıvışır ve Thrao'yu aramaya başlarız. Mavi Yıldız'dan da o zamana dek yararlanalım." diyor. Tekrardan yatağa dönüyor, oturuyor ve sana dönüp dudağına bir öpücük konduruyor. "Başına bir şey gelmesine izin vermeyeceğim." diyor ve ciddi bir yüz ifadesiyle gözlerine bakıyor. Bir anda gözleri faltaşı gibi açılıyor ve yere düşüyor. Hemen Friks'e doğru ilerliyorsun ve ne olduğunu kontrol ediyorsun. Friks hızlı nefes almaya başlıyor ve "Anılar..." diyor. "Anılar geri geldi." Bir süre duraksıyor ve sözlerine devam ediyor. "Nasıl oldu bilmiyorum ama geri geldiler. Hem de bir anda. Her şeyi hatırlıyorum, anlattığından fazlasını hatırlıyorum. Tam olarak ne zaman anıların yok olduğunu bile hatırlıyorum. Karanlıkla kaplı bir yerde gibiydim ama sanki etraf süreki karıncalanıyordu. Bu herifler insan olamazlar Livei." Friks'in sakinleşmesini bekliyor ve onu rahatlatmak için elinden geleni yapıyorsun. Böylelikle kalan vaktinizin sonuna gelmiş oluyorsunuz.

Şimdi
Adam sana şaşkın gözlerle bakıyor ve kaşlarını kaldırıp "Bir sebep mi vermeliyim?" diye soruyor. Herkes gözlerini adama çeviriyor ve ne olacağını merakla izliyorlar. Adam yavaşça sana doğru yürümeye başlıyor. Fengoe hızla Friks'in yanına koşuyor ve onun kulağına bir şeyler söylüyor. Ne yazık ki sen duyamıyorsun. Adam yanına geldiğinde arka cebinde duran bir kılıç çıkarıp sana veriyor. Geri dönüyor ve eski bulunduğu yere doğru yürümeye başlıyor. Eski konumuna döndükten sonra arkasından bir tane daha kılıç çıkarıyor ve "İşte sebebin." deyip sana doğru hızla koşmaya başlıyor. Kılıcını savuracak gibi görünüyor. Odadaki herkes olanları şaşkınlıkla izliyor. İçlerinden biri "Ay ne yapıyorsunuz ya?!" diye bağırıyor, bir diğeri "Kavga, severim!" diyor, Fengoe ise "Liveiiii! Kaaaaaççççç!" diye bağırıyor. Friks sana doğru ilerlerken Fengoe Friks'i omzundan tutuyor. Adam ile aranda yaklaşık 2 metre var.

Re: [Livei Nyawodz] Oryantasyon

#25
Friks'in Thrao'yu tamamen unutmamış olması iyi haberdi, en azından korktuğu başına gelmemişti. Yine de yol boyunca bir kere bile aklına gelmemesi, onun güvende olduğunu varsayması ve bu varsayımına güvenmesi ürperticiydi. Üstelik Livei'nin hatırlatmasının ardından Friks'in anıları geri dönmüştü. Onun da dediği gibi, bunu yapanlar insan olamazlardı. Mavi'yi bulup kurtarmaları şarttı. Livei onun hayatta ve iyi durumda olması için dua ediyordu. Bok'u kaybettiği gibi onu da kaybetmek istemiyordu. Karşısındaki eğitmene meydan okuduğu esnada aklından bunlar geçiyordu. Pervasızca davranmış olsa da bu herife kaybedeceğini düşünmüyordu. Adam da hodri meydan dercesine önüne bir kılıç atıp çekilmişti. Kendi kılıcını da çektiği gibi ona doğru koşmaya başlamıştı. Livei tüm bunları yüzünde alaycı bir sırıtışla izledi. "Kılıç dövüşleri yüzyıllar öncesinde kaldı." derken ayağıyla kılıcı bir kenara itti. Kimseye ciddi ciddi zarar verme niyeti yoktu ancak kendi kendine yeni geliştirdiği stilini denemesi için güzel bir ortam oluşmuştu. Arkasındaki bağrışmaları duyabiliyordu. Genç kız derin bir nefes aldıktan sonra Sezyum - Koruyucu Zırh stilini aktive edecekti. Etrafındaki yaklaşık 1.5 metrelik bir alanı kaplayacaktı. Böylece kimsenin zarar görmemesini umuyordu. "Tatmin oldunuz mu?" diyecekti ciddi bir ifadeyle. "Bu şekilde oynamak istiyorsanız bütün bu binayı ateşe verebilirim, benim için çocuk oyuncağı olur." diye devam ettirecekti tehditkar bir ses tonuyla. "O yüzden isterseniz bu saçmalığı bir kenara bırakalım. Siz de eğitim yöntemlerinizi yeniden gözden geçirirsiniz."
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Oryantasyon

#26
Kılıcı ayağınla itiyor ve Sezyum - Koruyucu Zırh stilini kullanarak başarılı bir şekilde gelecek olan saldırıdan kurtulmayı başarıyorsun. Aynı zamanda yanında bulunan Fengoe ve Friks'i de korumayı başarıyorsun. Bunun üstüne Himotalı adam geri çekiliyor ve sana sert gözlerle bakıyor. Stilinin kapanmasını bekliyor ve zırhın yok olduktan sonra sana doğru yavaşça yürüyor ve bir anda sımsıkı sarılıyor. Adam o kadar fena sarılıyor ki kemiklerin kırılacak gibi hissediyorsun. "Bana yeteneklerini görme şansı verdiğin için teşekkür ederim kızıl kafa. Sen var ya, kadının dibisin!" diyor ve omzuna sertçe vuruyor. Omzunun yandığını hissedebiliyorsun, muhtemelen kızarmıştır da. Senden hemen sonra Friks'i çağırıyor. Friks öne geçerken yüzünü görme şansın oluyor. Friks'i daha önce bu kadar sinirli gördüğünü hatırlamıyorsun. Friks pozisyon aldıktan sonra adam da elini kılıcına atıyor. Friks "Element kullanıcısı değilim abi ben." diyor ve yerine geçiyor. Adam ise "O halde sen, esmer kız!" diyor ve Fengoe'ye işaret ediyor. Fengoe istemeye istemeye, oflaya puflaya öne geçiyor ve Himotalı adamın karşısına geçiyor. Himotalı adam Fengoe'den güçlerini göstermesini istiyor ve tekrardan kılıcını tutuyor. Fengoe adama "Emin misin?" diye soruyor ve adam başıyla onaylıyor. Fengoe elini arka cebine atıyor ve küçük bir bıçak çıkarıyor. Fengoe gibi bir kızın bıçak taşıyor olması da az garip değil. Fengoe bir anda sağ eliyle tuttuğu bıçak ile sol kolunda boydan bir kesik açıyor. Yere kanlar aktığını görebiliyorsun. Friks dahil herkes şok içinde Fengoe'ye bakıyor. Hemen ardından Fengoe'nin kolundan akan kanın sertleşmeye başladığını görüyorsun ve o anda Fengoe'nin gücünün ne olduğunu çok iyi anlıyorsun. Friks ile aynı güce sahip olan Fengoe bir anda kolundan akan sertleşmiş kanı Himotalı adama hızla gönderiyor ve adamın kafasını kesiyor. Adamın vücudundan kopup yere düşen kafasını gören yeni Mavi Yıldız üyeleri korku içinde bağırırken Fengoe aynı gücü kullanarak kolundan daha fazla kan çıkarıyor ve bu sefer de üyelere saldırmaya başlıyor. Bir bir etrafınızdaki üyelerin ölümünü izliyorsunuz. Bağırışmaları duymuş olacaklar ki alt ve üst katlardan birilerinin ayak seslerini duymaya başlıyorsunuz. Odada sadece sen ve Friks hayatta kaldığında Fengoe kafasını size çeviriyor, ifadesiz bir bakış atıyor. Son anda gülümsüyor ve bu sefer de sağ kolunda kocaman bir kesik açıp oradan çıkan kan ile odanın kapısını kaplıyor. Kapıdan birkaç ses geldiğini duyabiliyorsunuz. Fengoe size dönüyor ve "Sizi sevdim. Mavi Yıldız'a katılmamayı kabul ederseniz canınızı bağışlayacağım." diyor.

Friks "Dur! Seninle aynı güce sahibim!" diye bağırıyor. Fengoe ise şaşkın bir yüz ifadesiyle Friks'e bakıyor. "Saçmalama. Bu güce benden başka kimse sahip değil." Friks elini uzatıyor ve "Bıçağı ver." diyor. Fengoe ise bıçağı fırlatıyor ve "Yanlış bir hareketin olursa seni anında öldürürüm." diyor. Friks bıçak ile kolunda küçük bir kesik açıyor ve akan kanı sertleştirmeye başlıyor. Fengoe bir anda duygusuz halinden kopuyor ve şaşırmış bir ses tonuyla "İnanmıyorum." diyor. "Bana yalan söylediler yani. Neyse, öldüreceğim insanlar listesine birkaç kişi daha eklendi." Friks bıçağı Fengoe'den uzağa gidecek şekilde yere fırlatıyor ve kanından uzun ve sivri bir parça üretip Fengoe'ye doğrultuyor. "Sen kimsin amına koyayım? Ne oluyor?!" Fengoe Friks'in parçasının iki katı büyüklüğünde bir parçayı anında üretiyor ve sana doğrultup "Erkek arkadaşına söyle de sakin olsun. Dediğim gibi, Mavi Yıldız'a geri dönmeyeceğinizi tembihleyin, sizi buradan çıkarayım." diyor.

Re: [Livei Nyawodz] Oryantasyon

#27
Livei'nin koruyucu zırhını açması üzerine Himotalı eğitmen geri çekilmişti. İşte böyle yola geleceklerdi. Birkaç saniye ortamın sakinleştiğinden emin olduktan sonra stilini kapattı genç kız. Gardını almış, adamın vereceği tepkiyi izliyordu. Ona doğru yaklaşmıştı. Sonra da... sarılmıştı? Hem de o kadar sıkı sarılmıştı ki Livei kaburga kemiklerinin çıtır çıtır kırılacağından korkmuştu. Ne oluyordu yahu? Tüm bunlar yetmezmiş gibi teşekkür etmiş ve kadının dibi olduğunu söylemişti. Bugün bütün manyaklar Livei'yi buluyordu herhalde. Omzuna yediği tokatın darbesiyle adeta bir süre sarsıldıktan sonra kendine gelebilmiş ve olanları idrak edebilmişti. Neydi bu şimdi? Livei herhangi bir tepki vermese onu öldürecek ya da yaralayacak mıydı? Gerçi adamın sevgi gösterisi böyleyse yaralanmak için illa düşmanı olmaya da gerek yoktu. Genç kız sırasını saldıktan sonra Friks çağrılmıştı. O gözlerdeki çakmak çakmak yanan yeşil ateşi biliyordu. Adeta burnundan soluyordu Friks, fazlasıyla öfkeliydi. Element kullanıcısı olmadığını söylemişti. Sadece bu kadarcık mıydı? Bunu bilse kendisinin de element kullanıcısı olmadığını söylerdi. Livei, Friks'i yatıştırmak için koluna sarılırken sıra Fengoe'ye gelmişti. Livei bu sahneyi ilgiyle izlemeye başladı zira kızın ne gibi bir yeteneği olduğunu fazlasıyla merak ediyordu.

Etmez olaydı. Her şey sıfırdan yüze çok hızlı yükselmiş, yüzden sıfıra bir anda inmiş ve yeniden sıfırdan yüze aynı hızda çıkmıştı. Fengoe cebinden bıçak çıkarıp kanını akıttığında bu gücün ne olduğunu çok ama çok iyi biliyordu. Dushalı kız kolundaki kanı akıtıp koyulaştırırken Livei kendi kanının da damarlarında donduğunu hissetti. Friks'in sahip olduğu gücün aynısıydı bu! Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi? Friks ve ailesinden sonra bu deneyi başkalarında da mı uygulamışlardı? O halde bu kız... Gedhilfe hükümeti için mi çalışıyordu? Daha da kötüsü... Dünya için mi çalışıyordu? Livei saniyenin onda biri hızında zihninden geçen düşünceleri kontrol etmeye çalışırken bütün salonun kan gölüne döndüğünü ve birbirine karışan çığlıkların uğultusunda boğulmaya başladığını fark etmişti. Fengoe herkesi öldürüyordu. Herkesi. Tanıdığı ve tanımadığı herkesi. Livei kendi sorusuna cevap almıştı. Gergince yutkundu. Nefes alış verişinin hızlandığını ve kalbinin delice çarptığını hissediyordu. Buraya bu aptal kadının elinde ölmek için tüm hayatından ve sevdiklerinden vazgeçerek gelmemişti.

Sesler bir süre sonra durmuştu. Odada hareket eden ve hala canlılık emaresi gösteren yalnızca üç kişi kalmışlardı. Livei diğer katlardan gelen ayak seslerini duyabiliyordu. Burası birazdan mahşer yerine dönecekti. Fengoe onlara doğru dönerek hiçbir iyi niyet belirtisi taşımayan bir gülümseme atmıştı. Mavi Yıldız'a katılmamayı kabul etmeleri durumunda onları bağışlayacağını söylemişti. Dünya için çalışıyordu bu kız. Başka ihtimal yoktu. O esnada Friks aynı gücün onda da olduğunu söylemişti. Aptal mıydı bu herif? Kim için çalıştığı bu kadar barizken en özel sırrını ortaya dökmesinin sırası mıydı? Livei onu durdurmak istese de artık çok geçti. Bıçakla kolunu kesen Friks birebir aynı güçlere sahip olduğunu kanıtlamıştı. Fengoe ise bunu bilmediğini dile getirmişti. Bunu ondan saklayanları öldüreceğinin imasını taşıyarak hem de. Livei aklını kaybedecekti. Tüm dünyası ellerinden kayıyormuşçasına Friks'in önüne atladı. Bu gücün nereye gidebileceğini biliyordu. Gözlerinin renginin değiştiği, duvarları kıracak güce geldikleri anları biliyordu. Hemen biraz evvel Himotalı adamda kullandığı stilini yeniden aktifleştirip kendi etraflarını sardı. "Dur! Lütfen ona zarar verme! Söyleyeceklerimi dinle!" Tüm bedeni korkuyla zangır zangır titriyordu. "Mavi Yıldız'a çok bayıldığımız için burada değiliz tamam mı? Ben tehdit edildiğim için gelmek zorunda kaldım. Tek istediğim sevdiklerimi ve ailemi korumak." Bir süre duraksadı. Gözleriyle çaktırmadan etrafa bakıp kaçabileceği bir an, bir plan, bir fırsat kolluyordu. Belki Bok sesleri duyup gelirdi. Kafasına bir kurşun yemesi yeterliydi. "Dünya için mi çalışıyorsun? Bunu sana Gedhilfe Hükümeti mi yaptı? Eğer öyleyse onların propagandalarına kanma. Sen ve ben, bizler bu kıtanın insanlarıyız. Onların bir deney ürünü olsun veya olmasın bu kıta bizim. Burada ilk biz vardık. Kendi gezegenlerini yok etmiş bir milletin burada hak talep edip bizi yurdumuzdan etmelerine göz mü yumacağız? Üstelik amacımız onları öldürmek bile değil. Bu işi siyasi yollarla, demokrasiyle, masaya oturarak çözebiliriz. Bu kadar kanın dökülmesi gerekmiyor. Lütfen beni dinle. Şu haline bak. Bundan memnun musun? Bunu sana yaptıkları için onları cezalandırmak istemiyor musun? Sen ve benden insanlığımızı çaldılar, bizi yaratıklara çeviriyorlar. Bizi savaş makineleri gibi kullanıyorlar! Biz bundan çok daha fazlasıyız."

Beyni Dünya tarafından yıkanmış birisini ne kadar ikna edebilirdi bilmiyordu ama kız onu dinlemeye karar verirse en azından onlara biraz zaman kazandırırdı. Frum ve Ser'e veya hangi tanrı varsa ona dua ediyordu birilerinin onları kurtarması için. Bu kızla gidip Dünya'nın yemi olmayı kabul edemezdi. Ahmak Bok! Her önüne gelen yetenekli insanı gruba mı almıştı gerçekten? Bu ihtimali hiç düşünmemiş miydi? Dünya yüzünden bir düzine daha yetenekli ve genç kan dökülmüştü. Bir düzine insanı daha kaybetmişlerdi.
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Oryantasyon

#28
Fengoe sözlerin devam ettikçe daha da kaşlarını çatıyor, dişlerini sıkıyor ve sonunda patlıyor. "Sen geri zekalı mısın? Bilerek mi yapıyorsun? Yoksa gerçekten hala fark etmedin mi?" Kolundan akan kanları tekrar katılaştırıyor ve uzun ve sivri bir sopa oluşturuyor. "Ben Gedhilfe veya Dünya için çalışmıyorum. Mavi Yıldız çalışıyor." Friks şaşkınlık içinde Fengoe'ye bakıyor ve "Nasıl yani? Bu imkansız." diyor. Fengoe ise "Çok biliyorsun da o kadar emin konuşuyorsun galiba. Mavi Yıldız asıl size nasıl bir propaganda yaptı bilmiyorum ama bu örgüt hükümetleri çökertmek için çalıştığını iddia etse de hükümetlerden yararlanıp zamanı gelince götlerini kurtarmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Gedhilfe'den aldıkları o bütün cihazları çaldıklarını söylüyorlar size, değil mi? Sizce Gedhilfe gibi Dünya teknolojisine sahip bir ülkenin elinden bu cihazları çalmaları mümkün olabilir mi? Azıcık kafanızı çalıştırıyor musunuz?" diyor. Hemen ardından sopayı size doğrultuyor ve "Ben Dusha hükümeti tarafından görevlendirildim. Bok Jemipech'i öldüreceğim. Yoluma çıkarsanız sizi de öldürürüm." diyor. Gözlerini tekrar sana çeviriyor ve "Şimdi gerzek sevgilin tekrar küfür edip bağırmadan akıllıca bir karar verme zamanı. Benimle mi geleceksiniz yoksa siz Dünya için çalışmaya devam mı edeceksiniz? Söyleyin bakalım." diyor. Friks ise az önce eline aldığı bıçağı sinir harbiyle sağ koluna tekrar saplıyor. Sağ kolundan çıkan kanları sertleştirmeye başlıyor ve Fengoe'ye bakarak "Sen kimi tehdit ediyorsun amına koyayım?" diyor. Fengoe ise Friks'i hiç muhatap almıyor, sana bakıyor ve "Onu durdurmazsan kaybedersin." diyor. Fengoe ile aranızda yaklaşık üç metre var iken Friks ile aranda neredeyse hiç mesafe yok.

Re: [Livei Nyawodz] Oryantasyon

#29
Ne? Fengoe biraz evvel açık açık Mavi Yıldız'ın Dünya için mi çalıştığını söylemişti? Livei duyduklarına anlam veremiyordu. Hükümetleri bile etkisi altına almış böyle büyük ve güçlü bir organizasyon neden böyle bir amaca hizmet etsindi ki? Bundan ne gibi bir çıkarları olabilirdi? Bok Jemipech denen insan kıtasını satacak birisi değildi. En azından eskiden onun tanıdığı Bok böyleydi. Gerçekten bu kadar değişmiş miydi? Peki Max neden ona gerçeği söylememişti? O da mı bilmiyordu? Max onların aynı amaca farklı yollardan hizmet ettiklerini söylemişti. Yoksa Max de mi işin içindeydi? Bir dakika... Fengoe'nin doğruyu söylediğini nereden çıkarıyordu ki? Kim olduğunu bile bilmediği bir yabancıydı o. Fengoe kimdi gerçekten? Sahip olduğu güce nereden erişmişti? Livei'nin zihni birbiri ardına hızla gelen sorularla dolup taşmaya başlamıştı.

Fengoe söylediklerini ispat etmek için Mavi Yıldız'ın Dünya teknolojisini Gedhilfe'den aldığını, çalmalarının imkansız olduğunu söylemişti. Söylediklerinde haklı olup olmadığını bilmiyordu. Aklı çok karışmıştı. Kim kim için çalışıyordu şimdi? Yakında observerlardan birisi rüyasına gelip "Biz aslında kıta için çalışıyoruz" diyecekti resmen. Gerçi... Max de bunu yapmıştı. Tam olarak bu esnada Friks ile Fengoe'nin arası gerildi. Onu durdurması gerektiğine dair lafın altındaki imayı anladıktan sonra Livei kendisini Friks'in önüne atarak Fengoe ile aralarındaki teması kesti. Ellerini Friks'in yanaklarına yerleştirdi. "Sakin ol lütfen. Bir düşünelim. Mavi Yıldız hakkında ne biliyoruz ki? Ya dedikleri doğruysa?" Arkasına dönerek Fengoe'ye baktı. "Sen de sakin ol lütfen. Bunu yapmamıza gerek yok, belli ki ikimiz de aynı taraftayız." Vücudunu hala Friks'e siper ederek ona tamamen sırtını döndü ve Fengoe'ye bir adım yaklaştı. "Biz asla ama asla Dünya için çalışmayız. Onları asla desteklemeyiz. Bizi öldürmenin bir faydası yok. Buradaki kimseyi öldürmenin bir faydası yoktu aslında. Onlar hiçbir şey bilmiyorlardı." Kolundan çıkan kanları gösterdi. "Bu gücü nereden edindin? Bildiğim kadarıyla o bir Gedhilfe deneyi. Sana bunu kim yaptı? Ayrıca... Söylediklerinin doğru olduğunu nereden bileceğiz? Ya bizi kandırmaya çalışıyorsan? Ya bizi Dünya'ya teslim edeceksen? Sana nasıl güveneceğiz?"
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Oryantasyon

#30
Söylediklerinden sonra iki taraf da biraz da olsa sakinleşmiş görünüyor. Friks geri çekiliyor ve elinde sertleştirdiği kanı yere çeviriyor. Fengoe ise elindeki sivri sopayı size doğrultmaya devam ediyor ve "Demek Gedhilfe deneyi olduğunu biliyorsun. Bu erkek arkadaşının da Gedhilfe deneyine maruz kaldığını kanıtlıyor. On yıldır başka bir ülkeden olup da bu deneye maruz kalan olup olmadığını araştırdım. Şu ana kadar bu deneye maruz kalan herkes ya Gedhilfeli idi ya da Gedhilfe'ye getirilmişti. Anlayacağın ben de Gedhilfe'deydim. Ülkemden kaçırıldım, deney için kullanıldım ve arkaplanda dönen siyasi muhabbetler sayesinde Dusha hükümetine teslim edildim. Dusha'ya döndüğümden beri hükümetin istihbarat biriminde çalışıyorum. Gedhilfe hükümetinin planları, Dünya ve Mavi Yıldız ile ilgili bilgi topluyor ve hükümete iletiyorum." diye açıklıyor. "Bana güvenme konusuna gelecek olursak dürüst olmak gerekirse ikinizden de güçlü olduğum için başka bir şansınız olduğunu düşünmüyorum. Burada kalabilirsiniz ama gidip Bok Jemipech'i öldürdükten sonra sizin için geri geleceğim. Beni takip ederseniz bu yalancıların elinden kurtulmuş olursunuz. Artık karar verin." Friks, Fengoe'ye doğru yaklaşıyor ve bir anda elinde oluşturduğu mızrağı Fengoe'ye doğru savurup kolunu kesiyor. "Livei, camdan!" diyor ve arkanızda bulunan açık pencereye doğru ilerlemeye başlıyor. Friks'in yönlendirmesiyle hızlı bir şekilde cama doğru ilerliyorsun fakat Fengoe Friks'in kesik attığı yerden çıkan kanı da sertleştirip elindeki sivri sopaya ekliyor ve Friks'e doğru fırlatıyor. Sopa Friks'in sağ bacağına giriyor ve Friks yere düşüp acı içinde bağırmaya başlıyor. Fengoe sana dönüyor ve gülümseyip odanın kapısını açıyor. Henüz odadan çıkmış değil.
Locked

Return to “Bolcheb”

cron