Re: [Ana Kurgu] Donmuş Toprak

#11
Yeni açılmış butiğin içine adımınızı attığınız anda akılalmaz güzellikte bir koku duyuyorsunuz. Kokuyu anlamlandırmaya ve tanımlamaya çalıştığınızda aklınıza gelen ilk şey gül ve orkide oluyor. Butiğin içinde gezen kadınlara bakıyorsunuz ve Qardakh genlerinin ne kadar kaliteli olduğunu bir kere daha hatırlamış oluyorsunuz. Arkanızdan girmeye çalışan bir kadın Mabi'nin kaslarına takılıyor ve göğüslerini Mabi'ye arkadan sürterek aradan geçmeye çalışıyor. "Özür dilerim yakışıklı." diyor ve Mabi'ye göz kırpıyor. Butiğin içine baktığınızda her bir reyonda farklı bir kıyafet türü görüyorsunuz ve kıyafetlerin çoğu kültürel ögelerden esinlenmiş gibi duruyor. Buzul görüntüsü olan ve mavi odaklı kıyafetler daha fazla iken aynı zamanda kırmızı-yeşil-beyaz birlikte kullanılan renkler gibi görünüyor. Yukarı bakıyorsunuz ve alt kat kadar detaylı bir üst kat daha olduğunu görüyorsunuz. Alt kattaki tüm kategorilere bakıyorsunuz ve genellikle elbiseler, pantolonlar, şortlar ve gözlükler olduğunu görüyorsunuz. Üst kata çıkan merdivenin yanındaki tabeladan anladığınız kadarıyla üst kat ise iç giyime ayrılmış durumda. Ortalığı biraz gezme şansı ediniyorsunuz ve henüz gözünüze çarpan garip bir şey olmuyor. Çok geçmeden kapıda gördüğünüz kadın ile karşılaşıyorsunuz. Kadın üst kattan geliyor ve Mabi'yi gördüğü anda size doğru koşuyor. Mabi'nin elinden tutuyor ve "Genç adam, iki farklı sütyen ve iç çamaşırı deneyeceğim, hangisi daha güzel söyleyebilir misin? Deneme odaları üst katta." diyor. Mabi kendisine bir cevap vermeden elinden çekiştirmeye çalışıyor. O sırada butiğin bir çalışanı Ae'nin yanına geliyor ve "Buyurun efendim, sevgiliniz veya eşinize ne lazım?" diyor. Hemen ardından ise fısıldayarak "Yoksa fantezi mi yapacaksınız? Sizin boyunuza da bir şeyler bulabilirim." diyor ve gülümseyip göz kırpıyor.

Re: [Ana Kurgu] Donmuş Toprak

#12
Mabi, Ae'nin konuşmasının ilk kısımlarını dinledikten sonra düşünceli bir şekilde elini çenesine attı. "Doğru yakalanmak isteyecek ama böyle zekice bir plan yaptılarsa, muhtemelen bir şifre olmalı aralarında. Yani düşünsene usta, şimdi sen böyle bir planda suikastçisin. Bende seni yakalaması gereken polisim. Ama benden başka birisi geliyor, seni gerçekten yakalamak istiyor. Bu durumda, herhangi bir polis memurundan çok, senin tanıdığın veya şifre oluşturduğun birisi seni bulmalı. Yani ben sana örneğin elma dersem ortaya çıkmalısın, ama birisi armut diyerek çıkarsa bu sefer kaçarsın. Böylelikle seni gerçekten adaleti sağlamak isteyen birisi aramış oluyor, seni yakalaması gereken kişi değil. Ayrıca tahminimce aciz birini arıyor olmalıyız. Bu işte yakalanacaksan, yani eğer düşündüğümüz gibi ilerleyecekse birine çok iyi bir şeyler vaat etmelisin değil mi? Mesela ailesini güvence altına almak, çocuğuna çok iyi şekilde bakmak hatta torununa kadar. Tabi bunlar tahmin, ama uyuyor gibi. Sonuçta sadece hapse atılacağını bilerek bu işe kalkışmazsın değil mi? Ben kalkışmazdım en azından." Diyerek sonlandırdı cümlelerini. Aradıkları kişinin gerçekten yapacak hiçbir şeyi kalmamış olmalıydı Mabi'ye göre. Üstelik bir suikastçi olarak hapse girmek demek, belki içeride bulunan Qardakh'lar tarafından öldürülmek demek. Bu hayatla oynanılan bir kumar.

Ae'nin koluna vurduğunu hissettiğinde, tekrardan kendine geldi Mabi. Dosthane bir şekilde gülümsedi arkadaşına doğru. "Evet usta, kesin gibi." dedi buruk bir şekilde. Ardından, tekrardan Ae'yi dinlemeye başladı. Kelimeler kulaklarından zihnine dolmaya başladıkça, suratı düşmeye başladı. Bu koca görüntünün altında, pamuk gibi bir adam vardı. Duygularını saklamaktan çekinmeyen, koca yürekli bir adam. Arkadaşının bile isteye böyle bir şeye kalkışacağını düşününce, gözlerinden yavaş bir şekilde yaşlar düşmeye başladı yanaklarına doğru. Arkadaşının suratına dudakları titreyerek baktı. Belki birkaç gün olmuştu onlar tanışalı, ancak Mabi için arkadaşları çok değerliydi. Üstelik kendini insanları korumaya adamış bu adam, arkadaşının hapse girmesini, böyle bir şeyler itham edilmesini istemiyordu. Djurat için her şeyi yapacak olan bu adam, Djurat'ı bölen bir adam olarak mı tanınacaktı? İzin veremezdi. Katili bulmak zorundaydı. Bu iş, Djurat'ın geleceğinden çok arkadaşının geleceği için de önemliydi. Mabi bir arkadaşını kaybetmeye dayanamazdı. Onunla köyünde olduğu gibi, kan bağı değil ama ruh bağı kurmayı başarmıştı.

Yaşlı gözlerini silmeden, tam kollarını sarılmak için uzatmıştı ki, birkaç saniye durup geri çekti kollarını. Sağ elinin tersiyle gözyaşlarını silmeye başladı. "Hayır sarılmayacağım..." dedi titrek bir sesle. "Sarılmayacağım çünkü böyle bir şey olmayacak. Katili bulacağım, senin gitmene izin veremem. Bu yüzden benim sarılmamı katili bulduktan sonra tadacaksın. Sana kötü bir şey için değil, iyi bir şey için sarılacağım." Yüzünü tamamen sildikten sonra derin bir nefes aldı ellerini beline atıp. Nefesi yavaşça verdikten sonra, kafasını iki yana salladı. Elini yumruk yapıp, baş parmağını kaldırdı soruşturalım demesinin ardından. "Katili bulacağım. Hadi soruşturalım." Yüzünde, hüzünlü bir gülümseme vardı. Kocaman açılmıştı ağzı. Elinden geldiğince pozitif tutmaya çalışıyordu kendini, ancak içten içe üzülüyordu. Her geçen dakika, arkadaşının kendini feda etmesine giden dakikalardı. Hızlı bir şekilde soruşturmalı ve bulmalıydı o katili.

Butiğe girdiklerinde, burnuna gelen kokuyla biraz garip hissetti Mabi. Kendini biraz daha toparlamasına neden olan gül ve orkide kokularıydı. Huzur gibiydi bir yandan. İradesini ve zihnini daha rahat toparlamasına sebep olmuştu. Butiğin içinde gezen kadınlara baktıkça, hem Qardakh'ların ne kadar güzel olduğunu hemde buranın gerçekten iyi bir saklanma yeri olduğunu anımsadı. Burası kadınların doluştuğu, dikkat çekmeyen bir yerdi. Sahi, katil kadın olabilir miydi? Kudretli Ayı, sırtında hissettiği memintolara doğru kafasını çevirdi. Koca adama göz kırpan kadına gülümseyerek karşılık vermişti. İki katlı olan bu dükkanda, alt kat kıyafetlere ayrılmıştı genel olarak. Geleneksel, kültürel ögelerden esinlenilmiş kıyafetler vardı. Yukarısı ise iç giyime ayrılmıştı. İçeriyi biraz daha incelerken, memintolarını Mabi'nin sırtına sürten kadın koşturarak gelmişti üst kattan. Koca adama bir şeyler deneyeceğini, kendisinin de bunu yorumlamasını istiyordu. Kudretli Ayı, birini sorgulama fırsatı çıkarmıştı. Bunu sonuna kadar kullanacaktı. Karizmasını, seksiliğini, çekiciliğini ve kaslarının muhteşemliğini konuşturacaktı. Mabi Mabi, bu Djurat'ta bulunan nadir bir parça gibiydi kadınlar için. Maviş gözleriyle gülümsedi kadına, yüzüne ise seksi bir gülüş kondurdu. Zaten kalın olan sesini, daha karizmatik olması için biraz daha kalınlaştırdı.

"Tabi hanımefendi. Sizin güzelliğiniz zaten denemek isteyeceğiniz her şeye yakışacaktır." Diyip, elini tuttu yavaş ama güvenli bir şekilde. Ardından kadının ardına çıkmaya başladı. Böyle davranarak, öğrenmek istediklerini öğrenecekti. "Acaba bana adınızı bahşeder misiniz? Sizin gibi güzel bir kadının ismini öğrenmek, bir erkek için büyük onur olmalı. Bende bu onura layık olmak isterim." Sorularına hemen geçmek istiyordu ancak başta kadına iyice yanaşmalıydı. "Ben galiba gerçekten ajanım. Ajan olmak için doğmuşum resmen." diye geçirdi içinden. Deneme kabinine yakın bir yerde, kollarını göğsünde birleştirdi ve bir omzunu bulduğu bir kolona yaslandı. Gözlerinin güzelliğini kullanarak, sanki kadını arzuluyormuş gibi bakıyordu. İsmini öğrendikten sonra, ismiyle hitap ederek konuşmaya başladı. "Butiğin sahibini tanıyor musun? Buraya ne zaman taşındığını? Ya da butik açıldığı zamanlarda buralara taşınan, daha önce görmediğiniz bir yüz oldu mu hiç?" Biraz daha sesini titretip, ağlamaksı konuşmaya başladı. "Senin gibi bir güzelliğe içimi açmadan duramıyorum. Kayıp bir kardeşim var, çok uzun zamandır arıyorum. Pulir'de olabileceğini söylediler, koşturarak buraya geldim. Kardeşime kavuşmam gerek ve bu butiğin yeni açılması, belki kardeşim açmıştır burayı. Belki denk gelmiştir sadece bilmiyorum. Bu yüzden, soruma cevap verir misin lütfen? Bu butiğin sahibi kim, yeni mi taşındı? Yeni taşınmadıysa, Pulir'e hiç yeni gelen, daha önce görmediğiniz bir yüz oldu mu?" diye sordu. Bu planın daha rahat işleyeceğini düşünüyordu cevap alması açısından.
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Ana Kurgu] Donmuş Toprak

#13
Mabi'nin duygusallaşması ve bana sarılacak gibi olmasına karşı ifadesiz kalmaya çalıştım. Davranışları ile bana güveni çoktan uyandırmıştı zaten, ancak sevgi... Yavaş yavaş onu sevmeye başladığımı fark ediyordum. Üstelik ilk tanıştığımız gibi sürekli yemek konuşmuyor, çok ama çok mantıklı fikirler ortaya sürüyordu. Kafamı olur anlamında salladım sarılma konusunda konuşmalarına. Yani anlamışsınızdır sarılma taraftarı değilim hiç. Yine de söylediğim plana karşı duygulanıp pıtır pıtır ağladığını görünce utanmış, sarılma konusuna olumlu bakmıştım. Mabi sarılmayacağını, kötü bir şey için değil, iyi bir şey için sarılacağını söylediğinde "Göreceğiz." dedim sadece. Ben gerçekçi bir adamım. İyimser olup en iyisini beklemeye gerek görmüyorum. Hayat çok iyimser değil çünkü. Birlikte butiğe ilerledik. Önden ben, Mabi de arkamdan kapıdan geçtiğimizde şöyle bir bakındık çevreye. Fazlası ile feminen bir yerdi burası. Resmen kadın giyim mağazasına girmişiz, çevremiz Qardakh kadınlar ile dolu. Çevreme bakınıp şüpheli bir şey arıyordum ki Mabi'nin yanından içeri girmeye çalışan kadının sesi ile döndüm arkamdaki kadına. Meslektaşımın aşırı gelişmiş kaslı kollarına göğüslerini süre süre, aşağı yukarı yapa yapa geçmeye çalışan kadının bir yüzüne, bir memelerine 2-3 kere baktıktan sonra hafifçe öksürerek önüme döndüm. Devlet, millet, vatanın bekası için burada bulunuyorum. Meme izlemeye değil. Mabi'nin yerinde olmak ister miydim? İsterdim sanırım. Kafamı dağıtmak ve butiğin içinde gezmek istediğim için bir kaç adım atarak iyice içeri girdim. Kapının önünde bekleyen iki sap olmak hoş değildi. İçerideki kıyafetler hep Qardakh motifleri, kültürel renkler, soğuk bir tarz ile kendilerini gösteriyorlardı. Dediğim gibi, başkentte çok Qardakh yok. Bu yüzden alışık değilim yaşamlarını görmeye. Ciddi ciddi bu kadar kültürel mi takılıyorlar? Asimile olmamak için uğraşmaları, Djuratlıların da bir o kadar Gedhilfe hayranı olması çok tezat. Çevredeki kıyafetleri gezip koyu renkli kıyafetleri karıştırdım hafiften. Gözlüklerin yanına gelince reyondaki aynaya bakarak çeşitli gözlükler deniyordum ki kapıda Mabi'nin kol kaslarına sürtünen kadın tekrar yanımızda bitti. Gözümdeki gözlüğü hafif eğip dönüp baktım kadına. Mabi'nin sütyen ve iç çamaşırı denerken ona yardım etmesini istediğini söyleyince tek kaşımı kaldırıp koca adama baktım. Bizim kaslı çocuğun gideri vardı harbi. Böyle koca memeli kadın onu seçmeyecekti de benim gibi sıskayı mı seçecekti? Yarım gülümseyip "Hadi bakalım Kudretli Ayı." dedim. "Göster kendini."

Mabi kadına yağ çeke çeke üst kata çıkarken ben de gözlüklere bakmaya devam ettim. Kıtanın burası güneş görüyor mu ki ya? Neden salak salak güneş gözlüğü koymuşlar buraya. Kırmızı neon bir gözlüğü takıp yüzümde ciddi bir ifade ile aynaya baktım. Saçma gözüküyordum kesinlikle. Bana şöyle sniper tarzı bir gözlük yakışırdı aslında. İstediğimde tek gözümü kapatabileceğim falan... Bir çalışan yanıma geldiğinde ona bakmadan hala aynada gözlüğün bana nasıl durduğunu kafamın açısını değiştire değiştire görmeye çalışıyordum. Bana sevgilime ya da eşime ne baktığımı söyledi. "Hmm..." diye düşünceli bir ses çıkarmıştım ki biraz daha yaklaşıp kulağıma fantezi yapmak istiyorsam benim boyuma da bir şeyler bulabileceğini söyleyiverdi. Kafamı çevirip ona baktm. Göz kırptı bana. Frum ve Ser şahidim olsun ki söylediğinden hiçbir şey anlamadım. Nasıl bir fantezi lan? Qardakhlar nasıl fantezilere sahipler? Anlamadığım şeylere çat diye atlamadığım için sakince gözümdeki gözlüğü çıkarttım. Gözlüğün yanlarını kapatıp düzgün bir şekilde aldığım yere koydum. Çalışanın gülümseyen yüzüne bakıp çok ciddi bir ifade ile "Evet. Benim boyuma bul." dedim. Çalışanın peşinden beni götürmek istediği reyonlara doğru ilerledim sonra. Artık ne bok bulacak bana bilmiyorum. File çorap mı bulacak? Jartiyer mi giydirecek? Harness mı takacak ne yapacak yani? Qardakhlar butiklerden nasıl fantezi kıyafetleri seçiyorlar acaba? Artık ne bulursa bulsun hiç bozuntuya vermeden "Hmm, çok güzelmiş." diyeceğim. "Bir deneyim ben bunu. Gel sen de yakışıp yakışmadığını söyle bana." diye çalışanı deneme kabinlerinin oraya götürecek, hiç beklemediği bir anda kabinlerden birine sertçe sokup duvara vuracağım. Arkamdan kapıyı kapattıktan sonra omuzlarından bastırıp duvardan ayrılmamasını sağlayacak, en tehditkar ifadem ile yüzüne yaklaşacaktım. Hale bak, Mabi memeli kadınlarla iç çamaşırı denesin, ben de burada beni lubunya sanan çalışanlara gözdağı vereyim. Hayat acımasız demiştim size değil mi? Sonra pesimistsin diyorlar. İyiyi düşünmüyorsun diyorlar. Nasıl düşüneyim iyiyi? Mabi'ye meme düşer, bana file çorap.

Amacım çalışanı tehdit etmekti ancak bir anda aklıma Mabi'nin şifre olayı geldi. Hani demişti ya elma dersem ortaya çık gibi bir şifreye anlaşmışlardır diye. Fantezi olayı tam bir şifreydi. "Fantezi." dedim düşünceli bir şekilde. Nasıl bir şifre olabilir ki? Çok da doğaçlama yapabilen biri değilim ben. Ancak gerçekten tam bir şifre yani. Kime gelip böyle bir şey söylersin ki? Üstelik polis üniformam falan var üstümde. Kesin şifre yani. Şimdi ben de bunu anlamış gibi bir cümle kurmalıyım. Hmm... Tamam buldum! "Bana fanteziyi yapacağım kişiyi ver." Cümle ağzımdan çıktığında şöyle bir durup, ne dedim lan ben gibi bir ifade ile gözlerimi kıstım çalışana bakarak.
Image
Yaz geldi.
► Show Spoiler
Yan çar
Podosḧi Øfinuafeme

Re: [Ana Kurgu] Donmuş Toprak

#14
Mabi: Kadının peşinden gidiyorsun ve kadın kıyafet deneme odasına giriyor. O sırada kendisine sorduğun soruları cevaplamaya başlıyor. "Adım Bulchid tatlım, senin adın ne peki?" dedikten sonra deneme odasının kapısını aralıyor ve "İçeri gelsene." diyor. Kadının isteği üzerine reyona giriyorsun ve kadının yarı çıplak olduğunu fark ediyorsun. "Şimdi üstümdekini çıkarıp almak istediğimi deneyeceğim." diye fısıldıyor ve yavaş yavaş soyunmaya başlıyor. Üstündeki sütyeni çıkarırken ikinci soruna cevap veriyor. "Daha dün tanıştım kendisiyle, çok tatlı bir bayan. Duydum ki yaklaşık bir ay önce taşınmış. Diğer soruna gelecek olursak hiç dikkat etmedim açıkçası." Kadının dolgun göğüslerinden gözünü ayırmaya çalışırken kadın iç çamaşırını çıkarmaya başlıyor. O sırada diğer laflarını dinliyor ve cevap veriyor. "Kardeşin mi? Burası bir kadına ait ama çalışanlarından biri sarışın bir erkek. Bir alakası var mı bilmiyorum ama gidip sorabilirsin istersen." diyor ve kolundan tutup "Ama önce biraz benimle eğlenmeye ne dersin?" diye soruyor. Dizlerinin üstüne çöküyor ve giydiğin pantolonun fermuarını yavaşça açıyor. Tekrar ayağa kalkıyor ve sen herhangi bir tepki veremeden dudaklarına yapışıyor. Eli ise açık fermuar olan yere doğru ilerliyor. Kudretli Ayı'nın zamanı geldi mi?

Ae: Adam deneme kabinlerine doğru ilerlerken ne kadar heyecanlandığını fark edebiliyorsun. Başından beri birinin gelip fantezi ile ilgili bir ürün istemesini bekliyormuş gibi görünüyor. Kabine girdiğiniz anda adamı duvara yapıştırıyorsun ve adam şaşkınlık içinde gözlerine bakıyor. Kendisine söylediğin son cümleyi duyduğu anda gözleri fal taşı gibi açılıyor ve "Burada bekleyin, lütfen bekleyin!" diyor. Hızlı bir şekilde seni uzaklaştırıp kabinden çıkıyor ve iki dakika içerisinde geri dönüyor. Döndüğünde arkasında bir eşya sakladığını fark ediyorsun. Sana eşyayı göstermeden kabinin kapısını kapatıyor, kilitliyor ve eşyayı gösteriyor. Eşya, mavi renkli, yarı saydam bir... dildo. "Qardakh topraklarının buzullarından dövülmüş bir takma malafat. Hem de askılı." Adam kıpkırmızı yüzüyle sana bakıyor ve arkasını dönüyor. Kendi pantolonunu indiriyor ve sana dildoyu uzatıp "Lütfen buyurun." diyor. Adam bir şifre anlamış gibi görünmüyor. Adam arkasına eğildiğinde taktığı şapka düşüyor ve böylelikle saçlarının sarı olduğunu fark ediyorsun. Sarı saçlı eleman kendisini düzmen için hazır pozisyonda bekliyor.

Re: [Ana Kurgu] Donmuş Toprak

#15
Kadın kıyafet odasına girdiğinde, Mabi aklına gelen ilk yalanları sıralamaya başlamıştı. Bir yandan rol yapmaya çalışıyordu. Elinden geldiğince inandırıcı olması için çabalıyordu. Adının Bulchid olduğunu öğrendiği kadın, onu içeriye çağırmıştı. Yarı çıplak kadına bakarken, kendine hakim olmaya çalışıyordu. Kudretli Ayı kadınları çok severdi, onlarla gezmeyi, eğlenmeyi ve sevişmeyi de çok severdi. Kadın yavaş yavaş üstünü çıkarırken, buranın sahibinin "çok tatlı bir bayan" olduğunu öğrenmişti. Yaklaşık bir ay önce buraya taşınmıştı. Mabi bu kadını da aklına kazımıştı. Tam olarak şüpheli diyemezdi ancak listesine ekleyebilirdi. Sonuçta, buraya yeni gelmiş birilerini arıyordu. Kadının büyük memintolarına bakmayı sürdürürken, kadın tekrardan soyunmaya devam ediyordu. Çalışanlardan sarışın bir erkek olduğunu öğrenmişti. Şüpheli olarak düşünülebilirdi, ancak sarışın olması bu ihtimali eliyordu. Kadın, Mabi'nin kolundan tutmuş ve ardından diz çökmüştü eğlenmek istediğini söyleyip. Kudretli Ayı'da eğlenmek istiyordu, ancak şuan zamanı değildi. Kadın dudaklarına yapışmışken, sağ elini sağda duran kocaman portakala attı. Bir kere sıktıktan sonra, kadının elini fermuarına doğru giderken hissetti. O anda, kafasında şimşekler çakmaya başladı.

Ae'ye kendisi dememiş miydi, bu planda suikastçi zorda olan birisi olabilir diye? Yani buraya yeni taşınmış birinin olabileceği gibi, çok fakir birisi de olabilirdi. Bu yüzden, bir butikçi yerine başka bir yere gitmeliydi. Durumu çok zor olan birisini bulmalıydı, ama nereden bulacaktı? Kar'an. Daha az önce tanıştığı Kar'an'ın tekeline uğramalıydı. Tekel açmış birisi, tüm mahalleliyi ve diğerlerini bilirdi. Kadının dudaklarından dudaklarını ayırdı. Elini portakaldan çektikten sonra konuşmaya başladı. "Şuan bunu yapamam. Arkadaşım çok zor durumda ve gitmek zorundayım. Ama sana numaramı bırakabilirim. Başka zaman bu işi tekrardan yapabiliriz. Ama benim arkadaşımı kurtarmam gerek. Üzgünüm." Kadın isterse numarasını verdikten sonra hızla aşağı inecekti. Gördüğü bir çalışan olursa, "Arkadaşım burada, benim ince halim. Az önce beraber girmiştik. Ona Kudretli Ayı Kar'an'ın tekeline gitmiş de." diyecekti. Şuanda Ae birisini sorguluyor olabileceğinden onu aramak istemiyordu. Hızlıca soruşturmak istiyordu.

Kar'an'ın tekeline girdiğinde, "Selam Kar'an. Az önce tanışmıştık, hatırlarsın." diyerek selam verdi. "Bir taburen var mı? Konuşmak istediğim bir şeyler var." diyerek tabure istedi. Oturduğu gibi, konuya girecekti. "Şimdi ben durumu zorda olan birilerini arıyorum. Fakir, borçlu, belki de daha kötü bir belayla boğuşan. Yani başı bir şeylerle belada olan birilerini. Hatta belki de bu beladan kurtulmak için hayatında her şeyi yapabilecek kadar zorda olan birilerini arıyorum. Sen bir tekel işlettiğinden, çoğu kişiyi senin tanıyabileceğini düşündüm. Tanıyor musun böyle birilerini Kar'an? Gerçekten çok önemli, arkadaşımın hayatı söz konusu." diyerek sorusunu yöneltmişti.
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Ana Kurgu] Donmuş Toprak

#16
Cümleyi söylediğim gibi herif şaşkınlıkla baktı yüzüme. Ben de tabi yüzümde anlam veremeyen bir ifade ile duruyorum. Neden dedim ki böyle bir şey? Böyle şifrenin de yüzüne gözüne balgamlı tüküreyim çok afedersiniz. Çalışan adamla birbirimize şöyle bir kaç saniye baktık sonra burada beklememi söyledi. Öyle heyecanlı söyledi ki ne oluyoruz dedim kendi kendime. Ciddi ciddi fantezi yapacağım birini mi getirecek? İttirdi beni kendinden. Pıtı pıtı gitti koşarak. Ben de kabinin dışına kafamı uzatıp arkasından baktım. Nereye gidiyor oğlum ya? Mabi karı peşinde gittin beni saldın. Sana diyorum eğer bulamazsak kendimi feda edeceğim diye, bir meme niyetine satıyorsun. Tamam daha demin git göster kendini demiş olabilirim ama anında pişman oldum. Nereden bilebilirim lan bana lubunya muamelesi yapılacağını. Tekrar kabinin içine girip sol elimi duvara koydum. Diğer elimle de yüzümü ovuşturmaya başladım. Sakin ol Ae. Sen planını kurdun. Etrafa soruştur, olmazsa sonucunda ne yapacağını biliyorsun. Stress olma... Olma stres, olma...

Adam kapıyı çat diye açınca indirdim elimi yüzümden izlemeye başladım bunu. Hala heyecanlı kızarmış falan. Arkasında bir şey saklıyor. Ne? Arkasında ne saklıyor? Eleman kapıyı arkasından kilitlerken ben de sağ elimin parmağında kurşun biriktirmeye başladım. En ufak yanlış hareketinde alnının ortasından mıhları- OHA? Herif arkasından... Takma bir... İnanamayarak herife baktım. Sonra da elinde tuttuğuna tekrar baktım. Qardakh'ların fantezilerini görmek istemiş miydim gerçekten? Ben sadece ortama göre hareket ediyordum. Harbiden kontrol manyaklığım çok mantıklıymış benim. Kontrol etmeyip ortama ayak uydurunca geldiğim yere bak. "Bu... Ne?" kesik kesik sorunca eleman da bunun Qardakh topraklarının buzlarından dövülmüş takma bir organ olduğunu söyledi. Tekrar yüzüne baktım. Kızarmıştı. Ne yapayım kardeşim bunla ben? Benim zaten Djurat ırkçılığı, atarı ve gideri ile dövülmüş bir malafatım var. Teşekkür ederim ikincisine ihtiyacım yo- OHA? Arkasını dönünce kafamı iki yana sallamaya başladım inanamayarak. "Ya dur ne yapıyorsun?" dememe kalmadan pantalonunu indirdi! Karşımda, tüm heybeti ile iki tane yanak! Bana dildoyu uzatıp buyurmamı söyledi. Tek düşündüğüm şey ise, buyurmak istemememdi. Ancak o sırada öyle bir şey oldu ki, olaya bakış açım değişiverdi.

Şapkası düşen elemanın saçları sapsarıydı.

Şaşırmış gözlerimi kısıp anlamaya çalıştım. Pülir'de, Qardakh dolu bu şehirde, yeni açılmış butikte, kadın bölümünde çalışan sarışın adam... Burada bir Himota yeniği var gibi geliyor bana. Yüzümdeki şaşkınlık yavaşça silindi. Yerini her zamanki delici bakışlarım aldı. Elindeki takmayı aldım, uzanıp diğer elimle de çocuğun sarı saçlarından tutup kendime doğru çekerek doğrulmasını sağladım. İyice bana yaklaştığında da kulağına "Aptal." diye fısıldadım. "Kuru kuru nasıl yapmayı planlıyorsun? Kendini öldürtecek misin bana?" Elimde tuttuğum bu Qardakh topraklarının buzullarından dövülmüş bilmemneyi çocuğun dudaklarına götürüp "Aç ağzını." dedikten sonra bastırdım ağzına. Konuşamaz durumdayken de "Şimdi sana sorular soracağım." dedim. "Sadece kafanı sallayacaksın. Evet ya da hayır." Her sorumu sorduğumda elimdekini derine bastıracağım. Cevap vermesi için geri çekeceğim.

"Bu butik yeni açıldı değil mi?" Cevabını bildiğim sorulardan başlayacağım.
"Sen de burada çalışıyorsun..."
"Qardakh şehrinde bir Djurat'lı hmm... Benden başkasına da sundun mu kendini?"
"Eğer bana bilmek istediklerimle ilgili güzel bilgiler verirsen... Seni zevkten inim inim inletirim burada. Şimdi söyle." Qardakh garip hödösünü çıkartım ağzından. "Buraya yeni mi geldin? Başka yeni gelen birini tanıyor musun? Belki... Durumu kötü olan, yardım için her şeyi yapabilecek birini..." Saçını daha sert çekip kendime yasladım çocuğu. Dişlerimin arasından fısıldadım kulağına. "Aradığım kişi Qardakh bir arkadaşın olabilir... Ya da sen olabilirsin, hı?"
Image
Yaz geldi.
► Show Spoiler
Yan çar
Podosḧi Øfinuafeme

Re: [Ana Kurgu] Donmuş Toprak

#17
Mabi: Kadının numarasını alıyor ve Kar'an'ın tekeline gidiyorsun. Kar'an, tekeline girdiğini görünce "Ooo, memur bey! Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Gelin de buzulları eritelim biraz. Ne dönüyor, ne bitiyor memlekette?" diyerek seni karşılıyor. Sen daha sorarken arka kapıdan çıkıp bir tabure alıp geliyor ve yanına oturup sorularını sormaya başlıyorsun. Kar'an seni dikkatle dinledikten sonra başını kaşıyor ve "Memurum biri var ama köye gidecekti, kasabadan çoktan çıkmış olması lazım. Daha dün dükkanıma geldi ve bir süre köye dönüp dinlenmek istediğini söyledi. Şehir hayatı çok zor gelmiş. Bir de yakın zamanda başkente gidip gelmiş." diyor. Bir anda kapıdan bir ses geliyor. Kar'an, "Hayırdır?" diyor ve kalkıp kapıya bakıyor. "Adama bak ya, koşarken çarptı herhalde." diyor. Yanına geliyor ve "Dışarıda bir adam vardı da, koşuyordu. Koşarken kapıya çarptı galiba." diyor. Tekrardan konuya giriyor ve "Törun arkadaşın adı. Siras köyünde yaşıyordu. Köy tam nerede bilmiyorum ama şehre yakın diyordu." diyor.

Ae: Butiğin yeni açılıp açılmadığını soruyorsun. Başını evet anlamında salıyor. Burada çalıştığını da onaylıyor. Kendisini başkasına sunup sunmadığı sorusu geldiğinde ise bir süre duraklıyor ancak kendisini zorlamanla evet anlamında başını sallıyor. Buraya yeni geldiği sorulduğunda başını evet anlamında sallıyor ancak kendisi gibi veya durumu kötü olan bir tanıdığı olup olmadığını sorduğunda hayır anlamında sallıyor. Bir şeyleri fark etmiş olacak ki soruların bittiği anda sağ dirseği ile karnına vuruyor ve refleks ile oradan kaçmayı başarıyor. Hemen çıkıyorsun ve o sırada bir görevli yanına gelip arkadaşının tekele gittiğini söylüyor. Bunun hemen ardından ise az önce birlikte olduğun adamın sesini duyuyorsun. "Ay yardım edin! Tecaaavüze uğradım!" Bir anda herkes adama bakıyor. "Ay nerede o? Nerede? Böyle olmamalıydı, bulayım da onu bak ne yapacağım!" diyor. Seni arıyor ancak henüz görüş hizasında değilsin. Butiğin kapısıyla aranda yaklaşık 7-8 metre var. Adamın sesi ise çok daha uzaktan geliyor.

Re: [Ana Kurgu] Donmuş Toprak

#18
Ya bir şey diyeceğim... Herif o kadar güzel emiyor ki malafatı, bende hafiften hareketlenme oldu. Başkasına sunduğunu söyleyince hafiften gülümseyip "Seni kaşar seni..." falan yaptım yani. Ancak sorularım artık can alıcı noktaya gelince çocuk bir anda dirseği ile karnıma vurduğu gibi soyunma odasından dal daşak çıkıp koşmaya başladı. Malafat da yerlere düştü. Zavallı Qardakh buzulları... Bu işlere de mi kullanılıyorsunuz? Yalnız, herif beni de azdırdı ya helal olsun. Yutkunup pantalonumun ön kısmını düzeltip kendisini yana yatırdıktan sonra sanki hiçbir şey yaşamamış gibi çıktım kabinden. Bir çalışan yanıma gelip arkadaşımın bakkala gittiği bilgisini verdi. Kaşlarımı kaldırıp "Hmm... Teşekkürler." dedim. İçten içe de ulan diyorum Mabi gidip çerez merez alıyorsun ben burada lubunyalarla sorun yaşıyorum. Nereye kaçtı bu çırıl çıplak diye bakınıyordum ki bağırmasını duydum. Mahalle karısı gibi bağırıyor, tecavüz edildiğini söylüyordu. Tecavüzle mi itham ediliyorum gerçekten? Yani biliyorsunuz, çevredeki insanların benim için ne düşündüğü çok da umrumda olan bir şey değil. Tecavüzcü derler, gay derler... Pek umursamam. Düşündüğüm tek şey, neden kaçtı bu herif? Bir sorun olmasa kaçmazdı, cevaplarını verip onu becermem için beklerdi. Qardakh aradığımı düşünüyordum ama bu hareketi çok şüpheli...

Herif çevreye "ayy, nerede o?" tarzı yılanımsı hareketler sergilerken gözlerimi kıstım. Ulan herif, beni her gün birisi bitirmeye çalışıyor zaten, sen kimsin de korkacağım bu yalanından. Dertsiz başıma dert açtım yine hislerimi dinleyip. Hislerim beni pek de yanlış yöne sürüklemez aslında ama bazen tunnel vision yaşattıkları olur. Yapacak bir şey yok... Kendi başıma açtım bu sorunu, yumruklarımla kapatıcam.

Herifin sesine doğru ilerleyip bağırışmalarından dolayı etrafında toplanan insanları ittirerek çıktım karşısına. "Siktir lan oradan!" dedikten sonra "Sen değil miydin kendini bana sunan? Buldun hadi beni, ne yapacaksın? Yap bakalım." diyerek üstüne yürümeye başladım adamın. Herhalde kaçmamı, karşısına çıkmamamı bekliyordu ama ben öyle iftiradan korkacak adam değilim. Zaten yarı çıplak bağırışıyor sokakta! Benim de üstümde polis üniformam var. Herife diklene diklene ilerleyip yeterince yakınlaşınca yüzünün ortasına bir tane çakacak, sonra da baya bir hırpalayacağım. "Fuhuştan ve Djurat aile yapısına ters hareketten tutukluyorum seni! Şerefsiz herif, bir de memura iftira atıyor!" diyerek de ters kelepçeyi takacağım. Kelepçelerken de kulağına fısıltı ile "Seni yaramaz." diyeceğim. "Buraya yardıma geldim, ne diye zorluk çıkartıp bana böyle şeyler yaptırıyorsun? Daha fazla ceza istemiyorsan uslu dur."
Image
Yaz geldi.
► Show Spoiler
Yan çar
Podosḧi Øfinuafeme

Re: [Ana Kurgu] Donmuş Toprak

#19
Off Topic
Mabi Chüimimuta | Habersiz Pasiflik x2
Off Topic
Ana Kurgu'nun sorunsuz bir şekilde ilerleyebilmesi için var olan tüm oyuncuların aktif olması gerekmektedir. Bu sebepten ötürü Mabi Chüimimuta'nın yazmasıyla birlikte konu devam edecektir.

Re: [Ana Kurgu] Donmuş Toprak

#20
Akşam üstü yazacağım, özürler.
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image
Locked

Return to “Pülir”

cron