Maskeli adam yaklaştı... Yaklaştı... Zaman yavaşladı. Başımdaki zonklama aşırı arttı. Sonunda yanıma ulaştığında kayıp düştü. Sol koluma doğru salladı hançeri. Bu yüzden sağ omzunu tutup çekmeme gerek kalmadı. Ben dediğim gibi, eğer bir plan yaparsam eğer bunu değiştirmekte çok zorlanıyorum. Bu yüzden adam bana hançer saplamasa da kurşunu planladığım gibi göğsüne sıktım. Kurşun elimden çıktığı anda vücudumun içinde bir hareketlilik hissettim. Adam yere düştü ve kan kusmaya başladı. Ben de aniden bastıran baş dönmesi yüzünden dizlerimin üstüne çöktüm. Adam bana bakıyordu. Ben de ona. Şok içindeydim. "B-ben..." dedim. Kelimeler çok zor çıkıyordu ağzımdan. "Özür dilerim."
"Frum ve Ser'e gidiyorum. Beni affedin." dedi adam. Bir anda korkuyla gözlerim açıldı.
Ölüyordu!
Başım dönüyordu ama umursamamam gerekiyordu. Adamı tuttuğum gibi sırt üstü yatırdım. "Hayır hayır hayır hayır! Ölmeyeceksiniz! Ahhh! Kafamı sikeyim!" diye endişeyle sayıklıyordum. Kurşunu sıktığım yere elimi bastırdım kan çıkmasın diye. Kurşun elementini daha önce hiç böyle üst üste kullanmamıştım. Vücudum garip tepkiler veriyordu. Yeterince güçlü bastıramıyordum. Bana güç veren bu element içten içe beni bitirmeye çalışıyordu sanki. Hiçbir zaman dindar bir insan olmamıştım ama adam dindardı. Nasıl bir teselli verebilirdim ki? Teselli etmekte hiçbir zaman iyi olmamıştım. "Lütfen lütfen lütfen lütfen!" Aklımdan 6 senedir gördüğüm tıp eğitimindeki her şey geçiyordu ve ne yazık ki adamı kurtaramayacağımın farkındaydım. Adam önümde can verirken bir anda ağlamaya başladım. Stresten ve pişmanlıktan. "Siz... Siz de beni affedin." dedim ağlarken. Dizlerimin üstündeydim. Ellerimi adamın yarasından çekip hançer tutan elini yakaladım. Bu eli ile beni öldürmeye çalışmıştı ama vicdanlı bir adamdı. Yapamamıştı. Yaptığım şey için aşırı pişmandım.
Kimdi o? Ailesi var mıydı? Burada benim ölmem gerekiyordu! Benim arkamdan ağlayacak kimsem yoktu. O kadar emindim ki bu maskeli adamın ailesinin onu sevdiğine. O kadar emindim ki bir sevgilisinin olduğuna. Neden savunmuştum kendimi? Niye? Gözlerimden akan yaşların, "hıçkırarak ağlama" moduna girmemesi için dişlerimi sıktım. "Ben olmalıydım." dedim fısıltıyla. "Burada ölen ben olmalıydım." Adam belki kötü biriydi, belki de iyiydi... İki şekilde de dünyaya benden daha fazla iz bırakacağından emindim. Tabi yaşasaydı. Benim gibi bir dalyarak çıkıp onu öldürmeseydi! Bu adamı boşuna öldürmüş olmamalıydım. Bomboş yaşamayı bırakmalıydım artık. Çünkü haksızlık olurdu. Boş bir yaşam yaşamak için kendimi savunmuş olamazdım. Onu boş yere öldürmüş olamazdım. Daha da ağlamaya başladım bu düşüncelerle.
Arkamdan ayak sesleri duydum. Bir de yakarış. Kafamı kaldırmadım bile Elag'ın bağırışına doğru. Üstüme doğru koştu ve beni yere serdi. Yerdeki adamın eli, ellerimden kaydı. Elag üstüme çıktığında derin derin nefes alıp veriyor, bir yandan da ağlıyordum. Sağ elini kaldırdı. Hala cezasını çekmem gerektiğini düşünüyordum. Bu yüzden yumruğunu yüzüme atmasına tepki vermedim. Fakat o kadar sert bir yumruk attı ki! Kafatasım içine göçecek sandım. Bağırdım acıdan. İkinci yumruk diğer taraftan geldiği için tam yüzümün ortasına yedim. Ellerim istemsiz kalktı ve Elag'ın kollarını engellemeye çalıştım. Bu acısına dayanabileceğim bir acı değildi. Çok fazlaydı. Elag'a göre çok güçsüzdüm. Hiç bir şekilde durduramıyordum onu. Her yumruğunda acıdan bağırıyordum. Her yumruğunda kafamın içinde güm güm sesler duyuyordum. Bir yandan da "Bıreak beasjdani! Oseosospu cozjwkdjcu!" tarzında şeyler sayıklıyordum. Vücudumdaki kurşun da buna hiç yardım etmiyordu. Kendimi o kadar kötü hissediyordum ki şu an ölsem de bitse kafasına gelmeye başlamıştım. Kurtulmak için debeleniyordum ama nafileydi. Kas yumağı bacaklarıyla sıkıştırmıştı beni. Sonunda Elag öyle bir yumruk attı ki, tam burnuma denk geldi!
Başımın ağrısından Elag'ı neyi durdurduğunu duyamamıştım. Burnumu kullanmaktan korktuğum için ağzımdan nefes alıyordum. Sesli sesli nefes alırken gözlerimi açtım hafifçe. Yüzüm acıyla yanıyor, kafamdaki zonklama beni delirtiyordu. Elag yanındaki kişilerle konuşuyordu. Çok zorla nefes alıyordum. Hata yapmıştım ve hak ettiğimi düşünmüştüm ilk olarak ancak şu an kafamdaki zonklamadan kendi iç sesimi bile duyamıyordum. Kaybolmuş hissediyordum kendimi. Bu üstümdeki adama baktım. Çırılçıplaktı. Sonra yanımızda yatan cesede doğru baktım. Aklıma Elag'ın sikiş muhabbetlerinden ne kadar iğrendiğim geldi. Maskeli adamın hançerini alacaktım. Patlamış dudağımla "Pezeveeannkkg!!" diye nida atarak bir elimle Elag'ın kucağımda sallanan penisini tutacak, sonra da hançer ile kesecektim. Bakalım bir daha karı sikme muhabbeti döndürebiliyor muydu? İlk olayımı şimdi yapmış olacaktım işte! Karıları öyle siktim böyle siktim diye anlatan bir şerefsize dersini verecektim. Maskeli adam için dünyayı değiştirmeye başlamalıydım. Boşuna ölmüş olmamalıydı. Olamazdı.
Re: [Vaka] Posterler Uçuşuyor
#21Yan Çar/Podosḧi Øfinuafeme
Buraya kısa saçlı bok imzası gelecek
► Show Spoiler