Re: [Ae Libjetütcha] Siyasi Kriz

#21
Chiyom ile aşağı inerken sadece bir kat insen bile yarım saattir iniyor hissine kapılyorsun. Kaosun içinden huzura çıkan kapı gibi gözüken dış kapıdan çıktığın anda kaosun arazinin tamamını kapladığını görüyorsun. İlk önüne çıkan ise tahmin ettiğin gibi seninle kavga eden çocuk, Ika oluyor. Pis pis sırıtmakla meşgul olan Ika, laflarının ardından sırıtışını kahkahaya çeviriyor ve "Nokta atışı amına koyayım, tebrikler!" diyor. Hemen ardından tutuklama emrini veriyorsun ve o anda kendisinin bağırarak yaptığı çağrıyı duyuyorsun. "Beyler, ben Ika Chiepükütgo." Yakınınızda bulunan siyasi parti elemanlarının Ika'nın soyadını duydukları anda şaşkınlıkla kaldıklarını görebiliyorsun. "Evet, ailemin ne işle uğraştığını düşününce burada olmam garip gelmiş olabilir ancak meslek seçimimi yaptım ve bir gün teşkilatın başına geçmeyi planlıyorum. Bundan da beni kimse alıkoyamaz. Bunun da bilincindesinizdir diye düşünüyorum." Parti elemanlarından biri yanına koşuyor ve kulağına fısıldıyor. "Chiepükütgo ailesini duymadın mı arkadaş? Adama niye afra tafra yapıyorsun? Adamlar Djurat'ın en büyük üç alanını fonluyorlar." Ika sözlerine devam ediyor. "Ülkemizin ulusal bankaları, teşkilat merkezi ve gıda ürünlerinin bizim sayemizde getirildiğini sizler de biliyorsunuz. Teşekkür etmenize gerek yok. İşinizi yapmaya devam edin ve yoluma çıkmayın yeter." Yanındaki elemanlarına göz atıyorsun ve hiçbirinin Ika'yı tutuklamaya kalkışmadığını görüyorsun. Ika son olarak sana bir soru soruyor. "Eee, şarlatan oğlu, daha uzatacak mısın yoksa kızın kaçmasına izin mi vereceksin? Görevin seni bekliyor, hadi ama."
Off Topic
Konunun pasiflik süresi bu turdan itibaren 4 gün (96 saat)'e çıkarılmıştır.

Re: [Ae Libjetütcha] Siyasi Kriz

#23
Arkadaşlar. Ben delireceğim.

Neden delireceğim? Çünkü, babası güçlü diye övünen bunu hayvan gibi ortalıkta bağıran adama bir şey yapamıyorum şu an. Başkaları da kılını kıpırdatmıyor... Ben hiçbir zaman babam milletvekili diye övünmedim. Hiçbir zaman kendi yapmadığım başarıların arkasında durmadım. Böyle büyütülmedim yani. Devletin, vatanımın içinde böyle dangalakların olduğunu öğrenmek çılgın attırıyor bana. Şuan planım olmasa, ilerisini düşünmesem çeker vururum bu herifi alnının çatından. Yapmayacağım. Gerçekten çok zor duruyorum. FRUM VE SER ŞAHİDİM OLSUN Kİ SALDIRMAMAK İÇİN ZOR DURUYORUM! Chiepükütgo... Chiepükütgo. Chiepükütgo. Chiepükütgo. Chiepükütgo. Chiepükütgo. Bu soyadını unutmayacağım. Partililerden biri gelip bana ailenin ne iş yaptığını söylediğinde daha da çattım kaşlarımı. Chiepükütgo ailesi. Üç alan fonlayan zengin bir aile. Büyük başlar. Oğlu gider görevde çorba içer, yanlışını söyleyince gelir beni mesleğimle tehdit eder, soyadını söyleyince insanlar susar. Kafayı yiyorum. Çaktırmamak için çok uğraşıyorum. İyi ki çakmışım yumruğu bu zibidiye. Bak bak nasıl hava yapıyor. Diyor ki siz işinizi yapın, yoluma çıkmayın. Senin ben yolunu sikeyim. Yok ki yolun falan, keyif çatıyorsun.

Yanımdaki vasıfsızlar da hiçbir hareket etmeyince, bir de bu beni tauntlayınca, dişlerimi birbirine geçirip "Tch..." diye bir ses çıkarıp derin derin nefes aldım. Herife boyun eğmeyeceğim ama belli ki benden güçlü bir durumda. Böyle bir anda rakibe hala kafa tutmak aptallıktır. Yine de çevremdeki kişilerden tiksindim. Haksızlığa sessiz kalan heriflerdi bunlar. Anca Qardakhlara güçleri yetiyordu güçsüzler diye. Sizin gibi vasıfsızların yanında olmaktan iğreniyorum. Başka hiçbir şey demeden gerisin geri dönüp koşmaya başladım Aja'nın peşinden. Chiepükütgo diye tekrar ediyordum içimden hala. Unutmayacağım bu ismi. Peşine düşeceğim oğlum Ika. Seni de, aileni de süründüreceğim. Bana böyle yaptığın, ailenin gücünü kullandığın için pişman olacaksın.

Her neyse, yaşanan olay geçmişte kaldı. Tekrar planıma dönmem lazım. Aja'yı tek yakalamam lazım. Yanımdaki lavuklara peşimden gelmelerini işaret ettim. Gelmemelerini istemem fazla şüpheli olur. Yine de kızın peşinden koşarken yanımdaki ikisini de yanlış yerlere gitmeleri için dağıtacağım. Üçe ayrılalım kafası... Aja'yı yakalayınca kızı sakinleştireceğim. Hala onun tarafında olduğuma ikna etmem gerekiyor. Çünkü bu şekilde düşman gibi bırakırsam geri döner beni indirir. Sorumsuzca iş yapamam. Arkamı temizlemem gerekiyor.
Image
Yaz geldi.
► Show Spoiler
Yan çar
Podosḧi Øfinuafeme

Re: [Ae Libjetütcha] Siyasi Kriz

#24
Yanına duran iki elemanı da alıyor ve ilerlemeye başlıyorsun. Giderken Aja'nın tam olarak hangi yolu kullandığını gördüğün için başarılı bir şekilde diğer iki elemanı yanlış yollara sokarak yoluna tek başına devam ediyorsun ve bir süre sonra Aja gözüne gözüküyor. Aja, geldiğini görünce arkasına dönüyor ve duruyor. Sen de kendisinin karşısında duruyorsun. Aja, sinirli bir yüz ifadesiyle ağlamaya başlıyor. Gözlerinden akan yaşları siliyor ve "Babam haklıydı." diyor. Yere çömeliyor ve gözlerini iyice sildikten sonra tekrar ayağa kalkıp konuşmaya başlıyor. "Babam haklıydı, her ne kadar bizlerin aynı olduğunu söyleseniz de sizler daha da aynısınız. Birbirinizin kopyası gibisiniz. Orada o hale düşmeme izin vermeseydin aklımdaki önyargıyı kırmış olacaktın ama..." Aja, ellerini havaya kaldırıyor. Ellerinin yavaş yavaş buzullarla kaplandığını görüyorsun. Daha önce böyle bir element görmediğin için bir isim koyamıyorsun. Buzullar bir süre sonra ellerinde kalınlaşıyor ve keskin bir şekle bürünüyor. Buzulların görüntüsü aslan pençelerini andırıyor. "Ama sen onurlu bir Qardakhlının ellerinde ölmeyi seçtin." Aja, sana doğru koşmaya başlıyor. Aranızda tam olarak 5 metre var ve hızlı bir şekilde sana doğru koşuyor.

Re: [Ae Libjetütcha] Siyasi Kriz

#25
Hızlı hızlı koşarken önüme çıkan engellerin üstünden zıplıyor, Aja'yı gözden kaçırmamaya çalışıyordum. Sanki kızın gittiği yeri görmemişim gibi "Sen!" diye seslendim yanımdaki adamlardan birine, onun tarafındaki, başka yere giden yolu göstererek "Şuradan git. Sen de-" diğerine dönüp "Şuradan!" diye söyledim. İkisi de saçma sapan başka yollara dağıldıkları gibi normalden daha da hızlı koşmaya başladım Aja'ya yetişmek için. Aja bir neon kullanıcısı olduğu için bir anda depar atması normaldi. Yine de bir süre sonra yavaşlayacaktı. Yetişebilirdim. Kendimden hiç şüphe duymadan ilerledim yollarda. En sonunda kızı gördüğümde içimde güneş açtı sanki. Hiçbir şey söylemeden ilerledim ona doğru. O ise yavaşladı. Yavaşlayınca ben de yavaşladım ve durduk. Bana döndüğünde hiç sesimi çıkartmadım. Ne düşündüğünü söylemesini bekledim sakince. Yüzümde onu kandırdığım ifadem yoktu. Daha keskin, daha zeki bakışlarla bakıyordum ona artık. O ise çok sinirliydi. Gözleri dolmuş, yanaklarından minik damlalar süzülüyordu. Elinin tersi ile yüzünü sildikten sonra dişlerini sıkarak babasının haklı olduğunu söyledi. Tepki vermedim. Yere eğildiğinde, kalktığında ve konuştuğunda... Sessizce izledim sadece kızı. Dedi ki, hepimiz aynıymışız. Hepimiz dediği Djurat'lılar oluyordu sanırım. Aynı mıydık? Hayır daha önemlisi, ben diğerleri ile aynı mıyım? Sözlerini bitirdikten sonra ellerini havaya kaldırdı. Ellerinin buz ile kaplandığına şahit olduğumda şaşkınlıkla açıldı gözlerim. Neydi bu? Şuan Aja'nın hiç bilmediğim bir elementi kullandığına şahit mi oluyordum gerçekten? Buzları neon kılıcı gibi eline biriktirince bir ayağımı arkaya atıp gard almak zorunda kaldım. Buzlardan pençe yapıp bana doğru saldırıya geçtiğinde içimde sadece hayranlık ve merak vardı.

Aja'yı ilk gördüğümden beri zerre etkilenmemiş, hatta aptal bulmuştum. Planlarıma alet etmemin sebebi de buydu belki de. Şimdi ise, bana gösterdiği bu gücü çok değişik bir hissi harekete geçirmişti içimde. Ben hislerine göre davranan bir adam değilim. Aja'nın dediği gibi, kopyala yapıştır bir Djurat'lı da değilim. Onur, sevgi, aşk, arkadaşlık... Bu kavramlar benim için oldukça saçma. Ben mantıklı düşünürüm, mantıklı hareket ederim. Her zaman öyle yaparım diyemiyorum. Aja'nın şu an bana saldırması tamamen duygusal patlamadan, aynı Chiepükütgo soyadlı zırtapoza saldırmış olmam gibi... Kız hızlı olduğu için üstüme koşmaya başladığı anda sağ tarafıma doğru sıçrayacağım. Yeterince uzaklaştığımda da elimde biriktirdiğim kurşunu kızın bacağına nişanlayıp ateşleyeceğim.

Ardından da "Aptallık etme." diyeceğim ciddi bir tavırla. "Ben saldırsam hiçbir sikim olmazdı!" Kız eğer saldırmaya devam ederse sürekli kaçacağım. "Beceriksiz parti üyeleri, orada yiyip içip sıçıyor! Senin ya da benim halkım farketmez. Herkesin verdiği vergiyi yiyorlar! Peki ben ne yaptım? Onlara bir neden verdim! Peki ya Qardakh'lar? Onlara da bir kahraman verdim! Önceleri boş beleş, duygusal bir kız olduğunu düşünüyordum ama şimdi şu pençelerini görünce, Qardakh'ların şansına, hak eden biri düşmüş! Şimdi duygusal davranmayı kes ve ırkına uygun bir kahraman gibi davran!" Tüm söyleyeceklerim bittikten sonra duracağım. "Bana bir buluşma yeri söyle sonra da şu buzlu bokla-" Vücudumda hayati olmayan bir noktayı gösterdim. "Şurama vur da, savaştık sansınlar. İnsanlara elementini anlatabileyim. Yolda dikkatli ol. Sakın başkası ile savaşma, yakalanma."
Image
Yaz geldi.
► Show Spoiler
Yan çar
Podosḧi Øfinuafeme

Re: [Ae Libjetütcha] Siyasi Kriz

#26
Aja, bacağına ateşlediğin kurşun ile diz çöküyor ve acı içinde bağırıyor. Bir anda elindeki buz pençesinin erimeye başladığını fark ediyorsun ama Aja gözlerini tekrar sana dikiyor ve elini sıktığı anda buz pençesi tekrar oluşuyor. Öncekinden farklı olarak bu sefer buz pençesinin etrafında mavi bir hava dalgası olduğunu görüyorsun. Kız söylediklerini teker teker dinliyor ve bir süre boyunca kendi kendine derin nefes alıp veriyor ve gözlerini bu süreçte kapalı tutuyor. Sonunda gözlerini açıyor ve arkanı dönmeni söylüyor. Arkanı döndüğünde sırtına buz pençesi ile vuruyor. Akılalmaz bir acı çekiyorsun ve sırtının hem donmaya başladığını, hem de yandığını hissedebiliyorsun. Kız, sakin bir ses tonuyla konuşuyor. "Madem böyle bir planın var, bundan sonra benim şartlarımdasın. Sana son kez güveniyorum, bir daha bana haber vermeden bir hamle yaparsan seni en acılı ve uzun süreli yöntem ile gaddarca öldürürüm." Aja, laflarını bitirdiği anda ters yöne doğru koşmaya başlıyor. Koşarken "Şu lanet görev bitince başkente gel! Kapı numaram 108. Arkich ailesi diye ararsan bulabilirsin." diye bağırıyor ve gözden kayboluyor.

Görev yerine doğru ilerlerken yolu kaybettirdiğin adamlarla karşılaşıyorsun ve yaralı olduğunu gördüklerinde seni parti binasına götürüyorlar. Yolda sana herhangi bir soru sormuyorlar ve hızlı bir şekilde merkeze varıyorsunuz. Yarası iyileşme sürecinde olan Yike Kümilib seni karşılıyor ve hemen odasına çağırıyor. Odasına gittiğinde bir başka üniformalı polis ile karşılaşıyorsun ve polis ayağa kalkıp sana selam veriyor. "Hoş geldin. Ben merkezden geliyorum ve bir komiserim. Arkadaşlarını merkez binasına gönderdik, senden de ifade alıp hastaneye göndereceğiz. Baştan sona neler olduğunu anlatmanı istiyorum. Her şeyi teker teker, tüm detaylarıyla açıkla."
Off Topic
Ae Libjetütcha;
Atom Enerjisi %75'ten %50'ye düştü.

Re: [Ae Libjetütcha] Siyasi Kriz

#28
Söylediklerime karşı aşırı bi tepki vermemesi duygusal tarafının yanında mantığının da çalıştığının bir göstergesiydi. Kız dediğimi yapmak için arkamı dönmemi söylediğinde döndüm. Buzun nasıl bir his çıkaracağını bilmediğim için 2-3 saniye süren heyecanlı bir bekleyiş sonrası gösterdiğim yerin arkasına elindeki buz parçası ile vurunca istemeden "Argh!" diye bir ses çıkarıp öne doğru bir kaç adım attım. Gözlerim kocaman açılmasına rağmen çevremi göremiyor, sadece acısına odaklanabiliyordum. Çok acıyordu evet, ancak sonrasında acı yerini soğuğa bıraktı. O kadar keskin bir soğuktu ki bu, acımın yerine donma hissini bırakmıştı sadece. Yanıyordu. Düşüncelerimi toparlamaya çalışırken Aja konuşmaya başladı. Ona tekrar ters yaparsam bana eziyet etmekten bahsediyordu. Acıyı hissetmiyormuş gibi gözlerimi kapattım. "Bu sefer sana karşı tamamen dürüsttüm." dedim. Gerçekten de güçlü bir kişiye karşı gelmek mantıklı değildi. Aja'yı yanıma almalı, gücünden yararlanmalıyım. Düşman olmak, onu kandırmaya devam etmek aptallık olur. Yine de kendimi güvenceye almamak da salaklık olur. Şu aşk olayını devam ettirmeliyim. Belli ki Aja bu tarz şeylere değer veriyor. Sırtıma ulaşamadığım için sol elimle sağ omzumu tuttum ve kız tam tersi yöne koşarken ben de gerisin geri yürümeye başladım. 108 numara, Arkich ailesi, Chiepükütgo ailesi... Bugün unutmamam gereken çok şey öğrendim.

Hızlı yürümek istesem de sırtımdaki yanma fazlası ile engel olduğu için bir ömür gibi geçen bir yoldan sonra bilerek yanlış yola soktuğum iki polis memuru beni buldu. İkisi de bir koluma girip beni parti binasına götürdüler. Hiç konuşmamaları, ne olduğunu sormamaları gerçekten iyi oldu. O an konuşacak ne halim, ne aklım vardı. Saçmalayabilir, planlarımın içine edebilirdim. Aja'nın içinden geçtiği Yike artık insan üstü bir güce mi sahip nedir? İyileşmiş gibi karşıladı bizi merkezde. Birlikte odasına çıktığımızda komiserin teki bana ifade almak için buraya geldiğini söyledi. Sırtımdaki buzu görmüyor herhalde. Neyse, uslu bir polis olacağım. "Emredersiniz Komiserim. Ancak... Oturabilir miyim?" diyerek oturma izni aldıktan sonra üzüntülü bir ifade ile anlatmaya başladım tüm olanları.

"Dört polis memuru ile Başkan'ın evine gittik. Görevimiz onu miting öncesi korumaktı. İçeri geçip sohbet ederken Qardakh kız, adı Aja'ymış, fazla durağandı. Bir gariplik olduğunu fark ettiğim için evdeyken, başkana zarar vermesi durumunda karşısında beni bulacağını söylemiştim. Bu yüzden gözüm üstündeydi." Gözlerimi kıstım aklıma bir sahne geldiğinde. O an dikkat etmediğim için önemsememiştim. Gerçekten yeni hatırladığım için "Başkanın evinde..." dedim düşünceli bir ses tonu ile. Yike'ye çevirdim bakışlarımı "Bize kapıyı açan, sırtında yumrusu olan adam... Aja'nın kulağına bir şey söyledi. O sırada umursamamıştım bunu." dedikten sonra devam ettim anlatmaya. "Aja yol boyunca Qardakh ve Djurat çatışması konusunda sorular sorup durdu. Merkeze ulaştığımızda da arkadaşlar çorba içmek istediler, Aja ise burada kalmayı tercih etti. Ben de ondan şüphelendiğim için arkadaşlarımın gitmesini engelledim. Kaldılar sağolsunlar. Onlar aşağı katta şüpheli bir durum var mı diye bakarlarken ben de Aja ile özel olarak konuştum. Bana öyle bir düşüncesi olmadığını anlattı... Üstelik-" durdum. Utanmış bir şekilde elimi kaldırıp kaşlarımın arasına getirdim ve bastırdım. "Aptallık ettim!" dedim dişlerimin arasından. "Aja güzel bir kız. Söylediklerinden etkilendim. Bu yüzden bir şey yapmayacağına inandım." Burada o zırtapoz gelmişti ancak tabi ki ben aramızda yaşanan saçmalığı komiserlere anlatmayacağım. Ne onun çorbacıya gittiğini söyleyeceğim, ne de kavga ettiğimizi. Onun işini kendim, gizlice bitireceğim. Şimdi alelade bir şekilde karşısında bulunmayacağım. Şu anlık geri bastığımı düşünsün. "Bana kötü bir niyeti olmadığını öyle iyi söyledi ki... Bana ailesinden bahsetti. Onlar da mı yalandı komiserim? Annesinin Qardakh, babasının Djurat'lı olduğunu söylemişti." Bunları söylerken sesim sitem doluydu ve elimi çekip komisere bakmaya başlamıştım. O zırtapoz beni ağlar gibi gördüğünü anlattıysa böyle de doldurmuş oluyorum orayı. Hem böyle karıya kıza düşme olayları Djurat'ta her erkek polisin yaptığı saçmalıklardan işte. Kaç kere dinledim böyle hikayeleri kim bilir. "Başkana saldırdığında şok olmamın nedeni hiç beklemiyor olmamdı. Böyle kandırıldığıma inanamadım. Peşine düştüğümüzde neon kullandığı için çok hızlı ilerledi. Biz de üç yola ayrılıp peşine düştük. Ben yetiştim ve bacağına bir kurşun atmayı başardım ancak..." Sırtımı tutmak için elimi tekrar omzuma koydum. "Çok değişik bir element kullanıyordu komiserim. Buzdu sanki... Buzdan bir pençe yaratıp saldırdı. Benden daha hızlıydı, kaçsam da sırtımdan yaraladı. Neden öldürmedi ki? Dalga geçmek için değil mi? Onun cazibesine kapıldım, aptallık ettim. Üstelik bir de onu yenemedim diye benimle dalga geçti. Bu yüzden öldürmedi. Ancak hata etti. Elementi neydi bilmiyorum, umrumda da değil. Onu bulup adalete teslim edeceğim. Başka bir element öğrenmem gerekse bile..." diye iyice celallenince bir anda sırtıma ağrı saplandı. Yine inleyerek elimi sırtıma attım. Acıyı durdurmak için dişlerimi sıktığım için boğuk bir şekilde "Bu kadar komiserim. Artık hastaneye geçebilir miyim?" diye sordum.
Image
Yaz geldi.
► Show Spoiler
Yan çar
Podosḧi Øfinuafeme

Re: [Ae Libjetütcha] Siyasi Kriz

#29
Komiser tüm sözlerini dinledikten sonra oturduğu koltuktan kalkıyor ve "Kız seni kandırmak için iyi yöntemler kullanmış evlat ancak sen böyle bir kariyer içinde daha iyi kararlar verebilmeli ve manipüle olmamalısın. Bunu anladığın zaman çok daha iyi bir polis olacağına eminim. Onun dışında..." dedikten sonra duraksıyor ve Yike ile biraz bakıştıktan sonra "Buz olayını kafana takma. Başka da kimseye anlatma. Hani önemli değil de, aramızda kalsın." diyor. Yike ile birebir konuşma şansın olmadan içeri iki polis geliyor ve seni ambulansa sevk ediyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuğun ardından şehir merkezindeki büyük hastaneye varıyorsun ve tedavi görmeye başlıyorsun. Yaralarını muayene etmesi için bir doktorla görüşüyorsun ve bir gece boyunca hastanede kalman gerektiğini öğreniyorsun.

İstirahat ederken bulunduğun odanın kapısı çalıyor ve içeri giren bir görevli bir ziyaretçin olduğunu söylüyor. Bir anda kapıdan Yike Kümilib'in girdiğini fark ediyorsun. Yike, gülümsüyor ve görevliye sizi yalnız bırakmasını istediğini söylüyor. Yike ile yalnız kaldığında ise gelip yanına oturuyor ve "Ne gündü ama. Eğlendin mi?" diyor. Ayak uydurmak için onunla birlikte gülmeye başlıyorsun. Bir süre sonra Yike kahkaha atmaya başlıyor ve kahkahaları gittikçe daha da sesli oluyor. Kahkahanın doruk noktasında duruyor ve elini omzuna koyuyor. Omzunu yavaşça sıkmaya başlıyor ve "Her şeyi birebir biliyorum." diyor. Omzunu daha sert sıkmaya başlıyor ve "Ben yıllar boyunca kıdemli komiser olarak çalıştım evlat. İstediğini yap, ben her zaman arkasındakini anlarım. Neden bugüne kadar partimin kapatılmadığını sanıyorsun? Keyfine mi açık tutuyorlar sence?" Omzunu bırakıyor ve yüzüne iyice yakınlaşıp konuşmaya devam ediyor. "Bu millet meseleleri, ırkçılık falan filan. Bunlar kafanın bile almayacağı planların küçük bir parçası sadece. Cidden bir milletten veya etnisiteden nefret edebilecek kadar vaktim olduğunu mu sanıyorsun? Her şeyin bir sebebi var evlat. Zamanı gelince göreceksin." Yike, eşyalarını topluyor ve elveda demeden yanından ayrılıyor.
Off Topic
Konu sonlanmıştır. Bir sonraki konu 4 gün içerisinde GM tarafından açılacaktır.

Ödüller:

Ae Libjetütcha
• 50 IP
Locked

Return to “Jechi”

cron