Başımın çatlayacakmış gibi ağrıması, ayaklarım sanki yere değmiyormuş gibi yürümem, boğazımdaki koca düğüm... Yüzümdeki ve vücudumdaki ağrılar nezarethanede geçirdiğim soğuk geceler sonunda biraz dindi. Burnumun üstündeki yarabandı ise nefes alıp verişimin bozuk olmasını pek düzeltmiyordu. Yüzümdeki morluklar nedeniyle güneş gözlüğü istemiştim iş arkadaşlarımdan. Eve doğru ilerliyordum. Beni kapattıklarında bilincim de kapanmıştı. Şimdi ise eve yakınlaştıkça gözümden akan damlalar yavaş yavaş artık bir daha giymeyeceğim, üstünde rozetimin olmadığı üniformamın göğsüne düşmeye başlamıştı. Yine de güçlü duruyordum işte. Dimdik yürüdüm eve. Siyah arabalar babamın başının dertte olduğunu tekrar gözler önüne serdi. Bahçe kapısındaki korumalardan birine yaklaştığımda bunca senelerdir tanışık olmamızdan dolayı babama haber vermemesini sağlayabildim. Sonra da kimseye gözükmeden arka kapıya girip odama çıktım. Evde tanımadığım sesler, babamın konuşmaları, hararetli sohbetler vardı. Odama gelip kapımı kilitlediğim gibi koy verdim kendimi. Elime gelen ilk şeyi alıp karşı duvara fırlattım. İçimdeki öfke aşırı yüksekti. Nedenini bilmiyordum. Kızdığım hiç kimse yoktu aslında. Elime gelen her şeyi atıp paramparça ederken ağlıyordum sinirden. Hiçbir zaman sevilmeyi beklemedim. Nefret edilsem de umrumda değildi. Tek istediğim şey başararılı olmaktı. Tek istediğim amaçlarım uğruna geçen bir ömürdü. Vatanıma milletime hayırlı olmaktı. Olacaktım da. Polis olmadan da ülkeme yararlı olabilirdim! Elime aldığım üstünde "I
Æfgrenst" yazan kupayı duvara atıp paramparça olmasını sağladığımda Alep'in kafasının attığım kurşun ile patlaması geldi gözlerimin önüne. Ani bir mide bulantısı ile ağzımı kapattım. Önceden ölenleri görmüştüm, aynı bu şekilde kafasına sıkmıştı yanımızdaki polis. Ancak daha önce kimsenin ölümüne ben neden olmamıştım. Babamın ben nezarethanedeyken bana hayalkırıklığı ile bakmasını da hatırlayınca sinirim tekrar arttı. Kırılma seslerinden dolayı kapıma gelen kadın sesi evimizde bize hizmeti dokunmuş Akob teyzeye aitti.
"Ae?" diyordu kitli kapıyı açmaya çalışarak.
"Sessiz ol!" diye hırladım. Kapıya doğru gittim.
"Eşyalarımı alıp gideceğim." Akob teyzenin sesi baya endişeliydi.
"Hayır!" diyordu.
"Babanızla konuşmalısınız! Çok üzüldü o-" Sözünü kestim.
"Üzülmesi bir şeyi ifade etmiyor." dedim.
"Daha da üzülecek, ben de üzüleceğim. Ancak yapılması gerekeni yapacağım. Hep yaptım. Şimdi lütfen git." Kadın tekrar konuşmaya başladığında
"Git!" diye tekrarladım söylediğimi. Kadına karşı soğuk olmaya çalıştığım için deminki patlamayı da sakinleştirmek zorunda kalmıştım. Odama baktım tekrardan. Demin parçaladığım bir kaç eşya hariç her zamanki düzeniyle öylece duruyordu. Kaç gündür gelmemiştim kim bilir? Pijamalarım yatağın üstünde duruyordu katlanmış şekilde, yanında da bana büyük gelen tişörtüm sallanıp atılmıştı. Mabi'ye giymesi için vermiştim bu tişörtü. Mabi... Nasıldı acaba? Yanına gidebilirdim. Bir daha gelmeyeceğim için odama özel banyoda duş aldım ilk. Dolabımdan eşyalarımı bir çantaya doldurdum sonra da. Üstüme her zamanki şık kıyafetlerimden giydim. Kısa kollu gömleğimden kollarımdaki morluklar gözükünce üstüme siyah deri bir ceket geçirdim. Çıkarmış olduğum polis üniformama baktım bir süre. Sonra onu da almaya karar verdim yanıma. Bunun dışında sadece gerekli eşyalar ve bir kaç set de kıyafet koydum çantama. Sonra da çalışma masama oturup bir kağıda yazmaya başladım.
"Ichap Libjetütcha,
Beni bir vatansever olarak yetiştirdiniz. Djurat'lı olmaktan, Djurat Cumhuriyet'inde yaşamaktan gurur duyuyorum. Yaptığım her şey ülkeme hizmet etmek içindi. Bu yolda ölmem gerekirse ölürüm. Sizle olan bağım başınıza dert olacaktır, bunu engelleyemem. Benimle gurur duymanızı isterdim. Size layık mükemmel bir evlat olmak isterdim. Yine de beni anlamaya çalışın, bana emir veren adamın vatana ihanet içinde olduğunu bilerek nasıl başımı eğip dediklerini yapabilirim? Ülkeme karşı insanların emrinde nasıl çalışabilirim? Üstelik gelebileceği en yüksek mevkiye gelmiş, tüm bu soruşturmayı engelleyebilecek, ülkemizi felakete sürükleyebilecek kilit roldeki biriydi. Benden nefret edilecekse, buyrun edilsin. Siz her zaman benim yaslayabileceğim dağ oldunuz. Ben ise size liman olamadım. Suç benim. Sizi düşünmedim, siz de beni düşünmeyin. Özür dilerim.
Oğlunuz, Ae Libjetütcha."
Yazarken boğazımın düğümlenmesi iyi ki konuşmayı seçmemişim dedirtti. Kapıdan çıktığımda Akob teyzem hala duruyordu kapıda endişeli bir şekilde. Gördüğü gibi
"Ay size ne yaptılar?!" dedi sesi korku doluydu. Merkezden aldığım güneş gözlüğünü taktım gözüme.
"Yapmaları gerekeni." dedim.
"Bunu babama verirsin. Ben gidiyorum. Teşekkürler, her şey için." Kadının eline kağıdı tutuşturduğum gibi geldiğim yoldan acele adımlarla dışarı çıktım.
Kapının önünde beni içeri alan korumalarla da helalleştikten sonra attım kendimi Bolcheb'in tanıdık sokaklarına. Başkentten bir süre uzaklaşmam gerektiğine çok emindim. Üstelik Mabi de aklımdaydı. Bu yüzden ilk işim Jechi'ye giden otobüslerden birine bilet bulmak oldu. Otobüs kalkana kadar bir köşe büfede chiedeb çorbası gömdüm. Tamamen siyasetten ve ülke gündeminden uzak durmak istiyordum. Şuanlık mentalimin bunu doğru düzgün kaldırabileceğinden şüpheliydim. Otobüs kalkınca yerime oturup, şöföre radyoyu kapatmasını söyleyip uyudum. Bu 5-6 gündür zaten doğru düzgün bir yerde uyuyamadığım için bu uyku da eziyet gibi geldi. Jechi'de indiğimde boynum ve belim tutulmuş, her yanım ağrır bir şekildeydim. Yine bir çorba ile kahvaltı yaptıktan sonra -ki günlerdir düzgün bir şey yememiştim iştahım da yoktu- Jechi'deki Tuplo köylerini sorarak Mabi'nin yaşadığı yeri öğleden sonra buldum. Biraz otobüs, biraz da yürüyüşle geçen yolculuğumdan sonra Mabi'nin köyünden bahsettiği zamanları dinleseydim keşke demeye yeni yeni başlamışken çevredeki insanların onu tanıdığı yerlere ulaştım.
"Deli oğlan." ve
"Kudretli ayı." sıfatlarının havalarda uçuştuğu yol tarifleriyle bir kaç yanlış kapıyı çaldıktan sonra doğru kapıya ulaştığımı umarak gözlüğümü yüzümde düzeltip kapısını çaldım.
"Ben Ae." dedim kapıyı çalarken.
"Mabi mabi burada mı?"
► Show Spoiler
İsim: Ae Libjetütcha
Yaş: 24
Cinsiyet: Erkek
Ülke: Djurat
Element: Kurşun
Rütbe: Djurat Başkan Yardımcısı
Para: 39875 PBF
IP: 1145 IP
Statlar:
Kuvvet: 23
Kıvraklık: 10
Kavrama: 10
Stiller:
Kurşun - Mermi 4
Kurşun - Koruma 4
Eşyalar:
•
Bir tarağım, bir kelebeğim var.
• Uçak Dosyası x1
• MOTORSİKLET oooooyeee
Durağanlar:
Kararlılık (Kurşun)
Çekicilik
Yan çar
Podosḧi Øfinuafeme