Son vaka olayımızın üstünden bir gün geçmişti kendimi bir yemekte bulmuştum. Aslında klasik bir yemekten çok, karakoldan arkadaşlarla güzel bir mekanda rakı balık yapmıştık. Bu keyifli akşamın ertesi günü ise ne bir nöbetim nede belirlenmiş bir vakam vardı. O yüzden boş olduğumu söylemek mümkündü. Gün içinde bir devriye görevi falanda olmadığından karakola gitmeme bile gerek yoktu.
Nadir yaşanan böyle bir günü, asıl hedeflerim yani kıtanın dışının keşfi doğrultusunda araştırma yapmak için geçirmeyi planlıyordum. Bulunduğumuz kıtanın çevresi hakkında hiçbir bilgi yoktu. Şu ana kadar elime geçen her kaynakta çevresi tamamen okyanusla çevrili bir kara parçası hikayesi dışında bir şeye rastlamamıştım. Arada bir keşif yapan insanlarla ilgili raporlar ve yazılar görmüş olsamda bunlardan da bu konu hakkında ekstra bir bilgi öğrenememiştim. Başka bir değişle insanlığın şu anki mevcut bilgi birikimi kıtanın çevresi hakkında bir şey sunmuyordu. Daha doğrusu çok zorlamadan ulaşabileceğiniz veriler bu yöndeydi.
İşte benim yapmak istediğim şey ise bu zorlama kısmıydı. Şu an için altıma bir gemi çekip sefere çıkamıyordum ama koskoca insanlık tarihinde illa birileri bunu yapmıştı. Benimde yapmam gereken ise bunlarla ilgili çalışmaları bulmamdı. Elbette aramam yada aramayı düşündüğüm tek şey keşif seferleri değildi. Belki zamanın birinde kıyıya normalde kıtada bulunmayan bir kara hayvanı vurmuştu? Belkide kuşların göç rotası dışarıda başka kara parçalarının olduğunu gösteriyordu? Belkide tektonik hareketlerler falan gibi şeyler başka bir kara parçası hakkında teorik kanıtlar sunuyordu? Yani yapacağım araştırma çok geniş olacaktı. Elbetteki böyle geniş bir araştırmanın bir güne sığacağını düşünmüyordum. Bu bir başlangıç olacaktı.
Araştırmalarım konusunda ilk istikametim Yata Üniversitesi olacaktı. Aklıma ilk bir hoca ile konuşmak gelmiş olsada mevcut bilgisizliğimi dikkate aldığımda öncesinde giriş seviyesi kadar bile olsa bir ön araştırma yapmamın uygun düşeceğine kanaat getirmiş ve bu bağlamda da Yata Üniversitesi Merkez Kütüphanesine gidecektim. Kütüphaneye varınca gideceğim ilk yer danışma olacaktı.
Danışmanın yanına vardığımda olağanca kibarlığımla ama doğallığımıda kaybetmeden " Merhaba, Deniz Keşif Seferleri ile kaptan günlüklerinin ve seyir defterlerinin bulunduğu kısıma nasıl gidebilirim? Ah birde unutmadan haritalar bölümünüz var mı? Özelliklede eski hatta antik diyebileceğimiz haritalar." diye soracaktım. Alacağım olumlu bir cevaba göre ilk gideceğim yer Deniz Keşif Seferleri olacaktı. İkincisini sorma sebebim ise bu Deniz Keşif Seferleri ile ilgili yaptığım araştırmalarda ilginç bir sefere rastlarsam onu not alıp o keşfin kaptanının seyir defteri veya günlüğüne bakmak içindi.
Danışmadan istediğim bilgileri alabilir isem içtenlikle ona teşekkür ettikten sonra Deniz Keşif Seferleri bölümündeki kitapları karıştırmaya başlayacaktım. Şu an için spesifik olarak bir olaya yada konuya yoğunlaşmam yoktu. Keşifler ve seferler hakkında genel bilgiler edinmeye çalışıyordum.
Re: [Dukne Batwo Dudshes] Araştırma I
#2Danışman konuşmandaki ilgi ve merağı sezmiş olsa gerek, güler yüzle ve canlı bir tonla "Biraz bekleyin lütfen!" diyor ve listelerini çıkarıyor. Listelere bir çırpıda göz gezdirdikten sonra bakışlarını tekrar sana çevirip seni yönlendimeye koyuluyor. "Deniz keşfine çıkmış kaptanların gezi yazılarını barındıran bir derleme kitabımız var. Sizlere o kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Koridorun sonundan sola dönün. Üçüncü kitaplıkta bulacaksınız." Danışmana teşekkür edip yola koyuluyorsun. On dakika sonra kitaplığı buluyorsun. El ve göz yordamıyla bütün kitapların üstünden geçiyorsun ve sana tavsiye edilen kitabı buluyorsun. Kitap, deniz keşfine çıkmış kaptanların karşılaştıklarını anlattıkları bir derleme. Yakınlardaki bir sandalyeye oturup kitabı okumaya başlıyorsun.
"Kaptan Dudshutsum'un Seyir Defteri
Gün bugündür! Erzaklar, tamam. Mürettebat, tamam. Yakıt, tamam. Sırf bugün içinde gemiyi leden geçirdiğime göre artık yolculuğa çıkabiliriz. Büyük gizemi çözeceğim ve adımı tarihe altın harflerle yazdıracağım!
Aylardır denizdeyiz fakat ufukta henüz değişiklik yok. Her yer su. Sorun yok. Erzağımız bol ve gemi iyi durumda. Pes etmek yok! Dümdüz devam!
Lanet olsun! O kadar yol kat ettim! Erzağa ve yakıta o kadar pakt bofu bayıldım! Elime ne geçti? Masraf! Sadece masraf! Aylarca güneş tepemizde bizi yakarken nereden çıktı fırtına? Ne alaka? Gemiyi tamir ettirmem gerek, çalışanları sigortasını ayarlamam gerek, girdiğim borçları ödemem gerek. Lanet olsun...
Kaptan Asmehom'un Seyir Defteri
Bugün adamlarımı ikna edip keşfe çıkıyorum. Konu hakkında umutsuz ve inançsız olsalar dahi saygınlığımı konuşturarak onları ikna edebildim. Durumun olumsuz duygulara yol açtığının ve yolculuk sırasında da bunun değişmeyeceğini gayet iyi biliyorum fakat denemek istiyorum. Sanki ufuk beni çağrıyor. Bilinmeyene doğru bir macera beni her zaman cezbetmiştir.
Hava durumu iyi. Sular durgun. Rüzgar dahi doğru düzgün esmiyor. Hava o kadar sıcak değil. Kıtadan epey uzaklaştık fakat kayda değer bir keşif yok. Ne hikmetse, mürettebat kendi kendini gaza getirebilmiş. Garip fakat mutluluk verici! Ben de gaza gelmiyor değilim. Bu heyecan bana acemi zamanlarımı hatırlatıyor. Değişmemek ne güzel!
Bir daha asla kıtanın ötesine açılmayacağım! Bütün hayatımı denizciliğe atamış ben bile o kadar büyük bir girdabı fark edemedim. Hala nasıl hayatta olduğumu bilmiyorum. Mürettebatın bir kısmını kaybettim. Geminin güvertesi parçalandı. Oysa her şey çok güzel gidiyordu. Hayat ne kadar zalim...
Kaptan Yami'nin Seyir Defteri
Diğer her kaptan gibi ben de fırsatı bulduğum gibi sanki bunun için yaratılmışcasına keşfe çıkma kararı aldım. Boş zamanlarımda herkesin başına korkunç felaketlerin geldiği bir keşfe çıkmaya bayılırım! O yüzden bütün gerekenleri ayarlayıp yola çıkıyorum. Yaşasın amaçsızlık!
Kabul ediyorum, bu kadar sıkıcı olacağını beklemiyordum. Kaç ay oldu acaba? Aynı güzergahta dümdüz devam ediyoruz. Can sıkıntısından mürettebat ile hiç olmadığım kadar haşır neşir oldum. İnsanların hayatları ne farklıymış. Güzel bir aydınlanma oldu. Burnuma yemek kokusu geliyor. Gitme vakti!
Keşif tarihindeki en uzun keşfi yapabilen kaptan olarak televizyonlara çıktım. Eğlenceliydi. Yakıt bitene kadar olaysız gidip olaysız döndüğüm gerçeği..."
Kitabı bitirdikten sonra biraz hayal kırıklığı, biraz da merakla ufka doğru bakıyorsun. Dışarıda çözülememiş bir bilinmezlik var. Herkesin eli boş döndüğü bir yer var. İpin sonu nereye varıyor? Kim bilir? Nereden başladığı kesin ama cesaret edecek misin?
"Kaptan Dudshutsum'un Seyir Defteri
Gün bugündür! Erzaklar, tamam. Mürettebat, tamam. Yakıt, tamam. Sırf bugün içinde gemiyi leden geçirdiğime göre artık yolculuğa çıkabiliriz. Büyük gizemi çözeceğim ve adımı tarihe altın harflerle yazdıracağım!
Aylardır denizdeyiz fakat ufukta henüz değişiklik yok. Her yer su. Sorun yok. Erzağımız bol ve gemi iyi durumda. Pes etmek yok! Dümdüz devam!
Lanet olsun! O kadar yol kat ettim! Erzağa ve yakıta o kadar pakt bofu bayıldım! Elime ne geçti? Masraf! Sadece masraf! Aylarca güneş tepemizde bizi yakarken nereden çıktı fırtına? Ne alaka? Gemiyi tamir ettirmem gerek, çalışanları sigortasını ayarlamam gerek, girdiğim borçları ödemem gerek. Lanet olsun...
Kaptan Asmehom'un Seyir Defteri
Bugün adamlarımı ikna edip keşfe çıkıyorum. Konu hakkında umutsuz ve inançsız olsalar dahi saygınlığımı konuşturarak onları ikna edebildim. Durumun olumsuz duygulara yol açtığının ve yolculuk sırasında da bunun değişmeyeceğini gayet iyi biliyorum fakat denemek istiyorum. Sanki ufuk beni çağrıyor. Bilinmeyene doğru bir macera beni her zaman cezbetmiştir.
Hava durumu iyi. Sular durgun. Rüzgar dahi doğru düzgün esmiyor. Hava o kadar sıcak değil. Kıtadan epey uzaklaştık fakat kayda değer bir keşif yok. Ne hikmetse, mürettebat kendi kendini gaza getirebilmiş. Garip fakat mutluluk verici! Ben de gaza gelmiyor değilim. Bu heyecan bana acemi zamanlarımı hatırlatıyor. Değişmemek ne güzel!
Bir daha asla kıtanın ötesine açılmayacağım! Bütün hayatımı denizciliğe atamış ben bile o kadar büyük bir girdabı fark edemedim. Hala nasıl hayatta olduğumu bilmiyorum. Mürettebatın bir kısmını kaybettim. Geminin güvertesi parçalandı. Oysa her şey çok güzel gidiyordu. Hayat ne kadar zalim...
Kaptan Yami'nin Seyir Defteri
Diğer her kaptan gibi ben de fırsatı bulduğum gibi sanki bunun için yaratılmışcasına keşfe çıkma kararı aldım. Boş zamanlarımda herkesin başına korkunç felaketlerin geldiği bir keşfe çıkmaya bayılırım! O yüzden bütün gerekenleri ayarlayıp yola çıkıyorum. Yaşasın amaçsızlık!
Kabul ediyorum, bu kadar sıkıcı olacağını beklemiyordum. Kaç ay oldu acaba? Aynı güzergahta dümdüz devam ediyoruz. Can sıkıntısından mürettebat ile hiç olmadığım kadar haşır neşir oldum. İnsanların hayatları ne farklıymış. Güzel bir aydınlanma oldu. Burnuma yemek kokusu geliyor. Gitme vakti!
Keşif tarihindeki en uzun keşfi yapabilen kaptan olarak televizyonlara çıktım. Eğlenceliydi. Yakıt bitene kadar olaysız gidip olaysız döndüğüm gerçeği..."
Kitabı bitirdikten sonra biraz hayal kırıklığı, biraz da merakla ufka doğru bakıyorsun. Dışarıda çözülememiş bir bilinmezlik var. Herkesin eli boş döndüğü bir yer var. İpin sonu nereye varıyor? Kim bilir? Nereden başladığı kesin ama cesaret edecek misin?
Off Topic
Esenlikler dilerim, bu konuda GM olarak ben, yani Hiperyus ile ilerleyeceksiniz. Pasiflik süresi 168 saattir. (7 gün)
Re: [Dukne Batwo Dudshes] Araştırma I
#3 Danışmadaki çalışanın yardımıyla derleme bir kitaba ulaşmıştım. Kitabın derleme olmasının kendi içinde bazı avantaj ve dezavantajları vardı. Avantajı, çok fazla kişi ve sefer hakkında bilgi sahibi olabilecek olmamdı. Dezavantajı ise tüm bu bilgilerin yüzeysel kalacak olmasıydı. Yinede başlangıç için iyi bir adım olacağını düşünüyordum. Zaten burada yapmaya çalıştığım üniversite hocalarına sormadan önce teorik bir temel oluşturmaktı. O yüzden detaylı bilgilere erişememeyi bir süre için dert etmeyebilirdim.
Kitabı incelediğim sırada bir sürü seferle karşılaşmıştım. Maalesef ki tüm seferler olumsuz sonuçlanmıştı. Olumsuz sonuçlanan seferlerin neredeyse tamamına yakını ön görülemeyen bir doğa olayı ile ilgiliydi. Oluşan bu olaylar seferleri fazlasıyla olumsuz etkilemişti. Buna bağlı olarakta seferler bir süre sonra iptal olmuştu. Yani yapacağım araştırmaları sadece kıta keşfine değil doğa olaylarını tahmin etme ve onlar üzerinden çıkarım yapma üzerinede yönlendirmeliydim çünkü aksi halde gemim bir karaya çıkmadan ya batacaktı yada batmasından korkup geri dönecektik. Tabi tüm bunlara ek olarak kullanacağım gemi yada gemilerin normalden daha sağlam olmasınada dikkat etmem gerekecekti.
Kitab bittikten sonra içimde bir umut yeşermişti. Bunun iki sebebi vardı. İlki, gördüğüm kadarıyla şu ana kadar bu işi kimsenin başarmamış olmasıydı. Yani bir ilki gerçekleştirecektim. Belkide ayak basacağım kıtaya benim adımı vereceklerdi. Meşakkatli ama tatmin edici bir işti. Başarılı olursam sonunda adım tarihe yazılacak ve belkide ülkemin kaderini değiştirecektim.
İkinci sebeb ise gözlemlediğim üç seferinde uzun sayılabilecek sürelerde yapılmış olmasıydı. Özellikle Kaptan Yami'nin Seferi bir hayli önemliydi çünkü kendi deyimiyle 1 ay dümdüz gitmişti. Yolunu sekstantla kontrol ettiğini varsayarsak bu dümdüzlükte bir yanlışlık olmamış olmalıydı. Ayrıca buharlı bir gemi ile gittiğinden rüzgardı, geceydi, şuydu buydu gibi kısıtlayıcıları yoktu. Başka bir değiş ile stabil bir hızla uzun süreler yol alabilirdi. 15 km/sa gibi makul bir hız altında bile 1 ay içinde neredeyse 11.000 km yol gitmek mümkündü. Dünyanın çapının bu rakamın az biraz üstünde olduğunu ve kıtanında belirli bir genişliğinin olduğunu dikkate alırsak bu adamın çizdiği çizgi boyunca hiçbir şeyin olmadığı açıktı. Yani adam zaten 2-3 bin km daha gitse başladığı yere gelecekti.
Bu sefer sayesinde nerede arama yapmamak gerektiği hakkında bilgi sahibi olmuştum. Bu kaptan Yami'nin ilerlemiş olduğu hattı. Kaldı ki benim aradığım şey suyun ortasında sadece kuşların tünemek için kullandığı bir taş veya kaya parçası değildi. Başlı başına kıta hatta belkide kıtalardı. Kıtaların büyüklüğünü düşününce, Kaptan Yami'nin çizdiği çizgisel rotanın sadece çizgisel kısmını değil o çizgisel hattın belirli bir çevresinide gelecekteki sefer planlarımdam çıkartabilirdim. Neden? Çünkü adamın aradığı şey hemen önünde olmasa bile o boyutta bir şeyi diğer yönlerden de fark edebilirdi. Sonuçta aranan şey bir kıtaydı ve ufukta çok geniş bir alanı kaplaması gerekirdi.
Diğer çalışmalarında Kaptan Yami'nin ki gibi kullanılabileceğini düşünüyordum. Daha açık olmak icap ederse nereye sefer yapmam gerektiğini daha bulamasamda nerelere bakmamam gerektiği ile ilgili fikir sahibi olmuştum.
Şu an için yapacağım ilk şey kitabı yerine koymak ve danışmaya geri dönmekti. Danışmadaki arkadaşı selamladıktan sonra " Tekrardan merhaba. Az önceki yardımınız için tekrardan teşekkürler. Verdiğiniz kitabı okudum. Acaba bunun gibi başka kitaplar var mı? Birde Kaptan Asmehom, Kaptan Dudshutsum ve Kaptan Yami'nin; günlük, biyografi, seyir defteri, kaptan günlüğü ve/veya gazete röportajı yada onun gibi şeyleri var mı? " diyecektim.
Gelen cevaba göre araştırmalarımı yönlendirecektim. Eğer danışmadaki çalışan istediğim şeylerin onda birini bile bulabilirse okuyacak çok olacaktı. Yani doğal olarak her şeyi bir günde bitiremeyecektim. Böyle bir durum oluşursa kütüphane kapanana veya uykum gelene kadar çalışmaya devam edecektim. Sonrasını ise bir sonraki güne hatta bir sonraki günlere bırakmayı düşünüyordum. Kütüphane içerisinde Deniz Seferleri ile ilgili doğrudan veya dolaylı olarak ulaşabileceğim her kaynağı inceleyecektim. İncelediğim bir kaynakta bir şey çıkarsa ,mesela bir kaptanın adı, o şeyide araştırmamın kapsamına alacaktım. Buna elde bakacak hiçbir şey kalmayana kadar devam edecektim.
Kitabı incelediğim sırada bir sürü seferle karşılaşmıştım. Maalesef ki tüm seferler olumsuz sonuçlanmıştı. Olumsuz sonuçlanan seferlerin neredeyse tamamına yakını ön görülemeyen bir doğa olayı ile ilgiliydi. Oluşan bu olaylar seferleri fazlasıyla olumsuz etkilemişti. Buna bağlı olarakta seferler bir süre sonra iptal olmuştu. Yani yapacağım araştırmaları sadece kıta keşfine değil doğa olaylarını tahmin etme ve onlar üzerinden çıkarım yapma üzerinede yönlendirmeliydim çünkü aksi halde gemim bir karaya çıkmadan ya batacaktı yada batmasından korkup geri dönecektik. Tabi tüm bunlara ek olarak kullanacağım gemi yada gemilerin normalden daha sağlam olmasınada dikkat etmem gerekecekti.
Kitab bittikten sonra içimde bir umut yeşermişti. Bunun iki sebebi vardı. İlki, gördüğüm kadarıyla şu ana kadar bu işi kimsenin başarmamış olmasıydı. Yani bir ilki gerçekleştirecektim. Belkide ayak basacağım kıtaya benim adımı vereceklerdi. Meşakkatli ama tatmin edici bir işti. Başarılı olursam sonunda adım tarihe yazılacak ve belkide ülkemin kaderini değiştirecektim.
İkinci sebeb ise gözlemlediğim üç seferinde uzun sayılabilecek sürelerde yapılmış olmasıydı. Özellikle Kaptan Yami'nin Seferi bir hayli önemliydi çünkü kendi deyimiyle 1 ay dümdüz gitmişti. Yolunu sekstantla kontrol ettiğini varsayarsak bu dümdüzlükte bir yanlışlık olmamış olmalıydı. Ayrıca buharlı bir gemi ile gittiğinden rüzgardı, geceydi, şuydu buydu gibi kısıtlayıcıları yoktu. Başka bir değiş ile stabil bir hızla uzun süreler yol alabilirdi. 15 km/sa gibi makul bir hız altında bile 1 ay içinde neredeyse 11.000 km yol gitmek mümkündü. Dünyanın çapının bu rakamın az biraz üstünde olduğunu ve kıtanında belirli bir genişliğinin olduğunu dikkate alırsak bu adamın çizdiği çizgi boyunca hiçbir şeyin olmadığı açıktı. Yani adam zaten 2-3 bin km daha gitse başladığı yere gelecekti.
Bu sefer sayesinde nerede arama yapmamak gerektiği hakkında bilgi sahibi olmuştum. Bu kaptan Yami'nin ilerlemiş olduğu hattı. Kaldı ki benim aradığım şey suyun ortasında sadece kuşların tünemek için kullandığı bir taş veya kaya parçası değildi. Başlı başına kıta hatta belkide kıtalardı. Kıtaların büyüklüğünü düşününce, Kaptan Yami'nin çizdiği çizgisel rotanın sadece çizgisel kısmını değil o çizgisel hattın belirli bir çevresinide gelecekteki sefer planlarımdam çıkartabilirdim. Neden? Çünkü adamın aradığı şey hemen önünde olmasa bile o boyutta bir şeyi diğer yönlerden de fark edebilirdi. Sonuçta aranan şey bir kıtaydı ve ufukta çok geniş bir alanı kaplaması gerekirdi.
Diğer çalışmalarında Kaptan Yami'nin ki gibi kullanılabileceğini düşünüyordum. Daha açık olmak icap ederse nereye sefer yapmam gerektiğini daha bulamasamda nerelere bakmamam gerektiği ile ilgili fikir sahibi olmuştum.
Şu an için yapacağım ilk şey kitabı yerine koymak ve danışmaya geri dönmekti. Danışmadaki arkadaşı selamladıktan sonra " Tekrardan merhaba. Az önceki yardımınız için tekrardan teşekkürler. Verdiğiniz kitabı okudum. Acaba bunun gibi başka kitaplar var mı? Birde Kaptan Asmehom, Kaptan Dudshutsum ve Kaptan Yami'nin; günlük, biyografi, seyir defteri, kaptan günlüğü ve/veya gazete röportajı yada onun gibi şeyleri var mı? " diyecektim.
Gelen cevaba göre araştırmalarımı yönlendirecektim. Eğer danışmadaki çalışan istediğim şeylerin onda birini bile bulabilirse okuyacak çok olacaktı. Yani doğal olarak her şeyi bir günde bitiremeyecektim. Böyle bir durum oluşursa kütüphane kapanana veya uykum gelene kadar çalışmaya devam edecektim. Sonrasını ise bir sonraki güne hatta bir sonraki günlere bırakmayı düşünüyordum. Kütüphane içerisinde Deniz Seferleri ile ilgili doğrudan veya dolaylı olarak ulaşabileceğim her kaynağı inceleyecektim. İncelediğim bir kaynakta bir şey çıkarsa ,mesela bir kaptanın adı, o şeyide araştırmamın kapsamına alacaktım. Buna elde bakacak hiçbir şey kalmayana kadar devam edecektim.
► Show Spoiler
Re: [Dukne Batwo Dudshes] Araştırma I
#4Danışman selamına karşılık verdikten sonra sorun üzerine biraz düşünüyor ve listeyi karışlamaya başlıyor. "Kendilerinin biyografisi yazılmamış. Bilindiği kadarı ile de günlük tutmamışlar. Ancak seyir defterleri var ki yazılanalr bir derleme hâlinde basıldı. Onu da okudunuz. Hepsi ile teker teker röportaj yapılmış. Hemen şuradaki gazetelere bakabilrisiniz." Danışmana teşekkür ediyor ve hemen yakındaki gazetelere doğru yürüyorsun. Birkaç dakika boyunca gazeteleri tarıyorsun ve aradığın gazeteleri buluyorsun. Bulduğun gazeteleri kucaklayarak boş bir masaya geçiyor ve sırayla okumaya koyuluyorsun.
"Öncelikle geçmiş olsun diyor ve iyi günler diliyoruz, efendim. Rica etsek bize keşfin detaylarından bahseder misiniz?"
"Girdiğim borçların miktarı dışında verebileceğim bir detay yok. O kadar para yatırdığım keşif yoktan var olan bir fırtına yüzünden suya düştü!"
"Sizin adınıza gerçketen üzgünüz efendim fakat fırtınanın oluşması zaman almıyor mu? Yani, önceden farkedemediniz mi?"
"Siz benle dalga mı geçiyorsunuz? Ben yıllar yılı kaptanlık yapmış biriyim! Siz daha sayı saymayı öğrenirken ben suya açılıyordum. Yıkılın karşımdan!"
"Başınız sağolsun efendim, eğer sizin için de uygunsa bize keşiften bahsedebilir misiniz?"
"Tabii, hereksin yaşananları bilmeye hakkı var. Yolculuğumuza ilk başladığımızda bir sorunumuz yoktu. Gemi sağlamdı. Yeteri kadar yakıt ve kaynak da vardı. Sadece mürettebat isteksizdi. Keşke onları dinleseydim."
"Peki, bize girdaptan bahsedebilir misiniz?"
"Hayatımın en utanç verici günüydü. Ben ki ömrümü denizciliğe adamış bir kaptanım. Devasa bir girdabı göremeyecek kadar körmüşüm. Hâlâ o girdabın nereden çıktığını bilmiyorum. Girdap ile karşılaşmadan evvel günlük hava ve su durumu kontrollerini de yapmıştık oysaki. Geldiğiniz için sağolun fakat daha fazla konuşamaycağım. Yalnız kalmam gerek."
"İyi akşamlar efendim, kapıyı açar mısınız? Sizinle röportaj yapmaya geldik."
"Hoşgeldiniz, içeriye buyrun lütfen! Hayatım, misafirlerimiz var. Atıştımalık hazırlarsın artık bizlere."
"Öncelikle sizleri kutluyoruz. En uzağa gidebilen ve doğal afete sürüklenmeyen tek kaptansınız. Duygu ve düşüncelerinizi paylaşmanızı çok isteriz."
"Paylaşmam gereken ilk duygu ve düşüncem hiçkimsenin keşfe çıkmaması gerektiği gerçeği. Ben hayatımda bu kadar sıkıcı ve boş bir deneyim görmedim. Utanmasam, midem bulanacaktı her gün aynı görüntüyü görmekten."
"Siz de haklısnız. Söylenecek fazla bir şey yok gibi."
"Ne söyleyebilirim? Eğer aileniz üzerinize fazla geliyorsa kafa dinlemek için uygun bir davranış açıkçası. Oh, saate bakın. Mürettebatlarımdan birinin doğum günü bugün. Kutlamaya geç kalmak istemem. Kaptan kaçar, kendinize iyi bakın!"
Her kaptanın gazeteye vermiş olduğu röportajarı bitiriyorsun ve kambur durmaktan ağrıyan sırtını iyicene gerinerek düzeltiyorsun. Görünüşe bakılırsa keşiflerden elde edebileceğin pek bir bulgu yok. Hem uçsuz bucaksız su birinkitisine insan niye merak salar ki? İnsanlığın beşiği olan kıtanı keşfetmek sana daha çok kişisel gelişim katmaz mı? Her milletin binlerce yıllık kültürü varken hele. Kişi önce kendi özünü tanımalı!
"Öncelikle geçmiş olsun diyor ve iyi günler diliyoruz, efendim. Rica etsek bize keşfin detaylarından bahseder misiniz?"
"Girdiğim borçların miktarı dışında verebileceğim bir detay yok. O kadar para yatırdığım keşif yoktan var olan bir fırtına yüzünden suya düştü!"
"Sizin adınıza gerçketen üzgünüz efendim fakat fırtınanın oluşması zaman almıyor mu? Yani, önceden farkedemediniz mi?"
"Siz benle dalga mı geçiyorsunuz? Ben yıllar yılı kaptanlık yapmış biriyim! Siz daha sayı saymayı öğrenirken ben suya açılıyordum. Yıkılın karşımdan!"
"Başınız sağolsun efendim, eğer sizin için de uygunsa bize keşiften bahsedebilir misiniz?"
"Tabii, hereksin yaşananları bilmeye hakkı var. Yolculuğumuza ilk başladığımızda bir sorunumuz yoktu. Gemi sağlamdı. Yeteri kadar yakıt ve kaynak da vardı. Sadece mürettebat isteksizdi. Keşke onları dinleseydim."
"Peki, bize girdaptan bahsedebilir misiniz?"
"Hayatımın en utanç verici günüydü. Ben ki ömrümü denizciliğe adamış bir kaptanım. Devasa bir girdabı göremeyecek kadar körmüşüm. Hâlâ o girdabın nereden çıktığını bilmiyorum. Girdap ile karşılaşmadan evvel günlük hava ve su durumu kontrollerini de yapmıştık oysaki. Geldiğiniz için sağolun fakat daha fazla konuşamaycağım. Yalnız kalmam gerek."
"İyi akşamlar efendim, kapıyı açar mısınız? Sizinle röportaj yapmaya geldik."
"Hoşgeldiniz, içeriye buyrun lütfen! Hayatım, misafirlerimiz var. Atıştımalık hazırlarsın artık bizlere."
"Öncelikle sizleri kutluyoruz. En uzağa gidebilen ve doğal afete sürüklenmeyen tek kaptansınız. Duygu ve düşüncelerinizi paylaşmanızı çok isteriz."
"Paylaşmam gereken ilk duygu ve düşüncem hiçkimsenin keşfe çıkmaması gerektiği gerçeği. Ben hayatımda bu kadar sıkıcı ve boş bir deneyim görmedim. Utanmasam, midem bulanacaktı her gün aynı görüntüyü görmekten."
"Siz de haklısnız. Söylenecek fazla bir şey yok gibi."
"Ne söyleyebilirim? Eğer aileniz üzerinize fazla geliyorsa kafa dinlemek için uygun bir davranış açıkçası. Oh, saate bakın. Mürettebatlarımdan birinin doğum günü bugün. Kutlamaya geç kalmak istemem. Kaptan kaçar, kendinize iyi bakın!"
Her kaptanın gazeteye vermiş olduğu röportajarı bitiriyorsun ve kambur durmaktan ağrıyan sırtını iyicene gerinerek düzeltiyorsun. Görünüşe bakılırsa keşiflerden elde edebileceğin pek bir bulgu yok. Hem uçsuz bucaksız su birinkitisine insan niye merak salar ki? İnsanlığın beşiği olan kıtanı keşfetmek sana daha çok kişisel gelişim katmaz mı? Her milletin binlerce yıllık kültürü varken hele. Kişi önce kendi özünü tanımalı!
Re: [Dukne Batwo Dudshes] Araştırma I
#5Off Topic
Dukne Batwo Dudshes karakterini sildirdiği için konu kapanmıştır.
