Re: [Dufo Slitshut] İlklerin Doğrultusunda!

#41
Bir hışımla sağ taraftan iç kısımlara doğru ilerliyorsun. Aynasızlar, yapay eğitimden başka bir şeyleri yok fakat sen? Sen kendini bildin bileli bu işin içindesin. Deneyimin var. Ara sokakların karanlığı senin yuvan. Aynasızların asla tenezzül etmeyeceği yerlerde ne acılar çekildiğini iyi biliyorsun. Sıradaki yol ayrımına geliyorsun. Buraya arabayla giremezler. Sokak çok dar. Neon elementin sana hız verebilir. Yani, avantaj sen de. Parlama anı senin! Bir parlama da oluyor zaten. Bir anda etrafın dumanla kaplanıyor ve dumanın kendisi patlıyor. Ardından vahşi bir hayvan gibi üzerine ağlar atılıyor. Yakalandın. Seni feci benzetiyorlar. Kaç farklı kişiden yumruk, tekme ve cop yediğini kestiremiyorsun. En son da karbondioksit ile nefesini kesip bayıltıyorlar seni. Evin olan karanlığa geri dönüyorsun. Sana her defasında olduğu gibi açıyor ve ruhunu çer çöp ile doldurmaya devam ediyor. Sen de afiyetle yiyorsun. Asıl yuvan olan ışık sana üzüntü ile bakarken.

Uyandığında bulanık beyaz bir ışık görüyorsun. Arından onun bir çanaklı bir lamba olduğunu fark ediyorsun. Etraf gerçekten soğuk. Bedenine ise sürekli keskin bir soğukluk uygulanıyor gibi hissediyorsun. Sanki bütün gücün sömürülmüş gibisin. Zar zor hareket edebiliyorsun. Kıpraştığın gibi de nasıl bir durumda olduğunu anlıyorsun. Çıplak demirden bir sedyedesin. El ve ayak bileklerin masadan çıkmaktan olan demirlerle bağlanmış. Kafan da aynı şekilde. Belden yukarında hiçbir kıyafet yok. Ayakların çıplak. Tir tir titriyorsun. Yarı baygın bir durumdasın ve beyninin çalışmaya mecali yok. Sağında zar zor seçebildiğin dolaplar, masalar ve sandalyeler var. Bir de belli bir yerden sonrası perde ile kapatılmış. Soluna döndüğünde ise gördüğün manzara... Tekerlekli masanın üstünde ne olduğu belli belirsiz kesici ve delici aletler bir miktar kan içerisinde yüzmekte. Eğer dikkatle bakarsan, bu hiç de kolay değil senin için, et ve deri parçalarını bile görebilirsin. Kafanı zorla çevirip önüne bakmaya kalktığında ise tüpler ve kaseler görüyorsun. renkli sıvılar bu camlar içerisinde ya duruyorlar ya da dolaşmaktalar. Bir kasenin altında hafif bir ateş var. Bir başkasından çoktan buhar çıkmaya başlamış. Nerede olduğun artık bariz olsa gerek. Sen bir laboratuvardasın! Yanda ve ilerde kalan kapı açılıyor. Beyaz uzun önlüklü ve gözlüklü biri geliyor. Suratında büyük bir gülümseme ile kollarını açıyor. "Sevgili deneğimiz sonunda uyanmış! Nasılsın fedakâr insan? Bilime olan katkıların bizi o kadar derinden etkiledi ki! Gönüllü olarak bizimle çalışman çok güzel. Keşke herkes senin kadar gerçekçi olsa ama hayır, mantık onlara fazla geliyor. Doktor bey, insan deneyleri etik değil! Doktor bey, insanları yavaşça ve acı çekerek öldürüyorsunuz! Doktor bey, Doktor bey ve Doktor bey... Senin beni anlaman benim için çok şey ifade ediyor. Bana çok şey verdin ama verecek çok şeyin var hâlâ!" Konuşmasından sonra biraz kalkık olan sedyeni dik açıya getiriyor ve tekerlekli boy aynasını karşına sürüyor. Bedenini görüyorsun. Dudakların mosmor, parmak uçların mavi, bedenin beyazlaşmış. Farklı yerlerde dikiş izleri var. Bazı bölgelerinde damarların ve benzeri şeylerin fazla belirgin. "İzninle araç gereçlerimi ayarlamam gerek. Daha yapacak çok işimiz var!" diyerekten sana arkasını dönüyor ve masaya yöneliyor.
Off Topic
Ana kurgu etkinliğimiz başlayacağı için bireysel konunuz belirsiz bir süreliğine dondurulacaktır. Ana kurgu etkinliğinin bitmesiyle veya planların değişmesiyle konuya devam edilecektir.

Re: [Dufo Slitshut] İlklerin Doğrultusunda!

#42
Hayati kararlar verirken zamanının olmaması yaşamın bir insana yapabileceği en büyük zorbalık olmalıydı. Genç adam için sadece sağ ve sol kararını vermesi beklenirken bu karar kimileri için basit, kimileri için ölümcüldü. Adım attığı yer sonrasında hayatının bir daha asla eskisi gibi olmayacağını biliyordu ancak adım atmalıydı. Olduğu yerde durursa, ölürdü. Bu yüzden koşmaktan ve kaderini kadere bırakmaktan başka şansı yoktu. Zaten hiçbir zaman şanslı bir insan olmamıştı ama kimilerine göre o, şanslıların en şanslısıydı. Hayatın kefesi olmadığından ötürü insani yargılar ve mülkiyetlerin değeri hiç kimsenin, hiçbir şeyin aidiyetine hak beyan edemediği kimseler tarafından acımasızca yargılanırdı. Peki ya hiçliğin kimsesi iseniz?

Dufo kararını verdikten sonra yürüdüğü yolda kendine keşke dedirtmemek için elinden geleni ve aklından geçeni uygulamaya koymuştu. Gücünü kullanarak koşmaya başladığı vakit başarabileceğine inanıyordu. Fakat, devamında yaşananlar umudunun tam aksi şekilde gerçekleşmişti. Etrafında gerçekleşen bir parlamanın ardından gözlerini kapatıp açtığında gördüğü tek şey linç edildiği olmuştu. En son hatırladığı şey nefes alamadığıydı ve o öylece gözlerini yumdu.

Gözlerini tekrar açtığında zaman demin ve şimdi kadar hızlı geçmişti. Yavaşça aralanan göz kapakları beyaz bir ışığa bakıyordu. Sanki yeni doğan, doğmakta olan bir bebeğin gördüğü ilk hayat ışığı gibiydi onun için. Ölmüş olup yeniden doğduğunu düşünmüştü çok kısa bir süreliğine. Ölmeyi, yaşamaktan çok daha istediği zamanlar geçirmişti... Bu yüzden yeniden, başka bir ülkede, başka bir halinde en güzel haliyle yaşamak istemesi çok doğaldı onun yaşında birisi için. Gözlerini iyice araladığında gözüken çanaklı lambanın gerçekten onu yeniden doğmuş bir bebek olduğuna inanması için yeterli kanıt gibiydi. Ne yazık ki durum düşündüğü gibi değildi...

O an gelene kadar soğuğu bedeninde daha önce onunla hiç tanışmamış gibi hissetmeye başlamıştı. Gücünün hiç olmadığını içinin buz kesmesinden anlıyordu. Nerede olduğuna dair en ufak bir fikri yoktu ki zaten düşünecek hali, mecali yok gibiydi. Toparlanmak için hareket etmeye çalıştığı vakit işlerin çok daha ciddi boyutta olduğunu hissediyordu. Bunların çoğu gördüğü şiddetten ötürü olabilirdi zaten tepedeki ışık, hastahane ortamını andırıyordu. Kendisinin bir şekilde bağlı olduğunu hissedince artık özgürlüğünün olmadığının farkındaydı.

Nerede olduğuna dair fikir üretebilecek durumda değildi. Tek hissettiği acı ve tutsaklık. Aslında bu zamana kadar bundan başka hiçbir hissiyata aidiyet hissetmemişti. Bu yüzden yadsımamış ve acının sebep olduğu ağrıların verdiği dürtülerle etrafını incelemeye çalışmıştı. Vücudunun bir kısmı çıplak diğer kısmı örtülü. Bir kısmında demirler onu tutuyorken yan tarafta gördüğü kan içerisinde aletler ve mide bulandırıcı şeyler... Gördüklerine dayanamayıp kafasını çevirdiği vakit ön kısmında gördüğü tüpler ise ona sonunda bir fikir veriyordu. Genç delikanlı bir l laboratuvarda idi.

İlklerin doğrultusunda ilerlediği bu macerasında kafasını karıştıran, soru işaretleri dolduran yere doğrudan düşmek onun için hüzünden başka bir şey değildi. Hüznünü yaşamaya çalışırken açılan kapının ardından doktor kıyafeti ile görünen bir kişi gelmişti. Konuşmasını yaptığında genç adamın tek düşündüğü ve odaklandığı şey insan deneyleri kalıbı olmuştu. Bu kısımda kendisinin de ne olduğu, ona ne yapıldığı ve devamında ne yaşayacağını tahmin edebiliyordu. Adamın konuşması bittiğinde kendini görmesi için onun yattığı sedyeyi dikleştirmişti ki gördüğü şeyler onun, göz bebeklerinin küçülmesine sebebiyet verecek kadar sinirlenmesine sebep olmuştu.

Bedeni paramparça olmuş genç adam bazı yerleri mavi, bazı yerleri beyaz olan vücuduna çok fazla bakmaya dayanamamıştı. Adam ise kısa süre sonra arkasını dönüp bir şeyler ile uğraşmaya başlayacağını söyleyip yönelmişti.Genç delikanlı hiçbir şey düşünmeden gördüklerinden sonra ayak ve el parmaklarını hareket ettirmeye çalışacaktı. Önce soğuğun sebep olduğu, uykunun çöktüğü soğukluğu aşmak için kendine biraz zaman tanımalı ve bu sırada hafif de olsa hareketlenerek, nefes alış verişini dengeleyerek vücut ısısına yön vermeliydi. Daha sonrasında nelere sahip olduğunu fark edip adamı dinlemek, ne yaptığını öğrenmek istediğinden onunla bir süre geçirmenin doğru olacağını düşünüyordu.
Image
► Show Spoiler

Re: [Dufo Slitshut] İlklerin Doğrultusunda!

#43
Yarı ölü bir durumda tutulmana karşın varoluşsal edebiyata ürün katacak kadar beyin gücünü kendinde bulabiliyorsun fakat en basit fiziksel hareketi gerçekleştirecek kas gücünü bulamıyorsun. Şu an çılgın bilim adamının tekinin acımasına kalmış vaziyettesin ki, onun da acımasının olmadığını söylemek doğru olur. İçsel yolculuğunu bitirmen ile bilim adamının konuşmaya başlaması eş zamanlı gerçekleşiyor. "Gelen çoğu denekler avazları çıktığı kadar bağırıyorlar. Onlar yüzünden işitme duyumu yitiriyordum neredeyse. Sen yine iyisin sessiz, sakin, mis gibi. Benle çalışmak istemen beni içten duygulandırıyor. Kimse insan deneylerini desteklemiyor bugünlerde. Tamamen cahillik bana sorarsan. Element kullanıcıları insan deneyleri sayesinde ortaya çıktı. İnsanüstü güçlere kavuştular. Tek kişilik bir ordu oldular. Yaşamı boyunca çalışsa bile kimsenin sergileyemeyeceği yetenekleri sergilediler. Element kullanıcısı diye genelliyoruz ama durum bundan ibaret değil. Sadece element kullanmıyorlar. Direkt atoma söz geçiriyorlar. Gözlemlenen her şeyi meydana getiren maddelere ve enerjiye. Ayrıca daha hızlı öğreniyorlar. Ayrıca daha çok gelişiyorlar. Organsal gelişimleri ve fiziksel gelişimleri sıradan bir insana göre o kadar ileri ki. Ne ilginç, değil mi? Sende de ilerleme var, he! Aferin sana, dayanıklı çıktın. Bu iyi bir şey. Daha yapacak çok deneyimiz var." Altı yanan ve üstten duman çıkaran camı alıyor ve sallıyor. İçindeki mor sıvıyı izliyor. "Kıvamı oturmuş gibi. Bir denesene!" Ağzını açıyor ve sana içirmeye başlıyor. İçin ısınıyor ama tat alamıyorsun. Sadece yoğunluk oluşuyor damağında. "Şimdi rutin kontrol vakti. Bakalım sana verdiğim maddeler ne alemde?" Dikişlerinden birinin yakınlarına iğne yapıyor. Zaten mecalin yok yaşamaya, muşmulaya dönüyorsun adeta. Ardından eline neşter alıp dikişi keserek açıyor. Elleriyle yarığı aralıyor ve dikkatlice bakıyor. "Hmmm, bence her şey yolunda. Sen de bak bakalım." Aynayı ayarlıyor ve sana yarığı gösteriyor. İçeride mavi renkte kristalimsi parçacıklar şeffaf bir torbadan bedenine karışıyor. Ardında aynayı uzaklaştırıp yarığı tekrar dikiyor. "Fazla oynaşma, olur mu? Zaten yapamazsın ama deneme lütfen." Adamın konuşmaya devam ettiğini duyabiliyorsun fakat bir süre sonra ses daha uzaktan ve boğuk gelmeye başlıyor. Çok geçmeden görüşünü kaybediyor ve hemen ardından da bilincinin yavaş yavaş yok olduğunu hissedebilliyorsun. Bunun Dufo'nun sonu olmadığına adın gibi eminsin fakat bir şeylerin sonu olduğu da aşikar. Son kez debelenmeye çalışıyorsun ve yokluğa karışıyorsun.

Gözlerini açtığında kendini rastgele bir hastanenin hasta odasına benzer bir yerde buluyorsun. Bu odayı hatırladığın odalardan ayıran tek şey ise tek bir camın bile olmaması. Henüz bulanık görürken etrafına bakınmaya karar veriyor ve önünden birkaç hemşire kılıklı kadının geçtiğini görüyorsun. Kendileri seninle arada bir göz kontağı kursa da yanına yaklaşmıyor. Hatta bu bir süre sonra o kadar belirgin oluyor ki birine seslenmeyi deniyorsun ama kadın bunu fark ettiği anda hızla odadan çıkıyor. Çıktığı kapıya göz gezdirince kapının çelikten yapıldığını fark ediyorsun. Kapıda bile saydam bir kısım yok. Görüşün keskinleştiğinde duvarda kocaman bir yazı olduğunu fark ediyorsun. "Deneklerle İletişim Kurmak Yasaktır" yazan tabelayı gördüğün gibi az önce yaşadığın etkileşim anlam kazanıyor. Kendi kendine buraya nasıl geldiğini anlamaya çalışırken tanıdık bir yüz kapıdan giriyor. Çılgın bilim adamının ta kendisi geldiği gibi senin yatağına geliyor ve elini uzatıyor. "En başarılı deneğimi nerede görsem tanırım! Umarım her şey yolundadır. Şu an hiçbir yan etki hissetmiyor olman lazım." Adam elini tutuyor ve yanında bulunan yataklara bakıyor. Sen de göz attığında odanın ne kadar geniş olduğunu anlıyorsun. Odada seninkiyle birlikte yaklaşık on yatak var ve her birinde yatan insanlar var. Adam tekrar gözlerini sana çeviriyor ve "Şimdi her şeyi açıklayacağım, iyi dinle." diyor.

Çılgın bilim adamı odanın ortasına geçiyor, her ne kadar akustik hepinizin duymasına yetecek şekilde olsa da yanında getirdiği bir megafonu açıyor ve konuşmaya başlıyor. "Gedhilfe Bilimsel Araştırma Enstitüsü'ne hepiniz hoş geldiniz! Ben Doktor Yolt, sizlerle eğitim programımız süresince ben ilgileneceğim. Biliyorsunuz ki üstünüzde deneyler yapıldı ve size bu deneylerin ne olduğuyla ilgili herhangi bir bilgi verilmedi. Ama merak etmeyin, biz dürüst insanlarız ve başınıza ne geldiğini size uzun uzun anlatacağız. Bu enstitü kıtada bulunan farklı yeraltı kaynaklarını kullanarak yeni güçler elde etme üzerine kurulu. Deneklerimize güç uyandırabilecek çeşitli kaynakları enjekte ediyor ve oluşan tepkimeleri gözlüyoruz. Sizler başarılı bir şekilde bu güçleri kazandınız. Ve tebrik ederim ki sizler şu anki deneyin ilk başarılı örneklerisiniz! Bu her ne kadar büyük bir başarı olsa da aynı zamanda oldukça dikkatli olmamızı gerektiriyor. Bu nedenle sizleri bir eğitim programına sokmaya karar verdik. Bu eğitim programında yeni güçlerinizi nasıl kullanacağınızı, ülkemizin tarihini ve yakın geleceğini öğreteceğiz. Elbette eğitimden mezun olduğunuzda da gitmekte özgür olacaksınız. Hepinize başarılar dileriz!"
Off Topic
Konu sonlanmıştır.

Ödüller
Dufo Slitshut
• 75 IP
• Kavrama (+1)
Off Topic
Ana Kurguya katıldığınız için dağıtabileceğiniz 10 stat puanı bulunmaktadır.
Off Topic
Bir sonraki konu 3 gün sonra açılacaktır.
Off Topic
Konunuz Ana Kurgu etkinliğinden sonra gerçekleşmiş sayılacaktır. Şu andan itibaren Ana Kurgu etkinliğinden bahsedebilirsiniz.
Locked

Return to “Gama”

cron