[Vaka] Sızıntı

#1
Karanlık bir gün.

Endud Asgama'nın isteği üzerine resmi gazeteler taş bir anıt üstüne dikilmeye başlıyor. Bu nedenle birçok işçi Hefiksel meydanında kara bulutlar ve yağmur damlaları eşliğinde var güçleriyle çalışıyorlar. Her hafta anıtın değiştirilmesi bir hayli yorucu olsa da halk arasında iyi para aldıkları söyleniyor ve konu geçiştiriliyor. Bu geçiştirme sadece birkaç hafta içinde bile bir gelenek haline gelmiş gibi duruyor. Asgama, olaylardan sonra birden fazla pot kırmış olsa da halk tarafından desteğini hiç kaybetmiyor ve aksine sahip olduğu destek gün geçtikçe artıyor. Böylelikle Asgama da gün geçtikçe kuvvetleniyor ve Pakt'ın gözardı edemeyeceği bir kişi haline geliyor. Asgama, Tihami'ye olan bağlılığını, en azından halkın gözünde olan halini zedelememeye dikkat etse de dıştan olan ve dış kıtayı bilen insanların yardımı olmadan sınırlı günleri olduğunun farkında olduğunu verdiği askeri ve siyasi kararlarla her gün belli ediyor. Bunun bir diğer örneği ise bugün, sizler yoluyla gerçekleşiyor. Asgama'nın karşısında, Asgama'nın odasında dikiliyor ve sözlerini dinliyorsunuz. İçeri girmeden önce askerlerin size tekrarladıkları kulaklarınızda çınlıyor. "Hazır oldan çıkmayın. Çıkarsanız tutuklarız."

"Öncelikle geldiğiniz için teşekkür ederim yoldaşlar. Sizler ülkemiz için çok değerlisiniz ve sizin bu bağlılığınızı size önemli görevler vererek, sizi karar verici yetkilerle rütbelendirerek onurlandırmak istiyorum. Bugün sizi çağırma sebebim aramızda kalırsa Güney Tihami için en iyisi olur. Lafın ağzınızdan kaçması veya kasıtlı olarak çıkması durumunda bizi siyasi bir krize sokabilirsiniz. Bunun gerçekleşmesini istemediğinizi umuyorum. Sizden Kuzey Tihami'nin Gama şehrine sızmanızı istiyorum. Bu görev sadece ve sadece sizin için olacak ve yanınızda herhangi bir komiser veya yetkili göndermeyeceğim ancak çoktan orada olan iki ajanımız sizinle buluşacak ve bir plan oluşturup göreve koyulacaksınız. Asıl amacınız ise halkın nabzını ölçmek olacak. İster ev ev, ister sokak sokak gezeceksiniz ve halkın siyasi durumunu hem ölçecek, hem de bizim temsil ettiğimiz siyasi görüşe alıştırmaya, yöneltmeye çalışacaksınız. Herhangi bir sorunuz var ise sormaktan çekinmeyin." Soru sormaktan çekinseniz de özgür iradenizi etkilemiyor.
Off Topic
Esenlikler dilerim, bu konuda GM olarak ben, yani Barisu ile ilerleyeceksiniz. Pasiflik süresi 168 saattir. (7 gün)

Re: [Vaka] Sızıntı

#2
Midem bulanıyor. Ne kadar buradayız? Yine nereye gidiyoruz? Artık her şeyi boşvermiş, Shisha'nın peşine takılmış, akıntıda ilerliyor gibi hissediyorum kendimi. En azından bir amacımız var diye geçiştirmiş olsam da tüm bu düşünceleri, arada bir gelen kusmalarım aslında psikolojik olarak kendimi bastırdığımı gösteriyor belli ki. Livei'yi görüyorum rüyalarımda. Onun kokusunu, teninin vücuduma dokunuşunu hayal ettiriyor beynim bana. O zaman aşırı mutlu uyanıyorum. Ancak gözümü açtığım anda tüm gerçekler aklıma gelince tekrar bir buhran. Buraya geldiğimizden beri Asgama ile ilgili bir sürü gelişme oldu. İlk başlarda takip etsem de, artık televizyon görmek istemiyorum. Shisha'ya kapattırıyorum bazen. Gazetelerdeki aptal saptal anıt muhabbeti de umrumda değil. Her gün yatıp uyumak, bir daha uyanmamak istesem de Shisha'ya tutunmuş durumdayım tüm gücümle. Yine bunalıma kapılıp gidemem. Bir sürü şeyi arkamda bırakmışken burada duramam. Kendimi zorlamalı, başarmalıyım.

Pek elleşmediler bizi bir süre ama bugün Asgama bizi bizzat çağırmış. Shisha'nın yanında hiç ağzımı açmadan ilerledim. Bir o sakinleştirebiliyor bu sıralar beni. Aklımdaki bu karanlık düşüncelerden uzaklaştırıyor. Oldukça yüksek bir boş yapma kabiliyetine sahip kendisi. Asgama'nın odasına giderken askerler hazıroldan çıkmamamız gerektiğini tembihlediler bize. Yarıya düşmüş göz kapaklarımla baktım yüzlerine ifadesiz bir şekilde. Kollarımı açtım üstümü aramaları için. Djurat'taki rahatlıktan sonra böyle ciddi ve düzenli bir ortama gelmek hoşuma giden bir şeydi ama dışarıda sigara içip mi girseydik acaba? Shisha'nın arkasından Asgama'nın odasına girdim sakin bir şekilde. Hazır oldan çıkmadan Asgama'nın önünde dikildik.

Asgama teşekkür etti bize, yoldaşlar olarak hitap etti ancak içimde hiçbir yakınlık hissemedim ona karşı. Savaş meydanında bizi bırakıp giden bir adamdı. Shisha'nın orada olması gerekiyordu bence. Shisha'nın söyledikleri ile kazanmıştık ve o insanları sonuna kadar savaştırmaya çalışmıştı. Asgama gibi korkaklık yapmamıştı. Ülke için değerli olduğumuzu ve bağlılıklarını göstermek için önemli görev vereceğini söyledi. Saçma. Ben, savaş görmüş biriydim şu anda. Psikolojik destek almam gerekiyorken bir göreve yollamaları saçmaydı. Ya orada yaşadıklarımı hatırlarsam? Görev gizli bir görevmiş belli ki, kimseye anlatmamamız gerektiğinden bahsetti Asgama. Gama şehrine gitmemizi, ajan olarak oradaki halkın nabzını ölçmemiz gerekiyormuş. Asgama belli ki, Kuzey Tihami'de, kendi destekçisi kaldıysa onları buraya aldırmak ya da orada bir ayaklanma çıkartmak istiyordu. Verdiği görev pek bir kavga dövüş içermiyordu. Çok gariptir ki, normalde hep sakin bir şekilde takılmak isterken, şu an bu görevin biraz koşuşturmacalı olmasını istemiştim. Konuşma işlerini Shisha hallederdi. Benim ne konuşacak, ne birilerini ikna edecek modum vardı. Bu yüzden sorumuzun olup olmadığını sorduğunda sessizce Shisha'yı bekledim. Belki bir soracağı vardır. Ardından da ifadesiz ve duygusuz bir şekilde konuşmaya başladım. "Sayın Asgama." dedim. "Geçmişimi, Djurat'ı bırakıp yepyeni bir sayfa açtım hayatımda. Artık Güney Tihami vatandaşıyım. Bu yüzden kimliğimin değiştirilmesini ve bana Tihami'li ismi verilmesini talep ediyorum."
Yan Çar/Podosḧi Øfinuafeme


Buraya kısa saçlı bok imzası gelecek
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Sızıntı

#3
Off Topic
Shisha Shøge adlı oyuncu ilk habersiz pasifliğini gerçekleştirmiştir.
Bok: Sorunu şaşkınlıkla karşılayan Asgama, kafasını kaşıyor ve "Böyle bir şeye gerek var mı ki? Aidiyet hissiyatına ihtiyacın olabilir tabii ama..." Bir süre düşünüyor ve seni süzmeye başlıyor. Gözlerine baktığı anda "Eza..." diyor. "Eza yeşil anlamına gelen üniseks bir isim. Ne dersin?" Oluşan kısa süreli bir sessizliğin ardından "Sen yolda iyice düşün, belgeleme işlerini döndüğünüzde halledelim. Bir başkasının karar vermesini istemeyebilirsin. Eğer tıkanır ve isim bulamazsan tüm kütüphanelerimizde Tihami dilinde isimler sözlüğü bulabilirsin."

Asgama, sandalyesinden kalkıyor ve masasından aldığı bir kağıdı Shisha'ya teslim ediyor. "Burada ajanlarımızla buluşacağınız yerin adresi yazıyor. Kapıdan çıkacaksınız ve park edilmiş lacivert arabaya bineceksiniz. Araba Miatiha P.S. 44 model. Eminim daha önce görmemişsinizdir, ikinizin de ülkesinde siyasi sebepler veyahut iklimden ötürü popüler değil. Bu sebepten ötürü adresin olduğu kağıda logosunu çizdim, oradan anlayabilirsiniz." Asgama ile vedalaşıyor ve yolunuza koyuluyorsunuz. Binadan çıkıyor ve arabayı logoya bakarak tespit ediyor, arabaya biniyor ve kimin kullanacağına karar verip yola çıkıyorsunuz. Kağıda göz atıyorsunuz ve yolun tahmini olarak 2 saat süreceğini fark ediyorsunuz. Bu durum, size konuşmak için birer bahane oluyor. Birkaç haftalık ayrılığın hasretini giderme vakti gelmiş gibi görünüyor. Hem de oldukça nostaljik, masum bir çocuğu öldürdüğünüz sırada da bir arabanın içinde tek başınıza yoldaydınız.
Off Topic
Arabayı kimin kullanacağını RP içinde kendiniz karar verebilir ve buna göre ilerleyebilirsiniz.

Re: [Vaka] Sızıntı

#4
Söylediklerimden sonra Asgama'nın kaşları kalktı şaşkınlıkla. Hala dümdüz durmuş, bana söylendiği gibi hazıroldan çıkmamıştım. Büyük ihtimalle beklemiyordu benden böyle bir istek. Neden beklemiyordu ki? Tihami, Djurat'ta sevilmezdi. Eskiden aralarında savaş olmuştu ve Djurat, Tihami'yi işgal etmeye çalışmıştı. Tamam, Pakt'tan sonra düzelmişti diplomasileri ancak Djurat kinci bir ülkeydi. Oradan gelmiş biri olarak Tihami'de neden Djurat ismim ile var olayım ki? Üstelik daha önce de dediğim gibi, değişmeliyim artık. Djurat bana tamamen kaybolmuş birini hatırlatıyor sadece. İsmim beni üzmekten başka bir işe yaramıyor. Livei'nin kulağıma fısıldadığı, bana hitap ettiği bu isim sadece mutsuzluk getiriyor yüreğime. Asgama ile sessizce durduk odada. Sonra gözlerimiz birbirimize kenetlendi. Asgama'nın dudakları aralandı ve "Eza." dedi. Yeşil anlamına geliyormuş. Gözlerimin yeşilinden dolayı bunu söylemişti. Garip diye düşünmeden edemedim. Bana bakıldığında gözlerimin rengi Djurat'ı en çok anımsatan şey iken bu ismi seçmiş olması, geçmişimi asla tam olarak silemeyeceğimi kanıtlar nitelikleydi. Kafamla onayladım bu ismi kabul ettiğimi belli etmek için. Yolda düşünmemi, belge işlerini görevden sonra halledeceğimizi söyledi. "Teşekkür ederim." dedim ifadesizce.

Adam oturduğu yerden kalkıp Shisha'ya bir kağıt verdi. Bakmak istemiyordum kağıda. Bir şey bilmek istemiyordum artık. Eskiden olsa her şeyi bilmeyi, kontrol altında tutmayı isterdim. Ancak ilgimi ve heyecanımı iyice kaybetmiş gibi hissediyordum. Bineceğimiz arabanın şeklini tarif etti Asgama bize. Gidebileceğimizi söylediğinde "İyi günler." dedim ve fazla uzatmadan çıktım ofisinden. Shisha konuşmak istiyorsa konuşabilirdi. Sağda solda hazırolda durmuş askerleri görmemezlikten gelerek çıktım dışarı. Çok garipti. Yani, belki Shisha için garip olmayabilirdi çünkü o bir krallıktan geliyordu. Ben ise cumhuriyet ile yönetilen bir ülkeden geliyordum. Bu kadar ciddiyet, baskıcı bir görüntü yoktu. Hoşuma gitmedi değil, yine de... Garip. Dışarıda durup etrafımıza bakarken bir sigara çıkardım paketten, sonra da Shisha'ya uzattım paketi alsın bir tane diye. Ağzımdakini yaktıktan sonra o da kendininkini yaksın diye elimdeki çakmağı fırlattım. Yani, Asgama'nın söylediği arabanın hangisi olduğunu anlamak oldukça kolaydı. 44 model olduğu için çok yeni ve güzel olmalıydı, üstelik lacivert renge sahip araba sokakta sadece bir tane vardı. Sigaradan bir nefes alıp yüdürüm arabaya doğru.

Shisha'ya baktım delici bir bakışla. Bundan önce Shisha kullanmıştı arabayı ve ne olduğunu hatırlamak istemiyorum. Bu yüzden ben kullanacağım. Elimi uzatıp anahtarı bana atması için kaşlarımı kaldırdım. Shisha anahtarı bana verince de bu güzel lacivert güzelliği boydan boya severek ön kapısını açtım ve ön koltuğuna kuruldum. Shisha binene kadar aynaları ve koltuğu ayarladım. Camı açtım. Sigaramın külünü camdan atacaktım. Shisha yan koltuğuma oturduğunda da anahtarı çevirdim. El frenini indirip 1. vitese aldım, debriyajdan ayağımı yavaşça kaldırıp arabayı hareket ettirdim. Sonra da gaz yardımı ile park edildiği yerden çıkarttım arabayı. Djurat'ta evim teşkilata çok yakın diye araba almamıştım. Ehliyetim vardı, sürmeyi biliyordum ama arabam yoktu. Eğer böyle gezmeli görevler çok verirlerse bu lacivert güzelliği üstüme zimmetletebilirdim kim bilir? Motorun sesi, hareketlerinin narinliği, yanından geçtiğimiz insanların güzelliğine baka kalması... Gerçekten mükemmel bir arabaydı. Vitesi 2'ye almak için debriyaja sertçe bastım ve vites kolunu geriye doğru çektim. Ara yollarda ilerlerken "Ee." dedim Shisha'ya. Daha önce arabaya bindiğimizde böyle, ben gerizekalı hareketler sergilemiştim. Bu yüzden bundan konuşmak istemiyordum. Onun yerine onu görmediğimde neler yaptığını ve nereye gideceğimizi sormaya karar verdim. "Nasılsın? Nereye gidiyormuşuz?" dedikten sonra sol elimdeki sigaradan bir nefes çekip, sol dirseğimi arabanın camına dayayıp oradan direksiyonu kontrol etmeye başladım. Solak olduğum için vites olayları biraz tersti ama alışırdım 5-10 dakikaya.
Yan Çar/Podosḧi Øfinuafeme


Buraya kısa saçlı bok imzası gelecek
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Sızıntı

#5
Bok isim değişikliğini dile getirdiğinde Asgama kadar ben de şaşkındım. Hayatına yeniden başlamak istemesi başka, Tihami kültürüne kendini dahil etmesi başka bir şeydi. Cidden istediği bu muydu? Onu tanımaya başladığımdan beri daha da kötüye gidiyordu. Başımızdan geçen her olay Bok'un üzerinde bir iz bırakıyor gibiydi. Gerçi herkes için böyleydi bu. Yaşadıklarımızı sırtlayıp ilerliyorduk ne de olsa. Geride bırakmak kolay olmuyordu. Ancak Bok için bu yükü taşımak daha da zorlaşıyor gibiydi. Yeterince güçlü bir insan değildi. Belki de herkesten benimki gibi çelikten sinirlere sahip olmasını beklememeliydim. Ayrıca Bok'a sahip çıkmalıydım. Beraber geçireceğimiz bu yolculuk ona iyi gelecekti. Aklı hala o kızdaydı. Biliyordum. Tihami'ye geldiğimizden beri görüşmelerimizde bir iki kere lafını da açmıştı zaten. Yaşadığımız maceralara bakınca bu vaka bir tatil gibiydi benim için. Doğrusunu söylemek gerekirse pek de umursamıyordum vakayı. Akşamdan kalmaydım yine. Arabaya doğru ilerlerken alnımdaki bandanamı ve aceleyle çıktığım için yanlış iliklediğim gömlek düğmelerimi düzelttim.

En azından araba sürecektim. Bok'un uzattığı paketten bir sigara alıp, yine onun uzattığı çakmakla sigaramı yakmıştım. Direksiyonun bulunduğu koltuğa doğru yöneldiğimde Bok'un elini bana uzattığını gördüm. Ağzımda sigarayla geveledim. "...ne?" Anahtarı istiyordu. Yahu, sen hayatında araba mı sürdün. Direksiyona oturmadığında bile adam öldürüyorsun. Seni direksiyona koysak ne olacak kim bilir...ama ne yaparsın? Dost işte. Bok'u da tüm hatalarıyla kabul etmek benim büyüklüğümün bir simgesiydi...kısmen. Oflayıp pufladım bir iki kez. Sonra anahtarı fırlatıp yan koltuğa geçtim. Bayağı da süresim vardı bu arabayı. Neyse, keyfi olsun çocuğun. Ancak yine de anlık bir moral bozukluğuyla ağzıma hakim olamadım. Bok cümlesini bitirdiği anda konuştum. "Bok. Seninle şu başını ağrıtan kız hakkında konuşmamız lazım. Şimdi olması şart değil. Kafamıza göre." ...dememeliydim ama bilmeye hakkı vardı. Sonuçta kız muhtemelen bana aşıktı. Hatta kanıtları da vardı yani. Bence vardı. Dizimi torpidoya yasladım ve Bok'a yol tarifi vermeye başladım. "Sola dönecen." Bir yandan elim radyodaydı. Hoşuma gidecek bir müzik arıyordum.
"I know your anger, I know your dreams
I've been everything you want to be"
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Sızıntı

#6
Garip bir sessizlik eşliğinde yolu yarılıyorsunuz. Yol boyunca birkaç hafta önce yaşananları hatırlıyor ve sokaklarda gördüğünüz insanların ne kadar değiştiğini gözlemliyorsunuz. Tihami'yi ilk olarak bir savaş alanı olarak görme şansı yakalayan iki yabancı olarak şimdi daha stabil ama daha depresif bir havaya bürünmüş bir ülke ile karşılaşıyorsunuz. İçinizdeki en büyük soru işareti Kuzey'in ne durumda olduğu oluyor, ki şu an başında olduğunuz görev bu soru işaretini ortadan kaldıracak gibi görünüyor. Ara sokaklardan birinde bir grup protestocuya rastlıyorsunuz ancak hükümetin aksine Pakt'ı protesto ediyor gibi görünüyorlar. Yakınlarında bulunan polislerin protestocuları alkışladığını ve kendilerine yol açtığını görüyorsunuz. Hatta protesto o kadar büyüyor ki bir süreliğine yolu kapatıyorlar ve beklemenize sebep oluyorlar. Bu bekleyiş sohbet etmeniz için uygun bir ortam oluşturuyor.

Birkaç dakikalık bekleyişin ardından sınıra iyice yaklaştığınızı fark ediyor ve kağıdı tekrardan inceliyorsunuz. Bir sınır kapısında Güney tarafının güvenlik ekibinin sizi gizlice içeri sokacağı bilgisi bulunuyor. Bu sınır kapısına ulaştığınızda uygulamanız gereken prosedür ise oldukça garibinize gidiyor. Kızıl saçlı bir adamın güvenlik görevlisi olduğu söyleniyor ve bu kişinin hemen Gedhilfeli olduğu kanısına varıyorsunuz. Bu güvenlik görevlisinin yanına gitmeniz ve kendisine 'Biz çay götüreceğiz.' demeniz bekleniyor. Bunu yaptıktan sonra da güvenlik görevlisinin sizi geçireceği ve gerekli eşyaları vereceği söyleniyor. Anlaşılan sınıra yaklaşsanız da geçmeniz gereken birkaç sokak daha var. Bir süre daha yolculuk keyfi yapabilirsiniz gibi görünüyor.

Re: [Vaka] Sızıntı

#7
Kişisel sebeplerden ötürü bu tura yazamayacağım.
"I know your anger, I know your dreams
I've been everything you want to be"
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Sızıntı

#8
Off Topic
Bok Jemipech adlı oyuncu ilk habersiz pasifliğini gerçekleştirmiştir. Shisha Shøge adlı oyuncu ilk haberli pasifliğini gerçekleştirmiştir. Konu önümüzdeki hafta devam edecektir.

Re: [Vaka] Sızıntı

#9
Tihami griye boyanmış gibiydi. Doğru tabir bu olurdu. Karanlık bir havası yoktu. Çünkü bir savaş kazanılmıştı. Ancak bir arada kalmışlık hakimdi sokaklara. "Ee, şimdi ne olacak?" dercesine, ağzında sigarasıyla endişeli şekilde sokaklarda yürüyen insanlar her yerdeydi. Eh, doğal bir süreç olmalıydı bu. Ne olacaktı ki başka? Tihami dünyayı yenmişti. Yani artık dünyaya karşıydı. Aynı savaşın farklı türlerine nasıl katlanacaklardı? Ülke ticari açıdan sıkıntılar yaşayacaktı. Belki birkaç yıl acılı geçecekti ama sonradan kalkınacaklardı. En azından ben böyle düşünüyordum. Tabi bu ülkenin kalkınması için Shisha'yı herhangi bir bakanlığın ya da ordunun başına geçirmeyi akıl edebilmeleri lazım. Protestocular yüzünden ilerleyecek alan bulamadığımızda ben de bir sigara yaktım. Kenarda köşedeki bir kahve dükkanından bir kahve almak istiyordum ama dışarısı çok kalabalıktı. Bok'Un meraklanmaya başladığını biliyordum. Dakika başı göz ucuyla beni süzüyordu. Sevgilisi hakkında diyeceklerimi merak ediyordu. Ah, Bok, ah mal seni. Ne alaka olum? Niye sevsin kız seni? Garip herifin tekisin zaten. Bir de şu dazlak kafalı halin var tabi. Neyse, seni bu kızdan kurtarmak da bize düştü.

Sınıra yaklaştığımızda yapacaklarımız belliydi. Gedhilfe'li elemanı gördük ve arabayla yanına yaklaştık. Camı indirdim ve ağzımdaki yarım sigarayı son kez içime çekip yere attım. "Günaydın...biz çay götürecez." dedim ve beklemeye başladım.
"I know your anger, I know your dreams
I've been everything you want to be"
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Sızıntı

#10
Arabayı kullanırken sakin sakin, bir yandan da cama dayadığım kolumla sigara içiyordum. Takmışım üçüncü vitese asfalt benim, yollar senin ilerliyorken yanımda Shisha benimle Livei hakkında konuşmak istediğini söyleyince kaşlarım kalktı. "Livei hakkında mı?" dedim. Şaşırdığımı belli eden bir şekilde. Harbi ya, bu ikisi savaş sırasında konuşmuşlardı ve sanki birbirlerine biraz aşina gibilerdi. "Ne demek bu? Nasıl konuşmak?" diye geveledim gözlerimi yoldan ayırmadan. Biraz sessiz kaldıktan sonra "Bak." dedim. Daha ciddi bir tavır takınmıştım yüzüme. "Ben seçimimi yaptım. Senin yanında olmayı seçtim tamam mı? Livei kafamı karıştırmıyor artık." Güzelce de bir yalan ile süslemiş oldum cümlelerimi. Livei tabi ki kafamı karıştırıyor. Onu seviyorum, onunla bir hayat geçirmek istiyorum ama çok geç. Hem o çekti gitti, hem ben başka yolu seçtim. Bu yüzden sohbetini açmak istiyor muyum Shisha ile bilmiyorum. Üstelik beni Livei yüzünden azarlamasını da hiç istemem. Shisha radyoyu ayarlarken, ben de söylediği gibi soldan dönmek için sinyal verip sol tarafa yaklaştım. Neyse ki daha yol varken söylemişti de, ani bir dönüş yapıp trafiği riske atmak zorunda kalmamıştım.

Tihami'deki insanların normal yaşantılarına dönmelerini görmek biraz garipti. Ülke eskiden tatil için geldiğim mavimsi vibe'ını kaybetmiş, daha grimsi bir havaya bürünmüştü. İnsanlar fazla sessiz, çevre daha düzensiz, pis bir ülke gibiydi. Deniz kokusunu alıyordum ama bu sefer bana yaz tatilini değil, savaşı hatırlatıyordu. Araba yolculuğumuz Shisha'nın radyoda bulduğu Tihami şarkısı ile devam etti. Şarkılar da bir garipti. Djurat'ta sadece Gedhilfe müzikleri dinlerdik. Pakt Dilinde ya da Gedhilfe Dilinde olurlardı. Tihami Dili, bu insanlarla savaşırken de bir garip gelmişti. Shisha ne düşünüyordu acaba? O Dusha'nın kültüründen uzak bu ülkeye ayak uydurmakta zorlanmış mıydı? Bir protesto yüzünden yolumuz tıkandığında arabayı boşa alıp, trafikte fazla yakıt yakmaması için kontağı kapattım. Bu sırada Shisha da sigara yakmıştı. Göz ucu ile baktım ona. Ne söylemek istiyordu acaba Livei hakkında? Umursuyordum tabi ki, sonuçta sevdiğim kızdı bahsi geçen kız. Ancak dediğim gibi, Shisha tarafından aklımın başıma gelmesi için azarlanmak da istemiyordum artık. Protestolar artık Pakt'a karşıydı ancak nedeni neydi ki? Artık yoktu Pakt bu sınırlarda. Gereksiz.

Sınıra gelince, bize bahsedilen Gedhilfe polisini gördük. Shisha'dan da onay almak adına bir bakış attım. Onayı alınca arabayı yanına yanaştırdım. Shisha kendi tarafındaki camı açtı. Ben de dönüp kızıl saçlı adama baktım şöyle bir. O sabah, koskoca bir mangayı patlatıp öldüren canlı bombadan pek bir farkı yoktu tip olarak. İfadesiz kalmaya devam ettim bu yüzden. Konuşma işine karışmak gibi bir düşüncem yoktu. Bu yüzden Shisha'nın çay götüreceğini söylemesini ve adamın cevaplamasını dinleyecektim sadece.
Yan Çar/Podosḧi Øfinuafeme


Buraya kısa saçlı bok imzası gelecek
► Show Spoiler
Locked

Return to “Hefiksel”

cron