Re: [Vaka] Balo

#11
Livei: Kral Deith, kendisine yöneltilen ilk sözün senden geldiğini görüyor. Kral, söylediğin sözlerin ardından tebessüm ediyor ve konuşmaya başlıyor. "Asıl ben teşekkür ederim. Refah seviyenizin yüksek olduğunu düşünmeniz beni mutlu etti ve emin olun ki bunun sebebi ben değilim. Bu ülkenin günümüzdeki haline yükselmesinin yegane sebebi sizin gibi insanlar. Dusha vatandaşlarıyla iç içe yaşamış birinden böyle laflar duymak beni gelecekte ülkelerin önyargıdan uzak, mutlak bir barış dönemini yaşatabileceğine inandırıyor." Kral, cevabını verdikten sonra üstüne ekleme yapıyor. "Kraliçe Livei ile oturmak istersen buraya geldiğiniz yoldan geri dön ve binanın dışında sol taraftan ilerle. Livei orada olmalı. İki Livei birlikte çay içersiniz."

Yald: Ardından Kral Deith, senin sorularını dinliyor ve gülümseyerek cevap veriyor. "Nyast spi fru brench elp thramz sengz munt cho bok fri dyo dhælmængz bop a Gedhilf?" Kral, çeviremediğin laflarının üstüne hafifçe gülüyor ve konuşmasına devam ediyor. "Elbet bölümünü okuduğunda dili konuşabilir hale gelmiyorsun, ne yazık ki bunun farkındayım. Daha çok bilgi odaklı, kültürel açıdan öğretici derslere sahip bir bölüm. Sana bu konu hakkında verebileceğim tek tavsiye bir kütüphaneye gidip eski büyük sözlüklerden birini eline almak ve sürekli olarak kelime hazneni geliştirmek. Küçük yaştan beri dili akıcı olarak konuşmamın en büyük yardımcısı kelime haznemin genişliği oldu. Tabii ki gramer bilgisine de sahip olman gerekiyor, ama bu daha sonra gelir diye düşünüyorum." Cevabını verdikten sonra masasını bıraktığı kitabı eline alıyor ve konuşmasına devam ediyor. "Okuduğum kitap, anonim bir yazarın yazdığı Gedhilfçe bir kitap. Eski Gedhilfe insanlarının yaşam tarzlarını anlatan edebi bir roman. Kitabın bu kıtadaki tek örneği benim elimde. Belki bir gün akıcı Gedhilfçe konuşmayı ve okumayı öğrenirsen bu kitabı sana hediye edebilirim."

Diğer memurlardan soru gelmediğini gören Kral Deith, ekibe son sözlerini söylüyor. "Size görevinizi anlatmak bana düşmez, bu işin uzmanları sizlersiniz. Sizden umudum yüksek ve her şeyin üstesinden rahatlıkla geleceğinize inanıyorum. Şimdiden hepinize kolay gelsin arkadaşlar." Kısa bir iç çekiyor ve kısık sesle söyleniyor. "Şimdi gel de tek tek kıyafet ayarla, onu bunu düzelt, her şeyi kontrol et..."

Kwær: Kral'ın sözleri bittikten sonra kendine rahatlıkla uykuya dalabileceğin bir yer bulmak için şatonun içinde ilerliyor ve boş bir oda buluyorsun. Kral Deith tamamen serbest olduğunuzu söylediği için içeri giriyor ve kestirmeye başlıyorsun. Yaklaşık beş dakika içinde ayak sesleri duyuyorsun ve uykun açılıyor. Tekrar kestirmeye çalışırken birkaç genç kızın kıkırdamasını duyuyorsun ve bu durum tekrar uykunun açılmasına sebep oluyor. Her ne kadar sürekli uykuya dalmaya çalışsan da sürekli uykunu bölecek şeylerle karşılaşıyor ve üç saati bu döngü içinde geçiriyorsun.

Livei: Kralın belirttiği konuma gidiyor ve Kraliçe Livei ile karşılaşıyorsun. Kraliçe Livei, seni gördüğü anda gözleri fal taşı gibi açılıyor ve sana sesleniyor. "Hoş geldiniz sayın polis memuru. Râhat oturun lütfen. Bihoş değilsinizdir diye ümid ediyorum." Kraliçe'nin gösterdiği nezaket ve saygı seni şaşırtıyor. Kral ile oldukça zıt bir insan olduğunu fark ediyorsun. Kraliçe'nin yanına oturmanla birlikte seninle konuşmaya başlıyor. "Asayişin sağlanması hususunda a'lem-i ulema-i zaman olduğunuzu bilhasa idrak edebiliyorum. Kudretli ve meşakatli bir müstahdem olduğunuza mêmunum." Laflarının ardından sana bir soru yöneltiyor. "Böyle emr-i müşkil, i'tisar içeren hususlara nasıl dayanıyor, baş kaldırıyor ve asayişi korumayı başarıyla sürdürüyorsunuz?"

Yald ve Meinsu:
Üç saat boyunca şatoda vakit geçiriyor ve çeşitli kısımlarını geziyorsunuz. Krala kıyafet hazırlayan tasarımcıların koşuşturması, şeflerin masalara yemek yetiştirmesi ve temizlikçilerin deli gibi etrafı temizlemesiyle oluşmuş karmakarışık düzenin içinde kalıyor ve olanları hüsranla izliyorsunuz.


Üç Saat Sonra
Balo saati gelip çatıyor ve hepiniz giriş kapısında toplanıyorsunuz. Havanın lacivert rengine bürünmesiyle birlikte lüks arabalarından inen ve binaya giren soyluların sayısının da arttığını rahatlıkla gözlemleyebiliyorsunuz. Komiser Yots, hepinize sesleniyor. "Telsizlerinizin çalışıp çalışmadığını kontrol etmeyi unutmayın arkadaşlar. Elimizde altı tane kağıt var. Her birinize birer kağıt vereceğim ve her biriniz tek bir kişiyi korumakla görevlendirileceksiniz. Elbette bu kişilerin dışında herhangi bir insanın sıkıntıya düştüğünü görürseniz onlara da yardım etmenin göreviniz olduğunu unutmayın. Bu kişilere isterseniz kendinizi tanıtabilir, isterseniz uzaktan koruyabilirsiniz, tamamen size kalmış. İnsanlara kabalık etmemeye özen gösterin. Bu arada, ne yazık ki nerede olduklarını bilmiyoruz, yani istediğiniz yeri arayıp konumlarını tespit edeceksiniz." Komiser Yots, sözlerini bitirdikten sonra her birinize birer kağıt uzatıyor ve kendisi de şatonun içine giriyor. Size de kağıtlarınızda belirtilmiş soylu aile üyelerini bulmak düşüyor.

Livei:
Brichi Smidalmunst; Kahverengi kısa saçlara, mavi gözlere ve siyah bir göz bandına sahip, orta yaşlı bir beyefendi.

Kwær:
Wændz Dhærom; Kırmızı saçlara, mavi gözlere ve esmer ten rengine sahip, açık ve gayriresmi giyinen, genç bir hanımefendi.

Meinsu:
Dikt Smidalmunst; Kahverengi kısa saçlara ve mavi gözlere sahip, genç bir beyefendi.

Yald:
Yangk Navd; Beyaz saçlara, kahverengi gözlere sahip, kısa boylu, yaşlı bir beyefendi.

Re: [Vaka] Balo

#12
Böyle bir durumdan istifaden herkes sorularını krala soruyordu. Bir daha böyle bir şans kimsenin eline geçmezdi sonuçta. İlk önce kralın egosunu okşamak, daha sonra da sorulan sorular... Belki de egosunu okşanmasını hak ediyordur, bilemezsiniz. İlk sorunun cevabı ile ilgilenmemiştim. Ama sonra ki sorunun cevabına nedense gülesim gelmiş ve kendimi son anda tutmuştum. Eski dilde şakalar, şakalar...

Kral konuşmasını bitirdikten sonra odadan çıkmıştım. Bu kadar büyük yerde umarım bir yer bulabilirdim kendime uyumak için. Bir kaç dakika sonra büyük bir oda bulmuştum. Büyük dediğim, benim evden daha büyük bir odaydı bu. Ceketimi masanın kenarında duran sandalyenin arkasına asmış ve eşyalarımı da masanın üstüne koyarak yatağa uzanmıştım. Gözlerimin kapanması ile uykuya dalmam, bir kaç dakika geçmeden de uyanmam bir olmuştu. Cidden bu kadar büyük bir yerde ayak sesleri duyuluyor muydu ya? Tekrar uyumaya çalışmıştım ama bu sefer de bir kaç gülme sesiyle birlikte tekrar gözümü açmıştım. Anlaşıldı, görev bitene kadar bana uyku yoktu sanırsam. Yastığı kafamın üstüne koymuş ve sesleri bastırmaya çalışmıştım. İşe yaramasa da biraz uyumak istiyordum...

3 saatin sonunda üstümü ve saçımı düzeltmiş, ceketimi, eşyalarımı alarak odadan çıkmıştım. Toplanma yerine gelmiştim. Bir kaç dakika sonra tüm ekip toplanmıştı. Komiser Yots sözlerin bitirmiş ve içeri girmişti. Kemerime asılı olan telsizi elimi alıp denemiştim. Çalıştığını teyit ettikten sonra tekrar kemerime asmıştım. Komiserin elime tutuşturduğu resme dikkatlice bakmıştım. Hoş bir kadındı. Esmer, mavi gözlere sahip, kızıl saçları olan ve.... Evet fiziği de güzel bir hanımefendi. İsmi de Wændz Dhærom demek ki. Etrafa bu tarife uyan kişilere bakıp, teyit edecektim.
Last edited by Kwær Yantodz on Mon Jun 15, 2020 6:18 pm, edited 1 time in total.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Balo

#13
Kralın cevabını dinledikten sonra başıyla teşekkür anlamında selam vermişti Livei. Kralın ırkçılığın olmadığı barış dolu bir dünyanın hayalini kuruyor olması genç kızı mutlu etmişti. Kendisini tanıtmadığı halde kralın onun ismini biliyor oluşu ve buna atıfta bulunması da Livei'yi biraz heyecanlandırmıştı. Herkes konuşmasını bitirdikten sonra odayı sakin adımlarla terk etti. Kralın tarif ettiği yoldan giderek kraliçe ile biraz muhabbet etmeyi planlıyordu. "Buraya geldiğin yoldan geri dön ve binanın dışındaki sol taraftan ilerle." diye kendi kendine mırıldandı. Kaybolursa bu koca şatoda yolunu asla geri bulamayabilirdi.

Neyse ki genç kız kaybolmadan Kraliçe Livei'nin çayını yudumladığı bahçeye ulaşabilmişti. Kraliçe onu gördüğü için oldukça şaşırmış gibiydi. O kadar kibar konuşuyordu ki Livei istemsiz bir misafir olduğu için negatif duygularını bastırma amacında mıydı yoksa bu onun her zamanki hali miydi emin olamamıştı. Kral ile kraliçenin birbirlerinden ne kadar farklı olduğunu gözlemleme fırsatına nail olmuştu. İkisinin tavırları arasındaki uçuruma gülmemek için kendisini zor tutarak kraliçeyi büyük bir saygıyla selamladı. "Habersiz gelişim için kusuruma bakmayın kraliçem. Kralımızla görüştükten sonra yanınıza gelebilmek adına izin aldım. Sizinle tanışmak benim için bir onurdur." Bir solukta ezberlediği cümlesini sarf ettikten sonra kraliçenin onu buyur ettiği yere oturdu. Kraliçe oldukça konuşkandı. Livei yanına oturur oturmaz onunla sohbet etmeye başlamıştı. Seçtiği kelimelerden nezaket dersi aldığı belli oluyordu. Livei yalnızca bir köylü kızı olduğu için bu kadar şatafatlı konuşmasını bilmiyordu. Elinden geldiğince nazik konuşmaya gayret gösteriyordu. Kraliçenin ona yönelttiği sorunun ardından gülümseyerek cevap verdi. "Bil mukabele kraliçem. Bize bahşedilen yetenekleri ülkemiz adına kullanmaktan mutluyuz ve gerekirse bu hususta canımızı bile veririz. Biz bu görev aşkı ve bilinci ile motive oluyoruz. Lütfen bize güvenmekten çekinmeyin." Biz dili kullandığı için biraz pişman olmuştu ama tüm polis arkadaşları adına konuşmak ona kendisini daha güvende hissettiriyordu.

Üç saatin ardından herkes balo kapısının girişinde toplanmıştı. Soylular yavaş yavaş balo salonunu doldurmaya başlamışlardı. Komiser Yots'un uyarısı üzerine telsizinin çalışıp çalışmadığını kontrol etmişti ve ardından sorumluluğunda olan soylunun fotoğrafını incelemişti. Kısa kahverengi saçlı, tek gözünde göz bandı olan ve mavi gözleri olan bir beyefendiydi. Livei istemsizce göz bandıyla kapatılmış gözüne ne olduğunu merak etti. Bunu sormak kabalık olur muydu acaba? Sonuçta kızın işi bu değildi. Ancak bu detay sayesinde bu şahsı kolayca bulabilirdi. Gözleriyle bütün salonu taramaya başladı. Bu kişiyi bulduktan sonra kendini resmi bir şekilde tanıtacak ve kişisel koruması olduğunu beyefendiye ifade edecekti. Nasıl bir insan olduğunu bilmiyordu ama hiçbir şey söylemeden bütün gece onu takip ediyor olması tuhaf bir tepki almasına sebep olabilirdi. Amacını söylemenin en iyisi olduğuna kanaat getirdi.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Balo

#14
Ben bu tur özel sebeplerden dolayı yazamayacağım anlayışınız için teşekkürler.
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Balo

#15
Kralın cevaplarını dinlerken kendi içinden keşke konuşsaydım diye geçirdi. Bunu yapacak özgüvene sahip olmadığını hatırlayınca kendi kendine üzgün şekilde biraz düşünmeye başladı. Konuşma bitince herkesin ardından odadan çıktı. Etraftaki yaygın iş zelzelesini izlemekten başka yapacak birşeyi yoktu.

Balo zamanı geldiğinde içeriye giren misafirleri inceliyordu. Hepsi birbirinden şık, birbirinden şatafatlı insanlardı. Kıyafetleri bile ne kadar prestijli olduklarını belli ediyordu, zaten kraliyet balosundan daha azı beklenemezdi. Etrafı ararken bir anda aklına gelmesi ile telsizin çalışıp çalışmadığını kontrol etti. Ardından verilen kağıttaki özellikleri inceledi. Kahverengi kısa saçlı, mavi gözlü birisiydi fotoğraftan çıkardığına göre. Etrafa biraz baktıktan sonra direkt gözünün önünde olduğunu görünce yavaşça yüzüne vurdu. Yanına doğru ilerlerken direkt görevinden bahsetme kararı aldı. En iyisi buydu, ruh hastası gibi görünmek istemiyordu. Önce kendini tanıtacak, ardından ise onu belli bir mesafeden izleyeceğini nedeni ile söyleyecekti. Adamın çok tatlı bir yapısı var gibi durduğundan ters ve ya garip bir tepki vermeyeceğini düşününce derin bir nefes aldı ve yanına gitti.
Image
"Artık kendimi geride tutmayacağım."
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Balo

#16
► Show Spoiler
Off Topic
Meinsu Selsei, bir GM ile oynanan konularda GM belirtmediği takdirde karakterinin kesin bir sonuca ulaştığını belirtirsen bu 'meta' olduğu için geçerli sayılmaz. Bu bağlam içerisinde GM, bulman gereken kişiyi bulduğunu belirtmediği için bulmuş varsayamaz, sadece aradığını belirtebilirsin. Bu sebeple bulduğun kısmını geçersiz sayıyorum.
Off Topic
Yald Krishodz, pasiflik yapacağını bildirdiği için uyarı almamıştır.
Kwær: Bulunduğunuz konumda etrafı gözlemeye başlıyor ve hala soyluların arabalarıyla şatoya gelmeye devam ettiğini fark ediyorsun. Gözlemlediğin arabaların birinden kağıtta yazan profile tam olarak uyan bir kadının indiğini görüyorsun. Genç kadının ardından arabadan genç bir erkeğin de indiğini görüyorsun. Bu genç erkek, kadının aksine siyah saçlı ve kahverengi gözlü bir erkek. Genç kadın, yanındaki adamın koluna giriyor ve şatoya doğru ilerlemeye başlıyor. Bulunduğunuz konumdan hızlıca geçiyor ve şatonun kapısında bulunan görevlilere ismini belirtiyor. İsmini belirttiği sırada "Dhærom" soyadını söylediğini duyabiliyorsun. Kapı görevlisi, genç kadını ve erkeği balo salonuna yönlendiriyor. Dışarıdan balo salonunu gözlüyor ve içeride en az 60 insan olduğunu görebiliyorsun. Genç kız, kısa süre içinde kalabalığın içine karışıyor. Peşinden gidip tekrardan konumunu tespit etmen gerekecek gibi görünüyor.


Wændz Dhærom
► Show Spoiler


Livei: Balo salonuna giriyor ve gözlerinle taramaya başlıyorsun. Aramaya başladığın sırada canlı müzik başlıyor ve bu dikkatinin dağılmasına sebep oluyor. Her tarafta kahkaha atan soylu insanlar, birbirleriyle flört eden gençler ve müziğin başlamasıyla dansa kalkan kişiler günlük yaşantında oldukça uzak olduğun türde görüntüler oluşturuyor. Bu kalabalığın arasında tek başına oturan ve şarabını yudumlayan, göz bantlı bir adama gözünü kestiriyorsun. Bu adam elindeki kağıtta bulunan profile tamamen uyuyor. Adamın bulunduğu yere ilerliyor ve kendini tanıtıp görevini belirtiyorsun. Bunun üstüne adam şarabından bir yudum daha alıyor ve sana sesleniyor. "Kralınız korumaya ihtiyacım olduğunu neden düşündü bilmiyorum ama lüzum yok, lütfen gözüme gözükme." Adam kafasını canlı orkestraya çeviriyor ve şarabından bir yudum daha alıyor.


Brichi Smidalmunst
► Show Spoiler


Meinsu: Etrafı gözlüyor ve gözüne kağıttaki profile uyan birini kestiremiyorsun. Balo salonuna doğru baktığında profile uyan birini bulmanın kalabalık yüzünden zor olacağını fark ediyorsun. O sırada saray mutfağından bir kızın yüksek sesle bağırdığını duyuyorsun. "Dikt, çabuk buraya gel ve etrafta koşuşturmayı bırak, çocuk değilsin artık!" Saray mutfağına doğru ilerlediğinde genç adamın orada olduğunu fark ediyor ve kendi yaşlarında bir kız ile konuştuğunu görebiliyorsun.


Dikt Smidalmunst
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Balo

#17
Balo salonu o kadar kalabalık ve gürültülüydü ki burada hiç tanımadığı birisini aramak samanlıkta iğne aramaya benziyordu Livei için. Aksilik de bu ya, tam bu esnada canlı müzik başlamıştı. Etraftaki gülücük saçan, hayatın endişelerinden uzak ve kayıtsız kalmış bu insanların arasında olmak genç kızı kısa bir süreliğine huzursuz etmişti. Bu insanlar zengin ailelerde doğmuşlardı ve muhtemelen ömürleri boyunca zorluk nedir görmemişlerdi, görmeyeceklerdi. Kendileri gibi bir başka soylu ile evlenip sonsuza dek huzurlu bir hayat yaşayacaklardı. Öte yandan Livei'nin varlığını kanıtlaması için ömrü boyunca didinmesi ve çabalaması gerekiyordu. Bunun adil olmadığını hissetse de onların yerinde olmak istemezdi. Hayatı kaçıran kendisi değildi, onlardı. Hiçbir zaman bir şeyleri gerçekten öğrenemeyeceklerdi ve hayatı gerçekten yaşayamayacaklardı. Sahip olduklarının kıymetini bilmenin lezzetine ulaşamayacaklardı. Livei hayatını seviyordu. Koşturmak, meşgul olmak, kendini görevine adamak onu oyalayan; hayatına anlam katan bir olguydu. Bu düşünceler genç kızın ruhunun tellerini hafifçe titretti. Bir görevi olduğunu hatırlayarak içine düştüğü çukurdan silkinerek uyandı.

Kalabalığın ortasında, köşesine çekilmiş, sessizce şarabını yudumlayan bir figür dikkatini çekti. Elindeki fotoğrafa yeniden göz attı. Aradığı kişinin bu adam olduğuna emindi. Duruşundan partileri oldukça sevdiği (!) belli oluyordu. Livei adamın etrafındaki "Benden uzak dur." aurasını şimdiden hissetmeye başlamıştı. Ne ile karşılaşırsa karşılaşsın kibarlığından taviz vermemeliydi. Şu anda bir görevdeydi, bu insan ondan yaşça ve rütbece büyüktü. Saygılı olmak zorundaydı. Yoksa kendini hayal kırıklığına uğratacaktı. Sesli bir şekilde yutkunduktan sonra sakin adımlarla adamın yanına gitti ve selam verdi. "Merhaba. Siz Brichi Smidalmunst olmalısınız. Ben polis memuru Livei Nyawodz. Bu gece boyunca korumanız olarak yanınızda bulunuyor olacağım." Adam, genç kızın yüzüne bile bakmadan ifadesiz bir şekilde şarabını yudumlamış ve "Kralınız korumaya ihtiyacım olduğunu neden düşündü bilmiyorum ama lüzum yok, lütfen gözüme gözükme." demişti. Lütfen gözüme gözükme mi? Livei bu işi kıçının zevkine yapmadığını belirtmeyi unutmuş muydu? Adam tek bir cümleyle Livei'nin sinirlerini tepesine çıkartmayı başarmıştı. Livei zoraki bir gülümseme ile "Üzgünüm ama bunu yapamam. Bana bir görev verildi. Sizi rahatsız etmeden uzaktan korumalığınızı yapacağıma emin olabilirsiniz." dedi. Adam Livei'yi dinlemiyordu bile. Orkestraya bakarken şarabını yudumlamaya devam ediyordu. Livei istemsizce suratını astı. Adamı net olarak göreceği ve hareketlerini takip edeceği bir köşeye gidip gözüne gözükmeden bu geceki görevini bitirecekti. Kendisiyle daha fazla muhatap olursa saygı sınırlarını aşacağını hissediyordu.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Balo

#18
Krala aklındaki soruları sormasının ardından yanıt bekliyor. Kral hafif bir gülümsemeyle Yald'a eski dillerden biriyle cevap veriyor. Yald 4 sene bu bölümü okumuş olsa bile kralın dediğini anlamadığı için önce bir şaşırıyor. Ardından kral Yald'a ufak bir kaç tane tavsiye veriyor kendini geliştirmesi hususunda. Bu olay Yald'a orta okul zamanlarındaki öğretmenini hatırlatıyor. Onu bu tek düze hayattan kurtaran , ufkunu açan ve yaşamak için sebep veren orta okul öğretmenine. Kralın bu konuşmasının ardından Yald'ın krala olan saygısı daha da artıyor.

Üstüne üstlük eğer Gedhilfçesini geliştirirse okuduğu kitabı ona hediye edebilirdi. Yald bunu duyduğunda yüzünde istemsiz bir gülümseme oluştu. Ardından kimsenin sorusu gelmeyince kral ufak bir konuşma yapıp işinin başına dönüyordu. Bu sırada Kwær biraz kafa dinlemek için uzaklaşmış Livei ise kraliçe ile görüşmeye gitmişti. Kalanlar ise Yald ve Meinsu idi. Bunlarda önlerindeki üç saati şatoyu gezerek geçiriyordu.

Üç saatin ardından hepsi giriş kapısına toplanıyordu. Hava biraz kararıyor ve bununla birlikte balonun misafirleri de yavaş yavaş gelmeye başlıyordu. O sırada Komiser Yots ekibi yanına çağırıyordu. Telsizleri kontrol etmelerini istiyordu her şeyden önce. Çünkü böyle bir görevde ekip arası iletişim her şeyden daha önemliydi. Ardından elinde tuttuğu altı adet kağıdı ekibe dağıtıyor ve bu kişileri korulamalarını istiyordu. Tabi bu demek değildi sadece kağıtlardaki misafirleri koruyun. Bu ekip balodaki her kişiden sorumluydu. Fakat sorun şu ki kimse onların yerlerini bilmiyordu , yani bu demekti ki Yald ona verilen kağıttaki kişiyi önce bulup yerini saptayacak ve ardından da kendini ona tanıtacak. Yald biraz iç çekse de bunun bir görev olduğunu tekrar aklına getiriyor ve kağıttaki kişiyi misafirlerinde bulunduğu salonda aramaya başlıyordu.
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Balo

#19
Meinsu olduğu yerde adamın nerede olduğunu kestirmeye çalışıyordu. Balonun üzerinde bıraktığı ortam izlenimi şu ana kadar pek iyi değildi, insanları çok hızlı okuyabildiğini düşünüyordu, kimin ne olduğu belliydi onun için. Bunları düşünürken kalabalığa doğru kendi kendine kısa bir "of" sesi çıkardı. Bu kadar insanın içinde birini bulmak değil nefes alacak yer bile bulmak zordu, gözlerini devirdi ve insanları incelemeye devam etti. Asla böyle bir baloda düzgün bir misafir olamayacağını düşününce gülümsedi, böyle birşeyi istemezdi. O kendisi tek başına tüm gün kitap okumayı böyle şatafatlı bir partiye tercih ederdi. Birde elbise olayı vardı tabi, her ne kadar normal elbiselerini sevsede burada misafirlerin giyiniş şekli gibi giyinemezdi. Büyük ihtimal dengesini kaybedip yere düşerdi, kendini rezil etmiş olurdu üstelik. Kendinin rezil olduğu onlarca senaryosu düşünürken bir ses duydu.

Saray mutfağının tarafından gelen sese doğru döndü, cümlenin içinde "Dikt" mi geçmişti yoksa? Hemen incelemek için oraya doğru ilermeye başladı, her ne kadar emin olmasada eline geçen bu fırsatı kullanmalıydı yoksa adamı bulma ihtimali uçan bir fil görme ihtimalinden azdı.

İlerledikten sonra karşısına çıkan adamı görünce derin bir rahatlama sesi çıkardı, fotoğraftaki adamın tıpa tıp aynısı olduğundan ve isminin aynı olduğundan o olduğuna neredeyse emindi. Yavaşça beyefendinin yanına yaklaştı.
"Merhaba, ben Meinsu. Konuşmanızı bölmek istemezdim ancak sizi bilgilendirmem gereken çok önemli bir durum var. Sizi, Dikt Smidalmunst'u, korumam için görevlendirilen bir polis memuruyum. Sizin ricanıza göre yakınınızda durabilir ya da sizi uzaktan izleyebilirim rahatsız olmayacağınız şekilde. Herşeyi sizin isteğinize bırakmak sizin balodan çıkaracağınız zamanın iyi olması için tabi."
Gülümsedi, kendine güven kazandırmak istiyordu daha çok. Meinsu sert bir reddedilmeye hazır şekilde bekledi, daha önceden alışıktı. Çok ruh hastası gibi görünmediğini umdu, içine kapanıklığın en büyük sorunu buydu. Sosyal iletişimde direkt yere gömülüyordunuz. Cevabı beklerken sözlerini kestiği için kendini kötü hissetti ancak bunu şimdi yapmazsa özgüveni için daha yapamazdı
Image
"Artık kendimi geride tutmayacağım."
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Balo

#20
Şaşalı bir balo, şık arabalar, şık insanlar... Bir de onların korumalığını yapan bizim gibi insanlar. E gerçi işimiz buydu. Korunması gereken insanları korumak. Bunun için polis oldum ne de olsa...

Önce elimde ki kağıda sonra da arabadan inen misafirlere tek tek bakıyordum. Bu değil, bu hiç değil. Bu ufaktan benziyor ama o da değil. Neredeydi bu kadın be?! Bir kaç dakika sonra güzel bir araba gelmişti. 'Bundan çık bari de işimi kolaylaştır' diye düşünürken şoför arka kapıyı açmıştı. Tarife uyan kadındı bu. Elimde ki fotoğrafa son bir defa bakmış ve teyit etmiştim. Evet oydu. Ama arabadan bir kişi daha inmişti. Bir erkekti. Wændz Dhærom isimli kadın o adamın koluna girmişti. Kapıda ki görevliye ismini söyleyerek içeri girmişti. Evet, bu aynı isimdi.

İçeri girdiğinde üstümü başımı düzeltmiş ve içeri salona girmiştim. Gözlerimle Wændz Dhærom'u arıyordum. Eğer bulursam kendimi nazikçe tanıtmayı düşünüyordum. Sırf komiser dedi diye nazik olmam gerekiyordu şimdi. Ben hiçbir zaman nazik olmadım ki arkadaş! Zorlanacağım bir konuydu sanırsam bu. Belki de bir konuşma hazırlamalıydım:

"Sayın Wændz Dhærom. Güvenliğiniz polis teşkilatımız tarafından, balo boyunca." yok bu olmazdı... "Sayın Wændz Dhærom. Verdiğim rahatsızlığı mazur görünüz. Balo boyunca güvenliğiniz polis teşkilatımız tarafından sağlanacaktır. Korumalığınızı bizzat ben yapacağım efendim." Evet evet. Böyle bir şey olabilirdi. Eğer şu kadını bulursam kendimi böyle tanıtabilirdim.
Image
► Show Spoiler
Locked

Return to “Kraliyet Şatosu”

cron