[Livei Nyawodz] Kızıl Kan Cemiyeti

#1
"Onlar Deinzei milletinin yüz karası amına koyayım. Benim tüm can ve mal varlığımı koyduğum bu yolu elimizden alamazlar."

"Herkes farklı bir yoldan ilerliyor, ne diyeyim oğlum? Bu adamları durdurmaya kalkışsak anca zamanımızdan gitmiş olacak. Bırakalım kendi kendilerini çökertsinler."

Karşınızda duran bir hayli gergin olan kızıl saçlı herif bir anda masaya vuruyor ve sözlerine devam ediyor. "Sikerim öyle işi Mavi, tamam mı? Ben bu ülkede yıllardır iş bulamıyorum kökenimden dolayı, adamlar artık ders kitaplarına bile koymaya başlamış. Sen biliyorsun ulan, artık elimde başka seçenek kalmayınca fırına gittim, adam memleketimi öğrenince direkt üslubunu değiştirdi. Ulan fırıncı bu kadar bilgi sahibiyse 'kimse bilmiyor' klişesini kafamızdan atalım artık amına koyayım, kimin ne olduğu, kime nasıl davranıldığı belli. Şimdi çıkmış bir grup orospu çocuğu terör saldırılarını çözüm bellemiş, her gün Deinzeilerin çoktan bok yoluna gitmiş ününü daha da sikip atıyorlar." Mavi, yere bakıyor ve sonra da senin yüzüne solgun bir ifadeyle bakıyor. "Mavi, ben sana dürüst bir şekilde ne istediğimi söylüyorum kardeşim. Ya şu örgütü yok ederiz, ya da ben siktir olup gider, bir köprünün altında açlıktan ölürüm. Bir halk olarak bile birleşemiyorsak bizim izlediğimiz yolun dışına çıkan adamları barındırmayacağız aga."

Muhabbeti dikkatli bir şekilde dinledikten sonra sabahtan beri başına neler geldiğini hatırlatıyorsun kendine. Önceki sefer ile aynı saatte Mavi kapında belirmiş, seni evinden almış ve Trablo Meydanı'nda olan tavernalardan birine, bir örgüt üyesiyle tanıştırmaya getirmişti. Bu örgüt üyesi ise örgüt ile ilk defa göz göze geldiğin, neredeyse bir yavru kediyi öldürdüğün ve hayatının dönüm noktası olacak örgüte katılma kararı verdiğin günde gördüğün bir adamdı. Poker masasındaki agresifliği ile sana kendini basitçe tanıtmış olan adam, ya da birkaç dakika önce öğrendiğin adıyla seslenmek gerekirse Friks, hala agresif bir adam olduğunu şu an oturduğunuz masada da göstermeyi başarıyor. Mavi ise sana dönüyor ve fikrini almak için hazırlanıyor. "Kızıl Kan Cemiyeti dediğimiz ekip Deinzeilerin en büyük yüz karaları olabilirler. Çeşitli terör saldırılarıyla itibarımızı düşürüyorlar ve bizim gibi konuşma ve zararsız eylemlerle bir yerlere varmak isteyen insanların işini de zorlaştırıyorlar. Eğer amacımız onları ortadan kaldırmak ise nerede olduklarını biliyorum. Sığınakları değişmediyse tabii. Eee, ne diyorsun Livei? Senin görüşün ne bu konuda?" Friks de gözlerini sana dikiyor.


Friks
► Show Spoiler

Off Topic
Esenlikler dilerim, bu konuda GM olarak ben, yani Barisu ile ilerleyeceksiniz. Pasiflik süresi 48 saattir. (2 gün)

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl Kan Cemiyeti

#2
Masada oldukça gergin bir konu konuşuluyordu ancak Livei'nin keyfi oldukça yerindeydi. Sebebi ülke kralı bay çokbilmişi haksız çıkarmış olması mıydı, desteklediği örgütün fazla iyi niyetli oluşuyla savunduğu değer yargılarına birebir uyum göstermesi miydi yoksa böyle önemli bir mesele konuşulurken yeni bir üye olmasına rağmen ön safhada yer alması, fikirlerinin sorulması mıydı emin değildi. Belki de hepsinin bir karışımıydı. İsmini yeni öğrendiği Friks ile Mavi arasındaki tartışmayı pür dikkat takip ediyordu. Mavi soğukkanlı bir insan olmasına rağmen Friks fazlasıyla heyecanlıydı. Masaya vuruyor, aslan gibi kükrüyor ve problemini dile getiriyordu. Pek de haklıydı sözlerinde.

Tüm bu aşamaya nasıl gelmişti? Pek değişik bir şey olmamıştı aslında. Mavi yine gizemli bir şekilde kapısında belirmiş ve onu yine birisiyle tanıştırmak istediğini söylemişti. Herkesle taksit taksit tanışmak Livei'ye yorucu gelmeye başlamış olsa bile gizli kalmaları gerektiğinin bilincinde olduğundan hayıflanamıyordu. Friks ile tam olarak yeni tanışıyor sayılmazdı. Mavi ile tanıştığı gün poker masasında gördüğü ve iğrendiği klasik Gedhilfe erkeklerinden biri olduğuna o an kanaat getirdiği yüzlerden birisiydi. Onlarla eninde sonunda tanışacağını biliyordu. Keşke diğerleri de burada olsalardı. Friks'in gerginliğini dengeleyecek birileri iyi olurdu.

Mavi'nin ona yönelmesi ile irkildi. Böyle önemli bir konuda fikrinin alınması gururunu okşamış olsa bile söyleyeceği her şey ateşi körükleyebilirdi. Üstelik bu kadar ciddi bir karar vermede sözü olacaksa her şeyi enine boyuna düşünmeliydi. "Önce bir sakin olalım. Konuşuyoruz burada." dedi Friks'e doğru gözlerini devirerek. "Bu örgütün Deinzei itibarına ne kadar zarar verdiğini anladım. Onları ortadan kaldırma işinin eksilerini ve artılarını konuşup buna göre karar vermek daha doğru olur. Ben kendi fikrimi belirteyim." Boğazını temizledikten sonra devam etti. "Sesli düşüneceğim. Çok sevgili kralımız bana terör saldırılarından ötürü Deinzei topluluğuna karşı hiçbir sempatisi kalmadığını açıkça belirtti. Kralın negatif enerjisini bu kadar çekmenin hayrımıza olmayacağı kesin. Deinzei itibarını kurtarmak için bu örgütü yok etmek mantıklı olabilir. Ki aynı duyguları taşısak ve aynı amaca doğru ilerlesek bile yöntemlerimiz farklı olduğundan ötürü çıkar çatışmaları yaşayabiliriz ve bu da bir şekilde birbirimize düşmemize sebep olabilir." Bir süre durduktan sonra başını öne eğdi. "Ancak bu uğurda kendi adamlarımızı kaybedebiliriz. Kendi amaçlarımıza zarar verebiliriz. Geri dönülmez yaralar alabiliriz. Daha da kötüsü, onlara karşı kaybedip yok edilebiliriz. Ya da kazanabiliriz ancak kralı ve halkı niyetimizin farklı olduğuna ikna etmekte başarısız olabiliriz. Üstelik Deinzei topluluğu zaten bir avuç insan kadar kalmışken birbirlerini yok etmeleri bana çok acıklı geliyor." Sesli düşünmeye devam etti. "Ancak bir şey yapmadan beklersek de yine ilk dediğim çıkar çatışmalarını yaşayıp yine bir şekilde savaşmak durumunda kalabiliriz. Malumu ertelemek gibi olur. Hatta o kadar beklemek bizi dezavantajlı konuma da sokabilir." Mavi'ye yöneldi. "Saldırmak mantıklı gibi dursa da böyle bir kararda net bir fikir belirtmek bana zor geliyor. Bizim adamlarımız toplamda kaç kişi? Ne kadar güçlüler? Karşı taraf kaç kişi? Ne kadar güçlü? Ne gibi silahları var? Veya savaşmadan orta bir yol bulmak bu insanlarla mümkün mü? Daha önce denendi mi? Bunlar hakkında hiçbir fikrim yok."
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl Kan Cemiyeti

#3
"Ben sana duyman gerekeni söyleyeyim bak." diyerek söze atılan Friks, hemen ardından cebinden bir sigara çıkarıyor, yakmaya yelteniyor ve tam o sırada kendisine doğru gelen garsona dönüp "Yolunu yordamını sikerim geri dön hemen." diyor. Bunu duyan garson hızlıca arkasını dönüyor ve oflayarak başka bir masaya servis yapmaya gidiyor. Sigarasını başarılı bir şekilde yakan Friks, bir fırt çektikten sonra "Bizim adamımız var elbet ama kaliteli adam desen üç beşi geçmez moruk. Onlarda ise kaliteli adam yok, ama bizden yüzlerce daha fazla adam var. Ha nedir, liderleri biraz taşaklı bir herif. Ama onun dışında bize kafa tutacak bir herif yok onlarda. Üstünlükle bile kazanamazlar. Silah desen zaten çoğumuz makinayız be kardeşim, makina. Silah milah bunları siktir et sen, konu itibarımız olduktan sonra silaha mı kaldık amına koyayım?" Mavi, iç çekiyor ve sana dönüp "Orta yol bulmak imkansız, adamlar takıntılı. Bir kere değil belki onlarca kez denedik barışmayı, kaynaşmayı. Hatta sana bir olay anlatayım hemen." diyor.

Mavi, Friks'e el işareti yapıyor ve Friks kendisine bir sigara uzatıyor. Mavi, sigarasını yaktıktan sonra ayağa kalkıyor ve kapıya yöneliyor. Kapıya doğru ilerlerken garson ile karşılaşıyor ve elini omzuna koyup başını eğiyor. Ne konuştuklarını duyamıyorsun ancak garsonun gülümsediğini görebiliyorsun. Mavi'nin ardından kapıdan çıkıyorsun ve anlatacağı hikayeyi dinlemeye koyuluyorsun. "İki taraf da aslen aileler tarafından yönetiliyor. Belirli aileler var ve bu ailelerin en itibarlı elemanı lider seçiliyor. Zamanında eski bir liderimiz, Frum ve Ser'in huzurunda göklerde ağırlansın, büyük bir yemek hazırlamıştı ve Kızıl Kan Cemiyeti'ni yöneten aileyi de yemeğe davet etmişti. Hem bir orta yol bulma amacındaydı, hem de gerçekten adam yapısı gereği kimseye kin duymayan, zararsız bir adamdı. Masalar kuruldu, davetliler geldi, yemekler yendi ve bize oracıkta sürpriz saldırı yaptılar. Neredeyse bana çok yakın olan insanları kaybediyordum. Kimse ölmedi ancak o olay da iki tarafın ilişkisini bir daha açılmamak üzere kapatmış oldu. Durum bu yani."

Bir süre sonra Friks yanınıza geliyor ve hesabı ödediğini belirttikten sonra hep birlikte yola koyuluyorsunuz. Nereye gittiğinizi anlamaya çalışırken Mavi'ye bakıyorsun ve o da sana baktıktan sonra Friks'e bakıyor. Friks de her ikinizle göz teması kurduktan sonra Mavi'ye dönüp "Karar senin moruk, ben ne yapacağımı çoktan söyledim. Artık aranızda mı halledersiniz, sen mi son sözü söylersin bilmiyorum. Gün batmadan halledelim şu işi." diyor. Mavi tekrardan sana bakıyor ve "Ben kendilerine saldırmaktan yanayım Livei. Senin son kararın ne?" diyor.

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl Kan Cemiyeti

#4
Friks'in küfür dolu cümlelerini midesi bulanarak dinlerken başına elleriyle masaj yapmaya başladı Livei. Böyle erkeklerin etrafında olmaya alışık değildi. Kızıl renkte gördüğü her şey genç kızın migren atakları geçirmesine sebep oluyordu. Biricik Bok'u neredeydi acaba? Onu bu kızıllıktan kurtarmasına ihtiyacı vardı. Uzun siyah saçlarına gömülmek, nazikliğinde boğulmak, kokusunda kaybolmak istiyordu. Onunla Tihami'ye gitmemeyi kendisi seçmişti ancak yokluğu her geçen gün daha da ağırına gidiyordu. İlk başta örgütü ve ülkesini tercih ettiği için pişmanlık duymasa da ilerleyen her gün onda yeni "keşke"ler oluşturuyordu. Biricik Bok... Ne yapıyordu? Sağlığı yerinde miydi? Tihami'de aradığı huzuru bulabilmiş miydi? Kendine yeni bir yuva kurabilmiş miydi? Hala kendisini düşünüyor ve hatırlıyor muydu?

Kızıl Kan Cemiyeti'nin sayıca onlardan daha üstün olduğunu duymak Livei'nin baş ağrısını katlamıştı. Friks onları alt edeceklerinden o kadar emin bir şekilde konuşuyordu ki genç kız yüksek testosterona sahip bir erkek olmanın keyifli bir şey olduğunu düşünmeye başlamıştı. Şu an bu odada tek aklı başında insan olarak Mavi'ye güveniyordu. O ne derse kabul edecekti. Mavi orta yol bulmanın imkansız olduğunu söylediğinde ona inanmıştı, daha fazla açıklama dinlemesine gerek bile yoktu. Yine de dinleyecekti. Mavi'nin ayağa kalkıp odadan çıkmadan evvel garsonun omzuna dokunup bir şeyler söylediğini fark etti. Her ne söylediyse garsonun yüzünde büyük bir gülümseme oluşmuştu. Aynısını Livei'nin de duymaya ihtiyacı vardı zira gülümsemek istiyordu. Bir tebessüm uğruna takip etti genç adamı peşi sıra.

Mavi'nin anlattığı hikayeyi dinledikten sonra düşünceli bir şekilde başını eğdi. Nereye gittiklerini bilmiyordu ancak yolu değil adımlarını izliyordu. Friks haklıydı. Kararı Mavi'nin vermesi daha iyi olacaktı. "Ben kendilerine saldırmaktan yanayım Livei. Senin son kararın ne?" Şehadet vakti gelmişti öyleyse. Livei derin bir iç çekip Mavi'nin gözlerine yöneltti bakışlarını. "Sen öyle diyorsan öyle olsun Mavi." dedi pek de gönüllü olmayan bir ses tonuyla. "Ne ile karşı karşıya olduğumuzu tam olarak bilmesem de tüm gücümle size destek olmaya hazırım." diye devam ederken sağ elinin parmak ucunda minik bir kıvılcım çıkardı. Ateş stilini öğrendiğinden beridir böyle minik oyunlar yapmaya bayılıyordu. Kendisini havalı hissediyordu. Belki çakmak görevi bile görebilirdi. Örgütte herkes sigara tiryakisi olduğu için işe yarardı.
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl Kan Cemiyeti

#5
Kendisini onaylamanla birlikte Mavi de Friks'e dönüp "O zaman bir plan oluşturalım ve uygulayalım, Friks." diyor. Friks, hafif sırıttıktan sonra yolunu değiştiriyor ve "Mekana gidelim o halde, üç kişi nereye gideceğiz amına koyayım." diyor. Mavi ile birlikte Friks'in gittiği yoldan ilerliyorsunuz ve örgüt üyeleriyle ilk karşılaştığın yere geliyorsunuz. Karşınıza ilk olarak Dushalı olduğunu düşündüğün adam çıkıyor. Friks, adama el işareti yaparak sesleniyor. "Hop, Shira! Mevzu var." Adının Shira olduğunu öğrendiğin adam sizi görünce gülümsüyor ve yanınıza geliyor. "Nasılsınız beyler? İki soluklanalım da öyle yola çıkalım isterseniz. Ve siz...?" Shira, yüzüne anlamsız bir ifadeyle bakarken ismini söylüyorsun ve ismini duyduğu anda parmağını şıklatıp "Hah, tamam. Mavi bahsetmişti sizden. Hoş geldiniz efendim hareketimize." diyor. Mekanda bulunan masalardan birine oturuyor ve sizler de oturunca çay servisi yapması için bir başka üyeye sesleniyor. Çaylarınız gelince Friks'e dönüp olaydan bahsetmesini istiyor ve şu ana kadar duyduğun her şey masada tekrar konuşuluyor.

Shira, başını sallıyor ve "Tamam, kabul ediyorum." dedikten sonra hareketteki rolünün ne olduğunu ortaya çıkaracak bir muhabbete girişiyor. "O halde planımız şu. Herkes çayını içip evlerine dağılıyor. Bu geceye kadar aramızda element kullanıcısı olan kim varsa takviye tüplerini yokluyor ve en az 4 tane olduğuna emin olup bana geri dönüş yapıyor. Telefon numaramı paylaşacağım ve evde olacağım, istediğiniz zaman arayabilirsiniz. Ardından herkes teker teker Trablo meydanının farklı bölgelerine konuşlanıyor ve birbirimizin göz hizasında olacak kadar yakın, birlikte gözükmeyecek kadar uzak şekilde en önde ben olmak üzere yürüyerek nerede yaşadığını bildiğim bir Kızıl Kan üyesinin evine gidiyoruz. Kendisini kaçırıyor, az biraz işkence ediyor, fotoğrafını çekiyor ve posta yoluyla Kızıl Kan Cemiyeti sığınağına yolluyoruz. Gerisi bende kalsın. Şu an kafanızı yormanıza gerek yok. Beni biliyorsunuz zaten. Siz de zamanla tanırsınız Livei hanım, biz genelde böyle plan yapıyoruz. Ekibin stratejik dehası ben sayılırım." Herkes planı onayladıktan sonra Shira "Aklınıza takılan bir şey varsa lütfen söylemekten çekinmeyin. Yanlış kararlar vermemize sebep olabilir." diyor ve herkese tek tek bakıyor.


Shira
► Show Spoiler

Off Topic
Karakterin bir soru sorsa da sormasa da eve gidişini RP turuna dahil edebilirsin.

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl Kan Cemiyeti

#6
"Mekan" dedikleri yer, genç kızın örgüt üyeleri ile ilk kez buluştuğu ve küçük bir oyuna maruz kaldığı yerdi. Gittiklerinde onları sima olarak tanıdık bir yüz karşılamıştı. İsminin Shira olduğunu öğrendiği, ten ve saç rengi Dushalıları andıran bu adam da örgütün bir üyesiydi demek. Muhtemelen Gedhilfe'nin Dushalı mahalle veya köylerinden birinde doğmuştu. Livei çok fazla Dushalı arkadaşı olduğu için onların kültürüne ve yapılarına fazlasıyla hakimdi. Buralı olmayan, Deinzei ile alakası olmayan birinin neden örgüte yardım edip kendini riske attığı merakını celbetti. "Livei." diye kendini kısaca tanıtıp gülümsedi kendisine boş bakan adama doğru. Adamın onu hatırlaması ise genç kıza garip gelmişti. Örgütte kaç kişi vardı toplamda? Nasıl herkesi ve her yeni geleni tanıyabiliyorlardı? Ayrıca gerçek lider kimdi? Şu anda hapiste olanlar mı? Belki de hiç lider yoktu ve herkes eşitti? Demokrasi gibi. Mümkün olabilir miydi?

Soluklanmak ve bir yudum çay içmek için masaya geçmişlerdi. Masada o ana dek tartışılan her şeyin yeniden konuşulması Livei'nin canını sıksa da Shira'nın fikirlerini merak ettiği için bütün dikkatini yeni tanıştığı adama doğrulttu. Beklentilerinin aksine Shira hiçbir tereddüt dile getirmeden hemen başını sallamış ve Mavi ile Friks'in düşüncelerini onaylamıştı. Üstelik bununla da kalmamış, anında bir plan kurgulamış ve herkese rollerini vermişti. Emir cümleleriyle konuşsa bile ses tonunda emreden bir üslup olmaması Livei'nin hoşuna gitmişti. Bir üyeyi kaçırıp işkence etme fikri genç kızın tüylerini ürpertse de ödenmesi gereken bir bedel olduğunun farkındaydı. Sonuç olarak bu insanlar onlarca, belki de yüzlerce Gedhilfelinin ölümüne sebep olmuşlardı. Bütün planı zihninin bir köşesine kazıdıktan sonra başını sallayarak Shira'nın söylediklerini onayladı. Normalde yeni tanıştığı insanlara bu kadar çabuk güvenmezdi ancak adamın beden dili ne yaptığını iyi bildiği imajını yansıttığı için fazlasıyla güven vericiydi.

Plan onaylandıktan sonra element kullanıcısı olan herkes, takviye tüplerini kontrol etmek üzere evlerine dağılmıştı. Kalbi heyecandan küt küt atan Livei, eve nasıl kendini attığını anlamamıştı bile. Yol boyunca düşünmekten ve heyecanlanmaktan, yolda olup biten hiçbir şeye dikkatini verememişti. Hızla dolabını açtı ve onlara her görev öncesi polis merkezi tarafından verilen tüplerini kontrol etti. Dört taneydi. Cebine iliştirdiği kağıdı çıkarıp üzerinde yazan numarayı aramak üzere telefona yöneldi. "Hepsi tamam."
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl Kan Cemiyeti

#7
Telefon numarasını çeviriyor ve Shira'ya ulaşıp durum bildiriyorsun. Shira, sana nereye konuşlanacağını anlatıyor ve anlattığı yere gitmek için belirtilen saatte yola çıkıyorsun. Trablo meydanına vardıktan sonra gitmen gereken konumu tespit edip beklemeye başlıyorsun. Yoldan geçenleri izlerken aralarında Mavi'yi de görüyorsun ancak kendisi seni görmeden gitmesi gereken bölgeye doğru ilerliyor. Herkes toplandıktan sonra saatler kontrol ediliyor ve ilgili eve doğru yola çıkılıyor. Yolda herhangi bir sorunla karşılaşmıyorsun ancak evin önüne vardığında Friks'in nefes nefese olduğunu ve Mavi ile Shira'nın evin önünde olmadığını fark ediyorsun. Friks, kendi kendine "Hay anasını sikeyim böyle işin. Ne yapacağız şimdi ta anasını sikeyim." diye sayıklıyor ve seni görünce hızlıca sana doğru koşup "Mavi'yi kaçırdılar, sıçtık amına koyayım." diyor. Shira da nefes nefese yanınıza geliyor ve "Mavi plana uymadı." demekle yetiniyor. Friks, iyice kızgınlığını belli ettikten sonra Shira yüksek sesle "Friks, Mavi niye plana uymaz sence abi?" diyor. Friks'in gözleri fal taşı gibi açılıyor ve "Yok artık amına koyayım." diyor. Friks "Shira, Mavi'yi öldürürler." dedikten sonra Shira hemen söze giriyor ve "Livei, polis memurusun, yeteneğine güvenerek bu adamı senin kaçırmanı ve karargaha getirmeni istiyorum. Bunu yapabilirsin, değil mi? Biz de Mavi'yi bulacağız." diyor. Hemen yanından ayrılıyorlar ve sonrasında arka cebini yoklayıp Shira'nın telefon konuşması sırasında getirmeni istediğin şeyi hissediyorsun, bir kelepçe.

Karşındaki eve bakıyorsun ve bahçe kapısının açık olduğunu fark ediyorsun. Ev iki katlı ve ikinci katında sol tarafta olan odanın ışıkları açık. Perdesi bulunmayan odanın camına dikkatli bir şekilde baktığında bir gece lambası görebiliyorsun. Birinci kata baktığında kapının sağında bulunan odanın camının açık olduğunu fark ediyorsun. Evin bir arka bahçesi olduğu da bahçenin büyüklüğünden belli oluyor ancak içeriğini bulunduğun hizadan görmen mümkün değil.

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl Kan Cemiyeti

#8
"Mavi'yi mi kaçırdılar?" Duydukları ona o kadar absürt gelmişti ki gerçekliği sorgulamaya başlamıştı genç kız. Shira ile telefonda konuştuktan sonra belirlenen saatte belirlenen bölgede buluşmak için Trablo meydanına gelmişti. Yolda giderken Mavi'yi de görmüştü ancak kafası fazla meşgul olacaktı ki Mavi onu fark etmemişti. Şimdi ise bütün planın bozulduğunu, Mavi'nin kaçırıldığını ve öldürülme tehdidi altında olduğunu öğreniyordu. Dyoch, Dhæcho ve şimdi de Mavi mi? Onunla arasında tam bir güven bağı kurmayı şimdiye dek başaramamış olsa da öz abisi öldürülmüş gibi sinirlenmişti tüm bu olanlara.

İçini kaplayan büyük korku ve telaş gittikçe alevlenmeye başlarken Shira'nın emirlerini zar zor takip etmişti. Polis memuru olarak yeteneklerini kullanarak planlarındaki adamı kaçırması ve karargaha getirmesi gerekiyordu. Sırf bu iş için yanına kelepçe getirmişti. Bir plan yapmalıydı. Polis gibi davranıp adamı terör suçundan tutuklayabilirdi. Üzerinde üniforması yoktu ancak sivil polis taklidi yapabilirdi belki. Ancak adamın ismini bilmiyordu ve bu durumda rolü inandırıcılığını kaybederdi.

Karşısındaki evin bahçe kapısı açıktı. Usulca oradan içeriye doğru ilerledi. Müstakil ev iki katlıydı. İkinci katta perdeleri olmayan bir odada açık olan gece lambasından içeriyi görebiliyordu. Bahçenin arkaya doğru ilerleyen bir kısmı da var gibiydi ancak şu anda orayı göremiyordu. Birinci katta sağda bulunan odanın camları açıktı. Bir an için tereddüt ettikten sonra adamın evine gizlice girmeye karar verdi. Hiç kimseye görünmemeye çalışarak açık olan cama doğru ilerleyecekti ve camdan içeriye girecekti. Sonrasında ikinci kata çıkacak, adamı yakalayacak ve etkisiz hale getirecekti. Kafasında her şey basitti ancak böyle basit mi ilerleyecekti ondan emin değildi. "Frum ve Ser beni korusun." diyerek planını gerçekleştirmek üzere açık cama doğru ilerlemeye başladı.
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl Kan Cemiyeti

#9
Açık camdan giriyor ve kendini bir yatak odasında buluyorsun. Odanın ışıkları kapalı olduğu için sadece dışarıdan gelen ışığın yansımasıyla birkaç nesneyi seçebiliyorsun. Odanın sol tarafında bulunan yatağın kenarında bir dolap var ve bu dolabın en üst kapağı açık bırakılmış durumda. Sağ tarafa baktığında ise kocaman bir ayı oyuncağı görüyorsun. Oda ışıksız olduğu için tam olarak belli olmasa da duvarlar açık bir renk gibi görünüyor. Işığın en çok yansıdığı yer olan zemine gözlerini çevirdiğinde ise odanın halıyla kaplandığını fark ediyorsun. En aydınlık tarafına baktığında ise halıda 'tatlı' diyebileceğin hayvan tasarımları olduğunu görüyorsun. Hareket etmeye başlayacakken odanın ışığı bir anda açılıyor. Gözlerini yerden yukarı çevirdiğinde gözlerinin önünde küçük bir kız çocuğu olduğunu görüyorsun. Kızıl saçlı, yeşil gözlü kız çocuğu sana korku dolu gözlerle bakıyor ve tek bir soru sormakla yetiniyor. "Abla, sen kimsin?" Çocuğun arkasına bakıyorsun ve koridor ışıklarının da yanmış olduğunu fark ediyorsun. Evde herhangi bir makine çalışmadığı için başka bir odadan gelen derin horlama sesini de rahatlıkla duyabiliyorsun. Karşındaki küçük kızın gözlerinin dolmaya başladığını fark ediyorsun.

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl Kan Cemiyeti

#10
Girdiği karanlık odaya gözleri henüz alışamadığı için dışarıdan gelen ışığın yardımıyla etraftaki nesneleri seçebilmeye başlamıştı genç kız. Yatak odası olduğunu tahmin ettiği alanda kocaman bir oyuncak ayı gözüne çarpmıştı. Oyuncak ayı ne alakaydı? Halı ile kaplı olan odada oldukça şirin hayvanlı figürler olması genç kızın gittikçe endişelenmesine sebep oldu. Yoksa? Işıkların açılması ile yerinden sıçrayan Livei karşısında ürkek bir sincap gibi gözlerini ona diken küçük bir kız çocuğu ile karşılaştı.

"Hassiktir.

Hay sikeyim böyle işi.

Izdırabınızı, gelmişinizi, geçmişinizi..."


Friks'in neden bu kadar çok küfür ettiğini şimdi daha iyi anlamıştı. Rahatlatıyordu insanı. Acılarını ve kaygılarını azaltıyordu. Diğer odadan gelen derin horlama seslerini duyabiliyordu. Kız ağlayacak, çığlık atacak, ses çıkaracak olursa işi bitecekti. Livei çocukları severdi. Çocuklarla iyi anlaşırdı. Çocuklar da onu severlerdi. Şu anda bu absürt durumu küçük bir çocuğa nasıl açıklayabilirdi? İşaret parmağını yavaşça ağzına götürerek çocuğa sessiz olmasını işaret etti. "Şşşşş korkma." Sonra kızın yanına yaklaşarak sessizce konuşmaya başladı. "Seni korkutmak istememiştim özür dilerim. Ben kötü birisi değilim." Acilen bir yalan bulmalı ve kendisini bu durumdan kurtarmalıydı. "Ben polisim. Bak kelepçemi gördün mü? Babanın bir arkadaşıyım ve onunla görüşmem gerekiyor. Ve bu oldukça önemli bu yüzden olabildiğince gizlenerek geldim. Kötü bir şey olmayacak korkma. Sen uykuna devam et tamam mı? Herhangi bir ses duyarsan da odandan dışarı çıkma." Küçük kıza kocaman gülümseyerek ve gözlerine bakarak konuşmuştu. Herhangi bir aksilik çıkması durumunda ağlayabilirdi. Profesyonelliğini çok zor koruyordu. İçinden Shira, Friks ve alakası olmasa bile Mavi'ye sövüyordu. Adamın küçük bir kızı olduğunu biliyorlar mıydı? Onu neden tek başına yollamışlardı?
Image
► Show Spoiler
Locked

Return to “Trablo Meydanı”

cron